Arama

Popüler aramalar

‘’Altın anahtar‘’

Icardi’yi 8 Eylül’de, Osimhen’i 3 Eylül’de İstanbul’a indiren Galatasaray’ın, daha haziran ortasına gelmeden Leroy Sane gibi bir dünya yıldızını taraftarın karşısına çıkarmış olması çok büyük başarı.

Bu transferin önemini şöyle ifade etmek lazım: Galatasaray, Leroy Sane transferiyle aslında altın bir anahtar satın aldı. Bu anahtarın özelliği, dünyadaki en iyi beklerin (Nuno Mendes, Dimarco, Hakimi, Arnold vs.) kilidini açabiliyor olması. Dolayısıyla Sane, Şampiyonlar Ligi’ndeki en güçlü takımlara karşı Galatasaray’da ciddi bir konfor alanı yaratacak. Gerisi onun servislerini skora dönüştürecek olan kurguya kalmış.

Daha yazılması gereken çok şey var. Ancak özetle Galatasaray son yılların en heyecan verici transferini yaptı diyebiliriz. Türkiye’deki rakiplerine yarattığı ağır psikolojik tahribat da cabası.

13 Haziran 2025, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Ya bu deveyi güdersin...‘’

2.5 sezonda kırılmadık rekor bırakmayan, birçok Türk teknik adamın hayalinde bile göremeyeceği, tekrar ulaşılması mümkün görünmeyen istatistikler yakalayan Okan Buruk, ligdeki tek bir yenilgiyle topun ağzına geldi. Bugün de Kadıköy’de alınması muhtemel bir mağlubiyetin, kupaya vedanın yanında ligdeki şampiyonluk yarışını ne yönde etkileyeceği herkesin malumu. Normal şartlar altında Beşiktaş’a Fenerbahçe’ye deplasmanda yenilmek o kadar da “Ah vah” edilecek bir konu değil. Ancak tablo çok da normal görünmüyor.

Zarar vermek üzere

Böylesi parlak bir teknik adamlık döneminde; neredeyse hiçbir ölüm kalım maçında hayatta kalamamak, aynı pozisyona üst üste alınan ve beğenilmeyip gönderilen onlarca oyuncu, takviye yaparak daha da güçsüzleşmek, takıma fit gelen oyuncuların dibe vuruşları, şampiyonluklara rağmen hâlâ oyunu okuma becerisinin tartışılması, “Üçlüye mi dönsem, dörtlüde mi kalsam” ikilemi, son haftalarda kenarda verdiği “Kontrol elimden gitti gidiyor” görüntüsü Okan hocanın müthiş başlayan Galatasaray kariyerine zarar vermek üzere.

İşte gerçek sınav

Bu derbi Buruk için gerçek bir sınav. Elbette sahada meseleyi değiştirecek olan oyuncuların performansı. Ancak başarıların altında nasıl imzası varsa, işler kötü gittiğinde de oklar hocayı gösterecek. Adil ya da değil; bugün Okan hocanın yapacağı her hamle milyonlarca gözün yakın merceğinde olacak. Ve artık bazı hataların telafisi zor görünüyor... Bu sezon bir şekilde biter de, bakalım Okan Buruk kendi yarattığı efsaneyi kendi elleriyle mi tarihin tozlu sayfalarına gömecek, yoksa Galatasaray camiasının gelecek sezon dört gözle beklediği “Şampiyonlar Ligi kadrosunun hocası benim” mi diyecek!

02 Nisan 2025, Çarşamba 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’ToksikLİG!‘’

Galatasaray’ın deplasmanda Başakşehir’i 2-1 yendiği Süper Lig maçının hemen ardından sosyal medyaya yansıyan bazı açıklamalara ve verilere bir göz atalım...

Fenerbahçe:

 

Galatasaray takımına hediye edilen bir maç daha.

Sınırsız toleransla, uğruna tüm kurallar yok sayılanlara hediye edilen bir maç daha oynandı!

Arsızlar korunmaya, kollanmaya, kayrılmaya devam ediyor!

Yavuz hırsız ev sahibini bastır.

Burak Kızılhan:

Hakemler tarafından böyle korunan, kollanan bir takıma karşı hangi rakibin galip gelme şansı kalır? Hangi rakip bu takıma karşı varlık gösterebilir?

Bakın Göztepe isyan etti, Trabzon isyan etti, Beşiktaş isyan etti, Başakşehir ikinci maçta ikinci kez isyan etti!

