Beşiktaş bir tempo takımı. İlk yarıda ritmi ayarlayıp oyunu ele alan Beşiktaş’tı, ikinci yarıda roller değişti. Başakşehir önde yaptığı baskıyla oyun başlangıçlarını zorlaştırdı, hem topu hem tüm inisiyatifi kazandı. Beşiktaş toptan uzaklaştıkça baskı yedi, öne doğru iştahlı koşan takım geri gelmekte zorlandı ve tabela eşitlendi. Başlangıçta Beşiktaş yüksek vitesteydi, cuma bıraktığı yerden devam etti, 5 dakikada 2 golü erkenden buldu. Aboubakar, Tolga’ya öyle bir çalım atıp ilk golü yaptı ki; ‘Bu çalım yenmez’ demek anlamını yitirdi ve izleyenlere sadece tadını çıkarmak kaldı. Üstüne bir de N’Koudou’dan akıl almaz bacak arası gelince Tolga futbola küstü. İkinci yarıda Aboubakar çıkınca inisiyatif Başakşehir’e geçti. Deniz Türüç bir attı, bir attırdı. Derbi öncesi kupa maçı 120 dakika oynandı. Larin uzatmalarda zor pozisyonda golü yapınca Beşiktaş finale yükseldi. Maçın ana fikri ise; Aboubakarsız oynamak Beşiktaş’ın kabusu.

Gecenin sorusu

Uzatmalarda ekstra oyuncu değiştirme hakkı olmasına rağmen Sergen Yalçın neden bu kadar baskı yediği 90 dakikayı 4 değişiklikle bitirdi?

Maçın starı

Aboubakar sadece 45 dakika oynamasına rağmen oyuna etkisi yüksekti ama maça damga vuran isim Deniz Türüç oldu.

Maçın olayı

Beşiktaş ile Başakşehir arasında bu sezon oynanan 3. maçın da 3-2’lik skorla tamamlanması.

Kısa mesaj

Dün gece Başakşehir’in yaptığı hamleleri yapacak kadar geniş bir kadrosu yoktu Beşiktaş’ın. Sergen hoca, Cenk iyileşsin diye dua ediyordur.

Fenerbahçe’nin Konya maçının ilk 35 dakikasındaki baskılı futbolunun Beşiktaş derbisine kadar geliştirilmesi beklenirken Gençlerbirliği karşısındaki oyun hayli şaşırtıcıydı. Erol Bulut dahil takımdaki her bir futbolcunun kafası karışık. Pelkas, en iyi forvet arkasında performans veriyor bu artık bilinen bir durum. Yunan futbolcu, maça sol forvet başlayıp Mert Hakan’la yer değiştirdi. Erol hocanın 56’da üçlü savunmaya dönüşünün ardından bu kez 105 metrelik sol koridoru kontrol etmek zorunda kaldı. Sonrası malum... Caner gibi ligin en iyi sol kenarlarından biri kulübede otururken Pelkas’ı orada kullanmanın bedelini ödedi Erol hoca ve Fenerbahçe. Bununla birlikte Fenerbahçe’nin duran toplar dışında güçlü bir akan oyun planı olmaması Erol hocanın üzerinde fazlasıyla düşünmesi gereken bir başka konu. Gelelim Gençlerbirliği’nin Ayite ile bulduğu 2. golde ofsayt var mı yok mu tartışmasına. Teknoloji futbola hatalar önlensin diye girdiyse ve buna rağmen kulüpler çizgilerin bir standarda göre değil kişilerin keyfine göre çekildiğini iddia ediyorsa MHK’nın buna makul ve mantıklı bir açıklama getirmesi kaçınılmaz. Pozisyon ofsayt mı değil mi kamuoyuna bunu gerekçeleriyle açıklamalılar.

Gecenin sorusu

Caner affedildiyse ve kulübede oturuyorsa Novak çıktıktan sonra 3’lü savunmaya dönüşün ardından onu oynatmamak kime ceza oluyor?

Maçın starı

Ayite ve Candeias ikilisi Fenerbahçe savunmasını çok zorladı. Hızlı hücumlardaki ikili oyunları Gençlerbirliği’ni 3 puana taşıdı.

Maçın olayı

Gençlerbirliği’nin tek isabetli şut çekememesine rağmen skoru 40’ta beraberliğe getirmesi ve Fenerbahçe’nin bu yıl ilk kez öne geçtiği bir maçı kaybetmesi.

