Arama

Popüler aramalar

‘’Sadece skor iyi!‘’

Fenerbahçe erken sayılacak bir dakikada golü buldu aslında. Bu da önemlidir altan kurtulmaya çalışan bir takımla oynuyorsanız. Ancak avantajın böylesinin değerini önemsemedi Ersun Yanal'ın öğrencileri. Sakin kalamadılar nedense. Gustavo ve Deniz Türüç hariç telaşlı davrandı çoğu Fenerbahçeli futbolcu. Geçen haftanın süper starı Ozan Tufan bile kapasitesinin gereğini yapamadı maçın önemli bölümünde. Normalde gözü kapalı gole dönüştürebileceği pozisyonları harcadı kaptan.

Sayın Aykut Kocaman'ın yıllar öncesinden benimle paylaştığı ve benim de altına imza atacağım bir tespiti var; Futbol sadece gördüklerinizle sınırlı değil, içinde onlarca öykü barındırır" demişti mealen. Felsefi elbette, ama gerçekten de öyle.

Dolayısıyla açımasız davranmak istemiyorum ve mutlaka bilmediğim, bilemediğimiz şeyler vardır arks planında Fenerbahçe'nin geçen haftaki görüntüsünün bu kadar uzağına düşmesinin.

Bence 19'da Vedat'a yapılan kesinlikle penaltıydı. Ama Halil Umut Meler gözünün önündeki görüntüye gözlerini kapadı, Var da ne hikmetse uykladı. Tıpkı Orhan Ovacıklı'nın maçın tamamında kartlık sertlikle oynamasının es geçilmesi gibi hem de.

Gustavo yukarı çekiyor Fenerbahçe'yi, bu bir gerçek. Deniz Türüç de ona eşlik ediyor. Dolayısıyla Rizespor'un sertliği abarttığı bir karşılaşmada 3 puanla ayrılmak önemliydi ve sarı lacivertli takım çok iyi oynamasa da bir çok futbolcusu geçen haftaki performansını aratsa da altın değerinde 3 puan alarak devreyi tamamladı.

Bu arada şunun da altını çizelim, tamam bu satırların yazarı yabancıya kesinlikle karşı değildir. İyi de Max Kruse ve Younes Belhanda''ya verilen şansın, tanınan kredinin yarısını kendi çocuklarımıza tanımak bu kadar zor mu Sayın Yanal, Sayın Terim?

29 Aralık 2019, Pazar 21:37
YAZININ DEVAMI

‘’Farklı bir Galatasaray‘’

Farklıydı dün akşam izlediğimiz Galatasaray. "Ben ağayım, ben paşayım" diyen futbolcusu yoktu mesela dün akşamki kadrusunda sarı kırmızılıların. Her kes asker gibi düşünüyordu, hareket ediyor ve oynuyordu en azından. Bu da takım ruhunu yukarı çekti, kolektif düşünce ve oyunu öne çıkardı doğal olarak.

İyi futbolcular elbette önemli ölçüde kalite katar çok yönlü olarak bir takıma. Ama iyi futbolcu olmak başka yararlı futbolcu olmak başka şeydir. İdeal olan iyi futbolcunun yararlı şekilde oynamasıdır şüphesiz, ancak maalesef özelikle yabancı futbolcular adına az ama çok az tanıklık ediyoruz yıllardır takımlarımızda güzelliğin yada ideal olanın böylesine.

Belhanda kariyerli bir futbolcu. Ama Taylan Antalyalı'ın dün akşam sunduğu katkıyı kaç maçta yaptı, elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin lütfen. Yada Belhanda aylarca bal yapmayan arı gibiyken, Taylan'ın bu kadar uzun süre yoksayılması Fatih Terim kariyerindeki bir hocaya yakışıyor mu?

Lemina, Ömer Bayram ve Taylan Antalyalı üçlüsü uzak ara öne çıkan futbolculardı hiç şüphesiz. Ama Seri de geldiğinden beri ilk defa kariyer ve kalitesine yaklaştı dün akşamki performansıyla.

O zaman Sayın Fatih Terim'e şu soruyu sormanın tam da sırasıdır her halde: Hocam, takımınız aylarca Belhanda, Selçuk İnan, Emre Mor ve benzeri kendisini arkadaşları ve takımından üstün gören veya adalelerine hükmetmekte zorlanan futbolcular yüzünden aksayıp dururken, takımın ruhunu, fizik gücünü ve kazanmak arzusunu yukarı çekeçek oyuncularınızı aylarca kulübeye mahkum etmek sizin gibi bir hocaya yakışıyor mu? Siz söyleyin lütfen, formayı vermek konusundaki adalet kavramınız az biraz yara almadı mı şimdi?