Haftalar geçiyor, camialar ayağa kalkıyor. Ancak öyle kilit bir sistem ki kurdukları, her maç istediklerini elde etmeye devam ediyorlar!

Hamza Güreler:

Ben de saha içinde top elime çarptı diye hissettim ama hakemlerimiz böyle gördü herhalde. Pozisyonu sonradan gördüm el gibi duruyor.

Fırat Aydınus:

26. dakikada Hamza topu eliyle engelliyor. Galatasaray penaltı kazanmalıydı.

Barış’ın 2. golünde Osimhen’in el pozisyonu çarpma, ayakta da faul için yeterli darbe yok. Gol nizami.

Torreira’nın gördüğü sarı kart yanlış.

Ali Palabıyık:

Osimhen’e 12. dakikada yapılan faul kırmızı olmalıydı.

27. dakikada Galatasaray lehine penaltı verilmeliydi.

Osimhen, golü kendisi atsaydı elden dolayı iptal olurdu.

Torreira’nın 2. sarıyı görmemesi doğru karardı.

Trio programı:

Opoku’ya gösterilen kartın rengi yanlış.

Galatasaray’ın penaltı beklediği pozisyonda devam kararı yanlış.

Keny’nin yerde kaldığı pozisyonda devam kararı doğru.

Galatasaray’ın golünde hakemin oyunu devam ettirmesi doğru.

Galatasaray:

Toplam yenilmezlik serisi: 23 maç n Ligde deplasmanda üst üste 17 galibiyet.

Bütün derbileri kazandı.

Ligin en iyi averajına sahip olan takımı.

Ligin ilk yarısının lideri.

Namağlup.

Mourinho...

Jose Mourinho, Hatayspor’u 2-1 yendikleri maçın ardından Süper Lig’in toksik lig olduğunu ve puan farkının sadece oynanan futboldan kaynaklanmadığını söylemişti. Yukarıdaki açıklamalara ve rakamlara tekrar bakarsak...

Sizce ‘toksiklik’ seviyesini artıran gerçekten Galatasaray mı, yoksa onun zirveye koyduğu ambargoyu bir şekilde kaldırmak isteyenlerin, tüm diğer tarafları tek bir cephede toplayıp karşılarında giderek büyüyen bir canavar olduğuna inandırma arzusu mu?

Yapı...

Fenerbahçe istedi, yabancı VAR geldi. Geçen sezonki Sivas maçının son dakikasında yabancı VAR’ın uyarısıyla Fenerbahçe penaltıdan gol yedi. Ortalık ayağa kalktı yanlış karar diye, şampiyonluk kaçtı; “O hakem zaten Galatasaray Üniversitesi mezunuymuş” dediler!

Fenerbahçe istedi, TFF değişti.

Fenerbahçe istedi, MHK değişti.

Tribündeki taraftarın göğsünde 3 yıldız var, mağazada 5 yıldız, sahadaki formada hiç yıldız yok. Aziz Yıldırım bile 5 yıldızlı formayı görünce “Bu forma sahte, olur mu öyle saçma şey” dedi. Bir kişi de çıkıp “Bu ne tezat” diye sormadı.

Bir gün “Ligden çekiliyoruz” dediler, ertesi gün “Süper Kupa’ya çıkmıyoruz”, sonraki gün “Süper Kupa’ya çıkıyoruz ama gençlerle”, ertesi gün “Gençlerle çıktık, utanmadan 50. saniyede gol atıp sevindiler”, daha ertesi gün “Türkiye Kupası’na katılmıyoruz” ve en sonraki gün: “Dediğimiz noktaya gelindiği için kupaya katılıyoruz!” Ne isterse olan taraf, ne isterse olmayan tarafı kollanmakla itham ediyor... Toksik, ironik, tirajik, artık ne derseniz!

14 Ocak 2025, Salı 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’İki taraf da kazanacak‘’

Zaniolo transferi ilk günden beri İtalya'da manşetlerde. Ülkenin son dönemde yetiştirdiği en önemli yeteneğin 23 yaşında Türkiye'ye gidişi İtalyanlar'ı çok şaşırttı. Oysa yakından tanıyanlar, onun tek ihtiyacının ufak bir zihinsel toparlanma olduğunu biliyordu. Galatasaray'daki ortam da bu açıdan bulunmaz bir fırsat. Kız kardeşi bile onun idmanda neşeyle çalıştığı bir fotoğrafı, "Uzun zaman sonra güldüğünü görmek çok güzel" diye paylaştı.

