‘’Olmak ya da olmamak‘’
Sarı-Lacivertliler, Jose Mourinho faktörüyle bu sezon Avrupa Ligi’nde güzel hayaller kuruyordu. Sonuçta Portekizli hoca, Avrupa Kupaları tarihinin en başarılı teknik adamlarından biri. Ancak Alkmaar yenilgisi, işleri zora soktu. Şimdi, çok ters gelecek bir takım karşısında ‘olmak ya da olmamak’ maçına çıkılacağını söyleyebiliriz. Kanarya, ilk 4 maçta sadece 5 puan alabildi ve sıralamada 21.’liğe kadar düştü. Yeni formatta son 16’ya kalmak için ligi ilk 8’de tamamlamak gerekiyor.
İdmanda 3’lü denemesi
Fenerbahçe için şanssızlık, bu sezon Avrupa’da son derece iyi maçlar oynamasına rağmen 4 puan alabilen Slavia Prag ile deplasmanda karşılaşacak olmak. Çek ekibi için de bu maç son derece kritik. Kanarya’nın karşısında, hücumda Alkmaar’dan çok daha tehlikeli olan, daha baskılı oynayan bir rakip olacak. Slavia, 1-0’lık yenilgiyle ayrıldığı Bilbao ve Frankfurt deplasmanlarında son vuruşlarda şanssızdı. Pozisyon üretme anlamında ise iki rakibinden de çok daha iyiydi. Jose Mourinho taktik anlamında bu akşam bir sürprize imza atabilir. Slavia, 3’lü savunmayla oynayan ve zaman zaman çift forvetle sahaya çıkan bir takım. Portekizli hocanın da 3’lü biz diziliş tercih etme ihtimali var.
Ligi bile etkileyebilir
Son taktik çalışmada bunun üzerine denemeler yapıldı. Elde Djiku ve Samet dışında bir stoper yok. Ancak Zenit ile oynanan hazırlık maçında genç oyuncu Yusuf bulduğu şansı iyi kullanmıştı. Slavia’nın 1.99 m.’lik forveti Chory’ye karşı Becao’nun olmaması şanssızlık. En etkili isimlerden biri olan sol kanat bekleri Diouf’u ise Samuel hızı ve fizik gücüyle durdurabilir ama 90 dakika boyunca tam konsantrasyonla oynaması şart. Fenerbahçe’nin ilk 8 iddiasını sürdürmek için kazanması gerekiyor. Aksi sonuçta artık ilk 24 ve Play-Off hesapları başlar. Play-Off demek, ligde şampiyonluk yarışının iyice kızışacağı şubat ayında fazladan iki maç oynamak anlamına gelecek. Bu durum lig yarışını bile etkileyebilir…
‘’Zorlu viraj Kayseri'de başlıyor‘’
Milli maçların ardından lige dönüşler, zirve yarışındaki takımlar için sıkıntılı olabiliyor. Birçok oyuncunun ülkelerine gidip milli formayla ter döktükten sonra bir yolculuk daha yapıp geri dönmesi, yorgunluk ve konsantrasyon kaybı olarak yansıyabiliyor. Fenerbahçe, geçen ayki aranın ardından Samsun deplasmanına çıkmış, 2 kez öne geçmesine rağmen beraberliğe razı olmuştu.
Topu rakibe verebilir
Sarı-Lacivertliler’de İrfan Can ve Djiku oynayacak duruma geldi. Çağlar ve Oosterwolde sakat, Maximin ve Cengiz ise riske edilmemek için götürülmedi. Fenerbahçe’nin nasıl bir oyun anlayışıyla sahaya çıkacağı belirsiz. Mourinho, deplasmanda zaman zaman topu rakibe verebiliyor. Kayseri karşısında bunu yapıp hızlı hücumlarla etkili olmaya çalışabilir. Ayrıca rakibin tehlikeli olduğu geçiş oyununu da böylece engelleyebilir.
Saat handikabı
Taraftarlar daha akıcı, takımlarının hakim olduğu bir oyun istiyor. Özellikle lider Galatasaray’la karşılaştırıldığında, Fenerbahçe’nin temkinli futbolu tercih ettiğindeki oyun gücü bir hayli düşük kalıyor. Öte yandan Mourinho’nun son yıllarını bilenler için bu sürpriz değil. Eğer Portekizli teknik adam, bu oyunuyla, vadettiği gibi kısır ama sonuç alınan maç sayısını artırabilirse aynı oranda destek de artar. Aksi takdirde yaşanan kaybın özrü de olmuyor. Maçın 16.00 gibi erken bir saatte oynanması da genelde büyük takımlara ters geliyor. 3 puan dışında her sonuç, Fenerbahçe için büyük kayıp olur.
