Arama

Popüler aramalar

‘’Zor bir dönem!‘’

Evet, gerçekten çok zor bir dönemden geçiyor Fenerbahçe. Taraftarlar mutsuz, yöneticiler mutsuz, futbolcular da mutsuz.

Bu çok zor bir durum. Nasılki iyilik ve güven bulaşıcıysa mutsuzluk ve karamsarlık da bulaşıcı.

Düşünün, İrfan Can, Pelkas gibi üstdüzey futbolcular sıradanlaşmış resmen. Dün akşamki mücadelesine ve iradasine saygı duyuyor ve Novak'a yaptığı asisti de alkışlıyorum. Ama maçın önemli bölümünde ıslıklandığı halde maçın içinde kalmasına, asla vazgeçmemesine, sahanın her yerinde, oyunun iki yönünde de katkı vermesine şapka çıkarıyorum. Bütün bunlar da Mert Hakan'ın hem yetenekli, hem iyi profesyonel, hem de çok güçlü bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor.

Malatyaspor kümede kalmak savaşı verse de aslında kaliteli bir kadroya sahip bence. Dolayısıyla dün akşam alınan iki farklı galibiyet asla küçümsenmemeli.

Dün akşamki maçta elbette aksayan çok şey ve yön vardı Fenerbahçe adına.

Ama başarılı olacağına inandığım halde Vitor Pereira'nın bu kaliteli kadroyu bu denli paralize edeceği hiç ama aklıma gelmemişti.

PELKAS KİM, ROSSİ KİM?

Maalesef bu kaliteli kadroyu harcadı tercih ve saplantı haline gelmiş tercihleriyle Portekizli teknik direktör, kendisine duyduğum büyük güveni de çöpe atmak pahasına hem de.

Mesut Özil, Mert Hakan, Pelkas ve Sosa gibi önemli futbolculara haftalarca üvey evlat muamelesi yapmasa şu anda puan cetvelindeki fark olsa olsa iki yada üç olurdu ilk yarının en başarılı takımıyla.

Osayi Samuel'e bayıldım dün akşam, resmen kendisini aştı dün akşam Nijeryalı yıldız futbolcu.

Mesut Özil'in aldığı sorumluk ve oynadığı futbolla tam bir lider futbolcu profili sergilediğini de ilave etmek gerekiyor her halde.

26 Aralık 2021, Pazar 22:42
YAZININ DEVAMI

‘’Ayıptır, yazıktır!‘’

Maçın önemli bölümünde iki kişi eksik kalmış Karagümrük'ü bile yenemedi Fenerbahçe. Neresinden bakarsanız bakın ağlanacak hale düşmüştür Fenerbahçe. Neymiş topa sahip oranı yüksekmiş. Sonuç; dokuz kişilik takımı yenemiyorsun.

Aslında birçok Fenerbahçelinin özlediği on birle sahaya çıktı dün akşam Sarı Lacivertliler. Ama başta İrfan Can, Pelkas, Valencia ve hatta Sosa başta olmak üzere birden fazla futbolcu kalite ve kapasitelerinin yarısına denk düşen bir performans sergileyemedi dün akşam. Bağışlayın, dağınıklığın, gamsızlığın ötesinde tam bir ruhsuzluk avucunun içine almış Fenerbahçeli futbolcuları. İrfan Can, aman Tanrım insan gözlerine inanamıyor. Pelkas, hani Pereira'ya trip yapıyordu, işte o Pelkas, resmen şaka gibi.

Fenerbahçe'nin şu kadrosu Karagümrük'ün kadrosunu kalite ve mali değer açısından en hafifinden ikiye katlar. Ama sahaya yansıtılan ruh ve performans açısından iki kişi eksik kalmış rakibinin mücadelesinin yarısına bile ulaşamadılar Sarı Lacivertliler.

Tamam, net golü verilmedi Fenerbahçe'nin ama bu bile Fenerbahçeli futbolcuların sorumsuz ve ruhsuz futbolunun gerekçesi olamaz her halde.

Zeki Murat Göle mi? Çok kötü bir sınav verdi bence. Valencia, Pelkas ve hatta İrfan Can'a bu kadar uzun süre tahammül eden kişiden asla iyi bir teknik direktör olamaz.