Zaniolo harika bir sol ayağa sahip, çok teknik ve zeki bir oyuncu. Potansiyelini 2 hazırlık maçındaki kısa sürelerde yaptıklarıyla ortaya koydu. Büyük ihtimalle bu yaz bir transfer rekoruyla ülkesine dönecek. Ama onun buradaki 'rehabilitasyon' süreci, hem bizlere keyif verecek hem de Süper Lig'in "Emeklilik öncesi son durak" imajını bir nebze olsun düzeltecektir.

08 Mart 2023, Çarşamba 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Okan Buruk'un 7 sırrı!‘’

1- Fatih Terim'in son döneminde oyuncuların yüzüne yansıyan gerginlik, Torrent günlerinde tüm takıma sirayet eden özgüvensizlik; Okan Buruk'la beraber yerini gülümseyen, keyif alan, rahat ama bir o kadar da motive ve konsantre bir oyuncu grubuna bıraktı.

2- 5'e 2 top kapmaların hepsinde ortaya geçip oyuncularla çalıştı. İlk başta bu yakınlığın otoritesini sarstığı düşünülse de Okan Buruk'un futbolculuk döneminde o yolları çoktan geçtiği, çok büyük hocalarla ve çok büyük yıldızlarla çalıştığı göz ardı edilmişti.

3- Disiplinin kaş çatıp bağırıp çağırmaktan ibaret olmadığını gösterdi. Yeri geldi "Canım sıkkın" diyene 3 gün izin verdi, yeri geldi, "Benim formam garanti" diyeni kızağa çekti. Gereksiz kart görenlerin faturasını, hesaplaşmayı beklemeden saha kenarında kesti.

4- Basit ve pragmatik çözümler üretti. Rashica için sol bekte yerli denedi, Gomis'ten '18 civarı' dışında bir şey talep etmeyip gücünü korudu, skordan yoksun Mertens'te ısrar edip bir maestro kazandı, savunmayı öne çıkaran Fenerbahçe'ye karşı tahmin edilebilir, ama bir o kadar riskli Barış'ı tercih etti vs.

5- Kafa karıştıran işlere girmedi, 4-2-3-1'den vazgeçmedi, bir ezber yaratmaya çalıştı. Maç içinde tabelayı kim değiştirecekse onu sahaya sürdü. Kim iyiyse, kim hak ettiyse formayı ona verdi. Sezon başından beri bir gün, "O niye oynadı, bu niye oynamadı" dedirtmedi.

6- Medyaya karşı futbolculuk günlerindeki gibi en zor zamanında bile hep pozitif ve mütevazı. Otobüse yetişmeye çalışırken son bir soruya daha tebessümle cevap vermeye çalışması, en çaylağından deneyimlisine her muhabire eşit mesafesi, idmanları basına açması çok özel ve güzel detaylar.

7- Ve aile yaşantısı. Okan hoca, oğlunun sağlık sorunları sebebiyle Galatasaray'ın ilk teklifini kabul edememişti. Belki de doğru zaman değildi. Şimdi iç sahadaki her maçtan sonra baba oğul müthiş bir sinerji yaratıyorlar. Bu bağlılık takımın da uğuru oldu.

Niye tesadüf olsun?

Sezon başında Okan Buruk'a hep beraber yüklendiğimiz günler oldu. Okan hocanın Galatasaray'ı taşıyamayacağı, taktik bilgisinin yetersiz olduğu, hatta onun idmanını yiyen oyuncuların, bireysel çalışanların gerisinde kaldığı söyleniyordu. Bunlar Akhisar'la Türkiye Kupası almış, Başakşehir'i Süper Lig'de şampiyon yapmış bir teknik adam için çok iddialı eleştirilerdi! Şimdi Buruk'un Galatasaray'ı taşıdığı nokta, "Tesadüf" diyenlere en iyi cevap olmuştur.

Alkışlar Özbek'e

Dursun Özbek'in tekrar seçilmesinin hata olacağını düşünen bir medya mensubu olarak, bugün Başkan'ın büyük alkışı hak ettiğini ifade etmeliyim. Erden Timur gibi yıldızı parlayan bir isme, son yıllarda hiç görmediğimiz kadar geniş bir özgürlük alanı açması, Galatasaray'a müthiş bir ivme kazandırdı. Ankaragücü maçından derbiye kadarki süreçte tansiyonu yükseltmeyip sessiz sedasız takımı motive etmek de harika stratejiydi. Başkan,"Hatalarımdan ders alarak geliyorum" sözlerini boşuna söylememiş.