‘’Eksik ama moralliler‘’
Manchester United, adını futbol tarihine altın harflerle yazıdan Sir Alex Ferguson’un emekliliğinden beri eski günlerinden çok uzak. Milyarlarca Pound harcamalarına rağmen bir türlü beklenen başarı gelmedi. Ferguson sonrasının en iyi dönemini, Avrupa Ligi’ni kazandıkları ve Premier Lig’i ikinci bitirdikleri Jose Mourinho ile yaşamışlardı. Kırmızı Şeytanlar, bu sezon ligde tarihinin en kötü başlangıcını yaptı. İlk 7 maçta 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 3 yenilgi aldılar. Sadece 5 gol attılar ki zaten tarihi başarısızlığın en büyük nedeni de hücumdaki sıkıntılar oldu.
Daha farklı kazanabilirdi
İngiliz devi için hafta sonundaki Brentford mücadelesi son derece kritikti. Alıncak kötü bir sonucun, menajer Erik ten Hag için yolun sonu olacağı yorumları vardı. De Ligt’in sakatlık nedeniyle kenara geldiği anlarda, ilk yarının son dakikalarında kornerden yedikleri golle şok yaşadılar. Ancak Manchester United, bu mücadelede, bu sezon ofansif anlamda en akıcı performanslarından birini sergiliyordu. 47’de Garnacho ve 62’de Hojlund’un golleriyle kazanmayı bildiler. Farkı daha da artırma şanları da yakaladılar.
Dirençli orta saha
Ten Hag için Fenerbahçe maçı öncesi en büyük sıkıntı eksikler. Kadroda alternatifi bulunmayan belki de tek isim olan kaptan Bruno Fernandes’in cezası nedeniyle bu akşam oynamayacak olması en büyük avantajımız. Onun yokluğunda zaten sıkıntılı olan hücum gücü önemli bir darbe alacak. Ten Hag, muhtemelen Eriksen’i forvet arkasına çekip, Casemiro ve Ugarte ile dirençli bir orta saha merkezi kuracak. United’da Maguire, Evans, Yoro, Malacia, Shaw, Mainoo ve Mount da sakat oldukları için İstanbul’a getirilmedi. Aslında Fenerbahçe, Manchester United ile oynayabilecek en iyi dönemde oynuyor. Öte yandan Oosterwolde’nin yokluğu da muhtemelen en çok bu karşılaşmada hissedilecek.
Maximin en önemli silah
Kırmızı Şeytanlar’ın kanat oyuncuları Garnacho, Rashford ve Diallo’nun ortak özelliği, son derece atlet ve rahat adam geçmeleri. Beklenti, sağ bekte Samuel’in solda ise Mert Müldür’ün oynaması. Ancak Samuel’in maç eksiği ve Mert’in dibe vuran formu bizim için endişe verici. Galatasaray, geçen sezon önde baskıyla Mancehster United’ın afallatmış, 2 maçtan 4 puan çıkarmıştı. Mourinho benzer bir oyun oynatır mı? Ligde bile temkinli oynamayı tercih eden Portekizli hocanın bu kadar hızlı rakip hücumcular karşısında geride beklemesi sürpriz olmaz. Bu sezon ligde 8 maçın 4’ünde gol yemeyen Manchester United önünde Maximin bireysel yetenekleri ve duran toplar, en önemli gol silahımız olacak gibi görünüyor.
‘’Toparlanma maçı ‘’
Fenerbahçe, lige Kadıköy’de 1-0’lık Adana Demir galibiyetiyle başladı. Aslında rakibin de durumu göz önüne alındığında, daha görkemli bir futbol ve skor bekleniyordu. Yine de Lille rövanşı öncesi hata yapmamak da önemliydi. Ancak perşembe günü Sarı-Lacivertliler için hiç istenmeyecek bir senaryo yaşandı. Lille gibi bir rakiple 120 dakika mücadele etmek, 118. dakikada gol yemek ve 120. dakikada direğe takılarak elenmek... Futbolcular için hem fiziksel hem de mental anlamda ciddi bir darbe oldu.
Kadro değişecektir
Kanarya, böylesi bir karşılaşmadan sonra ligde en çıkılmak istenmeyecek deplasmanlardan birine, Göztepe’ye konuk olacak. Mourinho’yu zor tercihler bekliyor. Lille maçında sakatlığı nedeniyle oynamayan Ferdi ile bireysel çalışmalara yeni başlayan Fred’in kafilede olması en önemli gelişmeler. Cezalı Mert Hakan’ın yokluğunda Szymnaski’nin Adana Demir maçındaki gibi orta sahanın merkezine geçmesi olası. Ancak bu tercih, 3’lü savunma oynayan ve orta sahayı kalabalık tutan İzmir temsilcisi karşısında Fenerbahçe’yi zorlayabilir. İrfan Can Kahveci, Osayi-Sameul ve En-Nesyri’nin 11’de görev yapmaları olası.
