Arama

Popüler aramalar

‘’Keşke Koray yaşasaydı‘’

Mariano, Nagatomo, Fernando ve Emre Akbaş’tan yoksun bir Galatasaray. Yetmemiş gibi maç başlamadan önce Eren de sakatlanıyor. Yani iskeleti kırık resmen sarı kırmızılıların. Tamam, Fenerbahçe’nin eksik ve sorunları da azımsanamaz. Ancak, dezavantaj ise sözünü ettiğimiz Galatasaray daha mağdur olan taraftı dün akşam.

Gene de ilk yarının her açıdan üstün olanı Galatasaray’dı. Topa sahip olmak, pas yapmak, rakip sahaya yerleşmek…üstün taraf evsahibiydi ilk yarının tamamında. Neden? Çünkü Fenerbahçe deyim yerindeyse kabuğuna çekilmişti ilk 45’te.

İkinci yarıda özellikle 2-0 öne geçtikten sonra “Maç bitti” psikolojisi Galatasaraylı futbolcuları rehavetin hamakında salladı durdu resmen. Fatih terim’in öğrencileri bir baş dönmesi yaşayınca Fenerbahçe’nin genleri dirildi tabii ve bir anda skora denge geldi doğal olarak.

Sayın Ali Koç’un böylesi bir maça görevden aldığı teknik direktörün yardımcısıyla takımını sahaya sürmesi onun iddia ve vizyonuyla çelişti bence. Çünkü “Büyük Takım”ların A planları dışında B ve C planları da olmak zorunda.

Bu maçın bu skorla sonuçlanmasında Galatasaray’ın 2-0’dan sonraki rehavetleri kadar Valbuena ve Alper’in Fenerbahçe adına sergiledikleri performans ve ortaya koydukları iradenin de büyük payı var, altını çizmek isterim.

Maçın bitimiyle yaşananlardan ötürü ise tarafları kınamaktan başka bir şey gelmiyor elimden ne yazık ki.

Not:Maç öncesinde geçirdiği kalp kriziyle hayata veda eden 1907 ÜNİFEB Kocaeli Üniversitesi’nin sorumlusu Sayın Koray Şener’e Tanrı’dan rahmet ve ailesine başsağlığı diyorum.

02 Kasım 2018, Cuma 23:54
YAZININ DEVAMI

‘’Zorla güzellik olmaz!‘’

Sokaktan rastgele 11 kişiye çubuklu formayı giydirsen biler Kadıköy’de oynadığı 5 maçın enaz 4’ünü kazanır Fenerbahçe.

Zorla güzellik olmuyor işte. Ankaragücü bu sezon ilk kez bir maçta 3 gol atıyor ve o golleri de Fenerbahçe’ye atıyor hem de Kadıköy’de. Keza dün akşam tam 3 sarı kart görüyor Fenerbahçeli futbolcular.

Her maç değişik bir kadro ve her maç rakibi enikonu analiz etmeden belirlenen 11’ler. Adeta staj yapıyor Cocu, Fenerbahçe’de. Solda Hasan Ali ve İsmail oynadı, ikisi de sarı kart aldı daha ilk yarıda. Oysa asıl yeri sol kanat Ayev’in. Keza Valbuena ve Barış da oynar o kanatta. Ama Phillip Cocu şapkadan tavşan çıkarmak sevdasında.

Tanrı şahidimdir ki, istikrara inananların başında gelir bu satırların yazarı. Ama “İstikrar” bile bi,le lades değildir her halde. Yanlış insanla istikrar gelse veya gelebilseydi eğer, Irak ve Libya bugün bu hallere düşerler miydi hiç?

Sezon başından beri koşmayan, boğuşmayan futbolcu görmedim Fenerbahçe’de. Ama, takımın niyet ve eforuyla çelişen sonuçlarla ayrılıyor genelde sarı lacivertliler sahadan.

Artık gerçeğin adını koyalım: Cocu’yla paralize oldu kadronun tamamı. Slamani, Ayev ve Benzia dahil hem de.

Barış Alıcı, Altınordu’dan gelir gelmez ilk 11’de oynadı ve ışıldadı. Peki neden her gün biraz daha geriye gitti Cocu yönetiminde, yada bu erozyonun asıl sorumlusu teknik direktör değilse kimdir?

Eğer paraya tapmıyor ve haysiyet diye bir hassasiyete sahipse yarın istifa etmeli Sayın Cocu.

28 Ekim 2018, Pazar 22:51
YAZININ DEVAMI

‘’Sorun Cocu'dur!‘’

Frey de Fenerbahçe’nin futbolcusu değil bana sorarsanız. Ama hiç olmazsa sahada kaldığı sürenin tamamında koşuyor, soluksuz kalırcasına rakibi bozuyor. Peki, bu Reyes aşkı nedir, Phillip Cocu neden bu kadar ısrar ediyor Meksikalı’da?

Tamam, İsviçreli gol attı nihayet. Ama yine de 1,5 kişi eksik oynuyor Fenerbahçe Reyes ve Frey’den ötürü. Unutmuş değilim, her futbolcu aynı zamanda iyi bir koşucu olmalıdır. Fakat koşmak değil, boğuşmak değil asli görevi bir futbolcunun.

Sadece kadro kalitesiyle izah edilemez herhalde Fenerbahçe’nin az pozisyona girip de çok pozisyon vermesi. Mesela karşılaşmanın ilk 30 dakikasında sadece Slimani’nin cılız şutu var rakip kaleye Sarı Lacivertliler adına. Nitekim, geçen hafta oynadıkları Sivasspor maçının büyük bölümü geride kalırken rakibin 13 şutuna karşılık sadece 3 şut çekebilmişti sarı lacivertliler.

Unutmayalım, futbol takım oyunudur. Dişlilerden biri bile aksarsa, iş rayından çıkar. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin ana sorunu kadro kalitesinden ziyade teknik direktör yetersizliğidir kanımca.

Kenar yönetiminin aczinin bu bkadar sırıtmasına rağmen skor 0-2’den 2-2’ye geliyorsa deplasmanda, kadro o kadar da kötü değil demek ki.

Çünkü canı çıkıyor koşmaktan, rakiple boğuşmaktan Sarı Lacivertlilerin.

Biliyorum Alex’i, Anelka’sı, Pier van Hoojdonk’u yok Fenerbahçe’nin. Ama Benzia, Jailson, Eljif ve hatta Valbuena’sı var elinin altında Phillip Cocu’nun ve hiç de küçümsenecek türden değil yeteneği ve tekniği bu futbolcuların.

Demem o ki, ana sorunu kadronun kalitesi değil, Phillip Cocu’dur Fenerbahçe’nin. Kabul etmek zor belki, ama gerçek budur ne yazık ki. Takım 0-2’den geriye dönmüş ve skoru eşitlemiş ama Sayın Cocu oyundan Slimani ile Benzia’yı alıyor. Bilmiyorum, başka söze gerek var mı artık?

25 Ekim 2018, Perşembe 22:21
YAZININ DEVAMI

‘’Cocu paniklemiş‘’

Kolay değil tabi, işler bir türlü yolunda gitmiyor. Dolayısıyla panik tavan yapmış Fenerbahçe'de. Başlama vuruşundan önce bir yakarışları varki Sliman ile Ayev'in insanın içi acıyor.

Böyle durumlarda birçok futbolcu yapabileceklerini de yapamaz hale geliyor maalsef. Ve gene böylesi anlarda "Lider"in soğukkanlı kalması hayati önem taşır. Fakat ne yazk ki, Phillip Cocu'daki panik neredeyse futbolcularınkini ikiye katlıyor.

Fenerbahçeli futbolcuların koşmaktan, boğuşmaktan canı çıkıyor deyim yerindeyse. Ve maalesef bir çoğu da ne yapacağını bilmeden koşuyor.

Dün akşam sol önde Elif Elmas, orta sahada da Reyes oynadı. Benzia mı , onu kulübede oturttu Hollandalı teknik direktör. Dolayısıyla isabetli pas yapamadı, organize olamadı sarı lacivertliler ve Başakşahir orta sahayı elini kolunu sallayarak geçti çoğunlukla.

Gol ayakları Slimani ve Ayev'in koşmaktan anası ağlıyor. Dolayısıyl çok yoruluyorlar, gol bölgesinde topla buluştuklarında ise adaleleri isyan ediyor, kaçınklmaz olarak istedikleri vuruşu yapamıyorlar ne yazık ki.

Sayın Cocu'nun sistemini baz alırsak Frey iyi futbolcu. Çünkü dili dışarda kalana kadar koşuyor ve Allah var sürekli koşuyor ve rakiple boğuşmaktan asla vazgeçmiyor.

Tamam, sorun çıkaran varsa adı ister Volkan Demirel, ister Dirar olsun, anında hakettiği cevabı vereceksiniz. Yöneticinin, yönetmenin asli görevidir bunlar. Ancak acaba teşhis isabetöi mi veya "Neşter"i doğru yere mi vurdu Sayın Ali Koç ve arkadaşları, işte bu konuda çekincelerim var doğrusu.

07 Ekim 2018, Pazar 21:14
YAZININ DEVAMI

‘’Galiba Cocu'yla olmayacak!‘’

Tamam eksiği zaafı var sarı lacivert kadronun, gecikmeli şekillendi buda doğru. Fakat ana sorun bu değil. Sorun Philip Cocu'nun oyun anlayışı ve tercihlerinden kaynaklanıyor. Kanıtı da en iyi ihtimalle ancak Fenerbahçe'nin çeyrek kalite ve değerinde olan Rizespor'un Okan Buruk'la sihirli değnek değmişe dönmüş haliydi dün akşam.Yani sadece Fenerbançeli futbolculara fatura çıkarmak hem doğru hemde vicdani olmaz.

Çünkü, koşmayan, istemeyen, mücadele etmeyen oyuncusu yok nerdeyse Fenerbahçe'nin. Ancak uyum, bilinç, bütünleşme yok. Slimani ve Ayev'in son vuruş yetersizliğinin nedeni de budur zaten. Aslı yerleri ve görevleri dışında ekstra koşuyor, yoruluyorlar. Dolayısıyla adele yorulması, konsantrasyon kaybı kaçınılmaz hale geliyor. Mehmet Topal ve Jailson ikilisini birlikte oynatmak Fenerbahçe 'de oyunun merkezini işlevsiz kılıyor ne yazıkki altını çizmek isterim. Pereira, Advorcat, Aykut Kocaman ve nihayet Cocu eğer bu Mehmet Topal'a mecbur kalıyorlarsa, ayıbın büyük kısmı Alper Potuk, Ozan Tufan ve Mehmet Ekici'nin düş kırıklığı yaratmasında kaynaklanıyor biraz da ve bu ayıp da yeter onlara.

Sezon başından beri uymusuz Fenerbahçe ama bu maçtaki kadar geriye koşmak zorunda kaldığına tanıklık yapmamıştık doğrusu. Bir takım bu kadar zor pozisyona giriyorken eğer çok sık kalesinden topu çıkarıyorsa burada kadro kalitesinden ziyade kurgu ve teknik direktörün tercihlerinde sorun var demektir. Açıkcası ben istikrar, sabır ve zamana inananlardanım. Ama, galiba sabır ve zaman da ilaç olmayacak Fenerbahçe'ye Phillip Cocu'yla.

30 Eylül 2018, Pazar 21:53
YAZININ DEVAMI

‘’Korku galip geldi‘’

“Korku Dağları Bekliyor” un versiyonunu izledik dün akşam resmen. Bu kadar mı korkar birbirinden taraflar, bu kadar mı tavan yapar faul yapmak? Futbol dilenciye döndü ama mücadele ve endişe çuvallara sığmadı resmen.

28 ve 34’te Karius kalite sergiledi. Ama 35’te Atiba’nın hatasında doğan pozisyonda Ayev’in dışarı vurduğu top “Cız” seslerini yükseltti sarı lacivertli taraftarların yüreğinden.

Açıkçası Babel’in golüne kadar yaprak kıpırdamadı futbol ve iki takım adına.

Yetenek böylesine önemli işte. 5 hatta 6 kişi arasında topu alışı, kaleye vuruşu birinci sınıftı bence Hollandalı’nın. Ha, golden önce Mehmet Topal’ın hafif bir uyuklaması da var, bu da başka bir gerçek. Bir başka gerçek de golü bulan Beşiktaş olsa da nispeten bir şeyler yapmak isteyen, daha çok çırpınan taraf Fenerbahçe’ydi.

Karius “Ben kaliteli kaleciyim” dedi bence bu maçtaki performansıyla. 71’de Hasan Ali’nin ortası öylesine harikaydı ki, Ayev golü yapmasa ayıp olurdu resmen. Ama gole kadar en az 2 net golü önledi. Hele 74’te Valbuena’nın vuruşunda adeta fotoğraf çektirdi yakışıklı Alman kaleci.

Oyuna denge geldikten sonra iki takım için de geniş alanlar doğdu. Ve iki kalenin önü tehlikeden ötürü mayın tarlasına döndü. Fakat iki takım da (hakkı olanı alarak) başka gol bulamadı ve maç 1-1 sona erdi.

Fenerbahçe’nin iyileri Hasan Ali, Slimani ve Benzia’ydı. Ama Beşiktaş’ın en korkağı da Şenol Güneş’ti bence. Zira bu kadar eksik ve yaralı Fenerbahçe karşısına Adem Ljajiçsiz Beşiktaş’ı çıkarmanın başka da izahı yoktur.