11 Ocak 2023, Çarşamba 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Şimdi seri zamanı‘’

İlginç bir tesadüf olsa gerek, Galatasaray'ın ligde üst üste maç kazandığı son dönem, tam da bugünkü periyodun ilk yarısında yaşanmıştı. Yine puan kayıplarının ardından, 26 Eylül-17 Ekim arasında Göztepe'yi, olaylı maçta Rize'yi, sonra da Konya'yı yenen Sarı-Kırmızılılar, bu 3 maçlık serinin devamında ligde bir daha gün yüzü görmedi. 4 aydan fazla zamandır Galatasaray'ın üst üste 2 maç kazanamamış olması, bugün gelinen tablonun da bir özeti. Şimdi Galatasaray'ın önünde yeni bir seri fırsatı var. 90+9'daki penaltıyla gelen Göztepe galibiyeti, yeniden toparlanma yolunda futbol açısından olmasa da psikolojik olarak daha iyi bir senaryo yazdıramazdı. Olası bir Rize galibiyeti ise Barcelona yolculuğundan önceki Konya deplasmanına takımı daha da moralli götürecektir.

3 puan değil, fark peşinde

İki kulüp arasında son yıllarda yaşanan yüksek gerilim nedeniyle, Galatasaray taraftarı bugün galibiyet değil, ezici bir futbol, farklı bir zafer bekliyor. Bu beklentiyle beraber Nef Stadı'nda son dönemdeki en yüksek seyirci sayısına ulaşılacak gibi görünüyor. Ancak tribün baskısı takımı itebileceği gibi, golün gecikmesi halinde bireysel hatalara da zorlayabilir. Zira Galatasaray'ın işi bugün hiç kolay olmayacak.

Bu kez analiz farklı olacak

Hamza Hamzaoğlu ile dibe vuran bir Rizespor olsa da Galatasaray efsanesi Bülent Korkmaz'ın yeni takımıyla ilk maçına çıkacak olması Cim Bom için büyük handikap. Bülent hoca, ilk yarıda da Alanya'nın başında ikinci maçını Galatasaray'a karşı oynamış ve İstanbul'dan zaferle ayrılmıştı. Başına geçtiği takımları kısa sürede ayağa kaldırmasıyla bilinen Bülent Korkmaz, özellikle Gedson Fernandes silahını çok etkili kullanabilecek bir motivasyona sahip. Torrent ve ekibi rakip analizini iyi yapsa da Rize'nin eski maçlarından ziyade, Bülent hocanın psikolojik hazırlığına karşı çözüm aramalı.

27 Şubat 2022, Pazar 07:31
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaraylı'nın yüzü gülmesin mi?‘’

Galatasaray 2 ay sonra ligde, neredeyse 5 ay sonra deplasmanda maç kazanmış. Hem de sahada ölüp ölüp dirilmiş, artık şakası kalmayan bir düşmeme mücadelesinden uzatmalarda sıyrılmış ve önünde can alıcı bir fikstür bekliyor. Üstelik normal şartlar altında sıradan bir 3 puan maçı olması gereken, ancak bitmek bilmeyen 90 dakikanın içinden onlarca hikaye çıkmış: Gomis'in müthiş dönüşü, Omar'ın duygulandıran performansı, Nelsson'un savunmadaki liderliği vb. pek çok şey...

Hayati bir maç beklerken...

Şimdi de; bir yıl Emre Akbaba'nın, ertesi yıl Muslera'nın ayağının kırıldığı, eski ve yeni başkanları Hasan Kartal ve Tahir Kıran'la ciddi papaz olunmuş, Oğulcan transferinde kılıç kuşanmış, sana bir ton tazminat ödetmiş, geçen sezon İstanbul'da seni yenmiş ve şampiyonluktan etmiş, çok istediğin Gedson Fernandes'i Beşiktaş'ın yardımıyla elinden kapmış, efsanen Bülent Korkmaz'ı takımın başına getirmiş Rizespor'la hayati bir maça çıkıyorsun.

Onlara serbest, bize yasak

Olması gereken ne? Açarsın Florya'nın kapısını, hikayesini The Guardian'dan okuduğumuz Omar'la konuşur, biz de umut savaşına ortak oluruz. Ertesi gün belki Gomis'i dinleriz, 3.5 yılda neler yaşadı, burada neler değişmiş sorarız. Antrenmandan sarı ve kırmızı kareler alırız, sayfalar renklenir hem yazılı hem de dijital medyanın gündemi canlı kalır, bir heyecan yaratırsın. Taraftarın maça olan ilgisi artar belki. Belki de İzmir'den gelen hava İstanbul'da yükselip bir galibiyetle daha takımı başka bir yere taşır. Kaldı ki hâlâ Galatasaray'ı bekleyen bir Avrupa macerası söz konusu. Ama Türk basınına yasak, yabancıya serbest.

