Arama

Popüler aramalar

‘’Yeni Fenerbahçe modeli!‘’

Fenerbahçe savunma yapılanmasında gerçek anlamda ilerleme sağladı ve son 3 sezonun en iyi noktasında. Gustavo, Caner ve Gökhan’ın mevzuya hakimiyetleri Tisserand ve Lemos’un çabuk adaptasyonuna yardımcı oldu. 3. golden sonraki duygu patlamasının kenardaki Volkan Demirel’den, Erol Bulut’tan, Emre Belzöoğlu’ndan bağımsız olmadığını bilmek lazım. Bu takımın başarısı Fenerbahçe açısında yeni bir modelin de başarılı olması demek.

Trabzonspor maçının 2. yarısında Caner’in soldan Pelkas’a çıkardığı onun gelişine vurduğu ve Vitor Hugo’nun yatarak blok yaptığı pozisyon Fenerbahçe’nin aslında rakibin zaaflarını ve kendi gücünü maksimumda kullanmak için yapması gereken...

Duran toplarda yakalanan seviye şampiyonluk yarışı için olmazsa olmaz. Ve Erol Bulut burada gerçekten hızlı bir şekilde mesafe kat etti. Ama eksikler olduğu, oyuncuların fazlaca kolay yolu tercih ettikleri de gerçek.

Fenerbahçe savunma yapılanmasında gerçek anlamda ilerleme sağladı. Geçtiğimiz 3 sezonun en iyi noktasında. Gustavo, Caner ve Gökhan’ın mevzuya hakimiyetleri sadece Tisserand ve Lemos’un çabuk adaptasyonunu sağlamakla kalmadı, Altay’ın yan top zaaflarına da payanda oldular. Hem az orta yiyerek, hem de düşen topları kovalayarak...

Eksik kalan 2 konu

1-Geçiş oyununda hızla alan boşaltacak yüzü dönük orta saha performansları... Daha doğrusu pas hızının artması.

2-Pelkas’ın da dahil olduğu hücum gücünün, erken orta yapmaktansa üçgenler kurarak ve paslaşarak kale önüne topu indirmesi. Samatta, Valencia ve Pelkas’tan böyle yararlanmak daha kolay olur.

Gökhan ve Caner ateşledi

İçinde bulunulan olumlu ruh halinin de önemini vurgulamak lazım. 3. golden sonra sahanın ortasında yapılan kutlama Gökhan, Caner gibi oyuncuların ateşlediği bir duygu patlaması. Bunun kenardaki Volkan Demirel, Marco Aurelio, Selçuk Şahin, Erol Bulut ve Emre Belzöoğlu’ndan bağımsız olmadığını bilmek lazım. Bu takımın başarısı Fenerbahçe açısında yeni bir modelin de başarılı olması demek.

Perotti de gelince...

Caner’in orta gücünü kullanmamak saçma olur ama tek silah olarak da bunu kullanmak ve dönenleri toplamaya çalışmak cüsseli ve uzun rakip savunmaların işini kolaylaştırıyor. Kolay top kaybedip geri koşmak zorunluluğu doğuyor. Perotti’nin takıma dahil olmasıyla ve zamanla hücum setleri ezberlendikçe Fenerbahçe daha çok hücum üçgenleri kuracak, çizgiye inecek ve

6 pasa özellikle Cisse ve Samatta’ya gollük paslar çıkaracaktır. Bunları henüz oturtmamışken bu kadar zor bir fikstürde toplanan puanlar çok değerli.

27 Ekim 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzonspor'un gücü yetmedi‘’

Duran toptan 1-1 geldikten sonra Trabzonspor’un etkili ama narin planında çatlaklar oluştu. Moral-denge 180 derece değişip ev sahibi Fenerbahçe’ye döndü. Trabzonspor da geri dönecek direnci bulamadı.

Newton, Parmak’ın yokluğunda Kamil Ahmet’le tamamladığı ve kalite-defansif uyum açısından rakibinin gerisinde olan orta sahasını takviye ederek ilk yarıda dengeyi sağladı, hatta belli oranda öne geçti. Ömür ve özellikle de Nwakaeme’nin savunmalarına yaptıkları yardım son derece bilinçli ve değerliydi. Ancak maçın sonuna kadar bu şekilde gitmesi de zordu.

Tamamen Caner’in ortaları üzerinden bir oyun oluşturmaya çalışan Erol Bulut’un planlarını bozan bu oldu. Çünkü plan ortalardan dönen ikinci topları/ribauntları da değerlendirmek üzerineydi. Ömür ve Nwakaeme’nin yardımı bu planı bozdu. Sosa ve Gustavo’yu fazlasıyla geri koşturdular. Caner’in boşalttığı alanı kullandılar. Sosa’nın hattından golü de buldular.

