‘’Risk almaya gerek yok‘’
Fırtına için risk alarak oynamayı gerektirecek bir durum yok. Elbette ligde ilk 4 sıra içinde kalmak önemli ancak yeni sezon öncesinde takım iskeleti belirlenmeli, oyuna uyum sağlamış oyuncuların da takımda kalmasına odaklanılmalı.
Trabzonspor için mağlubiyete rağmen oyun tarzından vazgeçmesini gerektirecek ne kadro genişliği ne de risk alarak oynamayı gerektirecek bir durum var. Abdullah Avcı'nın önünde yaptığı işten keyif almasını sağlamasının yanında yeni sezon öncesi takımın iskeletini belirlemek gibi hedefler var. Elbette ligde ilk 4 sıra içinde kalmak önemli ama daha önemlisi yeni sezon istenen oyunu oynayabilecek oyuncu kalitesine, uyum sağlamış oyuncuların takımda kalmasına odaklanmak şart.
Dar alan mecburiyeti...
Kasımpaşa ve Alanya maçlarına gelince... Kadro kaliteleri iyi ve boş alanda etkili iki takımdan Kasımpaşa biraz daha az topla çabuk kaleye giden, Alanya ise kaliteli kadrosuyla topa hakim olarak oynamaya başlayan bir takım. Trabzonspor için ise oyunu dar alanda oynama mecburiyeti her iki maç için de geçerli.
Pozitif etki yaratır
Diğer taraftan forvet hattında işi biraz Nwakaeme'nin omuzlarından alarak Bakasetas ve Ekuban'ı da iyi kullanmak, skor yapabilmek için çok önemli. Son olarak Abdulkadir Parmak'ın dönüşünün de Trabzonspor'un topla daha fazla oynaması gerektiği dakikalarda pozitif bir etki yaratacağını düşünüyorum.
‘’Kırılma maçını kaybetmedi‘’
Maçın ilk yarısı skor olarak dengede bitse bile, istediği oyunu oynayan taraf Fenerbahçe oldu. Szalai’nin Ekuban’ı iyi kontrol edişi ve çıkışları, Sosa ve Mert Hakan’ın Trabzonspor orta sahasının presini kolay kırması ve hücumda yapılan kaliteli final pasları, gole yakın tarafı Fenerbahçe yaptı. Trabzonspor’un ise geçtiğimiz haftalara nazaran daha geniş alanda oynamak ve rakibi çıkarken hataya zorlama planı tutmazken, Uğurcan yaptığı kurtarışlarla takımını maçın içinde tutmayı başardı. Fenerbahçe değişikliklerle tempoyu yüksek tuttu. Trabzonspor’un Nwakaeme’ye bağımlı oyunu pozisyon getirmezken, Erol Bulut forvet hattında doğru yaparak, değiştirmediği tek oyuncu Pelkas’ın nefis vuruşu Uğurcan’ı çaresiz bıraktı. Pozisyon üretemeyen Trabzonspor, vasatın üzerine çıkamadığı maçta, şampiyonluk yarışına ortak olma şansını tepti. Erol Bulut ise sezonun 2. kırılma maçını da kayıpsız geçmeyi başarırken, özellikle ilk yarıda çok iyi oynadı.
Gecenin sorusu
Trabzonspor’da eksik olan neydi? Özellikle Ekuban, Djaniny ve Bakasetas’ın oyunun hiçbir bölümünde etkili olamamaları Trabzonspor için mağlubiyetin en önemli sebeplerinden biriydi.
Maçın starı
Trabzonspor kaybetmiş olmasına rağmen, Uğurcan’nın maçın genelinde Fenerbahçe forvet hattına tek başına direnmesi, takımını oyunda tutması genç kaleciyi maçın en iyisi yaptı.
Maçın olayı
Erol Bulut sol bekte Szalai, orta sahada Ozan Tufan yerine Mert Hakan seçimlerinin yanı sıra, maçın içindeki doğru hamleleri ile geniş kadroyu en iyi kullandığı maçlarından birini çıkardı.
Kısa mesaj
Oynanan oyuna bakarsanız Trabzonspor deplasmanında bundan daha iyi oynamak hiç kolay değildi. Fenerbahçe oynadığı oyunu pozisyon sayısı ile de süsleyerek maçı hak etti.
‘’Fırtına rahat, baskı Fenerbahçe'nin üzerinde!‘’
Yakalanan çıkışın anahtarı, gol için acele etmeyen, önceliği rakibine öne geçme şansı vermemek olan, duran toplarda etkili Trabzonspor için Fenerbahçe maçı öncesinde en önemli avantaj Nwakaeme'nin geri dönüşü olacak. Yanında oynayan Ekuban ve Djaniny çok iyi mücadele etseler de Nwakaeme ile oynadıklarında performansı artan forvet oyuncuları oldukları için Nijeryalıyla beraber pozisyon bulma ihtimalleri daha yüksek. Hücum ederken bile risk almayan, boş alan bırakmayan Trabzonspor aynı zamanda Fenerbahçe'ye göre rahat olan taraf. İçinde bulundukları durumdan dolayı bu maç özelinde baskı Sarı-Lacivertliler'in üzerinde olacak.
Yunanlar belirleyici olur
Şimdiye kadar gelinen nokta başlı başına bir başarıyken, camianın ve şehrin de desteğini alan Abdullah Avcı'nın oyuncular üzerindeki etkisi, rakip takım analizi ve tecrübesiyle Trabzonspor'un Nwakaeme ile birlikte Trabzonspor'un en büyük kozu olduğunu söyleyebilirim. Son olarak Fenerbahçe'nin de kontrollü oynayacağını düşündüğüm için Yunanistan Milli Takımı'nda da 10 numara pozisyonu için rekabet halinde olan Bakasetas-Pelkas ikilisinin performanslarının belirleyici olma ihtimali yüksek. Pozisyon sayısı bakımından kısır bir maç bekliyorum ve bu kontrollü maçları şut özellikleri ile çözme ihtimali en güçlü oyuncular da Bakasetas ve Pelkas.
‘’Golcüler sazı eline aldı‘’
Futbolda topu rakibine bırakarak oynarken yakaladığın fırsat maçın kader anı olabilir. Rakibin santforları vasat oyunda bile ekmeğini taştan çıkartan Beşiktaş ise kaçırdığın fırsatın bedelini çabucak ödetirler. İşte dinlenmiş Beşiktaş için ilk yarının hikayesi buydu. Boşluk bulmakta zorlanırken, hatta savunmada bireysel hatalar yaparken, Rodallega kaçırınca, yorgunluğunu atmış Larin ve Aboubakar sazı ellerine alarak maçı ilk yarıda 3-0'a getiriverdiler. İkinci yarı, Denizlispor'un çok adamla çabuk hücum etme isteğini sonuçlandıramayışları, Beşiktaş'ın ise sıkı maç trafiği öncesi vitesi düşürerek olabildiğince yorulmadan maçı bitirme isteğiyle geçti. Yine de Rodallega ve Gökhan Töre ve Hasic bu kontrollü oyunda iyi fırsatlar yakalamalarına rağmen finali yapamadılar. Sonuçta Beşiktaş bıraktığı yerden daha güçlü dönerek Denizlispor maçını kayıpsız geçmeyi başardı.
Gecenin sorusu
Beşiktaş için gecenin en önemli detayı neydi? Görünen o ki Galatasaray ve Beşiktaş bu tip düşük kaliteli rakiplerine iyi oynamadıklarında bile kolay maç vermeyecekler. Bunu sağlayan da Beşiktaş için saha içi liderleri Atiba, Josef, Aboubakar, Ljajic ve Rosie gibi oyuncular.
Maçın starı
Aslında maçın iki yıldızı vardı. Galibiyetlerin en önemli detayı olan ilk golü kendi ürettiği pozisyonda taçlandıran Larin ve hem attığı gol hem de Ljajic'e yaptığı asist ile maçın fişini çeken Aboubakar.
Maçın olayı
Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışı içinde 2 gol kralı adayıyla oynamanın tadını çıkarması gecenin olayıydı. Üstelik bu iki adayın sezon başında bu takımda istikrarlı olabilirler mi gibi soru işaretleri varken.
Kısa mesaj
Denizlispor kadrosu için yakalanan fırsat sayısı hiç fena değilken, şanssızlıkları en iyi oyuncuları Rodallega'nın kötü bir gününde oluşuydu.
‘’En doğru rakip‘’
Beşiktaş için şimdiye kadar gelen süreçte yakalanılan başarı tamamına erebilecek mi? Aslında kadrosunu en verimli kullanan teknik adamlardan biri olan Sergen Yalçın için devre arası transfer dönemi, çok transfer yapılmasa da Denizlispor maçında kullanamayacak olmasına rağmen Cenk Tosun çok iyi bir hamle oldu. BAY haftasına girmeden önce yorgunluğun en fazla hissedildiği ve son vuruşlarına yansıdığı oyuncular Aboubakar ve Larin'in ligin kalanında bu zaafiyeti aşacağını düşünüyorum. Denizli özellikle daha dinlenmiş Beşiktaş için ligin kalanına başlamak adına iyi bir rakip.
Performanslarını geliştirirlerse...
Rodallega, Mesanoviç, Sagal gibi iyi hücumculara rağmen takım halinde kolay gol yiyen bir takım olması Beşiktaş için avantaj. Ghezzal'ın yokluğunda N'Koudou'nun adam eksiltme özelliğini kullanabileceği, Gökhan Töre'nin iyi bir hamle olabileceği Denizli maçı öncesi Sergen Yalçın'ın, Atiba-Josef ikilisinin yanında kimi oynatacağı da çok önemli. Özellikle Adem Ljajic ya da Mensah şimdiye kadar ki performanslarının üzerine çıkabilirlerse Beşiktaş'ın sezonun geri kalanında yaşadığı başarıyı sezonun geneline de yayması mümkün olabilir.
‘’Son vuruşlardaki etki artacak‘’
Beşiktaş’ın ligde geçen hafta geçirdiği ara, en çok da Aboubakar ve Larin gibi skor yükünü çeken oyuncuların son vuruşlarına olumlu yansır. Ligin zayıf kadrolarından Denizlispor’a karşı sabırlı ve çabuk pas trafiği, Cenk Tosun’un yokluğuna rağmen maçı kolay çözebilecekleri en önemli detay. Diğer taraftan zaman zaman iyi oynasalar da istikrarlı katkı alınamayan Oğuzhan, Mensah ve Ljajic’ten birinin Sergen Yalçın tarafından ısrarla oynatılması ve performans alması Beşiktaş’ın bu tarz maçları daha kolay kazanmasını sağlayabilir. Şimdiye kadar kadrodaki tüm oyuncuları doğru rotasyonlarla kullanarak karşılığını alan Sergen Yalçın’ın Denizli maçında; Rıdvan Yılmaz, Kevin N’Koudou, Adem Ljajic ve Montero’nun yokluğunda Welinton’a şans vereceğini düşünüyorum.
Denizli sonrası fikstür kolay değil
Kapanan rakiplere karşı beklerin oyuna çıkması ve topu iyi kullanan oyuncular olmaları, Beşiktaş stoperlerinin ofansif anlamda duran toplardaki katkıları, Atiba’nın ceza sahasına sürpriz dalışları ile Denizli maçını kayıpsız geçeceklerini tahmin ediyorum. Ancak sonrasında gelecek seride Gaziantep FK ve Başakşehir gibi zor rakiplere karşı işleri hiç kolay olmayacaktır. Düşüşte gibi gözükseler de bu takımların kadro kaliteleri ve tecrübeleri düşünüldüğünde Beşiktaş’ı Denizli’den sonra çok zor sınavlar bekliyor.
