‘’Bu oyun rehaveti affetmez!‘’
1-0’ın avantajıyla Kayseri deplasmamına giden Trabzonspor, rövanş maçına da olabilecek en senaryoyla başladı. 1. dakika dolmadan kazanılan penaltıyı Nwakaeme gole çevirdi. Ancak bu yüksek kredi, beraberinde inanılmaz bir rehavet getirdi. Abdülkadir-Bakasetas-Hamsik’li merkez, Kayserispor orta sahasına karşı dirençsiz kaldı. Cornelius ile arkasındakilerin mesafesi çok açılınca, oyun geniş alanda oynandı. Bu durum da Kayserispor’un işine yaradı. Sol taraftan Thiam ile net fırsatlar yakalayan ev sahibi, sağ kanadı da Onur Bulut’la çok etkili kullandı. Ancak final tercihlerinde ya yetersiz kaldılar ya da Uğurcan’a takıldılar. Uğurcan Çakır’ın ilk yarıdaki performansı, adeta sezonun özeti gibiydi. Takım arkadaşlarının zaman zaman sadece izlediği pozisyonlarda, o hep yüzde 100 konsantreydi.
Bir tek Uğurcan...
Ancak Uğurcan da bir yere kadar... Seri hatalar ve laubali görüntü devam edince Kayserispor ikinci yarının ilk 15 dakikasında 2-1’i yakaladı. Devamında Trabzonspor biraz toparlanma emareleri gösterip, 82’de Bakasetas’la turu getirecek skoru bulsa da ev sahibi pes etmedi. Vitor Hugo’nun Emrah’a müdahalesinde bana göre ağır bir penaltı kararı vardı. Devamında Thiam’ın attığı gol Kayserispor’u daha da inandırdı. Son anlarda ise günün yıldızı Emrah Başsan’ın golüyle Kayseri adını finale yazdırdı. Sarı-Kırmızılılar çok istedi, iyi oynadı ve kazandı. Ancak dün Kadir Has Stadı’ndaki yüksek gerilim ve maç boyunca sahaya yabancı madde yağması yakışmadı.
‘’Yakışanı yaptılar‘’
Yılların hasretini bitirmiş olmanın rahatlığı, Akyazı’da saatlerce süren şampiyonluk coşkusunun yorgunluğu ve hatta salı günü Türkiye Kupası’nda oynanacak çok kritik bir 90 dakika varken, Hatayspor maçına konsantre çıkabilmek elbette pek mümkün değildi şampiyon için. Kırılabilecek farklı rekorlar, bu müthiş hikayeye eklenecek yeni notlar olsa da, ligin kalan bölümü işin tabela tarafı bir yana ‘gelecek sezon bu kadroda olmak istiyoruz’ diyecekler için ekstra önemliydi.
Şansı kullanmadılar
Nitekim Abdullah Avcı, şampiyonluk maçından 8 farklı isime 11’de görev verdi. Hatay’da ilk 15 dakikada yüksek tempo, karşılıklı pozisyonlar ve Bakasetas’ın kaçan penaltısı vardı. Sonrasında iki taraf da oyunu biraz rölantiye aldı. Savunmada Ahmetcan, orta sahada nispeten Murat Cem ön plana çıktı. Kouassi ve Yusuf Erdoğan kanatları ise vasat kaldı. İkinci devrede Djaniny-Visca ikilisi kanatlara geçerken, gol de hemen geldi. Berat’ın pasında Djaniny, her zamanki o soğukkanlığıyla topu sürüp, usta işi bir vuruşla ağlara gönderdi.
Fabrika ayarlarına dönüş
Yıldızlar oyuna girdikten sonra Trabzonspor fabrika ayarlarına dönmüş gibiydi. Ancak sonunu getiremediler ve takım savunmasındaki bir anlık konsantrasyon kaybıyla golü yediler. Açıkçası dünkü maçta sonuçtan çok daha önemli şeyler vardı... Hataysporlu oyuncuların şampiyonu alkışlayarak karşılaması, tüm stadın ayağa kalkarak onlara eşlik etmesi ve bu anlara tribünde tanıklık eden Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun 4 yıllık süreçte verdiği tüm uğraşların ardından döktüğü sevinç gözyaşları çok anlamlıydı.
‘’Bir sevdadır Trabzonspor‘’
Bir kara sevdadır Trabzonspor. Nedensiz sevginin adıdır Trabzonspor. Trabzonspor sevgisi söz konusu ise ‘neden’, ‘niçin’ sorularının karşılığı hiç bir zaman olmaz. ‘Çünkü’ diye cevap veremezsin, ‘neden bu kadar seviyorsun’, ‘niçin Trabzonspor’ sorularına... ‘Bilmiyorum’ dersin, sadece ‘bilmiyorum’. Gerçekten de bilemezsin. Cevabı olmayan sorular bütünüdür; Trabzonspor sevgisi, aşkı... Koşulsuz bağlanmaktır. Ruhunu, benliğini, bedenini kayıtsız şartsız teslim etmektir. Öncesini, sonrasını, geçmişi, geleceği düşünmeden...
Sen bitersin, o bitmez
Bazı aşklar vardır; ömrü bir kelebek kadardır. Bir varmış, bir yokmuş misali... Yaz aşkı gibi. Ama öyle aşklar da vardır ki, yıllar boyu sürer. Ömür tüketir. Sen bitersin, o bitmez. Seni öylesine sarmalamıştır ki, son nefesini verene kadar gönüllü tutsağısındır onun. Onunla yatarsın, onunla kalkarsın, onunla yaşarsın, onunla ölürsün. Yediğin yemekte, içtiğin suda, soluduğun havada, gördüğün düşte, kurduğun hayalde, döktüğün gözyaşında, ruhunun derinliklerinde, sevincinde, tasanda, hüznünde hep o vardır. Hayatın anlamı, bütünüdür o...
İnatla vuslatı beklediler
İşte Trabzonsporluluk da kelimenin tam anlamıyla budur. Trabzonlu yediden yetmişe yaşar bu kara sevdayı. Sık sık mutlu geleceğin hayallerini kurar, şampiyonluklar, kupalar kazandırırlar takımlarına. En önemlisi de ona hayat verirler. Bir şampiyonluk için bunlarca yıl beklemek hiçbir şey değiştirmez onlarda. İnatla vuslatı beklerler, ulaştıklarında da kalplerindeki o sevinci sonuna kadar hissettirirler. Hasret bitti, şimdi 7’den 70’e zaferi kutlama vakti. Tüm Trabzonsporlular bu mutluluğu en başından beri hak etti.
‘’Şampiyonluk provası‘’
2 yıl sonra Akyazı'da ilk kez taraftara açılan idman müthiş anlara sahne oldu. 20 bin taraftar meşalelerle görsel şölene imza atarken, Medical Park Stadı 'şampiyon' tezahüratlarıyla inledi.
Taraftarın hayali gerçek oldu, sevenler buluştu... Teknik direktör Abdullah Avcı döneminde ilk kez statta bir idman Bordo-Mavili futbolseverlere açılırken, sabah saatlerinde kent meydanında başlayan coşku, Akyazı'da tavan yaptı. İlk olarak Başkan Ahmet Ağaoğlu'nu tribüne çağırıp, üçlü çektiren taraftarlar, takım sahaya çıktığında ise tüm meşaleleri art arda yaktı, inanılmaz görüntüler ortaya çıktı. Yaklaşık 20 bin Trabzonlu Akyazı'da adeta maç havası yaratırken, antrenman boyunca tribünler 'Şampiyon Trabzon' tezahüratlarıyla inledi.
O babanın sözleri...
Futbolculara da sırayla üçlü çektiren taraftarlar, en büyük ilgiyi ise teknik direktör Abdullah Avcı'ya gösterdi. 38 yıllık hasreti bitirmeye hazırlanan tecrübeli hocayı adeta bağrına basan taraftarlar, idmanın başından sonuna kadar onun için tezahüratlar yaptı. Antrenmanın bitiminde kucağındaki oğluyla birlikte hocayla fotoğraf çektiren taraftarın sözleri ise milyonlarca Trabzonlu'nun duygularının tercümesiydi: "Ben 38 senedir göremedim, oğlum 4 yaşında bu mutluluğa tanık olacak. Ona bunu sen yaşattın hocam. Allah senden razı olsun"
Bu sadece fragman
Kısacası Trabzon, tarihi şampiyonluk öncesi dün unutulmaz günlerinden birini yaşadı. Ancak bunlar sadece fragmandı. Esas şov bugün olacak. Antalyaspor maçında puan alınması halinde 41 bin taraftar Akyazı'da, yüzbinlerce kişi Trabzon'un sokaklarında kutlamayı yapacak. Hatta bu coşku dalga dalga diğer 80 ile ve Avrupa'nın pek çok şehrine yayılacak.
‘’Şampiyonluğa bir kala...‘’
Son maçlarda oyun içinde stopere çektiği Dorukhan’ı bu kez 11’de Vitor Hugo’nun yanında oynatan Abdullah Avcı, Nwakaeme’nin yokluğunda ise tercihini Kouassi’den yana kullandı. Hocanın planı, top takımındayken 3’lü savunmaya dönüp, Kouassi-Peres kanatlarıyla oyunu genişletmekti. Böylelikle Visca ile Ömür’e hücumda özgürlük sağlanacaktı. Nitekim henüz 2. dakikada Visca bek-stoper arasına koşuyu yaptı ve penaltıyı kazandırdı. Pozisyonda Deli’nin arkadan şarjı var ancak penaltı için yeterli mi elbette tartışılabilir. Fakat Abdülkadir’in kaçırdığı penaltının tekrarlanmasının pek tartışılacak bir tarafı yok. Akintola vuruştan önce içeri giriyor ve kaleci Muric’in kurtardığı topu uzaklaştırıyor.