Ozan devreye girince

İkinci yarıda iş tersine döndü. Çünkü Ozan, Gustavo’nun yanına girince orada bir pas kalitesi değil ama fizik mücadele arttı. Gustavo Ömür’ü adım adım takip etmeye başladı. Cisse de ekstra hücumcu olarak savunmanın dengesini bozdu. İlk yarıda tamamen Caner’in ortalarına bakan takım, ikinci yarıda Pelkas, Samatta, Cisse, Valencia dörtlüsüyle iyi yayılıp genişlik yarattı. Duran toptan 1-1 geldikten sonra Trabzonspor’un etkili ama narin planında çatlaklar oluştu. Fenerbahçeliler, özellikle orta saha-savunma arasına çok rahat girdiler. Moral-denge 180 derece değişip ev sahibine döndü. Trabzonspor geri dönecek direnci bulamadı.

26 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Falcao patentli gol!‘’

Falcao Galatasaray’a geldiğinden bu yana goller atıyor ama ilk kez patentli işlerinden birini izletti. Kolombiyalı'nın görüntüsünü karartıp bu golü kim attı diye sorsanız büyük çoğunluk herhalde Falcao der. Kırmızı kartı moral bozucu olsa da gol güven getirir. Bu gol maç seviyesinin çok üzerindeydi. Çünkü Galatasaray ağır, Erzurum daha ağırdı. Ancak Omar ve Saracchi’nin sahada oluşu, hücumda hem genişlik hem de derinlik getirdi. Erzurumspor açısından markajlanması gereken alan genişledi. Dolayısıyla bundan önceki haftalarda Galatasaray’ı zor duruma düşüren rakiplerin yaptıklarını yapamadılar. Mehmet hoca ön alan baskısı için oyuncularını sıklıkla uyarsa da başarılı olmadı.

Ev sahibi bekleyince...

Taylan ve Marcao çok rahat, baskıya hiç maruz kalmadan oyun kurdu. Erzurum bekledi. Buna mecbur hissettiler çünkü Galatasaray enine çok iyi açılıp Omar ve Saracchi’yi iyice çıkararak hem pas istasyonu sayısını artırdı hem de hız avantajıyla potansiyel tehdit yarattı. Ev sahibi bekleyince bu tehditten kurtulamadı. Ama oyunda kalmak için Marcao’nun yaptığı hataları Gomes’le geniş alanda 1’e 1’lerde kaşımak bile yeterli oldu.

En fırtınalı Marcao!

Galatasaray’ın dalgalı performanslı oyuncularının en fırtınalısı Marcao. 3 hafta önce elde satılabilecek yegane yıldız adayı gibi dururken kısa zamanda en zayıf halkaya dönüşmesi inanılmaz. Takımın Falcao’yu kaybettikten sonra 20 dakika dengeyi hiç rakibe vermeyişi ise geçen haftalardaki krizden sonra başarı.

25 Ekim 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Maksimumla kaybettik‘’

Okan Hoca’nın kurduğu oyunda bir yanlışlık yok. Visca, İrfan, Rafael ve Crivelli’yle kurduğu öndeki 4 hareketli oyun bizim ligi süpürür. Crivelli bir adım önde ve Mert geçen seneki standardında olsa Başakşehir maçı alabilirdi. Başakşehir maksimumda oynadı. Leipzig standart planla rahat kazandı.

Dün izlediğimiz, Başakşehir’in bu sene oynadığı en iyi oyun. Leipzig’in en çok dikkat etmesi gereken, hatta Alman medyasının en çok sorduğu, dolayısıyla en çok dikkat çeken Visca’nın bölgesini kontrol etmekle görevli olan Angelino’nun 3 net pozisyonda 2 gol bulduğu bir maç… Son anda finali kaçırmış Şampiyonlar Ligi yarı finalistine deplasmanda maç kaybetmek suç değil. Okan Hoca’nın çizdiği oyun da yanlış değil. Ama canlı tutamadığınız kadro, canlı tutamadığınız bir oyunda en güvendiğiniz hücum silahınızı kontrol etmekle görevli oyunculardan biri sizi yıkan iki golü atıyorsa bu tesadüf olamaz.

Nagelsmann oyunu bozdu!

