Kayserispor, Gençlerbirliği'ni 2-0'layıktı. Prosinecki ile evinde hiç yenilmeyen Sarı-Kırmızılılar, tam 12 hafta aradan sonra ligin dibinden çıktı, kurtuluş için ateşi yaktı. Henrique ile perdeyi açan İç Anadolu ekibi, Kravets'le zafere uzandı.

Maçın ilk devresinde Kayserispor ilk 10 dakikadan sonra oyun üstünlüğünü eline aldı ve çok net pozisyonlar yakaladı. 13'te Djedje'nin defans arkasına attığı uzun pasta topu önünde bulan Mesanovic kaleci Nordfeldt'i geçemedi. 14'te Hasan Hüseyin'in pasında Djedje kötü şutladı. 16'da ise Mesanovic, Mensah'ın, "Al da at" pasında topu altı pastan auta yolladı. 35'te ise enfes bir gol seyrettik. Djedje topu sol kanattaki Yasir'e, Yasir ceza alanındaki Henrique'ye yolladı. Brezilyalı topu sağ ayağıyla alırken Arda ’yı geçti, sol ayağıyla kalenin sol üst köşesine gönderdi: 1-0. Gençlerbirliği ’nin rakip kaleye etkili ilk şutu 42’de geldi, Lung başarılıydı. İkinci yarıda Hamza Hamzaoğlu’nun yaptığı Ayite hamlesi Gençlerbirliği’ni bambaşka bir kimliğe büründürdü ve misafir takım önemli pozisyonlar yakaladı. 62'de Candeias sağdan girip arka direğe yuvarladı, pozisyonu iyi takip eden Rienstra, Stancu'dan önce dokunarak takımını gol yemekten kurtardı.

Prosinecki geç kalıyor!

64'te korner organizasyonunda Berat topu kafayla aşırdı, Stancu'nun kafa şutunda top yan direkte patladı. Gençler gol ararken defansta geniş alanlar bıraktı. 79'te Mensah sağdan gidip ortaladı Kravets çok net pozisyonda topu ıskaladı. Aynı oyuncu, 89 ’da Enver Cenk Şahin’in, Halil İbrahim'i geçtikten sonra kale önüne bıraktığı topu bir metreden kaleye gönderip maçı noktaladı: 2-0. Bu sonuçla Kayserispor ligde kalma ümidini güçlendirirken, Prosinecki’nin geçen hafta Fenerbahçe m açında olduğu gibi oyuna müdahale etmede yine çok geciktiğini düşünüyorum. Bu hafta şans yanındaydı, ya sonrası? Hakem Ümit Öztürk başarılıydı.

Trabzonspor ’da fiziksel kalite, konsantrasyon, yardımlaşma üst düzeydeydi. Beto’nun kurtardığı iki pozisyondan sonra golü de buldular. Pereria ve Guilherme topla şiir yazdılar. Nefis bir verkaçla Berkan ve Serdar’ı geçtiler, Pereira’nın ortasında Nwakaeme’nin kafa golüyle skoru da buldular. 36’da Beto Ekuban’a duvar ördü maç kopmadı. İlhan Palut varlığıyla yokluğu belli olmayan Napoleoni’yi kenara alıp Poko’yu sahaya sürünce Göztepe orta sahayı dengeledi. 41’de Guilherme atılınca maç bir daha başladı. Sörloth, Poko’yu 40-45 metre sırtında taşıyıp penaltıyı alınca ‘Maç bitti’ diye düşündüm ama iki dakika sonra Da Costa penaltı yaptırıp takımını ateşe attı. İlhan Palut hücumcuları alırken, Hüseyin Çimşir hücumcu çıkarıp orta sahaya takviye yaptı. Stresi, Abdülkadir Ömür’ün takipçiliği, maçın iyi oyuncusu Beto’nun ciddiyetsizliği noktaladı. Galatasaray ve Beşiktaş’ı deviren Göztepe’yi 50 dakika bir kişi eksik oynayarak yenmek çok önemli.

Gecenin sorusu...

Guilherme’nin ilk sarısı tartışılmaz, ikincisi bence ağır oldu. Bu konuda kimsenin görüşünü değiştirebileceğimi sanmıyorum. Oyuncunun niyeti, faulün yeri ve şiddeti önemli. Zorbay Küçük’ün hakem şansı yanındaydı, Trabzon kazandı.