Topu rakibe bıraktılar
Göztepe ilk hafta Antalyaspor deplasmanından golsüz beraberlikle döndü. Sarı-Kırmızılılar, topu rakibe bırakıp mümkün olduğunca hızlı bir şekilde rakip kaleye gitmeye çalıştı ve daha çok net fırsat yakaladı. Kendi evlerinde daha atak oynamaları beklenebilir ama bu kez de rakip Fenerbahçe. İki takım için de galip gelmek önemli. Sarı-Lacivertliler için Lille karşılaşması sonrası toparlanmak adına zorlu bir sınav olacak.
‘’İsmail Kartal böyle istedi‘’
Kazanılan maçlardan sonra rakibi çok iyi analiz ettikleriyle övünen İsmail Kartal, Olympiakos’a elenince suçu penaltıyı kaçıranlara attı. Kadro değeri kendilerinin yarısından bile az olan, atak yapmaya korkan bir rakip karşısında neden pozisyona giremediklerini, 120 dakikalık maçta neden son isabetli şutu 34’te çektiklerini anlatmadı. Oyun üstünlüğünden bahsetti, “2’yi atsak turu geçerdik” dedi. Her hamlesi takımı aşağıya çekti. İsmail Kartal’ın en büyük sıkıntısı hatalarını kabul etmemesi. Anormal sakatlık sayısını bile savunmaya çalışıyor. Maalesef, Avrupa’da kupa kazanıp tarihe geçme şansı yüksekken cesur davranamadı. Ligde artık şampiyonluk kaçsa da sorun yok, nasılsa orada bahane daha çok!
‘’Fenerbahçe hata yapmadı ‘’
Kadrolar açıklandığında kalede Livakovic yerine İrfan Can Eğribayat’ı görmemiz sürprizdi. PFDK’nın verdiği ceza sonrası Tahkim’in kararı ertelemesi üzerine bir güç gösterisi mi yapıldı bilmek zor. Fenerbahçe beklendiği gibi hızlı başladı. 3. dakikada Szymanski, kaleciyle karşı karşıya kalıp vurdu, üst direğe takıldı. Adana Demirspor, uzun süre yarı sahasından çıkamazken bu süreçte Fenerbahçe birçok kez kaleyi yokladı. 17. dakikada kazanılan kornerde Mert Müldür kafayla arkaya aşırdı, Djiku arka direkte topu ağlara yolladı: 1-0. Golden sonra tempo düştü. Ancak 25. dakikada İrfan Can Eğribayat büyük bir pas hatasıyla topu Balotelli’ye attı. İtalyan yıldız da cezayı kesti: 1-1. Skora eşitlik geldikten sonra Sarı-Lacivertliler baskı kurdu, Adana Demir ise hızlı ataklarla etkili olmaya çalıştı. 36. dakikada direğe takılan isim bu kez Dzeko oldu. İlk yarı 1-1 sona erdi.
Dzeko bu kez attı
İkinci devreye de Fenerbahçe pozisyonlara başladı. 51. dakikada İrfan Can Kahveci taç atışını hızlı kullandı. Dzeko, iki savunmacının arasında vurarak kaleci Vedat’ı mağlup etti: 2-1. 53’te Adana Demir hızlı geldi, Yusuf Sarı’nın ceza sahası yayı üzerinden yaptığı vuruşu kaleci İrfan güçlükle çeldi. 54’te ise Szymanski’nin şutu direğin yanında dışarı çıktı.
Tadic uzaktan avladı
70. dakikada kaleci Vedat ileri çıktı ancak topu istediği gibi uzaklaştıramadı. Tadic, orta sahanın biraz önünden harika bir vuruşla topu boş kaleye gönderdi: 3-1. 80’de Yusuf Sarı sağdan ceza sahasına girip yerden sert ortaladı, kaleci İrfan’ı geçen topu Yusuf Barasi arka direkte filelere yolladı: 3-2. Adana Demir umutlansa da bu uzun sürmedi. 85’te kazanılan serbest vuruşta Szymanski ortaladı, Serdar Dursun kafayla golünü attı: 4-2. Fenerbahçe, ligden çekilme gündemiyle geçen uzun Milli aradan sonra, önemli eksikleri de olmasına rağmen kazanıp şampiyonluk yarışında hata yapmadı.
