‘’Yeni oyunun lansmanı‘’
Erol Bulut döneminde güçlü bir oyun yoktu ama şampiyonluk şansı hâlâ var. Emre Belözoğlu, haftalar önce yapılan medya toplantısında Fenerbahçe’nin güçlü bir oyun oynaması gerektiğini söylemişti. Bu maç, yeni oyunun lansmanı olacak.
Fenerbahçe’nin önünde 10 lig maçı kaldı. Akıllardaki yeni ve önemli soru: Bu süreci Emre Belözoğlu ile geçirecek olmak avantaja dönüşebilecek mi? Fenerbahçe, Erol Bulut döneminde güçlü bir oyuna sahip olamadı, deplasmanda kazansa da iç sahada çok maç kaybetti. Fakat hâlâ şampiyonluk için şansı var ve bunu kullanmak adına Emre Belözoğlu kozunu sahaya sürdü.
Öne geçme şansı
Beşiktaş’a karşı bir hafta dezavantajı olsa da Galatasaray’ın Hatay’da kaybetmesi Fenerbahçe’ye büyük bir kapı açtı. Denizli maçını kazanmak ikinciliği getirecek, elbette bununla birlikte yeni bir sayfa ve morali de yanında taşıyacak. Emre Belözoğlu haftalar önce medya toplantısında Fenerbahçe’nin güçlü bir oyuna sahip olması gerektiğinin altını çizmişti. Denizli maçı aynı zamanda yeni Fenerbahçe oyununun da lansmanı olacak.
Kafa rahatlığı önemli
Fenerbahçe’nin Kadıköy kabusunun sona ermesi adına baskılı, pozisyonlu, güçlü bir pas oyunu beklentisi oluştu. Bunun için stoperlerin doğru oyun başlangıcını yapabilmesi, Gustavo’nun pas departmanını kusursuz işletmesi, Ozan ile Pelkas’ın da driplinglerle kapalı savunmanın arasına topu taşıması gerekecek. Ozan Tufan, Milli Takım’dan formda dönüyor, arada düğününü de yaptı. Yani moral değerleri hayli yüksek. Artık ‘Fenerbahçe’de yedek kalır mıyım?’ diye düşünmemeli. Yeni bir Fenerbahçe’den söz edilecekse topa daha çok sahip olma ve ikinci topları tamamlama konusunda Emre Belözoğlu, Ozan-Gustavo-Pelkas’a daha çok güvenmek zorunda.
‘’Yaşayan kazanır‘’
Ömer Erdoğan tıpkı takımı Hatayspor gibi ilk Süper Lig sezonunu yaşıyor olmasına rağmen olağanüstü bir performans sergiliyor. Maçı adeta kenarda yaşayan genç teknik adam, ligin gol kralı Boupendza’dan yoksun oynamasına rağmen Galatasaray’ı orta sahada sıkıştırıp ceza sahasından uzak tutarak hızlı forvetleriyle işi bitirdi. Galatasaray savunmasının hali içler acısıydı. Luyindama ve Marcao yokken Donk’un yanına Gedson Fernandes’i koyan Terim, bu tercihine bin pişman oldu. Kamara, sağ bek Şener’i neredeyse her pozisyonda geçti, sol kenardan Galatasaray kalesine rahat ulaştı. Fatih hoca devre bitiminde neredeyse tüm takımı değiştirdi. Şener stopere, Linnes sağ, Ömer Bayram sol beke, Babel, Falcao ve Halil forvete geçti. Ama değişen bir durum olmadı. Boupendza yoktu ama Diouf hızıyla Galatasaray’ın başını döndürdü, Riberio’nun attığı gol ise jeneriklikti.
Gecenin sorusu
Hazır olmayan onca oyuncu 11 başlarken nasıl oluyor da bu kadar güçlü ve fit Babel son 7 maçın 6’sında kulübede kalabiliyor?
Maçın starı
Mame Diouf, gol kralı Boupendza’nın yokluğunu hissettirmedi, attığı 2 golle gecenin yıldızıydı.
Maçın olayı
Galatasaray’ın ilk yarıda yüzde 58 topla oynamasına rağmen Hatayspor ceza sahasında sadece 3 kez topla buluşması.
Kısa mesaj
Terim ve öğrencileri son iki haftada Rize’den 4, Hatay’dan 3 gol yiyerek felaket bir savunma performansı sergiledi, şampiyonluk yarışında iyice geriye düştü.