Bu kaosu kim yaratıyor?

Peki bu sırada Galatasaray gündeminde ne var? "Burak Elmas, menajerlere ödenen komisyonları açıklıyor..." Böylece onca eziyetin ardından bir maçlığına da olsa rahat nefes alan Galatasaraylı, yeniden kaosun içine çekiliyor. Gündem yine kara bulutlarla kaplanıyor. Kesinlikle her kulüp başkanı, yönetimiyle beraber kendi döneminden sorumlu olmalı, her kuruşun hesabını şeffaf biçimde vermeli, hatta veremeyenler de adalet önüne çıkmalıdır. Ancak bunun zamanı, tam da dün akşam mı olmalıdır? Eski yönetimlerin defterlerini karıştırıp açık aramak, tesadüfen (!) aylar sonra alınan bir galibiyetin peşine denk geliyorsa, bunun adı "Mart'taki kongreye ibra yatırımı yapmak" olmayacak mıdır? İşte bu bir iletişim faciasıdır. Galatasaray artık bu konulardaki profesyonel tutumunu gözden geçirmek zorundadır.

24 Şubat 2022, Perşembe 07:48
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan için tam zamanı‘’

Süper Lig'de lider Trabzonspor'un 12 puan gerisinde kalan Galatasaray, bu akşam Yeni Malatya deplasmanında kritik bir viraja çıkıyor. Geçen hafta evindeki derbide Fenerbahçe'ye mağlup olarak ağır yara alan Aslan, Avrupa Ligi'nde Marsilya'yı farklı devirerek tam anlamıyla gövde gösterisi yaptı. Bu maç aynı zamanda, Fatih Terim'in genç kadrosunun formda olduğunda ve tecrübeli yıldızlardan beklenen katkı geldiğinde neler yapabileceğinin bir provası gibiydi. Ancak Sarı-Kırmızılılar'ın şampiyonluk yarışından daha da uzaklaşmamak için en kısa zamanda bu performans ve motivasyonu lige de taşıması gerekiyor.

Terim'siz kayıp daha fazla

İşte Yeni Malatya mücadelesi bu açıdan Cim Bom için büyük fırsat. Marsilya maçındaki kadroya yakın bir 11'le sahada olması beklenen Galatasaray'ın, aynı oyunu Malatya'da da sergilemesi ve görkemli bir galibiyet elde etmesi halinde, bu rüzgarın ligin kalanına sirayet etme ihtimali çok yüksek. Ancak cezalı Fatih Terim'in yokluğunda işler hiç de kolay olacak gibi görünmüyor. Zira Galatasaray, Terim'in kulübede olmadığı 31 lig maçında 14 kez kazanırken, 17 kez puan kaybetti (11 beraberlik, 6 yenilgi).Dolayısıyla yardımcı hocalar Selçuk İnan ve Necati Ateş'in sahaya hakimiyeti de belirleyici olacak.

Mesut gibi Adem de unutulursa...

Diğer taraftan Yeni Malatya da son 3 maçını kaybetti ve bir çıkış yolu arıyor. 3'lü savunmanın Türkiye'deki temsilcilerinden Sumudica, Wallace'ın maça yetişmesi halinde Semih ve Sadık'la birlikte merkezi kapatıp Galatasaray'ın hızlı hücumlarını kesmek isteyecektir. Marsilya zaferinin gizli kahramanı, skora direkt katkısı olmasa da yarattığı boşluklarla tüm arkadaşlarını pozisyona sokan Diagne, Malatya'daki 3'lünün direncini kırabilirse Galatasaray sonuca daha rahat ulaşacaktır. Aksi halde golün geciktiği her dakika Aslan'ı strese sokacaktır. Ayrıca ligde fişi çekmekte zorlanan ve öne geçtiği 8 maçın 4'ünde puan kaybeden Galatasaray gol ararken, savunma geçen hafta Mesut'u unuttuğu gibi bugün de Adem'i unutursa, yine bedel ödemek zorunda kalabilirler.

28 Kasım 2021, Pazar 09:05
YAZININ DEVAMI