Arama

Popüler aramalar

‘’Zar zor kazandı!‘’

Fenerbahçe çok erken buldu golü. Ama devamını getiremedi. Neden? Çünkü hızlı oyunla telaşlı oyun arasındaki ayrıntıyı gözetmeden oynuyor sarı lacivertliler. Şüphesiz bazı oyuncuların bireysel performansı da negatif anlamda belirleyiciydi skorun artmamasında. Misal, Osayi Samuel hiç katkı sunamadı ilk yarıda. Rossi'den daha önce de altını çizdiğim gibi altın mı gümüş mü birşey anlayamış değilim doğrusu.

Dün akşamki maça kadar tek gol atamamış Giresunspor'un ilk yarıda umulmadık sayıda korner kullanması, yetmezmiş gibi kaçırsa da bir penaltı kazanması hayli düşündürücüydü Pereira ve oyuncularının performansı adına bence.

Ve bir başka ayrıntı da sezonun ilk golünü Fenerbahçe'ye atmasıdır Giresunspor'un. Misafir takımın defanstaki zincirleme hatalarıyla ikinci golü bularak iki farkla öne geçen Fenerbahçe'nin skoru korumaya yönelik bir taktik ve oyuncu değişikliklerine yönelmesi ise bir başka ayrıntı olarak öne çıktı dün akşam.

Berişha, Krespo ve Rossi. Son anda yapılan takviyelerin üçü de ihtiyaca cevap veren futbolcular değil bence.

Dolayısıyla oynadığı oyunls değil formasının ağırlığıyla kazandı dün akşam maçı Fenerbahçe.

Peki bu oyun hafta sonundaki Hatayspor maçı adına galibiyet getirir mi? Çok ciddi çekincelerim var benim gerçeği söylemek gerekirse. Dikerim yanılırım.

Başta Fenerbahçe olmak üzere takımlarımızın tamamında bu kadar çok sakatlık yaşanması ise maç trafiğinin yoğunluğundan ziyade antrenman şekli vede ziyadesiyle saha zemininin berbatlığından kaynaklıdır. Umarım kulüp ve federasyon yetkilileri bir an önce sorumluluklarının gereğini yerine getirir ve gerekli adımları hemen atarlar.

23 Eylül 2021, Perşembe 22:23
YAZININ DEVAMI

‘’Rakibi hafife almış Pereira‘’

Vitor Pereira hep sempatik ve samimi gelmiştir bana. Üçlü savunmaya inanmasına da saygı duyuyorum. Ancak, her kadro her sistemi oynayamaz bu da bir realite. Hele bu sistemin en önemli oyuncusu Tisserand da yokken.

Dolayısıyla ideal kanat beklerinden yoksun Fenerbahçe'nin pas oyununu ve "Top bizde kalsın"ı iyi uygulayan Başakşehir'le oynarken rotasyonu bu kadar abartmasını garipsedim doğal olarak. Kanatlarda nispeten üretken Nazım sakatken üstelik.

Hayır, şunu garipsiyorum, 60 metre koşabilecek bir insandan 100 metre koşmasını ya da ancak 60 kilo kaldırabilecek birinden 100 kilo kaldırmasını istemek akıl ve bilimle bağdaşır mı?

Böyle kritik bir maç ve zorlu deplasmanda Valencia ve Mesut Özil'i kesiyorsanız üçüncü bölgenizde problem çözmek işini gencecik Muhammed ve sakatlıktan yeni çıkmış Pelkas'a havale edemezsiniz, etmemelisiniz. Bu aynı zamanda Başakşehir'i küçümsediğinizi yani rakibe saygı duymadığınızı da gösterir. Dolayısıyla hem takımınıza ve Muhammed'e yazık hem de rakibinizi fazlasıyla motive edersiniz.

Anlamadığım diğer konulardan biri Novak oynayacak durumdayken savunmanın solunun Ferdi'ye emanet edilmesi bir diğeri de Mert Hakan kenarda otururken Meyer'in bu atıl haliyle bu kadar uzun süre sahada tutulmasıdır.