‘’BAY avantajını kullanabilirse...‘’
Beşiktaş, şampiyonluk yolunda Galatasaray’dan bir, Fenerbahçe’den iki adım önde ilerliyor. Beşiktaş, Galatasaray’ın BAY geçtiği hafta Dolmabahçe’de Alanyaspor’la, Fenerbahçe’nin BAY olduğu hafta ise Sivasspor’la deplasmanda oynayacak. Ligin en tempolu pas futbolunu oynayan Sergen Yalçın ve öğrencileri için milli ara öncesi her şey yolunda gidiyordu. Dönüşte Ghezzal’ın cezası sebebiyle oynamayacağı Kasımpaşa maçını kayıpsız atlatabilirlerse fikstürü arkalarına almak için iyi bir fırsat yaratabilirler.
Milli avantaj!
Beşiktaş’ta bu sezonki performansıyla 38 yaşında Kanada Milli Takımı’na çağrılan Atiba özel anlaşmayla son milli maçı beklemeden İstanbul’a döndü. Larin ise milli takımında atmaya devam ediyor. Larin’in, Atiba’dan 12 yaş küçük olduğu düşünüldüğünde seyahat dönüşü fiziki toparlanma süresi daha hızlı olacaktır. Beşiktaş’ın ideal 11’inden kendi ülkelerinin milli takımlarına giden oyuncuların dönüşleri ve Ghezzal’ın bu hafta cezalı olacağı düşünüldüğünde kadrosunu yıpratacak boyutlarda değilmiş gibi görünüyor. Şimdilik en büyük olumsuzluk kulübeyi güçlü tutan Cenk ve Dorukhan’ın hastalıklarından dolayı Kasımpaşa maçında takımdan ayrı kalacak olmaları.
Mevsim desteği
Beşiktaş zorlu bir fikstürde ilerliyor. Malatya maçını kazandıktan sonra 11 Nisan’daki Erzurum deplasmanına kadar İstanbul’da oynamak milli maçlar ve uzun seyahatler düşünüldüğünde bir avantaj elbette. Beşiktaş gibi topla fazla oynayan, pas hızıyla rakiplerine üstünlük kuran takımların sahada arayacağı kriterlerin başında düzgün bir zemin geliyor. Bu yüzden Beşiktaş’ın Erzurum ve Sivas deplasmanlarına Nisan ayında gidecek oluşu şimdilik bir avantajmış gibi görünüyor.
Seyrantepe’ye önde gelebilirse
Beşiktaş, ikili averajda Fenerbahçe ve Trabzonspor’a karşı üstünlük kurmayı başardı. Galatasaray’ı Dolmabahçe’de 2-0 yendiği için şimdilik rakibinden önde. Bitime 3 hafta kala Galatasaray ile Seyrantepe’de karşılaşacak olan Sergen Yalçın ve futbolcuları derbiye minimum 4 puan farkıyla çıkmak isteyecektir. Ama rakiplerinin BAY geçtiği haftalarda Alanya ve Sivas maçlarını kazanabilirlerse işler planladıklarından daha kolay olabilir.
‘’Bu oyuncu grubu derede boğulmaz‘’
Ülke futbolu olarak bazen inanılması güç istatistiklere imza atabiliyoruz. İngiltere’ye resmi maçlarda gol atamamak, düne kadar öğrenilmiş bir çaresizlikken bugün yeni jenerasyonumuzun kabul etmeyeceği bir detaya dönüşmüş durumda. Fakat Letonya’yı en son 1924’te yenmiş olmanın izahı yok. O yüzden bugün oynayacağımız müsabakanın 2022 Dünya Kupası’na katılma yolundaki önemi kadar tarihsel bir veriyi düzeltme adına da önemli olduğunu anlamalıyız. Şenol Güneş ve öğrencilerinin Hollanda’ya 4, Norveç’e 3 atarak elemelere görkemli bir başlangıç yapması grubu lider bitirme yolunda önemli bir adımdı. Şayet bugün Letonya’yı İstanbul’da yenersek eylül ayında Karadağ ve Cebelitarık maçları düşünüldüğünde 7 Eylül’deki Hollanda deplasmanına 15 puanla çıkma şansımızı kuvvetlendireceğiz.
Yıpratıcı bir süreç
Sıkıştırılmış Dünya Kupası elemelerinde 1 haftada 3’er maç oynayacağımızdan yıpratıcı bir süreç yaşayacağız. Şansımız bu seriye sezonun en olgun döneminde başlıyor oluşumuz. Eylül ayındaki başlangıçlarımız kamp dönüşü, uzayan transfer görüşmeleri, geç bitirilen tatiller sebebiyle okyanusu geçip derede boğulma hikayeleriyle dolu. Milli Takım havuzumuz Süper Lig ağırlıklı değil, Avrupa’nın 5 büyük liginin sentezi gibi olduğundan taktiksel olarak bir kulüp gibi hareket edebiliyoruz. Mental olarak güçlü bir teknik direktör ve kadroya sahibiz. Letonya maçında da en büyük güvencemiz bu. Okyanusu geçmişken derede boğulmayacak kadar iyi yüzebilen bir oyuncu grubumuz olduğuna sevinebiliriz.
