Kayserispor’daki toparlanma belirgindi. Ligde kalma umutlarını canlı tutmak için kazanmak zorundaydılar ve kazandılar. Maça Denizlispor iyi başladı. Sacko ve Rodallega’nın kullanamadığı fırsatlardan sonra oyunun kontrolü yavaş yavaş Kayserispor’a geçti. Sol kanatta Emre Taşdemir, ortada Mensah ve Djedje’nin performansları görülmeye değerdi. 28’de Lopes’in ceza alanı dışından attığı şutta top dirikten döndü. 33’te Mensah, Özgür, Mbamba ve Yumlu’yu enfes çalımlarla geçip şutladı, kaleci Stachowiak başarılıydı.

Son ana kadar...

İkinci devreye Kayserispor iyi başladı, 60’tan itibaren sazı Denizlispor eline aldı. Kayserispor savunma güvenliğini elden bırakmaya başladı. Denizlispor adına golle bitebilecek 3 atak heba olduktan sonra, 69’da Mensah’ın ortasında Sapunaru, Denizlispor savunmasının yerleşim hatasındanefis bir kafa şutuyla Stachowiak’ı avladı: 0-1. Taraftarlarının protestoları altında oynayan Denizlispor 90+1’de gole çok yaklaştı. Mustafa Yumlu’nun kafa şutunu Lung kurtardı. Bir sonraki kornerde kaleci Stachowiak da Kayseri ceza alanındaydı. Uzaklaştırılan topu kapan Mensah golü yapamadı yine de Kayserispor maçı 3 puanla tamamladı.

Taraftar sıkıntısı!

Hafta içi Denizlispor’un coşkulu, tempolu, sert antrenmanını seyretmiştim. Dün antrenmandaki ekipten ve duygudan eser yoktu. Bunda taraftarların da etkisi olduğunu düşünüyorum. Maç içinde rakibi alkışlamak çok değerli... Ancak tribünlerin yarısı boş, hocayı, Olcay’ı protesto edip, neredeyse sıfır tezahürat yapıp, iyi futbol beklemek de gerçekçi değil.

İlk yarıda top hep Konyaspor’da. Pas, pas, pas, pas... Denizlispor savunmaya yerleşmiş. Konyaspor o kadar çok pas yaptı ki, set hücumunun ardından top ceza alanına girdiğinde kaleci hariç hep 6 Denizlispor oyuncusu oldu, pozisyon çıkmadı. Denizlispor topu kazandığında kanatları iyi kullandı, 3 de önemli pozisyon yakaladı. 13’te Sacko sağdan götürüp harika ortaladı, Barrow fırsatı kullanamadı. Akan oyunda kaleyi tutan ilk şut 43’te Shengelia’dan geldi. 45+2’de de Guilherme’nin ortasını Thuram diziyle auta vurdu. Konyaspor maçın ikinci devresinde ise çok etkili oynadı. Ancak Denizlispor kalecisi Stachowiak sahnedeydi. 56’da Thuram’ın kafa şutunda topu kornere tokatladı. 65’te Milosevic’in ∫utunu kolayca, 69’da Shengelia’nın ceza alanı dışından vuruşunu harika kurtardı. 85’te Thuram’ın vuruşunu ise kornere uzaklaştırdı.

Son anlar nefes kesti

Denizlispor’da Stachowiak alınan puanda imzası olan isimdi ancak 3 puan da olabilirdi! 67’de Rodallega’nın şutuna son anda Anicic ayak koydu, 72’de 3’e 2 atağı Sacko berbat etti. 90+5’te Zeki’nin ortaladığı topu Yumlu auta gönderdi. Gol atamasa da Thuram’ı ve her zaman fazladan bir ciğeri olduğunu düşündüğüm Johnson’u çok beğendim. Denizlispor’da Oğuz, Ben Youssef’ten çok daha iyi oynadı. Mustafa kestiği her topu uzun vurarak Konyaspor’un hücum tazelemesini sağladı. Kanat oyuncularının hiç top tutamaması, Özgür’ün hücuma çıkamaması da Denizlispor’u olumsuz etkiledi. Murawski yine takımın en iyisiydi.

