‘’Dadaş Timsah'ı yaktı!‘’
Lafın sonunu baştan söyleyelim. Kümede kalma yarışı fikstüre ve son hafta sonuçlarına bakınca Göztepe ve Erzurumspor arasında geçecek gibi... Son 3 haftada 7 puan alıp ümitlenen Erzurumspor karşısında Bursaspor topa sahip olan, deneyen taraftı. Ancak son 4 maçta yalnızca 1 gol atan Yeşil-Beyazlılar, şutların isabetsizliği, Yusuf’un savrukluğu ile oyun üstünlüğünü skor üstünlüğüne çeviremedi. Erzurum, Hamzaoğlu’nun hamleleri ile golü çok istediğini gösterdi. Eduok’un nefis şutuyla öne geçti, Oyak Renault altyapısındayken hayali Bursa’da oynamak olan Hakan Arslan’ın nefis golüyle de maçı bitirdi. Erzurumspor’un işi hala çok zor, Bursaspor’un ise Göztepe’yi yenmek şartıyla büyük bir futbol mucizesine ihtiyacı var.
Penaltı olmalıydı
Emrah’ın çevirdiği ve Ertuğrul’un elinden dönen top VAR hakemi Ali Palabıyık tarafından herhalde, ‘kol doğal konumunda’ denerek korner verildi. Oysa, Ali Palabıyık sahada, Cüneyt Çakır VAR’ın başında olsaydı Erzurumspor penaltı kullanırdı. Çünkü Ertuğrul’un sol eli ve kolu gösterdiği gibi vücuduna yapışık değildi.
Aytaç ve Yusuf ayıp!
Maçın en çirkin olayı Aytaç ve Yusuf arasında yaşanan diyaloglardı. Aytaç uygun pozisyondaki Yusuf’a topu ilkpozisyonda atmadı, Yusuf aldığı topu kullanamadı, Aytaç el kol hareketleriyle bir şeyler söyledi. (Ne dediğini görmedik) Yusuf görüntüde iken yaklaşık 10 saniye bağırarak çok ağır küfürler etti. Cüneyt Çakır ve yardımcı hakemin duymamasına şaşırdım! Kırmızı kart olmalıydı. Anladım ki Aytaç ve Yusuf takım arkadaşı değil, sadece aynı takımda oynuyorlar. Aynı hedef için uğraşanlar birbirlerine bu denli ve rahat sövüyorsa orada teknik adamın başaracağı bir şey olamaz. Öyle takım olmaz!
‘’Aslan kredisinden yedi‘’
Konyaspor’un çok yavaş ve yavan oynadığı, Galatasaray’ın da bu tempoya ayak uydurduğu bir ilk devre seyrettik. Konyaspor bölünmeden parçalanmadan dar alanda savunma yapmaya çalışırken, topa sahip Galatasaray Onyekuru ile biraz kıpırdadı ama pozisyonları da Ömer Ali ile Konyaspor yakaladı. Galatasaray’ın hücum organizasyonundaki kilit isimleri Feghouli ve Belhanda’nın ortada olmayışı Galatasaray’ı da sıradanlaştırdı. Takımbiraz çabuk pas yapınca, pozisyonlar da gelmeye başladı. Galatasaray adına koca devrenin “ah” dedirtecek tek pozisyonu Fernando’nun güzel ara pasında Diagne’nin santimlerle ofsaytta yakalanmasıydı. Luyindama ve Fernando arkadaşlarından daha iyi oynadı, dönen toplar çabuk kazanıldı ama kaliteli orta üretmeden olmaz. Solda Nagatomo, sağda Feghouli ve Mariano orta yaparken ya rakipleri şişledi, ya da topu Diagne’nin 5 metre önüne 5 metre arkasına gönderdi. Koca maç tek süper denebilecek pası Belhanda gönderdi, onu da Diagne kullanamadı!
Gecenin sorusu?
Kanat ortaları nerede?