Aykut Kocaman'ın takımının ilk dört haftada sıfır puan çekmesi oynadığı futbolla ilgili değildi, bu da Pereira'nın atladığı en önemli ayrıntıydı. Aksi olsa Başakşehir maçına hem de deplasmanda kadroda büyük rotasyona asla gitmezdi ve yıllardır futbol oynamamaktan pas tutmuş Meyer'e bu kadar inanmaz ve bu kadar uzun süre sahada tutmazdı Alman futbolcuyu.

Sonuçta Pereira'ya böylesi bir şok gerekliydi. Dilerim bu gerekli dersi almıştır bu musibetten Portekizli teknik direktör.

19 Eylül 2021, Pazar 22:32
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe: 1, Altay:1‘’

Vitor Pereira'nın bu Zajc'ı bu kadar uzun süre oyunda tutmasını anlayamadım ve kendisine yakıştıramadım. Keza hemen hemen takım savunmasında esamasi okunmayan Mesut Özil sahadayken gencecik Muhammet'e savunmanın solunu emanet etmek de garip geldi bana. Hele Berisha da savunmaya gereken katkıyı ihmal ediyorken.

Rossi mi? En azından şimdilik sınıfı geçemedi bana göre. Dolayısıyla Pereira'nın bu maçtaki tercih ve taktiği tatminden uzaktı ve Fenerbahçe net şekilde üç puanı hakeden bir oyun sergileyemedi maalesef. Tamam, Pelkas ve Ferdi sakat, ancak dezavantajın böylesine rağmen maçı koparacak güç ve derinliğe sahip kadrosu var sarı lacivertlilerin.

Halis Özkahya oyunun akmasını bilerek engelleyen Sivassporlu futbolculara karşı biraz fazla hoşgörülü davrandı. Yani oynayandan, futboldan değil, oynattırmayan futbolcu ve antifutboldan yana bir yönetim sergiledi maçın tanamında. Misal, Aaron Appindangoye sarı kartı varken enaz iki kere daha kartlık hareket yaptı ama Halis Özkahya her defasında bu kartlık müdahaleleri tolore etti nedense.

Sivasspor'un penaltısı doğruydu. Tabi bu penaltıda, pozisyon öncesinde Yatabare'nin intikam adına Serdar Aziz'e yaptığı hareket de pek masum değildi. Dolayısıyla Serdar Aziz saha dışında tedavi olurken Fenerbahçeli defans ve orta sahası eksikliği önemsemedi, üstelik bir de Altay'a geri pas verildi akabinde.

E, futbol basit bir oyundur belki ama maçın tamamında ziyadesiyle ciddiyet ister. Kimi arkadaşlarının ciddiyetsizliğine kaleci Altay da aşırı özgüvenini ekleyince Fenerbahçe iki puandan oldu gördüğünüz gibi.

12 Eylül 2021, Pazar 20:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe mesaj veriyor!‘’

Çok moralli bir takım ve tecrübeli bir teknik direktör var karşınızda. İrfan Can, Pelkas, Novak ve Serdar Dursun sakat, üstelik Mesut Özil de sorunlu.

Pereira çok kişinin burun kıvırdığı bir teknik direktör. Ve ilk yarıda neredeyse rakip kaleye şutu olmayan Fenerbahçe kaşla göz arasında iki farkla öne geçti.

İkinci yarının başında.

Sahaya ve atılan gollere baktığımızda Ferdi Kadıoğlu portresi karşımıza. Elhak, amanne . Ama bir önceki sezonda, yani Erol Bulut döneminde uvertür sınıfındaydı Hollanda milli takımının on numarası bu çocuk.

Bütün bunlarla Ferdi Kadıoğlu'nun maçın kahramanı olduğunu unuttuğum anlamına gelmesin lütfen.

Ama bu Ferdi'yi geçen sezon atıl hale getirdi işte maalesef bay Bulut!

Sözün özü şu; Ferdi özellikle ilk goldeki çabası ve can havliyle yarattığı pozisyonu sınıf bir vuruşla attığı gole dönüştürdü. Yetmedi Valencia'nın golünün asistini yaptı. Yani maçın jönü kesinlikle Ferdi Kadıoğlu'dur, bu gerçeğin tartışılacak bir yanı yok.

Ama lütfen senaristin ve yönetmenin Vitor Pereira olduğunu da unutmayalım, lütfen ama.

Ve bir şeyi daha unutmayın ama, bu Fenerbahçe bir mesaj veriyor mütevazi bir dille.