Moralli Göztepe, yaralı ve kazanmak zorunda olan Denizlispor karşısında maça tam da istediği gibi başladı. 3’te Onazi’nin sakatlanması, Denizlispor’da gecenin sıkıntılı geçeceğine dair ilk işaretti. 9’da Serdar Gürler harika bir vuruş ile topu ağlara gönderdi: 0-1. Göztepe’nin kanatlarındaki Serdar ve Halil göz kamaştırırken Denizli 18’e kadar Beto’yu rahatsız bile edemedi. Beto, 18’de Zeki’nin frikiğini, 20’de Yumlu’nun kafa şutunu kurtardı. 25’te Aissati’nin şutu direkte patladı. Denizli gol atmak için çabalarken Göztepe rakip kale yokmuş gibi oynadı, 24 ile 84. dakikalar arasında şut atamadı. İlhan Palut, Murawski, Aissati, Recep üçlüsünün Castro, Napeloni, Soner’e kurduğu bariz üstünlüğü kırmak için hamle yapmakta gecikti.

1 puan kötü...

Denizli gol için yüklendi, Göztepe bekledi. Beto’nun, Youssef’in kafa şutunu inanılmaz kurtarışı, Göztepe kazanacak diye düşündürse de Estupinan’ın takipçiliğiyle gelen gol, Denizli’nin sahadan puansız ayrılmasını engelledi. Ev sahibinden Murawski, maçın en iyisiydi. Denizli seyircisinin oyuna giren Olcay’ı yuhalaması sabotaj gibiydi. Göztepe’nin Beto dışında stoperleri ve harika golü atan Serdar’ı alkışlanabilir. Dışarıda 1 puan kötü değil ama 3 puan işten bile değildi. Denizli’nin maçtan puansız ayrılması da futbol adına büyük adaletsizlik olurdu.

Çocukluğumda antrenman yaptığım, muhabirliğimde haber yazdığım, semtimin güzel sahasının yerinde şimdi harika bir stadyum yer alıyor. Yine eskiden olduğu gibi Göztepe’nin efsane futbolcusu rahmetli Gürsel Aksel’in adıyla... Bu kutu gibi stadyum, gelen her kulüp için artık gerçek bir deplasman. Heyecanla stada koşan taraftarlar, enfes bir atmosfer yarattı, ah bir de hiç küfürlü tezahürat yapmasalar. İlk gün organizasyonundan olsa gerek biletleriyle stada gelen çok sayıda taraftar yerlerine oturamadılar. İnsanlar merdivenlerden yürüyecek yer bulamadılar.

‘Göztepe’nin çocuğu’

İlk maça yakışır büyük bir rakip vardı. Ancak Beşiktaş’ta kafalar karışıktı. Rıdvan sol bekte başladı, Caner ve Gökhan Gönül kulübede. Serdar Özkan’ın, Gökhan’ın yerine oynayan Douglas’ı perişan ettiği ilk yarıda bu statta atılan ilk gol de Serdar Özkan’ın ortasında ‘Göztepe’nin çocuğu Halil Akbunar’dan geldi. Gürsel Aksel’in ruhu şad olmuştur. Halil’in yaptırdığı penaltıyı, Burak gole çevirdiğinde Göztepe tribünlerinde endişeden eser yoktu.

Gelen hocayı da yollarlar!

Şenol Fidan’ın, Rus ruletine çevirdiği duran top savunmasında yapılan bir hata Borges’in ayağından Göztepe’yi öne taşıdı. Beşiktaş iki kez Burak ile puana yaklaştı, Beto iki harika kurtarış ile maça imzasını attı. Maçtan sonra Göztepe taraftarlarıyla futbolcuların ve teknik heyetin birlikte söylediği ‘İsyan Marşı’, maç kadar güzeldi.

Hüseyin Göcek, kötü bir yönetim gösterdi. Beşiktaşlı futbolcular gelen hocayı da yollarlar!