Maçın starı
Luyindama... İdeal partneriyle oynamasa da, havadan yerden çok etkiliydi. Çok kritik iki müdahalesi ile bence maçın oyuncusu olmayı hak etti. Mariano ise tekniğini inkar edercesine kötü paslar üretti.
Maçın olayı
65-71... Belhanda’nın biri akan oyunda diğeri duran topta verdiği paslarda Diagne ve Ndiaye’nin kaçırdığı fırsatlar. Bu kilit pasları da ondan başka atan yok. Hep oynamalı.
Kısa mesaj
Galatasaray’ın Başakşehir’i yenmesi koşuluyla, rakipler de her maçı kazanırsa bir beraberlik hakkı vardı, kalmadı. Çok heyecanlı olacak.
‘’Trabzon'da huzur var‘’
Çok güzel maç oldu. Trabzonspor en iyi oyunu oynamadı, Ertaç’ın kalesinde devleşmesine rağmen yine de kazanmayı başardı. Abdülkadir Parmak’ın kaçırdığı pozisyondan sonra maç ısındı. Nwakaeme’nin Sertaç tarafından kurtarılan şutu, “Gol geliyor” diye düşündürdü. 10 saniye sonra gol de geldi, Malatyaspor’dan! Onur ve Burak ayrıldıktan sonra çok sempatik ve kazanan bir takım haline gelen Trabzonspor, şehrin futbol kültürüne yakışır biçimde konsantrasyonu hücumda yoğunlaştırınca Ömer harika bir vuruşla cezayı kesti. 1- Top rakipteyken savunmaya yükek konsantrasyon, 2- Seneye Hüseyin’in yanına yüksek topların hakimi, pozisyon bilgisi yüksek bir stoper lazım. Anthony’nin attığı gol güzel, gol pasına imza attığı pozisyonda Rodallega’nın kafa şutu ise mükemmeldi. Zorbay Küçük’ün Mustafa’ya gösterdiği ikinci sarı kart bence ağırdı. Abdülkadir Parmak’ı ve dün çok iyi olmasa da Yusuf’u seyretmek büyük şans.
Gecenin sorusu?
Neden son pas yapılmadı? Trabzonspor 4’e 2, 4’e 3 geliştirdiği ataklarda oyuncular egoist olduğu için çok pozisyon harcadı. Neden? Artık atanlar kadar attıranların da övgü aldığını bilmiyor musunuz?
Maçın starı
Malatyaspor puan kazansaydı bu isim Ertaç olacaktı elbette... Nijeryalı futbolcu attığı ve attırdığı iki gol, adam eksiltme becerisi, şutlarıyla maçın en öne çıkan ismi oldu.
Maçın olayı
Ben buraya Onur ve Burak’ın kadro dışı bırakılması diye yazacağım. İstifaya çağrılma (Ağaoğlu) ve kovulma (Karaman) riskini alıp verilen karar takıma huzur, denge ve başarı getirdi. Yılın olayıdır, bu maça da yansıdı.
Kısa mesaj
Fenerbahçe maçı kaybedilseydi, bugün başkan ve hoca nerede, takım kaçıncı sırada olurdu, hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
‘’Akigo'nun direnişi‘’
Parça parça da olsa maçın büyük kısmında oyunun hakimi olan Göztepe galibiyetin şehvetine kendini fazla kaptırdığı için beraberlikten de oldu. Risk alması gereken Akhisarspor’du, riski Göztepe aldı cezayı Akhisar kesti! Göztepe taraftarının müthiş itici gücü ile maça harika başladı. Sağdan geldiler, soldan geldiler, ortadan geldiler. Rakibi kalelerine hiç yaklaştırmadan çok sayıda pozisyon yakaladılar. Başta Borges, Poko ve Castro ortada Akhisar’a nefes dahi aldırmadılar. Göztepe’nin nasıl can havliyle oynadığı Akhisar’ın ilk yakaladığı pozisyonda bir daha anlaşıldı. Aykut’un gollük şutunda Castro ve Poko can havliyle atladı.