Çünkü Nagelsmann sizin soldan sağa çevirmek üzere dizayn ettiğiniz oyunu merkeze doğru kıracak bir baskı planladı. Oyunun merkeze kırmak üzere yaptığı baskının her defasında da Angelinho’yu içeri yolladı. Bir daha seyredin. Baskının başarısız olduğu denemelerde de Angelino’nun oraya koşu attığını göreceksiniz. Ve bu planla kazandı. Yanlış anlaşılmasın. Okan Hoca’nı kurduğu oyunda bir yanlışlık yok. Visca, İrfan, Rafael ve Crivelli’yle kurduğu öndeki 4 hareketli oyun bizim ligi süpürür. Dün de Crivelli bir adım önde ve Mert geçen seneki standardında olsa Başakşehir maçı alabilirdi. Bu açıdan sorun yok. Sorun şu: Başakşehir maksimumda oynadı. Leipzig standart planla rahat kazandı

21 Ekim 2020, Çarşamba 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Terim kafa karıştırıyor‘’

Galatasaray’ın sezonun ilk 180 dakikasında oynadığı akılcı ve akıcı oyunu dün sahaya çıkan kadroyla oynanabilmesi çok zor. Omar ve Saracchi çift kanat akıncısının aynı anda çizgiye/ileri çıkmasının rakip üzerinde yarattığı etkiyle Linnes’in sahada olması farklı. Asıl önemlisi öndeki Arda-Fegholui-Belhanda üçlüsüyle maksimum hızda bir tek pas oyunu şart. Bu dünkü 3’lüyle olmaz. Bunu yapamayınca Taylan ve Etebo salt savunmacıya dönüştü. Buna rağmen stoper kanat arasına etkili paslar yediler. Tabi hâlâ Arda-Feghouli-Belhanda 3’lüsüne mi bel bağlıyorsun diye sorabilirsiniz? Bel bağlayan ben değilim, Terim... Ve eldeki kadro buysa, bu 3’lüye optimum formda ihtiyaç var. Babel-Akbaba-Kılınç’ı kullanabilmek için arkada Selçuk-Melo lazım. Ve mutlaka Omar-Saracchi’nin sahada olması.

Efecan da oynasa...

Şu da gerçek ki; geçen seneden 5 etkili oyuncusunu kaybetmiş Alanya, Efecan’ı kullanabilse maçı son dakikaya bırakmayabilirdi. Evet Babacar belki golü atarak parladı ama geçen senenin hücum yazılımını Milli oyuncu bu yıla taşıyor. O olmayınca hücumu genişletemediler. Bareiro ve Davidson’u geçen haftalardaki gibi besleyemediler. Roller karıştı. Yine de Çağdaş Atan’ı kutlamak lazım. Özellikle 11’e 11 iken ısrarla pasla çıkmaları değerliydi. Sisteme sadık kaldılar.

Atan cevap veremedi

Terim ise devre arasında riskli ama etkili değişiklikler yaptı. Alanya’yı merkeze yönlendirdi. Öne geçti sayılmadı vs... Çağdaş Atan, buna cevap veremedi. Ancak Terim, Diagne- Babel çift santrforuna dönerek ‘yenemiyorsan yenilme’den çıkınca rakibi rahatlattı. Topu da oyunu da Alanya’ya verdi. Terim ve ekibi bu sene kafamızı çok karıştıracak belli ki.

20 Ekim 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Sınıf atlayabilir‘’

Maç yazımda da yazdım. Hocaya Ozan’ı sordum. Ona çok güveniyor. Bu derin kadroda sürekli olarak yer bulması da zaten bunu anlatıyor. Ozan’ın yapması gereken sadece ona verilen işi yapması. Takım içi rolünden dışarı çıkmaması. Fazlasını yapmaya kalktığında dağılıyor. Liderliğini sahadaki ona biçilen rol çerçevesinde yapmalı. Oyun stili ve fiziği gereği zaman zaman kontrolsüz hareketler yapabiliyor. Bunu agresif oyunundan taviz vermeden minimuma indirirse sınıf atlar. Ozan, Fenerbahçe’ye transfer olduğunda, “Arjantinli olsa 30-40 milyon Euro’ya İspanya’ya giderdi” demiştim. Çünkü o fabrikadan böyle bir potansiyel çıktığında hemen alıyorlar. O seviyeye çıkar mı bilmiyorum ama eline geçen bu ikinci fırsatı odaklanarak kullanabilirse sırtı yere gelmez. Rolünden çıkma, odaklan, basit oyna, dağılma. Hepsi bu