28 Aralık 2019, Cumartesi 23:15
YAZININ DEVAMI

‘’Hak eden kazandı!‘’

İlk yarının tartışmasız şekilde üstün olan tarafı Fenerbahçe'ydi. Kaptan olarak sahaya çıkan Ozan Tufan ise hiç bir çekinceye mahal vermeyecek şekilde starıydı sar lacivertlilerin. Beşiktaş'ın en önemli ve yararlı oyuncusuysa kesinlikle emektar Atiba'ydı.

Aslına bakarsanınız ilk yarıda iki pozisyonu vardı topu topu Kara Kartal'ın, biri Altay'ın yorum hatası, diğeri de Jailson'un Burak'a yaptığı gereksiz kampurundandı zaten.

Hayır, bunları dillendirken diğer Fenerbahçeli futbolcurın emeği ve mücadalesine saygısızlık yapanam. Tamam, Beşiktaş'ın kahramanı Atiba'ydı. Ama Fenerbahçe'nin Gustavo, Tolga, Deniz ve Kruse'nin adeta gizli kahramanları da vardı açıkçası dün akşam.

Dün akşamki maç gösterdi ki, Emre Belözoğlu'yla sahaya çıktığı maçların genelinde aksamış ve ama Emre'siz oynadığında daha efektif görüntüye bürünmüştür Fenerbahçe.

Bunları dillendirmek kesinlikle Emre'ye saygısızlık falan da değildir. Sadece her maça doğru onbirlerle çıkmanın ne denli önemli olduğuna işaret eder hepsi bu.

Burada yeri gelmişken bir olgunun daha altını çizmeliyim. Teknik direktör ve futbolcuların işlerini gereği gibi yapamadıklarında veya tökezlediklerinde sitemkar davrannakarını kedinlikle kabullenmiyorum ve çok ama çok gereksiz buluyorum. Zira onlar birer profesyoneldir, dolayısıyla profesyonelce düşünmek, davranmak ve yaşamak zorundadırlar. Unutmayalım, milyonlarca üniversite mezununun nefesi açlık kokarken ekonomik olarak bir eli balda diğeri yağda futbolcu ve teknik direktörlerimizin.

22 Aralık 2019, Pazar 22:15
YAZININ DEVAMI

‘’Teknik direktör farkı!‘’

Sayın Ersun Yanal'ın ilk onbiri, rakibi analizi ve böyle bir deplasmanda benimsenecek oyun anlayışı da dahil tüm tercihleri problemliydi bence bu akşam.

Ozan Tufan'ın kırmızı kart görmesinde Ali Palabıyık'ın dolaylı katkısı var. Tamam, futbol temaslı oynanıyor. İyi de "Vur" demek "Öldür" demek değil ki. Ozan'a her fırsatta hayli sert fauller yaptılar başta Uğur Çiftçi olmak üzere rakibin değişik futbolcuları. Ve maalesef çoğu sarı kartı gerektiren bu faullere göz yumdu hakem.

Amma ve lakin Ozan Tufan'ı isyan noktasına getiren asıl sorumlu Ersun Ysnal'dır. Zira orta sahada tek başına kaldı ve "İmdat" çığlıklarına ses veren, yardıma koşan olmadı genelde.

Emre Belözoğlu elbet de saygıyı hakeden bir kariyere sahip. Ancak bu bilime burun kıvırmanın gerekçesi olamaz olmamalı da. Hem sakatlık hem de yaş probleminden dolayı aksıyor işte haftalardır, bu gerçeği her kesten önce Ersun Hoca görmeli ve kabullenmeli.

Açıkçası Sayın Yanal'ın dünkü maça doğru hazırlandığına, rakibi iyi analiz ettiğine ve doğru 11'le sahaya çıktığına inanmayanlardanım. Dün akşamki maçın sonucunu teknik direktörlük farkı belirledi anlayacağınız.

İki elin parmaklarını aşan paslarla ancak orta sahaya gelen, ve bir yanda %60 lık topa sahip olduğu halde atak sonuçlandıramayan Fenerbahçe, diğer yandan üç, bilenedin dört pasla Altay'ın kalesinde pozisyona giren ve sonuç alan Sivasspor. Savunmada müthiş bir yardımlaşma, hücumda ise alkışlanacak bir uyum sergiledi evsahibi, hem de saygıyı hakeden bir şekilde.

Olsa olsa Sayın Ersun Yanal'ın yönettiği kadronun onda biriyle şekillenmiş Sivasspor'un futbolcuları her anlamda üstündü dünkü maçta. Bu da teknik direktörlük farkının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Bütün bunlar da teknik direktörlerin oyun anlayışlarına, benimsedikleri şablona uygun bir oyuncu gurubunu bir araya getirmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor bize işte.

Ďeniz Türüç ve Ferdi Kadıoğlu'nun bu kadar uzun süre yoksayılmasının gereksizliğini de elbette.

