Arama

Popüler aramalar

‘’Ne tadı ne tuzu vardı‘’

Maalasef, insanı izlediğine pişman eden bir maç oynandı dün akşam Malatya'da. Resmen "Kötü futbol böyle onanır işte" versiyonuydu dün akşamki oyun.

Kötülerin listesini yapsak sayfa yetmez yani. Ersun Yanal misal, bir hoca bu kadar mı formsuz olur Tanrı aşkına. Moses, 60'lı yıllarda şehirlerarası telefon görüşmelerinde araya ikide bir giren parazit gibi. Niheryalı tam bir konu mankeni gibi sahada dururken, Ersun Yanal tahammül etti, ona bel bağladı.

Max Kruse yok, Fenerbahçe'nin 0/0 40 olan Vedat Muriç de yok ama Sayın Yanal Deniz Türüç dururken gece hayatını futbol oynamaya tecih ettiği ve dolayısıyla oynayamamaktan padlanmış Alper Potuk'u tecih etti takımı oarganize etmek için.

Şüphesiz, bununla da sınırlı değil dün akşamki düşkırıklıklarımız. Mete Kakavan ve arkadaşları baş roldeydi bu konuda bence. Tamam, penaltıyı verdi (ki, bence penaltıydı) ama onun dışında kesinlikle vasatın çok altında bir yönetimin altına imza attılar maçın hakemleri. İlk yarıda taça çıkan topu hipermetrop olanların bile rahatlıkla süzebileceği pozisyonda (burnun dibinde görenedi) oyunu devam ettirdi yan hakem.

Issam Chebake ise sahadaki en kötü niyetli futbolcuydu. Sporculuktan zerre nasibini almamış Faslı futbolcu.

Gerçeği söylemek gerekirse iki takım da maçı kazanacak kadar oynayamadı. İlk yarı da penaltıyla öne geçmek şansını yakalayan ve ama penaltıyı gole dönüştüremeyen taraf Fenerbahçe'ydi belki, ama sarı lacivertlilerin Altay gibi bir kalecisi olmasa ilk 45'te Malatyaspor öne geçebilirdi pekala çünkü daha çok pozisyon bulan taraftı Sergen Yalçın'ın takımı.

Dolayısıyla ne tadı ne tuzu vardı dünkü maçın. Yazık, bu kadar da güzel oyun ve futbola hasret bırakılmazki izleyici.

24 Kasım 2019, Pazar 21:40
YAZININ DEVAMI

‘’Sorun da çok, soru işaretleri de!‘’

Falcao, Muslera, Andone, Liyundama. Çok önemli

4 futbocusundan yoksun olarak sahaya çıktı dün akşs

am sahaya Gakatasaray, hem de Süper Lig'in en değerli kadrolarından birine sahip Başakşehir karşısında.

Bir futbolcu ya şiddetli darbeden ya profesyonel olarak yaşamamaktan ya da yaptığı antrenmanın sorunlu olmasından ötürü ciddi sakatlık sorunu yaşar.

Sayın Mustafa Cengiz, Falcao'nun sakatlığını mealen şöyle açıkladı; Çok istekli ve hırslı olduğu için defanstan top çıkarmak için bile koştu ve sakatlandı.

İyi de sezon başına 5 milyon euro'yu defanstan top çıkarmak adına mı yoksa rakip filelere gol atsın diye mi aldınız siz Falcao'yu. Ayrıca bu nasıl bir profesyonellik anlıyışı Tanrı aşkına?

Bana sorararsanız dün akşam iki takım da galibiyeti hakeden bir oyun oynamadı. Kontrollü ve dengede giden bir karşılaşmaydı ve atanın kazanacağı bir maçtı dün akşamki karşılaşma ve zaten atan da kazandı.

Galatasaray topu ve oyunu maçın genelinde rakibe vermedi elbette ama maçı kazanacak akıl, oyun ve beceri de sahaya koyanadı dün akşam. Ömer Bayram ve Emre Taşdelen biraz da Lemina dışında "Bu maçı kazanalım" demedi sanki vasatı aşmayan performanslarıyla diğer sarı kırmızılı futbolcular.