‘’Daha iyisini yapabiliriz‘’
Hollanda’ya karşı neredeyse ceza sahasına girmeden 4-2 galip geldik. Penaltı dışındaki tüm gollerimiz uzaktan şutla gerçekleşti. Aslında kendi futbol tarzımızın biraz dışına çıkarak kazandık. Biz yetenekli, topa hükmedebilen bir takımız ama Hollanda bu konuda bizden daha iyi olduğu için rakibe göre şekil aldık. Burada anahtar cümle, ‘Rakibe göre şekil almak.’ Norveç, Hollanda ile kıyaslandığında belki topa daha az yatkın gibi görünebilir ama Haaland ve Sörloth’un yanında Odegaard ve Elyounoussi gibi yetenekli destekçilere sahip. Maçı İspanya Malaga’da Akdeniz kuşağında oynayacağız bu bizim gibi pas seven takımlar için zeminden dolayı bir avantaj olabilir. Norveç’e karşı topu alabilir, oyuna hükmedebilir ve Hollanda maçından daha iyisini yapabiliriz.
Taktiksel sadakat yüksek
Şenol Güneş’in, A Milli Takım’da yarattığı en büyük farklardan biri oyuncularını bir kulüp bünyesinde oynuyorlarmış gibi taktiksel sadakate ikna etmesi. Zor bir Hollanda maçı oynamış olmamıza rağmen zincirimizdeki hiçbir halka kopmadı, bu bir teknik direktör açısından çok önemli bir gösterge. Sörloth’un, ‘Türkiye liginde taktik yok’ sözüne kısmen katılmakla birlikte, Milli Takımımız’ın lig kalitemizin üzerinde olduğunu eklemek gerek.
Yeni Zlatan’a dikkat
Sanırım Norveç’i Halaand’dan önce ve sonra diye ayırmamız gerekecek. 2000 doğumlu olan Dortmund’lu forvet son 1 yıldır dünya futbol vitrininin üst raflarında yer almayı başardı. Son Cebelitarık maçında eski Trabzonsporlu Sörloth ile çift forvet oynadı, maç 3-0’a gelince Türkiye maçı düşünülerek kenara alındı. Haaland, Kuzey Avrupa’nın yeni Zlatan’ı olma yolunda ilerliyor. Fizik gücü ve vücut koordinasyonu ile büyük fark yaratıyor. Stoperlerimizin temaslı oynaması gerekecek. Merih sağlıklı olsa ona en ihtiyaç duyacağımız maçlardan biriydi.
‘’İlk planları topu almak‘’
Şenol Güneş’in haziran ayında oynayacağımız EURO 2021’e kadar kadroyu oturtma planı en çok forvetlerden yana sekteye uğruyor. Cenk’in Beşiktaş’a gelişi Güneş’i heyecanlandırmış olsa da sakatlık sorunu hocanın planlarını geciktireceğe benziyor. Hollanda maçında Burak Yılmaz’lı planın devreye alınması beklenebilir. Hollanda’nın stoperlerinin orta yayda oynama ihtimalinin yüksekliği düşünüldüğünde savunma arkası koşuları kadroda en iyi yapacak santrforun hâlâ 36 yaşındaki Burak olduğu gerçeği de unutulmamalı.
Stoper zenginliği
Hem elemeler hem de EURO 2020’de Güneş’i en çok rahatlatan unsur stoperlerin gösterdiği gelişim. Merih, Ozan Kabak ve Çağlar’ın üst düzey liglerde aldıkları dakikalar savunma duvarımıza bir tuğla olarak ekleniyor doğrusu. Merih’in Porto maçından sonraki sakatlığı düşünüldüğünde Ozan-Çağlar tandemi ihtimali kuvvetleniyor. Asıl soru işaretleri sol bekte. Umut Meraş Fransa 2. Ligi’nde takımının banko sol beki ama Milli formayı Sırbistan maçından itibaren kaptırdı. Pas ve orta kalitesi hesaba katıldığında Caner Erkin’in ilk 11 şansı daha yüksek.
De Boer farkı
Milli Takımımız’ın en şanslı olduğu bölgelerden biri de şüphesiz kale. Şenol hocanın ayakla oyun başlangıcı ve isabetli yüksek pas yüzdesi talebi düşünüldüğünde Uğurcan ve Mert’in şansı da en az Altay kadar yüksek. Hollanda’nın başında Frank de Boer var. Bir dönem Galatasaray’da da forma giyen Hollandalı teknik adam yeni görevinde 4 resmi maç oynadı ve hiçbirini kaybetmedi. 4-3-3’le yola devam eden De Boer’un, İstanbul’daki ilk planı topu bizden almak olacaktır.