15 Aralık 2019, Pazar 21:07
YAZININ DEVAMI

‘’Muslera: 1 Alanyaspor: 0‘’

Maalesef gerçek bu. Koca Galatasaray ilk yarıda kazandığı penaltının üstüne yatarak 3 puanı aldı dün akşam. Erol Bulut'un öğrencileri (topa sahip olmak, korner, pozisyon üretmek anlamında) her türlü bariz şekilde üstünlük sağladı Galatasaray'a karşı, hem de Aslatepe'de.

Kamu cimi yok, afra tafta da yapmasın Sayın Terim. Tamam, bilime göre bir takımın başarı ve başarısızlığıda birinci derecedeki sorumlusu idari yönetim, ikinci derecedeki sorumlu teknik direktördür.

Ancak, Fatih Terim bir teknik direktörden çok daha fazladır. Zira Sayın Terim'in kariyeri ve Galatasaray'daki yeri ve önemi bize bu gerçeği söylüyor.

Söyleyemek bile gereksiz, o sıradan bir hoca değil, hele de Galatasay ve Galatasaraylılar için.

İyi de Metin Oktay, Georghe Hagi, Wesley Sneijder'in giydiği10 numaralı formayı Fatih Terim'e rağmen mi taşıyor şu anda Younes Belhanda?

Eğer imparatorsaniz gerekcelerin arkasına saklanamazsiniz, her olumsuzlukta başkalarına faturayı çıkarıp ak kaşık rolü oynayamazsiniz.

Bu kadroyu siz sekillendirmediginiz halde sineye çektiyseniz ayıp ama size rağmen şekillendi ve siz de hala susuyorsaniz, ayıp oğlu ayıp, başka da sözüm yok.

07 Aralık 2019, Cumartesi 23:26
YAZININ DEVAMI

‘’Kadıoğlu ve Muriç‘’

Fenerbahçe'nin her bakımdan Gençlerbirliği'ni ikiye katlayacağını herkes biliyor. Tabi Sayın İlhan Cavcav'ın Ankara ekibini ekonimik güçle donatmasını ve bu anlamda da Türkiye'nin güçlü kulübü haline getirmesini yok sayarsak.

Ama bu Fenerbahçe işte dün akşam ilk yarının başlarında deuim yerindeyse bocaladı Gençlerbirliği karşısında, hem de kendi evinde.

Ama kalite çok önemli işte. Teknik direktör fornsuz olsa bile kaliteli futbolcular iyiraz vd isyan ettiğinde işlet yoluna gitiyor.

Dün akşam ne Ferdi Kadıoğlu ne de Deniz Türüç'le başkadı maça Sayın Yanal. İlk yarıda başlamadığı gibi ikinci yarıya da onlarsız sürdü takımını sahaya.

İlk atağında golü buldu dün aklsm Hamza Hamzaoğlu'nun öğrencileri. Ama Ozan Tufan, Luis Gustavo, kısmen Garry Rodriguez kabullenmediler mağlubiyeti. Ama Vedat Muriç bir şövalye gibi davrandı adeta yedikleri golden sonra. Attığı gol sıradan bir gol değildi Kosovalı golcünün, aynı zamanda isyan etmenin işaret fişeğiydi bence.

Tamam, farklı kazandı Fenerbahçe ve 3 puan aldı 3 hafta sonra belki, ama Sayın Ersun Yanal'ın tecihleri ise kaygıları büyütmeye devam ediyor.

Ferdi Kadıoğlu'nun bu yok sayılması ve dün de oldukça geç oyuna alınması bir teknik direktör zaafiyeti veya formsuzluğudur bence. Gurbetçi pırlantanın attığı golü gördünüz değil mi? Şahaneç harika ve dolayısıyla jeneriklikti kesinlikle.

Yani, yanisi şu; Denizlispor, Ankaragücü, Gençlerbirliği ve Manisaspor'daki teknik direktör Ersun Yanal'ı arıyor gözlerim.

06 Aralık 2019, Cuma 23:23
YAZININ DEVAMI

‘’Antrenman maçı yaptı‘’

Fenerbahçe'nin şu ana kadarki performansıyia Sayın Ersun Yanal'ın iddia ve vaadĺeri arasında olumsuz anlamda büyük bir fafk var, bu tartışılmaz grrçek. Zira "Şampiyon olacağız ve besteyi de kendimiz yapacağız" demişti mealen geçen sezonun henen bitiminde. Ama tanıklıklarımız hiç de öyle olmadı. Mesela puan cetvelinin dibine demir atmış Kayserispor ligdeki tek galibiyetini Fenerbahçe karşısında aldı bu sezon bildiğiniz gibi. Dolayısıyla sarı lacivertşi ekibin dün akşamki Türkiye Kupası maçında alacağı sonuç ziyadesiyle önem kazanmıştı. Tolgay, Miha Zajc, Ferdi Kadıoğlu, Deniz Türüç, Sadık...Bu futbolcuların tanamı sezon boyunca doğru dürüst forma şansı bulamıyorlardı. Şüphesiz kendince gerekeleri vardır Sayın Yanal'ın. Ama Ferdi Kadıoğlu'nda olduğu gibi eğer sorun fizikgüçten kaynaklanıyorsa bu olumsuzluğun tüm faturasını futbolcuya kesemezsiniz, kusura bskmayın.

