Arama

Popüler aramalar

‘’Sorumlu Ersun Yanal'dır!‘’

Korku dağları bekliyor adeta. Bu kadar mı esir olur insan kaygı ve endişeye. Gel de anlat Sayın Ersun Yanal'a. Yedek kulübesinde Faletta ve Adil Rami gibi iki önemli stoper var ama Sayın Yanal ısrar ediyor Jailson'da. Kadro kalitesi ve derinliği güme gidiyor doğal olarak.

İlk yarıda 0/0 77'yle topa sahip olan taraf Fenerbahçe. Ama gene de golü bulan ve daha çok gol şansı yaratan Ankaragücü. Tam bir tezat yani. Neden, çünkü bu sezon maçlarını büyük çoğunlukla rakiplerine topa sahip olmakta tur bindirerek oynasa, etkili başlangıçlar yapıp her anlamda bariz üstünlük kursa da bu çok yönlü üstünlüğünü skora yansıtmakta zorlanıyor, yetmiyor biraz da Jailson faktörüyle çok basit goller yiyiyor Fenerbahçe.

Zira Sayın Ersun Yanal çok tedirgin. Onun bu psikolojisi öğrencilerini de avucunun içine almış anlaşılan. Aksi halde bu takım panikleyerek telaşa memurlarını çağrıştırarak oynamazdı haftalardır.

40'a merdiven dayamış Emre Belözoğlu'na itimat ediyor ama Ferdi Kadıoğlu gibi gencecik bir futbolcuya güvenmiyor. Dirar'ın görevli olduğu savunmanın solunu otobana çevirdi Ankaragücü, ama Hasan Ali kulübede oturuyor.

Elindeki kadronuñ değerinden, rakibi analizden olsa olsa bu kadar bihaber olabilir ancak bir teknik direktör. Her fırsatta "Şampiyon olacağız" diyerek konuşacağına rakibi analize ve kadrosundan en iyi verimi almaya kafa yorsa hoca Fenerbahçe şu anda kötü ihtimalle 47 puanla liderlik koltuğunda oturmuş olacaktı.

Antalyaspor, Kayserispor ve Ankaragücü ligdeki ender galibiyetlerini Fenerbahçe'ye karşı nasıl alabildiler sanıyorsunuz.

Açıkçası mental anlamda dibe vurdu Fenerbahçe ve bunun tek sorumlusu da Sayın Ersun Yanal'dan başkası değil.

15 Şubat 2020, Cumartesi 22:17
YAZININ DEVAMI

‘’Favorim Galatasaray!‘’

Galatasaray adeta antrenman yaptı. Ve net bir skorla maçı kazanırken dikkate değer bir de mesaj gönderdi; "Benim olduğum yerde kimse kadılmasın, çünkü son sözü ben söylerim"

Eh, haksız da değil gördüğünüz gibi. Tecrübe bu denli değerli işte uzun soluklu yolculuklarda. Şampiyonluk yolunda geriye doğru sayım başladığında bir kez daha tanık olduğumuz gibi tecrübe çok önemli bir avantaj haline geliyor işte.

Dün akşam dilediği gibi haraket etti, davrandı Kasımpaşa karşısında üst üste beşinci kez kazanırken. Feghouli vites yükseltmiş. Ömer ve Adem etkili birer dişli haline gelmişler. Seri ve Lemina merkezi "Şato" haline getirmişler.

Açıkçası çok yönlü bir şekilde çıtayı yükseltmiş bir Galatasaray var artık karşımızda. Fatih Terim faktörü ne kadar önemliymiş görüyoruz işte. Başında bulunduğu gurubu kendisine inandırmış, oyuncularını kendisine ve kendilerine güvenmeye ikna etmiş görüldüğü gibi.

Fenerbahçe'nin, Sivasspor ve Başakşehir'in kayıp yaşadığı haftada 3 altın değerinde puan alarak şampiyonluğun en önemli adayı haline geldi bana göre bu galibiyetle sarı kırmızılılar.

Kaldı ki, Galatasaray kendi sahadında ağırlayacak Beşiktaş ve Trabzonspor'u. Yeter ki, Mustafa Cengiz popülist söylemlerini bir yana bırakıp Fatih Terim'in işini zorlaştırmasın.

