Zirve yarışından kopmalarına rağmen bu denli iştahlı ve arzulu oynamaları, Trabzonspor adına günün en pozitif olayıydı. Öyle bir ilk devre çıkardılar ki; Antalyaspor’u adeta çaresiz bıraktılar. Abdülkadir Ömür’ün yaklaşık 4 ay sonra 11’e dönüşünün, bu keyif veren ve su gibi akan oyunda payı elbette çok büyük. Nwakaeme-Bakasetas-Ömür-Ekuban dörtlüsünün müthiş uyumu, gelecek sezon için yapılan şampiyonluk planlarının da ön hazırlığı aslında. Teknik kapasitesi bu kadar yüksek 4 oyuncuyu durdurabilmek sadece Antalyaspor için her rakip için çok zor olacaktır...

Djaniny becerikli olsa...

Nwakaeme’nin 13. dakikada ceza sahası dışından attığı gol bir yana, aldığı sorumluluk ve sahaya koyduğu oyun aklı, ‘her futbolcuda yaşa bakılmaz’ tezinin kanıtı gibiydi. Öne geçtikten sonra baskısını sürdüren Trabzonspor çok net fırsatlar yakaladı ancak atamadı. Sadece Djaniny bile biraz daha dikkatli veya becerikli olabilse, devreye girmeden skor 3-4 olabilirdi.

Günün adamı Abdülkadir

İkinci yarıya yine yüksek tempoyla başlayan Trabzonspor, 49. dakikada ikiyi attı. Maçın özel adamı Abdülkadir, ceza sahasında net bir vuruşla fileleri sarstı. 60. dakikadan sonra ise Trabzonspor’da düşüşler başladı. Amilton’un golü sonrası cesaretlenen Antalyaspor daha tehlikeli şekilde rakip kaleye giderken, Bordo-Mavililer yüksek pas yüzdesiyle baskıyı kırmaya çalıştı. Ancak yine de kalesinde zaman zaman tehlikeler yaşadı. Son bölümler biraz stresli geçse rağmen Fırtına galibiyete uzanmayı başardı.

37 puanla kader maçına çıkan iki takımın kapışmasında gülen Aykut Kocaman’ın takımı oldu. 5. dakikada geriye düşen, 18’de 10 kişi kalan İstanbul ekibi, Chadli’nin penaltısı ve Guldbrandsen’in golüyle kazandı, tünelin sonunda ışığı gördü.

Şu eşleşme ve ortaya çıkan sonuç geçen sezon yaşanmış olsa şaşıran olmazdı herhalde. Her maçı domine eden, büyük takım oyunu oynayan ve korku veren Başakşehir... Ancak bu sezon içerisinden bir türlü kurtulamadıkları sendrom öyle bir vücut dili oluşturdu ki oyuncu grubunda dün 5. dakikada Emrah’ın golü ve ardından gelen kırmızı kart ‘Başakşehir fark yer’ dedirtti. Erzurum farkı artıracak fırsatlar da bulmadı değil devreye kadar. Devreden sonra maçın kaderini teknik direktör farkı belirledi. Fiziksel açıdan maçın hiçbir anında 10 kişi oynadığını hissettirmeyen Başakşehir; Kocaman’ın elindeki tüm hücum kozlarını sahaya sürerek yaptığı hamlelerle kafasını dik tuttu. 58’de kazanılan penaltı ve Chadli golü İstanbul ekibine ‘Olur bu iş’ özgüvenini geri getirdi.

Emrah da cezalı

‘Erzurum reaksiyon göstermedi’ dersek doğru olmaz elbet. Özellikle Emrah’la yakaladıkları pozisyonun kaçması büyük şanssızlık. Çünkü Visca’nın harika asistinde daha zorunu Guldbrandsen gol yapmayı başardı, takımını zafere taşıdı. Son anlarda yaşadığı sakatlıkla oyundan çıkmak zorunda kalan başarılı oyuncu sahanın adeta yıldızıydı. ‘Erzurum bu ligin en renkli, en zorlu deplasmanıdır’ deriz her zaman. Fakat Erzurumspor bunu koca sezonda iki maç kazanarak yalanlıyor. Emrah da cezalı duruma düştü. İşleri kolay değil.