Maçın starı!

Ekuban, müthiş bir forvet. Kanatlara gidiyor, Sörloth’un boşalttığı alanlara giriyor. Atıyor, attırıyor. Kalan 7 haftada ve Türkiye Kupası’nda takımının en önemli kozlarından biri olacak.

Maçın olayı

Maçın oynanması... Dilerim ki yalnız ülkemiz değil dünyanın düzenini altüst eden salgın yeryüzünden silinsin gitsin. Emeği geçen tüm sağlıkçılara ve kamu görevlilerine şükranlarımı sunarım.

Kısa mesaj!

Fizik kalite, taktik beceri önemli ancak konsantrasyon ve baskıyla başa çıkmak da en az o kadar önemli. Trabzonspor teknik heyeti oyuncularını bu konuda hazırlamalı.

Trabzonspor, Yusuf Yazıcı’yı hem şampiyonluk yolunda büyük katkı vereceğinden hem de değerini bulmadığını düşündüğünden satmak istemedi. Yusuf hayallerinin peşinden gitmek istedi ve bence şahane bir kontratla çuvalla para kazandırarak gitti. Bugünün kuruyla 120 milyon lira (1 milyon euro bonus da bunun içinde değil)... Mahallenin çocuğu, kendisine yapılan yatırımın, aldığı maaşın bin katına yakınını kazandırdı. Ayrılık biraz kalp kırdı ama sonra barış oldu, taraftarlar Yusuf’u bağrına bastı. Güzel oldu. İnşallah sağlığına da formuna da en kısa zamanda kavuşur.

Bitmeyen sorular

Şimdi konuya gelelim... İki ay öncesine kadar böyle bir kriz yaşanacağı aklımızdan dahi geçmiyordu. Benim bugünkü konum, liglerin nasıl başlayacağı ya da şampiyonların nasıl belirleneceği değil. Çünkü çok belirsizlik var. Yayıncı kuruluşlar ve sponsorlar kulüplere borçlarını ödeyecekler mi, lig bu sene başlayabilecek mi, bu sezonla önümüzdeki sezon birleştirilecek mi? Lig bu sene başlayamazsa, kulüpler liglerin tatili öncesinden kalan borçlarını ödemedikleri takdirde transfer yapabilecek mi? Bu sezon Ağustos’ta biterse, önümüzdeki sezonun transfer takvimi ne olacak vs... Bir sene ödemesiz kredi kullanan kulüplerimiz bankalara borçlarını hangi takvimde ödeyecek? Sorular uzar gider. Değişmeyen bir gerçek var. Kulüplerimiz borç batağında. Taraftarlarımız şampiyonluk ve galibiyet dışında her şeyi başarısızlık olarak kabul ediyor ve hep transfer istiyor.

Yenileri de yolda

Altyapıya en güzel ve en doğru yatırımı yapan kulüplerin başında Trabzonspor geliyor. Yusuf gitti... Abdülkadir ve Uğurcan’ı çok önemli kulüpler takip ediyor. Oralarda da ekonomik çöküşler olmazsa Trabzonspor’u dev bonservis ücretleri bekliyor. Altyapıdan yetişmiş diğer pırıl pırıl oyuncular zaman zaman forma giyiyor ve yenileri de geliyor. Ailemize yakın zamanda katılan sevgili kardeşim Olcay Çakır, senelerdir ‘özevlat’ dedi, çok eleştirildi, şimdi haklı çıkmanın gururunu yaşıyor. Hem onun adına, hem Trabzonspor için çok seviniyorum. Ahmet Ağaoğlu’nu ve yönetimini de kutluyorum.