‘’Ozan senaryoyu değiştirdi‘’
Her şeyden önce kavgasız gürültüsüz futbolun öne çıktığı derbi gibi bir derbi izledik. Beşiktaş ilk bir saat oyun ezberinden vazgeçmedi. Topa sahip oldu, pozisyon üretti, 1 gol buldu, fazlasını kaçırdı. Fenerbahçe 60’tan sonra kendine geldi, Ozan girdikten sonra da üstünlüğü ele aldı ve onun attığı olağanüstü golle bir puanı kurtardı. Beşiktaş golü Vida ile bulsa da Aboubakar hayli etkili bir maç çıkardı. Topa baskı, rakibe baskı, dripling, şut, pozisyon sezgisi... Her şeyi tam yaptı ama şanssızlığı karşısında Altay vardı. Fenerbahçe ve ülke futbolunun parlayan yıldızı; Altay. Öylesine zor topları çıkardı ki takımını oyunda tuttu. Erol Bulut tüm forvetlerini değiştirdiği 74’te Ozan’ı oyuna alarak senaryoyu, Ozan da performansıyla maçın kaderini değiştirdi.
Gecenin sorusu
Ozan Tufan’ın ilk 11’e dönmesi için ne daha yapması gerekiyor?
Maçın starı
Ozan Tufan oyuna girer girmez büyük fark yarattı, attığı golle gecenin adamı oldu. Altay da jeneriklik kurtarışlarıyla reytingi yükseltti.
Maçın olayı
Ozan Tufan’ın ceza yayı üzerinden attığı mükemmel gol hem tabelayı eşitledi hem Fenerbahçe’yi yüreklendirdi.
Kısa mesaj
Beşiktaş rakiplerinden 1 maç az oynadı. Beraberliğe rağmen ikili averaja sahip. Şayet Galatasaray ve Fenerbahçe’nin bay geçtiği haftaları kazanırsa büyük bir adım atar.
‘’Beşiktaş'ın artısı çok‘’
Beşiktaş, halihazırda ligin topa en nitelikli sahip olan ve en tempolu futbol oynayan takımı. Sergen Yalçın’ın sırrı forvetlerinin zor ve az top kaybediyor olması. Ama daha da büyük sihri, önde topu kaybettikleri andan itibaren Aboubakar ve Larin’le başlayıp Josef- Atiba ile zirveye çıkan alan daraltma ve topu geri kazanma becerisi. Rakip savunmanın top kullanma becerisi ne kadar iyi olursa olsun pas açılarını o kadar iyi eritiyorlar ki 7 saniye içinde mutlaka bir Beşiktaşlı topa dokunuyor ya da sahip oluyor.
N’Sakala hariç sorun yok
Fenerbahçe yüksek ihtimal Trabzon ve Konya deplasmanlarındaki ön alan baskısıyla maça başlayacaktır. Ev sahibinde N’Sakala hariç savunma hattının tamamı baskıdan top çıkarma konusunda sorun yaşamıyor. Şayet ilk 30 dakikada Fenerbahçe’nin ön alan baskısı tabelayı değiştiremez ise Beşiktaş oyunun momentumunu ele geçirmekte zorlanmaz. Çünkü Erol Bulut’un oyun tarzı fazla efor gerektirdiğinden bu oyunu 30 dakikaların üzerine çıkarmak için atletizm takımı olmak gerekiyor. Yani Sergen Yalçın topu; Erol Bulut ise futbolcusunu koşturmak istiyor.
Pas rekoruyla direnç kırdılar
Ghezzal ve arkadaşları ligdeki son Başakşehir maçında topu o kadar hızlı çevirdiler ki hem sezonun pas rekorunu hem de rakibin direncini kırdılar. Bu pas trafiğini bozmak için ya futbol bilgisi yüksek oyuncularla açıları kapatmak ya da toptan hızlı koşan futbolculara sahip olmak gerekir. Şu anda futbol olarak Beşiktaş bir adım önde. Ama Fenerbahçe’nin deplasman performansı düşünüldüğünde ve bu maçın bir derbi olduğu hatırlandığında skoru tahmin etmek güç. Gelelim olasılıklara... Beşiktaş kazanırsa ligin kalan bölümünde fikstürü tamamen arkasına alabilir ve rakiplerinin BAY geçeceği haftaları kazanmaya odaklanır bu da şampiyonluk yolunu kolaylar. Fenerbahçe kazanırsa yarış yine üç takımla devam eder.