‘’Pereira sorun oldu artık!‘’
Hayır, madem Miha Zajc bu kadar önemli değerliyse aynı bölgeye Crespo ve Meyer'i neden transfer ediyorsunuz, bu nasıl bir kadro mühendisliğidir Sayın Ali Koç ve Sayın Vitor Pereira lütfen söyler misiniz?
Gustavo etkisiz eleman gibi. Kariyerini inkar eden bir performansla oynuyor haftalardır. Vitor Pereira'nın "Değerlisi" Zajc da Gustavo gibi etkisiz kalınca Fenerbahçe'nin orta sahası deyim yerindeyse atıl hale geldi maalesef.
Maçın geride kalan süresini ve olası sakatlıkları hesaba katmadan üç değişikliğe biraz erken gittiği için ilerleyen bölümde takımının Valencia'nın sakatlığıyla bir kişi eksik oynamak zorunda kalmasına sebep olan da keza Portekizli teknik direktördür bence.
Şüphesiz Attilla Szalai, Pelkas, Nazım Sangare, hatta kaleci Altay dahil Fenerbahçe'nin kadrosunu oluşturan futbolcuların önemli bir bölümünde düşüş gözlediğimizin altını da çizmek zorundayız kalın bir çizgiyle. Bu fotoğrafın ortaya çıkmasında asıl sorumluluğun Sayın Vitor Pereira'ya ait olduğunu söylersek yanılmış olmayız her halde.
Serdar Dursun'un bu kaçıncı yanlış tercihi ve yeterdiz vuruşu, saymadım. Dün akşam da ne golü atabildi nede sağdaki müsait arkadaşını gördü veya görebildi gurbetçi futbolcu.
Şu bir gerçek Sayın Vitor Pereira hala Türkiye'nin en değerli ve önemli kulüplrindenden birinde teknik direktörlük yaptığının farkında değil. Dolayısıyla da üst üste üçüncü yenilgisini almaktan kurtulamadı yaptığı tercihlerle.
Devşirmelerle abad olunsa Osmanlı İmparatorluğu tarihe karışmazdı, birilerinin bu gerçeği Portekizli teknik direktöre anlatması şart. Ferdi'den solbek, Osayi'den sağbek yaratmaya çalışıyor hala ırmağı tersten yüzmek ısrarından ötürü.
Sonra madem oynayacak durumdaysa neden İrfan Can'ı ilk onbirde sahaya sürmüyorsun arkadaş. İdeal sağbek ve solbekin yokken ve Miha Zajc da senin vazgeçilmezinse neden Mert Hakan, Sosa da yedekte bekliyorken Crespo ve Meyer'i önereyorsun veya alınmasına "Olur" diyorsun.
Bu kadro asla şu yaşananları haketmiyor. Bence Vitor Pereira gerçekle inatlaşmakta ısrar ediyor.
Dolayısıyla aklın yolu bir. Bu kadro kaliteli ve değerli. Ama bu sistemi oynayamadığı da diğer bir gerçek. Bence Sayın Ali Koç kararlı bir tavırla Vitor Pereira'yla oturup hesaplaşmak zorunda. Yani ya kadronun yapabileceklerine dönecek Portekizli teknik direktör yada 'Bana izin, hoşça kalın" diyecek.
‘’Bilimle inatlaşıyor Pereira!‘’
Fenerbahçe maçın tamamına yakınını üstün oynadı, ama iki girişimden iki gol çıkardı Alanyaspor. Birden fazla nedeni var elbette bu sonuç ve skorun. Ama en önemli nedenlerden birisi Vitor Pereira'nın bilimle inatlaşması olsa gerek. Hollanda genç milli takımının 10 numarasından sol bek yaratmak bir lükstür, tıpkı Osayi Samuel'den ideal sağ bek yaratmak gibi. İstemek, hayal etmek güzeldir ve insanidir. Ama karadan gemi yüzdürmeye çalışmak çok da akılcı olmasa gerek.
