‘’Burada maç havası yok!‘’
Milli Takımımız, EURO 2024 Elemeleri'ne Ermenistan deplasmanıyla başlayacak. Biz de bu önemli mücadele öncesi soluğu, maçın oynanacağı Başkent Erivan'da aldık. Ay-Yıldızlılar, yarınki karşılaşmayı 1935 yılında yapılan 14 bin 403 koltuklu Republican Stadı'nda oynayacak. UEFA, bu maç için misafir takım seyircisine için izin vermediği için Türk taraftarlar tribünde yer alamayacak. An itibariyle Erivan'da tam bir ilkbahar havası hakim. Gün içinde hava sıcaklığı 20 derecelere kadar ulaştı. Yarın da uzmanlar benzer bir hava olacağını tahmin etse de, hafif bir yağmur ihtimali de bulunuyor. Erivan'ı yakından gezme fırsatı buldum.
Hareketli bir yer değil
Sokakları, meydanları, heykelleri, kiliseleriyle tarihi bir şehir Erivan. 3 milyon nüfuslu Ermenistan'ın Başkent'i Erivan'da 1 milyondan fazla kişi yaşıyor. Şehir çok fazla hareketli değil. Açıkçası yarınki Ay-Yıldızlılar'la oynayacakları maça dair bir şey göremedim. Yani kentte pek bir maç havası yok.Umarım, Milli Takımımız, büyük bir coşkuyla Ermenistan karşısında mücadele eder ve güzel bir galibiyet alır.
Karşılaşma, 14 bin 403 kişilik Republican Stadı'nda oynanacak.
‘’Sezonun en önemli favorisi‘’
Trabzonspor büyük takımlar içerisinde sezona en erken ve dertlerinden en fazla arınmış takım olarak başlamıştı… Bordo-Mavililer Riva’da toplandığında transferin gelen giden kısmının büyük bölümünü halletmişti. Trabzonspor ilk antrenmana çıktığında ise şampiyonluk yarışındaki rakiplerinin bırakın transferi bazısının daha teknik direktörü bile belli değildi. İşte bu avantajla başladı Trabzonspor’un Riva kampı…
Kıran kırana idmanlar
Yeni gelenlerin gözlerinin içi gülüyor, eskiler rekabete hazır gençler ise kadroya tutunma yarışında. İlk günlerden itibaren antrenmanlar kıran kırana geçti. Normal şartlarda bir teknik direktör bundan çok mutlu olur. Avcı da memnundu ama bazı antrenmanlar maç havasındaydı. Abdullah Avcı’nın sakatlık endişesinden erken bitirdiği antrenmanlar gördük.
Yeniler iyi, Trondsen sağlam
Gervinho ve Koita yeni gelenlerin en isteklisi… Peres’in kalitesi her top ayağına geldiğinde ya da kademeye girdiğinde belli oldu. Bakasetas ise tam bir maestro. Nwakaeme çok daha ciddi, tandemdeki ikiliye ise yine gıpta ile bakılıyor. Geçen sezonun başında sakatlanan Trondsen ise sapa sağlam dönmüş, belli. Trabzonspor, daha ilk hazırlık maçından da sezonun en önemli favorisi olduğunu gösterdi.
İlk bölüm verimli geçti
Peki Trabzonspor’un hiç mi eksiği yok her şey toz pembe mi? Hayır! Bir defa bazı oyuncular henüz hazır değil, tamamlayıcı oyuncular özellikle. Sol bekte büyük sıkıntı var, o mevki transfer diye adeta bağırıyor. Ekuban can sıkıyor, konuyla ilgili yapılan açıklamalar pek iç açıcı değil. Belli ki Ekuban gidici… Toparlarsak ilk bölüm verimli geçti diyebiliriz… İkinci bölüme Uğurcan, Hamsik ve Abdülkadir Ömür ile birlikte bir de sol bek gelecek. Ve ikinci bölümde en az üç hazırlık maçı var
‘’İkinci yarıya daha güçlü bir Fırtına‘’
Trabzonspor’u adım adım takip eden fotomuhabirimiz Serkan Hacıoğlu, Antalya kampını değerlendirdi...