Göztepe’nin forveti olsa!
Yasin’in solda, Halil’in sağdaki etkili oyunu, aynı etkideki bir santrforla gol getirebilirdi, ancak Jerome berbat bir günündeydi! Harika oynayan Lukac’a, önce stoper Cocalic ve Kadir, sonra ortada Rotman, önde Manu katkı verdi. Tamer Tuna Ghilas’ı alınca, “Gol bulabilir” diye düşündük ki; Yasin’in kendisini Lukac’la karşı karşıya bırakacak pasını ayağının altından kaçırdı. Lukac, ikinci devrede de Agbenyenu ve Castro’nun vuruşlarını kurtararak maçın adamı oldu. 63’te Bokila’nın kaçırdığı fırsatta saç baş yolan Akhisarspor, 88’de bayramı yaşadı.
Manu’yu kovalarsan...
Manu topla koşmaya başladı, Titi de onunla koşmaya çalıştı! Manu vitesi 5’e attı ve yalnız kaldı, pasında Cem Kavçak’ın oyuna aldığı Barbosa golüyle takımına yaşam verdi, Göztepe’yi ateş hattında bıraktı. Bu 3 puan Akhisar için 3’ten çok daha fazlası, giden 1 puan ise en az 3 puan kadar anlamlı. Çok arayacaklar.
‘’Malatya'nın uyanışı‘’
Son 7 maçta 2 beraberlik ve 5 mağlubiyet alan, son 3 maçta gol atamayan Malatyaspor başarısız serisini Ankaragücü önünde sonlandırdı, rakibini ateş hattında bıraktı.
Maçın ilk yarısı pozisyon zenginliği açısından sıkıcı, son dakikaları ise nefes kesiciydi.
Koca ilk yarıda Guilherme’nin kornerinde Robin Yalçın, hem Pazdan hem de Kulisiç’in pozisyon hatasında topa dokunamayıp fırsatı kaçırdı. Koca ilk yarının akılda kalan tek pozisyonu!
Çok eksik başladılar
Malatyaspor her zamanki gibi kontrollü, Ankaragücü ise daha derli toplu ve ön bölgede oynamayı seven bir görüntüdeydi. Malatya kontrollü olmak zorundaydı çünkü, sezonun ilk devresinde genelde oynayan Chabake, Mina, Sadık ve Buğra (Erkan) defans dörtlüsünün yerinde Seth, Robin Yalçın, Mustafa Akbaş ve yeni transfer Bülent Cevahir vardı!
Boutaib satıldı, takımın en etkili forveti Aleksic de kulübedeydi.
Atamayana atarlar!
Erol Bulut’un ikinci devrenin başında Aleksic’i oyuna alışı maçı Malatyaspor’a getirdi. Aleksic’in aldığı penaltı ve Pazdan’ın hatasında bulunan Guilherme ile bulunan ikinci gol takımı bir nebze rahatlattı.
Seth’in kötü pasını yakalayan Orgill farkı bire indirince bütün senaryo değişti. Kalan dakikalarda Ankaragücü bırakın beraberliği 3 puan bile alabilirdi. Ama önce harika bir pas organizasyonun sonunda İlhan, sonra İlhan’ın pasında Kulusiç çok net gol fırsatlarını kaçırdı, Ahmet İldiz, ‘Atamayana atarlar’ sözünü doğrulayan bir golle Ankaragücü’nü evine puansız yolladı!
Tek hatası var
Oyuncuların yardımıyla genelde iyi bir maç yöneten Özgür Yankaya maçın sonlarında bir duran top organizasyonunda Malatya kalecisi ve stoperinin yere düşmesinin ardından, herhalde, “Faul vardır” diyerek düdük çaldı. Bence pozisyon temizdi, maçın kaderini etkiledi, dilerim Ankaragücü’nün ligdeki kaderini etkilemez.
Kırılma anı: Dakika 83
İlhan Parlak’ın bu dakikada kaçırdığı fırsat ve Kulusic’in pozisyonunda top gol olsa, Ankaragücü belki de 1 puan alacaktı.
Maçın adamı: Aleksic
Malatyaspor’un yıldızı Aleksic, kulübede başladığı maçta oyuna girdikten sonra kalitesini gösterdi, galibiyeti getirdi.
‘’Lider'e durmak yok‘’
Başakşehir ligin zirvesindeki yerini sağlamlaştıran, ligin boyunu da bir hafta daha kısaltan çok önemli bir galibiyet elde etti. Başından sonuna kadar oyunun kontrolünü elinde tutan Başakşehir’in oyun hakimiyetleri o kadar belirgindi ki, Malatyaspor, kaleci Mert’i tedirgin eden ilk şutunu ancak 75. dakikada çekebildi. Başakşehir çok mu iyi oynadı, hayır. Ancak sonuç almayı biliyorlar
Pozisyon gri ise...
En kritik pozisyon 44’te kullanılan penaltıydı. Bülent’in zamanlama hatası olduğu ve topla oynama şansının olmadığı kesin ama televizyonda gördüğümüz iki açıdan da penaltı ağır bir karar gibi gözüktü. Aslında kamuoyunu rahatsız eden durum, mesela, elle oynama gerekçesiyle doğru bir şekilde Malatyaspor lehine verilen serbest vuruş kararında hakem Fırat Aydınus’un Emre ve Arda’ya 2 dakika pozisyonun el olduğunu anlatmaya gayret edişiydi. Oyuncular ikna oldu mu bilmem ama Aydınus’un penaltı kararına bu da gölge düşürdü. “Pozisyon gri ise Aydınus tercih hakkını güçlü tarafa kullanır" diye düşünülüyor.
Arda kıpırdadı...
Penaltıydı değildi tartışılacaktır ancak tartışılmaması gereken Başakşehir’in haklı galibiyeti. Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor maçlarında gövde gösterisi yapan Malatyaspor’un “Çok iyi savunma yapalım. Tempoyu düşürelim. Denk gelir de atarsak” düşüncesi işe yaramadı. Malatyasporlu Chebake ve Adem’in darbe yokken çok sert darbeler almış gibi yatmaları ve doktor çağırmaları da kötü görüntüler. Visca attığı golle maçın adamı oldu. Aslında sezonun oyuncusu... Krize giren çoğu maçı o çözüyor. Arda kıpırdadı, koşmaya başlarsa Avcı’nın takımı Başakşehir tutulmaz.
‘’Aslan takipte‘’
Galatasaray kazanması gereken bir maçı kazanarak yarışta kaldı. Performansına bakınca, “Kasımpaşa Diagne’yi satarak ne kadar güç kaybettiyse, Galatasaray Diagne’yi alarak o kadar güç kazandı” demek mümkün değil. Ancak şunu söyleyebiliriz, “Kasımpaşa ilk yarıdaki puanları kazanmasaydı, küme düşerdi!” İlk 15 dakika sahada oyuna tam manasıyla konsantre olmayı başarmış bir tek Trezeguet vardı. O oynadı, herkes onu seyretti. Attığı golde Trezeguet’in güzel vuruşu kadar, Muslera’nın hatası da vardı.
Muslera kalitesinde bir kaleci kapattığı köşeden gol yememeli. Artık rahatlıkla söyleyebilirim ki Marcao çok pahalı bir alıcı çıkmazsa, senelerce iş yapar. Bir stoper oyunu ancak Marcao kadar iyi başlatabilir. Şampiyonlar Ligi için yetersiz, Türkiye Ligi için fazla ikilisi var Galatasaray’ın. Belhanda ve Feghouli! Belhanda attığı ve attırdığı golle maça kilidini açtı. Feghouli ise takımın en yetenekli oyuncusu... Ve kim ne derse desin, Selçuk takımın oyun kalitesini yükseltiyor.
Gecenin sorusu
Muslera pasla başlamak zorunda mı? Karşılaşmanın ilk yarısında Muslera’nın merkeze attığı bir pas oyuncuların da yüreğini ağzına getirdi. Donk’un pozisyon sonrası iki elini göğsüne getirip, Muslera’ya akışı anlatıyor, “Garanti pas yoksa, uzun oyna!"
Maçın starı
Feghouli... İlk yarının son haftalarından itibaren Galatasaray’ın oyununa en çok katkı yapan oyuncu. Müthiş teknik. Attığı 3 golle doğal olarak maçın oyuncusu oldu ancak çok daha iyisini oynayabilir.
Maçın olayı
Hakemleri çok hırpalıyoruz ve genelde hak ediyorlar. Ali Palabıyık bu isimler arasında bence en iyisi. Gol olan frikik kararı da, Diagne’nin penaltı beklediği pozisyonunda “oyna” kararı da, golde avantaj oynatması da doğruydu. Hem de VAR yardımı olmadan! Diagne’nin pozisyonu içinse VAR yok mu?
Kısa mesaj
Galatasaray güçsüz rakipleri kolay geçiyor. Teknik kalitesi çok yüksek ancak, ritmi yukarıda tutmak, çok sayıda sprint yapmak ve dönen topları çabuk almakta hala sıkıntısı var. Teknik kalite ile nereye gidileceğini göreceğiz.
‘’Bu sene hazırlık!‘’
Hikmet Karaman takım savunmasını çok iyi hazırlamış, gol şansını ise kontrataklara bırakmıştı. Soldado’nun kırmızı kartı işini çok kolaylaştırdı. Soldado'nun çok tartışılacak ancak Alper Ulusoy'un haklı olduğuna inanarak verdiği kırmızı kart maçın tüm dengesini değiştirdi. Fenerbahçe iyi savunma yaparken ve skor 0-0’ken çok önemli bir de pozisyon yakaladı. Moses'in ara pası enfes, Jailson'un kontrolü güzel, vuruşu kaleci Lung'u maçın adamı yapacak nitelikteydi.
Karaman, Fenerbahçe'nin sağ kanadındaki büyük gücünü savunabilmek için sol bek Kucher'in önüne Umut'u koymuştu, Umut’un desteği işe yaradı. Fenerbahçe koca ilk yarıda rakip kaleyi bir kez tehdit etti. Ekici’nin frikiği Lung’da kaldı. 65'ten sonra oyunun tek hakimi Kayserispor oldu. Hikmet hoca çift santrfora döndü, ceza alanına çok sayıda yan top gönderdi, Serdar Aziz ve Roman Neustadter çok sayıda topu kesmeyi başardı, taa ki Kravets’in golüne kadar! Jailson dışında vasatı aşan Fenerbahçeli oyuncu yoktu.
Gecenin sorusu
Böyle bir standart olmadığını elbette biliyorum. Şiddet barındırmasa da, kısa zamanda ardı ardına 5 faul yapan Mensah’ın sarı kart görmemesi Alper Ulusoy’un futbolu maalesef doğru yorumlayamadığının belgesi!
Maçın starı
Küme düşme endişesi taşıyan takımını attığı golle çok rahatlattı. Kravets, attığı golde resmen gökyüzüne çıktı ve güzel kafa şutuyla Kayserispor'u Fenerbahçe’nin üstüne taşıdı.
Maçın olayı
Pozisyon orta sahada, sarı kart haklı. Daha ne söyleniyorsun Soldado? Maçın dengesini gördüğü kartla Kayseri lehine döndüren oyuncu Soldado oldu. Net anladığımız Türkçe küfürlerin dışındaki sözlerin tamamı maalesef tartışma konusu, o da ayrı!
Kısa mesaj
Fenerbahçe mağlubiyeti başka örnekler üzerinden hakem kararına bağlayıp gerçekleri ıskalamamalı. Santrforlar gol atamıyor, orta sahadan oyuncular atak sonlandırmaya gitmiyor. Takım feci hücum ediyor.