Trabzonspor, Abdullah Avcı dönemindeki en kötü savunma performansını gösterdi Göztepe karşısında. Topa hakim olan taraf gibi gözükseler de kontrolü bu kadar kaybetmek, maçı her iki kalede aksiyon filmine çevirmek Avcı’nın hiç de kabulleneceği bir durum değil aslında. Berat’ı stoperlerin arasına çekme planı net şekilde tutmadı. Özellikle orta alandaki top kayıpları sonrası defansta ciddi boşluklar bırakan Bordo-Mavililer, Jahovic’e ilk yarıda birbirinin kopyası iki pozisyon verdi. İlkini kaçıran yıldız forvet, 45+2’dekini affetmedi. Diabate’nin şık pasında Adis cezayı kesti: 1-0.

Berat 4 dakika dayanabildi

Göztepe gibi hızlı isimlere sahip ve geçiş oyununu doğru oynayabilen bir takıma karşı ikinci yarıda da zaaflarından kurtulamayan Trabzonspor, hücumda ve savunmada yine siyah ile beyaz kadar farklıydı. Fırtına, zaman zaman rakibini inanılmaz bunalttı ancak ön tarafta Nwakaeme-Djaniny-Ekuban üçlüsü doğru bitiriciliği yapamayınca gol eksik kaldı. 63. dakika ise maçın kırılma anlarındandı. Vitor Hugo’nun sakatlanıp çıkması sonrası stopere çekilen Berat, sadece 4 dakika dayanabildi! Göztepe’nin ilk hızlı hücumunda Diabate’ye indirip, kırmızı kart gördü.

Göztepe kopartamadı

Trabzonspor 10 kişi kalmasına rağmen maçı kopartamayan, iki golü ofsayta takılan Göztepe, defanstaki bir anlık konsantrasyon kaybının bedelini ağır ödedi. 88’de Yusuf Sarı’nın ortasında Ekuban durumu eşitledi: 1-1. Sarı-Kırmızılılar’ın beraberlikten sonra net fırsatları kaçırdığı, hem Uğurcan’a hem de direğe takıldığı hesaba katılırsa, dünkü 1 puan Trabzonspor için kazanç gibi görülebilir. Ancak heyecanını yitiren ve maç içinde konstrasyonunu kaybeden bazı oyuncular üzerine düşünülmesi gerekir.

Karagümrük’ün pasla çıkma inadı, özellikle ilk yarıda Trabzonspor’un ekmeğine yağ sürdü... Önde çok adam tutan, stoperlere doğru baskıyı uygulatan Abdullah Avcı’nın planı harfiyen tuttu. Bordo-Mavililer fazlasıyla pozisyon da buldu. 6. dakikada kaleyi uzaktan yoklayan Nwakaeme, 12’de yan top sonrası oluşan karambolde gole çok yaklaştı. Aynı dakikada Trabzonspor penaltı kazanırken, Djaniny beyaz noktadan ağları havalandırdı: 2-0. 17’de Nwakaeme bir kez daha ceza sahası dışından Viviano’yu zorladı; 36’da ise Djaniny net pozisyonu harcadı. Tecrübeli forvet, Baker’ın güzel ara pasında penaltıdan kolayını kaçırdı! 37’de Baker’ın kullandığı serbest vuruşta Nwakaeme topu arka direğe indirdi, Ekuban dokunamadı.

Uğurcan izin vermedi

Net fırsatlar yakalamasına rağmen 2’yi atamayan Trabzonspor’un ikinci yarıda sıkıntı yaşaması çok muhtemeldi. Ancak oyunun ikinci bölümünde Uğurcan kalitesini gösterdi. Özellikle 50-60 arası 3 önemli kurtarış yapan Trabzonspor’un yıldızı, takımını ayakta tuttu. 65’te ise Djaniny, attığı ikinci golle günün kahramanı oldu... Ekuban’ın ısrarlı presi sonucu Serhat’ın kısa düşen geri pasında Djaniny araya girdi, kaleciyi de geçip topu filelere gönderdi: 2-0. Farkı açtıktan sonra daha güvenli oynayan, Flavio hamlesiyle de rakibin baskısını iyice kıran Trabzonspor’da günün özeti; Avcı’nın çizdiği doğru plan ve oyuncuların bunu iyi uygulayışıydı. Maç boyunca merkezi iyi kapatıp, önde basarken arkada eksik yakalanmayan BordoMavililer, nihayetinde 5 maçlık beraberlik zincirini kırdı, stresli havadan çıktı.

Topa sahip olup, oyunu yönlendirmek adına merkezde Parmak-Baker ikilisiyle başlayan Trabzonspor, ilk yarıda net şekilde orta sahada ezildi. Ribeiro bastığı her topu aldı, partneri Aabid de fiziksel olarak üstünlük sağladı. Orta alandaki bu fark, Bordo- Mavililer’in ancak 20. dakikadan sonra maça girebilmesine neden oldu. Tabii bu bölümde Hatayspor’da temas gören her oyuncunun kendini yere atıp, kalkması da tempoyu düşüren bir diğer etkendi!

