‘’Oyun kötü ama çok hata ‘VAR'‘’
Mesele hakemler! İki hafta evvel Konyaspor maçının son dakikasında ülkenin iki ve üç numaralı hakemleri, bir penaltı icat ettiler. Fenerbahçe maçının kızgınlığından kurtulamayan taraftarlar ve kulüp çılgına döndü. Rizespor’a karşı atılan ilk golden sonra hakem ve yardımcı doğru bir karar ile golü vermesine rağmen ekran başında maçı izleyen sözüm ona yardımcı hakemler ve Mustafa Öğretmenoğlu, Ali Palabıyık’ı çağırdılar. Gel bir bak dediler. Ali Palabıyık yine doğru bir karar ile golü verdi. Maçın son dakikası geldi. Rakibi Linnes’i, nizami olmayan bir şekilde indirdi. Ali Palabıyık ‘devam’ dedi. Nizami golü iptal etmek için Palabıyık’ı çağıranlar, bu kez çağırmadılar! Onlar bu tür pozisyonlarda yardım için varlar. Galatasaray, ikinci golü bulduktan sonra Rize koptu. Kötü oynayan Aslan, 3’e 2 pozisyonda Onyekuru’nun saçmalaması ile 3. golü yapamadı ve maç yine hakem kararlarının ön plana çıkmasıyla sonuçlandı.
Gecenin sorusu
Jailson’un tokadından sonra kırmızı kart cezalısı durumuna düşen Donk ve Ndiaye ile hala gurur duyuyor musunuz? 10-15 dakikada top rakipteyken yok olan Feghouli, Mariano ve Selçuk’tu!
Maçın starı
Ozan Kabak. Çuvalla para kazanan abileri vasatlığı aşamazken Ozan, Galatasaraylılar’ın yaşama sevinci olmayı sürdürüyor. Çevre kontrolü çok iyi, 1’e 1’de yenilmedi. Kötü Galatasaray’ın en iyisiydi.
Maçın olayı
VAR’a olan inancın bitmesi. Koray Gencerler. Sıcacık odada, iki tane kritik kararı var. Birisi nizami golü iptal ettirmeye çalışması, ikincisi net penaltıda orta hakeme yardımcı olmaması.
Kısa mesaj
VAR odasında faal hakemler bulunmasın. Kimseye göbekten bağı olmayan herkesin güvendiği insanlar otursun. Ayıp oluyor. Öyle büyük hatalar yapıyorlar ki futbol konuşturmuyorlar.
‘’Çok değerli galibiyet‘’
Galatasaray’ın sakat ve cezalıları ve Terim’in kulübede olmayışı, 40 bin seyirciyle oynayacak Beşiktaş’ı favori kılıyordu ama kadrolara bakınca Beşiktaş’ın da Galatasaray’dan kalır yanı yoktu! Kadrosu eksik olan Beşiktaş genç Dorukhan ve Güven’in coşkusu, Pektemek’in çalışkanlığı, Ljajic’in ustalığıyla ilk yarıda oyunu domine eden taraftı. Ljajic en doğru pasları yapan, arkadaşlarına pas açıları yaratan gerçek bir 10 numara. Penaltıyı attıktan sonra, 27’de verdiği pası Güven içeri vurabilse maç o dakikada bitebilirdi. Onyekuru’nun Feghouli’ye vermediği pas Galatasaray’ı golden etti. Terim’in Muğdat hamlesi maçı getirecekti. Muğdat bir Ömer Bayram’a, bir de Feghouli’ye ‘al da at pası’ verdi, hovardaca harcandı. Galatasaray’da bir şutu direkten dönen Ozan her zamanki gibi ağabeylerinden öndeydi. Eren de arkadaşlarından bir adım geride! “Şefaatinden vazgeçtim, mezarımdan taş çalma yeter” derler ya, gol atması beklenen adam bir de penaltı yaptırdı! Bu arada, meydan kavgasına giren Donk, N’diaye ve Rodrigues, hakeme topu ona fırlatarak itiraz eden Serdar Aziz, bu mağlubiyette sahada mücadele edenlerden daha çok sorumlu!
Gecenin sorusu
Fernando ve Medel dünyanın en saçma sarı kartlarını gördükten bir dakika sonra 43’te Medel’in Selçuk’a yaptığı faul ikinci sarıydı. Çakır, “İlki ucuzdu” diye düşündü ki vermedi. Medel de, ucuz atlattı.
Maçın starı
Ljajic. Bir defa en azından maçı kazandıran penaltıda imzası var. Ömer Bayram ya da Feghouli birazcık becerikli olsaydı, maçın adamı şüphesiz ki Muğdat olacaktı.
Maçın olayı
Caner’in egoistliği. Atak 3’e 1. Vagner Love bomboş topla kaleye girecek. Caner pas vermek yerine vuruyor gol kaçıyor. Bir dakika sonra Maicon golü yapsa tarihin en acı dersini alacaktı.
Kısa mesaj
Devam gençler. Galatasaray’da Ozan, Beşiktaş’ta Güven ve Dorukhan çok seyredeceğimiz isimler. Böyle tansiyonu yüksek maçları oynaya oynaya gelişecekler. Futbolumuzu için ümitleniyorum.
‘’Göçek imzası‘’
Maç yazılarına hakem ile başlamayı sevmiyorum. Hüseyin Göçek sanıyorum kariyerini Galatasaraylı olmadığını kanıtlamak için geçirecek. Göçek, iki takım oyuncularının da centilmence götürdüğü müsabakada verdiği hatalı penaltı kararı ile hem gergin tribünleri patlama noktasına getirdi, hem de şampiyonluk yarışında Galatasaray’ı dezavantajlı duruma düşürdü. Tabii burada Serdar Aziz de son derece sorumsuzca davrandı. Hakem hatalı karar verebilir ancak sen sahada kalacaksın. Terim kadro kurmak için akla karayı seçiyor, Serdar Aziz haklıyken takım arkadaşlarını en az 3 maç yalnız bırakıyor! Böyle profesyonellik olmaz. Net pozisyonları yakalayan Konyaspor, golü bulan Galatasaray oldu. Galatasaray’da ilk yarıda başta Fernado ve Mariano, 15. dakikadan sonra Feghouli harika oynadı. Konyaspor’da ikinci yarıda Milosevic ve Traore, fark yarattı. Jahovic beceriksiz, Ömer Ali şanssız, Muslera şanslı ve başarılıydı.
Gecenin sorusu
Şimdi pişman mısın Serdar? Tamam penaltı değildi, tamam çok kızdın şimdi ne olacak? Fatih hocanın en güvendiği defans oyuncususun ve en kritik maçlarda yoksun!
Maçın starı
Belki maçın kaderine etki etmedi ancak Feghouli, sadece 30 dakikalık pas alışverişi ile oyunun en kreatif oyuncusu olmayı başardı. Tabii bunun en az 60 dakikaya çıkması lazım.
Maçın olayı
Penaltı. Hatalı penaltı kararı da verilir, bunda bir problem yok. Ancak ‘VAR’ sistemi var. Stadyum yıkılırken hiç değilse gidip bir ekrana bakmak lazım. VAR, intikam alır gibi kullanılmaz.
Kısa mesaj
Korkma Ozan. Pozisyon bilgin çok iyi. Basit oyunu iyi oynuyorsun. Ancak birkaç defa net olarak gördüm ki uzun pas yapmaktan endişeleniyorsun. Korkma! Bu taraftar senin pas hatalarından dolayı seni eleştirmez ancak korkarsan ağır eleştiri alırsın.
‘’Tadı kaçtı hocam!‘’
Kaliteli oyuncu kendini hemen fark ettiriyor. Havalanmazsa, iyi çalışma ve beslenmeyi aksatmazsa, savunmaya biraz daha yardım ederse Cengiz bizim 10 sene en kritik oyuncularımızdan biri olacak. Bir de Serdar’ın pasında golü yapabilseydi daha da güzel olacaktı.
19 yaşındaki Mert Müldür, Cengiz yeterince yardım etmediği için savunmada biraz aksadı ama gelecekte çok güvenilir oyunculardan biri olabilir.
Ömer Bayram özgüveni abartmış! 30 metre çaprazdan şutlar, el kol hareketleri güzel gözükmüyor!