24 Eylül 2018, Pazartesi 23:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gına geldi artık!‘’

Eğri oturup doğru konuşalım, hemen her konuda eleştirilecek çok şeyimiz var bizim. Ama bu eksik ve yanlışlarımızdan ötürü aşağılanmak, “Denek” yerine konmak da zoruma gidiyor artık.

Onur zedeleyen bu tavırlara en çok da ülkemiz futboluna katkı yapmak için gelen yabancı teknik direktörlerle maruz kalıyoruz. Phillip Cocu’nun Fenerbahçe’yi, UEFA’nın bu önemli organizasyonunu bu denli küçümsemesi başka türlü nasıl izah edilebilir, bilemiyorum. Halbuki, bir galibiyete en az 500 milyon euro veriyor UEFA bildiğim kadarıyla.

İddia ediyorum, Sayın Aykut Kocaman, Samet Aybaba, Ersun Yanal ve benzeri bir yerli teknik direktörümüzle maça çıksa Fenerbahçe en kötün ihtimalle beraberlikle dönerdi Zagrep’ten dün akşam.

Reyes bir yıla yakındır maç yapmıyor, bu ısrarın özel bir anlamı mı var yoksa? Üçüncü bölgesi bu kadar uyumsuz, işlevsiz ve etkisizse koca Fenerbahçe’nin bunun tek nedeni Hollandalı teknik direktörün ciddiyetsizliği ve saçma sapan tercihleridir. Slimani dururken, Frey, Jailson, Ayev ve Barış dururken Alper.

Peki ya oyunda kaldığı sürece yetenek ve yararlılık adına parıldayan Benzia’yı oyundan alması, hem de 4-1 gerideyken takımı. Şaka yapar, yada dalga geçer gibi Benzia’yı oyundan aldıktan sonra Slimani’yi oyuna alıyor.

Tamam, eleştiriyi hak eden çok şey ve yanımız var. Ama Cocu tarafından küçümsenmenin bu kadarını ne Fenerbahçe nede Türkiye hak ediyor, kimse kusura bakmasın.

21 Eylül 2018, Cuma 00:11
YAZININ DEVAMI

‘’Hayata döndü‘’

En zor günlerinde Süper Lig’in en zor deplasmanlarından biri olan Konya’dan galibiyetle dönüyor Fenerbahçe. Hem de ilk yarısında Slimani’yle bulduğu ve Serkan Kırıntılı’nın muhteşem şekilde çıkardığı tek pozisyon dışında başka da akıllarda kalan parıltısı, üstünlüğü olmayan bir maçta.

Sözü uzatmaya gerek yok, “Yeni bir başlangıç” adına Jailson, Benzia ve Aatıf’la yenilenmiş kadrosuyla maça çıksa da ilk 45 dakikada eski Fenerbahçe gibi oynadı anlayacağınız Phillip Cocu’nun oyuncuları.

İkinci yarıya silkinmiş şekilde başladı sarı lacivertliler. Benzia’nın ikinci yarının başında bir duran top kullandı ki, muhtemelen rakip kalede sorun yaratacaktı. Ama o top gitti Mehmet Topal’ı sakatladı. Topal’ın sakatlık yaşaması şansızlıktan mı yoksa nerede duracağını bilmemekten miydi, pek anlayamadım doğrusu.

Aslında eleştirilecek, söylenecek çok şey var. Ama öte yandan bir debilim ve insaf var. Jailson, Benzia, Ayev, Aatıf, ve hatta Elif… Tekniği azımsanamayacak futbolcu bunların hepsini. Bu gerçeğe rağmen topu yere indirmekten ziyade havadan oynadı hayli zaman. Zaten Elif’in oyuna girmesiyle bu özelliği öne çıktı ve golü de buldu kısa sürede Fenerbahçe.

Yani zamana ve sabra ihtiyacı var Cocu ve öğrencilerinin, bu doğru. Fakat bu süreçte bile yapabilecekleri, yapmaları gerekenler var bu da başka bir doğru.

Golde Ayev’in de payı var. Ama baş aktör Benzia’ydı bence. Dolayısıyla gölü atan Elif kadar Benzia da alkışı hak etti. İlk maçında sonuç odaklı bir katkı sundu sonuçta genç Cezayirli.

Ve fakata Elif Elmas’ın oyuna girdiği andan maçın son düdüğü çalana kadar defansif yönden takımı adına sergilediği performansın alını da çizmek isterim.

3 hafta sevenlerini üzse de dün akşamki galibiyetle yarışa yeniden tutundu bence Fenerbahçe. Ve isterseniz siz buna “Hayata döndü” de diyebilirsiniz. Ama asla dememeniz gereken bir şey var: “Pes”

16 Eylül 2018, Pazar 22:57
YAZININ DEVAMI