■ Erce Kardeşler: Hazırlık maçlarının ilkinde bir devre, ikinci maçta da 90 dakika forma giyen Erce, güven verdi. Antrenmanlardaki çalışkanlığı ve hazırlık maçlarındaki görüntüsüyle teknik heyetten tam not aldı.
■ Uğurcan Çakır: İlk yarının son maçında bileğinden yaşadığı sakatlık nedeniyle takımdan ayrı çalıştı. Salonda idmanlar yaptı. İkinci devreye hazır bir şekilde başlamasını bekliyoruz.
■ Hüseyin Türkmen: Trabzon’un genç oyuncusu Hüseyin Türkmen kampta kendini bulmaya çalıştı. İlk yarının son haftalarında performansındaki düşüş nedeniyle eleştirilerin odağında olan genç oyuncu kampı en iyi şekilde değerlendirdi.
■ Fernandes: Devre arasında ismi gönderilecekler arasında gösterilen oyuncu antrenmanlarda gayretliydi. Bordo-Mavililer’in yapacağı transfere göre durumu netleşecek.
■ Kamil Ahmet: Kampın belki de en hırslı ismi desek yeridir. Zira antrenmanlarda, çift kale maçlarda ortaya koyduğu görüntü, ‘Formayı çok istiyor ’ dedirtti. İkili mücadelelerde rakibine hiç acımadı. Abdulkadir çok formda
■ Abdulkadir Parmak: Her geçen gün üzerine koyarak yoluna devam ediyor. Her maç, her antrenman, her gün onun için tecrübe birikimi. İkinci yarıda formanın en güçlü isimlerinden. Çimşir ’i bu mevkide oldukça zor karar dönemi bekliyor.
■ Pereira: Bildiğimiz Pereira... Hırslı, istekli ve mücadeleci. Tecrübeli oyuncunun bu yönlerini kampta yeniden izledik. Her ne kadar formanın bir numaralı adayı olsa da Kamil Ahmet ve Serkan Asan ile müthiş bir rekabet içinde.
■ Hosseini: Sakatlık döneminin ardından toparlanmayı kısa sürede tamamladı. Devre arasının sessiz ancak çalışkan ismi. ‘Görev adamı ’ deyiminin en çok yakıştığı isimlerden.
■ Campi: Her geçen gün takıma daha çok adapte olmaya ve performansını yukarıya taşımaya devam ediyor. Hazırlık maçlarındaki görüntüsü beğenildi.
■ Doğan Erdoğan: İlk yarıda forma şansı açısından şanslı isimlerden. En çok rekabetin olacağı orta saha (ön libero) mevkinde işi elbette zor. Ancak hazırlık maçlarındaki görüntüsü göz doldurdu.
Golün diğer adı Alexander Sörloth
Trabzonspor’un Kuzey Yıldızı... Kelimenin tam anlamıyla onun adı bay gol... Soğukkanlı, çalışkan ve işini yapan Sörtolh takımını sırtlamaya devam ederken gol krallığı yarışında da da ikinci yarıda rakiplerine adeta gözdağı verdi. Kampın en çalışkanlarından. Genç forvet Koray Kılınç ile zaman zaman çok güzel fotoğraflar veren Sörloth tam bir profesyonel.
Tecrübenin teknikle buluşmuş hali: Ndiaye
Trabzonspor’un flaş transferi, sadece çalışkanlığı ile değil, kısa sürede takıma adapte olmasıyla dikkat çekti. Çift kale ve taktik maçlarda kalitesini sergiledi. İlk antrenman maçında attığı golle, “Ben geldim” dedi adeta. İkinci yarıda Trabzonspor’a çok katkı sağlayacağı aşikar. En büyük avantajı ise daha önce Osmanlıspor’da birlikte çalıştığı Hüseyin Çimşir’in hocası olması.
İşte gerçek Ekuban
■ Nwakaeme : İkinci yarıda formanın çok ucuz olmadığını anladığı takdirde çok daha iyi olacağını düşünüyoruz. Ancak kampta çok çok üzerine koyan bir Nwakaeme gördüğümüzü söyleyemeyiz.