Antalyaspor 4 gün önce evinde 3-0 yenildiği Göztepe’ye karşı 5 değişik oyuncuyla başladı. Karşılaşmanın ilk yarısında Göztepe oyuna hakim gözükse de Tamer Tuna’nın öğrencileri, Titi ve Borges’in uyumsuzluğundan faydalanarak 2 gol yapmayı başardı. 31’de Mukairu’nun pasını Harun ağlara gönderdi: 0-1. Göztepe bu gole cevabı 2 dakika sonra verdi. Sağdan Serdar’ın ortasında günün bahtsızı Deniz Kadah kafayı vurdu, kaleci Ferhat’tan dönen topu iyi takip eden Tripic beraberliği sağladı: 1-1. Göztepe’nin öne geçmesi beklenirken Fredy’nin pasında genç Mukairu Antalyaspor’u 2-1 öne taşıdı.

Hamleler işe yaradı

İlhan Palut ikinci devrede Halil Akbunar ve Andre Castro’yu oyuna aldı. 48’de Deniz Kadah’ın şutunda top direkten döndü. 51’de Sinan’ın net pozisyonunda kaleci Göktuğ pozisyonu kurtardı. 55’te Halil jeneriklik bir gol attı. Genç futbolcu topu sol ayağıyla yaptığı enfes bir vuruşla kaleci Ferhat’ın üstünden ağlara gönderdi: 2-2. 61’de Mukairu bomboş pozisyonda topu boş kale yerine auta yolladı.

Deniz ikinci kez direğe takıldı

Girer girmez fark yaratan Halil’in sağ kanattan inip yaptığı enfes ortada, Deniz Kadah’ın kafa şutunda top yine Antalyaspor kale direğinden döndü. 82’de Deniz’in şutunu Ferhat kornere çelerken, 86’da Amilton ikinci sarı kartı görüp takımını 10 kişi bıraktı. 90’da Deniz Kadah’ın topu kafayla indirdiği pozisyonda Castro’nun şutu direğin yanından auta çıktı, Antalya çeyrek final biletini kaptı.

Maçı kazandı, Saracchi’yi, Emre’yi kazandı. Seri kendi kalitesine yaklaştı. Falcao da formunu yakalayacaktır elbet! Adı Falcao olmasa ikinci 45’e zor başlardı. İlk yarıda Emre Akbaba ve Ömer’in güzel paslarını hiç etmesi ona yakışmadı. İkinci yarıda Seri’nin pasında güzel bir gol attı ve durumunu kurtardı. Donk hatasızdı. Marcao ise Rodallega karşısında çok zorluklar yaşadı. Takımın en kötüsü ilk 60 dakika tek olumlu iş yapmayan Feghouli’ydi. Saracchi harika oynadı.

Ömer Bayram’la uyumu ve hücuma katkısı yüksekti. Verdiği gollük pasta Emre Akbaba’nın golü ise harikaydı. Seri atılan 2 golde de vardı, çok faydalı oynadı. Emre Akbaba, “Belhanda ile geçen zamana yazık” dedirtti. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda Sedat’ın vuruşunu harika kurtaran Muslera’nın imzası vardı. Denizli’de Rodallega büyük futbolcu. Aissati biraz becerikli pas organizasyonu yapsa mütevazı kadronun puan alıp dönmesi işten değildi.

Gecenin sorusu

Kondisyon problemi ne olacak? Maç ve antrenman eksiği yüksek Saracchi takımın fizik kalitesi en yüksek 2 oyuncusundan biri olarak gözüktü! Takımın süratle onun seviyesine gelmesi gerek.

Maçın starı

Lemina. Bıkmadan usanmadan ikili mücadeye girdi, kazandı. Driplig yaptı, stoperleriyle, yanındakilere hep derin bir nefes aldırdı. Tüm kalbiyle, elinden gelenin hep en iyisini yapıyor.

Maçın olayı

Sol ayaklı sol bek! Saracchi senelerdir gerçek bir sol bekin hasretiyle yanan Galatasaray’ın ilacı oldu. Çizgiye inip sıfırdan ortalar yapabilen bir sol bek! Falcao için de ilaç olacak...

Kısa mesaj

Bir takım ligde yediği 16 golün 13’ünü 60. dakikadan sonra ağlarında gördüyse sorun net olarak ortadadır.. Ve motivasyonla çözülemez!

