‘’Akıldan uzak!‘’
Avrupa Şampiyonası’nda, Şenol Güneş’in iki maça da kendi başlangıcını beğenmedi. Hem İtalya hem Galler maçının ilk yarılarındaki oyuncu ve oyun tercihleri bize pahalıya mal oldu. İtalya’ya karşı 64’te ikisini birden çıkarıp, merkezi değiştiren Şenol hocanın Galler maçına aynı oyuncularla başlaması ve Merih’i kenarda tutup, Kaan’ı stoperde kullanması belki de turnuvaya veda etmemize yol açacak.
Galler gibi, rakibin kaybettiği toplara oynayan bir geçiş takımına karşı ilk 30 dakika o kadar fazla top kaybettik ki bir ara dört pası peş peşe yapamayacağımız hissine kapıldık. 1.96’lik Moore’u, Kaan-Çağlar ile tutmaya çalışırken, savunmanın arkasını boş bırakmak en büyük yanılgımız oldu.
Ramsey’in attığı gol de böyle geldi. İkinci yarıda Ozan-Okay’ı, Yusuf-Merih ile değiştirince topa daha nitelikli sahip olduk ama ondan sonraki süreci yine yanlış yönettik. Tüm oyunu fizik üzerinden kurgulayan Galler’e karşı sürekli cepheden orta yaptık ve bu toplar hanemize top kaybı olarak yansıdı.
Akıldan uzak, hamasetle oynayıp, topu yere indirmek yerine hep aynı yüksek hücumları deneyip maçı çeviremedik. Kağıt üzerinde yetenekliyiz diye kasılmaktan futbol oynamıyoruz. Averajımız şimdiden eksi 5 oldu bile. Biz son maç İsviçre’ye karşı kazansak bile en iyi üçüncü olmak için diğer gruplardaki 5 üçüncünün bol bol gol yemesi için dua edelim.
‘’Pas ve teknikle çözebiliriz!‘’
İtalya karşısında rakibe saygıyı abarttık maalesef ve iş, korku boyutuna taşındı. İsviçre- Galler berabere bittiği andan itibaren Şenol Güneş için hesap defteri yeniden açılmalı. Galler fizik üzerinden oyun senaryosu geliştiren, rakibin zaaflarına oynayan bir takım. Muhtemelen topu biz alacağız. Galler’e karşı maçın anahtarı az top kaybı olacaktır. Burak Yılmaz’ı daha etkin kullanmak için Hakan Çalhanoğlu’nu ceza yayına yaklaştırabilmemiz şart. Bunun için önce kaliteli pas sonra az top kaybı gerekiyor. Ayrıca 1.96’lık santrforları Moore’a temas etmek için Merih’e ihtiyacımız olacak. Galler’e karşı topa yatkın bir takım olduğumuzu göstermemiz gerekiyor.
‘’Çok güzel oldu‘’
Açılış maçında İtalya’ya kaybettiğimiz andan itibaren İsviçre ile Galler’in önünde grubu bitirmemiz için ikisinin beraberliği en büyük beklentimizdi, bu gerçekleşti. İsviçre, Galler’den daha yetenekli bir takım olduğunu her dakika hissettirdi. Sol kenarda Rodriguez ve sağda Mbabu ile orta sahada genişleyen İsviçre üçlü bir savunmayla turnuvayı götürmeyi kafasına koymuşa benziyor. Şunu kabul etmek gerek; İsviçreliler tarihlerinin en yetenekli ve iyi jenerasyonu ile bu turnuvaya geldi. Daha önceki şampiyona performanslarının ötesinde ilerlemek niyetindeler.
İtalya net favori
Galler’e karşı topu aldılar, oyunu yönlendirdiler ama iş bitiriciliğe geldiğinde orada henüz tam değiller. Bir duran topla golü buldular, kalelerinde ise golü akan oyunda gördüler. Galler fizik olarak sert ve tempolu bir takım. Güç tekniği yener mi? diye aranıp durdular. 2016’da yenmişti ve yarı finale kadar ulaşabilmişlerdi. Ama bu turnuvada grupta 3 yetenekli takımla mücadele etmek zorundalar. Bu maçın; İsviçre'den Embolo ve Galler'den Moore'un golleriyle 1-1 berabere bitmesi Türkiye için çok iyi oldu. İtalya grubun açık favorisi. Gruptan ikinci çıkmak adına bizim iki rakibimizden alacağımız puanlar kadar İtalya’nın ikisini birden yenmesi bir başka temennimiz olabilir.