22. dakikada Djaniny’nin tek kişilik gösterisi vardı... Orta sahada aldığı topu 40- 50 metre sürüp, 2 rakibini geçen yıldız forvet, müthiş bir son vuruşla şovunu tamamladı: 1- 0. Golden sonra Nwakaeme ile net bir fırsatı değerlendiremeyen Trabzonspor, savunmada ise iki tehlike yaşadı, ikisi de yan toptandı. Vitor Hugo’nun yokluğu, hava toplarında net şekilde hissedilirken, Diouf çok rahat kafaya çıktı. İlk vuruşunu Uğurcan kurtardı, ikincisinde az farkla dışarıya attı.

Zorbay Küçük damga vurdu!

İkinci yarıya Abdullah Avcı aynı kadroyla başlasa da, ilerleyen bölümlerde önce Flavio sonra Berat’ı aldı. Hatayspor’un etkili geldiği bölümlerde özellikle Serkan Asan’ın savunmadaki çok kritik hamleleri dikkat çekerken, 78’de Yusuf Sarı karşı karşıya pozisyonda mutlak golü kaçırdı. Aslında kırılma anı da buydu. 87’de ise Djaniny ile bir kez daha Trabzonspor ikiye yaklaştı ama atamadı.

Kaçan gollerin faturası uzatmalarda ağır oldu. Boupendza’nın kazandırdığı penaltıda Diouf topun başına geçerken, Uğurcan kurtardı. İlk dakikadan itibaren kötü bir maç yöneten Zorbay Küçük, atışı tekrarlattı. Bu kez Boupendza beyaz noktaya gelip, golü attı: 1-1. Hakemin damga vurduğu maçta Bordo-Mavililer ikiyi atamamanın sıkıntısını yaşadı ve üst üste 4. beraberliğini aldı.

Nwakaeme ile Ekuban’ın aynı anda yokluğu, Trabzonspor’un hücum gücünün yüzde 50’den fazla azalması anlamına geliyordu. Bu sezon zaten gol yollarında sıkıntı yaşayan Bordo-Mavililer’in, iki yıldızının kadroda olmadığı maçta hücumda kısır bir görüntü çizmesi beklenen bir durumdu. Ancak özellikle ilk yarıdaki düşük temponun pek bir izahı yok! Topu ayağına alan geri döndü, Bakasetas dışında kimse insiyatif kullanmadı ve Bordo-Mavililer rakip kaleye gitmekte inanılmaz zorlandı. Buna rağmen Bakasetas ve Flavio’nun ceza sahasından yaptığı tehlikeli vuruşlarla Trabzonspor gole yaklaştı, 1997 doğumlu Tarık önemli kurtarışlara imza attı.

İkinci yarıda uyandılar

Soyunma odasındaki konuşma hararetli geçmiş olacak ki, ikinci devrede sahada daha istekli bir takım vardı. 65-70’e kadar ciddi baskı kuran Bordo- Mavililer, özellikle Djaniny ve Bakasetas’la rakibini zorladı. Ancak bu kez de karşılarında Tarık vardı. Kayserispor maçında genç kaleci Doğan’ı geçemeyen Fırtına, Karadeniz derbisinde de Tarık’a takıldı. Tarık’tan sonra dünkü maçın en dikkat çeken ayrıntısı, Trabzonspor’un yaşadığı kadro sıkıntısıydı...

Şans dakikası: 90+2

Rizespor’da 9 gollü Skoda çıkıp 6 gollü Remy girerken, Bordo-Mavililer’in kulübesinde tek bir hücumcu yoktu! Yunus sakatlanınca Yusuf Sarı hamlesini zorunlu olarak ilk yarıda yapmak zorunda kalan Abdullah Avcı, mecburen skoru tutmaya çalıştı. 86’da Vitor Hugo kırmızı kart görünce Bordo-Mavililer tamamen 1 puana razı bir görüntü sergiledi. Onlar adına şans anı, 90+2’ydi. Djokovic’in sert şutunda top üst direkten dönerken, Trabzonspor üst üste 3. beraberliğini aldı

Özcan Bizati geldi, Gençlerbirliği dirildi... Kırmızı-Siyahlılar, deplasmanda Johansson ve Stancu’nun şık golleriyle kazanırken, Süper Lig’de tam 5 yıl sonra 3’te 3 yaptı; ligde kalma yolunda iyice umutlandı.

