Arama

Popüler aramalar

‘’Şapka çıkaralım!‘’

Sayın Aykut Kocaman ve Sayın Samet Aybaba...İkisi de dönemlerinin kalburüstü futbolcularıydı ve hatta sembol haline gelmişlerdi futbol oynadıkları yıllarda biri Fenerbahçe diğeri Beşiktaş adına.

Aykut kocaman da Samet Aybaba da teknik direktörlük adına şapka çıkarmamızı gerektiren performanslar sergiliyorlar yıllardır. Ama lobileri olmadığı için maalesef önem ve değerleri yeterince anlaşılamıyor.

Sayın Kocaman'ın önerdiği futbol anlayışı 2018 Dünya Kupası'nda başat hale geldi, hemen her maçta birlikte izledik ve gördük.

Türk futbolunun en önemli zaafiyeti olan altyapıdan oyuncu kazanmak, oynatmak ve marka haline getirmek konusunda ise 1 numaradır Samet Aybaba tartışmasız şekilde bana göre. 19 yaşındaki Burak'a bile formayı veren bir hocaya gel de saygı duyma Tanrı aşkına.

İşte dün akşam haftanın finalini bu güzide tenik adamların takımları yaptı. Harun Tekin'i Fenerbahçe'ye verdi Bursaspor ve önce Okan Kocuk, o olmadığında da ağlamadan, sızlamadan Muammed Şengezer'i kakeye koydu Sayın Aybaba. İki kaleci de her oynadıklarında kendilerine güvenen hocalarını mahçup etmediler şu ana kadar gördüğünüz gibi.

Ya 34'lük Serkan Kırıntılı'nın pırıltılı performansına ne diyeceksiniz! Bu Serkan'ı Fenerbahçe'ye transfer etmişti zamanında bildiğiniz gibi Sayın Kocaman. Ne kadar haklıymış, öyle değil mi?

Mücadele, pozizyon, penaltı, heyacan...Ne arasan vardı dün akşam. İki kalecinin önemli kurtarışları ise zaten hafızalarınızdadır.

Halis Özkahya pek beğendiğim bir hakem değil, ama 76'da iptal ettiği Bursaspor golünde yerden göğe kadar haklıydı. Tıpkı aldatmadan Mustapha Yatabare'ye çıkardığı sarı kartta olduğu gibi.

Gol yoktu, dün akşam, ama onun dışında futbola dair özlediğimiz ne varsa herşey vardı. E, o kadarcık kusur kadı kıxında da olur, öğle değil mi?

04 Şubat 2019, Pazartesi 22:06
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe Geri Döndü!‘’

Öncelikle 10 kişi kaldıktan sonra ortaya koyduğu mücadele ve isyan adına Göztepe'yi kutlamam gerekir.

Feberbahçe için ise önemli olan kazanmak ve süratle üst sıralara tırmanmaktı. Gerçeği söylemek gerekirse ilk 15 dakikada fırtına estirdi sarı lacivertliler. Tempo yaptı, inanarak ve çoşkuyla mücadele etti, hatırı sayılır şekilde de şut çekti, ancak sadece 1 gol buldu bu bölümde.

Neden? Çünkü Benzia az biraz kıpırdasa da eski görüntüsüne oranla, Mehmet Ekici geçen haftaki performansının kıyısına bile ulaşamadı.

Ayev mi? "İsmi var, cismi yok" dediklerinden maalesef.

Hakemin oyun yorumu da aşağı çekti performansını Fenerbahçe'nin ilk yarıda. Misal, Halil Akbunar'ın iki hamlesinden biri kuraldışıydı. Zaten ancak bu şekilde Dirar'ı durdurabildi çoğunlukla. Açıkçası Suat Aslanboğa dolaylı da olsa himaye etmese daha ilk yarıda kırmızı kartla sahayı terketmek zorunda kalırdı Halil.

Benzia ilk yarıda fena değildi, ama ikinci yarıda aksadı ve oyundan alınırken tirip yapması ise biraz saygısızlık kokuyor bana göre.

Isla ile Dirar ise sağ kanatta uyumun fotoğrafını verdiler bize resmen. Gergef işlediler resmen iki Kuzey Afrikalı bütünleşerek.

Tolgay ve Moses kalite kattılar Fenerbahçe'nin oyununa. Moses sadece gol atmadı, tehtit de oldu rakibe. Soldado, Mehmet Topal, Jailson... Yetenekleri üstdüzeyde olmasa da üçü de saygıyı hakediyor profesyonellikleri ve takım aidiyetleriyle.

