Arama

Popüler aramalar

‘’Gölge etmesin yeter‘’

Tarihinin en büyük düşkırıklığını yaşattı sevenlerine Fenerbahçe. Sezonun 17 maçlık ilk yarısını sadece 3 galibiyetle 17. sırada tamamladı ki, bir ilktir bu kendisi adına.

Tamam, kadrosunun kalitesini tartışabiliriz ve yetersiz bulabiliriz. Ama olumsuzlığun bu denlisini sadece kadro kalitesine bağlayamayız her halde. Çünkü, bu kadrodaki futbolcuların büyük çoğunluğu kendi ulusal takımlarında oynamışlar sonuçta. Dolayısıyla bu oyuncu gurubunun performansı yada onlardan alınan verimin düzeyini sorgulamak, nedenlerini önplana çıkarmak lazım öncelikle.

Unutmayalım lütfen, performans büyük oranda psikolojik bir ögedir. Bana kalırsa Ersun Yanal faktöründen ötürü Fenerbahçe'nin en büyük takviyesi ikinci yarı adına oyuncu gurubunun göstereceği performans sıçraması olacak.

Dolayısıyla, bu büyük düşkırıklığının asıl sorumlusu Comilli'dir. Zira teknik heyet ve kadro şekillenmesinin altında onun imzası var.

Bir kere teknik direktörün görev aldığı kulübün değer ve hassasiyetlerini bilmesi ve önemsemesi gereklidir. Başka türlü başında bulunduğu takımın bir parçası olamaz.

Sayın Cocu'nun talihsizliği buydu bence. Ve kaçınılmaz olarak oyuncularını yönetmekte, doğru taktik ve sistem belirlemekte yanıldı maalsef. "Eğer hangi limana gittiğinizi bilmiyorsanız hiçbir rüzgarın size faydası olmaz" deyimindeki gibi yani.

Şu da bir gerçek ki, Batı'da yerleşik hale gelmiş bazı kurum ve değerler bizim coğrafyamızda yaşama geçemiyor, en azından şimdilik. Bunun ülkemizdeki en önemli kanıtı sportif direktörlük deneyimleridir. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor kim yeltendiyse altında kaldı resmen.

O halde Fenerbahçe eğer ikinci yarı adına takviye yapacaksa bunu sadece Sayın Yanal'ın görüş ve önerileri doğrultusunda yapmalı. Comilli mi? Yaptıkları yapacaklarını yeterince anlatıyor bence. Dolayısıyla gölge etmesin yeter.

30 Aralık 2018, Pazar 18:42
YAZININ DEVAMI

‘’Yapılacak çok şey var!‘’

Ekşisözlük'te "Fenerbahçe" diye aratırsanız, 2001 tarihinde başlığa girilen ilk yazının şu olduğunu görürsünüz: Acıların takımı. Aradan geçen 17 sene içinde ekşisözlük bilhassa gençler arasında çok popüler bir internet adresi oldu ve Fenerbahçe başlığı altında onbinlerce yazı yazıldı. Fakat maalesef Fenerbahçelilerin Aziz Yıldırım başkanlığında geçen bu dönemde, özellikle sportif başarı anlamında dertleri bitmek bilmedi.

Zaten biraz da bu nedenle Sayın Ali Koç ezici bir çoğunlukla başkan seçildi.

Ama nemyazık ki, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiren Fenerbahçe'nin dün akşamki Antalyaspor maçı da sadece Fenerliler için değil, izleyen her futbolsever için acı dolu bir 90 dakika oldu.

Koca Fenerbahçe sadece 3 maç kazandığı ligin ilk yarısını gördüğünüz gibi sondan ikinci olarak tamamladı zaten. Gerçeği söylemek gerekirse dün akşam da topa sahip olmakta üstünlük sağlasa da maçı kazanacak denli oynayamadı sarı lacivertliler.

