‘’İndirim yoksa linç var!‘’
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in transfer tahtası kapandığı gün yaptığı ‘İndirimi kabul etmeyen futbolcular var onların da parasını yatırdık’ açıklamasıyla Fatih Terim’in kadro içindeki yükü de iki katına çıkmıştı aslında. Başkan, futbolcuları kamuoyunun önüne atarak ‘indirim yoksa linç var’ demek istiyor. Peki sayın başkan, Falcao’nun 5 lig maçında 4 gol 1 asistle Galatasaray’ın en skorer oyuncusu olduğunun farkında mıdır?
Büyük tezat
“Keşke gençlerle kaybetseydik” diyen kulübün başkanıyla, 33 yaşındaki Falcao’yu forma sattırması (!) için rekor maaşla transfer eden başkanın aynı isim olması büyük bir tezat değil mi? Mesela Sayın Cengiz, Florya alt yapısında görevli antrenörlerin maaşlarını biliyor mudur? Alt yapıya yaptığınız yatırım ne ki, o gençlerin üst yapıya destek vermesini bekliyorsunuz diye sormazlar mı?
MLS kulübü değilsin
Kulüpler transferlerini önce sahayı düşünerek yaparlar. Falcao’yu sırf forma sattırsın diye alırsan MLS kulüplerinin 20 yıl önceki halinden bir farkın kalmaz. Galatasaray müzesinde UEFA Kupası, Süper Kupa bulunan bir kulüp ve bir futbolcuyu forma sattırsın diye almaz. Nitekim Galatasaray Drogba’ları Sneijder’leri önce futbolda seviye atlamak peşinden forma sattırmaları için almıştı. Falcao’nun geçen sezon yaşadığı sakatlığı hatırlamadan sırf bu sezon indirimi kabul etmediği için Başkan Cengiz tarafından kamuoyunun önünde değersizleştirilmesi hiç adil ve mantıklı değil
‘’Top işe yaramadı!‘’
Başakşehir’in stoperi Srktel, Leipzig’in teknik direktörü Nagelsmann’dan 3, Epureanu ve Mehmet Topal 1, oyuna sonradan giren Demba Ba ise 2 yaş büyüktü. Leipzig transferlerini 25 yaşın altında yapan iyi bir proje takımı. Dün sahaya çıkan Başakşehir 11’inde 25 yaşaltında tek bir oyuncu bile yoktu. (İrfancan, Crivelli, bolingoli 25’i bitirmek üzereler) Bu da demek oluyor ki, ligimizin son şampiyonundan Leipzig’in transfer kriterine uyan tek bir futbolcu bile yoktu. 3-4-3 ile kendi liginde de fark yaratarak liderlik koltuğunda oturan Leipzig’e karşı 4- 1-4-1’ün merkezinde Mehmet Topal ile başlayan Okan Buruk, ağır stoperlerini desteklemeyi planladı. Fakat Leipzig’in hızı 20 dakikada skoru 2-0’a getirdi. Manchester City’den kiralanan sol bek Angelino 3-4- 3’ün en aktif orta sol oyuncusuydu. Başakşehir savunmasının ağırlığını ve Epureaun’nun top kayıplarını değerlendirerek iki golle maçı aslında 20. dakikada bitirdi. Özellikle maçın ikinci yarısında Başakşehir topa sahip olarak tempoyu yönettiyse de ceza sahası etkinliğinde zayıf kaldı.
Gecenin sorusu
Epureanu kadronun en garanti oyuncusuyken nasıl bu kadar basit hatalar yapar hale geldi.
Maçın starı
Geçen sezonun devre arasında geldiği Leipzig’de 3-4-3’ün solunda büyük fark yaratan Angelino, dün geceki performansıyla City’deki hocası Guardiola’ya selam yolladı.
Maçın olayı
Başakşehir’in maçın ikinci yarısında yüzde 60’larda topa sahip olmasına rağmen maçı sadece 3 isabetli şutla bitirmesi.
Kısa mesaj
Başakşehir, Alman Ligi’nin liderine karşı ikinci yarı oynadığı futbolun üzerine gitmeli, hücumunu çok geliştirmeli.
