‘’Bu oyunla ancak 1 puan!‘’
Kupa dahil son 4 resmi maçı kazanmışsın ve yakaladığın ritmi sürdürmek için galibiyet önemli...
Haftaya Galatasaray ile biri kupa finali olmak üzere üst üste iki derbiye çıkacaksın ve o karşılaşmalar öncesi moral yakalamak için galibiyet önemli...
Kupayı kaybettiğin senaryoda Avrupa bileti almak adına ligin 5. sırada bitirmen lazım ve 5.’lik hedefi için de bu galibiyet önemli... Ancak ilk yarıda tüm bunların farkında olmayan, ligi adeta kafasında bitirmiş, futbol adına hiçbir şey ortaya koymayan, isabetli tek şutu geçtim; 1 tane faul bile yapmayan bir Trabzonspor izledik! İşte böyle olunca devreye yenik giriyorsun hatta daha fazla gol yemediğine şükrediyorsun!
Kasımpaşa daha üstündü
İkinci yarıya Fatih Tekke’nin tek bir değişiklik bile yapmadan başlaması garipti. Fakat soyunma odasındaki konuşmanın biraz hararetli geçtiği belliydi. Öyle ki ilk yarıda sıfır temasla oynayan Bordo-Mavili takım, bu kez rakibini ısırmaya başladı. Skoru eşitleyen golü ise geçen haftanın yıldızı Sikan attı. Çok erken 1-1’i bulmak avantajdı, zaman zaman önemli fırsatlar da yakalandı. Ancak 56. ve 57. dakikalardaki iki net pozisyondan Kasımpaşa’nın yararlanamaması, Bordo-Mavililer için şans anıydı. Uzatmalarda ise karşılıklı iptal edilen goller vardı. Trabzonspor adına kaybedilen 2 puandan ziyade kazanılan 1 puan olarak yorumlayabiliriz bu maçı. Çünkü ilk yarısı tamamen çöpe atılmış, ikinci yarıda ise kıpırdanan ancak standardının çok altında oynayan, daha da kötüsü sahaya karakter koymayan bir takım izledik.
‘’Oyunun adaleti...‘’
İlk 10 dakikada Trabzonspor’un geriden oyun kurma sevdası, Göztepe’nin şiddetli baskısıyla birleşince konuk ekip üst üste tehlikeler yarattı. 15. dakikadan sonra bambaşka bir senaryo vardı.
Bordo-Mavili takım daha hızlı ve direkt oynamayı seçti, pozisyonun da her türlüsüne girdi. Set hücumundan, kenar ortadan, savunma arkasına koşudan ve duran toptan fırsatlar üretildi. Özellikle 30. dakikada Nwakaeme’nin ‘al da at’ dercesine pasında Banza’nın kaçırdığı gol, inanılacak gibi değildi. İlk yarının uzatmalarında ise Nwakaeme ile bir önemli pozisyon daha kaçarken, Ozan Tufan’ın pek de gri olmayan pozisyonunda çalınmayan penaltı da arada kaynayıp gitti!
Büyük şanssızlık
Böylesine bir yarım saatten gol çıkartamamak Trabzonspor’un en büyük şanssızlığıydı. İkinci yarının henüz başında bir büyük fırsat daha geldi. 4.5 dakikalık VAR incelemesi sonrası hakem penaltı noktasını gösterebildi! İlk devrede penaltıdan kolayını kaçıran Banza, bu kez penaltıyı da gole çeviremedi. 78. dakikada Ozan’ın attığı gol ise Trabzonspor’un bu maça yaşadığı tüm şanssızlıkların telafisi gibiydi. 89’da ise Nwakaeme hazırladı, Zubkov kapanışı yaptı. Bordo-Mavili takım, sonuna kadar hak ettiği hatta ilk yarıda çözebileceği maçı taraftarını biraz heyecanlandırarak biraz da strese sokarak kazandı. Her şeye rağmen iyi oyunun adaleti, sahada tecelli etti. Şimdi sırada kazanılması gereken bir final ve Galatasaray gibi çok güçlü bir rakip var...