Sayın Ersun Yanal ligin ikinci yarısında elbette bu kuyudan çıkaracaktır Fenerbahçe'yi. Ama gene de dün akşam uzun süre farları olmadan yola devam eden araba gibi ilerleyen takımına gerektiği şekikde müdahale etmemesini kendisine yakıştıramadım. Hele Benzia'ya o kadar tahammül etmesi, Sliman'yi kurtarıcı görmesi, oyuncu değişiklilerini Şener ve Reyes'ten yana kullanması...hiç yakışmadı, hem de hiç.

Ve gerçeği söylemek gerekirse dün akşam Fenerbahçe'nin tek kazancı Neustaedter'in kırmızı kart görmesidir her halde. Dilerim, Yiğithan biran önce sağlığına kavuşur.

24 Aralık 2018, Pazartesi 22:46
YAZININ DEVAMI

‘’Çok keyifli bir maçtı!‘’

Aslında bir teselli olabilir sadece büyük takımlar için Türkiye Kupası Şampiyonu olmak, bu bir gerçek. Ama eğri oturup doğru konuşursak Fenerbahçe'nin bu sezon şampiyon olacağını söylemek de her halde akıl ve gerçekle bağdaşmaz, öyle değil mi?

Dolayısıyla, Ersun Yanal'ın mealen "Bu kupayı kazanmalıyız " veya "Kazanmalıyız" şeklindeki tespit ve hedefi çok gerçekçi geliyor bana.

Dün akşam Sayın Yanal'ın üçlü defansla oyuna başlaması hocanın bu işe hayli kafa yorduğunun kanıtıydı. Doğrusu tercihlerinden ötürü sonuç da aldı. Başta Reyes olmak üzere bir çok futbolcu hocalarını mahçup etmedi. Çok ağır bir zeminde oyuncularının çoğunluğu Ersun Yanal'ın kendilerine duyduğu güveni boşa çıkarmadı.

Benzia hariç tabi. Yeteneklerine asla söyleyecek sözüm olamaz, ama bu Kuzey Afrikalı futbolcuların takım aidiyeti, oyun anlayışları ve taktik disiplinleri insanı gıcık edecek türden resmen. Bir yetkim olsa (İstisnalar dışında) bu coğrafyadan futbolcu transferini yasaklardım açıkçası.

Farklı kazandı Fenerbahçe ve son 16'ya kaldı, hem de çok ağır bir zeminde. Ama Barış Alıcı neden bu kadar gerilemiş, bunun ciddi şekilde sorgulanması gerektiğine inanınıyorum.

Soldado onca maç eksiğine rağmen oldukça diriydi ve üstelik golünü de attı. Mehmet Ekici'nin kumaşı tartışılamaz, eğer sık sık sakatlanmazsa ligin ikinci yarısında önemli katkılar sunar takımına, dün akşamki performansı ve attığı 2 gol bunun kanıtı sanırım.

Açıkçası enseyi karartmasın Fenerbaçe taraftarı, çünkü Ersun Yanal ve takımı çok güzel günler yaşatacak kendilerine bunu şimdiden söylemek isterim.

20 Aralık 2018, Perşembe 22:56
YAZININ DEVAMI

‘’Farkı gördük!‘’

Fenerbahçe'de bu sezon en çok eksikliği hisedilen olgu ortak akıldı, Yani uyum, kollektif düşünce ve birlikte hareket edebilmek. Bütün bunların en ayrıntılı açılımı şudur; Gurubun elemanları birbirine inanacak, ortak hareket ederek biirbirleriniin emeğini, eforunu tamamlayacak ve aynı amaç etrafında kenetlenecek,

Fenerbahçe, Ersun Yanal'la bu kavramların önemli bölümüne kavuştu işte. Marcel Desailly kendi hayatını anlatan kitapta şöyle demiş; "Futbolcular koca çocuklar gibidir, sürekli onları yönlendirmek, teşvik rtmek gerekir"

Bu yönlendirme ve teşvik etmenin ilk adımı da bana sorarsanız antrenmanlarda atılır. Eğer teknik direktör (Sayın Ersun Yanal'ın yaptırdığı gibi) antrenmanları çocukların zevkten dört köşe olduğu bir oyuna dönüştürürse, o gurubun oyun iştahı, kazanmak amaç ve iradesi tavan yapar, bundan muşkunuz olmasın. Nitekim Sayın Yanal'ın yaptırdığı bir kaç antrenman bile Fenerbahçeli futbolcuları hayata döndürmeye yetmiş bile.