‘’Malatya başladı, Konya bitirdi‘’
Hamza Hamzaoğlu Yeni Malatyaspor’da bazı yenilikleri deneyerek Konyaspor’un başındaki meslektaşı İsmail Kartal’ı şaşırtmayı başardı. Sağ bek ve ön libero performanslarına alışık olduğumuz Zeki Yavru’yu forvette kullanıp savunma arkasına koşturan Hamzaoğlu, planının karşılığını pozisyon olarak aldı. Zeki’nin yarattığı pozisyonlar Konya savunmasını çok zorladı. Beklentilerin üzerinde oynayan Zeki sahada golü atmayı en çok hak eden futbolcuydu. Nitekim Cueva’nın duran toptaki ortasını basit bir kafa vuruşuyla ağlara göndererek ödülünü almış oldu.
‘Zeki’ce bir gol
Bu gol, atan tarafından ne kadar sevinçle karşılanıyorsa yiyen tarafından o kadar endişe vericiydi. Zira Zeki savunma kalabalığının arasında neredeyse hiç kımıldamadan olduğu yerde sıçrayarak tek bir müdahale olmadan kafayı vurdu. Konyaspor savunması bir duran top savunması nasıl yapılmamalı uygulamalı gösterdi aslında.
Son söz Kravets’ten...
Konyaspor Eduok ve Cikalleshi’nin oyuna girmesiyle hücumda gözle görülür bir ilerleme kaydetti. Rakibinden topu tamamen aldı, Malatya kalesine bol şut denedi, 1-0 geri düşmesine rağmen oyunun üstünlüğünü ele geçirdi. Musa Çağıran’ın orta sahaya kattığı dinamizm Konya’nın ön alanda kalma süresini artırdı. Gol de baskılı pozisyon oyunu neticesinde kazanılan bir kornerden geldi. Konyaspor duran top ne kadar kötü yapsa da hücumunu bir o kadar iyi yaparak Skubiç’in asisti, Kravets’in golüyle skoru eşitledi.
‘’Araya para girmezse!‘’
Galatasaray’ın sorunu sadece Belhanda gitsin, Feghouli kalsın, Falcao oynasın değil. Yönetimin de Terim’in de eli kolu parasızlıktan bağlı. Kulübün sürdürülebilir bir kazanca ihtiyacı var. Bu da ancak her yıl şampiyonluk veya Şampiyonlar Ligi’yle mümkün. Galatasaray’ın tıpkı diğer rakipleri gibi para harcamadan para kazanması mümkün görünmüyor. Zira her yıl iki tane Ozan Kabak yetiştirmek kolay değil.
Kadro iyi ama...
Galatasaray’da Belhanda’dan Feghouli’ye kadar herkes sezona çok iyi başlamıştı. Fakat önce Belhanda, ardından Feghouli ve Falcao’nun performansları düşmeye başladı. Başkan Mustafa Cengiz’in ‘İndirimi kabul etmeyen futbolcular var’ açıklaması sanırım yeterince açıklayıcı olmuştur. Galatasaray’ın yapılamayan transfere rağmen hâlâ iyi bir kadrosu var. Ama Belhanda, Feghouli ya da Falcao Rangers ve Kasımpaşa karşısındaki gibi mutsuz bir şekilde oynayacaklarsa bu tüm kadroyu bozar.
Terim Falcao’ya mecbur
Sezon başı itibarıyla Falcao lig, Diagne Avrupa Ligi santrforu olacak gibi görünüyordu. Fakat Falcao’da bu sezon eksik olan bir şeyler var. Geçen yılki sakatlığının korkusu mudur, maaş indirimiyle ilgili bir memnuniyetsizlik midir bilinmez ama Falcao’nun mutsuzluğu ve formsuzluğu tüm takımı kötü etkiler. Kasımpaşa maçında Diagne başladı ama Senegalli ile oynamanın fazladan ve kolay top kayıpları gibi götürüsü mevcut. Tüm takım ekstra geri koşmak zorunda kaldığında Galatasaray’ın enerjisi boşa gidiyor. Diagne bu kadar top kaybı yaptığı sürece, Terim bu durumdan çok mutlu olmasa da Falcao’ya mecbur.
Bir Etebo’yla 3 kuş!
Geçen sezon Lemina ve Seri gibi iki iyi orta sahayla oynayan Fatih Terim istediği transferler yapılmadığı için bugün iyi ki Etebo var noktasına geldi. Etebo bence de pas ve fizik kalitesiyle Galatasaray’ın merkezdeki yükünü çekmeye en büyük aday. Taylan’ın gelişimini de kolaylaştıracağına şüphe yok. Şayet Etebo, merkezde beklenen etkiyi yaratabilirse topun ağzındaki Belhanda’yı da hayata döndürmesi mümkün olabilir. Bu senaryo gerçekleşirse Terim bir taşla 3 kuş birden vurmuş olur.