‘’Sadece 3 puan!‘’
Küme düşmesi haftalar önce kesinleşen ve ligin en vasat kadrosuna sahip Adana Demirspor'a karşı Trabzonspor'un ilk yarı performansının anlatılabilir bir tarafı yok! Oyunun hiçbir bölümünde rakibine üstünlük kuramayan Bordo-Mavili ekip adına kupa maçı öncesi Folcarelli'nin de sakatlanması işin tuzu biberi oldu adeta. Zubkov ve Nwakaeme'nin yokluğu elbette etkiler fakat oynadığınız rakip Adana Demir. Sahaya çıkanlar da öyle veya böyle yatırım yapılan, Trabzonspor seviyesine uygun görüldüğü için alınan oyuncular. Ancak ciddiyetten uzak, ruhsuz, temposuz bir futbolcu topluluğu izledik. Ev sahibini ise devre biterken yedikleri duran top golüne rağmen tebrik etmek lazım. Aradaki kalite farkını ancak bu şekilde beraber hareket ederek, yüksek mücadele gücü ve temaslı oyunla kapatabilirlerdi. Öyle yaptılar.
Kazanırken kaybetmek...
İkinci yarıda da kayda değer bir farklılık yoktu. Oyuncu değişikliklerine rağmen rakibi üzerinde beklenen baskıyı bir türlü kuramadı Trabzonspor. 2'yi 3'ü atıp rahatlamak bir yana, Adana Demirspor'dan gol bile yiyebilirlerdi! Bordo-Mavili takımın dünkü görüntüsünü, 'Rakibi çok hafife aldılar, ne de olsa kazanırız diye ciddiyetten uzaktılar' şeklinde yorumlamak istiyorum. Yok öyle değilse, oynamak isteyip de yapamadılarsa daha büyük sıkıntı bana göre. Halbuki ana hedef olan kupadaki Göztepe sınavı öncesi dün tam anlamıyla fırsat maçıydı Trabzonspor için. Güçlü ve iştahlı bir oyunla, farklı kazanarak iyice özgüven ve moral depolayabilirlerdi. Ancak tam tersi oldu. Sanki kazanırken, kaybettiler!
‘’Tünelin ucu karanlık!‘’
Maçın başlangıç senaryosunda baskılı oynamaya çalışıyor gibi gözüktü Trabzonspor... Hatayspor’un çıkarken yaptığı birkaç hatada, net pozisyona dönüşebilecek fırsatlar da yakaladılar. Fakat öndeki hücum dörtlüsünde garip uyumsuzluk, kopukluk hatta telaş vardı. O kopukluk savunmada da yaşanınca, Hatayspor ilk yarıdaki tek önemli pozisyonunda hatta tek isabetli şutunda golü buldu. 1-0’ın ardından kısa süreli bir şok ve ardından toparlanma evresini gördük Bordo-Mavili takımda. Atılan golde Danylo Sikan’ın payı büyüktü, Trabzonspor’un en çok isteyeni Zubkov’un topu ağlara göndermesi ise futbolun adaletiydi. Adalet demişken, ilk yarıda verdiği penaltıyı VAR’da izleyip iptal eden hakem Alper Akarsu, aynı zamanda Trabzonspor’un ceza sahası içinde devam eden önemli atağını da kesmiş oldu. Pozisyonun penaltı olup olmamasından bağımsız bu çok büyük bir hataydı ki, bence pozisyon zaten penaltıydı!
Tam bir kaos...
Şenol Güneş, ikinci yarıya aynı 11’le başladı. Trabzonspor’un yakaladığı birkaç pozisyonda hücumdaki beceriksizliği de aynıydı! 65. dakikada Massanga’nın ceza sahası dışından attığı mükemmel golün ardından ise Trabzonspor’un oyunu tamamen kaosa döndü. Sonrası mı? Tribünlerden yükselen istifa sesleri, ıslıklar, sahadakilerin sorumluluktan kaçması, Şenol hocanın ise kenardaki çaresiz bakışları... Trabzonspor dün akşam son kaleyi de kaybetti, uzun bir aradan sonra evinde yenildi, üstelik de bu sezon deplasmanda hiç kazanamayan, sondan ikinci sırada olan ve aylardır maaşların ödenmediği Hatayspor’a karşı! Şenol Güneş ilk geldiğinde başlı başına bir umut sebebiydi fakat artık tünelin ucu kapkaranlık gözüküyor.
