‘’Kruse esneklik katar‘’
Fenerbahçe’nin Max Kruse gibi bir forveti bonservis ödemeden alabilmesi önemli. Kruse ön alanın her bölgesinde oynayabilen, oynadığı her takıma değer katan esnek bir forvet. Ersun Yanal’ın da yönetimin de bu esnekliği sonuna kadar kullanacağını düşünüyorum. Şayet mali sorunlardan güçlü bir santrfor alınamazsa Kruse o bölgeyi Soldado’dan daha iyi oynar. Ama alınırsa Ersun Yanal’ın Kruse’ye forvet arkasında konforlu bir alan yaratması geçen sezon sadece 44 gol atabilen Fenerbahçe’nin skor sorununu çözebilir. Fenerbahçe taraftarı Alex’in adı anıldığında bile heyecanlanıyor. Önünde güçlü bir santrforla Kruse’e yeni bir Alex rolü yazılabilir.
Fejsa değil Gustavo
Mehmet Topal’la yolları ayırarak bir devri kapatan Fenerbahçe’nin ön liberosu Fejsa gibi tek yönlü değil Luis Gustavo gibi kaliteli olmalı. Son iki sezonu Marsilya’da geçiren Brezilyalı orta saha Fenerbahçe’nin oyun kalitesini yukarı çekebilir. Rudi Garcia ile Marsilya’da önemli kazanımlar elde eden Gustavo geçen sezon takımının Avrupa Ligi finaline yükselmesinde pozisyon esnekliğiyle pay sahibiydi. Sezona ön libero başlayıp Leipzig ile oynanan Avrupa Ligi çeyrek final serisinden itibaren Rolando’nun yerine stopere geçen Gustavo kariyerinde altın bir sayfa açmıştı. Fenerbahçe önümüzdeki dönem böylesi kaliteli ve esnek oyuncularla fark yaratabilir. Gustavo çok iyi bir ön libero, yeterli derecede stoper.
Bir taşla iki kuş
Fenerbahçe Gustavo’yu alabilirse stoperlerini de yükseltir. Skrtel ile yıllık 3 milyon eurodan anlaşmak hiç mantıklı durmuyor. Bu durumda Fenerbahçe Sadık ile Serdar’ın önüne iki iyi stoper almak zorunda. Fakat Gustavo bu rakamı çok rahatlıkla 1’e düşürür. Gustavo’nun orta saha performansı stoperleri yükselteceği gibi, Yanal olası bir krizde Brezilyalı futbolcuyu stoperde kullanabilir.
‘’Bir devrin sonu‘’
Mehmet Topal Fenerbahçe’de bir dönem kalitenin, son dönem vasatlığın sembolü gibi gösterildi. Yanal ve Kartal dönemi oyunun merkezini elinde tutan adamken Vitor Pereira’nın Souza’yla birlikte oynatmasıyla üretimsizliğin müsebbibi yapılan evin sessiz çocuğu Mehmet artık Fenerbahçe’de olmayacak.
Topal kariyeri boyunca ne bir süperstardı, ne de yerlere batırılacak kadar kötü bir futbolcu. Gerçek bir görev adamı, takımın sigortası ve bundan önemlisi iyi kalpli bir insandı. Fenerbahçe Topal’ın gidişiyle uzun bir aradan sonra defansif orta sahasız kaldı. Benficalı Fejsa transferinin de önü açılmış oldu. Sırp ön liberonun Topal’dan bariz bir fazlası olduğunu söylemek zor. Ersun Yanal’ın kafasındaki oyun planında merkez orta sahanın sadece top kazanması yetmeyecek. Topu kazandıktan sonraki plan takımı öne taşımak üzerine olacağı için Fejsa’nın bir müddet sonra Topal’a dönüşme ihtimali belirebilir.
Kruse 15 barajını aşmalı
Kruse, Bundesliga’da önemli bir kariyer inşa etti. İyi bir forvet ama Soldado’dan fazlasını vaat etmeli. Fenerbahçe taraftarını mutlu edecek santrfor tanımında ‘15 üzeri atar’ yazar. Ama ne hikmetse son dönemlerde taraftar memnun etmese de Van Persie dışında 15 barajını aşan santrfor olmadı. Kruse’ye bu durumun iyi anlatılması gerekir.
Stoper Yanal’ın baş ağrısı
Ersun Yanal’ın oyun düzenini inşa etmesi biraz da stoper transferine bağlı. Skrtel gidiyor, Fenerbahçe’nin bir değil iki iyi stopere ihtiyacı var. Kjaer kiralanabilirse yanına ayağı düzgün bir stoper bulmak sorunu önemli oranda çözer. Sadık ve Serdar da kadroya derinlik verir. Zaten iyi bir takımı tarif ederken stoper ve forvet rotasyonunun sorunsuz olması önceliktir.
‘’Öncelik stoper ve santrfor‘’
Fenerbahçe kâbus gibi bir sezonu geride bıraktı. Kötü izleri silmek için iyi bir transfer dönemi geçirmek zorunda. Tarihinde en az gol atıp en çok gol yediği sezonlardan birini yaşamışken işe savunmadan başlamak mantıklı. Sırp savunmacı Kolarov çok doğru bir isim. Guardiola onu City’ye ilk geldiği sezon stoper oynatarak kaybetmişti ama Roma’daki sol bek performansı, hayata dönmesine yardımcı oldu. Disiplinli, ciddi ve sert bir futbolcu. Tam da Fenerbahçe’nin ihtiyaç duyduğu cinsten. Hasan Ali varken Ersun Yanal onu sol stopere kaydırır mı? Acil durumlarda belki ama Kolarov Fenerbahçe’nin yeni sol beki olur.
Mantıklı bir seçenek
Yönetim Hasan Ali’yi satmak isteyebilir, bu da iyi teklif olduğu sürece son derece mantıklı bir seçenek. Elbette Kolarov tek başına tüm savunma sorunlarını çözemez. Skrtel ile anlaşma olmayacaksa, iyi iki stoper alınmalı. Serdar ve Sadık da alternatif olarak kadroya derinlik verirler. Simon Kjaer’in kiralık gelmesi sorunların önemli bir bölümünü çözebilir. Soldado ve Slimani gitti, santrfor pozisyonu boş duruyor.
Daha fazla etki...
Max Kruse, Bundesliga’ya büyük bir potansiyel olarak giriş yaptıktan sonra Alman Milli Takımı’na kadar yükseldi. Fakat beklenen gelişimi sağlayamadı. Fenerbahçe’yi yukarıya taşıyacak bir santrfor olmasa da bonservisinin elinde olması düşük bir imza parasına anlaşma sağlanırsa Soldado’dan daha fazla etki yaratabilir. Kruse gelse bile Fenerbahçe’nin dominant bir santrfora daha ihtiyacı olacak. Ersun Yanal’ın koca sezonu tek santrforla bitirmesi mümkün görünmüyor.
‘’Rüya gibi gerçekten‘’
Sempatik, yetenekli, taktik sadakati yüksek ve dinamik bir Milli Takımımız var.
Kasım ayında Uluslar Ligi’nde küme düşerek dibe vuran bir takımın 7 ay içerisinde 3’ü resmi 2’si özel oynadığı tüm maçları kazanması, eleme grubunda son Dünya Şampiyonunu yenmesi ve grup liderliği.
Rüya gibi gerçekten.
Şenol Güneş ne oynadığını bilen yepyeni bir Milli Takım yarattı.
Fransa zaferiyle grubu lider bitirme planlarına başladık.
İzlanda ise düşüşte olan bir ekip ve onları yenme ihtimalimiz çok yüksek.
‘’Paha biçilemez‘’
17 Kasım’da İsveç’e sahamızda 1-0 kaybedip Uluslar Ligi’nde küme düşen Milli Takım’dan EURO2020 Elemeleri’nde Fransa’yı yenip 3 maçta hiç gol yemeyen bir takıma dönüşmek. İşte bu büyük bir başarı hikayesi. Bu hikayenin oluşumunda en büyük paya sahip olan Şenol Güneş’e ülke olarak bir teşekkür borçluyuz. Güneş’in 11’inin dikkat çekici yönlerinden biri de tam7 oyuncumuzun 1994 ve sonrası doğmuş olması. Deschamps’ın 11’inde sadece Pavard ve Mbappe 25 yaş altındaydı. Yetiştiricilikte dünya markası olan Fransızlar’a karşı böylesi bir zafere imza atmanın keyfi paha biçilemez. Orta alanda Mahmut ve Dorukhan ile çok iyi baskı yaptık. Sezonun ikinci yarısını stoper olarak geçiren Mahmut orta sahada o kadar büyük oynadı ki, stoper geçirdiği günlerin acısını çıkardı. Kusursuz savunma ve akıcı hücumperformansı gösterdik. Dünyanın en formda forvetlerinden oluşan Fransa’yı kalemize getirmedik. Tek bir isabetli şut şansı vermedik. Bu da övünülecek bir detay olsa gerek.
Gecenin sorusu
Dünyanın en iyi yetiştiricisini, yabancı sayısının 14 olduğu ortamda daha genç bir kadroyla yenebiliyorsak ‘Yabancı tartışmalarını’ rafa kaldırmanın vakti gelmedi mi?
Maçın starı
Takım olarak mükemmel bir performans vardı sahada. Şenol Güneş’in rakip analizi kusursuzdu.
Maçın olayı
Dünyanın en formda forvetlerine sahip, son Dünya Şampiyonu Fransızlar’a 90 dakika boyunca tek bir isabetli şut şansı vermemiş olmamız.
Kısa mesaj
Milli Takım için doğru oyuncu modeli Cengiz’dir, Zeki’dir, Merih’tir. Milli maç oynanırken yeni saç modelini paylaşan Emre Mor değildir.
‘’Düzenli ve sempatik!‘’
Sempatik, taktik sadakate sahip, saha terbiyesi yüksek ve düzenli bir Milli Takım izledik Yunanistan karşısında. Geri 5’limizin 3’ü sıfır kilometre oyunculardan kurulu olmasına rağmen atak başlangıçlarını kusursuza yakın yapabildik. Nazım Sangare sağ bekte hiç sırıtmadı, Umut Meraş sol bekte özellikle ilk yarıda fena iş çıkarmadı. Kenan Karaman golünü atsa da gözler Burak Yılmaz’ı aradı. 8 Haziran’daki Fransa maçında tecrübe ve bitiriciliğe her zamankinden çok ihtiyacımız olacağından Burak ile başlamak kaçınılmaz. Cengiz ve Yusuf oyun kalitesinin belirleyicileri. O yüzden Yusuf Yazıcı’nın olduğu ilk yarı rakip kaleye daha rahat gidebildik. İlk 45 dakikada hayli düzenli ve sempatik bir takım izledik. İkinci yarı fazla oyuncu sirkülasyonu oldu ve maçın gazı biraz kaçtı. Bu Milli Takım’ın yabancı kontenjanının 14 olduğu bir sistemin ürünü olduğunu hatırlatmakta fayda var. Faydasız tartışmaları artık geride bırakalım lütfen. İyi bir teknik direktörümüz, umut vaat eden bir kadromuz, pırıl pırıl gençlerimiz, Yusuf ve Cengiz gibi süper star adaylarımız var. Fransa’dan puan alıp İzlanda’yı yenmeye odaklanma vaktidir artık.
Gecenin sorusu
Türkiye’de yabancı sayısı kısıtlı olsa Cengiz Ünder şu anda hangi büyük takımımızda vasatına mahkum olmuştu?
Maçın starı
Cengiz Ünder ve Yusuf Yazıcı’nın kaliteleri ayaklarından akıyor. Cengiz’in driplingileri, Yusuf’un zekası ve şut kalitesi Milli Takım’ın oyun standardını yükseltiyor.
Maçın olayı
İlk yarıda skoru alacak akıcı ve direkt bir oyun oynarken, ikinci yarıda topu yavaşlatıp yüzde 90 pas isabetiyle farklı senaryoyu oynayabiliyor olmak.
Kısa mesaj
EURO 2020 elemelerine 2/2 başlamıştık. Fransa’ya Konya’da kaybetmezsek jenerasyonunu yenileyemeyen İzlanda’yı 11 Haziran’da deplasmanda yenebilir ve gruptan çıkmayı kolaylayabiliriz.
‘’Pahalı ve egolu‘’
Beşiktaş, Burak Yılmaz’ın arkasında bekleyecek golcü arıyorsa Maxim Choupo-Moting pahalı ve egolu gelebilir. Thomas Tuchel, Mainz’da birlikte çalıştıkları için Moting’i Stoke City’den PSG’nin kadrosuna dahil etti. Ama PSG’deki maaş skalası Moting’i Cavani ve Mbappe’nin arkasında beklemeye ikna edecek kadar yüksekti. Beşiktaş, Moting’i almak istiyorsa hayli yüksek bir maaş ödemek zorunda. Gelelim Moting’in performansına... Kamerunlu forvet, Schalke ve Stoke City’deki başrollerin ardından PSG’de dramatik bir sezonu geride bıraktı. Cavani sakatlandıktan sonra Tuchel ona şans verdi ama o bu şansı kullanamadı. Fransa Kupası ve Lig Kupası’nda döküldü. Hatta kaçırdığı goller internette en çok tıklananlar listesinde zirveye çıktı.
Burak sonrası planlanmak zorunda
Ligimizin standartları düşünüldüğünde ne üstte ne altta tam çizgide bir golcü. Burak Yılmaz artık 35 yaşında, Beşiktaş Burak sonrasını planlamak zorunda. Kabul ama Burak şu haliyle en az iki sezon daha Moting’e forma vermez. O yüzden Beşiktaş yönetiminin Burak Yılmaz ve Güven’in üzerine plan yapıp kadroya 3. santrforu bakması lazım. Moting’in maaşı 3. santrfor için hayli yüksek gelir. Beşiktaş’ın transferdeki önceliğinin santrfordan ziyade iki kenar forveti olduğunu düşünüyorum. Elbette Moting 1.90’lık boyuyla kenarda da oynayabiliyor ama Beşiktaş’ın Lens ve Quaresma’nın yerlerine orijinal kenar forvetleri alarak işe başlaması gerekiyor.
‘’Gün hesap günü!‘’
Fenerbahçe için kabus gibi geçen bir sezondu şüphesiz. Ama her şeye rağmen 34. haftada alınacak 3 puan ligi 6. sırada bitirmek anlamına geliyor. Sarı- Lacivertli ekip Antalyaspor’u Kadıköy’de yendiği takdirde, Konyaspor Akhisar’ı mağlup etse bile ikili averajda önde olduğu için ligi 6. sırada tamamlayacak. Öte yandan Antalya için de Avrupa Ligi hedefi hala canlı duruyor. Elbette bunun için Yeni Malatya’nın Bursaspor karşısında puan kaybetmesi gerekecek. Antalyaspor, geçen hafta Malatya’yı 3-0 yenip ikili averajı lehine çevirdiği için puan eşitliğinde Avrupa’ya giden taraf olacak.
Önemli bir fırsat
Fenerbahçe’nin averajı bu maça çıkarken -2. Dolayısıyla bu 90 dakika Ersun Yanal ve öğrencilerinin bir çok olumsuz detayı düzeltmeleri için önemli bir fırsat sunuyor. Fenerbahçe’de Skrtel’den Valbuena’ya kadar çok fazla sakat oyuncu var. Buna rağmen Ersun Yanal’ın elinde sahaya süreceği yeterli oyuncu grubu mevcut.
Ön plana kim çıkar?
Eljif Elmas cezası sebebiyle Erzurum deplasmanında oynamamıştı. Orta sahada yokluğu hissedildi. Sezona veda maçında Elmas’ın ön plana çıkma ihtimali yüksek.
Bu istatistiğe dikkat
Fenerbahçe bu sezon 33 haftada kalesinde 43 gol gördü. Süper Lig’de 18 takımlı ve üç puanlı sisteme geçilen 1994/95’ten bu yana daha fazla gol yediği tek sezon 1999/2000 (44).
Kısa mesaj
Fenerbahçe’nin yeni sezon planlamasına bugünden başlaması şart. Ersun Yanal ve öğrencileri Antalya’yı yenip 46 puana ulaşma ve ligi 6. bitirme şansını iyi kullanmalı.