Maça çift santrforla ve Lennon ve Henrique gibi çabuk oyuncuların katkısı ile golü Muğdat'la bularak başlayan taraf Kayserispor oldu. Sonrasında oyunu dar alana çekerek tatlı sert savunma ile de Trabzonspor'u durdurmayı denediler. Ancak Djaniny'nin dönüşü, Ekuban, Nwakaeme'nin hareketliliği ve Bakasetas'ın kaleye yakın oynaması ile Trabzonspor pozisyon bulmakta zorlanmadı. Özellikle genç Doğan Trabzonspor'un yakaladığı fırsatlarda harika refleksleri ile dikkat çekerken skoru dengede tutan ayrıntı kaleci performansı oldu. 2.yarıya Hamza hoca çift forvetten vazgeçip orta saha takviyesi ile dönünce, Trabzonspor topa hakim olmasına rağmen pozisyon bulmakta zorlandı. Özellikle Nwakaeme'yi iyi savunan Kayserispor'da Uğur Demirok da çok başarılı bir maç çıkardı. Yine de Bakasetas, Ekuban ve Baker denemelerinde futbol şansı Trabzonspor'un yanında olsa maçı rahat kazanabilirdi. Sonuçta 2. yarı pozisyon vermemesine rağmen finali yapamadığı için 1 puana razı olan Trabzonspor sezon içinde kırılma maçı olarak kabul edilebilecek bir maçı daha kazanamış oldu.

Gecenin sorusu

Topa hakim bir takım için en ciddi eksiklik neydi? Trabzonspor'un beklerinden ne pas trafiğinde ne de hücumda hiçbir katkı almadığı gerçek. Pereria ve Novak'tan sonra Trabzonspor bekleri hangi isimler oynarsa oynasın tam anlamıyla yetersiz kalıyor.

Maçın starı

Kaleci Doğan Kayserispor ligi nerde bitirir bilmem ama bu sezonun en önemli kazancı oldu. Harika refleksleri ve yer tutuşu ile Kayseri'nin aldığı puanın kahramanı genç kalecisi oldu.

Maçın olayı

Trabzonspor için ortak olunabilecek bir yarış var ama kulübenin bu kadar zayıf olması Abdullah Avcı'nın elini kolunu bağlıyor. Trabzonspor'un bu sezonki en önemli sıkıntısı kadro darlığı Kayseri maçında da gecenin olayı, sıkıntısıydı.

Kısa mesaj

Hamza Hamzaoğlu ile çıkışa geçen Kayserispor için alınan puan şimdi çok şey ifade etmese de sezon sonunda çok değerli olabilir.

Beşiktaş’ın avantaj kaybettiği Kasımpaşa maçını telafi edebilmesi için yarın Alanyaspor karşısında 1-2 değişiklik yapması şart. Öncelikle Valentin Rosier, kesinlikle bir kanat oyuncusu değil. Necip’le beraber önlü arkalı oynadıkları ilk yarıda iyi iki savunmacı olmalarına rağmen çok uyumsuz gözüktüler. Rachid Ghezzal’ın dönüşü ile Rosier’in pozisyonuna dönmesi o kanadı yine işler hale getirecektir. Bir diğer sıkıntı ise Kevin N’Koudou ve Adem Ljajic... Üretkenlik konusu bir yana dursun, pas trafiğinde bile haddinden fazla hata yapmaları Josef ve Atiba’yı da olumsuz etkiliyor. Burada Cenk Tosun ve Gökhan Töre tam hazır olmadıkları için Beşiktaş’ın Alanya maçında anlayışını değiştirme ihtimali olduğunu düşünüyorum.

Temkinli ve risk almadan...

Alanya maçı, eğer rakibinin üzerine gider topla oynayan taraf olmak istiyorsan zor, topu rakibine bırakarak çabuk hücum eden taraf olursan daha kolay sonuca gittiğin bir mücadele olur. Şimdiye kadar Alanyaspor’un topla çok oynadığı maçların büyük çoğunluğunu kaybettiği düşünülürse Beşiktaş’ın daha temkinli ve risk almadan, rakibini bekleyeceği bir anlayışla sahada olması tercih edilebilir.

Rıdvan’ı oynatması mümkün

Hücumda Larin harici hazır bir seçenek olmaması ve bu oyuncunun alan bulamadığı maçlarda etkisiz elemana dönüşmesi de biraz bu anlayışı doğru kılabilir. Son olarak Beşiktaş’ta Fabrice N’Sakala bir türlü isteneni veremezken Sergen Yalçın’ın bu pozisyonda Rıdvan Yılmaz ya da savunması güçlü bir oyuncu ile oynaması da mümkün.

Beşiktaş sezonun en kötü maç başlangıcını yaptı Kasımpaşa maçında. Akordu ile oynanmış saz misali, milli takım arasında sanki ayarları ile oynanmış gibiydi. Öne çıktı geri dönemedi, geri geldi atağa çıkamadı. Kasımpaşa bu görüntüyü çok iyi değerlendirdi. Varga’nın kanadında etkili olduğu anda Aytaç ile nefis bir gol buldular. Pas trafiği aksayan Beşiktaş’a karşı farkı da artırabilirlerdi, olmadı. Beşiktaş’ta ise tek net pozisyon Kasımpaşa savunmasının ikramında Larin’le harcanınca devre Kasımpaşa için iyi bitti. İkinci yarıya bu kötü oyundan rahatsız olmayan Sergen hoca aynı 11’le geri dönünce sönük oyunun karşılığı Kasımpaşa için penaltı oldu. Ersin’in penaltıyı kurtarması ve Gökhan Töre’nin oyuna girmesi ile maç dengelendi. Ancak Beşiktaş’ın kapanan Kasımpaşa’ya karşı N’Koudou, Larin ya da oyuna giren oyunculardan herhangi biri üzerinden üretken bir anı olmadı. Bu güne kadar rotasyonlu kadrolardan iyi performanslar çıkaran Sergen Yalçın bu kez kısıtlı kadrosuyla bu başarıyı gösteremedi. Sonuçta Beşiktaş avantajını büyütebileceği bir maçı çok kötü oynayarak kaybetti.

Gecenin sorusu

Rosier’den forvet olur mu ? Aslında Rosier performansı net bir cevap ama Caner, Gökhan Gönül gibi özel yeteneklerden olmadığı gibi Rosier’den de sırtı kaleye dönük iyi oyun beklemek hayalcilik olur.

Maçın starı

Bu kadar önemli bir maçta enfes bir gol atan Aytaç Kara maçın kaderini belirleyen oyuncu olarak öne çıktı. 2. sarıdan atılabilirdi ama hocasının müdahalesi ile günü de kurtarmış oldu.

Maçın olayı

Beşiktaş’ın 8. haftadan sonra oynadığı en dağınık maç olması, üzerinde ısrar edilmesine rağmen Ljajic’in kötü performansı ve pozisyon bulamadan maç bitirmesi gecenin olayları diyebilirim.

Kısa mesaj

Larin 2. santrfor gibi arka direkte dokunuş yaparken iyi bir oyuncu gibi gözükebilir ama en uçta top kontrolü, adam geçme becerisi kısıtlı olduğu için kötü bir santrfor olarak gözüktü.

Trabzonspor, ilk yarı Max Gradel’i Hüseyin ile durdurmasının yanında Vitor Hugo ve Edgar’ın hatasız oyunları sayesinde zaman zaman yediği baskıya rağmen pozisyon vermedi. Hücumda ise genelde Marlon ve Nwakaeme ile sol kenarı kullanan, Bakasetas ile çok deneyen Trabzonspor gole yakın taraf görüntüsünde olmasına rağmen finali yapamayınca denge bozulmadı. Skor dengesi ikinci yarıda oyuna da yansıdı. Nwakaeme’nin kımıldandığı anlar olmasa iki takımın da pozisyon bulma ihtimali yok gibiydi.

Ekuban atabilse...

Nihayetinde Nwakaeme’nin hazırladığı pozisyonda Ekuban kafayı dışarı atınca Trabzonspor galibiyet için fırsatı tepmiş oldu. Bir diğer denge de kulübeler için geçerliydi. İki takımın kulübesinde de bu kısır görüntüyü değiştirecek oyuncu çıkmadı.

Gecenin sorusu

Alınan puan iyi mi ? Oynanan oyuna bakarsan galibiyeti kaçırdı denebilecek bir takım yoktu. Bana göre ligin en zor deplasmanlarından biri olan Sivas deplasmanından alınan puan Trabzonspor için iyi sayılır.

Maçın starı

Maçın içinde top ayağına geldiğinde fark yaratan tek oyuncu Nwakaeme oldu. İlk yarıda kendi getirdiğini bitirememiş olsa da ya da servisleri gol olmamış olsa da maçı seyretmeye değer hale getiren tek oyuncu yine Nwakaeme’ydi.

Maçın olayı

Abdullah Avcı ya Yunus ve Yusuf’tan çok ümitliydi ya da Baker ve Flavio’ya pek güvenmiyor. Çünkü skor yapma ihtimali yüksek Bakasetas’ı Abdülkadir Parmak’ın yanında, kaleden uzak oynatarak takımının gol bulma ihtimalini de azaltması günün olayıydı.

Kısa mesaj

Trabzonspor’un zaten kısıtlı kadrosu Sivas maçı özelinde Berat ve Djaniny’i çok aradı diyebilirim.

Maça orta saha özellikli forvet oyuncularımızın iyi başlaması, çabuk düşünmeleri ve topun hızını iyi ayarlamaları çabuk bir gol getirdi. Yusuf'un hazırladığı pozisyonda gelen gol ve iştahımız topu kontrol edemediğimiz anlarda bile pozisyon vermememizi sağladı. Sahada aynı anda düşünebilen oyuncu grubu olunca oyunun iki yönünü de çok iyi oynadık. Akan oyundaki gol bulma becerimizi duran topta da tekrarlayıp Yusuf'un kornerinde bu kez Çağlar'la golü bulup maçı kazanmak adına avantajımızı büyüttük. Yusuf ilk yarının sonlarında golü yapsa, işi ilk yarıdan bitirebilirdik. 2. yarıya yine topla oyunda sakin savunmada ise dikkatli başladık. Norveç'in oyunu dikine oynama istekleri, duvara çarpar gibi geri döndü. Ozan Tufan'ın pas trafiğimizin sonunda yaptığı kusursuz vuruşla da konu kapandı. Bu galibiyetle dünya kupasına katılma konusunda çok büyük bir avantajı cebimize koymayı başardık.

Gecenin sorusu

İdeal 11'miz bu olabilir mi? Milli takım için elbette rekabet ne kadar büyük olursa başarı da o kadar ihtimal doğrultusunda. Yine de Norveç 11'ine bakınca Burak Yılmaz, Hakan, Çağlar, Uğurcan, Okay ve Ozan Tufan ile iskeleti netleşmiş bir milli takımımız var. Bu iskeletin Merih ve Cenk Tosun ile daha da kuvvetleneceği bir gerçek.

Maçın starı

Fenerbahçe'de Erol Bulut ile sıradan oyuncuya dönüşme tehlikesi yaşayan Ozan Tufan, Şenol Güneş ile birlikte yine değerine değer kattı. Oynadığımız iyi oyunun karşılığını Ozan Tufan'ın muhteşem golleri ile aldık. Oyunu toplu topsuz harika oynayarak, maçın adamı olmayı başardı.

Maçın olayı

Dünyanın sayılı iki santrforuna karşı savunma bloğumuzun kusursuza yakın performansı gecenin olayıydı. Özellikle Çağlar Söyüncü bu bloktaki performansı ile öne çıktı.

Kısa mesaj

Milli takımı izledikçe Uluslar Ligi'nin futbolcular tarafından çok ciddiye alınmadığı daha iyi anlaşılıyor. Bana göre haksız da sayılmazlar.

Fenerbahçe, Erol Bulut’la geçen dönemi hayal kırıklığı içinde noktaladı. Söylenecek, eleştirilecek çok fazla konu var ama bu eleştirileri sadece Erol Bulut üzerinden yapmak da bana göre haksızlık olur. Yine de Erol Bulut’tan başlayayım. Tarihinin en hareketli transfer dönemini, üstelik ekonomik sıkıntıların ve pandeminin etkilerine rağmen geçiren Fenerbahçe, kendi takımlarında parlak sezon geçiren bir çok oyuncu transfer etti.

Oyun kalitesi düşüktü

Fakat Erol Bulut’un bu oyuncuları iyi bir takım yaratmak bir yana dursun oynatmak istediği oyun tarzına inandıramadığı bir gerçek. Derbi galibiyeti alamayan, kendi sahasında kolay mağlup olan, kazanırken bile zaman zaman oyun kalitesi düşük kalan Fenerbahçe’de değeri yükselen oyuncu bulmak da bu dönemde mümkün olmadı. Bunların üstüne Erol Bulut’un maç sonu açıklamalarında futboldan çok kulüp menfaatleri doğrultusunda yaptığı açıklamaların takımının oynadığı futbol tariflerinin önüne geçmesi de dikkat çekiciydi.

Bu şartalrı kabul etti

Aslında Erol Bulut’un bugün geldiği noktaya kadar takımla ilgili kararları özgür ve güçlü şekilde alabildiğine inanmasam da bu şartları kabul eden de kendisiydi. Kimlerle çalışacağını ve ortamı bilerek aldığı bu görevde yaptığı ya da yapmak zorunda kaldığı seçimler kaliteli bir oyuncu grubu olmasına rağmen istikrasız, keyifsiz bir görüntü ortaya çıkardı.

Avantajı oyuncularla ilişkisi

Son olarak, bizim ülkemizde futbol şubesi sorumlusu ile çalışmak gibi bir projeniz varsa, kafasında teknik direktörlük yapmak olan kişi doğru seçim olmuyor. Erol Bulut için biten hikaye Emre Belözoğlu için başlıyor ama önemli farklarla. Kalan süreçte Emre Belözoğlu hiç tecrübesi olmadığı teknik direktörlük görevinde oyuncularla ilişkilerini avantaja çevirip, güçlü, kazanan bir takım ortaya çıkarırsa yönetimin hoca aramasına gerek kalmaz. Ama eğer işler kötü giderse yeni gelecek hocanın bir sportif direktörle çalışmak istemeyeceğine de eminim.

Futbolda son dakika golleri, özellikle de beraberlik golü ise kalesinde gören taraf için mağlup olmuşsun gibi hissettirir. Ancak bu durum Beşiktaş tarafında pek de öyle olmadı. Sebebi ise matematikte Fenerbahçe ile puan farkını koruyup ikili averajda önde olması ve Galatasaray ile de puan farkını artırmasna ek olarak oyun kalitesi olarak da 8. haftadan sonra tüm rakiplerine karşı istediği oyunu sergileyip galibiyete yakın taraf olmasıydı. Sergen Yalçın’ın maçın skoruna bakmadan gol aramaya devam etmesi ve derbide yakaladığı pozisyon zenginliği sezonun kalanı için de umut vadediyor.

Cenk Tosun’un katılımı...

Elbette kazansa rakiplerinin umudunu ciddi anlamda kıracaktı ancak eksik bir maçı oluşu, aradan sonra Cenk Tosun’un da katılımı ile bu güçlü oyunu devam ettirebilecek ortam Beşiktaş’ı şampiyonluk için en güçlü aday yapmaya devam ediyor. Yine de Galatasaray deplasmanına giderken puan farkının ne olacağı çok önemli bir detay. Son olarak Beşiktaş’ın kadrosundaki oyuncuların birbirleri ile olan bağlılıkları, saha içi liderlerinin (Josef, Atiba, Aboubakar, Vida, Rosie ve Ghezzal) istikrarlı ve formda oluşları Siyah Beyazlılar’ı bu yarışta önde tutuyor.

Fenerbahçe’nin kontrollü oyun tarzı ve Beşiktaş’ın pas trafiğinde yapacağı hataları değerlendirerek kaleye gitme tercihi ilk yarıda tuttu. Fakat bu tercih hücumda final paslarının kötülüğü üzerinden boşa gitti. Samuel’in N’Sakala’yı zorladığı anlar Fenerbahçe için en önemli detaydı. Beşiktaş’ta ise istenen oyun Ghezzal, Josef ve Ljajiç’in beklenmedik pas hataları üzerinden oynanamamasına rağmen Aboubakar hareketliliği iyi pozisyonlar getirdi. Ancak Altay harika bir ilk yarı oynayınca gol çıkmadı. 2. yarıya Ghezzal’ın ortasında Vida kafası ile golle başlayan Beşiktaş oldu. Bu golle beraber oyun da tamamen Beşiktaş’ın oyunu oldu. Ama Fenerbahçe’yi maçın ilk anından itibaren oyunda tutan Altay performansı Beşiktaş’ın maçı koparmasını önledi. Bulut’un hamlelerinden Ozan Tufan sezonun en güzel gollerinden birini atarak takımı adına günü kurtaran oyuncu olurken, Beşiktaş maçın son anlarında kaybedebileceği ancak maçın genelinde rahat kazanabileceği derbide 1 puanla yetinmek zorunda kaldı.

Gecenin sorusu

Beraberlik kime yaradı ? 2’li averaj ve puan farkını koruyan taraf olarak puan Beşiktaş için daha iyi gözükürken, Fenerbahçe oynadığı oyunun karşılığı olarak günü kurtarmış oldu.

Maçın starı

Altay bir kaleci ne kadar iyi oynayabilirse o kadar iyi oynadı. Takımının hem maçta hem de lig yarışında kalmasını sağladı. Karşı karşıya 5-6 pozisyon kurtararak maçın yıldızı oldu.

Maçın olayı

Aboubakar’ın maçın kaderini belirleyen en az 3-4 pozisyonu özellikle de harika bir sezon geçirirken kaçırması iyi performansına rağmen maçın kaderini belirlemesi gecenin olayıydı.

Kısa mesaj

Ozan Tufan oynadığı her derbide Fenerbahçe’nin en iyi oyuncusu olurken neden hazır olmayan İrfan Can ile başlandı anlamak zor.