Hollanda gibi futbol ekolüne sahip bir ülkenin U17, U18 ve U19 takımlarında 10 numaralı formayı giymiş ve 7,8 gol atmişsa bu çocuğun fizikgücünü yukarı çekeçek önlem ve çalışmaları da almak ve yapmak Fenerbahçe teknik heyetinin asli görevidir. Tanrı aşkına bu yeteneklere sahip bir futbolcuyu "Fizikgüç sorunu var" gerekçesiyle aylarca görmezden gelmek Fenerbahçe teknik direktörüne yakışıyor mu? Ya da üst düzey teknik direkörler yeteneğine inandığı ve ama mental sorunları bulunan futbolcusunu "Ne hali varsa görsün" diyerek kaderiyle başbaşa bırakır mı, söyleyin lütfen? Gördünüz işte, dün akşam Fenerbahçe adına en ışıldayan futbolcu Ferdi Kadıoğlu'ydu, her hareketiyle hem de. Ama Sayın Yanal takımı akın sonuçlandırmak konusunda sorun yaşadığı halde Ferdi Kadıoğlu'na üvey evlat muamelesi yapıyor aylardır, maalesef.

Kısacası antrenman maçı yaptı adeta dün akşam Fenerbahçe, İstanbulspor karşısında, hem de seyircisinden yoksunsunken. Ferdi'ye bayıldım. Deniz hem gol yaptı hem de asist. Tolgay da iyiydi hatta Sadık da. Bence sadece Zajc verilen şansı heba etti. Büyük avantaj 4_0 kazanmak. Gencecik Muhammet'in asisti ise alkışlıktı. Hele de ideal kadrodan 7,8 kişilik değişiklikle maç farklı kazanılmişsa.

03 Aralık 2019, Salı 22:45
YAZININ DEVAMI

‘’Yana eski Yanal değil‘’

Fenerbahçe bir türlü kalitesine ve hedeflerine denk düşen bir performans segileyemedi şu ana kadar ligin geri kalan peryodunda.

Moses'le bir kişi eksik oynadı genelde şu ana kadar Fenerbahçe. Kruse'nin kariyeri ve kalitesi elbette tartışılamaz, ancak uzun süreli sakatlık yaşamış futbolcu adı ne olursa olsun dönüşlerde aksıyor kaçınılmaz olarak.

Deniz Türüç'ü sahada görmek sevindirici. Ama Sayın Yanal'ın Moses'te bu kadar ısrar etmesi de bir o oranda düşündürücü.

Aslında birinci ve ikinci bölgede kalitesine yakılanı oynuyor sarı lavirtliler ama üçüncü bölgede nedense yetetli üretim ve yaratıcılık hak getire.

Oysa Fenerbahçe'nin kadro derinliği ve kalitesi pekala bu tür sorunlarla başa çıkabilecek yeterlilikte bence. Ne yazık ki, Sayın Yanal düşkırıklığı yaşatmaya devam ediyor ama. Maalesef Ersun Hoca kritik maçlarda liderlik yapamadı şu ana kadar. Oysa bir takımın başı şıkıştığında imdata ya lider oyuncu yada teknik direktör devreye girmek zorundadurlar. Fakat ne Kruse ve Emre nede Ersun Yanal böykesi bir role soyundular.

Bir garip maç işte dün akşamki maç. Hakem Abdülkadir Bitigen çok kritik ve bir o oranda da garip kararların altına imza attı. Geçen hafta Emre'nin kaçırdığı penaltıda atışından önce ceza sahasına girmeyen futbolcu yoktu hani neredeyse, ama tekrar yapılmadı, ama dün akşamki maçta ise "Altay önde" gerekçesiyle kaçan penaltı tekrar edildi. Elbette Gustavo'nun hareketi penaltıydı. Bu da hakem ve lig kalite ve standardımızı anlatmaya yetiyordur her halde.

Kötüler çoktu dün aklamki maçta. Moses, Ersun Yanal, hatta Kruse. Ama dün akşamki maçın en kötülerinden biri de Abdülkadir Bitigen'di maalesef.

30 Kasım 2019, Cumartesi 22:22
YAZININ DEVAMI