Okan Buruk ve öğrencileri 4-4-2 ile bambaşka bir kimliğe büründü. Son 3 maç 13 gol... Aslına bakarsanız ilk 20 dakika düşük tempo ve yavan sayılabilecek bir futbol vardı. 22’de Malatya kalecisi Farnolle tutabileceği topu kısa yumrukladı, kısa düşen topu Türkiye Liglerinin son yıllardaki tartışmasız en faydalı oyuncusu Visca voleyle sağ üst çatala yolladı. 27’de Başakşehir baskı yaparken Visca topu Mina’dan kaptı, atak Demba Ba’nın ayağından golle sonuçlandı: 2-0. Üçüncü gol jeneriklikti. 34’te İrfan Can ceza alanı dışından topu bu kez sol üst köşeye enfes bir vuruşla yolladı: 3-0. Yeni Malatyasporlu oyuncuların hücuma hiç çıkamadığı ilk yarıda son gol 44’te Başakşehir’in bir başka istikrar abidesi Mahmut Tekdemir’den geldi. Ali Ravcı’nın Murat Yıldırım’ı Ve Umut Bulut’u alması oyunu biraz dengeledi. 64’te Umut’un şık pasında Jahovic’in çatala giden plasesi de şahaneydi: 4-1.

Elle almamıştı!

Maçta dikkatimi iki notu da paylaşmalıyım: Demba Ba’nın oyundan çıkarken yaptığı tafra onun kariyerindeki bir futbolcuya hiç yakışmadı. Başakşehir’in VAR müdahalesi ile iptal edilen golünde Crivelli bence topu göğsüyle almıştı. “Elle oynama VAR” diyen maçın hakemi Bülent Birincioğlu ile farklı düşünüyorum... Son söz: Son 16 maçta 10 kez kazanıp 6 kez berabere kalan Başakşehir, Fenerbahçe virajını dönerse 4 büyüğün en az üçünü geride bırakır, bahse girebilirim.

Ligin haklı ve tartışmasız lideri Sivasspor, Göztepe’nin sakat ve cezalı oyuncularının çokluğundan etkilenmiş olsa gerek, berbat bir konsantrasyon ve oyun ile 45 dakika kaybetti. İlhan Palut’un öğrencileri Sivas’ın oyun kurmasına, Beto’nun kalesinde tehlikeler yaşanmasına bu sürede neredeyse hiç izin vermedi. Hatta Berkan’ın 47’de çaprazdan yaptığı vuruşta top direkten dönmese öne de geçecekti. İlk yarıda oyun açısından çok kötü gözüken Sivasspor soyunma odasından lider gibi döndü. Önde pas yapan, çabuk oynayan, dönen topları alan Sivasspor’un golü bulacağı belliydi. 58’de Emre’nin ortasına Mert Hakan’ın vuruşunu Beto kurtardı. 63. dakikada Emre’nin topu merkezden getirdiği ve Mert Hakan’a yaptığı ara pasını transferin gözdesi düzgün kontrol edemeyerek pozisyonu hiç etti.

Çalımbay hamlesi

Rıza Çalımbay 65’te Fernando’yu çıkarıp Kone’yi oyuna sürerken, ödülünü de dakikasında aldı. Mert Hakan’la tehlikeli gelişen Sivas atağını tam “Castro kesti” diye düşündük, oyunu iyi takip eden Fatih topu Kone’ye, Kone de bomboş pozisyondaki Yatabare’ye uzattı. Yatabare topu boş kaleye yuvarladı: 1-0. 83’te Emre’nin ceza alanı dışından vuruşunda Beto topu kornere tokatlayınca skor 1-0’da kaldı ama Sivaspor istediğini aldı.

Gururla destekleyin

Bir söz de Sivasspor taraftarına gelsin. Sizin kulübün 5 katı para harcayanlar suçlu ararken, konsantrasyonu sadece oyunda olan takımınız zirvede. En çok kazanan, en az yenilen, en çok gol atan, az gol yiyen, hepsinde zirvede. Daha ne istiyorsunuz? Bütün Türkiye Sivasspor’un maçını seyrediyor, tribünde 12 bin kişi var! Sonuç ne olursa olsun, gidin gururla destekleyin. Yönetimi de, hocası da, oyuncusu da alkışı hak ediyor...