Yunus Mallı bir başka 1. sınıf oyuncu, Oğuzhan’dan çok daha etkili ve faydalıydı.
Ömer Bayram’ın ortasında Enes Ünal bir tık önce gelse, gözden uzakta sürdürdüğü şahane kariyerine A milli forma altında bir gol yazdıracaktı. 21 yaşındaki pırlanta Hollanda’da, Belçika’da, İspanya’da attığı gollerine artık milli takımımızda da başlamalı.
Cenk oyuna girer girmez önce gücüyle fark yarattı. Güçlü olması, Cenk’i de bu yükten kurtarması lazım.
Sinan en iyi maçını oynadı ama Lucescu şu hazırlık maçında bari Okan Koçuk’a bu şahane formayı taşıma hakkını tanısaydı. Güzel olurdu.
Maçın starı
Stoper oynuyor, ön libero oynuyor, tekniği iyi, hem savunmada hem hücumda hava toplarının etkili ismi. Okay standardını hiç düşürmeden devam ediyor. Çok kritik müdahaleleriyle takıma nefes aldırdı.
Maçın olayı
Hazırlık maçı, resmi maç fark etmez, en az bir gün önceden ‘Maç başlasın’ diye içimiz giderdi!
Yeniliyoruz, eleniyoruz, teknik adamımızdan hep iç karartan açıklamalar geliyor, milli maç heyecanı zayıflıyor!
Kısa mesaj
Yazımı yazarken Lucescu maçtan sonra ne dedi bilmiyorum. Yine, “Kulüplerinde oynamıyorlar” dediyse, ben de diyorum ki, ‘Oynayanını al hocam!’ Ben oyuncu kazanandan çok, maç kazanan milli takım istiyorum.
Nice yıllara Fanatik
24 yaşına girdi gazetemiz. Gazetede emeği geçen abim dahil, birçok ustayı, arkadaşımızı kaybettik. Birçok kardeşimiz evlendi barklandı, çocukları oldu.
Şu an çalışan, çalışmayan bugünlere gelmemizde emeği geçen tüm arkadaşlarıma, gazeteme nice başarılı yıllar diliyorum.
‘’Sağolasın Lucescu!‘’
Milli takımın başarılı olabilmesi için birçok futbol doğrusunu aynı anda yapabilmesi lazım. Mesela takım savunması! Yapmaya çalışıyoruz yapamıyoruz. Fizik kalitemizin, atletik becerilerimizin yüksek olması lazım. Gördük ki, Rusya da, İsveç de bizden daha iyiler. Güzel oynanan ilk yarının ardından, birazcık baskıyla darmadağın olduk. Kafası kesik tavuklar gibi koşuşturup durduk. 3 pas yapamadık. Orta sahada yönlendirici bir liderin yokluğunu yaşadık. Kenardan oyuna müdahale edecek bir teknik adamı da! O da 72. dakikaya kadar seyretti... Santrforumuz Cenk top tutmalı diyoruz ama onu yapayalnız bıraktık! Cengiz ve arkasındaki Zeki iyi ikili oldular. Zeki bu kadar az deneyimsizken, diğer kanattaki Hasan Ali’den daha etkiliydi. Güçlü, cesur ve en önemlisi oyun içinde devamlılığı var. Okay da başka bir banko artık. Üçlüye dönersek üçlünün merkezi, 4’lüye dönersek en güvenilir ön libero. Ancak penaltıyı yaptırıp notunu düşürdü. Çağlar bu sezon liginde 80 dakika forma giymiş olmasına rağmen fizik kalitesi çok iyi. Ama abartılı bir özgüveni var! Burası milli takım, defansta sıfır riskle oynamak lazım.
Gecenin sorusu
Oyunun lideri kim? Emre lazım değil mi? Oğuzhan bu işi yapamaz, Emre Akbaba da sakat. Kim ne derse desin Emre’nin lisansı olduğu müddetçe Emre’yi milli takıma alırım. Belözoğlu olanı!
Maçın starı
Cengiz özgüvenini yükseltmiş. Güçlü, sprintleri rakip için yıpratıcı ve çok iyi bir şutör. Maç boyunca adımıza gelişen tehlikeli atakların çoğunda imzası var. Gelecek onun. Yeter ki eski günlerindeki gibi çok çalışsın, ağabeyleri gibi şaşırmasın!