Fegholi maalesef geçen sezonki ve İspanya'daki performansının yarısını bile sergileyemiyor bu sezon. Emre Mor için en önemli şey imajı. Galatasaray ve futbol onun için ikinci planda hala ne yazık ki.

Adem ve Babel de üretemeyince atanın kazanacağı maçtan 3 puanla ayrılan taraf Okan Buruk'un öğrencileri oldu doğal olarak.

Açıkçası Galatasaray'da sorun da çok soru işareti de.

22 Kasım 2019, Cuma 22:50
YAZININ DEVAMI

‘’Hayırlı olsun‘’

Çok zor gerçekten de böyle maçkarı oynamak. Sabır şart bir kere. Sonra akıllı oynamak da tabii. 1 puan bile yetiyor size ama İzlanda için ise 3 puan olmazsa olmazlardan.

Dolayısıyla maçın genelinde öyle çok çiddi pozisyonlar bulamadık. Hatta en önemli gol şansını maçın 30. dakikasında bulduk belki ama İzlanda'ya da pek gol şansı tanımadık.

Bence maçın en öndmli kahramanı İzlanda'nın ölümüne saldırdığı son dakikada topu çizgiden çıkaran Melih Demiral'dır. Sonra maçın genelinde direnç ve dikkati temsil eden Zeki Çelik'in hakkını verelim tabi.

Cengiz Ünder "Cengiz gibi" oynayamadı. Doğal, zira maç kondisyonu sorunu vardı ayları kapsayan sakatlığından ötürü. Aynı şeyleri Burak Yılmaz için de söylemek zorundayım.

Hakan Çalhanoğlu sanki ikinci yarılarda oyuna alınması gereken bir futbolcu. Nedense ilk onbirde sahaya çıktığında kalitesine yakışan pefformanslar segileyemiyor gurbetci oyuncumuz.

Ozan Tufan ve Umut Meraş'ın oyundaki devamlılıklarını ve konsantrasyonlarına şapka çıkardım. Mert Günok"un soğukkanlı duruş ve çıkışları da alkışı hakediyor ama Ozan Tufan ve Mahmut Tekdemir'in adeta gizli kahraman gibi milli takımımızı ayakta tutan birer kolon olmasını ne kadar övsek, alkışlasak azdır her halde.

Sonuçta bu beraberlikle birlikte 2020 Avrupa Şampiyonası biletini aldı takımımız. Hayırlı olsun, umarım daha büyük başarılar yaşatır bize bu genç ve pırıl pırıl çocuklar.

14 Kasım 2019, Perşembe 22:33
YAZININ DEVAMI

‘’Ne arasan var‘’

Evet, gerçekten bir futbolseverin aradığı ne varsa içinde her şeyi barındıran bir 90 dakika izledik dün akşam. Gol, kırmızı kart, heyecan...ne ararsan var yani.

Fenerbahçe geçen hafta büyük düşkırıklığı yaşamış ve yaşatmıştı. Dolayısıyla dün akşamki Kasımpaşa maçının sonucu ziyadesiyle merak konusuydu futbolseverler, hele de Fenerbahçeliler açısından.

Fenerbahçe'de Emre Belözoğlu ve Max Kruse başta olmak üzere belli eksikleri vardı ama Kasımpaşa adına Quaresma, Thiam ve Veysel çok daha önemli eksiklerdi her halde. Yani, eksikler konusunda daha dezavantajlı olanlar Ersun Yanal'ın değil Kemal Özdeş'in öğrencileriydi.