2 farka rağmen kopmadı
Peres’in penaltı golünden sadece 5 dakika sonra Visca’nın asistinde Cornelius ikiyi atınca herkes ‘maç erken koptu’ sandı. Ama Adana Demirspor 30-45 arasını müthiş oynadı. Trabzonspor ceza sahasına kabalalık giden ev sahibi, Yunus’la gole yaklaştı. Uğurcan müthiş çıkardı. Bjarnason ise net pozisyonda direğe takıldı. Bordo-Mavililer’in geriden çıkmakta sorun yaşamasının en önemli sebebi ise Peres’in sakatlanmasıydı. Yine de Trabzonspor 2-0’ın avantajıyla devreye girdi ve devamında Abdullah hocadan üst üste hamleler geldi.
Djaniny fişi çekti
Ömür’ün yerine Bakasetas’ı, sol kanata da Kouassi’yi çıkartıp Djaniny’i koyan Avcı, ikinci yarının başında rakibinin hızını kesti. Adana Demirspor’un arkada verdiği boşluğu da Djaniny affetmedi ve 61. dakikada fişi çekti. Son yarım saatlik bölümde skorun verdiği rahatlık sahaya yansımasına ve Vargas’ın frikik golüne rağmen arkası gelmedi. Remy’nin penaltısı gol olsa, son dakikalar belki stresli geçebilirdi ancak ev sahibini 2. kez direk engelledi. Ligin ikinci yarısının başından beri rakiplerinin bile şampiyon ilan ettiği Trabzonspor için artık işi bitirme vakti...Haftaya alınacak 1 puan mutlu sona yetiyor
‘’İlaç gibi galibiyet‘’
Abdullah Avcı maçtan önce yaptığı açıklamada “Ligde son oynadığımız Kayserispor’a göre hazırlandık” derken, dünkü 11’de en dikkat çekici nokta elbette orta saha üçlüsüydü. Çünkü 2-0 geriden gelip 3-2 kazandıkları 27. haftadaki o maçta, Trabzonspor yine Siopis- Bakasetas-Ömür ile başlamış, ilk yarıda çok tutuk kalmıştı. O gün, devre arasında 3 değişiklik birden yapan hoca, özellikle Djaniny hamlesiyle işi çözmüştü. Avcı, her şeye rağmen kupada aynı orta alan kurgusunu tercih etti. Belli ki isimlerden bağımsız, planları farklıydı.
Sert başladı
Abdülkadir, bağlantı oyuncusu rolünü çok iyi üstlendi. Tempolu başlayıp, önde basan ve ikinci topları da alan Trabzonspor, dakikalar 15’i gösterdiğinde Visca ve Kouassi ile 2 kez gole yaklaştı. 22’de de Bakasetas kaleyi yokladı, Lung hata yapmadı. Sonrasında Kayserispor oyunu dengeledi, özellikle merkezi iyi kapatıp, Trabzonspor’u kenarlara yönlendirdiler. 43’te ise ceza sahasındaki karambolde stoper Mert’le gole çok yaklaştılar.
Hücumda zincir kırıldı
İlk yarıda rakibine organize atak fırsatı vermeyen, geçişlerde de hatasıza yakın oynayan Bordo-Mavili takım, işin hücum kısmında ise bir türlü zincirlerini kıramadı. Ligde son haftalarda şiddetlenen üretkenlik problemi, kupada da devam etti. Ta ki 87. dakikaya kadar... Nwakaeme girdikten sonra atakları hep onun üzerinden yönlendiren Trabzonspor, Nijeryalı yıldızın asistinde Cornelius ile golü buldu. 1-0’lık sonucun, kupada final için sağladığı avantaj bir yana, lige de moral yansıması olacaktır. Bordo-Mavililer’in mevcut periyotta en çok ihtiyaç duyduğu şey; bir galibiyetti, o da geldi.