Caner Erkin'e değinmeden olmaz. Tamam, yetenekli bir futbolcu ama kesinlikle ideal bir "Sporcu" değil. Yani zeki, çevik ve ahlaklı dediğimiz türden sporcu değil maalesef.

Bütün bunlar da şunu gösteriyor, çok iyi bir Fenerbahçeli olabilir, Fenerbahçe'yi canı kadar da sevebilir ama Fenerbahçe Başkanı olarak başarısız olmuştur Sayın Ali Koç. Bu artık yadsınamaz bir gerçek. İyi de insan asla sevdiğine uzun bir süre zarar vermez, veremez, vermemeli de. Yazıktır, günahtır.

22 Aralık 2021, Çarşamba 23:04
YAZININ DEVAMI

‘’Pereira tazminat istiyor!‘’

Fenerbahçe'nin zengin ve çok yönlü bir kadrosu var, bu gerçek tarışma kaldırmaz bence. Ama bu kadroyu yöneten teknik direktör sabit fikirli, inatçı ve "Dediğim dedik" diyen bir karakter.

Şükrü Saraçoğlu Stadı'ında Fenerbahçe kırkbinden fazla taraftarı önünde asla bu kadar mahkum oynamaz, oynayamaz maçın önemli bölümünde. Ancak teknik direktör Vitor Pereira'ın taktik ve tercihleri sayesinde maçın büyük bölümünde mahkum oynadı Beşiktaş karşısında maalesef.

Anlamaya çalışıyorum, ama anlamakta çok zorlanıyorum Portekizli teknik direktörü. Sosa, İrfan Can, Mert Hakan dururken Miha Zajc ve Rossi'yle başlıyor ve maçın üçte iki bölümünde de sahada tutuyor bu yetenekleri sınırlı futbolcuları.

Gerçekten şaşkınım, neden böyle davranıyor bu kariyerdeki bir teknik direktör acaba? Bence gitmek için tazminat almak istiyor hoca.

Yahu, futbol topuyla tanıştığından beri ofansif oynayan Osayi Samuel'den ideal bir savunma oyuncusu yaratmayaya çalışmak nasıl ruh halidir. Okuma yazma öğrendiğinden beri sol elle yazan bir çoçuğa yetişkin hale geldikten sonra "Ben anlamam, sağ elle çok güzel yazı yazacaksın bundan böyle" demekten farklı birşey değil bence Ferdi Kadıoğlu ve Osayi Samuel'den ideal savunma oyuncusu olmasını istemek.

Beşiktaş'la beraber kalmak ezeli rakabet gözönünde tutulursa çok da yadırganmayabilinir. Ama dolu tribünler önünde maçın genelinde mahkum oynuyorsan, önlem alınan değil önlem alan takım haline bürünüyorsan bu kaliteli kadroyla, burada ciddi bir teknik direktör sorunu var demekki.

Sayın Ali Koç, Fenerbahçe muhteşem taraftarı önünde bu kaliteli kadrosuyla böylesi edilgen oyunu asla haketmiyor. Görünen köy klavuz istemez, Vitor Pereira resmen Fenerbahçe'yi sabote eden tercihlere yöneliyor. Bunun tek anlamı var: Adam tazminat istiyor gitmek için.

19 Aralık 2021, Pazar 21:42
YAZININ DEVAMI

‘’Zorla güzellik olmaz!‘’

Ben hayatımda Vitor Pereira kadar hatalarında ısrar eden çok az adam gördüm. Sosa gibi ayağı düzgün, sezgileri güçlü ve oyunun iki yönününü de mükemmele yakın oynayan Miha Zajc gibi iki önemli futbolcu varken adam Gustavo da Gustavo diyor garip şekilde.

Fenerbahçe'yi iki devşirme kanat bekiyle oynatması da bu inatlaşmalarından bir diğer çarpıcı örnek olsa gerek. Ve maalesef Gustavo'nun iki hatalı pasıyla iki gol yedi Fenerbahçe.

Vitor Pereira bu maçtaki taktik ve tercihleriyle birkez daha kanıtladı Fenerbahçe gibi tek hedefi şampiyonluk olan bir takımın başında bulunmayı haketmediğini. Takımını nasıl hazırlamış bilemiyorum. Ama Fenerbahçe gibi bir takım Türkiye'nin hangi stadında oynarsa oynasın rakibe karşı nasıl oynayacağını bilir. Misal, sabırlı oynaması gerekirken acaleci davranmaz. Devşirme kanat bekleriyle şampiyonluğa oynanaz. Bu kadar uzun süre Rossi ve Gustavo'yu oyunda tutmaz.