Pelkas eski Pelkas değil. Nazım Sangare de öyle. Serdar Dursun iyi bir futbolcu olabilir ancak çevre görüşü sorunlu bence. Aksi olsa solunda iki sağında da bir arkadaşı çok müsait durumdayken Fenerbahçe'nin daha maçın başında yakaladığı o pozisyonu kalecinin üstüne vurarak heba etmezdi. Tamam, golcüler biraz egoisttir, ananne. O zaman o golü atacaksın.
Peki, Fenerbahçe bu kadar üstün oynadığı bir maçı neden kaybetti. Süper Lig'in en değerli kadrolarından birine sahip oldukları halde neden bir ritim ve istikrar yakalamıyor sarı lacivertli takım. Bu sorunun tek cevabı var bana göre; Vitor Pereira'nın bilimle inatlaşmakta ısrar etmesi.
İstemek, düşlemek güzel şeydir. Ama başında bulunduğun kadroya o kadronun neyi yapıp yapamayacağını görmeden, kabullenmeden yapılamayacak olanı dayatırsan hüsrana uğrarsın, camiaya ve yönettiğin kadroya hüzünler yaşatırsın.
Savunmanın solunda Roberto Carlos, sağ bekte de Cafu oynuyorsa bu sistemde ısrar edebilirdin Sayın Pereira.
Sınıf teknik direktörler başında bulunduğu kadronun özellik ve kapasitesinden bağımsız olarak sistem tercihi yapmaz, yapamaz. Aksine iyi teknik direktörler yönettiği kadronun özellikleriyle çakışan bir sistemle oynamayı beniserler.
Sayın Pereira, sevgili hocam, lütfen daha fazla gerçek ve bilimle inatlaşma.
‘’Pereira şaşırtıyor!‘’
Vitor Pereira artık iyiden iyiye şaşırtıyor beni. Bilgisine saygım var ama bilimle inatlaşmakta ısrar etmesi karşısında şaşkınım ve olup bitene inanamıyorum.
Tamam, başarılı olacağınıza inandığınız bir sistem olabilir. O sistemde belli bir süre ısrar etmek de hakkınız, amenna.
İyi de eğer elinizdeki kadro inandığınız sistemin gereğini yapamıyorsa, bunu da aylardır segilediği performansıyla bas bas bağırıyorsa şapkanızı önünüze koyup düşünmek ve gereksiz ısrarınızdan vazgeçeceksiniz. Aksini yapmakta ısrar ederseniz aldığınız eğitim ve kariyerinize haksızlık yaparsınız, "Sınıf" bir teknik direktör olduğunuz hakkında soru işaretlerine yol açarsınız.
Royal Antwerp takımı Belçika'nın sıradan bir takımı. Geçen hafta Belçika Ligi'nde küme düşmen
meye oynayan takımı Zulte Waragem'e yenilmekten kurtulamadı. Ve takım en değerli ve önemli futbolcusu Radja Nainggololan'dan yoksun olarak çıktığı maça deyim yerindeyse galibiyeti kaçıran taraf olarak ayrılıyor Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndan.
Keza kadro değeriyle ikiye katlıyor Fenerbahçe bu Antwerp'nkini. Beğenmediğin Samatta ve Frey'i onlara göndermişsin üstelik. E, oynanan futbola bakıyorsunuz, Belçika'nın bu mütevazi takımı daha iyi Fenerbahçe'ye oranla dün akşamki maçta.
O halde orta yerde tellal çağıran bir sorun var demektir. O sorun da Feberbahçe'nin bu kadroyla oynayamadığı, veya oynamakta zorlandığı bir sistemde ısrar etmekten başka birşey değil.
Sınıf teknik direktörler bilimle inatlaşmaz, kadrosunun özellikleriyle galabe çalamayan bir sistemi ısrarla o kadroya dayatmaz. Bu sistemde ısrar etmese veya başında bulunduğu kadronun özelliklerine daha uygun bir sistemle yola devam etmeyi benimsese Fenerbahçe hem Başakşehir ve Trabzonspor maçlarını kaybetmezdi hem de bu Royal Antwerp'i dün akşam puansız uğurlardı Belçika'ya.
‘’Hakem sonucu etkiledi!‘’
Fenerbahçe dün akşam golü erken buldu. Ama hakemin kötü performansı ve Altay'ın almadığı veya aldırdığı önlemle de golü yedi.