‘’Hayal kırıklığı!‘’
Şenol Güneş, herkes tarafından kabul gören bir 11’le maça başladı. Fakat kimsenin beklemediği bir tutukluk vardı takımda. İlk yarıda gol adına neredeyse hiçbir şey yapmadı Trabzonspor. Ne kenarlardan zorladı, ne de merkezden rakibini açmaya çalıştı. ‘Herhalde Şenol hoca kontrollü bir futbolla, sonuç odaklı gidiyor bu maç’ diye düşündük. Belki de Gaziantep ve Rize maçlarındaki oyunu düşünüp, duruma pozitif bakmaya çalıştık! Fakat ortada net bir gerçek vardı; Trabzonspor dün Konya’da maç boyunca kendisi gibi değildi.
Konya daha çok istedi
İkinci yarıda Konyaspor biraz daha risk aldı, Trabzonspor’da ise Savic ve Banza’nın sakatlığı, Cham’ın da etkisizliği nedeniyle 3 değişiklik yapıldı. Ev sahibinin alanları biraz daha boşaltması, BordoMavili takımın ise kaliteden noksan bir çabası vardı. Net şekilde ‘atanın kazanacağı’ bir oyun haline dönmüştü maç. Konyaspor son bölümlerde kazanmak için daha istekliydi, VAR uyarısıyla kazandığı penaltıyı da gole çevirip ligde kalma yolunda altın değerinde 3 puan elde etti. Trabzonspor açısından ne söylenebilir? Olmuyor, deplasmandaki kırılganlık, tutukluk bir türlü bitmiyor. BordoMavili takım iyi oynasa da dış sahada kazanamıyor ki, dün genel hatlarıyla kötü futbol vardı. Ligdeki son 8 deplasmanın 7’sini kaybetmiş olmanın, anlaşılabilir bir tarafı yok! Maçın sonunda Şenol hocanın da dediği gibi; tam bir hayal kırıklığı!
‘’Neyse ki Uğurcan var! ‘’
İlk 15 dakikada Kayserispor’un yakaladığı 3 önemli fırsat vardı. Birinde Savic doğru zamanda araya girdi, birinde Cardoso direğe takıldı, diğerini ise Uğurcan kurtardı. Oyun net şekilde S.O.S verirken, temel sıkıntı bence orta sahadaydı. MendyUmut-Ozan Tufan merkezi teoride sağlam gibi gözükse de, uygulamada hiç öyle değil. Kim kesici, kim dağıtıcı belli değil. Sanki herkes birbirinden bekliyordu.
Trabzonspor ilk net fırsatı ise Sikan’ın merkeze kaydığı pozisyonda buldu, Visca ondan gelen pası değerlendiremedi. Sonrasında üst üste 2 kenar ortasından Banza ile tehlike yarattı Trabzonspor. Aslında golün şifresi de oradaydı... Ancak Bordo-Mavililer, sağ kenardan Visca-Pedro üzerinden beklenen atak yoğunluğunu oluşturamadı. Halbuki bir kaç deneme daha yapılsaydı, ya Banza ya da arka direkte Sikan çok daha etkili olabilirdi.
Orta saha problemi
İkinci yarı başlarken hemen ChamUmut Güneş değişikliği geldi. Devamında Ozan da çıktı, Lundstram girdi. Fakat orta sahadaki geçirgenlik bitmediği gibi Kayserispor rahat şekilde Trabzonspor kalesine gitmeye devam etti, Uğurcan da kurtarmaya...
Mendy’nin 4 dakika içerisinde gördüğü kırmızı kartta, Eren Elmalı’nın payısını es geçmemek lazım! Dün çok kötüydü, herhalde aklı transferde kaldı! Visca’yı da unutmamak lazım...
‘Ne de olsa Zubkov geldi, ben de yeni sözleşme imzaladım. Rahat rahat emeklilik dönemimi yaşarım’ kafasında gibiydi!
Sonuç olarak BAY haftası Trabzonspor’a hiç iyi gelmemiş. Takım fabrika ayarlarına geri dönmüş. İstek yok, enerji yok, sorumluluk alan yok. Neyse ki Uğurcan var!