Yıllardır ısrarla altını çiziyorum ki, bir takımın başarısında teknik direktör katkısı en az yüzde kırktır. Çünkü teknik direktör ilk düğme gibidir, bu gerçeçi yadsımak en hafif deyimiyle havanda su dövmektir. Ve bir iddiam da şudur; eğer Slimani, Sporting Lizbon'daki Slimani olsa daha ilk yarda 4-0'ı yakalardı Fenerbahçe.

Fenerbahçe 2-0'ı yakaladığı halde maçı kazanamadıysa bunun ana nedeni mental yorgunluk ve Benzia başta olmak üzere skoru belirlemek yeteneğine sahip futbolcuların kendilerini inkar eden performansıydı bence.

Misal, Mathieu Valbuena. İki ucu keskin bıçak gibi resmen Fransız futbolcu. Gördüğünüz gibi 3. bölgede topu kaptırdı ve o top Fenerbahçe fileleriyle Erzurumspor'un golü olarak buluştu. Ama aynı Valbuena hemen akabinde harika bir pas verdi fakat Slimani gol orucunu bozmamakta diretti maalesef.

Olsun, sorun değil. İnanıyorum ki, bu Fenerbahçe, Ersun Yanal yönetiminde ligin ikinci yarısında Avrupa Ligi biletini kazancak bir performans gösterecektir. Zira teşhis ve tetavi ustasıdır Sayın Yanal. Slimani, Valbuena, Benzia başta olmak üzere ya kalitelerinin gereğini yapacaklar yada kulubeye mahkum olacaklar. Tabii aynı şeyler Elif Elmas için de geçerli. Bu kadar savruk, kontsantrasyon zaafıyla oynarsa Makedon futbolcu ligin ikinci yarısında formaya hasret kalır kesinlikle.

17 Aralık 2018, Pazartesi 22:12
YAZININ DEVAMI

‘’Sorumlu sayın Güneş'tir!‘’

Maalesef, Beşiktaş guruptan çıkamadı. Sorumlu kim? Tabii ki Şenol Güneş.

Şu bir gerçek, Sayın Güneş eşik sayılabilecek hiç bir maçtan yüzakıyla çıkamıyor, ekibini maçın önemi ve rakibin özelliklerine göre sevk ve idare edemiyor.

Düşünün, kaç sezondur her fırsatta Şenol Güneş'in karizmasını çizen Ricardo Quearesma (sakatlık ve cezalı olması dışında) her defasında kadro ve ilk 11'de ama Orkan Çınar iki sezondur gurbette. Vagner Love, Uefa Avrupa Ligi'ndeki kadroda ama Güven Yalçın ve Atiba Hutchinson kendilerine bu kadroda yer bulamıyorlar.

E, hani biz elinddkş kadroyu çok iyi değerlendirdiği, hakedene forma verir fiye göklere çıkarıyorduk Sayın Güneş'i. Biz mi bakar gördük yoksa Şenol Güneş mi kendisinden, doğrularından uzaklaşmaya başladı son 2 sezonda? Keşke bu sorunun cevabı ikinci şık olmasaydı, ama maalesef doğru cevap (b)şıkkı.

Sayın Şenol Güneş ne yazık ki, hayati önemi olan maçlarda doğru taktik ve stratejiler benimseyip uygulayamıyor. Ta 1996'tan beri bu zaafı devam ediyor. Anımsayın, 1996'da beraberlik halinde şampiyon olacakken ve (1-0 öne geçtiği halde) Fenerbahçe'ye ikinci, üçüncü golü atmak sevdasıyla Trabzonspor'u oynattığı için Oğuz ve Aykut'un attığı gollerle şampiyonluğu alıp rakinine vermişti adeta.

Dün akşam da benzer bir filim izledşk sanki. Beraberlik yetiyorken, kontrollü oyunu seçmesi gerekirken ne bu gerçeği, nede İskandinav futbolunun inatçılığını, dayanıklılığını hesaba kattı ve maaalesef, Beşiktaş, Sayın Güneş'in bu zaaflarından dolayı Avrupa'ya veda etti ne yazık ki. Gerçekten yazık, hem de çok yazık.

13 Aralık 2018, Perşembe 23:34
YAZININ DEVAMI

‘’Sayın Terim!‘’

Sevgili hocam, siz adının karşısında "Başarı" yazan bir hocasınız. Ülkemize ilk ve tek UEFA KUPASI Şampiyonluğunu kazandırdınız. Milan gibi Avrupa'nın sayılı bir kulübünü çalıştırdınız. Ulusal takımlarımızın önemli başarılarında pay sahibiziniz.

Peki, bunca başarı ve deneyimden sonra Fenerbahçe kompleksiyle sendelemek, yerel argümanlarla sahne almak size ve vizyonunuza yakışıyor mu?

Fenerbahçe'ye karşı 2 önemli puan kaybettiniz. Size göre bunun ana nedeni hakem hatalarıydı, haklı olabilirsiniz. Ama siz lider yada komutansınız. Peki bir komutanın asli görevi pire için yorgan yakmak mı yoksa kriz yönetmek mi?

İmam ve cemaat hikayesini siz de biliyorsunuz. Fenerbahçe maçında 2 puanı hakem hatasıyla kaybetseniz bile maç bitiminde sizin, yardımcınızın ve çok önemli bazı futbolcularınızın sağduyudan uzaklaşarak aldıkkarı cezaların Galatasaray'a çıkardığı ağır faturayı gördünüz değil mi? Hocam, bu nasıl profesyonellik, bu nasıl liderlik?

Dün akşam Schalke delikanlı gibi oynamak yerine L. Moskova'ya (argo deyimiyle) yatsa (ve Gakatasaray Avrupa Kupası'na bile gidemese) nasıl bir savunma yapacaktınız acaba gurubun böylesinde yaşattığınız düşkırıklığı için? Yada siz, Fenerbahçe maçından sonra (gerekçenizde haklı olsanız bile) o denli gerilip ve germeseydiniz acaba dün akşam Rodrigues, Onyekuru ve Eren o net pozisyonları golle sonuçlandırmazlar mıydı?

Doğrusu bu Fenerbahçe kompleksi, her sendelemenizde birilerine suçu ve günahı fatura etmeniz size yakışmıyor ve ben de dahil azımsanmayacak sayıda insanı da üzüyor.

11 Aralık 2018, Salı 23:43
YAZININ DEVAMI

‘’Devekuşu olmayın!‘’

Büyük takımlar asla işleri oluruna bırakmaz. Neredeyse 2 ayı bulacak Cocu'nun görevden alınması. Ama hala belirsizlik sürüyor maalesef. Oysa, büyük takımların her koşulda a, b ve c planları olmak zorunda. Fakat ne yazık ki, ikinci bir planı bile yok koca Fenerbahçe'nin. "Geleceğim ne olacak" endişesini her fırsatta dillendiren bir hocaya ne kadar inanır futbolcular? Yada görevden aldığınız hocanın yardımcısı mı güneşli günler yaşatacak yani Fenerbahçe'ye Tanrı aşkına? Tam bir akıl tutulması adeta. Nitekim, sezonun başında elmas gibi parıldayan Barış ve Elif bile giderek geriye gittiler Sayın Koeman'la.

Sayın Ali Koç'un hala büyük bir kredisi var ve bunu da hakediyor. Ama Fenerbahçe'nin küme düşmek potasından çıkamaması da hayli yaralayıcı camia için, bu da bir başka gerçek.