30 Ağustos 2021, Pazartesi 00:40
YAZININ DEVAMI

‘’Üç puanda da önemli!‘’

Beşiktaş üç puandan da önemli bir galibiyet aldı dün akşam. Salih "Var da yok" adeta. Katkısı olmadığı halde gördüğü kırmızı kartla takımını ikinci yarının tamamına yakın bir süre bir kişi eksik bıraktı.

Ahmed Musa'yı izleyince Beşiktaş'ın Raşid Gezzal için harcadığı zaman ve bulunduğu özveriye acıyor insan. Keza benzer şey Rıdvan Yılmaz ve N'Sakala konusunda da geçerli, Futbol Federasyonunun saçma sapan yabancı oyuncu konusundaki dayatmasını göz önünde bulundurursak bence.

Misal, Türkiye Futbol Federasyonu bu popülist kararı dayatmasa dün akşam büyük olasılıkla Atiba'yla başlardı Sayın Sergen Yalçın. Hayır, şunu anlamıyorum ; Türkiye eğer serbest piyasa ekonomisiyle yönetiliyorsa, yani rekabeti siyasetinin omurgası haline getirmişse (ki, bu satırların yazarı liberalizme şaşı bakıyor) o zaman gereğini yapsanıza kardeşim. Yerli yabancı olmaz, iyi-kötü futbolcu var dolayısıyla. Neyse, bu ayrı bir yazı konusu.

Sayın Süleyman Hurma müthiş bir futbol aklı ve yönetici vizyonuna sahip. Harika işler yaptı Trabzonspor, Samsunspor, Kayserispor'da. Başardıklarının daha büyüğünü şimdi de Fatih Karagümrük'te yapıyor. Her rakibe zor anlar yaşatacak bir takım kurmuş.

Dolayısıyla maçın neredeyse yarısını bir kişi eksik oynadığı halde böylesi bir rakibe karşı sahadan galibiyetle ayrıldığı için Sergen Yalçın ve takımını kutluyorum.

Alex Teixeria mı? Tek kelimeyle majör bir futbolcu.

29 Ağustos 2021, Pazar 00:57
YAZININ DEVAMI

‘’Alkışlıyorum!‘’

Önce Pereira'yi alkışlıyorum. Pelkas, Serdar Dursun, Novak ve en önemlisi Süper Lig'in en majör futbolcularından İrfan Can sakat, ama hiç bahane aramadan iddia ve özgüveninden gram geri adım atmadan takımını oynatıyor. Hem de Mesut şu haliyle Mesut Özil'in performansını mumla aratıyorken.

Sayın Ali Koç ve yönetimi kadro mühendisliği ve yapılması zorunlu olan takviyeler konusunda bütünlemeye kaldılar ne yazık ki.

Ama Sayın Vitor Pereira bu büyük handikaplara rağmen adeta bir vakur ve güven ağacı gibi ayakta kalmış, işine özverili şekilde odaklanıp kısa sürede "Takım ruhu'"yla donanmış bir ekip yarattı. Yetmemiş gibi Muhammed Gümüşkaya, Arda Güler ve Fatih Şentürk gibi gencecik, pırıl pırıl üç futbolcuyu daha ligin başında Fenerbahçe ve Türk futboluna armağan etti.

Enner Valencia'nin attığı İlk golde aslan payı Nazım Sangare'nin bence. Bitmek üzere olan bir pozisyona deyim yerindeyse benzin döktü canhavliyle içeriye yönlendirdiği topla.

Ekvadorlu yıldızın ikinci golünde ise Osayi Samuel fantezi yaptı rakibe çarptırdigi topla. E, topun da canı var, tam adamının önüne düşünce Valencia en bildiği şeyi yaparak kendisinin ve takımının ikinci golünü attı. Ekvadorlu deneyim ve yetenek sahibi olduğu kadar centilmen olduğunu da kanıtladı böylece.

Üçüncü golün rotasını Miha Zajc çizdi. Tam zamanında en doğru yere gönderince Nazım Sangare de en isabetli kararı vererek doğru olanı yapınca "Hızır gibi" bitti olması gereken yerde Valencia ve sihirli dokunuşu yaparak üçüncü kez havalandırdı Helsinki'nin ağlarını kendisi ve takımı adına.

