Arama

Popüler aramalar

‘’Wembley'de tarihi zafer‘’

25 yıl önce, EURO 96'da İngiltere’de Gareth Southgate penaltı kaçırmış, Almanlar Wembley'de final biletini kapmıştı. Bu kez Southgate hoca olarak çıktığı Panzer karşısında hata yapmadı, Sterling ve Kane'in golleriyle İngilizler aynı statta rövanşı alıp çeyrek finale çıktı. Löw’ün öğrencileri ise eve döndü.

EURO96’nın yarı finalinde Southgate penaltıyı kaçırdığında İngiltere’nin dünyası yıkılmış Almanlar finale yürümüştü. Aynı Southgate 2015’ten beri İngiliz Milli Takımı’nın başında beklentileri karşılıyor ve dün gece Almanya’yı son 16 turunda taktiksel açıdan yenerek takımını çeyrek finale taşıdı. EURO 2020’nin ilk 3 maçında klasik 4-2-3-1’nden vazgeçmeyen Southgate’in Almanlar'a karşı 3-4-3’le oynaması sanırım Löw’ü hiç şaşırtmamış olacak ki, tam 68 dakika boyunca rakibini izlemeye tercih etti. Walker-Stones-Maguire’un önünde Philips ve Rice ile kalabalık bir merkez planlayan Southgate’e sahada en çok yardımcı olan futbolcu rakibin santrforu Timo Werner’di.

Werner yanılgısı

Joachim Löw, İngilizlere karşı geçen ay Porto’da Şampiyonlar Ligi’ni bir Alman teknik direktör ve 3 Alman futbolcunun müthiş performansıyla kazanan Chelsea’deki tüm vatandaşlarını sahaya sürerek başladı. Ne var ki, turnuvanın ilk 3 maçına kulübede başlayan Timo Werner bile o kadar şaşkındı ki bu tercihe, oyundan çıkana kadar formanın ağırlığı altında ezildi.

Favori haline geldiler

Kariyerinin başlangıcında savrukluğu sebebiyle çok eleştirilen Sterling bugün İngilizlerin en dengeli ve değerli oyuncusu haline geldi. Bunda elbette Pep Guardiola etkisi yadsınamaz. Attığı golde ekmeğini taştan çıkarışı, golden önceki koşusu birinci sınıftı. İlginçtir Kane’in golü gelene kadar Sterling İngilizler'in turnuvadaki tek tabela yapıcısıydı. Bu büyük zaferle İngilizler fikstürün desteğiyle finalin favorilerinden biri haline geldiler.

30 Haziran 2021, Çarşamba 09:27
YAZININ DEVAMI

‘’Viking masalı‘’

Milenyumla birlikte hemen her hocanın ana felsefesi haline gelen 4’lü savunmaların yavaş yavaş yerini 3’lüye bıraktığı turnuva olarak kayda geçeceğe benziyor EURO 2020. Danimarka da 3-4- 3’ü akademik anlamda en iyi uygulayan ekiplerden biri olarak Galler’i sahadan sildi. Çok net bir oyun üstünlüğüyle rakibini 4-0 yenen Simon Kjaer ve arkadaşları şu ana kadar İspanya’nın, Slovakya’yı 5-0 yendiği maçla birlikte turnuvanın en dominant performanslarından birine imza attı. Geri üçlünün ikisi ve kalecisi Premier Lig’de oynayan, kaptanı Milan’ın stoperi olan Danimarkalılar grupta iyi oynayıp kaybettiği ilk iki maçın ardından turnuvayı silip süpüreceğinin sinyallerini verdi.

Galler bize aldandı...

Galler’e karşı Poulsen’i sakatlığından dolayı oynatamayan Danimarka, Dolberg’in yıldızlaştığı maçta Barcelonalı Braithwaite’ın kusursuz performansıyla nefis hücum organizasyonları icra etti. Rakip ceza sahasında tam 41 kez topla buluşan Danimarkalılar, şampiyon oldukları EURO 92 ruhuyla büyük keyif verdiler. Galler ise fizik futboluyla yarı final gördüğü 2016’d an çok geride. Bizim maçta onlar kusursuz değil, biz çok kötüydük; sanırım buna aldandılar.

27 Haziran 2021, Pazar 10:30
YAZININ DEVAMI

‘’Akıldan uzak!‘’

Avrupa Şampiyonası’nda, Şenol Güneş’in iki maça da kendi başlangıcını beğenmedi. Hem İtalya hem Galler maçının ilk yarılarındaki oyuncu ve oyun tercihleri bize pahalıya mal oldu. İtalya’ya karşı 64’te ikisini birden çıkarıp, merkezi değiştiren Şenol hocanın Galler maçına aynı oyuncularla başlaması ve Merih’i kenarda tutup, Kaan’ı stoperde kullanması belki de turnuvaya veda etmemize yol açacak.

Galler gibi, rakibin kaybettiği toplara oynayan bir geçiş takımına karşı ilk 30 dakika o kadar fazla top kaybettik ki bir ara dört pası peş peşe yapamayacağımız hissine kapıldık. 1.96’lik Moore’u, Kaan-Çağlar ile tutmaya çalışırken, savunmanın arkasını boş bırakmak en büyük yanılgımız oldu.

Ramsey’in attığı gol de böyle geldi. İkinci yarıda Ozan-Okay’ı, Yusuf-Merih ile değiştirince topa daha nitelikli sahip olduk ama ondan sonraki süreci yine yanlış yönettik. Tüm oyunu fizik üzerinden kurgulayan Galler’e karşı sürekli cepheden orta yaptık ve bu toplar hanemize top kaybı olarak yansıdı.

Akıldan uzak, hamasetle oynayıp, topu yere indirmek yerine hep aynı yüksek hücumları deneyip maçı çeviremedik. Kağıt üzerinde yetenekliyiz diye kasılmaktan futbol oynamıyoruz. Averajımız şimdiden eksi 5 oldu bile. Biz son maç İsviçre’ye karşı kazansak bile en iyi üçüncü olmak için diğer gruplardaki 5 üçüncünün bol bol gol yemesi için dua edelim.

17 Haziran 2021, Perşembe 09:13
YAZININ DEVAMI

‘’Pas ve teknikle çözebiliriz!‘’

İtalya karşısında rakibe saygıyı abarttık maalesef ve iş, korku boyutuna taşındı. İsviçre- Galler berabere bittiği andan itibaren Şenol Güneş için hesap defteri yeniden açılmalı. Galler fizik üzerinden oyun senaryosu geliştiren, rakibin zaaflarına oynayan bir takım. Muhtemelen topu biz alacağız. Galler’e karşı maçın anahtarı az top kaybı olacaktır. Burak Yılmaz’ı daha etkin kullanmak için Hakan Çalhanoğlu’nu ceza yayına yaklaştırabilmemiz şart. Bunun için önce kaliteli pas sonra az top kaybı gerekiyor. Ayrıca 1.96’lık santrforları Moore’a temas etmek için Merih’e ihtiyacımız olacak. Galler’e karşı topa yatkın bir takım olduğumuzu göstermemiz gerekiyor.

16 Haziran 2021, Çarşamba 09:23
YAZININ DEVAMI

‘’Çok güzel oldu‘’

Açılış maçında İtalya’ya kaybettiğimiz andan itibaren İsviçre ile Galler’in önünde grubu bitirmemiz için ikisinin beraberliği en büyük beklentimizdi, bu gerçekleşti. İsviçre, Galler’den daha yetenekli bir takım olduğunu her dakika hissettirdi. Sol kenarda Rodriguez ve sağda Mbabu ile orta sahada genişleyen İsviçre üçlü bir savunmayla turnuvayı götürmeyi kafasına koymuşa benziyor. Şunu kabul etmek gerek; İsviçreliler tarihlerinin en yetenekli ve iyi jenerasyonu ile bu turnuvaya geldi. Daha önceki şampiyona performanslarının ötesinde ilerlemek niyetindeler.

İtalya net favori

Galler’e karşı topu aldılar, oyunu yönlendirdiler ama iş bitiriciliğe geldiğinde orada henüz tam değiller. Bir duran topla golü buldular, kalelerinde ise golü akan oyunda gördüler. Galler fizik olarak sert ve tempolu bir takım. Güç tekniği yener mi? diye aranıp durdular. 2016’da yenmişti ve yarı finale kadar ulaşabilmişlerdi. Ama bu turnuvada grupta 3 yetenekli takımla mücadele etmek zorundalar. Bu maçın; İsviçre'den Embolo ve Galler'den Moore'un golleriyle 1-1 berabere bitmesi Türkiye için çok iyi oldu. İtalya grubun açık favorisi. Gruptan ikinci çıkmak adına bizim iki rakibimizden alacağımız puanlar kadar İtalya’nın ikisini birden yenmesi bir başka temennimiz olabilir.

13 Haziran 2021, Pazar 09:28
YAZININ DEVAMI

‘’Bu kez favori‘’

Serkan Akcan, Türkiye'nin 11 Haziran'da İtalya ile oynayacağı maç öncesinde Gök Mavililer'in analizini yaptı.

İtalyanlar, 2006’da Lippi ile Dünya Kupası’nı kaldırırken ya da 2012’de Prandelli ile Avrupa Şampiyonası finali oynadığında belki turnuvanın favorisi olarak gösterilmiyorlardı. Yıl 2021, takımın başında Roberto Mancini var ve onun kurduğu akıcı hücum takımı bu kez turnuvanın favorilerinden biri. Mancini göreve geldiği andan itibaren İtalya’nın dünyasını değiştirdi. Tam 27 maçtır yenilmiyorlar, Avrupa Şampiyonası Elemeleri'ni 10/10 galibiyetle bitirdiler. Savunmaları bilindik bir standartta olan İtalyanlar Mancini’yle birlikte iyi bir hücum takımı olmayı başardı.

İnsigne’nin şansı

İtalyanlar düne kadar Del Piero’nun, Pirlo’nun ya da Totti’nin şemsiyesi altında turnuvalarda ilerliyorken, bugün Mancini’nin yarattığı takım ruhuyla geçmişlerinden çok farklılar. Napolili Lorenzo İnsigne’nin bu formatta rolü biraz daha belirginmiş gibi görülebilir ama durum tam olarak öyle değil. İmmobile, Berardi ya da oynadığında Chiesa akıl almaz bir pres gücüyle, 3. bölgede top kazanıyorlar. İnsigne’ye zekasını ve yeteneklerini kullanacağı konforlu bir oyun alanı yaratıyorlar. Aslında sistem İnsigne için büyük bir şans, o da bu şansı sonuna kadar kullanıyor.

Merkezin gücü

Napoli’de Sarri’yle sınıf atlayan, 2018’de geldiği Chelsea’de bir Avrupa Ligi bir de Şampiyonlar Ligi kupası kaldıran Brezilya asıllı Jorginho, İtalya Milli Takımı’nın kalbi gibi çalışıyor. Pas yetenekleriyle Mancini’nin kusursuz hücum düzenini başlatan Chelseali orta sahaya Veratti’nin yokluğunda son Çekya maçında İnterli Barella ve Sassoulo’lu Locatelli eşlik etti. Jorginho önderliğinde güçlü bir merkez oyununa sahipler ve pas kaliteleri en az Pirlo dönemindeki kadar yüksek.

İki ay öncesine dönebilirse

A Milli Takımımız için turnuvaya İtalya’yla Roma’da başlamak bir handikap. Zira Mancini ve öğrencileri evde bir başka coşkuyla oynuyor. İki ay önce Dünya Kupası Elemeleri’nde Hollanda ve Norveç’e karşı gösterdiğimiz taktik disipline fazlasıyla ihtiyacımız olacak. Bonucci temiz ayaklarıyla pas başlangıç merkezi olarak işliyor, Chiellini ise yıkılmaz bir kale gibi savunma yapıyor. Burak Yılmaz kadar Kenan Karaman’ın da stoper baskısı senaryonun temel parçası olmak zorunda. İtalyanlar'ın her parçası uyumlu, zayıf bir halkalarını bulmak zor. O yüzden güçlü parçalara yılmadan baskı yaparak zayıflatmak zorundayız.

06 Haziran 2021, Pazar 10:06
YAZININ DEVAMI

‘’İdeali bulma yolundayız‘’

Avrupa Şampiyonası’na sayılı günler kala A Milli Takımımız ilk kez ideale yakın bir hazırlık maçı oynadı. Şenol Güneş’in turnuvanın ilk maçında karşılaşacağımız İtalya’ya karşı kafasındaki kadronun başlangıç 11’imiz olduğu aşikar. Yoğun lig takviminden çıkmış oyuncularını düne kadar dinlendiren Güneş için en garanti bölgemiz şüphesiz kale ve savunma. Bir sağlık sorunları olmadığı sürece Melih-Çağlar stoper tandemi turnuva süresince Milli Takımımızın savunma göbeği olacak. Zeki Çelik çok garanti bir sağ bek. Umut Meraş’ı da Rıdvan’ın önünde görmek mümkün.

Estetik paslar...