Bay Comolli'nin Fenerbahçe'nin en büyük sorunu olduğuna inananlardanım. Slimani ile Bokoli'nin performanslarını ve aldıkları parayı kıyaslarsanız ne demek istediğimi daha net anlarsınız sanırım.

Adam(Slimani) tam bir sakar ve karavana demek. Skrtel sigorta gibi. Mehmet Ekici mi? Kalitenin tillahı adam. Keşke bu kadar kırılgan olmasa gurbetçi futbolcu.

Şimdi diyeceksiniz ki cezalı ve eksiği var Fenerbahçe'nin, haklısınız. Ama Akhisar Belediyespor'un da eksikleri var, öyle değil mi?

Bir kere şu gerçeğin altını çizelim artık, Mehmet Topal'a alternatif bulamayan bir hocanın kalitesi soru işaretidir bence.

Hoş, hayli zamandır resmen "bela" oldu Fenerbahçe'ye Akhisar Belediyespor. Ve lakin sorun da bu zaten. Eğer bir kasaba takımı kaç sezondur size sorun yaşatıyorsa demek ki, bu kulüp iyi yönetilmiyor, kadro ve teknik heyet seçimi ve şekillenmesi de sorunludur, asıl gerçek de bu herhalde. Bu kadar net görüntüye rağmen devekuşu oynmaya gerek var mı Sayın Koç?

09 Aralık 2018, Pazar 21:01
YAZININ DEVAMI

‘’Gerçekten kaçamazsınız sayın Ali Koç!‘’

Fenerbahçe kadrosunun bir kalite sorunu var, bu tartışalamaz gerçek. Ama zaafın böylesi sarı lacivertli takımın Süper Lig'in 14. haftası geride kalırken küme düşmek bulunmasına gerekçe olamaz her halde.

Daha önceki yazılarımda da altını çizdiğim gibi kadro kalitesi anlamında puan cetvelinde Fenerbahçe'nin üstünde kendisine yer bulan en az 10 takım var ki, kadro kalitesi olarak Fenerbahçe kadrosunun eline su dökemezler bile.

Geride kalan haftada Gazişehir Gaziantep'e kendi sahasında farklı mağlup olan Giresunspor da ne yazık ki, dün akşam kafa kafaya oynadı nitekim Fenerbahçe'yle, hem de Kadıköy'de.

Slimani 4 küsur milyon euro'ya oynuyor. Benzia da Alex'in veliahtı güya...Bay Comilli, hani siz Fenerbahçe'nin geçmişteki hayli maçını izlemiştiniz döne döne, bula bula Alex'in formasına Benzia'yı mı layık gördünüz? Yada gol atmak kabzı yaşayan Slimani dışında koca dünyada başka santrafor bulamadınız mı, yoksa "kıran" mı girdi günümüzde golcülere?

Mehmet Ekici'nin kalitesine, iyi niyet ve sorumluluk duygusuna şapka çıkarılır. Slimani'ye attırdığı gol bile tek başına onun kumaşını anlatmaya yetiyor her halde. Ancak yaşadığı uzun sakatlıklar ve maç eksiği pranga olmuş ayaklarına ve maalesef kalitesinin gereğini bir türlü sahaya yansıtamadı gurbetci futbolcu.

Barış, Masum ve Yiğithan'a zaman ve anlayış lazım. Fakat İsamil Köybaşı'na artık en kısa zamanda bu formayı giyemeyeceği söylenmeli kanımca, kedisine teşekkür edilerek.

Reyes mi? Bu takımda ne işi ve yeri var anlamakta zorlanıyorum gerçekten. Tıpkı sayın Comilli ve Erwin Koeman gibi yani.

Sayın Koç, unutnayın gerçekle eninde sonunda yüzleşmek zorundasınız, dilediğiniz kadar erteleyin, sonuç kaçınılmazdır, eninde sonunda kapınızı çalar gerçekler.

06 Aralık 2018, Perşembe 22:34
YAZININ DEVAMI