Buna karşın iki taraf da futbol ve gol adına pozitif şekilde başladı maça. Fenerbahçe'nin 6.dakikada penaltıdan da olsa öne geçmesi önemliydi. Ancak, Hasan Ali, Moses ve Rodriguez eski performanslarını mumla aratırcasına oynuyorlar. Emre Belözoğlu'nun yerine forma şansı bulan Tolga Ciğerci, Kaptan'ının bonusu bile olamıyor maalesef. Açıkçası, Serdar Aziz, ( ikinci yarıda önemlihatalar yapsa da )Ozan Tufan ve Vedat Muriç'in ölüyü dirilten tavır ve performansları da olmasa Fenerbahçe biraz değil adam akıllı zorlanacaktı Kasımpaşaspor karşısında. Zaten deyim yerindeyse maçta daha uzun süre bir kişi eksik oybayan Jenal Özdeş'in öğrencileri resmen kafa tuttu sarı lacivertlilere Kadıköy'de hem de,

İki penaltı da tartışılmaz penaltıydı. ....Ersun Yanal o eski Ersun Yanal değil artık. Elinde Ferdi Kadıoğlu, Deniz Türüç var, ama o hala hayalet gibi sahada dolaşan Moses'te ısrar ediyor.

Kasımpaşaspor eğer bu kadar önemli eksikle maça çıkmasa her halde rn az bir puanla dönerdi Kadıköy'den ki, bu da Fenerbahçe'nin nasıl ecel terleri döktüğünü anlatıyordur sanırım.

Serdar Aziz, Vedat Muriç ve ikinci yarıda biraz aksasa da bence bu naçın kahramanları Ozan Tufan'dı. Tabii, kritik kurtarışlar yapan Altay Bayındır'ı da unutmayalım.

08 Kasım 2019, Cuma 23:53
YAZININ DEVAMI

‘’Ne ararsan var‘’

Evet, gerçekten bir futbolseverin aradığı ne varsa içinde her şeyi barındıran bir 90 dakika izledik dün akşam. Gol, kırmızı kart, heyecan...ne ararsan var yani.

Fenerbahçe geçen hafta büyük düşkırıklığı yaşamış ve yaşatmıştı. Dolayısıyla dün akşamki Kasımpaşa maçının sonucu ziyadesiyle merak konusuydu futbolseverler, hele de Fenerbahçeliler açısından.

Fenerbahçe'de Emre Belözoğlu ve Max Kruse başta olmak üzere belli eksikleri vardı ama Kasımpaşa adına Quaresma, Thiam ve Veysel çok daha önemli eksiklerdi her halde. Yani, eksikler konusunda daha dezavantajlı olanlar Ersun Yanal'ın değil Kemal Özdeş'in öğrencileriydi.

Buna karşın iki taraf da futbol ve gol adına pozitif şekilde başladı maça. Fenerbahçe'nin 6.dakikada penaltıdan da olsa öne geçmesi önemliydi. Ancak, Hasan Ali, Moses ve Rodriguez eski performanslarını mumla aratırcasına oynuyorlar. Emre Belözoğlu'nun yerine forma şansı bulan Tolga Ciğerci, Kaptan'ının bonusu bile olamıyor maalesef. Açıkçası, Serdar Aziz, ( ikinci yarıda önemlihatalar yapsa da )Ozan Tufan ve Vedat Muriç'in ölüyü dirilten tavır ve performansları da olmasa Fenerbahçe biraz değil adam akıllı zorlanacaktı Kasımpaşaspor karşısında. Zaten deyim yerindeyse maçta daha uzun süre bir kişi eksik oybayan Jenal Özdeş'in öğrencileri resmen kafa tuttu sarı lacivertlilere Kadıköy'de hem de,

İki penaltı da tartışılmaz penaltıydı. ....Ersun Yanal o eski Ersun Yanal değil artık. Elinde Ferdi Kadıoğlu, Deniz Türüç var, ama o hala hayalet gibi sahada dolaşan Moses'te ısrar ediyor.

Kasımpaşaspor eğer bu kadar önemli eksikle maça çıkmasa her halde rn az bir puanla dönerdi Kadıköy'den ki, bu da Fenerbahçe'nin nasıl ecel terleri döktüğünü anlatıyordur sanırım.

Serdar Aziz, Vedat Muriç ve ikinci yarıda biraz aksasa da bence bu naçın kahramanları Ozan Tufan'dı. Tabii, kritik kurtarışlar yapan Altay Bayındır'ı da unutmayalım.