‘’Kusursuz Fırtına‘’
Antalyaspor maçında 4 golün çıktığı ikinci yarı performansının ne kadar görkemli olduğundan bahsetmeştik. Ve esas kritik nokta, bu performansı başlangıç senaryosunda da uygulayabilmekti. Dün akşam tam da böyle oldu... İlk düdükten itibaren rakibi baskılayan, önde inatçı pres yapan ve yüksek enerjiyle atak devamlılığı sağlayan Trabzonspor, 15 dakikadan 2 gol çıkardı. Batagov’un kusursuz savunma performansını golle taçlandırması kadar Mendy’nin yüksek enerjili oyununu Banza’ya yaptığı asistle süslemesi de ayrıca kıymetliydi. 31. dakikada ise geçen haftanın asist yıldızı Visca, Ozan Tufan’a çok şık bir pas aktardı. Ozan da aynı güzellikte sonuçlandırdı... Bu golden sonra skoru verdiği rahatlık, Trabzonspor’un temaslı oyundan vazgeçmesine neden oldu ki, o rahatlık ikinci yarının başında kazanılan penaltının ardından da hissedildi. Tribünler, maçtan önce 2. kez baba olan Uğurcan Çakır’ın penaltıyı atmasını istedi. Kaptan topun başına geldi, Şenol Güneş kenardan atışı Banza’nın kullanmasını söylerken; Sivassporlu oyuncuların tepkisi, Uğurcan’ın hayal kırıklığı, Banza’nın panenkası derken tüm bu konsanstrasyon kaybıyla penaltı kaçtı!
Daha fazlası mümkün
Takımdaki o rahatlık havası, kaçan penaltı sonrası ortadan kalktı. Özellikle ViscaNwakaeme ikilisi Sivasspor’u umutlandıracak o fırsatı hiç vermedi ki, Visca gol için çok zorladı. Ancak kapanışı müthiş bir vuruşla Lundstram yaptı... Son 3 resmi maçında tam 12 kez rakip fileleri havalandıran, kalesinde hiç gol görmeyen Trabzonspor, kazanma alışkanlığını yakalıyor, oyunda da her geçen hafta gözle görülür bir gelişim yaşanıyor. Fakat ‘böyle idare ederiz’ denmemeli, Şenol Güneş’in istediği transferler mutlaka gelmeli. Eğer bu takıma doğru eklemeler yapılırsa, çok daha fazlasını hayal etmek mümkün.
‘’Sezonun en iyisi... ‘’
Aslında Trabzonspor maçın başlangıç senaryosunda hayli problemli gözüktü. Pozisyon almada, rakibi karşılamada kısacası takım savunmasında üst üste hatalar yapıldı. Antalyaspor çok rahat pozisyon fırsatı buluyordu ki, 15. dakikadan sonra her şey değişti. Sihirli bir el değmiş gibiydi... 21. dakikada da Visca’nın yoktan var ettiği pozisyonda Banza ile golü buldu Fırtına. Devreye kadar Trabzonspor’un tek eksiği 2’yi atamamasıydı. Hakemin Cham’a yapılan harekete çalmadığı penaltıyı da es geçmemek gerek. Cihan Aydın teması görmedi diyelim, VAR’dakiler nereye bakıyordu acaba! Cham’ın kabahati yerde kaldıktan hemen sonra ayağa kalkıp, devam etmeye çalışması mıydı?
Özgüven patlaması
İkinci yarı Trabzonspor kusursuz oynadı dersek, abartmış olmayız. Atılan 4 gol, Visca’nın toplamda yaptığı 3 asist, Cham’ın ağlara giden şık vuruşu ve elbette günün adamı Pedro Malheiro’nun hat-tricki... Bordo Mavililer bu sezonki en iyi 45 dakikalık sekansı izletti. Gerçek bir büyük takım gibi rakibini adeta ezdi, geçti. Visca istekli, ön bölgede hareketli ve sonuç odaklığı oynadığında bu ligin hala en kıymetli kanat oyuncularından biri olduğunu gösterdi dün. Pedro’nun ise bir sağ beke göre bitirici vuruşlardaki ayak kalitesi ve hatta kafa golündeki timingi muazzamdı. Sadece gol atanlar değil; Batagov, Umut Güneş, Mendy gibi görevini çok iyi uygulayan gizli kahramanları da vardı Trabzonspor’un. Kupadaki 3-0’lık galibiyetin hemen ardından ligde de 5-0 gibi sükseli bir skorla kazanmanın takımda yaratacağı özgüven patlaması bence en önemlisi.
Ve hep ısrarla söylediğim; Pedro (23), Batagov (21), Cham (24), Mendy (25) gibi çok yüksek potansiyelli genç oyuncuları var Trabzonspor’un. Doğru saha içi organizasyonuna ulaşmak ve Nwakaeme, Visca, Banza gibi takım liderlerinin performans istikrarı, kısa-orta vadede bu gençleri daha da değerli hale getirecektir