Maçın olayı
Küme düşmek. Böyle mi olacaktı Lucescu? Sevgili Lucescu bizi Dünya Kupası finallerine götürsün diye geldi. Başaramadı. Avrupa Uluslar Ligi’nde de B grubundan C grubuna düşürdü. Harika da oynamıyoruz. Niye onunla devam edelim ki... Ülkenin dövizine yazık...
KISA MESAJ
Züğürt tesellimiz. Avrupa Uluslar Ligi’nde biz bir alt gruba düştüğümüze göre, alt grupta birinci olarak katılamayacağımız bir turnuvaya bilet kapabiliriz! Değil mi sevgili hocam!
‘’Eksik kadro şahane skor‘’
Sakat ve cezalılar kadar Fatih Terim’in olmaması endişe vericiydi. Üstüne bir de 3’lü savunma çok riskliydi. Ozan daha dün başladığı profesyonel macerasında farklı farklı isimlerde 4’lünün merkezinde oynamıştı. Bir pozisyon dışında yine yüzünün akıyla çıktı genç futbolcu.
Fatih Hoca ciddi bir risk aldı ama maçı da kazandı. Kazanan haklıdır! Üstelik son golü orta beşlinin sağındaki Mariano ortalayıp, solundaki Ömer bitirdiyse.
Selçuk ve Belhandalı orta saha tüm mevcutlardan daha kaliteli ama öndekiler hala soru işareti. Sinan toplamadaki 0, çarpmadaki 1 etkisinde.
Feghouli klas ama et mi balık mı belli değil! Yine de adam eksilterek attığı şut Onyekuru’nun golünü getirdi.
Ömer ve Sinan’ın kaçırdığı goller maçın erken bitmesini engelledi.
Yaraların sarılması, kafaların rahatlaması için çok önemli bir 15 gün. Belki Fernando ve Eren de iyileşir, kim bilir?
Gecenin sorusu
Devre bittiğinde Galatasaray’ın toplam koşu mesafesi 51 kilometreydi! Neden bu kadar az koşuluyor? Çok sprintli oynamadıkları da ortada. Büyük problem.
Maçın starı
Mariano, takım derli toplu olursa 10 numaranın görevini sağ kanattan yapıyor.
İlk golün başında, Ömer ve Sinan’ın kullanamadığı fırsatların organizasyonunda onun ismi var. Maçın sonunda da Ömer’e harika indirdi.
Maçın olayı
Sinan’ın pozisyonu bence de penaltı değildi ama Onyekuru’nun düşürülüşü net bir penaltıydı.
Oyun akarken ben de vermeyebilirdim ancak VAR bunun için var!
Kısa mesaj
Sinan hocasına ve takım arkadaşlarına nefes aldırmıyor, “Bizde Sinan var” dedirtmiyor. Kendini futbola adamazsa elbet futbol oynar, ama Galatasaray’da değil.
‘’A-ta-cak-sın!‘’
Bu düzeyin yazılı olmayan kesin kuralları. 1- Kolay gol yemeyeceksin 2- Yakaladığın fırsatı yüksek yüzdeyle atacaksın. İlk Schalke maçının ardından yazımın başlığını “Muslera’dan armağan” diye atmıştım. Uruguaylı kaleci 4 net kurtarışla puanı Galatasaray’a getirmişti. Aynı Muslera bu kez maçın başında büyük bir hatayla gol yedirdi ancak telafisi mümkündü. Belhanda iyi günündeydi. İlk yarıda bir Onyekuru’ya, bir Rodrigues’e gollük paslar attı. Onyekuru korktu kaçırdı. Zira ayağını topa soksa gol olabilirdi, kaleci penaltı yaptırabilirdi, o dokunmamayı seçti! Rodrigues ise kalecinin yattığı pozisyonda en yanlış kararı verip güzelim pozisyonu heba etti. Belhanda pres yaptı, top Sinan’a düştü. Takımın toplamada, çıkarmadaki etkisiz elemanı bu fırsatı da kaçırdı! Schalke çizgiye inip penaltı noktasına çevirdiği toplarla 3 pozisyon buldu, birini atınca maç bitti. Umarım bu kaotik ortamda üçüncülük fırsatı da uçup gitmez.
Gecenin sorusu
Normal bir insan için değil, bir futbolcu için bile süper maaşın var. Yeteneğinden de şüphe yok. Yenilmeyi hazmetmeyen bir futbolcu o formayı alır! İlk golünde kahraman olursun yaptıkların hemen unutulur!
Maçın starı
Sorumluluktan kaçmıyor, pas alış verişlerinde daha rahat. Kademesi yüksek, havada da iyi! Terim 1 dakika süre vermese, 1000 kişiden biri “Haksızlık bu” demezdi. Sahadaki ve kulübedeki abilerine bakıyorum ve ben “Bravo sana Ozan” diyorum.
Maçın olayı
6 milyon Euro bonservis. 4 milyon Euro maaştan kurtuldu Galatasaray! Tarihin en güzel kurası sırf bu yüzden heba oldu. Gomis’li kadro Schalke’yi içeride kesin yenerdi, bir şekilde ilk ikiye de girerdi. Şimdi hem lig, hem Avrupa sıkıntılı.
Kısa mesaj
Sakatlar ve kötü transfer politikası yüzünden takım zaten eksik. Kalite farkı birlikte ve çok koşarak kapatılır, rakipler 1 kişi fazla oynuyor. İlk 3 maçta Şampiyonlar Ligi’nin en az koşan takımlarından biri olan Galatasaray dün 102.3, Schalke 111.3 km koştu.
‘’Yazıklar olsun‘’
Bu maçı 65’e kadar seyreden kimseyi Skrtel’in net pozisyonda auta attığı topla Fenerbahçe’nin galibiyeti kaçırdığına inandıramazsınız. İlk 65’te 12 dakika Fenerbahçe, 53 dakika Galatasaray’ın istediği gibi oynandı. Donk ile Ndiaye iyi oynayınca Belhanda da tüm kalitesini ortaya çıkarttı. Bir gol attırdı, gol olabilecek 3-4 tane daha organizasyon yaptı. Serdar Aziz’in indirdiği topta Donk Harun’u avladı. Direkten dönen toplar, kaçan fırsatlar Fenerbahçeliler’e, “Bu oyuna 1-0 iyi skor” dedirtti. Galatasaray ikiyi de buldu, fark düşünülürken, Muslera’nın kontrolsüzlüğü skoru bire indirdi. Belhanda hatalı taç kararı için yerde otururken, Valbuena işini yaptı, Jailson da Muslera’yı çaresiz bıraktı. Biraz dikkat Galatasaray’a farklı galibiyeti bu kadroyla bile getirebilirdi. Santrfor yok, kanat oyuncuları Rodrigues ve Onyekuru berbat oynarken Galatasaray farkı kaçırdıysa o santrforu satan ve yenisini almayan yönetim hep sorgulanacak!
Gecenin sorusu
Bu Eren’in sakatlığı nedir? Bir var bir yok! Dersiniz ‘4 hafta yok’, bilinir! Papatya falı gibi, ‘Yetişti, yetişiyor, yetişmedi!’ Devre arasına kadar sahada olması ve kalması şart...
Maçın starı
Valbuena kendini yere attı mı, attı. Savunmada yetersiz miydi, yetersizdi. Ancak farklı mağlubiyeti attığı penaltı golü ve attırdığı golle engelledi.
Maçın olayı
2-0’dan dönüş... Hem de ne dönüş. 85’te Eljif’in şutunu Muslera büyüklüğüne yakışır şekilde kurtarmasa, Skertel zor değil kolay olanı yapsa 65 dakika mahkum oynayan Fenerbahçe kazanacaktı! Fenerbahçeli futbolcular 2 puan yitirmişken kredi kazandı.
Kısa mesaj
Bir derbi için son derece centilmence geçtiği kabul edilebilecek bir maçı, maç bittikten sonra dünya basınında çıkacak yeni bir negatif habere çeviren tüm aktörlere yazıklar olsun, yuh olsun. Kimse şiddetini meşrulaştırmaya kalkmasın.