‘’Kadıköy’de süper bir gece‘’
Fenerbahçe’de dün taraftarı en çok heyecanlandıran, kadrolar açıklandığında Bonucci ve Krunic’in 11’de olmalarıydı. Maçı Sarı-Lacivertliler adına en çekici kılan muhtemelen bu ikilinin oynamalarıydı. İsmail Kartal beklendiği gibi kadroyu büyük ölçüde değiştirdi. 1. Lig’de kalma mücadelesi veren Adanaspor karşısında Kanarya’nın daha hızlı başlaması beklenebilirdi. Ancak bu kadar değişen kadro, oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlığının olmaması, Fenerbahçe’nin oyununu başlarda etkiledi.
Lincoln’den füze
Dakikalar 29’u gösterdiğinde sahneye Lincoln çıktı. Sakatlığı nedeniyle 10 ay sonra formasına kavuşan Sambacı, ceza sahası dışı sol çaprazdan müthiş bir vuruşla perdeyi açtı: 1-0. 39. dakikada ise King’le gelişen atakta Lincoln bu kez asist yaptı, Batshuayi golü attı: 2-0. Adanaspor zaman zaman etkili olmaya çalışsa da güçlü rakibi karşısında pozisyona giremeden ilk devreyi kapattı. İkinci yarıda da Fenerbahçe baskılı olan taraftı.
Batshuayi resitali
50. dakikada Mert Hakan korneri kullandı, Krunic ön direkte harika yükselip kafayı vurdu. Kaleci Ahmet aynı güzellikte kurtarsa da dönen topu Batshuayi topu ağlara yolladı: 3-0. 68’de Mert Hakan bu kez serbest vuruşta ortaladı, tecrübeli forvet kafayla fileleri sarsıp hat-trick yaptı: 4-0. 71’de bu kez ceza sahası yayı üzerinden çok güzel bir vuruş yapan Batshuayi, maçtaki 4. golüne imza attı: 5-0. 81. dakikada Emre Mor çalımlarla ceza sahasına girerek yerden pasını verdi, Mert Hakan boş kaleye topu yuvarladı: 6-0.
‘’9 yıllık hasrete son verme zamanı‘’
Fred, Becao ve Djiku’nun yokluğunda 5 resmi maçta sadece 1 kez kazanabilmek Fenerbahçe için ciddi bir sıkıntı oldu. 6-1’lik Nordsjaelland yenilgisi kadar, karşılaşma sonrasında İsmail Kartal’ın kötü bir liderlik portresi çizerek basın toplantısını soru almadan 45 saniyede bitirmesi de bir başka handikap oldu. Fred’in dönüşü, Sivasspor maçında hemen etkisini gösterdi. 4-1’lik galibiyet sayesinde Sarı-Lacivertliler derbiye daha moralli çıkacak. Beşiktaş’ta, özellikle savunma hattında bu kadar eksik olması ciddi bir avantaj. Fred’le birlikte müthiş 4’lü Tadic, Dzeko, Szymanski ve İrfan Can da kendini buldu.
Tadic damga vurabilir
Derbi deplasmanda olmasına rağmen İsmail Kartal’ın önde baskı oyunundan vazgeçeceğini düşünmüyorum. Fred’in ardından Djiku’nun da dönecek olması, sistemin yeniden daha iyi bir şekilde işlemesini sağlayacaktır. Fenerbahçe’nin nasıl oynacağı hemen hemen belli. Burada önemli olan Beşiktaş’ın ve Rıza Çalımbay’ın planı. Önde baskıyı kırmak için uzun topla geriden çıkarlarsa, Sarı-Lacivertliler aynı Trabzonspor maçındaki gibi sıkıntı yaşayabilir. Ancak unutmamak gerekir ki Beşiktaş’ta bu topları toplayacak 2.01 m.’lik bir Onuachu yok. Tadic, Dzeko, Fred gibi isimlerin derbi tecrübeleri çok fazla. Özellikle Tadic’ten bu akşam farklı bir performans izleyebiliriz.
Kartal’ın telafi şansı
Fenerbahçe’nin geçen sezon şampiyonluğu kaçırmasında, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor ile oynadığı 6 maçta sadece 1 kez kazanmasının etkisi büyüktü. Bu derbi, İsmail Kartal açısından Nordsjaelland karşısında verdiği kötü sınavı telafi etmesi için bir şans olacak. Ligde 2014’ten beri Beşiktaş’ı Dolmabahçe’de yenemeyen Sarı-Lacivertliler için şampiyonluk yolundaki iddiasını göstermesi açısından önemli bir sınav olacak.