‘’Yine sakin kalamadılar‘’
Rehavet veya erken şampiyon olabilmenin yarattığı baskı... Trabzonspor’un son haftalardaki düşüşünün ana nedenleri bunlardı. Ve hepsini bir kenara bırakıp, her şeye yeniden başlamanın zamanı gelmişti. Üstelik bu kez Abdullah Avcı’nın kadrosu da genişti. Maça tempolu başladı Fırtına... Ön tarafta kalabalık kalıp, rakip savunma hattına ve özellikle de orta sahasına pres uyguladılar, çoğunlukla sekenleri topladılar. Ancak üretkenlik tarafında yine sıkıntı vardı. Visca, Peres’i çizgiye yönlendirdiği 1-2 pas dışında etkisizdi. Djaniny de dağınık gözüktü. Karagümrük merkezi iyi kapatınca, Bordo-Mavililer mecburen kenarları kullandı ve bu sezon hiç yapmadığı kadar orta yaptı. Bu denemelerin tamamında konuk ekibin savunması sağlam kaldı. İlk yarının son anlarında ise maçın başından beri kovaladıkları hızlı hücum fırsatını buldular. Yusuf’un Levent’i düşürmesiyle kazanılan frikiği Biglia şık bir vuruşla ağlara gönderirken, devreye 1-0 geride giren Trabzonspor’da sahada aranan isim belliydi: Nwakaeme...
Nwakaeme girince...
Abdullah Avcı, ikinci yarıya başlarken hem Nwakaeme hem de Abdülkadir Ömür’ü içeri attı. Nijeryalı yıldızın hücumdaki liderliğinde de Trabzonspor şampiyon gibi oynamaya başladı. 45-60 arası rakibini adeta boğan Fırtına, Hamsik-Visca işbirliğinin devamında Denswil’in asisti ve Hugo’nun golüyle skoru dengeledi. Dakikalar ilerledikçe iyice risk alan Bordo- Mavililer, Hugo ile 2’ye yaklaştı, aynı dakika içinde Karagümrük de Samed Onur’la direğe takıldı. Peres, Visca ve Nwakaeme ile net fırsatlar yakalayan ancak değerlendiremeyen Trabzonspor, uzatmalarda golü yiyebilirdi. Karagümrük’te Burak’ın kafası direkten dönerken, galibiyet hasreti 4 maça yükseldi. Evet kalan 5 haftada 4 puan şampiyonluk için yetiyor fakat hem taraftarların hem de Trabzonsporlu oyuncuların artık ‘sakin’ kalması gerekiyor. Bu telaşlı görüntü, Abdullah Avcı’nın gerçekleri ve bugüne kadar başarıyı getiren faktörlerle örtüşmüyor.
‘’Baskı var, sonuç yok‘’
Hemen herkes çoktan Trabzonspor’u şampiyon ilan etti ve futbolcu grubunun da aslında bunun rahatlığıyla oynaması bekleniyor. Ancak diğer yandan iş matematiksel olarak garantilenmemiş ve tarihin en erken şampiyonluğuna ulaşabilmenin baskısı da var takımın üzerinde. Tam anlamıyla bu arafta kalma durumunun sıkıntısını yaşadı Bordo-Mavililer son süreçte. Ve Rize ile Beşiktaş maçlarında kaybedilen 5 puanın ardından artık liderin oyuna ağırlığını koyma zamanı gelmişti...
Her şey Hamsik’ten istenirse
Ligdeki 40 puanın 34’ünü evinde toplayan Gaziantep’in aynı Beşiktaş gibi 3’lü savunmayla oynaması, maç öncesindeki en önemli ayrıntıydı. Bu formasyona karşı mücadele etme pratiğini daha geçen hafta yapan Trabzonspor, belli ki bazı çözümler üretmişti. Özellikle Fırtına’nın saha içindeki generali Hamsik’in dönmesiyle, hücumda daha etkili bir oyun izledik. Slovak yıldızın varlığı, pasın hızını artırdı, atak organizasyonlarındaki opsiyonları çoğalttı. Fakat işin savunma tarafında sıkıntılar yaşandı. Takım arkadaşları, 3 ay sonra 11’de olan Hamsik’ten top rakipteyken de ekstra sorumluluk almasını bekleyince, Gaziantep önemli fırsatlar yakaladı.
Kalecilerin maçı oldu
Maçın ilk yarısını kaleci performansları üzerinden okumak gerek... Cornelius’un yakın mesafeden yaptığı kafa vuruşunda Günay direğe çarpan topu çizgiden çıkardı. Visca’ya karşı karşıya pozisyonda gol fırsatı tanımadı. Nwakaeme’nin uzaktan çektiği şutlarda da hata yapmadı. Trabzonspor’da ise Uğurcan bildiğiniz gibiydi... Kaptan özellikle Muhammet’in yüzde yüzlük golü önledi. Kalesine gelen diğer 4 şutu da başarılı şekilde engelledi. İkinci devreye Trabzonspor daha dominant başladı ancak 45-60 arası yakaladıkları müthiş tempoyu skora yansıtamadılar. Sonrasında Gaziantep oyunda dengeyi kurarken, Abdullah Avcı’nın art arda yaptığı hamleler de sonuç getirmedi. Bu sezon ilk kez üst üste 3 maçta puan kaybeden Trabzonspor, şampiyonluk hesaplarını yine erteledi.