Kısa mesaj

Fikstürü lehine çevirmek varken lig sonuncusuna Kadıköy’de kaybetmek derbi öncesi Fenerbahçe’nin başına gelebilecek en kötü şeydi.

Ligde oynadığı son 13 maçta yenilmeyen Antalyaspor’u net bir oyunla mağlup eden Alanyaspor Akdeniz derbisinden mutlu ayrıldı. Antalya karşısında topa sahip olan ve bir an bile oyun standardından taviz vermeyen Çağdaş Atan ve öğrencileri ilk golü Babacar’ın nefis penaltısından buldu. Oyunun her bölgesinde üstün olan ev sahibi Alanyaspor, Mustafa Pektemek’in emek isteyen golüyle maçı kopardı. İkinci yarıda da ev sahibi ekibin üstünlüğü vardı.

Oyun devrimi

Çağdaş Atan bu sezon ilk Süper Lig teknik direktörlük deneyimini yaşıyor olmasına rağmen meslektaşlarından farklı bir başlangıca imza atıyor. Daha önceden topun karşısında pozisyon alan Alanyaspor’u ligin topa en çok sahip olan takımlarından biri haline getiren Çağdaş hoca kendi adına büyük bir futbol devrimini gerçekleştirme yolunda ilerliyor.

Siopis’ten Salih’e, Tayfur’dan Pektemek’e kadar her oyuncuyu geliştiren genç teknik adamı uzun bir kariyer yolu bekliyor. Alanyaspor Atan’ın felsefesini Antalyaspor karşısında da uyguladı ve 13 maçtır yenilmeyen, şut atamadığı maçları bile berabere bitirmeyi başaran iyi savunmacı Antalyaspor’u Efkan ve Ceyhun’un son bölümdeki golleriyle net bir skorla yendi.

Fenerbahçe’nin Konya deplasmanında maça başlangıç stratejisi ve ilk 35 dakikadaki uygulayış şekli göz kamaştırıcıydı. Bu oyunu 35 dakikanın üzerine çıkarmak için sadece forvetlerin değil tüm takımın atletizmine ihtiyaç var. Fakat bu zor ve yorucu bir yöntem. Fenerbahçe’nin sahip olduğu oyuncu grubu; yetenekli, topa sahip olmayı ve bunu daha ekonomik koşullarda az mesafe kat ederek yapmak istiyor. Sanırım Erol Bulut’un en zorlandığı konu bu. Kağıt üzerinde uygulanabilir görünse de topa sahip olunmadığı sürece meşin yuvarlakla değil topun peşinden koşmak Fenerbahçe kadrosunu yoruyor. Zaten Fenerbahçe’nin iyi bitirdiği ilk yarıların ardından ikinci yarılarda oyunun momentumunu kaybetme sebebi de bu.

Planı geliştirmeli

Emre Belözoğlu’nun geçen ay yaptığı açıklamalara bakarak yönetimin ve sportif direktörlük makamının Erol hocadan proaktif bir oyun planı talebi olduğu aşikar. Fenerbahçe son dönemde Hatay, Karagümrük, Trabzon, Konya deplasmanlarının ilk yarılarında olayların kendi kendine gelişmesine izin vermedi, senaryoyu yönlendirdi. Ama ikinci yarılarda inisiyatifi genelde elinde tutamadı. Şimdi sıra dominant ilk yarıların ardından ikinci yarıları planlamakta. Kısaca Erol hoca ilk yarılara gösterdiği özeni ikinci yarılara göstermeli. Proaktif oyunu 90 dakikaya yaymalı.

Artık Gustavo var

Gustavo sakatlıktan döndüğü için Erol hocanın bunu planlaması daha kolay olabilir. İrfan Can ve Mesut’lu senaryo için şartlar bir türlü uygun hale gelmedi. Çünkü bu ikili başka bir oyunu tarif eder. Onlar sahada bir araya gelemiyorsa Gustavo’yu denge oyuncusu yapmak kaçınılmaz görünüyor. Brezilyalı orta saha oyunun iki yönünü de oynayabildiğinden ilk yarılardaki atletizmi de ikinci yarıdaki topa sahip olma oyununu da yönetebilir.