‘’Bu kez favori‘’
Serkan Akcan, Türkiye'nin 11 Haziran'da İtalya ile oynayacağı maç öncesinde Gök Mavililer'in analizini yaptı.
İtalyanlar, 2006’da Lippi ile Dünya Kupası’nı kaldırırken ya da 2012’de Prandelli ile Avrupa Şampiyonası finali oynadığında belki turnuvanın favorisi olarak gösterilmiyorlardı. Yıl 2021, takımın başında Roberto Mancini var ve onun kurduğu akıcı hücum takımı bu kez turnuvanın favorilerinden biri. Mancini göreve geldiği andan itibaren İtalya’nın dünyasını değiştirdi. Tam 27 maçtır yenilmiyorlar, Avrupa Şampiyonası Elemeleri'ni 10/10 galibiyetle bitirdiler. Savunmaları bilindik bir standartta olan İtalyanlar Mancini’yle birlikte iyi bir hücum takımı olmayı başardı.
İnsigne’nin şansı
İtalyanlar düne kadar Del Piero’nun, Pirlo’nun ya da Totti’nin şemsiyesi altında turnuvalarda ilerliyorken, bugün Mancini’nin yarattığı takım ruhuyla geçmişlerinden çok farklılar. Napolili Lorenzo İnsigne’nin bu formatta rolü biraz daha belirginmiş gibi görülebilir ama durum tam olarak öyle değil. İmmobile, Berardi ya da oynadığında Chiesa akıl almaz bir pres gücüyle, 3. bölgede top kazanıyorlar. İnsigne’ye zekasını ve yeteneklerini kullanacağı konforlu bir oyun alanı yaratıyorlar. Aslında sistem İnsigne için büyük bir şans, o da bu şansı sonuna kadar kullanıyor.
Merkezin gücü
Napoli’de Sarri’yle sınıf atlayan, 2018’de geldiği Chelsea’de bir Avrupa Ligi bir de Şampiyonlar Ligi kupası kaldıran Brezilya asıllı Jorginho, İtalya Milli Takımı’nın kalbi gibi çalışıyor. Pas yetenekleriyle Mancini’nin kusursuz hücum düzenini başlatan Chelseali orta sahaya Veratti’nin yokluğunda son Çekya maçında İnterli Barella ve Sassoulo’lu Locatelli eşlik etti. Jorginho önderliğinde güçlü bir merkez oyununa sahipler ve pas kaliteleri en az Pirlo dönemindeki kadar yüksek.
İki ay öncesine dönebilirse
A Milli Takımımız için turnuvaya İtalya’yla Roma’da başlamak bir handikap. Zira Mancini ve öğrencileri evde bir başka coşkuyla oynuyor. İki ay önce Dünya Kupası Elemeleri’nde Hollanda ve Norveç’e karşı gösterdiğimiz taktik disipline fazlasıyla ihtiyacımız olacak. Bonucci temiz ayaklarıyla pas başlangıç merkezi olarak işliyor, Chiellini ise yıkılmaz bir kale gibi savunma yapıyor. Burak Yılmaz kadar Kenan Karaman’ın da stoper baskısı senaryonun temel parçası olmak zorunda. İtalyanlar'ın her parçası uyumlu, zayıf bir halkalarını bulmak zor. O yüzden güçlü parçalara yılmadan baskı yaparak zayıflatmak zorundayız.
‘’İdeali bulma yolundayız‘’
Avrupa Şampiyonası’na sayılı günler kala A Milli Takımımız ilk kez ideale yakın bir hazırlık maçı oynadı. Şenol Güneş’in turnuvanın ilk maçında karşılaşacağımız İtalya’ya karşı kafasındaki kadronun başlangıç 11’imiz olduğu aşikar. Yoğun lig takviminden çıkmış oyuncularını düne kadar dinlendiren Güneş için en garanti bölgemiz şüphesiz kale ve savunma. Bir sağlık sorunları olmadığı sürece Melih-Çağlar stoper tandemi turnuva süresince Milli Takımımızın savunma göbeği olacak. Zeki Çelik çok garanti bir sağ bek. Umut Meraş’ı da Rıdvan’ın önünde görmek mümkün.