Bu ülkede yetenek çok

Futbol oynanmayan günlerde TFF ve futbol ailesinin şimdi yapması gereken işlerden biri de altyapıdan üstyapıya geçişi zorlayacak, altyapıya yatırımı özendirecek ve hatta A takımlarda altyapıdan yetişmiş belli sayıda oyuncu oynatmayı mecbur kılacak düzenlemeleri yapmaktır. Kapalı kapılar ardında değil kameralar önünde tartışarak. Mali bilgileri de ortaya koyup istatistik gerçeklerin ışığında. Alınan kararda kamuoyununun büyük çoğunluğunu ikna ederek! Bu günler geçtikten sonra en çok ihtiyacımız olan şey günü kurtaracak transferler değil, geleceği kurtaracak politikalar üretmek ve başarıları parayla değil, sabırla yetiştirdiğimiz çocuklarla kazanmak olmalıdır. İnanıyorum ki ülkemde, Yusuflar, Çağlarlar, Ozanlar, Cengizler, Enesler çok. Onları da geleceği de kazanalım.

Taraftarın yarattığı olağanüstü güzel bir futbol atmosferinde başladı müsabaka. Ancak futbol kalitesi ilk yarıda hiç üst seviyeye çıkmadı. Bunda Göztepe’de stoper Alpaslan’ın olmaması, sol kanatta Berkan yerine Leo’nun oynaması ve Serdar’ın erkenden sakatlanıp çıkması etkili oldu. Skrtel Göztepe’nin yaptığı çok sayıda ortada topu rahatlıkla uzaklaştırmayı başardı. İrfan Can ve Aleksic hücum oyuncularına etkili paslar attı. Titi ve Borges ikilisi çok pozisyon hatası yapınca Başakşehir’in maçı alacağı ilk devrede anlaşıldı. 27 ve 34’te Demba Ba iki müsait fırsatı kullanamadı ama 40’ncı dakikada Visca’nın ortasında topu harika bir voleyle Beto’nun üstünden ağlara yolladı: 0-1

Çeyrek final yakışır

53’te Demba Ba güzel bir pas verdi, Visca, Beto’nun üstüne vurdu. 57’de Demba Ba, Crivelli’ye golü attırdı: 0-2. Gol çok güzel, Crivelli’nin sevinci ise tahrik ediciydi. Sarı kart almalıydı! Ali Palabıyık maç bitişinde orta sahadan çıkartmalıydı. Tribün atmosferini anlayın artık! 3 puan alırken, Trabzon maçı öncesi Epureanu’yu kaybeden Başakşehir’de skoru 90+3’te İrfan Can belirledi: 0-3. Göztepe’nin önümüzdeki sezon iki kaliteli stopere ihtiyacı var. Geçen hafta Alpaslan, bu kez Serdar koşarken sakatlandı. Avrupa Ligi maçı öncesi Okan Buruk ve ekibine başarılar diliyorum. Çeyrek final çok yakışır.

Çok hata yaptırdı

Göztepe gibi kadro derinliği çok olmayan takımların Başakşehir gibi güçlü rakipler karşısında başarılı olmasının yolu, oyun disiplininden hiç kopmamakta ve savunmada hata yapmamakta yatıyor. Başakşehir, Göztepe’nin zayıf savunma dörtlüsüne çok hata yaptırttı.

Lige kalma umudunu Göztepe’yi yenerek yükseltmek isteyen Kayserisporlu futbolcular hızlı hücumlara, defans arkasına adam koşturarak gol yakalamaya çalıştı. 5’e 4, 4’e 4 hücumlarda son pasları berbat kullandı ve hücumda etkinlik bu yüzden çok zayıftı. 45’te Emre’nin ayağından gelen ik nefis pasa Mesanovic kötü vurmasa belki ev sahibi devreyi önde kapatacaktı. İlk 45’te Göztepeli oyuncular her sert darbede yerde kaldı. Alpaslan’ın arka adalesi attı ve çıktı. Titi, Berkan, Napoleoni ve Halil sakatlık geçirirken, oyunun uzun süreler durması tempoyu da yavaşlattı. Göztepe’nin etkisiz sebebi Soner ve Napoleoni’nin iyi günlerinde olmayışından kaynaklandı. Halil ve Serdar doğru koşularında pas alamayınca Kayseri kalecisi Lung en rahat maçlarından birini oynadı.

Lung’u rahatsız eden ilk şut da 63. dakikada Soner’in ayağından geldi. 55’ten sonra oyun üstünlüğünü Göztepe aldı. Ancak golü Kayserispor buldu. 70’te Emre Taşdemir soldan kaçıp nefis kesti, Kravets’in şutunu Beto çeldi, topu iyi takip eden Mesanovic meşin yuvarlağı ağlara yolladı: 1-0 Emre 84’te enfes bir pasla Mensah’ı Beto ile karşı karşıya bıraktı, Mensah topu kontrol edemedi. Emre’nin tekniği harika, savunmayı da iyi yaparsa A Milli forma onu bekliyor. Kayserispor’da Mensah çok kaliteli bir futbolcu ama önce kendine ve kahraman olmaya oynuyor! Oysa takımın ona ihtiyacı var...

Daha iyi, daha coşkulu...

Kayserispor hayati 3 puan sonrası Kasımpaşa ve Yeni Malatya finallerini de galibiyetle geçerse kümede kalabilir. Göztepe’nin de daha önde ve çabuk oynamaya ihtiyacı var. İlk Süper Lig deneyimine başarıyla devam eden İlhan Palut, küme düşme endişesi de yokken, daha iyi, daha coşkulu bir takım yapabilir. Mossoro hücum kalitesini çok yukarılara çekebilir.

Antalya’ya, 4 maçta 11 puan kaybederek gelen Fenerbahçe Antalya karşısında da 2 puan yitirdi! Sarı- Lacivertliler kağıt üstünde nispeten kolay gözüken maçlarda bile oyunun hakimiyetini alamıyor, skor üstünlüğünü koruyamıyor. Üstelik Antalyaspor karşısında gerçek bir stoper Falette ve sol bek Hasan Ali oynadı. Düne kadar sağ ayağıyla sol kanadı başarıyla savunan Dirar sağ kanat savunmasında perişan oldu. Daha doğrusu Amilton ve Podolski, Dirar’ı perişan etti... Kanat oyuncuları demişken Rodrigues’in yokluğunda Fenerbahçe’nin gerçek bir kanat oyuncusu da yoktu... Takımın bence en samimi, en faydalı oyuncusu Vedat Muriç, rakip takım kanat oyuncularının getirip servis ettiği toplara iç geçirmiyorsa hiçbir şey bilmiyorum! Puanı getiren ise Ferdi’nin ortası ve Zajc’ın kafası oldu. İkisinin de daha çok süre alması lazım. Kaybeden ise maça rakibinden çok daha iyi hazırlanan Antalyaspor’du. Hem 2 puan yitirdiler, hem Hakan’ı...

Gecenin sorusu

Avrupa vizesi ne olacak? Artık, CL ön eleme hakkı kazanmak bile neredeyse imkansız. Böyle devam ederse ilk 5 de zora girdi. Türkiye Kupası maçları anormal önem kazandı. Avrupa vizesi alınmazsa özellikle teknik heyet ve futbolcular mazeret anlatmasın.

Maçın starı

Podolski. Tecrübeli Alman yıldız kümede kalmaya çalışan takımına geçen haftadan sonra Fenerbahçe karşısında da büyük katkı yaptı. Amilton ve Hakan’ın attığı gollerde verdiği paslar birinci sınıftı.

Maçın olayı

Vedat’ın attığı çok değerli, golün ardından sevinmeyip şehitlerimizin acısını asker selamıyla hatırlaması, golü yemiş olan Antalyaspor taraftarlarının bu davranışı alkışlaması... Çok güzeldi, sağolsunlar.

Kısa mesaj

Ali Şansalan... FIFA kokartın yok belki ama saygı görüyorsun. Çünkü fizik kaliten çok iyi pozisyonları iyi takip ediyorsun, oyunu oynatmaya çalışıyorsun, eyyam yapmıyorsun! Yolun açık, lütfen değişme.

Kazanarak gelen iki takımın derbi maçında, genelde topa ve oyuna hakim olan taraf Hamza Hamzaoğlu’nun öğrencileriydi. Oyun hakimiyeti Gençler’de olsa da pozisyonlar dengeliydi. 9’da Rodrigues’in vuruşunu Gençlerbirliği kalecisi Nortfeldt kurtardı. 18’de Ankaragücü kalecisi Ricardo topu tokatlayamadı, dönen topta Sessegnon’un vuruşunu ise harika kurtardı. 24’te Rodrigues’in defans arkasına attığı topu Lukasik şutladı, yine Nordfeldt başarılıydı.