Arda'nın, Muhammed'in y Fatih'in aynı o sahada yer alması, hele de Fatih'in o şık golü atması...Aman Tanrım!

Dolayısıyla Pereira ve futbolcularını yürekten kutlayarak ayakta alkışlıyorum.

26 Ağustos 2021, Perşembe 23:02
YAZININ DEVAMI

‘’Zor maçı kolay kazandı‘’

Fenerbahçe'nin azımsanmayacak eksiği ve sakatı var maalesef sezon başlangıcında. Dolasıyla ilk on birde sürpriz bir on birle karşımıza çıktı dün akşam sarı lacivertliler. Mesut, Valencia ve hatta hazırlık kampının ve hazırlık maçlarının flaş ismi Miha Zajc bile yedek kulübesindeydi ilk yarıda.

Peki Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki verilmeyen golü mü? Bence goldü, ama sahanın kralı hakem bizimle aynı görüşte değildi ve bu durumda yapılacak tek şey hakeme inanmak ne yazık ki.

İkinci yarıda Miha Zajc ve Mesut Özil'in oyuna dahil olmasıyla oyunun dengesi Fenerbahçe lehine değişti belirgin şekilde.

Pelkas, İrfan Can gibi iki virtöüzü , Mert Hakan ve en önemli gol umudu Serdar Dursun sakat. Açıkçası rakipler beddua etse ancak bu kadar melanet gelirdi başına Fenerbahçe'nin her halde.

Pereira birinci sınıf bir teknik direktör bence. Mesut Özil gibi dünya markası futbolcuyu sistemine binayen yedek kulübesinde tutması bunun açık kanıtıdır. Sıradan hocaların "Sistemim şu haliyle Mesutla yeterince işlemiyor" gerekçesiyle böylesi radikal bir karar alması öyle kolay değil.

Dolayısıyla Fenerbahçe' in maçın genelinde hayli zorlandığı maçı gol yemeden iki farklı bir skorla kazanması bir teknik direktör zaferidir. Hiç kimse, hele de futbol ulemaları bundan böyle sakın "Şunu nasıl oynatmaz, bunu nasıl beğenmez" ukalalığı yapmasın sakın.

Portekizli teknik direktöre sahip çıkmak sadece Fenerbahçe'ye sahip çıkmak değil Türkiye'deki istikrarsızlığı yerleşik hale getiren sisteme kırmızı kart çıkarmak da demektir aynı zamanda bence.

23 Ağustos 2021, Pazartesi 00:38
YAZININ DEVAMI

‘’HAKEM ALTAN ÇALIŞTI!‘’

Fenerbahçe'nin eksiği, çok, sakatları da öyle. Santraforu yok, yetmez gibi önemli aktörlerinden İrfan Can da sakatlanıp oyundan çıktı.

Rakip Helsinki ise zaten "Savunma" konusunda oldukça maharetli. Dolayısıyla böyle kritik bir maçta, bu şartlar altında golü bulmak hayati öneme sahip tartışmasız şekilde. Hele de hakem olarak sahaya çıkmış Matej Jug adlı kişi önyargıyla sahaya çıkmış ve aleyhinize düdük çalmak için bahane arıyorsa.

Ve Mesut Özil, Zajc ve Osai'nin yapamadığını gencecik, 16, bilemedin 17 yaşındaki Muhammed Gümüşkaya yaptı.

Hayır, bu asla sadece bir gol olarak yorumlanmalıdır. Demek ki, neymiş, ahı gitmiş vahi kalmış yabancı futbolculara tanıdığımız krediyi biraz da gençlerimize tanıtsak çok yönlü kazancımız olacak demektir.

Elbette iki ayaklı maçlarda avantajla ikinci maçı deplasmanda oynamak hiçte fena değil. Hele de en azından Valencia maça yetişirse.

Tamam, ilk yarıda akıllarda kalacak doğru dürüst bir tehlike yaratamadı Fenerbahçe.

Ama rahmetli Vedat Okyar'ın deyimiyle iki bacaklı maçların ilkini galibiyetle bitirmek hiçte azımsanmayacak avantajdır.

Şüphesiz, futbol sürprizlerle doludur. Ama Fenerbahçe'nin ikinci maçtan da galibiyetle ayrılacağına inanıyorum.

20 Ağustos 2021, Cuma 00:31
YAZININ DEVAMI