Gerçek şu, Sayın Ersun Yanal'la Fenerbahçe giderek genlerine dönüyor, üzerindeki ölü toprağından silkeleniyor, takım olmak yolunda ciddi adımlar atıyor.

01 Şubat 2019, Cuma 23:12
YAZININ DEVAMI

‘’Nihayet!‘’

Fenerbahçe aylar sonra nihayet bir maç kazandı. Mehmet Ekici penaltı kaçırsa da maçın kahramanıydı bence, Tabi yorulana kadar.

Gerçeği söylemek gerekirse Süper Lig'in en özellikli takımı Evkur Malatyaspor karşısında alınan bu 3 puan altın değerinde. Ve düşkırıklığının bu denlisine rağmen 30 bini aşkın bir taraftarın tribünde yerini alması ise "taraftar dediğin budur işte" denilecek türdendi.

Victor Moses oyuna geç girse de fark yarattı bence. Maç eksiğini giderdiğinde daha da katkı sağkayacak kanısındayım.

Ancak 6 hafta sonra kazanıp kuyunun dibinden çıkss da Fenerbahçe, Sayın Ersun Yanal'ın bu kadar kaderci olmadını kedisine yakıştıramıyorum.

Benzia ve Ayev'i transfer eden Comoli'ydi, eh başka ne beklenirdi ki, Fenerbahçe'yi tarihinde ilk kez bu duruma düşüren adamın yaptığı transferlerden. Ama Sayın Ersun Yanal'ın bu Benzia ve Ayev'de hala medet umması anlaşılır gibi değil gerçekten. Hani ihsan istemiyoruz, fakat bari gölge olmasalar. İşgüzarlık yaptı ve resmen Fenerbahçe'nin ilk golü yemesine çanak tuttu Cezayırlı. Ayev mi? Oynadığı sürece sol kanatta Hasan Ali'yi resmen yalnızlığa mahkum etti.

Oysa Benzia'nın yerine Jailson oynasa belki de en azından daha dirençli hale gelirdi Fenerbahçe'nin orta sahası ve bu da kaçınılmaz olarak oyunun defansif yönünde zaaf yaşamasını engellerdi sarı lacivertlilerin.

Dolayısıyla, Sayın Yanal'ın kariyeriyle ve kendisine bağlanan umutlarla çelişti Benzia ve Ayev'e takımı mahkum ederek alternatif üretememesi.

Boşuna dememişler: "Düşenin dostu olmaz" diye. 58'de Mehmet Ekici'ye yapılan dünyanın her tarafında penaltıdır, ama Ali Palabıyık "birşey yok" dedi.

Anlamadğım bir başka çey de

28 Ocak 2019, Pazartesi 22:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tam bir düş kırıklığı!‘’

Sayın Ersun Yanal çok iddialı konuşmuştu Ziraat Türkiye Kupası adına, anımsayın. "Bu kupayı kazanacağız" türü bir iddiada bulunmuştu. Eh, ne demiş eskiler "Büyük lokma ye büyük konuşma"

Büyük konuşarak, atarak tutarak oynanmıyor artık futbol, bu gerçeği herkesten önce Sayın Ersun Yanal gibi iddiası olanlar görmeli. Geçtiğimiz hafta kendi sahasında Altay'a boyun eğen Ümraniyespor bir kez daha Fenerbahçe'yi yenerek Türkiye Kupası'nın dışına itti gördüğünüz gibi. Hem de hak ederek, bileğinin hakkıyla.

Sayın Yanal dün akşam Bursaspor karşısına çıkan takımdan tam 6 kişiyi kenarda tutarak sahaya çıkardı ekibini. Ama Bursa'da ilk yarıda oynanan futbolu, ortaya konulan mücadeleyi bile mumla arattı dün akşamki takım ne yazık ki. Resmen birbirinin dilinden anlamayan bir futbolcu grubuydu sarı lacivertliler. Kaplumbağa hızıyla oynayan, özgüven denen duyguyu kaybetmiş bir takım ve zordaki arkadaşının yardımına koşmayan, pas opsiyonunu akıl etmeyen futbolcular.

Tamam, kalite sorunu var, anladık. Ama çok kalitesiz kadrolardan bile daha iyi verim alan hocalar var pekala. Örnek mi? İşte Sergen Yalçın, işte Hikmet Karaman.

Slimani'den medet ummak bile Sayın Ersun Yanal zuldür. Ve bu Slimani'ye uzun süre sabretti hoca. Bu kadarı olsa olsa kaderciliktir Ersun Hocam, kusura bakma.

Bir de şu "seyircisiz maç" cezası var tabii insanın içini acıtan. Oysa çalgısız düğün ve duvaksız gelin demektir seyircisiz maç resmen. Lütfen bu garabete mahkum etmeyin bizi artık ey yetkililer, ne olur.