Şu bir gerçek, Sayın Pereira asla Fenerbahçe'yi hedefine taşıyamaz, Dolayısıyla Sayın Ali Koç'un daha uzun süre kulağının üstüne yatması hem Fenerbahçe'ye hüzün yaşatır hem de Sayın Ali Koç'un kalan kredisini de sıfırlar.

Bana kalırsa Ferdi Kadıoğlu ve Osayi Samuel'den kanat beki yaratmaya çalıştığı gün Portekizli teknik direktörle vedalaşmalıydı Sayın Ali Koç.

Sosa'yı, Pelkas'ı, Nazım Sangare'yi, Novak'ı atıl hale getirdi bu hoca. İrfan Can gibi bir süper starı çoğu zaman yoksaydı, Mert Hakan'a üvey evlat muanelesi yaptı.

Genelde Gaziantep Futbol Kulübü gibi yenilmemeyi şiar edinerek çoğu maçına beraberlik için çıkan bir takıma iki asist yapan Gustavo'yu Sosa va Zajc'tan daha değerli ve önemli gören bir teknik direktör zaten o koltuğu haketmiyor bence. Ve iddia ediyorum, Novak veya Nazım Sangare oynasa Ferdi'nin yerinde Fenerbahçe asla o penaltıya neden olmazdı. Ferdi ve Osayi'yi asla suçlamıyorum. Çünkü bazı şeyler sonradan öğrenilemiyor maalesef. Zorla güzellik olmaz. Sayın Koç, Pereira gibi bilimle inatlaşmayın. gerçekle yüzleşin ve gerekli adımı atın artık daha fazla geç kalmadan.

13 Aralık 2021, Pazartesi 23:31
YAZININ DEVAMI

‘’Hem maçı hem de moral kazandı!‘’

Fenerbahçe zor günlerden geçiyor. Çok iddialı başladığı sezonda büyük düş kırıklığı yarattı Vitor Pereira ve öğrencileri. Dolayısıyla dün akşamki Çaykur Rizespor maçının önemi hepten artmıştı.

Gerçeği söylemek gerekirse Fenerbahçe dün akşam taraftarı esir almak üzere olan umutsuzluğu paramparça eden bir şevkle oynadı ve maçı da farklı bir skorla kazandı.

İlk yarıda biraz aksayan ama ikinci yarıda oyunun iki yönünde de ortaya karekter koyan Osayi Samuel dahil aksayan bir tek futbolcu göremedik neredeyse dün akşam.

Attila Arpad Szalai haftalarca yedek kaldıktan sonra ilk on birde sahaya çıktığı maçta hem iki asistle hem de genel performansıyla ne kadar değerli ve karakterli bir futbolcu olduğunu birkez daha kanıtladı.

Berisha'nın attığı gol çok önemli. Ama gol bölgesinde biraz fazla bencil sanki. Aynı şey ilk golün asistini yapan Rossi için de geçerli.

Mesut Özil bir dünya yıldızı. Kondisyon sorunu olmasına rağmen çok iyi oynadı ve sınıf paslar verdi dün akşam.

Crespo takım oyuncusu, Gustavo da öyle. Ama Ferdi Kadıoğlu, Jose Sosa ve Berke Özer her takımda güven, canlabaşla mücadale etmek ve akıl adına her takımda mutlaka bulunması gereken futbolculardır bence.

Sedar Dursun çoğumuzdan eleştiri aldı bu sezon. Ama din akşam oyunuyla hem de attığı üç golle resmen mahçup etti hepimizi. Hele son golünden önce rakiple girdiği mücadaleden galip çıkarak topu takımına kazandırması, akabinde de o mücadalesini üçüncü golüyle sonuçlandırması resmen takdire şayandır bence.

Fenerbahçe ilk kez böylesine farklı bir skorla maç kazandı bu sezon. Tabi bu skorla sadece maçı değil moral de kazandı sarı lacivertliler. Umarım sislerin dağıldığının müjdesi olur bu galibiyet.