Mert Hakan oynayabilir

Biliyorum, Mert Hakan, Fenerbahçe taraftarının hayalindeki oyuncu değil. Ama sertliği ve enerjisiyle ligin kalan bölümünde ihtiyaç duyulan bir figür olacak. Tabii bir şartla; Mert Hakan bitiriş değil başlangıç kadrosunun oyuncusu olursa... Son dönem maçlarının ilk yarılarına bakıldığında Mert Hakan’ın baskı kalitesi forvetleri destekliyor ve rakibin oyun kurmasını zorlaştıranların başında geliyor. Baskılı ilk yarıların ardından ikinci yarılarda topa sahip olacak hamleler Erol hocanın planlamakta çok da zorlanmayacağı bir detay. Zira İrfan Can, Ozan, Sosa, Mesut (iyileştiğinde) gibi yetenekli bir merkez rotasyonu var.

Fenerbahçe, Konya deplasmanında ilk 35 dakika atletizm takımı gibiydi. Forvet üçlüsü Konyaspor’a ön alanda nefes aldırmadı. Baskıyla top kazandılar, tüm takımı öne taşıdılar ve pozisyon ürettiler. Fenerbahçe ilk yarıda topa rakibinden daha az sahip olsa da, ‘az dokun çok üret’ formülüyle iki gol birden buldu. Nitekim sadece ilk yarıda rakip ceza sahasında tam 24 kez topla buluşmuş olması bu formülün bir getirisiydi. Fenerbahçe’nin ön üçlüsünün atletizminden bahsederken Osayi Samuel’e ayrı bir yer açmak gerek. Attığı goldeki koşu kalitesi göz kamaştırıcı, hızı baş döndürücüydü. İkinci golden sonra Fenerbahçe toptan vazgeçti ve yediği baskıyla oyunun momentumunu kaptırdı. Fenerbahçe garip şekilde topla ilişkisini sınırlıyor, bu yüzden hep atletizme muhtaç. Erol Bulut ve öğrencileri 45. dakika ile Gustavo ve İrfancan’ın oyuna girdiği 61. dakikalar arasında rakip ceza sahasında topla buluşamadı.

Gecenin sorusu

Fenerbahçe ilk 35 dakikadaki forvet baskısını ne zaman ikinci yarılara taşıyacak?

Maçın starı

Osayi Samuel ilk yarıda ‘Bolt’ gibiydi. Düne kadar Samuel olarak idare eden Osayi, Konya’da ‘Bolt’ gibiydi.Konyaspor’da ise Jevtoviç takımını yüreklendirdi.

Maçın olayı

Yarım saat dolduğunda 2-0’ı bulan Fenerbahçe’nin ilk yarıda tam 24 kez rakip ceza sahasında topla buluşması ve 10 şut denemesi.

Kısa mesaj

Fenerbahçe açık ara ligin deplasmanlarda en çok maç kazanan takımı. Bu çok önemli bir detay ama şampiyonluk için Kadıköy’e ihtiyacı var.

Petrescu’nun ayrılmasının ardından takımı yardımcı antrenör Uğur Kulaksız’a emanet eden Kayseri, Rize’nin ardından Hatayspor’u da yıktı. Sezonun flaş takımını deplasmanda 3-1’le deviren Sarı-Kırmızılılar, 31 puana ulaşıp ateş hattından uzaklaştı.

Hatayspor 5 maç aradan sonra ilk kez yenilgiye uğrarken Kayserispor’un Rize galibiyeti sonrası zor bir deplasmanı aşması önemliydi. Ligin ikinci yarısında kendi sahasında sadece Ankaragücü’nü yenebilen Hatayspor’un oyun gücü hayli düşüktü. Buna karşılık Kayserispor’un İlhan Parlak önderliğinde hızlı ve net bir hücum planı vardı. Tecrübeli kaptanının golüyle öne geçen Kayserispor, duran top organizasyonunda stoperi Uğur Demirok’un kafasıyla işi kolayladı.

10 kişi golü bulsalar da...

Hatayspor Kone’nin rakibinin kaval kemiğine basması sonucu 52’de 10 kişi kalmasına rağmen hücum planını işletmeyi sürdürdü. Nitekim birkaç dakika sonra Pablo’nun golüyle farkı 1’e indirdiler. Fakat Kayserispor 1 kişi fazla oynamanın avantajını saha parselasyonunda rakibine hissettirerek maçın kontrolünü hep elinde tuttu. 58’de Pedro Henrique’nin golüyle tüm kontrolü eline geçiren konuk ekip 3 puanla evine döndü. Son haftalarda oyundan alınan futbolcuların tepkileri futbol gündeminden düşmüyor.