08 Kasım 2019, Cuma 23:34
YAZININ DEVAMI

‘’Bülent Uygun 1 - Ersun Yanal 0‘’

Fenerbahçe çok üstün şekilde topa sahip oynadı maçın tamamında. Aslında maçı koparacak kadar pozisyon da buldu sarı lacivertliler. Ama hem Rodrigues sakar bir günündeydi, hem de direkler Lung'un sağ omzundaki melekler gibi sıkça gizemli şekilde devreye girince Ersun Yanal'ın öğrencileri çok üstün şekilde oynadıkları ilk yarıdan gol çıkaramadılar doğal olarak.

Şüphesiz, Fenerbahçe'nin bu yarıda gol bulamamasında Kayserispor'un Bülent Uygun'la bir karakter sıçraması yakalaması da önemli bir etken oldu. Ev sahibi bu sezon ilk kez bu denli bir konsantrasyonla oynadı zira.

Fenerbahçe ikinci yarıya da üstün başladı, ama golü bulan ev sahibi takım oldu. Şüphe yok ki, Emre'nin sakatlığından ötürü kapasitesinin altında bir performansla oynamasının da önemli rolü vardı bu görüntüde. Dolayısıyla Moses bu kadar silik oynuyor, Rodriguez skor üretemiyor ve Emre de beklentileri karşılayacak fizik güçten yoksunken, Ersun Yanal'ın müdahale yapmakta geç kalması kendisine yakışmadı bence.

Hayır, şunu anlamakta zorlanıyor insan, organizasyon sorunu yaşıyorsunuz, Emre'yi oyundan almışken Tolga mı yoksa Miha Zajc mı oyuna girmeli acaba? Hele de hiç galibiyeti bulunmayan bir takım karşısında geriye düşmüşseniz.

Açıkçası sadece sarı lacivertli futbolcular değil Ersun Yanal da rehavetle baş dönmesi yaşayarak Kayseri deplasmanına gitmişler. Herkese hakkını vermek zorundayız. Tamam, şansızlık sorunu da yaşadı dün akşam Fenerbahçe. Ama bu maçta belirleyici faktör motivasyon ve konsantre olmaktı ve ikisinde de açık ara önde olan taraf Kayserispor'du dünkü maçta Bülent Uygun faktörüyle.

Dolayısıyla Bülent Uygun:1, Ersun Yanal:0.

03 Kasım 2019, Pazar 21:21
YAZININ DEVAMI

‘’İlaç gibi 3 puan‘’

Galatasaray'ın semalarında umutsuzluk bulutları dolaşıyor bu sezon (en azından şimdilik) ne yazık ki. Birden fazla nedeni var şüphesiz bu görüntünün. İç muhalefet, yanlış kadro mühendisliği, kimi futbolcuların aidiyet sorunu, vs, vs.

Ama tribünlerin yarısının boş kalması bile tek başına önemli bir göstergesidir her halde mevcut karamsarlığın.

Dün akşam Ömer Bayram, Ahmet Oğuz, Emre Mor ve Şener Özbayraklı'yla maça başladı sarı kırmızılı takım. Yani ilk kez bu kadar fazla yerli oyuncuyla sahaya sürdü takımını Sayın Fatih Terim.

Aslında bu satırların yazarı yabancı sınırlamasına karşı olan bir gazeteci. Tamam kerametine inanmıyorum şahsen, ama eğer Serbest Piyasa Ekonomisi'ne inanıyorsanız, yabancı serbestisine de hoşgörülü olmak zorundasınız, kusura bakmayın. Hele de kaliteli yabancı futbolcuları transfer edebiliyorlarsa takımlarımız.

Ancak öyle olmuyor işte ülkemizde. Borç batağındaki çoğu kulübümüzün takımları bile 7, 8, 9 hatta bazende 10 yabancıyla sahaya çıkıyorlar maalesef.

Dolayısıyla mahcubiyetten de olsa Sayın Fatih Terim'in haftalar sonra 4 yerli oyuncuyu ilk onbire koyması az da olsa sevindirdi beni.