05 Aralık 2021, Pazar 21:37
YAZININ DEVAMI

‘’Umutlar Tükeniyor!‘’

Fenerbahçe'nin mutlaka kazanması gereken bir maça Meyer, Miha Zajc ve Miguel Crespo gibi üç defansif orta sahayla oyuna başlatıyor takımını Vitor Pereira. Yani beraberliği önceliyor Portekizli teknik direktör.

Yetmemiş gibi santraforda da Serdar Dursun gibi tek yönlü bir futbolcuyu tercih ediyor. Bu da Pereira'nın rakibi yeterince analiz etmediğini gösteriyor.

Göztepe çok büyük bir camia, bu tartışılmaz. Tıpkı Karşıyaka ve Altay gibi. Ama gizlenemez, tolere edilemez bir diğer gerçek de şudur; Göztepe bu sezon camianın büyüklüğüyle orantılı performans gösteremedi şu ana kadar. Yanılmıyorsam bu sezon kendi sahasında 7 kez yenildi, sadece iki galibiyet alabildi.

Peki, bu gerçeklere rağmen üç defansif orta sahayla maça başlamak, on numara bölgesinin Avrupa çapındaki futbolcularından Mesut Özil'i kenarda oynatmak nasıl bir öngörüdür ve bu tercihleri yapan bir teknik direktör hala nasıl o koltukta oturuyor, oturabiliyor Sayın Ali Koç?

Megrim Berisha'nın ölüsü bile bu Serdar Dursun'u cebinden çıkarır.

Sahi, Mesut'tan sonraki en yetenekli ve yaratıcı futbolcun olan İrfan Can Kahveci'yi neden oyundan alıyorsun Sayın Pereira, söyler misin lütfen?

Oyundan alacaksan her haliyle yorulduğunu basbas bağıran, taç atışları dışında sorumluluk almayan ve üstelik de sarı kartla oynayan Filip Novak'ı oyundan al hiç olmazsa.

Eğer Berke Özer gibi birinci sınıf bir kaleci kalesini korumasa, Kim Min jae gibi "radar" ve Ferdi Kadıoğlu gibi bir enerji küpüne sahip olmasa Fenerbahçe dün akşam büyük ihtimalle puansız dönecekti İzmir deplasmanından.

Söyleyecek fazla şey yok. Maslesef, Fenerbahçe teknik direktörlük gömleği biraz bol geliyor Sayın Vitor Pereira'ya. Ne yazık ki, gerçek bu. Ve maalesef umutlar her maçla biraz daha tükeniyor Portekizli teknik direktörle Fenerbahçe için.

30 Kasım 2021, Salı 00:31
YAZININ DEVAMI

‘’Gerilim filmi gibi!‘’

Fenerbahçe neresinden bakarsanız bakın anasının sütü gibi helal bir üç puan alarak ayrıldı Galatasaray deplasmanından.

Küçük ayrıntılar dışında üstün olan taraf sarı lacivertli takımdı. Marcel Tisserand'ın kırmızı kartına kadar maçı kazanmayı hakeden taraf Vitor Pereira'nın takımıydı. Pereira'nın devre arasında gereksiz yere gördüğü sarı kart bile Fenerbahçeli futbolcuların soğuk kanlı davranmasını olumsuz yönde etkilemedi. Bir teknik direktörün sorumluluklarının başında futbolcularını sakinleştirecek tavırlar sergilemek gelir. Bu önemli gerçeğe rağmen Portekizli teknik direktörün sarı kart görecek denli agresif davranmasını yadırgadığımı da söylemek zorundayım.

Mesut Özil'in golünde altı kalın çizgilerle çizilmesi gereken ayrıntılar var kanımca. Kaptanın goldeki net ve sakin vuruşu çok önemlidir. Ama golü kadar zekasıyla ofsayta düşmemesi de alkışlanacak ve futbol okullarında ders olarak gösterilecek türdendir kanımca. Gene de Mesut'un golünde aslan payını süperstar İrfan Can'a veriyorum. Rakipten topu alması ve saklaması, kaşla göz arasında Mesut'u topla buluşturacak kararı vermesi, doğru zamanda doğru kararı vererek asist yapması büyük kalite ve yeteneğin ürünüdür.

Bana kalırsa Sayın Vitor Pereira eğer ikinci yarının başında sarı kartlı Ferdi ve Mert Hakan'ı oyundan alsa, yerlerine Miguel Crespo ve Nazım Sangare'yi alsa Tisserand belki de kırmızı kart görmeyecekti.