Ali Şansalan'ın Kim Min Jae'ye çıkardığı ikinci sarı kart çok ağırdı ve maçın gidişatını etkiledi resmen. Oysa Kim'in o hareketi faul bile değildi halbuki. Dolayısıyla bu tür maçların hakemi olmadığını da kanıtladı Ali Şansalan en azından şimdilik.
Mesut Özil girdiği pozisyonda Fenerbahçe öndeyken atsa ya da attırsa maç sarı lacivertliler adına psikolojik üstünlüğü getirecekti. Ama maalesef kalitesine yakışmayanı yaptı o.
Dolayısıyla Kim'in atılmasıyla maçın momentumu tamamen Trabzonspor'a döndü. Bu da doğaldı. Çünkü maçın büyük bölümünü ligin tek namağlup takımına karşı bir kişi eksik oynamak hele de deplasmanda hiç de kolay değil.
Açıkçası Fenerbahçe bir kişi eksik kaldıktan sonra kimyası bozuldu ve maçın geri kalan bölümünü tek kale oynadı neredeyse Abdullah Avcı'nın takımı.
Vitor Pereira'nın yorulmuş, yıpranmış Osayi Samuel'in yerine Nazım Sangare'yi bu kadar geç oyuna almasını yadırgadım. Keza iyi oynayan, bir de gol atan ve ama oldukça yorulan Rossi'nin yerine en azından ikinci yarının ortalarında Mergim Berisha'yı oyuna almamasını da.
Tamam, kötü bir hakem performansı maçın sonucunu direkt etkiledi. Ali Şansalan penaltı için pozisyonu izlemeye giderken kalesinden kopup elli altmış metre uazaklığa gelmiş kaleci Uğurcan'la burun buruna geldi ama sarı kartını çıkaramadı. Keza, attığı penaltıdan sonra centilmenlik dışı hareket yapan Bakasetas'a da sarı kartını çıkaramadı maalesef.
Maça hakem hataları damga vurmasa bu zor deplasmandan en kötü ihtimalle Fenerbahçe'nin bir puanla döneceğine inananlardanım. Dolayısıyla boyu uzun, çok şeye gebe hala ligimiz, yeterki hakemlerin gölgesi düşmesin üstüne geri kalan dönemde.
‘’Mesut Özil'e yakışmadı!‘’
Mesut Özil tüm dünyada adı bilinen, futbolla az çok ilgilenen her kesin saygı duyduğu bir karakter.
Dahası, başında bulunduğu kadroda Mesut'u görmek istemeyen, gördüğünde de mutlu olmayacak teknik direktörlerin aklı melaikesi hakkında şüpheye düşülür doğal olarak.
Sayın Vitor Pereira ise Porto Üniversitesi, Spor Bilimleri ve Beden Eğitimi Yüksekokulu Beden Eğitimi bölümünden antrenör olarak mezun olmuş bir spor adamı.
Ayrıca çocuk yaşta futbola başlamış, çeşitli takımlarda futbol oynamış, sonra da alt kademelerden işe başlayarak antrenörlüğe adım atmış.
Yardımcı hocalık ve antrenörlükten sonra başına geçtiği Porto'yu iki, sonra Yunanistan'da Olimpiyakos'u bilahare Çin'de Shanghai Port FC'yi de birer kez şampiyon yapmış bir teknik direktör. Yani tesadüfler sonucu olamaz Portekizli hocanın şu geldiği yer.
Peki, üç değişik ülkede çalıştırdığı takımı şampiyon yapan bir teknik direktörün Mesut Özil'i tanımaması, onun yetenek
ve kalitesinden bihaber olması olası mı? Yada sağlıklı, yani mental ve fiziki açıdan oynamaya hazır olan bir Mesut Özil'i Pereira'nın oynatmadığını iddia etmek akıl ve vicdana sığar mı?
Dolayısıyla, Vitor Pereira eğer Mesut Özil'i oynatmıyorsa bir bildiği var ve Mesut başta olmak üzere aklı melaikesi yetinde olan her kes buna saygı duymak zorunnda. Tabi, eğer Fenerbahçe'de sorun yaratmak için uyuyamayanlardan değillerse.