Estetik paslar...
Moldova karşısında Lille Türk Gücü’nün uyumu kusursuz olmasa da Yusuf’un bir kaç akıl dolu pası Burak Yılmaz’a yeterli şansı yaratmaya yetti. Sanırım turnuva esnasında en şanslı futbolcumuz Burak olacak. Zira Yusuf gibi Hakan Çalhanoğlu da olağanüstü estetik paslar attı. Burak’ın gol vuruş kalitesi bu iki oyuncunun asist sayılarına hayli yükselteceğe benziyor. Malum pandemi sürecindeyiz. Fakat gönül isterdi ki turnuva öncesi oynadığımız rakiplerimiz biraz daha üst düzey olsa en azından gruba daha net hazırlanabilirdik.
‘’Santrfor şart‘’
Sergen Yalçın'ın, bu sezon yaşadığı dar kadrolu mucizevi şampiyonlukların ötesinde bir yapılanma gerekiyor. Beşiktaş şayet bir bölgeye büyük para harcayacaksa bu kesinlikle santrfor olmalı. Mandzukiç'in Avrupa'ya dönüşü, futbola dönüşü anlamına geliyor.
Beşiktaş yeni sezonda kadrosunu Şampiyonlar Ligi'ne göre dizayn etmeli. Orası başka bir alem. Kadro kalitesi ve düzgün organizasyon talep edilen bir platform. Sergen Yalçın'ın, bu sezon yaşadığı dar kadrolu mucizevi şampiyonlukların ötesinde bir yapılanma gerekiyor. Beşiktaş yönetiminin elinde bu kez çok önemli bir koz ve kaynak var, o da Şampiyonlar Ligi. Öncelikle yönetimin elinde tutmak istediği Sergen Yalçın tarafından büyütülmüş oyuncuların durumu netleştirilmeli. Aboubakar'ın sakatlığı ona United yolunu kapatmış ve son iki sezonunu kabusa çevirmişti. Beşiktaş'ta sezonun üçte ikisinde harika bir performans gösterdi ama nisan ayının başından bu yana sakatlıkla boğuşuyor. Aboubakar sağlıklıysa Beşiktaş'ın onu alması için bütçesini esnetmesi bir noktaya kadar makul karşılanabilir. Ama sağlığıyla ilgili bu sorunlar sürecekse 3.5 milyon Euro'luk yıllık kontratlar kulübü batırır.
Yaş ortalamasına dikkat
Aboubakar'ın yerine Beşiktaş yönetiminin Mandzukiç ve Hataysporlu Diouf'u düşündüğü bilinen bir durum. Mandzukiç 35, Diouf 34 yaşında. Mandzukiç 2019'ta Juventus'tan, Katar Ligi'ne gittiğinde emekli olmayı kafasına koymuş gibiydi. Fakat sonra içindeki rekabetçi ruhun dürtmesiyle Milan'da yeni bir meydan okumaya kalkıştı. Zlatan'ın olduğu bir takımda hem de. Sonuç istediği gibi olmasa da Mandzukiç'in Avrupa'ya dönüşü, futbola dönüşü anlamına geliyor. Mandzukiç artık yaş olarak riskli bir transfer sınıfında. Elbette Diouf için de fiziki şartlar farklı değil. Geçen sezon ligimizin en değerli oyuncularından biri olmasına rağmen 34 yaş gerçeği ister istemez akıllara Papis Cisse ya da Wagner Love tecrübelerini getiriyor. Beşiktaş şayet bir bölgeye büyük para harcayacaksa bu kesinlikle santrfor olmalı.