■ Onazi: Yaşadığı uzun sakatlık süreci, sonrasında aldığı fazla kilolar... Bunlardan hiçbirisi tecrübeli oyuncuyu olumsuz etkilemedi desek yeridir. Kampa hızlı başladı, hızlı bitirdi. Formayı ne kadar özlediğini gösterdi.
■ Obi Mikel: Kendisine güveni, duruşu ve tecrübesiyle sanki bir adım daha önde. Kampta iyi bir görüntü verdi. Hüseyin Çimşir’in bu mevkide ilk 11’de yer vereceği isimlerden birisi olacağı düşüncesindeyiz.
■ Ekuban: Antrenmanlarda moral ve motivasyon olarak çok iyiydi. Sörloth ile birlikte ikinci yarıda, takımı gol yükü anlamında sırtlayan isim olacağının mesajını verdi.
Kalite diye yazılır Sturridge diye okunur
Kalite... İngiliz oyuncuyu anlatmak için tek kelime yeterli. Antrenmanlarda istekli görüntüsüyle dikkat çeken Sturridge, kampta takıma iyice alaştı. Arkadaşlarıyla diyaloğu iyi, morali yüksek. Böyle bir oyuncuyu idmanlarda bile izlemek büyük keyif veriyor. Özellikle çift kale maçlardaki nokta atışı pasları mükemmeldi.
Futbolcudan ötesi Jose Sosa
Kaptan Sosa artık Trabzonspor için bir futbolcudan çok ötesi... Takımın kaptanı, lideri, ağabeyi... Kişilik olarak da örnek gösterilecek ilk isim olan Jose Sosa kampta yine bir orkestra şefi gibiydi. Genç ağırlıklı bir kamp kadrosunda ortaya koyduğu görüntü ise, ‘bravo’ dedirtti. Kampta sarf ettiği “Burada bir hayalimiz var. Onu gerçekleştirmek istiyoruz” sözleri ise şehri ne kadar benimsediğinin göstergesi.
Ve genç oyuncular...
Abdürrahim Dursun, Serkan Asan, Koray Kılınç, Cafer Tosun, Behlül Aydın, Sefa Kınalı ve diğerleri... 12 genç isimle Antalya kampına giden Bordo-Mavililer’de, yıldız adaylarının hepsi gayretli ve bir o kadar çalışkandı. Genç kaleciler Arda Akbulut ve Kağan da Uğurcan’ın sakatlığında idmanda oldukça iyi sinyaller verdi. Trabzonspor’un gençleri, tecrübeli isimlerle çalışma şansını iyi değerlendirdi.
‘’Transfer şart!‘’
Bordo-Mavililer’in, Avusturya kampını değerlendirirken çok yönlü bakmak gerek. Takım iyi çalıştı. Herkes hırslı ve iyi niyetliydi. Tüm futbolcular Ünal Karaman’ın taktik anlayışına ve kurallarına uydu. Hazırlık maçları da evet bir gösterge değildir ama bir fikirdir. Trabzonspor’u Avustruya’da oynadığı dört maçtan ancak ikisinde ölçebiliriz. İlk ve son maçta gençler ve şans tanınanlar sahadaydı.
Hoffenheim ve Parma karşılaşmaları ise bir fikir verdi. Peki o fikir nedir? top yönetimde Kamp ve maçlar ortaya şunu çıkardı ki Fırtına’nın acil transfere ihtiyacı var. Orta alanın tamamını sorunsuz kabul edip iki kenar bekini de bunlara eklediğimizde geriye kalıyor forvet ve savunma. İşte Trabzonspor’un sorunları bunlar... Yoksa Karadeniz devinin sorunsuz bölgeleri şampiyonluk yolundaki rakiplerinden hem daha iyi daha hazır. Yani kıssadan hisse top yönetimde...
Sezonun iyi geçmesi için...
Bu takıma iki forvet, bir stoper, bir de sola alternatif şart. Prag maçının öncesi de bu süreç iyi yönetilmeli. Kampta yakalanan olumlu hava ve konsantrasyon Trabzon’da kaybedilmemeli. Dediğimiz gibi kamp olumlu geçti ama sezonun da olumlu geçmesi için top yönetimde.
‘’Trabzon yine berabere!‘’
Trabzonspor, Avusturya kampındaki son hazırlık maçında İtalya’nın Hellas Verona takımı ile 1-1 berabere kalsa da, bu skor kesinlikle takımın ölçüsünü izleyenlere yansıtmadı. Yusuf’lar yok Abdülkadir’ler yok. Gençlerler’le olanları görmek istedi Ünal Karaman. Verona maçı belki Sparta Prag maçı öncesinde son fotoğraf olarak görünse de sakatlık korkusu daha fazla ön plana çıktı. İlk yarıdaki kadro istekli olsa da yetersizdi. Kenarlardaki iki yeni yabancı transferde takım kalitesinin altında, özellikle Andjusiç! Doğan Erdoğan biraz kıpırdarken, Ahmet Canbaz ilerisi için umut verdi. İkinci yarıda kadro biraz değişince kalite arttı. Ünal hoca, elindeki tek forvet olan Ekuban’ı devrede sahaya sürdü. Nwakaeme’de yine ikinci yarıda sahne alanlar arasındaydı.
Birçok rakibin üzerinde
Nijeryalı kalitesiyle fark yaratırken, kampın başından beri sakatlığı nedeniyle hiçbir hazırlık maçında oynamayan Novak, sahada doksan dakika kalanlardandı. Bordo- Mavililer, savunmada sıkıntılı olsa da diğer bölgeleri birçok rakibinin üzerinde. Forvet ve alternatifler gelirse, bu takım şampiyonluğun en büyük adayıdır. Tabii Yusuf da yerinden kıpırdamayacak!!!
‘’Yine galibiyet kaçtı‘’
Trabzonspor Parma maçına çıkarken hiç şüphesiz ağır tempo ve sıcakta geçen antrenmanların da rakibi olacağı belliydi. Yusuf ve Uğucan’ın sakatlığının dışında Hoffenhaim maçından tek değişiklik Kamil Ahmet’ti. İlk yarıda geriye düşse de oyunun hakimi Trabzonspor’du. Gervinho’nun golünden sonra çabuk toparlanan Trabzonspor, Pereira’nın Queresma’yı hatırlatan vuruşuyla eşitliği sağladı... Sonrasında daha da iyi oynayan Bordo-Mavililer devre sonuna kadar Sosa ile bir penaltı kaçırdı, Muhammet’le de direğe takıldı. Bu iki pozisyon hem moral bozdu hem de konsantrasyon eksikliği yarattı. Bu fırsattan Gervinho devrenin sonunda iyi faydalanıp Parma’nın devre arasına önde girmesini sağladı.
Pozitif yönleri fazla
İkinci yarıda yine toparlayan Trabzonspor oyunu tuttu ve rakip sahada daha fazla gözüktü. Yusuf Sarı’nın istekli oyununa Abdülkadirler ve Nwaekame de katılınca önde bir hayli etkili gözüktü Bordo-Mavililer. Yusuf Sarı’nın mükemmel golü beraberliği de getirdi ve sonrasında girilen pozisyonlarda vardı ama galibiyet gelmedi. Trabzonspor’un bu maçtaki artıları istekli ve belli bölgelerde uyumlu gözükmesiydi... Eksikleri ise özellikle yan toplarda ki bu geçen sezondan da kalan bir sıkıntı ve savunmadaki uyumsuzluk... Ama şu bir gerçek ki Trabzonspor’un pozitif yönleri eksiklerinden daha fazla. Ancak o eksikleri de tamamlamak gerek. Özellikle forvete transfer şart. Ayrıca savunmaya ve sola da mutlaka alternatif alınmalı.