Halil Umut Meler'i dün akşam sert oynamayı abartan oyunculara aşırı tolerans göstermesi dışında beğendim. Serdar Aziz'in takımı bir kişi eksikken ceza sahasının hemen önünde rakibi omuzundan eliyle bastırmasını sorumsuzluk olarak yorumluyorum.

Açıkçası gerilim filmi gibi bir maç izledik dün akşam. Gol var, çok sayıda sarı kart ve kırmızı kart var. Böylesi bir maç ve deplasmandan üç puanla ayrıldığı için Fenerbahçe'yi kutlamak lazım. Ancak asıl alkışı ise gencecik kaleci Berke Özer ve Kim Min jae'ye gönderiyorum kendi adıma.

21 Kasım 2021, Pazar 22:02
YAZININ DEVAMI

‘’Maalesef yanıldım!‘’

Vitor Pereira yaratıcı futbolcuyu sevmiyor anladığım kadarıyla. Antwerp deplasmanından farklı bir galibiyetle dönülmesini sağlayan futbolun baş aktörlerinden biri Jose Sosa ise bir diğeri de Filip Novak'tı herhalde. Ama dün akşam ikisi de kesik yedi ne yazık ki.

Gustavo yokken de Sosa'yı oynatmamak, İrfan Can'ı en yararlı olduğu alanlardan (sürgüne göndermiş gibi) uzak tutmak nasıl bir öngörüdür gerçekten anlamakta zorlanıyorum.

Elbette futbol oyununda şans faktörü her zaman bir etkendir, bu yadsınamaz. Bir takımın üç, hatta dört gollük vuruşunun direğe takılması şansızlıktır. Ama penaltıyı İrfan Can'a attırmak şansızlık değil, teknik direktörün takımındaki futbolcularının neleri yapıp yapamayacağına hakim olmadığının göstergesidir kanımca. Zira bir teknik direktör penaltıcılarını belirlerken öncelikle onların bu konuda neler yaptığını veya yapmadığını gözönünde bulundurmak zorundadır herhalde. Tamam, tekniğine ve yeteneğine saygı duyar taraflı tarafsız herkes. Ama bu saygı İrfan Can'ın kariyerinde kaç penaltı attığını veya atamadığı istatistiğini atlamamızın veya yoksaymamızın gerekçesi olamaz, hele de İrfan Can'ın teknik direktörüyseniz.

Portekizli teknik direktörün Miha Zajh ve Max Meyer'i "Torpilli" statüsünde oynatmasını ise yadırgadığımı ve kendisine yakıştıramadığımı altını da kalın bir çizgiyle çizmek zorundayım.

Fenerbahçe'nin ilk golünde kaleci Berke'nin hatası tartışılamaz. Ama bir diğer tartışılamayacak konu da Fenerbahçe'nin birbirinin kopyası golleri yemeye devam etmesidir. Peki, neredeyse kronikleşmiş bu sorunun asıl sorumlusu teknik direktör değilse kimdir?

Bağışlayın, yinelemek zorundayım. Bu satırların yazarı bir takımın başarı veya başarısızlığında teknik direktörün payının en az yüzde altmış olduğuna inananlardan.

Bu Fenerbahçe'nin kadrosunun kalitesinin Kayserispor, Alanyaspor veya Konyaspor'un kadrosundan birkaç gömlek üstün olduğunu yadsımak mümkün mü?

Peki neden bu takımları yenemiyor hatta yeniliyor? Bu sorunun tek cevabı var, teknik direktör yetersizliği.

Maalesef yanıldım. Düşkırıklığına uğrattı beni Sayın Vitor Pereira. Oysa ne çok kredisi vardı bende. Ama tüketti tüm kredisini bana göre Portekizli teknik direktör. Kanımca ısrarın bir anlamı yok, yol yakınken Sayın Ali Koç radikal bir karar alıp yolları ayırmalı. Aksi halde bir kez daha geç kalınmış olacak.

Bunun en önemli kanıtı da geçen sezon Erol Bulut'la harcanan zaman ve Emre Belözğlu hamlesinin çok geç gelmesidir.

07 Kasım 2021, Pazar 21:51
YAZININ DEVAMI