Efendim, "Mesut nasıl oynamaz"mış. Bal gibi de oynamaz kardeşim. Oynayacak durumda olsa her kesten önce Sayın Vitor Pereira onu oynatır. Cin gibi adam, farkındalığı yüksek, işinin ehli bir adam Portrkizli Hoca, çok kişinin görmediğini gören, bilmediğini bilen bir birikime sahip sonuçta.
Kaldı ki, futbol bir performans oyunu. Yani, isimle veya başka saiklerle değil ancak performansıyla formayı hakediyor artık tüm dünyada futbolcular.
Dolayısıyla oyuna girmediği için ısınma yeleğini Pereira'ya doğru fırlatan Mesut Özil en hafif deyimiyle ayıp etti. Unutmasın ki, o aynı zamanda kaptanı Fenerbahçe'nin. Hocasına tepkisi, itirazı, söyleyecekleri varsa bütün bunları maçtan sonra odasına gidip söyleyebilirdi pekala Pereira'ya.
Çok ayıp etti ve kendisine yakışmadı. Tamam, her futbolcu her an sahada olmak ister, buna saygı duyarım. Mesut Özil gibi bir futbolcunun kendisine şu soruyu sorması lazım; her açıdan oynamaya hazır bir Mesut Özil'i Pereira'nın oynatmaması olur şey mi?
‘’İlacı sabır ve zaman!‘’
Fenerbahçe genelde tempolu ve iştahlı başlıyor maçlara. Golü ilk golü bulursa pek zaiyat vermiyor. Ama ilk golü kalesinde görürse durum değişiyor.
Panikliyor, hızlı oynamakla telaşlı oyunu karıştırmaya başlıyor. Dolayısıyla Fenerbahçe'ye yakışmayacak denli çok pas hatası yapıyor maalesef.
Hoş eksiği ve gerekçeleri de var Vitor Pereira'nın. Bir kere sisteminin en önemli oyuncuları Nazım Sangare ve Tisserant'tan yoksun haftalardır. Pelkas, Sosa ve İrfan Can'ın uzun süren sakatlıklarını da unutmayalım.
Elbette Portekizli teknik direktörün bir diğer handikapı da inandığı ve güvendiği kimi oyuncularının performanslarındaki gelgitlerdir.
Misal, Serdar Dursun hiç katkı sunamıyor takımına. Tamam, ciddi bir sakatlık geçirdi gurbetçi futbolcu, ancak rakip kale önünde bu kadar etkisiz olması, topu ayağında tutamaması anlaşılır gibi değil.
Luiz Gustavo'nun golü harikaydı. Kendisi adına sevindim. Kesinlikle yorgunluk emareleri gösteriyor Brezilyalı yıldız futbolcu. Artık zaman zaman geç kalıyor müdahalelerinde topu ayağından çıkarmakta ondan beklenmiyecek şekilde.
Kasımpaşa'ya karşı skor dışındaki istatistiklerde gerideydi dünkü maçta sarı lacivertliler. Bunun çok nedeni var. Bunlardan biri eksiklikler, Gustavo'nun yorgunluğuysa diğeri de Serdar Dursun'un etkisizliği, Muhammet'in deneyimsizliği ve Rossi başta olmak üzere kimi futbolcularının sezonbaşı kampını arkadaşlarıyla geçirememesinden ötürü uyum sorunu yaşamasıdır.
Miguel Crespo'nun performansı şuan için yetersiz, bu bir gerçek. Ancak çok geç katıldı takıma, unutmayalım.
Mergim Berisha tam bir takım oyuncusu. Yetenek, fizikgüç ve konsantrasyonuyla oynamayı hakediyor. Rossi çok çalışkan bir futbolcu. Dün iki golde de katkısı vardı.
Açıkçası Fenerbahçe'nin oynadığı futbol tatminkar değil şimdilik. Ancak yukarda da altını çizdiğim gibi eksikleri ve gerekçesi var. Dolayısıyla milli araya lider girmesi azımsanacak bir başarı değil. Umarım bu aradan sonra hem sakat futbolcuları iyileşir, hem uyum sorunu konusunda da yol kateder sarı lacivertliler. Zira sabır ve zamana ihtiyaçları var Pereira ve öğrencilerinin.
