‘’Motivasyon yarışı‘’
Bir yanda ligde kalma motivasyonu diğer tarafta ligi ilk 3’te bitirme hevesi... Bence bu maçın anahtarı bu olacak. Kayserispor pandemi dönüşü Fenerbahçe yenilgisine rağmen Gençlerbirliği ve Sivas galibiyetleriyle lige tutunmanın derdinde, Beşiktaş ise her şeye rağmen yükselen formuyla Avrupa kupasına katılmanın hesabında. Beşiktaş için iki hafta öncesine kadar Burak dışındaki forvetlerin döküldüğü bir sezon oluyorken Denizli ve Konya maçlarındaki forvet performansları göz kamaştırıcıydı. Kayseri, Prosinecki’den sonra evinde hiç kaybetmedi ve çok zor bir deplasman haline geldi.
Mensah’ın cezalı olması...
Geçen hafta Sivas’ta maça 3’lü savunmayla başlayıp ilk yarım saat dolmadan Rienstra-Yasir değişikliğiyle eski düzenine dönen Kayserispor, topu rakibe bırakarak Mensah önderliğinde net bir galibiyete uzanmıştı. Fakat bugün Mensah cezalı, işler Prosineçki için zorlaşırken, Sergen Yalçın, Atiba ve Elneny’yi önde kullanıp. Diaby’yi forvet arkasında gezdirme fırsatı bulacak. Diaby, Lens ve N’Koudou da uçuşta Sergen hocanın çalıştığı her takımda yükselen forvet performanslarına alışığız. Üstüne bir de Burak Yılmaz faktörü eklenince Diaby, Lens ve N’Koudou’nun belirleyici oyunculara dönüştüğünü görüyoruz. Mensah’ın yokluğunda merkezden ekstra baskı yeme ihtimali düşen Beşiktaş’ta Burak Yılmaz ve forvetlere top geçirmek kolaylaşabilir. Bu durumda yine Burak ve yanındakilerin yıldızlaştığı bir maç izleyebiliriz.
Kim ön plana çıkar?
Burak Yılmaz tartışmasız Beşiktaş’ın seviyesini belirleyen oyuncu. Son iki haftadır attığı kadar Diaby ve Lens’e attırdıklarıyla da öne çıkıyor. Sanki yine benzer bir senaryo izleyeceğiz.
Bu istatistiğe dikkat
Son iki Süper Lig maçını kazanan ve rakip filelere toplam 8 gol gönderen Beşiktaş, Sergen Yalçın yönetiminde ilk kez üç maçlık galibiyet serisi yakalamak için sahaya çıkıyor.
Kısa Mesaj
Düşme hattındaki heyecan şampiyonluk yarışından daha yüksek. Sanki 35 puan bile ligde tutunmaya yetmeyecekmiş gibi görünüyor. Kayseri evinde kaybederse umutlarını iyice tüketir.
‘’Aslan kartları dağıtabilir‘’
Galatasaraylılar ve Trabzonsporlular’a sezonun en kritik maçına nasıl çıkmak istemezsiniz deseler sanırım bugünkü senaryoyu seçerlerdi. Fatih Terim’in elinde santrfor kalmadı, Onyekuru Monaco’ya dönüyor, son 10 yılın en dominant karakteri Muslera sakat, kenara koyacak forvet yok. Hüseyin Çimşir’in payına düşen de az değil. Ekuban ve Nwakaeme’nin üstüne Abdulkadir Parmak sakatlandı, Mikel, Sturridge takımdan ayrıldı, Pereira cezalı, Sörloth iyice yalnızlaştı. Son hafta performanslarına bakarsak Galatasaray’ın Başakşehir’e karşı çıktığı tempo göz alıcı, Trabzonspor’un Ankaragücü’ne diş geçirememesi ve azalan oyun iştahı kafa karıştırıcıydı. Bu tabloya göre yaralıların savaşını izleyeceğiz ve can havliyle son hamleyi yapan kazanacak.
Fatih Terim çaresiz mi?
‘Dünyanın en lezzetli yemek tarifleri kıtlık dönemlerinde çıkmıştır’ derler. Geçen haftaki santrforsuz oyun formülü Başakşehir’i sahadan silmişken Onyekuru’nun yokluğu Terim’i çaresiz bırakabilir. Eğer son dakikada bir Falcao mucizesi olmazsa Fatih hoca Trabzon’a karşı sadece santrfor değil, kenara koyacak forvet bile bulamayabilir. Eğer Onyekuru olsa Galatasaray santrforsuz oyuna devam edebilirdi ama şimdi ya Falcao oynayacak ya da Terim Donk’u öne sürüp yeni mucizelerin peşinde koşacak. Eğer Galatasaray bu şartlarda kazanırsa şampiyonluk yarışında masaya devirip tüm kartları yeniden dağıtabilir.
Trabzon’un sorunu bağlantı
Hüseyin Çimşir, ligin en iyi santrforuna sahip olmanın keyfini sürerken başına gelmedik kalmadı. Sörloth’u takıma bağlayan Ekuban ve Nwakaeme sakatlanınca Trabzon’un oyun kalitesi düştü. Çünkü Sörloth atmasa bile hep oyunun içinde kalıyor, forvetlere şut kanalları açıyordu. Belki Sörloth şubat ayından beri ilk lig golünü geçen hafta Ankaragücü’ne atmış olabilir ama Trabzon’a geldiği günden beri sahada en yalnız kaldığı maçı oynadı. Galatasaray deplasmanında kazanmak için Çimşir’in Sörloth’u oyunun içinde tutacak bağlantı oyuncusunu bulması kaçınılmaz. Yani hem İstanbul’da kazanmak hem de şampiyonluk için Hüseyin hocanın takımındaki her bir futbolcusundan çok ekstra performans alması gerek.
‘’Gaziantep altın buldu!‘’
Geçen sezon 37 puanlı Bursaspor’un küme düşen son takım olduğu düşünüldüğünde 10. sıradan itibaren hiç bir takımın güvende olmadığı söylenebilir. Bu bilgi ışığında lig 12.si Denizlispor ile 10.’su Gaziantepspor’un mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu düşünün. Denizlispor salgın arasından sonra oynadığı 3 maçta sadece 1 puan aldığından, iç sahada iki sağ beki arkalı önlü kullanarak daha temkinli başladı. 5’li bir savunma ile oynayan ve sol kenarı Morais ve Maxim ile etkili kullanan Gaziantep’e karşı Zeki ve Lopes ile sağ kulvarda tempolu kalmak isteyen Denizlispor ilk dakikadan itibaren baskılı oynamaya çalıştı.
Güray’ın sol ayağı!
Sumudica’nın 5’li savunmasında iki kenar beki Oğuz ve Morais çizgiye bastırarak oynadıklarından forvetler Güray, Souza ve Maxim’in ön alanda gezerek oynama şansları artıyor. 24’te soldan getirilen topa giden Güray, Maxim’in pasını harika bir sol ayak şutuna çevirince Gaziantep deplasmanda öne geçti. Antep iyi bir savunma takımı olmayabilir ama Denizli karşısında Kana Bıyık ile Djilobodji’nin uyumu dikkat çekiciydi. Boy avantajını sonuna kadar kullandılar, Denizli forvetlerine yüksek top şansı vermediler. Denizli forvetlerinin tek bir isabetli şut atamadan maçı bitirmesinde de bu ikilinin rolü büyüktü. Zaten Djilobodji, Gaziantep’in en sürpriz oyuncusu. Nantes döneminde de gollerine aşina olduğumuz Djilobodji’nin bu sezon 5 kafa golü atması sanırım Sumudica’nın en büyük şansı.
‘’Burak'ın hakkı Burak'a‘’
Beşiktaş’ın son dönemde kadro açısından en şanssız teknik direktörü kim diye bir anket yapsanız sanırım açık ara Sergen Yalçın çıkar. Sergen hocanın elinde sorunlu bir kadro var; bir çoğu kiralık, formda olanların yaş ortalaması 35’i aşmış, kalecisi tecrübesiz. Buna rağmen farklı Denizli ve Konya galibiyetleriyle 50 puana ulaşmak başarı. Kadro açısından şanssız görünen Yalçın’ın sahada iki tane de olsa şansı var; Burak Yılmaz ve Atiba.
Hücumcuları hayata döndürdü
Türk futbolunun son 10 yılının açık ara en iyi forveti Burak Yılmaz. Giydiği formanın renkleri değişiyor ama performansı hiç değişmiyor. 30 yaşından sonra kafa şutunu geliştirip, 35’inde frikiklerini kusursuzlaştırabiliyor. Beşiktaş’a istenmeyen adam olarak gelip futboluyla omuzlara alınmayı başardıysa bunda futbol iştahının ve sporculuğunun payı yadsınamaz. Burak sadece kendi atmıyor, iki haftadır umutların kesildiği N’Koudou, Lens ve Diaby’yi de oyunun içine çekmeyi başarıyor aslında. Tüm sezonu neredeyse sıfır istatistiğe yakın geçiren hücumculara iki haftada golcü kimliği kazandırmak büyük iş.
Transfer performansı mı?
N’Koudou, Diaby ve Lens’in Beşiktaş performansları maalesef son iki haftaya kadar kötüydü. Özellikle Diaby’nin son iki haftalık gelişimi dikkat çekici doğrusu. Salgın öncesi oynadığı 24 maçta sadece 2 gol atıp hiç asist yapmayan Diaby’nin son iki maçta 2 gol kaydetmesi Beşiktaş adına iyi bir gelişme. Ama Diaby’nin bu yükselişe herkesi ikna etmesi gerek. Yani bu form temmuz sonu döneceği Sporting’e bir mesaj mı, yoksa Sergen Yalçın ve Beşiktaş’a ödemesi gereken borç mu?
Atiba’ya ayıp etmeyin
Atiba’nın Beşiktaş tarihinde transferi en sessiz yapılan isim olmasına rağmen performansıyla en çok ses getiren yabancı olduğu konusunda kimsenin şüphesi yoktur herhalde. Atiba 37 yaşında ama oynadığı tüm sezonlarda takımın en iyi 3 performansından biri olabiliyorsa yaşının da bir önemi yok. Fakat Kanadalı orta saha son yıllarda masada rencide edildi. Son saniye imzalanan tek yıllık kontratlar, mecburen uzayan opsiyonlu sözleşmeler. Atiba ile ilgili uzun dönem bir plan yapılmalı. Oynayabildiği yere kadar futbolculuk kontratı, sonrasında da masanın diğer tarafı için profesyonel olma sözleşmesi. Atiba bunu hak ediyor. Çebi yönetiminin, eski yönetimin hatasını telafi edip Atiba’ya yaşlı ve kapıda kalmış futbolcu muamelesi yapmaması gerekiyor.
‘’Onlar olmadan sıradanlar‘’
Nwakaeme’nin üstüne Ekuban’ı da son dakika sakat veren Hüseyin Çimşir, Guilherme ve Abdülkadir Ömür’ü kenarda kullanarak Sosa’yı merkeze yerleştirdi. Trabzon golü çok erken bulmasına rağmen oyunun kontrolünü eline alamadı. Bunda kanatsız oynamanın olduğu kadar Ankaragücü’nün faullerle maçı kilitlemesinin de rolü vardı. İbrahim Üzülmez’in öğrencileri sadece ilk yarıda tam 19 faul yaparak resmen futbol oynanmasını engellediler. Abdülkadir Parmak çıkıp Bilal girdikten sonra Guilherme’yi merkeze getirmek kısa süre Trabzon’u rahatlatsa da genel fotoğrafta ciddi sorunlar vardı. Nwakaeme ve Ekuban Trabzonspor’un şampiyonluk şansını yükselten oyunculardı, onlar yokken sıradan bir takıma dönüşüyor Bordo- Mavililer. Alanya’dan sonra Ankaragücü’ne de puan kaybeden Trabzonspor için işler iyiye gitmiyor. Eğer Başakşehir Galatasaray’ı yenerse şampiyonluğu büyük oranda kolaylar.
Gecenin sorusu
Hüseyin hoca, şampiyonluk yarışı veren Trabzonspor’un iç sahada Ankaragücü’nden daha az şut atmasını nasıl açıklayacak?