Baskıdan fazlası gerekir
Beşiktaş taraftarı Ghezzal'in kalması için sosyal medyadan iki tarafa da büyük bir baskı yapıyor. Ama bu transferin gerçekleşmesi için sosyal medya baskısından fazlası gerekebilir. Zira Ghezzal'in alınabilmesi için minimum 10 milyon Euro civarı bir rakam var. Beşiktaş Yönetimi için bu rakam şimdilik çok ulaşılabilir görünmüyor. Burada artık yöneticilik becerileri, ilişkiler ağı devreye giriyor. Beşiktaş'ın, Şampiyonlar Ligi'ne gruplardan katılacak olması ve Ghezzal'in isteğininin doğru kullanılması gerekiyor. Rosier konusunda Beşiktaş'ın işi bence Ghezzal kadar zor değil zira bonservis rakamıyla teklif arasında bir uçurum yok. Sağ bek deyip geçmemek gerek. Beşiktaş, Rosier gibi sağ beki bulmuşken minimum 5 yılı kapatacak bir plan yapmalı.
‘’Terim kadar inanmadılar‘’
Yönetim dahil Beşiktaş derbisine kadar şampiyonluk yolunda en az şans verilen takım Galatasaray idi. Teknik direktör Fatih Terim ve futbolcuları buna itiraz ettikleri için şanslarını son maça taşıyabildiler. Fatih Terim'in Yeni Malatya'ya karşı başlangıç 11'inin duygusal açıdan değil ama teknik açıdan tartışılır olduğunu söylemek yanlış olmaz. Büyük bir oyun dominasyonuna rağmen ilk yarı sonunda soyunma odasına Adem Büyük'ten yedikleri golle mağlup gitmeleri oyuna hamleyi mecbur kıldı.
Alkışı hak ediyor
Terim'in soyunma odası dönüşü Kerem, Şener ve Mohammed'i sahaya sürmesiyle Galatasaray oyunun momentumunu tamamen eline aldı. Kerem ile Halil'in uyumu meyvesini erkenden verdi ve genç forvetin golüyle skora denge geldi. Peşinden de oyuna sonradan giren Şener'in asistiyle Babel golü yaptı. Fakat Beşiktaş’ın üstünlük sayısı gelince Galatasaray’ın 5 atması gerekliliği ortaya çıktı. Yönetimin bitime 8 hafta kala kadroyu rencide edecek açıklamalarına rağmen Terim ve öğrencilerinin son saniyeye kadar verdiği mücadele alkışı fazlasıyla hak ediyor.
‘’Fenerbahçe mucize peşinde‘’
Sarı-Lacivertliler, Sivas’ı yenmiş olsaydı bugün şampiyonluk turu için sahaya çıkacaktı. Artı, şampiyonluk için mucizeye, yani Beşiktaş ve Galatasaray’ın aynı anda kaybetmesine ve Fenerbahçe’nin kazanmaya ihtiyacı var.
Fenerbahçe, Sivasspor maçını kazansa bugün şampiyonluk turu atma ihtimali tamamen kendi elinde olacak, Kayseri’yi yenmesi yetecekti. Fakat artık ipler Fenerbahçe’nin elinde değil. Bugün kazansa bile iki rakibinin birden yenilmesini bekleyecek. Zira iki rakibine karşı ikili averajda geride olduğu gibi, üçlü averajda da arkada kalmış durumda. Emre Belözoğlu’nun futbolcularını aynı duyguda tutması maçın anahtarı olacak. Kayserispor 41 puanda, Gençlerbirliği ve Ankaragücü 38’de. Ankaragücü iki ve üçlü averajda kötü olduğundan resmen düştü. Gençlerbirliği, Kayserispor’a karşı ikili ve üçlü averajda üstün. Dolayısıyla Kayseri’nin ligde kalması için minimum 1 puana ihtiyacı var.
Şampiyonlar Ligi aşkına
Elbette Fenerbahçe için en güzel senaryo iki rakibinin kaybedip şampiyonluğa ulaşmak. Fakat Sivas maçında bu şansını iyice zayıflatmışken lig ikinciliği de önemli hedeflerden biri haline geldi. Bunun için de yine iki rakibinden birinin yenilmesi şartı var. Emre hocanın oyun tercihinde artık 5’li orta sahanın ana plan olduğuna eminiz. Kafası sadece Mesut konusunda karışıktır ama Kayseri deplasmanında oyun başlangıcını yine aynı kadroyla yapması beklenebilir. Sahadaki 22 futbolcunun kulakları rakiplerin maçında olacağından bu maçtaki futbol aksiyonu, duygularını iyi yönetenin lehine ilerleyecektir.