Sözün özü şu yani; Benim şampiyonluktaki en büyük favorim Galatasaray'dır.

09 Şubat 2020, Pazar 21:28
YAZININ DEVAMI

‘’Başrolde hakem vardı!‘’

Fenerbahçe çoşkulu oynuyor, eyvallah. Ama bu çoşkusunu taçlandıracak bir bilinç ve organizasyonu sahaya koyamıyor maalesef. Sayın Ersun Yanal adına olumsuz anlamda söylenecek çok şey var dolayısıyla. Misal, Adil Rami ve Simon Falette gibi uluslararası tecrübeye sahip iki stoper transfer ediyor Fenerbahçe ancak devşirme stoperde (Jailson) ısrar ediyor hoca.

Sorun çok Fenerbahçe'de. Sözgelimi hızlı düşünmek ve oynamak ile telaşayı karıştırıyor bence sarı lacivertliler. Dedim ya sorun çok...Ozan Tufan ve Muriç bariz şekilde gerilemişler. Yada rakipler bu ikiliye artık doğru ve etkili önlemlet almaya başladılar. Peki Ersun Yanal takımını kötü yönetiyor da Ümit Öztürk çok mu iyi hakemlik yapıyor? Maalesef, yazık ki, hayır.

Yahu Jailson'nun koluna (gözünün önünde olduğu için) "Birşey yok" diyerek devam diyorsun, sonra Var'ın ikazıyla penaltı vrriyorsun. İyi, güzel. Peki, o zaman Mustafa Pektemek'in yaptığının Jailsonkinden farkı ne, o zaman ona da penaltı çalmak gerekmez mi?

Tabi ki, bütün bunları söylmek Erol Bulut ve öğrencilerinin başarısını küçümsediğim anlamına gelmez, gelmemeli de.

Ancak şu bir gerçek, sanki gizli bir el yavaştan ve çaktırmadan Fenerbahçe'yi frenlemeye çalışıyor. Ve Dolayısıyla bu maçı ağzıyla kuş tutsa bile Hakem Ümit Öztürk'le Fenerbahçe kazanamayacaktı bence.

08 Şubat 2020, Cumartesi 23:55
YAZININ DEVAMI

‘’Savunma zaafiyetleri‘’

Fenerbahçe topa sahip olmak oranında rakibinin bu alanındaki oranını ikiye katladı belki ama bu üstünlüğünü skrora yansıtmakta zorlandı maç boyunca. Hem de ilk golü bulmuşken. Neden? Çünkü Trabzonspor'un Sörloth gibi çok önemli bir santraforu ve Uğurcan gibi harika bir kalecisi vardı. Yani atanı ve tutanı iyi olan taraf evsahibiydi.

Max Kruse hem gol attı hem de maç boyunca iyi oynadığı halde arkadaşları ona gerektiği gibi eşlik edemedi maalesef.

Kruse'nin cezalı duruma düşmesinde Ali Palabıyık'ın kötü performansının da rolü var bence. Açıkçası bu sezon ilk kez bukadar kötü bir maç yönetti umut vaad eden hakemimiz.

Keza, Vedat Muriç de ilk kez bu kadar kalitesinin altında kalan bir prformansla oynadı. Üstüne üstlük Gery Rodriguez ve Tolga Ciğerci de kanatları atıl hale getirince Fenerbahçe çok önemli bir maçtan hayati önemi olan 3 puan kaybederek ayrıldı. 3 hatta 4 kişiden oluşan savunma bloğuna rağmen Sörloth'un golü bulması ise Fenerbahçe'nin takım savunması anlayışını sorgulamasını şart kılıyor bana göre.

Trabzonspor hiç de iyi oynamadığı bir maçtan galibiyetle ayrıldı. Yukarda da altını çizdiğim gibi atanı ve tutanı harikaydı ve bu galibiyette evsahibinin. Ama Ersun Yanal'ın (Tolga ve Rodriguez'in pasif oyununundan ötürü) Fenerbahçe'nin iki kanadı bu kadar uzun süre atıl hale gelmişken Ferdi ve Deniz'i ısrarla kenarda oturtmasının da "Oyunu okumak" konusunda soru işaretlerine yol açtığını söylemek zorundayım.

01 Şubat 2020, Cumartesi 22:56
YAZININ DEVAMI

‘’Fazlasıyla hak etti‘’

Gerçekten bu maçı kazanmayı fazlasıyla haketti Ersun Yanal'ın öğrencileri. Daha ilk yarıda bile maçı koparabilirdi aslında Fenerbahçe, Tabi, çerçeveyi tutturacak şekikde şut atabilse eğer Tolga Ciğerci.

Neredeyse iki elin parmaklarından daha fazla şut attı daha ilk yarıda Kruse ve arkadaşları rakip kaleye.

Bu üstünlük ikinci yarıya da yansıdı. Kullanılan korner sayısı, topa sahip olmak, pozisyon yaratmak, şut atmak... Aklınıza gelebilecek her paramatrede bariz bir üstünlük elde ettiği rakibine karşı Fenerbahçe.

Şüphesiz, bu bariz üstünlüğün en önemli faktörü Max Kruse'nin nihayet kalitesine yakışan bir performasla oynamasıydı. Açıkçası Luis Gustavo'nun haftalardır sergilediği kalite Alman yıldızın nihayet "Kruse gibi" oynamsıyla ikiye katlandı. Ha, Isla'ın harika performansını alkşılamayı da unutmayalım bu arada.

Elbette Sayın Ersun Yanal'ıl bildikleri ve kaygıları vardır. Dolayısıyla Tolga Ciğerci'de bu kadar ısrar edip Deniz Türüç ve Ferdi Kadıoğlu'nu hamle oyuncusu olarak düşünüyorsa mutlaka kendince gerekçeleri vardır.

Fenerbahçe adeta bu sezonun en güzel futbolunu oynadı ve Başakşehir gibi güçlü bir takımı deyim yerindeyse sahadan silerek çok önemli bir galibiyet aldı. Alkışlıktı açıkçası dün akşamki futbol ve galibiyet.

Ancak, Elazığ'daki depremzedeler adına tribünlerden sahaya yağan kaşkol ve bereler bana göre.

Not:Geçmiş olsun Elazığ ve Malatya.

25 Ocak 2020, Cumartesi 22:44
YAZININ DEVAMI

‘’Soru sormak zamanı!‘’

Fenerbahçe rotasyonlu bir kadroyla sahaya çıktı dün akşam Kupa maçında. Hoş, pozisyon üretemedi, tehlike yaratanadı ilk yarıda Kayserispor belki ama mücadele etti ve sorun çıkardı gene de Fenerbahçe'ye.

İlginç olan şu elbette; Yahu Fenerbahçe neden Kayserispor maçlarında kekeme futbol oynuyor? Açıkçası Kayserispor tüm maçlarını Fenerbahçe ile oynasa şu anda ilk 10 içinde olurdu her halde Süper Lig puan cetvelinde.

Yahu bu Kayserispor daha geçen hafta Alanyaspor'dan tam 5 gol yedi. Tamam, topa sahip olmakta bariz şekilde üstündü sarı lacivertliler, ama gene de 2 farkla öne geçmesine rağmen hayli zorlandılar ilk yarıda bariz üstünlük sağlamak adına.

Jailson kusursuzdu. Kruse kendi geçmişini arattı resmen. Ferdi ve Deniz mahçup etmediler. Gustavo mu? Kesinlikle birinci sınıf bir futbolcu. Tam bir lider her açıdan Brezilyalı yıldız futbolcu. Tolgay mı? Maalesef, kredisini tüketmekte ısrar ediyor gurbetçi futbolcu. Adil Rami belki eski günlerini özletiyor ama hiçte fena değildi. Eh, kalite böyle değerli bir ayrıcalık işte, yaş ilerlese de kalite baki kalıyor sonuçta gördüğünüz gibi.

Kayserispor'un gencecik futbolcusu Emre Demir ise düş kurmak adına ümitlerimizi suladı gelecek adına. Mevlüt Erdinç gol atmasına karşın pek güven vermedi bana kalırsa.

Ersun Yanal mı? Kendisine sorması gereken çok soru var bence. Süpe Lig'de 18 hafta boyunca 2 galibiyetinden birini de size karşı almış Kayserispor...Düşündürücü değil mi?

21 Ocak 2020, Salı 22:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zorlandı ve kazandı‘’

Sayın Ersun Yanal'ın kadro tercihi ve oyun anlayışından ötürü ilk yarıyı resmen çöpe attı Fenerbahçe. Rakibini topa sahip olmak oranında ikiye katlarken onun kadar korner kullanamadı ve topu topu sadece iki tehlike yarattı sarı lacivertliler bu yarıda.

Deniz, Ferdi Kadıoğlu ve Rodriguez kenarda ama Emre Belözoğlu ve Tolga Ciğerci sahada. Garip gerçekten. Şampiyonluğa oynuyorsunuz, 3 puanlara şiddetli şekilde ihtiyacınız var ama Vedat, Ozan Tufan ve hatta Max Kruse dahil oyuncularınızın çoğunun performansını frenleyen bir ilk onbirle sahaya sürüyorsunuz takımınızı. Bu nasıl bir korkudur Sayın Yanal veya bu korkunun nedeni nedir, söyler misiniz lütfen?

Açıkçası ikinci yarının açık ara pozitif futbol oynayan tarafı Gaziantep'ti. Ama bir asist bir de golle Vedat Muriç insiyatif alınca Fenerbahçe ölüp ölüp dirildiği maçtan altın değerinde 3 puanla ayrıldı. Ancak Vedat Muriç'i bir sonraki maçta( gördüğü iki sarı kartla) kaybetti maalesef.

Peki, neden bu kadar ecel teri döktü sarı lacivertliker? Çünkü devşirmeleri fazla olan bir onbir tercih etti Ersun Yanal.

Şu bir gerçek Emre ve Gustavov aynı anda oynayıca lüks bir durum ortaya çıkıyor Fenerbahçe adına. Maalesef sayın Yanal bu gerçeği ıskalıyor.

Tamam, bu maçtan 3 puan çıkardı Feberbahçe. Ama ikinci yarıda iki gol bulsa dao kadar uzun süre mahkum oynaması bir hayli üzerinde durulması gereken ayrıntıdır bence.

18 Ocak 2020, Cumartesi 23:10
YAZININ DEVAMI

‘’Avantaj Fenerbahçe'de‘’

Keşke böyle olmasa ama maalesef pek önemsenmiyor sanki Türkiye Kupası maçları ülkemizde özellikle şampiyonluğa oynayan takımlarımızca. Bunun en önemli kanıtı Fenerbahçe'nin dün akşamki maça deyim yerindeyse yedek takımla çıkmasıydı. Harun, Alper, Tolgay, Ferdi, Mevlüt hatta Tolga Ciğerci... Nerereden bakarsanız bakın asli kadronun en az yarısı kenarda.

Dolayısıyla tek pozisyon bulmadan, rakip kalede doğru dürüst bir tehlike yaratmadan tamamladı ilk yarıyı Fenerbahçe dün akşam Kayseri Kadir Has Stadı'nda.

Açıkçası dün akşamki kadroda bana göre en büyük düş kırıklığını yaratan futbolcu Tolgay Arslan'dı. Bir futbolcu bu kadar mı geriye gider, bu denli mi kalitesini inkar eder?

Keza (ikinci yarıda kalitesini hatırlatsa da) Alper Potuk ve Mevlüt Erdinç için de aynı şeyleri gönül rahatlığı içinde dillendirebilirim her halde. Elbette bu anlamda ilk sıraya koyacağım futbolcunda Max Kruse'dir tartışmasız şekilde. Kendisine verilen şansları bu kadar kolay harcamamalı bence "Ben iyi futbolcuyum" diyen futbolcular. Hele de adı Max Kruse olanı.

Tamam, sonuçta iki ayaklı maçlar bunlar. Dolayısıyla deplasmandan golsüz beraberlikle maçı tamamlamak bir avantaj. Ancak bu avantaj bile Fenerbahçe'nin savunmanın sol ve sağında devşirme oyuncularla oynamak zorunda oynamak zorunda kalmasının ne kadar acıklı olduğu gerçeğini gizleyemez, gizlememeli de.

Bu arada Kayserispor'un genceciķ futbolcusu Emre Demir'in dün akşamki performansına şapka çıkarmamız gerektiğinin altını da çizmezsem ayıp etmiş olurum her halde.

14 Ocak 2020, Salı 22:46
YAZININ DEVAMI