Sezon başından beri içerisi-dışarısı fark etmeden her rakibine karşı aynı oyunu sergileyen Alanyaspor’un yine kontrolü elinde bulunduran taraf olacağı zaten belliydi. Burada önemli nokta; Gençlerbirliği’nin ne yapacağı, Çağdaş Atan’ın planına nasıl karşılık vereceğiydi... Milli ara öncesindeki Kasımpaşa ve Fenerbahçe galibiyetleriyle ayağa kalkan Gençlerbirliği, Alanya deplasmanında 90 dakika boyunca çok düzgün durdu. Akan oyunda arkada kolay boşluklar bırakmayan, zaman zaman ön alan baskısıyla Alanyasporlu oyuncuları zorlayan Özcan Bizati’nin takımı, uygulayabileceği en doğru planı sahaya yansıttı ve kümede kalma yolunda çok kıymetli bir 3 puan daha kazandı...

8. dakikada günün yıldızlarından Sefa Yılmaz, sağ taraftaki boşluğu çok iyi gördü ve topu Johansson’la buluşturdu. Gençlerbirliği’nin sağ beki, düzgün bir vuruşla ağları havalandırdı: 0-1. Golden sonra tamamen geçiş oyununa dönen konuk ekip, kontrataklarla ikiyi bulmaya çalıştı. Beraberlik için bastıran Alanyaspor ise baskının karşılığını 37. dakikada aldı. Davidson’un sert şutunu kaleci Nordfeldt çıkarsa da, sekeni Berkan Kutlu tamamladı: 1-1.

Aylar sonra Stancu...

İkinci yarıda hem Alanyaspor hem de Gençlerbirliği özellikle yan toplarla tehlikeler yarattı. Son 20 dakikalık bölümde Özcan Bizati’nin üst üste yaptığı hamleler ise maçı kazandırdı. Bu sezon yaşadığı ciddi sakatlıklar nedeniyle ligde sadece 1 golü olan Stancu, 69. dakikada oyuna girip 82’de Candeias’ın güzel ortasında usta işi bir kafa vuruşuyla ağları havalandırdı, Gençlerbirliği’ni zafere taşıdı: 2-1.

Yoğun bir milli ara geçirip, geri dönüşte sadece 1 kez idman yapan Bakasetas’ın yorgunluğu net şekilde belli oluyordu. Yunus Mallı da ne hücumda ne de işin savunma tarafında takımına yardımcı olamayınca, merkezde bütün yük Parmak’a kaldı. Sivasspor ise Hakan Arslan-Cofie-Fajr üçlüsüyle orta alan üstünlüğünü 90 dakika boyunca hiç kaptırmadı. Maçın büyük bir bölümü Nwakaeme-Gradel kapışması şeklindeydi...İki hocanın da yıldız isimlere aldığı karşılıklı önlemler ve her şeye rağmen Nwakaeme ile Gradel’in bireysel çabalarıyla yarattığı tehlikeler vardı. En önemlisi 17. dakikada yaşandı. Nwakaeme, Ahmet Oğuz’u müthiş geçip kaleye yöneldi, dar açıdan yaptığı vuruşu Ali Şaşal engelledi. Maç başlangıcını kötü yapmasına rağmen 20. dakikadan sonra tempoyu tutturmaya başlayan Bordo- Mavililer, Bakasetas’ın uzaktan şutlarıyla kaleyi yokladı ama olmadı.

Bir fırsat daha kaçtı

Hücum tarafından tüm iş Nwakaeme-Ekuban ikilisine yıkılmışken, diğerlerinden bir türlü destek gelmedi. Takımın 3. bölgedeki en önemli çimentosu olan Djaniny’nin yokluğu fazlasıyla hissedildi. Gol sayısı üzerinden eleştirilen tecrübeli forvetin, aslında Trabzonspor’un hücum oyununda ne kadar önemli bir dişli olduğu dün bir kez daha kanıtlandı. Nitekim Bordo-Mavililer, Djaniny’den yoksun çıktığı 4. maçı da kazanamadı. Farklı Ankaragücü galibiyetinin ardından girilen milli ara sonrası bu maçı kazanmak, Trabzonspor adına ‘zirve yarışında varız’ deme fırsatıydı ama önemli bir şans kaçtı. Üst taraftakiler bu hafta kazanırsa, makas iyice açılacak. Böyle bir senaryoda, oyuncuları ligin kalan bölümüne konsantre etmek daha zor olacak.