Moldova karşısında Lille Türk Gücü’nün uyumu kusursuz olmasa da Yusuf’un bir kaç akıl dolu pası Burak Yılmaz’a yeterli şansı yaratmaya yetti. Sanırım turnuva esnasında en şanslı futbolcumuz Burak olacak. Zira Yusuf gibi Hakan Çalhanoğlu da olağanüstü estetik paslar attı. Burak’ın gol vuruş kalitesi bu iki oyuncunun asist sayılarına hayli yükselteceğe benziyor. Malum pandemi sürecindeyiz. Fakat gönül isterdi ki turnuva öncesi oynadığımız rakiplerimiz biraz daha üst düzey olsa en azından gruba daha net hazırlanabilirdik.

04 Haziran 2021, Cuma 09:18
YAZININ DEVAMI

‘’Santrfor şart‘’

Sergen Yalçın'ın, bu sezon yaşadığı dar kadrolu mucizevi şampiyonlukların ötesinde bir yapılanma gerekiyor. Beşiktaş şayet bir bölgeye büyük para harcayacaksa bu kesinlikle santrfor olmalı. Mandzukiç'in Avrupa'ya dönüşü, futbola dönüşü anlamına geliyor.

Beşiktaş yeni sezonda kadrosunu Şampiyonlar Ligi'ne göre dizayn etmeli. Orası başka bir alem. Kadro kalitesi ve düzgün organizasyon talep edilen bir platform. Sergen Yalçın'ın, bu sezon yaşadığı dar kadrolu mucizevi şampiyonlukların ötesinde bir yapılanma gerekiyor. Beşiktaş yönetiminin elinde bu kez çok önemli bir koz ve kaynak var, o da Şampiyonlar Ligi. Öncelikle yönetimin elinde tutmak istediği Sergen Yalçın tarafından büyütülmüş oyuncuların durumu netleştirilmeli. Aboubakar'ın sakatlığı ona United yolunu kapatmış ve son iki sezonunu kabusa çevirmişti. Beşiktaş'ta sezonun üçte ikisinde harika bir performans gösterdi ama nisan ayının başından bu yana sakatlıkla boğuşuyor. Aboubakar sağlıklıysa Beşiktaş'ın onu alması için bütçesini esnetmesi bir noktaya kadar makul karşılanabilir. Ama sağlığıyla ilgili bu sorunlar sürecekse 3.5 milyon Euro'luk yıllık kontratlar kulübü batırır.

Yaş ortalamasına dikkat

Aboubakar'ın yerine Beşiktaş yönetiminin Mandzukiç ve Hataysporlu Diouf'u düşündüğü bilinen bir durum. Mandzukiç 35, Diouf 34 yaşında. Mandzukiç 2019'ta Juventus'tan, Katar Ligi'ne gittiğinde emekli olmayı kafasına koymuş gibiydi. Fakat sonra içindeki rekabetçi ruhun dürtmesiyle Milan'da yeni bir meydan okumaya kalkıştı. Zlatan'ın olduğu bir takımda hem de. Sonuç istediği gibi olmasa da Mandzukiç'in Avrupa'ya dönüşü, futbola dönüşü anlamına geliyor. Mandzukiç artık yaş olarak riskli bir transfer sınıfında. Elbette Diouf için de fiziki şartlar farklı değil. Geçen sezon ligimizin en değerli oyuncularından biri olmasına rağmen 34 yaş gerçeği ister istemez akıllara Papis Cisse ya da Wagner Love tecrübelerini getiriyor. Beşiktaş şayet bir bölgeye büyük para harcayacaksa bu kesinlikle santrfor olmalı.

Baskıdan fazlası gerekir

Beşiktaş taraftarı Ghezzal'in kalması için sosyal medyadan iki tarafa da büyük bir baskı yapıyor. Ama bu transferin gerçekleşmesi için sosyal medya baskısından fazlası gerekebilir. Zira Ghezzal'in alınabilmesi için minimum 10 milyon Euro civarı bir rakam var. Beşiktaş Yönetimi için bu rakam şimdilik çok ulaşılabilir görünmüyor. Burada artık yöneticilik becerileri, ilişkiler ağı devreye giriyor. Beşiktaş'ın, Şampiyonlar Ligi'ne gruplardan katılacak olması ve Ghezzal'in isteğininin doğru kullanılması gerekiyor. Rosier konusunda Beşiktaş'ın işi bence Ghezzal kadar zor değil zira bonservis rakamıyla teklif arasında bir uçurum yok. Sağ bek deyip geçmemek gerek. Beşiktaş, Rosier gibi sağ beki bulmuşken minimum 5 yılı kapatacak bir plan yapmalı.

28 Mayıs 2021, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI