Arama

Popüler aramalar

‘’Gelişiyor‘’

Sarı-Lacivertliler’in genel savunma prensipleri standardı devam etti. Hücum yönünde bir ilerleme var. Mert Hakan kendisini hatırlamış. 3-1’e kadarki bölümde Fenerbahçe’nin alanı nasıl kullanmak istediğine dair güzel ipuçları var.

Harun’un şanssız sakatlığına kadar Fenerbahçe’nin genel savunma prensiplerindeki standardı devam etti. Erol hocanın bu yönde geliştirmesi gereken yegane şey rakibin orta sahayı by-pass edebildiğinde stoper bek arasına hızla top indirerek Sarı-Lacivertlileri zorlaması. Bu kontratakları engellemek kompakt savunmayla mümkün. Stoper ile orta saha arasındaki mesafeleri doğru ayarlamak lazım.

Genç bekler sırıtmadı

Hücum yönünde ise bir ilerleme var. Öncelikle Mert Hakan sanki biraz kendisini hatırlamış. Çok daha güvenliydi. Ayakları titremeden birkaç çok kritik pası hem de üzerindeki baskıya rağmen attı. Ademi-Cisse uyumu ve saha paylaşımı da son derece profesyoneldi. Perotti’nin henüz üzerindeki hamlığı tam atabildiğini söylemek mümkün değil. Hep bir adım geç kaldı. Şu anda kötü bir Visca taklidi gibi ancak bunun altından kalkabilecek bir zeka olduğunu biliyoruz. Askarov ve Serhat’ın da oyunda hiç sırıtmadıklarını, oyunu tamamladıklarını da tereddüt etmeden söyleyebiliriz.

Sadece orta olmayacak

Harun’un sakalığı sonrasında ise analiz edecek bir şey kalmadı. Dolayısıyla 3-3 pek bir şey anlatmıyor. 3-1’lik oyunda ise Fener’in alanı nasıl kullanmak istediğine dair güzel ipuçları var. Bu takım sadece orta yapan bir takım olmayacak belli ki.

16 Kasım 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kalite ve ekolsüzlük‘’

Hırvatistan’ın attığı 3. goldeki korkunç organizasyonsuzluk bizi anlatıyor. İki dakika sonra Cengiz’in golündeki olağanüstü organizasyon da biziz. İkisi de sürpriz değil. Attığımız yaratıcı gücümüzün göstergesi… Berkay, Cenk, Yusuf ve Cengiz’in dahil olduğu bir sanat eseri. Yediğimiz ise ezberlenmiş şablonların ve bu şablonlardan oluşan bir repertuvarın ve nihayet bunların var ettiği bir ekolün olmayışının sonucu… Yani Şenol Hoca’nın ve herkesin bahsettiği ekol olunamayışın sonucu. Tabii ki bu maç takımın değil, oyuncuların test edildiği bir oyundu.

Planı canlandırmak kolay değil

Bu kadar alışkanlığı düşük bir ekibin hemen bir planı canlandırması kolay değil. Tabii bu durumda sisteme kimin ne kadar uyum sağladığını anlamak da kolay olmuyor. Bir ekol bunu sağlar. Ancak şunları söyleyebiliriz: Mert Çetin golde hatalıydı ama üzeri çizilecek bir oyuncu değil. Sangare savunma yönünde zaman zaman kopuk kaldı ama hücumda önemli silah. Merkezde başlayan Okay, Dorukhan ve Orkun henüz bu seviye için yeterli değiller. Berkay ise gelişiyor. Yusuf mutlak olarak forvet oynamalı. Cengiz ve Cenk, İngiltere standardını en azından fizik olarak yüklenmişler. Deniz’e Başakşehir yaradı. Uğurcan’ın da artık kendisini hatırılaması lazım.

12 Kasım 2020, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’İyi plan şanslı son‘’

Sarı-Kırmızılılar, ilk iki haftada izlediğimiz ve övdüğümüze yakın bir futbol oynadı. Sivas'ın aklında, hafta içi yorgunluğu vardı. Terim'in son anlarda yaptığı değişiklikler, büyük bir darbenin önüne geçti. Aslan başta iyiydi ama, sonda da şanslıydı.

Galatasaray’ın başlangıç planı ligin ilk iki haftasında izlediğimiz ve övdüğümüze çok yakın. Okan, Taylan ve Marcao’nun rakibin ön alan baskısını etkisiz kılan oyun kurucu performansları, öndeki 5’liyle sayısız pas opsiyonu yarattı. Arda, Belhanda ve Feghouli’ye, Omar ve Emre Taşdemir de çizgiye basarak alternatif oldular. Enerjik, konsantrasyonu yüksek, geniş alanda topa sahip olan bir pas oyunu izledik. Sivasspor’un ön alan baskısı böylece kolay kırılınca ev sahibinin diğer dezavantajları da devreye girdi. Öncelikle hafta içinden kalan kafa yorgunluğu vardı. Ancak daha önemlisi Rıza Hoca’nın maçtan önce mikrofonlara yansıyan Avrupa’da olmayı zorunlu hizmet olarak gören ruh hali... Psikolojik olarak ancak maçın sonlarında toparlanabildiler.

81'e kadar baskıyı seyretti

İlk 65 dakikada Belhanda, Fehgouli, Arda, Babel hareketli dörtlüsü Sivasspor’un uzayan takım boyunda, merkezdeki boşluğu çok iyi kullandılar. 2-0’ı buldular, fazlası da mümkündü. Sivas’ın kaçırdığı penaltı ise ev sahibinin tek şansı. 68’te Claudemir ve Yasin oyuna girdikten sonra merkezi Sivasspor’un dolduruşuyla iş tersine döndü. Fatih Terim, 81’e kadar baskıyı seyretti. Yediği golde yaptığı hataya rağmen Okan maçı tuttu. Terim 13 dakika sonunda 3 değişiklik yaparak yeniden savunma dengesini kurdu ve büyük bir darbenin önüne geç de olsa set çekti. Başta iyi, sonda şanslıydı...

09 Kasım 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Ders çıkarsa...‘’

Geçen hafta, Fenerbahçe savunma standardının yüksek olduğunu söylemiştim ama dün yenen ikinci golün fena halde geçen hafta Podolski’nin attığı gole benzemesi bir sorunu işaret ediyor. Orta sahayı baypas edip araya atılan çabuk toplar belli ki sorun oluyor.

Sosa’sız zorlandılar

Sadece bu değil tabii. Pelkas’ın geçerli sayılmayan golü dışında akan oyun/pasla net bir pozisyona girilmemiş olması, 4’ü isabetli 43 ortayla skor kovalanması, Konya ile pas sayılarının yakın oluşu, 0-2’ye rağmen ev sahibinin sadece yüzde 53 topla oynaması sorun. Erol Bulut’un skordan bağımsız en kötü sınavıydı bu. Yaptığı her değişiklik Fenerbahçe’den götürdü. Bu ilk kez oluyor. Tamam, Sosa’sız zorlandılar. Kuşkusuz bunun rolü var. Şanssızlık da var tabii. Jevtoviç’in Tisserand, Gustavo, Ozan güvenli üçgeni içinden direkt dibine demi voleyi vuruşu tekrarlanabilir değil.

Oyunu Kartal çözdü

Ama kabul etmek lazım ki oyunu çözen İsmail Kartal oldu. Erol Bulut her hamle yapışında Kartal oyunu biraz daha aldı. Miya ve Cikalleshi’yi Gökhan ve Caner’in üzerine yollayıp presleme ayrıca onların arkasına sarkarak tehdit oluşturma planı çok iyi tuttu. Kravets’in de kararlı oyunu Fenerbahçe’nin 4-2-4’ünü oldukça zorladı. Eğer Bulut bu yenilgiyi bir kaza değil planın bir kaçağı olarak görüp tamirata girişirse sorun yok. Hatta hayırlı bile olur. Geçen hafta da söyledim bu kadar ‘orta’ merkezli bir hücum skor riskidir.

08 Kasım 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kartal'ın avantajı arttı‘’

Souza, Atiba ve Mensah’ın çevresine bir oyun inşa etmek hiç de zor değil derken Ghezzal ve biraz hareketlenen Oğuzhan ve Dorukhan da resme dahil olunca avantaj büyüdü. Gün itibarıyla Beşiktaş savunma orta saha mesafesini ayarlamayı bilen bir takım görüntüsü veriyor. Açık söylemek gerekirse 2 hafta önce bu işin olmayacağını düşünmeye başlamıştım ama şimdi durum farklı. Orta saha savunmayı doğru etkiliyor. Yine bireysel hatalar yapılsa da Welinton-Vida ikilisi savunma çizgisini orta sahaya yakın tuttukça sorun küçülüyor. Burada Atiba’nın hem santrfor gibi hem çapa oynayabilmesinin payı büyük. Atiba, yaşsız bir oyuncu ve hâlâ saha boyunca var. Hem mental hem de fizik olarak.

Antep maçında golü bulur

Gaziantep maçı bu çerçevede hücum ekibine bakar. Sumudica, büyük maçlarda doğru oyunu seçmesiyle ünlü bir hoca değil. Ligin başında Galatasaray illüzyonunu bize yaşatan oydu. Antep karşısında zor pozisyon veren ve bir şekilde golü bulabilecek bir Beşiktaş izleyeceğimizi düşünüyorum. Ancak sonrasındaki fikstür için fazlası lazım. 3 oyuncunun potansiyellerine çıkması her şeyi değiştirebilir.

Adem Ljajic isteksiz

Sergen Yalçın Ljajic’i hayata döndürebilir mi emin değilim. Çünkü oyuncu isteksiz. Ancak Ghezzal, Aboukabar ve Oğuzhan için yapabilecekleri var. Abubakar, ‘aman sakatlanır mıyım’ ruh halinden çıkmalı. Beşiktaş’a 2. viteste santrfor olunmaz. Larin’in gösterdiği ilerlemeye Güven de eşlik etmeli. Onun potansiyeli daha yüksek. Ghezzal’ın Leicester güvensizliğini atması zor olmaz. Ve Oğuzhan’ın yeniden ‘50 milyon Euro’luk’ bir oyuncu gibi hissetmesiyle iş tamamen değişir. Oğuzhan’ın sadece işini yapıp başka hiçbir şeyle ilgilenmemesi şart. Oğuzhan’ı ‘an’lar yıldız yaptı, yine o ince işlere dönmeli, yüksek kontrasyonla o anları kovalamalı. Kaptanlığı vs. değil. Bunlar olursa kimse kadro yetersizliğinden bahsetmez.

05 Kasım 2020, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Sadece orta risktir‘’

Fenerbahçe savunma açısından kadro standardının üzerine çıkıyor. Yenilen gol, atılan golün getirdiği gevşemenin, ayrıca Orgill ve Podolski’nin becerisinin ürünü. İlk pozisyon, ilk gol. Beceri var ama kaza da var. Öte yandan henüz hücum standardında o seviyenin uzağındalar. 10 net pozisyon yakalamış, 5.36 gol beklentisi yakalamış, direkten topları dönmüş bir takıma haksızlık mı ediyorum? Böyle düşünülebilir. Ancak anlatmaya çalıştığım şu: Rakip zaten eksikken, zayıf bir orta sahayla sahaya çıkmışken Fenerbahçe’nin bu kadar ‘orta' üzerinden oynaması gol ihtimalini riske atıyor. Ozan’ın golündekine benzer şablonlar çok daha garanti sonuçlar getirir. Fenerbahçe bu orta saha ve hücum gücüyle ceza sahası çevresinde üçgenler kurmalı. Erol Hoca, geçen hafta ilk yarıda bu şekilde olmayınca 2. yarıda başka bir plana dönmüştü. Dün dönemediler. Duran toplar altın değerinde ve bunu yapmadan şampiyon olamazsınız. Ancak bu kadroyla bu hücum şablonları yetersiz.

Gecenin sorusu

Podolski’nin vuruş becerisi ve gücünden yıllar hiçbir şey götürmüyor. Nasıl?

Maçın starı

Podolski’yi kaçırdığı ve golde resimde olduğu için Tisserand’ı eleştirebiliriz. Ancak hem pozisyon bilgisi hem takımı öne çıkarması, yerinde müdahaleleri ve duran toplarda yarattığı tehlikeyle Fenerbahçe için büyük değer.

Maçın olayı

Fenerbahçe maçı rakip sahada oynadı. Sürekli ortalar, kafa vuruşları, direkten dönenler... Ancak zar zor penaltı golüyle kazandılar. Eğer böyle bir oyun ve sonuçta Antalya kalecisi maçın adamı değilse, ki bence değil, bu baskın oyunun açıkları üzerine düşünmeli.

Kısa mesaj

Rakip akını kesmek için en ufak bir dokunuşta kendisini yere atan savunmacı ve buna hemen düdük çalan hakem davranışlarından kurtulmadan oyunu kalkındırmamız imkansız.

03 Kasım 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Hazine değerinde‘’

Galatasaray’ın dünkü kadrosunda orta sahayı tutmakla görevli üç oyuncu; Taylan, Ömer ve Etebo’ydu. Bu üçlünün en önemli özelliği 1 numaralı pozisyonları 360 dereceyi kontrol edebilen merkez orta sahalar olmaları değil. Emre Kılınç ve Ryan Babel de Galatasaray’ın bu tip bir maçta oynaması gereken efektif pas oyununun ideal adamları değiller. Her biri farklı yönleriyle sivrilen bu iyi oyuncular dünkü planda sıradanlaştılar. Daha önemlisi ligin en dağınık takımlarından ve Covid-19 belasıyla 2 haftadır uğraşan Ankaragücü karşısında ilk yarıda topa çok daha fazla sahip olsalar da net pozisyonları bulan konuk ekip oldu. Şu bir gerçek ki Bolingi yerine başka bir oyuncu olsa can sıkıcı savunma ve pas hataları, Terim’in ekibini zor duruma sokabilirdi.

Bekler çizgiye inmese...

Öte yandan Saracchi ve Omar’ın hücum yönünde verdikleri katkı rakip için can sıkıcı oldu. Taylan, Marcao ve Luyindama’nın bu oyuncularla kurduğu bağı dün itibarıyla, artı hanesine yazmak lazım. Ortaya çıkan savunma zaaflarına rağmen... Çünkü eğer onların çizgiye inişleri olmasa nasıl pozisyon bulunurdu bilmiyorum. Babel’in onlara katılmasıyla bulunan gol değerli. Ancak %63 topla oynamanın sonucunda Ankaragücü’ne bu kadar çok ve kalabalık kontra şansı verilmiş olmasının üzerinde de durmak lazım.

Rakibine karşı şanslıydı

Kabul edelim ki dün Galatasaray zordaki rakibine karşı şanslıydı. Bunun sebebi bu 11’in, bu oyuna uygun olmayışı. Bu tip rakibe karşı evde, bu kadro ancak yırtıcı bir baskı oyunu oynayabilir. Eğer Feghouli, Belhanda ve Arda’yla oynayamıyorsanız böyle. Dünkü kadroyla bu topa sahip olma oyununu bu yumuşaklıkta yapmak mantıklı değil. İlk 2 hafta sonrasında Terim ve ekibi iyi gitmiyor. Buna rağmen bu galibiyet hazine değerinde.

01 Kasım 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’İmkansız değil‘’

PSG ani akın yönü değiştirdiğinde, özellikle Neymar’a basit oynama şansı tanındığında yıkıcı bir güçle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ancak yıkıcı olduğu kadar kırılgan bir takım. Okan Buruk, PSG’nin hücumu geniş alana yaymasını engellemek ister. Hücum kanatlarının orta sahasına destek verip, kanatları tıkaması şart. Puan(lar) Zor ama imkansız değil.

Başakşehir’in Leipzig maçı performansı bu senenin en iyi oyunuydu. Ama yetmedi. Sonrasındaki Antalya maçı da bu virajı dönüş hızıyla kotarılmış bir oyun. Dolayısıyla PSG maçında da eğer tempoyu çok yükseltmezse puan(lar) mümkün. PSG kaybedilen final sonrası Marsilya ve ManU maçlarında sendeledi. Tuchel’in yönetimle büyük uyum içinde olduğunu söylemek imkansız. Verratti, Icardi ve fazlası eksik. Ama tabii takım bu kadar değil.

Çıkarken top kaybedilmemeli

Kritik nokta kontrolü sürekli elde tutmak. Özellikle çıkarken kaybedilecek toplar çok can yakar. Savunma ile orta saha bloğunu kompakt tutmak şart. PSG ani akın yönü değiştirdiğinde, özellikle Neymar’a basit oynama şansı tanındığında yıkıcı bir güçle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ancak bu oyunu sistematik şekilde oynama garantileri yok. Yıkıcı olduğu kadar kırılgan bir takım.

Duran toplar önemli

Okan hocanın oyunu merkeze yönlendirecek bir huni kurmak isteyeceğini düşünüyorum. Her ne kadar çok değerli oyunculara sahip olsalar da şu ana kadar beklentileri karşılayacak inandırıcılıkta bir üçgen kurmuş değiller. Bu yüzden hoca, PSG’nin hücumu geniş alana yaymasını engellemek ister. Bunun için Başakşehir hücum kanatlarının orta sahasına destek verip, kanatlarını tıkaması şart. Bunun yanı sıra duran topları da iyi planlamak önemli. Zor ama imkansız değil.

28 Ekim 2020, Çarşamba 06:58
YAZININ DEVAMI