‘’Erol Bulut'un kader maçı‘’
Doğru ya da yanlış bizim futbol kültürümüzün gerçeği olarak teknik direktörlerin sezon içinde kaderini belirleyen kırılma maçları çok olur. İşte Erol Bulut da Başakşehir maçında olduğu gibi yine kaderini belirleyecek bir maça çıkıyor. Göztepe mağlubiyetinden sonra dili döndüğünce de sevdiği tarzın ya da kendisi için kazanmanın kolay yolunun topu rakibe bırakmak olduğunu söylemeye çalıştı. Sezon boyunca topa ve oyuna hakim bir görüntü sergilemekte, üretkenlikte sıkıntı yaşayan takımın kazanması şu an için özellikle de kendi geleceği için istenen oyun tarzından önemli geliyor doğal olarak.
Kısır bir maç
Bu doğrultuda Trabzon maçında da muhtemelen daha kontrollü, duran toplar ya da rakibin yapacağı bireysel hatalardan maçı çözmek isteyecektir. Fakat sıkıntı şurda, Trabzonspor da öyle risk alarak hücum eden, boş alan bırakan ya da basit hata yapan bir takım değil. O yüzden maçın adı ne kadar büyük olursa olsun kontrollü oynayacak, bekleyecek iki takım ve kısır bir maç ihtimali yüksek. Diğer taraftan zaten sezon başından beri yakalanamayan kadro istikrarı, Göztepe maçından sonra yine bir rotasyonla sonuçlanabilir. Örneğin sezonun en iyi kanat oyuncularından Nwakaeme’ye karşı Gökhan Gönül, hücumda üretkenlik sorununu çözebilmek için Pelkas takıma dönebilir.
Kayıp yaşanırsa...
Diğer taraftan bana göre beraberliğin bile Fenerbahçe için iyi sonuç olmadığını düşünürseniz Erol Bulut’un Trabzon deplasmanında alacağı sonuç sadece kendisinin değil takımın da kaderini direkt etkileyecek. Puan kaybı durumunda ikili averajın kötü olduğu Galatasaray’ı, güçlü oyunuyla Beşiktaş’ı ve şampiyonluk yarışına ortak olacak Trabzonspor’u geçip şampiyon olabilmek daha da zor olacak.
‘’Kaçınılmaz son‘’
Oyunu önde oynama niyetiyle başlayan Fenerbahçe, Göztepe’nin çabuk çıkışlarına karşılık vermekte zorlandığı ilk 10 dakika içinde verdiği 2 pozisyondan birinde golü yedi. Üstelik korner attığı, hücumda olduğu bir pozisyonda Caner’i ligin en çabuk forvet oyuncusu Halil Akbunar ile baş başa bıraktığı için. Dakikalar ilerledikçe Fenerbahçe topa sahip olduğu için rakibi kadar bozuk zeminlede mücadele etti. Yine de topla oynama işini çözmüş görüntüsü ile daha çok duran toplardan etkili olan Fenerbahçe, Szalai ile, akan oyunda ise Sosa ile gole yaklaştı. 2. yarıda oyunu mücadeleye döken Göztepe’ye karşı hücumda organize olmakta zorlanan Fenerbahçe’de Erol Bulut hamleleri gelmeye başladı.
Pozisyona giremedi...
Sırasıyla Pelkas, Gökhan, Sinan ve Samatta’yı oyuna almasına rağmen yan topları yüksek konsantrasyonla çok başarılı oynayan Göztepe’ye karşı ne duran toptan ne de akan oyundan pozisyona giremedi. Takımı organize etmesi konusunda en çok bel bağlanan Mesut Özil de yakın savunmadan kurtulamayarak arkadaşlarının kötü performansına ayak uydurunca kaçınılmaz son geldi. Müthiş bir mücadele gösteren, oyun disiplinini kaybetmeyen, en formda oyuncusunu kullanmayı başaran Göztepe deplasmanda sezonun en değerli galibiyetlerinden birini almayı başardı.