Peki, Sayın Terim'in bu tercihleri bir işe yaradı mı?

Ömer Bayram mahçup etmedi bence hocasını. Ahmet Oğuz için de aynı şeyi söyleyebilirim her halde. Fakat Emre Mor ve Şener Özbayraklı için o kadar iyimser değilim şahsen.

Sonuçta geçtiği zor bir süreçte Rizespor karşısında sahadan 3 puanla ayrılmayı başardı sarı kırmızılılar.

Ha, bu oyun ve görüntü önümüzdeki hafta içinde deplasmanda oynayacağı Real Madrid deplasmanı için bir umut verdi mi? Çok iyimser değilim, umarım yanılırım.

Gene de Süper Lig maratonu adına çok önemli bir maçtan galibiyetle ayrıldı Galatasaray sonuçta ki, bence ilaçtan farksız bir galibiyet bu.

01 Kasım 2019, Cuma 23:13
YAZININ DEVAMI

‘’Hiç zorlanmadı!‘’

Ülkemizin inkar edilemez gerçeğidir; Süper Lig'de ilk dörde girmek hedefi bulunan takımlarımız için "Gazozuna maç"tan öteye geçemiyor Türkiye Kupası maçları ne yazık ki. Nitekim şampiyonluğun önemli adayları arasında yer alan Fenerbahçe ideal kadrosundan ( Altay ve Isla'nın yanına Tolga Ciğerci'yi de koyarsak) sadace 3 futbolcuyu sahaya sürdü dün akşam Mersin'de.

Doğrusu bu ya, benim dün akşam en çok merak ettiğim şey Tolgay, Alper, Rami ve Deniz Türüç'ün performanslarıydı. Bu, Sadık, Murat Sağlam, Miha Zajc ve Mevlüt Erdinç'in yapacaklarını merak etmediğim anlamına gelmez elbette. Ama Alper, Tolgay ve Deniz Türüç'ün Fenerbahçe'deki performans yoksulluğu gerçekten bilime aykırı.

Hoş, ( Fikret Demirer, Romen futbolcu Lutu, Tarık Daşgün, Halil İbrahim Kara, Yusuf Şimşek ve benzeri) nice futbolcu meslek hayatım boyunca düşkırıklığı yaşattı bana. Ancak Alper Potuk ve Tarık Daşgün en başında yer alıyorlar bu düşkırıklıklarımın.

Dün akşam Sayın Ersun Yanal'ın yüzünü nispeten Alper Potuk, Tolgay Arslan ve Deniz Türünç güldürdüler performanslarıyla. Alper, Fenerbaçe'nin ikinci golünde başrole çıktığı gibi oyunun her bölümünde sorumluluk üstlendi, diriliş mücadelesi verdi resmen. Haydi inşallah, dilerim o da Ozan Tufan gibi sadece futbola odaklanır artık bundan böyle.

Tolgay Arslan "Ben kaliteli futbocuyum" dedi dün akşamki duruşuyla. Ama Murat Sağlam ve Fenerbahçe'nin yediği golde hatası olan Adil Rami için çok da iyimser değilim bundan sonraki maçlarda forma şansı bulmaları konusunda ne yazık ki. Ve bir de Mevlüt Erdinç tabi. Bu kadar geri gitmesini, silik bir performans sergilemesini anlamak olanaksız gerçekten. Fenerbahçe'nin 9 numaralı formasını kim neye göre Mevlüt'e verdi bilemiyorum, ama rahmetli Selçuk Yula ve Hüseyin Çakıroğlu giymişlerdi o formayı, biraz ayıp ediyor bu perfornansıyla Mevlüt en hafif deyimiyle onlara.

Tarsus İdmanyurdu 2. ligde yer alan bir takım. Öyle çok gol atan bir takım da değil. Dolayısıyla yedek ağırlıklı bir oyuncu gurubuyla pek de zorlanmadan turu geçti Fenerbahçe.

30 Ekim 2019, Çarşamba 22:48
YAZININ DEVAMI