Boupendza’dan isyan

Hatayspor’un yıldızı Boupendza’nın oyundan alınırken kenar yönetime gösterdiği tepkiler ve doğrudan soyunma odasına gidişi dikkat çekiciydi. Her futbolcu oynamak ister ve niyeyse kötü oynadığını kabul etmez. Futbolcuların teknik direktörlerinin tercihleri kadar yerine giren takım arkadaşına da daha çok saygı göstermesi gerek.

Sergen Yalçın, bugün önde basit top kayıplarından kaçmak için Ljajic ve Ghezzal gibi ‘hünerli’ oyuncularla oynayacak. Gaziantep, rakibin zaaflarına oynadığından hızıyla sonuca giden takımların başında geldiğinden top kaybı sayısı maçın senaryosunu belirler.

Beşiktaş, 4 maçtır üst üste kazandığı gibi kalesini de gole kapadı. Malatya deplasmanında oyun standartlarının altında kalsa da yine gol yemeden kazandı ve yarıştaki tüm rakipleri puan kaybederken büyük bir avantaj elde etti. Bu psikolojik açıdan Sergen Yalçın ve öğrencilerini yükseltecek bir durum. Beşiktaş, ligin en tempolu ve pas kalitesi en iyi takımlarından biri. Oyun standardını korumak için her şeyden önce iyi bir zemine ihtiyacı var. Dolmabahçe’nin zemininde bugün Gaziantepspor’u ağırlayacak olan Beşiktaş nisan ayının ikinci haftasına kadar İstanbul’dan dışarı çıkmayacak. Fikstür kolay değil ama Başakşehir (d), Fenerbahçe, Kasımpaşa (d), Alanya maçlarında en azından zeminle ilgili sorun yaşama ihtimali daha düşük.

Arkayı 5’leyecekler

Gaziantepspor, Sa Pinto geldiğinden beri sadece 2 maç kazanabildi. Hafta arasında Gençlerbirliği’ni 10 kişi kalmalarına rağmen yenseler de Mirallas’ı kaybettiler. Beşiktaş’a karşı Sumudica dönemindeki gibi arkada 5’li bekleyip Güray ve Maxim ile kenar koşularına oynamaları kaçınılmaz. Bu durumda Sergen Yalçın’ın önde basit top kayıplarından kaçmak için Adem Ljajic ve Ghezzal gibi ‘hünerli’ oyuncularla oynaması beklenebilir. Gaziantepspor rakibin zaaflarına oynadığından hızıyla sonuca giden takımların başında geldiğinden top kaybı sayısı maçın senaryosunu belirler.

Beşiktaş, standartlarının altında oynadığı bir 90 dakikanın sonunda Malatya deplasmanından 3 puanla döndü. Topa sahip olmasına rağmen belki de sezonun en etkisiz ilk yarılarından birini oynayan Sergen Yalçın ve öğrencileri orta sahadan oyun kurmakta çok zorlandı. Top stoperlerden doğru çıkmasına rağmen Necip üzerinden dağıtılamayınca Beşiktaş’ın oyunu tıkandı. Devre bitiminde Mensah-Necip değişimiyle merkeze bir dinamizm gelse de Beşiktaş alışılagelmiş oyununun gerisinde kaldı. Yani Beşiktaşlı futbolcular Malatyasporlu meslektaşlarını tam kötü oynadıklarına inandırıyorken Atiba’nın golü geldi. Aboubakar’ın pasında Atiba’nın gol vuruşunu ligimizde forma giyen santrforların bir çoğu yapamaz. Sanırım Sergen Yalçın sezon sonunda bu maçı; dağınık futbol oynanan, Atiba’nın nefis gol vuruşuyla kazanılan ve Utku’nun rüştünü ispatladığı bir 90 dakika olarak hatırlayacak.

Gecenin sorusu

Atiba’nın futbol adına sahada yapamadığı herhangi bir şey kaldı mı?

Maçın starı

Yaş 38 ama ruh maksimum 28. Sahada basmadık yer bırakmayan Atiba, öyle güzel bir santrfor vuruşuyla golü yaptı ki, takımını resmen ipten aldı.

Maçın olayı

Beşiktaş’ın tam 31 kez Malatya ceza sahasında topla buluşmasına rağmen sadece 3 isabetli şut çekmesi.

Kısa mesaj

Beşiktaş’ı mart ayında zorlu bir fikstür bekliyor. İyi tarafından bakanlar için nisan ayının ikinci haftasına kadar tüm maçlar İstanbul’da oynayacak.