Geçen haftadan eser yok

Geçen hafta Fenerbahçe’yi yenerek hayati bir 3 puan kazanan Ankaragücü’nden eser yoktu. Santrfor Rodrigues 2 kritik pozisyona adını yazdırsa da, topun sahibi zengin çocuğu gibi davrandı. Canını her istediği yerde şut denedi, sadece kendi keyfi için oynadı.Geçen hafta Dirar’ın savunduğu kanadı hallaç pamuğu gibi atan Lobzhanidze yoktu! Akçay hoca ona 67 dakika iyi dayandı. Kaleci Ricardo, Alihan, Michalak ve Pinto dışında vasattı.

Sio işi bitirdi

75. dakikada Gençlerbirliği altyapısından yetişmiş olan Berat yaklaşık 50 metreye, sol çizgideki yine Gençlerbirliği altyapısından yetişmiş Halil İbrahim’e enfes bir uzun top attı. Halil İbrahim’in top kontrolü ve ortası harika Sio’nun kafa şutu mükemmeldi: 1-0 Altyapıdan yetişmiş oyuncular takımlarının başarısına katkı sağladığında insanın hoşuna gidiyor. İlhan abinin ruhu şad olmuştur.

Halil İbo maçın oyuncusu

Halil İbrahim maçın oyuncusuydu. Sessegnon ise sahanın en klas futbolcusu, onu güçlüyken seyretmek her futbolsevere keyif verir... Takımın oyun disiplini, teknik ve fizik kalitesi Hamzaoğlu ile birlikte belirgin şekilde yükseldi. Aynı oyunu daha hızlı oyanayabilirlerse acayip galibiyetlere imza atabilirler. Haklı bir galibiyet kazandılar. Ateş hattında kalan Ankaragücü’nün ihtiyacı ise Fenerbahçe maçındaki konsantrasyon!

Pozisyonlarla dolu bir ilk yarı izledik. İki takım da kazandığı toplarla bir an önce rakip kaleye inmeye çalıştı. 15’te Morais’in kullandığı kornerde, net pozisyonda Dijilobodji topu auta vurdu. 16’da Serdar-Günay düellosu başladı. Alpaslan 40 metrelik enfes bir pas attı, Serdar karşı karşıya pozisyonda golü atamadı. Günay’dan seken topu takip eden Serdar’ın ikinci vuruşunda top direkten auta gitti. Wilczek’in pasını Halil iyi kontrol edemedi, 20’de Soner’in yayın gerisinden yaptığı vuruşta top direği yalayarak auta gitti.

Serdar fırsatları harcadı

25’te Alpaslan, yine 40 metrelik nefis bir pas, yine Serdar karşı karşıya, yine Günay! 26 ve 28’de kalesinde büyüyen isim bu kez Kayode’nin karşı karşıya iki pozisyonda attığı şutları kurtaran Beto... 45’te Soner Napoleoni’yi kaçırdı, Günay yine kurtardı. 45+1’de Kana Bıyık 2 metreden golü yapamadı.

Alpaslan’a penaltı yapıldı

67’de Kayode’nin kafası direkten döndü. Sonra İlhan Palut oyuna dokundu. Wilczek çıktı Jerome girdi. 71’de Jerome, Soner’in kornerinde topu ağlara gönderdi: 1-0. Önde baskıyı sürdüren Göztepe için 82. dakika maçın kırılma anıydı. Halil’in defans arkasına attığı nefis pasta Serdar 3. kez karşı karşıya kaldı Günay 3. kez kurtardı. Berkan’ın kornerinde Borges topu auta vurdu ama Alpaslan’a yapılan faul net penaltıydı! VAR hakemi uykudaydı. 90+2’de Beto topu tokatlayamadı, Diarra skoru dengeledi: 1-1.

Antep’in en iyisi Günay

Göztepe’de savunmada mükemmel kademeler yapan ve 2 tane de gollük pas atan Alpaslan, takımın ciğeri Castro ve enfes paslarıyla takımını organize eden Soner öne çıktı. Antep temsilcisinin en iyi ismi Günay’dı. Maxim ise teknik kalitesi ve pozisyon bilgisiyle harika bir oyuncu.