24 Ocak 2019, Perşembe 23:17
YAZININ DEVAMI

‘’Altın gibi 1 puan!‘’

Bu ülkenin en değerli teknik direktörü bence Samed Aybaba'dır. Sorunları boyunu aşmış, tahtası kapalı Bursaspor'u yakınmadan, bahane üretmeden 22 yaş ortalamasıyla saygı duyulacak futbol oynayan, sonuç alan bir takım haline getirdi.

Ersun Yanal'ın işi zor gerçekten. Özgüveni dibe vurmuş bir kadroyu (hele de küme düşmek potasında ilk yarıyı bitirmişse) ayağa kaldırmak sanıldığından da zordur. Zira, bir takım ortaya koyduğu performansla kaderini tayin eder, İyi ama performans da ziyadesiyle psikolojik bir olgudur. Dolayısıyla, psikolojisi yerlerde sürünen kadroları "ha" deyince ayağa kaldırmak pek de kolay değildir.

Yani iyi ki, Sadık var. Çünkü nihayet savunmada doğru pazisyon alabilen bir oyuncusu oldu sarı lacivertlilerin.

Soldado farklı. Slimani'yle arasında kalite farkı var. Her daim oyunun içinde, sonra fırsatçı sonra tabeleyi değiştiriyor İspanyol.

Ayev dün akşam da hakkındaki soru işaretlerini giderecek bir futbol oynayamadı. Mehmet Ekici de pek farklı değildi doğrusu. Ayak bilekleri gibi bedeni de yumuşak maalesef gurbetçi futbolcunun.

Jailson mu? Açıkçası o da gerekli katkıyı yapmadı bir türlü, orta sahahadaki zaafiyete ilaç olamadı ne yazık ki.

Her maçı final niteliğinde Fenerbahçe'nin artık, bu bir gerçek. Ama bu hassas durum bile dün akşam yaş ortalaması 22, 23 olan ve çoğu altyapıdan gelmiş futbolcularla oynayan Bursaspor karşısında koca ikinci yarıyı mahkum oynamasına gerekçe olamaz, olmamalı da, öyle değil mi?

21 Ocak 2019, Pazartesi 22:49
YAZININ DEVAMI

‘’Slimani'yle olmaz!‘’

Fenerbahçe'nin ligin ilk yarısını küme düşmek potasında bitirmesinin birden fazla nedeni vardı şüphesiz. Ama her halde en önemli nedeni defansta Neustadter'in orta sahada Yassine Benzia'nın ve gol bölgesinde de İslam Slimani'nin beklenmedik düzeyde düşkırıklığı yaratmalarıydı.

Kupa maçında da en önemli zaafiyeti buydu sanırım sarı lacivertli takımın. İlk yarıda yaklaşık 40 dakika (topa sahip olmak dışında) daha efektif olan taraf Ümraniyespor'du nitekim.

Slimani 29 ve 42'de benim bile hem de bu yaşımda gole dönüştürebileceğim pozisyonları değerlendiremedi maalesef. Benzia da farklı değil vatandaşından insanı fıtık, kalitesini inkar etmekte.

Eljif Elmas mı? Bol bol faul yapıyor. Maçta da arkadaşlarını daha ikinci yarının başında yalnız bıraktı arkadaşlarını Makedon futbolcu sorumsuz ve kontrolsüz müdahalesiyle, hem de ilk yarıda ikaz edilmişken hakem tarafından.

Elbette bu tür iki ayaklı maçlarda tek farklı yenilgi abartılamaz ve büyük ihtimalle rövanşta amacına ulaşacaktır Sayın Ersun Yanal. Çünkü artık "Gazozuna maç" olmaktan çıktı resmen bu sezon Ziraat Türkiye Kupası maçları Fenerbahçe için ve önümüzdeki sezon Avrupa'ya gitmenin en önemli ve kestirme yolu budur zira.

Zamana çok büyük ihtiyacı var ve dolayısıyla Sayın Ersun Yanal'ın işi zor biliyorum. Ama gene de Slimani ve Benzia'dan medet umması aşırı derecede iyimserlikten başka birşey değil ne yazık ki.

17 Ocak 2019, Perşembe 23:29
YAZININ DEVAMI

‘’Zamana ihtiyaç var!‘’

Hazırlık maçları ölçü değil elbette. Ama gene de Fenerbshçe'nin devre arası kampında olumlu yönde değiştiğini, hayli yol aldığını söylemek zorundayım.

Misal, bu sezon hiç bu kadar set oyunu oynayamamıştı sarı lavivertliler.

Sadık, 40 yıllık Fenerbahçeli gibiydi maşallah. Onca maç eksiğine rağmen Volkan Demirel ve Nabil Dirar hiç aksamadılar. Fenerbahçe'nin ilk golünü usta işi vuruşla İsmail attı, ama bu golde aslan payı Dirar"ındı bence.

Harun kendisine yakışmayan şekilde konsantrasyon zaafı yaşıyor. Az Alkmar'ın ikinci golü öncesindeki dikkatsiz ve panik halinde olduğu gibi mesela.

Slimani dahil mevcut forvet oyuncuları gol sorununu çözecek gibi durmuyor, oynayamıyor, rol üstlenemiyorlar maalesef.

Mehmet Ekici, Ayev ve Elif her zaman gerekli bu takım adına. Ama Aynı şeyleri Mehmet Topal, Soldado ve Şener için üzülerek de olsa söyleyemem ne yazık ki.

Elbette futbolcuların yorucu bir hazırlık kampı sonrasında maça çıktıklarını unutmuş değilim. Ama gene de Valbuena, Ferdi ve Slimani'nin performanslarının hayal kırıklığı yarattığını söylemek zorundsyım.

Her şeye rağmen Sayın Yanal'la birlikte olumlu yönde bir fotoğraf verdi daha şimdiden Fenerbahçe, bu da bir gerçek. O edilgen, çabucak vazgeçen, direnmeyen, kağıt helva gibi dağılıp kaderine razı olan takım gitmiş, yerine itiraz eden ve kenetlenerek direnen bir ekip gelmiş Sayın Ersun Yanal'la birlikte.

Anlayacağınız biraz zamana ve gol bölgesinde daha kolay skor üretecek bir takviyeye ihyiyacı var Fenerbahçe'nin.

11 Ocak 2019, Cuma 20:45
YAZININ DEVAMI

‘’Kadro dışı bırakmak kalkmalı!‘’

Fenerbahçe, Aatıf, Volkan Demirel ve Dirar'ı afetti. Ozan Tufan ise affedilmedi. Keşke o da "azad" edilseydi. Çünkü oldum olası bu kadrodışı bırakmayı anlamadım, onaylamadım.

Zira, futbolcunun kadrodışı bırakılması oyuncudan ziyade kulübü cezalandırmaktır bana göre. Öyle ya bunlar sonuçta profesyonel insanlar. Deyim yerindeyse para için oynuyorlar ve para onlar için en önemli şey. Bu durumda sorumlu davranmayan veya sorumluluğunu yadsıyan insana verilecek en önemli ceza da para cezası olması gerekmez mi?

Ha, eğer futbolcu takımına, arkadaşlarına zarar veriyor, mevcut iklimi zehirliyorsa bu durumda biran önce bünyeden söküp atacaksınız, onunla yollarınızı ayıracaksınız.

4 Yeni Transfer

Olguya bu pencereden bakarsak Fenerbahçe daha ligin ikinci yarısı başlanadan tam 4 takviye yaptı diyebiliriz. Kadrosunun kalitesi ve derinliği tartışılan takıma Sadık Çiftpınar'la birlikte Volkan Ddmirel, Aatıf ve Dirar takviyesi yapıldı bence.

Peki ikinci yarıda ne yapar bu "takviye"lerle sarı lacivertliler? Tek kelimeyle bambaşka bir Fenerbahçe izleyeceğiz ikinci yarıyla birlikte.

Neden mi? Şuna yürekten inanıyorum, Fenerbahçe'nin bu hale düşmesindeki aba sorun kadro kalitesi değil teknik direktör faktörüdür. Phillip Cocu, Fenerbahçe'nin ve hatta Türkiye'nin teknşk direktörü değildi maalesef. Ana Ersun Yanal için ayni şeyi söyleyemeyiz her halde.

Çünkü, Sayın Yanal (Emenike ve Caner örneğinde de gördüğümüz gibi) tam bir ikna etmek ustasıdır. Yöntemi, konuşma dili nedir bilmiyoruz belki ama oyuncusunu ikna ederek istediği verimi almak konusunda sihir sahibi, bu bir gerçek.

Bu da azımsanmayacak bir artıdır teknik direktör adına. Ve göreceksiniz ikinci yarıyka birlikte çok farklı bir Fenerbahçe izleyeceğiz. Çünkü, hocasına inanan ve güvenen futbolcu topluluğu kendisini aşar, canını dişine takar sahada. Ve gene "motivasyon" deyip geçneyin. Zira arabanın yakıtı gibidir bir bakıma motivasyon, bunu da unutmayın lütfen.

05 Ocak 2019, Cumartesi 21:52
YAZININ DEVAMI