Maçın starı
Gerson Rodrigues ikinci sarıdan atılana kadar Ankaragücü’nü hücumda ayakta tuttu. 5/5 adam geçme ve 1/3 şutla takımının en iyi ismi oldu
Maçın olayı
Ankaragücü’nün sadece ilk yarıda 19 faul yaparak maçı kilitlemesi
Kısa Mesaj
Haftaya Galatasaray deplasmanına gidecek Trabzon sonraki 4 maçın 3’ünü düşme hattındaki rakipleriyle oynayacak. Bordo-Mavililer’in kadrosu bu kadar daralmışken fikstür çok daha zorlayıcı olacak
‘’Burak Yılmaz kadar istemediler‘’
Sorunlu bir sezon geçiren Beşiktaş, Konya galibiyetiyle lig üçüncülüğü yarışını yeniden alevlendirdi. Sergen Yalçın, Antalya mağlubiyetinin ardından elindeki kadrodan müthiş verim almaya başladı. Bir kere Burak Yılmaz diye de bir gerçek var. Beşiktaş’ın bu sezon en dominant performansı yine açık ara Burak Yılmaz’a ait. İki haftadır sezonun suskunlarını konuşturdu, Diaby, N’Koudou ve Lens’i hayata döndürdü. Dün gece de harika bir gol attı, Diaby ve Lens’e de attırdı. Beşiktaş kadrosunda Sergen Yalçın ve Burak Yılmaz rekabetin içinde kalmak istiyor ve onlar istedikçe bu takım ilk 3’e oynar. Ama yeter mi o bilinmez.
Diaby tam transfer futbolu oynuyor. Sporting’den kiralık olduğu için sezonu iyi bitirmenin derdinde. Bazen insan zorlanıyor, kendini potansiyelli olarak tanımlayan bir forvetin oynadığı 24 maçta sadece 2 gol atıp, son iki haftaya 2 gol sığdırmasını anlamakta güçlük çekiyor. Diaby, N’Koudou ve Lens son iki haftalık performanslarını sezonun ilk yarısında gösterseler bugün Beşiktaş şampiyonluk yarışının içindeydi.
Gecenin sorusu?
Beşiktaş kadrosunda ilk 3 yarışının içinde olmayı Burak ve Sergen Yalçın’dan çok isteyen kaç futbolcu vardır?
Maçın starı
Ülke futbolunun son 10 yılına damga vuran yerli forvet kim derseniz açık ara Burak Yılmaz. Yıllandıkça olgunlaştı, dün geceye nefis bir gol ve 2 asist sığdırdı.
Maçın olayı
Hadziahmetovic’in 15’te doğru bir kırmızıyla atılması ve Burak Yılmaz’ın tüm gollere katkısı
Kısa mesaj
Salgın sonrası Antalya mağlubiyetine rağmen Beşiktaş 50 puana gelmeyi başardı. Fikstürü zor, 3 deplasman bir derbi, bir de zorlu Kasımpaşa maçı var ama 3.’lük için şans var.
‘’Savunma darmadağın!‘’
Fenerbahçe kendi içinde birbirini tetikleyen sorun yumağıyla karşı karşıya. Geçen sezonu aratmıyorlar ve 28. hafta itirabıyla ligin ilk 8’i içerisinde en fazla gol yiyen takım (37) Fenerbahçe. Son iki yıldır Fenerbahçe’nin tüm savunma ayarları bozuldu. Belki tarihin en eleştirilen ikilileri arasındalardı ama Mehmet Topal ve Josef gittiği günden beri takım savunması çökmeye başladı. Hasan Ali’nin alternatifinin alınmaması, stoperlerin yanlış seçilmesi, sağ bekin Isla’ya bırakılması, Dirar’dan sağ bek, Deniz’den sol bek, Jailson’dan stoper devşirme çabaları Fenerbahçe savunmasını iyice çökertti. O yüzden planlamada öncelik savunma olmalı.
Mert iyi ama sorun derinde
Mert Hakan Ya ndaş bu sezonun en iyi çıkış yapan yerli oyuncusu. Haliyle taliplisi çok. Herkes Galatasaray’a gitmesini bekliyor ama Fenerbahçe de devrede. Ya ni menacerlerin en sevdiği senaryo işliyor. Geçen sezon Vedat Muriç’te olduğu gibi Mert Hakan da Galatasaray yerine Fenerbahçe’ye gelebilir. Ya da bu girişim sayesinde kontratını yükseltir. Eğer Fenerbahçe’ye gelirse Sarı- Lacivertli takım hem kenarda hem forvet arkasında tempolu, iyi bir şutör daha kazanmış olur. Ay rıca duran toplar için elinde fazladan bir alternatif daha bulunur. Ancak Fenerbahçe’nin önce iyi bir hocaya, peşinden çok iyi bir savunma hattına ihtiyacı olduğu unutulmamalı.
Gençler niye var?
Fenerbahçe neredeyse 20 yıldır alt yapıdan kendi A takımına dominant bir oyuncu çıkaramadığı için eleştirilir. Geçen hafta Trabzonspor ile oynanan kupa maçının 88. dakikasında skor 2-1 iken 2003’lü orta saha oyuncusu Ömer Faruk Beyaz’ı oyuna alıp, yenilginin ardından röportaja göndererek oyuncu kazanılmaz. Üstelik Ömer Faruk’u böylesi bir yenilgiden sonra paratoner yapmaya gelince sorun olmuyor da neden Kasımpaşa maçında skor kötü diye oyuna almak dert olsun? Genç oyuncu böyle kazanılmaz, bunu en iyi Emre Belözoğlu biliyor olmalı. Kendi de bu yollardan geçti.
Fikstür çöpe gitti
Salgın dönüşü en iyi fikstüre sahip takımların başında Fenerbahçe geliyordu. Kalan 8 lig, 1 Tü rkiye Kupası yarı finalinde şehir dışı deplasmanı olarak sadece Gençlerbirliği vardı. Sarı- Lacivertli takım böylesi kritik bir salgın sürecinde tüm maçlarını İstanbul’d a oynama avantajına sahipti. Ama önce kupada Trabzon’a ardından ligde Kasımpaşa’ya yenilerek bu avantajı yitirdi. Bu başarısızlığı hazırlayan birinci faktör, yönetimin hoca meselesini ciddiye almaması, Emre ve Volkan ile sezonu bitirmeye ikna olmasıydı. Ali Koç yönetimi göreve geldiği günden bu yana hoca konusunda hep yanlış tercihler yaptı. Cocu’nun gelmesi de Ya nal’ın gitme zamanlaması da yanlıştı. Madem sezonu hocasız bitireceklerdi o halde Ersun Ya nal’ı göndermenin mantığı neydi?
‘’Gamsız, formsuz, hedefsiz‘’
Fenerbahçe için motivasyon şu anda en büyük sorun. Kupa elenişi üzerine gelen Kasımpaşa mağlubiyeti bunun eseri. Takımın havası yok ve rakipten çekinen bir oyuncu grubu var. Mağlubiyete isyan edecek tek bir futbolcu yok, olan da tribündeydi zaten. Bu nasıl bir gamsızlık, bu nasıl formsuzluk, bu nasıl hedefsizlik. Fenerbahçe futbolcusu hedefsiz olmamalı, amaç o formayı giymek değil o formayla kupa kaldırmaktır. Fakat Fenerbahçe 6 yıldır ne kupada ne ligde bir tane kupa kaldırdı. Kasımpaşa Fuat Çapa geldikten sonra takım oldu. Son 6 maçta 5 galibiyet 1 beraberlik elde ederek müthiş bir performansa imza attılar. Fuat hoca küme düşer denilen o takımı sahada dik duran ve kazanan bir takıma dönüştürdü. Merkezde Aytaç önderliğinde baskı uygulayarak Muriç’i takımdan kopardılar. Olağanüstü bir futbol oynamasalar da rakip analizini ne kadar doğru yaptıklarını ispatladılar.
Gecenin sorusu
Ferdi Kadıoğlu’nun ilk 11 başladığı her maçta dökülmesinin özel bir sebebi var mı?
Maçın starı
Aytaç Kara Kasımpaşa’nın merkezinde oyunun iki yönünü de iyi oynadı. Maçın sonunda bir de asist yaparak gecenin adamı oldu.
Maçın olayı
Rakip ceza sahasına 18 orta yapan Fenerbahçe’nin sadece 2 isabet bulması.
Kısa mesaj
Fenerbahçe yönetimi hoca konusunda hep yanlış tercihler yaptı. Sezonu teknik direktörsüz bitirme fikri de en az diğer tercihler kadar kötüydü.