‘’Fırtına sonunu getiremedi‘’
Hazırlıklarını Avusturya’da sürdüren Trabzonspor, ilk hazırlık maçında Macaristan 2. Lig ekibi Haladas ile golsüz berabere kalmıştı. Fırtına, kamptaki 2. maçında Alman ekibi Hoffenheim ile kozlarını paylaşırken, karşılaşmaya geçen yılki kadrosundan üç değişiklikle başladı. Savunmanın göbeğinde yeni transfer Campi, sol bek Novak’ın yerine de Abdurrahim Dursun görev yaparken, santrforda yine yeni transferlerden Muhammet Akpınar görev yaptı.
Üstünlüğü koruyamadı
Fırtına orta alanda Sosa, Yusuf ve Abdülkadir Ömür’ün pas bağlantılarındaki başarısıyla zaman zaman tempoyu artıran taraf oldu ve bu tempo 20. dakikada golü getirdi. Pereira’dan aldığı topla ceza alanı ön çizgisine kadar giren Yusuf Yazıcı’nın sert şutunda top filelerle buluştu: 1-0. 25’te yine kısa paslarla rakip kale alanına giren Trabzonspor, Abdulkadir Parmak’ın ceza alanı dışından attığı sert şutta Yusuf Yazıcı’ya çarpan topun filelere gitmesiyle skoru 2-0 yaptı. Hoffenheim ise 41’de Szalai’nin vuruşunda Anthony’den seken top ve 45’te de Amiri’nin golü ile oyuna denge getirdi: 2-2.
Maçın adamı Uğurcan
İkinci yarıya Alman ekibi hızlı başladı. 48’de Szalai yeniden sahneye çıktı: 3-2. Gençleriyle baskı kuran Fırtına, aradığı golü 84’te Yusuf Sarı ile buldu. 20 yaşındaki futbolcu, sağ kanattan kullandığı frikikte rakip kaleciyi avladı ve maçın skorunu belirledi: 3-3.
‘’İyi niyet bir yere kadar!‘’
Aslında bu kamp devre arası değil de sezon başı kampı gibiydi...
Sorunlar aynıydı dertler ortak...
Yani anlayacağınız bu kampı anlatmak için sezon başını anlatmak gerekli önce...
Ekonomik darboğazdaki bir kulübün kendi evlatlarından birini seçmesi doğal ve yerindeydi...
Ancak o evlat her şeyini verse de bazı şeyleri aşması mümkün değildi... Kocaman sezon başı kampı stopersiz parasız geçti...
Yani hem sahanın içi hemde dışı ateşten bir gömlekti...
İşte Ünal Karaman o gömleği giydi ve onca zorluğa, onca kavgaya ve çıkmazlara rağmen takımı şampiyonluk potasında ikinci olarak devreye soktu...
Tamam para yok...
Tamam kontratlar inanılmaz ağır yük...
Transfer de kapalı o da tamam...
Ama buraya Yusuf, Abdülkadir, Hüseyin ve Uğurcan çıktı diye tutup on tane genç oyuncuyu getirip onlardan da beklenti yaratmak doğru değil...
Hatta tehlikeli...
Tehlikeli olan kısmı ise transfer kapalıyken bu çocuklara güvenip Kucka’yı da satmaya kalkmak...
İşte bu olmadı...
Bu kadarını da hak etmedi Ünal Karaman...
Başkası olsa ardına bakmadan çeker gider...
Ama o yapmıyorsa siz de ona bunları yapmayın...
Bu takım ikinci yarının ilk maçında lideri ağırlayacak...
Farkında değil misiniz!!!
Yenerse iki puan kalacak ve bu hikaye yeniden yazılacak...
Aksi halde onca zor ve güzel iş yapmasına rağmen ihale yönetime kalır...
Yönetimin yapacağı iş belli; Transfer açılmıyorsa Kucka’yı satmayacak hatta Olcay’la da oturup konuşacak...
Kampa gelince takım kör topal çalıştı...
Çocuklar iyi niyetli...
Yusuf-Abdülkadir her zamanki gibi klas...
Ama iyi niyet karın doyurmuyor...
Kamp boyunca bakışlarıyla gözleriyle konuşan bir teknik adam gördük hepsi hepsi bu!!!