‘’Kadro vasatlardan kurtulmalı‘’
Sergen Yalçın futbolculuğunda çok yetenekli, büyük bir oyuncuydu. Antrenörlüğünde ise genelde düz oyunculardan kurulu takımlara sahip oldu. Beşiktaş’taki kadro yapılanmasına bakıldığında bu düz takım formatının bizzat kendisinin tercihi olduğunu düşündürtmeye başladı. Bu hocanın kariyeri için de ciddi bir sorun. Geçen sezonun ikinci yarısı Abdullah Avcı’nın takımını yönetti, bu sezon kadroyu kendisi yaptı. İlk 4 haftada sahada asker oyunculara fırsat vermesi, Balotelli’yi istememesi, Welinton, N’Sakala gibi vasat futbolcuları getirmesi, Atiba-Dorukhan gibi alternatifler varken sağ bekte Lens ve Necip’i oynatması akıllarda şimdilik bir soru işareti bırakmaya yetti.
Klişeyi kıracak mı?
İlginçtir dünya futbolunda iyi antrenörler sıralamasına bakarsak zirvedekilerin genelde futbolculuklarında savunma oynayanlar olduğunu görebiliriz. Bu ülkemizde de böyle. Guardiola’dan Klopp’a Terim’den Güneş’e savunmacı futbolcuların antrenörlüklerinde yarattıkları farklar ortadayken Hagi’den Maradona’ya hücum ustalarının antrenörlük deneyimlerinin kötü olması bir tesadüf olmasa gerek. Sergen Yalçın’ın bu tanımın dışına çıkması için önünde Beşiktaş gibi bir fırsat var. Öncelikle Beşiktaş 11’ini vasatlardan kurtarmalı, Vida’nın bu kadar düşmesinin sebeplerini bulmalı, sorunlu ama yıldız oyuncuları yönetmekten kaçınmamalı.
Ghezzal potansiyelli ama...
Beşiktaş Yönetimi’nin Milli maç arasına girerken ödemeleri yaptığını açıklaması, Rachid Ghezzal gibi potansiyelli bir forveti kiralaması işleri yoluna koymak için bir kapı açabilir. Ghezzal, alt yapısında yetiştiği Lyon’da sürekliliği olmamasına rağmen potansiyelini oynadığı kısa sürelerde gösteren bir futbolcu oldu. İstikrarlı bir sezonu olmamasına rağmen bu potansiyeli sayesinde Monaco’ya oradan da Riyad Mahrez’in yerini doldurması için Leicester’a gitmişti. Fakat Premier Lig için yeterli fizik güce bir türlü ulaşamadı ve geçen sezonu Fiorentina’da geçirdi. Ghezzal, 20’sinden beri Fransız futbolunda dikkat çeken, potansiyeliyle büyük transferler yapan ama 28’inde hâlâ patlama yapamamış bir forvet. Beşiktaş Ghezzal için de bir fırsat kapısı olabilir.
‘’Daha umutlu olabiliriz‘’
A Milli Takımımız’ın Almanya karşısında oynadığı futbolu savunmadaki zaaflar ve hücumdaki doğrular diye ikiye ayırmak gerek. İlk yarıda Okay’ın boşalttığı merkezden fazla pozisyon verdik, stoperön libero uyumsuzluğu Almanya’nın baskısını artırdı. Stoperlerimizin savunmadaki en sorunsuz çarklar olduklarını her maç görmek zorundayız. Aksi halde maç kazanmamız zorlaşabilir. Hücumda ise doğru düzene Kenan oyuna girdikten sonra ulaştık. 3’lü savunmayı oturtmaya çalışan Almanya’ya karşı Kenan-Burak ile oynayabilseydik hem rakip hem bizim için durum değişebilirdi. Tek başına Kenan da fiziğiyle katkı yaptı, Alman stoperleri düzenin dışına itti. Ama asıl farkı Enes’in 85’te çıkıp santrfora geçmesiyle yarattı. Kenan bu sezon Bundesliga 2’de oynuyor.
Artık olgun oyuncu
1994 doğumlu ve artık olgun bir futbolcu. Bir ay öncesine oranla çok hazırdı, Rusya ve Sırbistan maçında da formayı istediğini gösterdi. Bir parantez de Ozan’a açmalı. Fenerbahçe’de Sosa, Gustavo, Tolga ve Mert Hakan’la girdiği rekabet yaramış görünüyor. Derbiden bu yana her maç yeni şeyler deniyor ve başarıyor. Az top kaybediyor, sürpriz çıkışlarla şaşırtıyor. Özetle Eylül’de kötü görünen Milli Takımımız futbolcuların lig ritmine paralel olarak form tutuyor. Rusya ve Sırbistan maçlarına dair daha umutlu olabiliriz.
‘’Güzel bir test olacak‘’
Ay-Yıldızlılar, bugün 21.45'te hazırlık maçında Almanya ile kapışacak. Bu mücadele, yeni bir milli Almanya takım inşa etmeye uğraşan Löw yönetimindeki Panzerler içinde bizim için de güzel bir test olacak.
A Milli Takımımız Almanya ile sert bir hazırlık maçına çıkıyor. Löw yönetimindeki Alman Milli Takımı hem kadrosunu hem oyun formasyonunu zenginleştirme aşamasında. Uluslar Ligi’ne İspanya ve İsviçre beraberlikleri ile giriş yaptıkları için Löw’ün seçimleri hafiften homurtuları beraberinde getirse de Alman teknik adam kadrosunu gençleştirip kadrosuna 3’lü savunmanın inceliklerini öğretmekten vazgeçmiyor. 2018 Kasım’ından bu yana Thomas Müller’siz yeni bir milli takım inşa etmeye uğraşan Löw için de bizim maç güzel bir test olacağa benziyor.
Fizik yetersizdi
Bir ay önce sezon henüz açılmışken fiziksel açıdan yetersiz bir oyuncu topluluğuyla Macaristan’a kaybetmiş, 45 dakikaya yakın 10 kişi oynayan Sırbistan’ı yenememiştik. Bu sürede Cengiz, Leicester’a transfer oldu, ilk kez bu hafta Perez’in yerine oyuna girip resmi maça çıktı. Çağlar’dan Ozan’a kadar kadromuzdaki oyuncuların önemli bir bölümü formlarını yükseltti. Tek sıkıntımız Merih'in Juventus’ta yedek beklemesi.
Avantaj sağlamak için...
Geçen ay oynadığı 2 resmi maçı da 3-4-1-2 düzeninde oynayan Almanlara karşı forvetlerimizin performansı belirleyici olacaktır. Burak ve Kenan Karaman ile ileride uzun kalmak stoperler üzerinde istediğimiz ekstra baskıyı getirebilir ve oynarsa Cengiz’e koşu alanları açmak adına avantaj sağlayabilir.
‘’Küsmek çözüm mü?‘’
Galatasaray sezona en iyi başlayan takımken 2 maçta böylesine düşmesi çok şaşırtıcı doğrusu. Terim’in öğrencileri ilk yarıda tanınmaz haldeydi. Tüm Galatasaray neredeyse bir Yusuf’u durduramadı. Soldan hem Omar hem Luyindama’nın üzerine cesaretle gitti ve sahadaki tüm tehlikeli pozisyonların hazırlayıcısı oldu. Kariyerinin en güzel gollerinden birini attı. Bir parantez de Aytaç’a açmalı. Orta sahada diri kaldı, uzun metrajlı paslarıyla oyunun yönünü sürekli değiştirerek rakip savunmanın dengesini bozdu. Galatasaray adına özellikle ilk yarıda ayakta kalan tek oyuncu Etebo’ydu. ‘Fakat sadece Etebo’nun yetmeyeceği aşikardı. Zaten Fatih hoca da bunun farkında ve bitiş düdüğünü beklemeden sahayı terk etti. Rangers maçından sonra futbolcuları ve yönetimi eleştiren Terim’in sahaya küsmesi transferin kapanmasına saatler kala çözüm olur mu?
Gecenin sorusu
Fatih Terim’in maçın uzatma bölümünü beklemeden soyunma odasına gitmesini takımına küsmesine mi, hakeme mi, yoksa transferleri bitiremeyen yönetime mi yormak gerek?
Maçın starı
Yusuf Erdoğan maçın ilk yarısında hızıyla sol kenarda harika iş çıkardı, sağ kenara geçtiği dakika kariyerinin en güzel golünü attı.
Maçın olayı
Cüneyt Çakır’ın Kasımpaşa’nın iptal edilen golünden önceki faulü çözmek için, pozisyona Diagne’den daha yakın olmasına rağmen VAR’da 3 dakika incelemesi.
Kısa mesaj
Galatasaray formasıyla poz verdiği için transferi gerçekleşmeyen Yusuf Erdoğan’ın hedefine ulaşması için maç seçmeden istikrarlı bir şekilde oynaması gerek.









