‘’Bu skor Pereira'nın eseri‘’
Pereira'ya hep saygı duydum. İnandığı sistem ve tercihlerine de. Ancak bu saygım gerçekle inatlaşmasını kapsamıyor.
Tamam, bir sisteme inanmak ve onda ısrar etmek özgürlüğü hakkı var teknik direktörlerin. Ancak sınıf teknik direktörler biraz da esnek olmalı, başında bulunduğu kadronun neyi başarıp başaramayacağını, kadrosunun daha çok hangi sistemle kapasitesinin karşılığı olan performansa ulaşabileceğini öngörmek sorumluluğu da var.
Üçlü savunmayla oynamak heyecan verici bir sistem. Ama bu sistemle oynamanın ve başarılı olmanın olmazsa olmazı iki bekinizin ekstra yeteneğe, bitmez tükenmez enerjiye sahip olmasını zorunlu kılar.
Oysa hem Ferdi Kadıoğlu hem de Osayi Samuel'in ne bu yeteneği ne de enerjisi var.
Dolayısıyla Olimpiakos gibi bir takımla çok önemli ve kritik bir maç oynuyorsanız, hele de dayattığınız sistemin karşılığını verecek belli başlı futbolcularınız çeşitli nedenlerle oynamayacak durumdaysa yeni bir yol haritasıyla yola devam etmek zorudasınız Sayın Pereira.
Daha açık bir ifadeyle söylersek, santraforunuz, kanat bekleriniz devşirme, orta sahayı çekip yönetecek maestronuz ve Mesut Özil gibi bir dünya starı da yok. O zaman durup düşünmek ve ona göre plan yapıp, sistem değişikliğine gitmek avaz avaz bağırmıyor mu?
Taviz vermek, esnek olmak bazen zorunluluktur Sayın Pereira. Ne ayıp ne günahtır bu. Oysa kimi zaman taviz ve esneklik sizi esenliğe çıkarabilir pekala. Umarım sizi zenginleştirir Şükrü Saraçoğlu'nda Olimpiyakos karşısında Fenerbahçe'ye yaşattığınız bu hezimet.
‘’Galibyeti hak etti‘’
Fenerbahçe haklı bir galibiyet aldı. Sezonun flaş takımı Hatayspor karşısında hem de deplasmanda bu kadar rahat bir galibiyet alacağını hocası Pereira da dahil herhalde hiç kimse beklemiyordu.
Açıkçası Berisha hariç formanın hakkını vermeyen tek sarı lacivertli futbolcu yoktu dün Hatay'da. Savunmada Kim Min Jae ve Atilla Szalai dikkatli, çabuk ve müthiş uyumlu. Rakip defansa yaptığı presle oyunun savunma yönünde Fenerbahçe'ye konfor yaşattı Diego Rossi bana göre.
Topa sahip olmayı dert edinmeden alan daraltan oyunda Mert Hakan da Miguel Crespo da yeterince sorumluluk aldılar. Gencecik Muhammed'e ise "Maşallah" demek lazım. Özgüveni de enerjisi de sorumluluk alması da üst düzeyde.
Enner Valencia yorulana kadar en iyi performanslarından birini segiledi. Zaten yorulmasa girdiği onca pozisyonlardan en az iki gol daha çıkarırdı büyük ihtimalle Ekvadorlu yıldız. Dolayısıyla Vitor Pereira'nın yorgunluktan mecalsiz kalana kadar onu sahada tutmasını yadırgadım. Osayi Samuel bir türlü standart yakalayamıyor. Dün de dalgındı hatta sanki biraz da yorgun. Hatayspor'un golünden önce yaptığı pas hatasını başka türlü değerlendirmek mümkün değil.
Tisserand, İrfan Can, Nazım Sangare, Miha Zajc, Jose Sosa gibi çok önemli oyuncaları sakatken Hatayspor deplasmanından üç puanla dönmek çok değerli ve önemlidir. Mert Hakan, Valencia, Serdar Dursun tarafından değerlendirelemeyen onca pozisyon da cabası.