20 Ekim 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Gereksiz risk aldı‘’

Erol Bulut minimum risk ilkesiyle stoperlerinin önüne oyunu açmak için Gustavo-Sosa ikilisini koymuştu. İki savunma kanadını oyuna soktu ama ön alan baskısı yapmadı. 2. bölgede kapılacaklar ve duran topları kovaladı. İlk yarıda hiç risk almadı. İlk yarıda hatalı verilen ama aynı zamanda Serdar’ın hatasından da kaynaklanan penaltı dışında hiç açık vermeden oyunu önde kapattılar. İkinci yarı başında Sangare’nin Sosa’yla ve Ozan’la kurduğu üçgenlerle pozisyon ve gol buldular. Sonra garip bir şey oldu. 0-0’da hiç risk almayan Fenerbahçe 3-1’ken, 61. dakikada Ideye’den inanılmaz bir kontra yedi. 4 dakika üst üste top kayıpları sonunda da golü yediler. 9 kişilik Hatayspor karşısında bile almadıkları riski aldılar. Özellikle Samatta, Cisse ve Pelkas’la girdikleri pozisyonları değerlendiremeyince Göztepe dengeyi sağlayacak imkanı da buldu.

Peki bu neden oldu? 2 seçenek var:

-Takım biz hücumcuyuz isyanına kapıldı.

-Milli maç yorgunluğu taktik sadakati kırdı

Gecenin sorusu

Serdar, ayakta kalmayı öğrenebilecek mi? Hakem ve VAR’ın kararı hatalı. Penaltı yanlış. Ama hiç gerek yokken kendini yere atmak, kaymak neye yarıyor? İki ayrı pozisyondaki elle oynama tartışmalarına da bu huy neden oldu.

Maçın starı

Pelkas eğer kaçırdıklarını atabilse bu unvanı tek başına alırdı. Kaleci İrfan Can 5 güzel kurtarış yaptı ama 3 gol de yedi. Dolayısıyla maçın yıldızı Ozan Tufan.

Maçın olayı

Erol hocaya şunu sordum: Ozan, Fenerbahçe forması dışında hep üst düzey istikrarlı bir oyun tutturuyor. Neden? Net bir şekilde 10 numarayı oynayabileceğini söyledi, “Ancak tek bir şart var, sadece kendi rolünü oynayacak” dedi. Dün sanırım bu güvenin ve basit düşünmenin karşılığıydı

Kısa mesaj

Cisse’nin kaçırdığı 2 gol geçen yıl Alanyaspor’u takip etmeyenler için sürpriz olabilir. Gol kralı adayının böyle çok maçı olduğunu izleyenler biliyor

19 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Orta saha sorunu‘’

Geçen yıl şampiyonluğu kovalayan iki kulüpten kadrosunu daha çok koruyabilen Başakşehir derin bir krizden geçmesine rağmen oyununu da en azından temel ilkeleri açısından koruyabildiğini gösterdi. Geçen yıla Sosa-Obi Mikel gibi orta sahalarla başlayan Trabzonspor ise dün sahaya Kamil Ahmet ve Safa’yla çıktı. Şu bir gerçek ki; ev sahibinin orta saha merkezinde bir kadro derinliği sorunu var. Ancak asıl önemlisi Newton’un tercihi...

Hosseini’yi düşünmüyor

İngiliz teknik adam savunmanın önünde Hosseini’yi koymayı asla düşünmüyor. Buraya Elneny, Souza gibi bir oyuncunun alınmasını da istemedi. İstediği Baker tarzı 2 yönlü bir tandemle oynamak. Burada da yeterli sayıda oyuncu yok. Saygı duyulacak bir karar ama Türkiye’de bunun oturması beklenir mi? Bu çerçeveden maça bakmak lazım. Gördüğümüz şu: İrfan Can’ın sezon başından bu yana savunma-orta saha arasında ilk defa bu kadar büyük açık pencereler bulduğu. Golde kaptığı topu rahat sürüyor, önce sağıyla sonra soluyla düşünerek açık bularak vuruyor. Gol güzel ve Uğurcan’a yazmaz. İrfan Can’ı bu kadar rahat bırakana yazar.

Çok özel vuruşlar...

Tabii şunu da söylemek lazım. 2 gol de özel vuruşlarla geldi. Ve Başakşehir açısından her şeyin yoluna girdiğini, özellikle Şampiyonlar Ligi açısından söylemek henüz mümkün değil. Bir baz olduğu ise kesin. Trabzonspor açısından ise henüz takımın planı tam sindirdiğini söyleyemeyiz. Bu senenin Bordo- Mavililer için bir deney yılı olduğunu baştan beri söylüyorum. Özellikle bu merkez orta sahanın nasıl oturacağını gerçekten merak ediyorum.

18 Ekim 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI