‘’7.'lik taşları oynatır‘’
Fenerbahçe geçen sezonu 17.’likten gelip 6. bitirdiği için taraftar durumu anlayışla karşıladı. Yönetime de takıma da yeni bir kredi açtı. Fakat artık taraftarın kredisi limite geldi. Son Gençlerbirliği beraberliği ile Sivas mağlubiyeti Fenerbahçe’yi lig 7.’liğine itti. Kaldı 2 hafta. Bu hafta Beşiktaş deplasmanı, son hafta küme düşme hattındaki Rize maçları hem taraftar nezdinde krediyi bitirir hem de bir çok kelleyi alabilir. Çok kolay olmasa da Fenerbahçe’nin ligi ilk 5’te bitirmekten başka çaresi yok gibi görünüyor. Elbette 6 puanı alıp rakiplerinin puan kaybetmesi şartıyla.
Savunma felaket
Fenerbahçe, Ersun Yanal’lı 203-14 sezonu ile Aykut Kocaman’lı 2017-18 sezonları arasında bir sezonda ortalama 31.4 gol yemiş. Fakat son iki sezonda yediği gol ortalaması 43.5. Bu istatistikteki inanılmaz değişim Fenerbahçe’nin neden bu durumda olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Sarı-Lacivertli takımın en temel sorunu kalecisinden başlayarak takım savunması. Ama özellikle de savunma hattı. Yönetimin tüm konsantrasyonunu savunmaya vermesi kaçınılmaz. Emre Belözoğlu da durumun fazlasıyla farkındaysa önce bu takıma dominant bir stoper ardından da sağ bek ve sol bek transferleri yapılmalı. Başka türlü bu yarayı kapatmak pek mümkün görülmüyor.
Ömer Faruk neden toptan uzak?
Ömer Faruk’un 16 yaşında ilk 11’de Sivas karşısında sahaya çıkması oyuncunun gelişimi için önemsenmeli elbette. Fakat Sivas’a karşı 62 dakika sahada kalan bir orta sahanın sadece 22 kez topla buluşması kafa karıştırıcı. Bunun üç sebebi olduğu düşünülür; 1-Oyuncuya takım arkadaşlarının güven duymaması ve pas tercihini tecrübeden yana kullanmaları. 22-Oyuncunun yaşadığı özgüven sorunundan arayışa girmemesi. 3-Topa göre pozisyon alma konusunda zayıf olması. Bir kıyaslama yapacak olursak oyunda 28 dakika kalan Emre 38, sadece 2 dakika oynayan Allahyar 6, son 6 dakikada görev alan Tolga Ciğerci 10 kez topla buluşmuş. Bu da demek oluyor ki, takımın orta sahası olarak Ömer Faruk için bu üç kriterde geçerli. Oldukça yetenekli zira topla buluştuğu kısa sürede 3/4 adam geçme ile farkını gösterebilmiş. Henüz 16 yaşında ve gelişim için oynamak zorunda. Elbette takımın ona saha içinde daha fazla güvenip şans vermesi şartıyla.
‘’Çarşı karıştı‘’
Bülent Korkmaz; Skrtel ve Epureanu’nun ağırlığından faydalanmak için Bajiç’le başlamak yerine Ömer Ali ve Faruku Miya ile santrforsuz ama çok hareketli bir forvet oyunu oynadı. Bu tercihi Korkmaz’a, Miya ve Ömer Ali’yle ilk 45 dakika dolduğunda 3 nefis gol hediye etti. Okan Buruk bu duruma ilk saat dilimi dolmadan müdahale etmek zorunda kaldı ve Epureanu-Berkay değişikliğiyle Mehmet Topal’ı stopere çekti. Bu değişim Konya forvetlerinin hareket alanını daralttı. Üstüne bir de Robinho-İrfan değişimi gelince arkada hızlanan Başakşehir önde 5 forvetle kalarak 2 gol birden buldu. Fakat bu kadar forvetle oynamalarına rağmen sahada hep Mahmut Tekdemir’i aradılar. Merkezden topu rahat getiren Konyaspor Johnson’un olağanüstü asistiyle 4. golü bularak Okan Buruk’u Mahmutsuz oynadığı için cezalandırdı.
Gecenin sorusu
Sistemin sigortası Mahmut Tekdemir sağlıklıysa neden ilk 11 başlamaz?
Maçın starı
Farouk Miya hızıyla ilk yarıda Başakşehir’in başını döndürmekle kalmadı 2 de gol buldu, gecenin yıldızı oldu.
Maçın olayı
Başakşehir’in sezonun ilk haftasındaki Malatya maçından bu yana bir maçta 3 gol yemesi. Hem de bunu ilk 45 dakikada başarması!
Kısa mesaj
Kayseri, Rize ve Malatya yenildiği için bu 9 puanlık galibiyet Konya’yı ligde tutabilir. Başakşehir ise Trabzon yenildiği için kalan iki haftada alacağı ilk 3 puanla tur atabilir.
‘’Degaj farkı!‘’
Fenerbahçe, Sivasspor karşısında daha çok topa sahip olmasına rağmen Rıza Çalımbay’ın Emre Kılınç ve Yatabare üzerine kurduğu plana yenildi. Merkezden indirilen toplarla Ozan ile Dirar’ın arkasında buluşan Emre bir penaltı yaptırdı, bir de gol atarak Sivas’a maçı kazandırdı. Fenerbahçe degajdan iki gol yiyerek tarihe geçecekti. Rıza hoca, Fenerbahçe’ye karşı Arone Kone’yi gösterip Yatabare’yle maçın kilidini çözdü. Kaleciden çıkan degaj üzerine kurduğu bu plan dominant bir stoperi olmayan Fenerbahçe’yi savunmasız bıraktı. Gustavo, her pozisyonda Kone’ye giderken merkezden gelen Yatabare yüksekte topla buluşup Emre’ye indirerek bir golü hazırladı iki tane de tehlikeli pozisyon yarattı. Genel anlamda Fenerbahçe’nin Sivas’a karşı adam paylaşımları faciaydı. Ozan’ın stoperde kalışı Sivas’ı daha da yüreklendirdi, Emre Kılınç Ozan’ın üzerinden kaleye gittiği her pozisyonda tehlike yarattı.
Gecenin sorusu
Fenerbahçe’de bir sonraki maç stopere geçecek futbolcu kim olacak?
Maçın starı
Emre Kılınç’ı müthiş bir maç çıkardı, kabuğuna sığmadığını gösterdi. Driplingleriyle Ozan ve Dirar’ı çaresiz bıraktı, iki gole de imzasını koydu
Maçın olayı
Fenerbahçe yüzde 69 topa sahip olmasına rağmen, Sivasspor’un rakip ceza sahasında daha fazla topla buluşup (25/22) daha çok şut atması
Kısa mesaj
Fenerbahçe’yi seven stoper alsın, yoksa seneye de ‘Allah’ını seven defansa gelsin’ nidalarıyla sezon kabusa döner
‘’Kaybeden çok ağlar!‘’
Galatasaray için sezon aslında Trabzonspor maçından önce Onyekuru’nun gidişiyle bitmişti. İki hafta önce Şampiyonlar Ligi hedefi kovalayan takım bir anda ilk 4’e girebilir miyim telaşına düştü. Bugün Ankaragücü karşısında Fatih Terim ve öğrencilerinin var olma savaşını izleyeceğiz. Ankara ekibinin de durumu pek iç açıcı değil doğrusu. Pandemi dönüşü Gaziantep beraberliği ile umutlanan Ankaragücü, sonrasında 2 yenilgi 2 beraberlik ile en yakın rakibinin 4 puan gerisinde son sıraya yerleşti. İbrahim Üzülmez ve öğrencileri 3’te 3 yapsa bile 35 puanın yetmeme ihtimali çok yüksek. Ama matematiksel olarak umut varsa hayata tutunmak lazım.
Orgill & Rodrigues tehlikesi
Hafta için Alanya’da dağılan Galatasaray, Ankara deplasmanında Lemina’yı da oynatamayacak olmanın sancısını yaşıyor. Fatih hocanın ligin en derin kadrosundan en dar kadrosuna düşme hikayesi aslında Galatasaray’ın durumunu bize anlatıyor. Şayet Sarı-Kırmızılı takım bugün Ankara’da kazanamazsa, peşinden gelen Alanya ve Fenerbahçe’nin de arkasına düşecek ve son iki hafta ateşten gömlekle sahaya çıkacak. Ankaragücü arkada bekleyip hızlı forvetlerle rakip kaleye inen bir takım. Orgill’i öne koyup Rodrigues’i ikinci santrfor koşularıyla ceza sahasına sokuyorlar. Galatasaray’ın deplasmanda bu ikiliyi top almadan karşılaması maçın anahtarı olacak.
Ön plana kim çıkar?
Galatasaray’da Belhanda’nın aşırı istekli oynamaya başlaması Terim için bir umut olabilir. Ankaragücü ise Orgill ve Rodrigues’i rakip savunma arkasına kaçırdığı oranda tehlikeli olur.
Kısa mesaj
Fikstür iki takım için de çok zor. Galatasaray eğer bugün kazanamazsa ilk 4 şansını çok zora sokar. Şayet Ankaragücü kaybederse küme düşen ilk takım olabilir.
‘’Rehabilitasyon merkezi‘’
Dün gece emin olduk ki; Alanya tam bir rehabilitasyon merkezi. Kariyer grafiği aşağıya dönen her yıldız Alanya’da hayata dönüyor. Wagner Love, Ozan Tufan, Papiss Cisse... Alanya, Cisse önderliğinde birbirine sahada belinden bağlıymış gibi disiplinli oynayan bir takım. Topun olduğu her noktada beyaz formalı oyuncu sayısı Sarı- Kırmızılı oyuncu sayısından bir fazlaydı. Eğer birbirlerine bu kadar alışkın ve bağlı olmasalar 45 ile 60 arasındaki Galatasaray baskısına dayanamazlardı. Terim, ilk yarı soyunma odasına 2-1 geride girince senaryoyu Belhanda üzerinden ilerleterek tempoyu çok yükseltti. Bu plan ikisi Belhanda’dan 3 çok net şutla Alanya kalecisini baskı altına aldı. Fakat sonraki şutlar savunma duvarına atıldı. Galatasaray topu her pozisyonda Belhanda’yla buluşturmak için çabalayınca top kayıpları ölümcül sonuçlar doğurdu. Belhanda ve arkadaşları Baskıyı artırdıklarını düşündükleri anda tipik bir hızlı Alanya dağıldı, Pektemek’in golü ise hezimetin tescili oldu
Gecenin sorusu
Üç gün öncesine kadar Şampiyonlar Ligi hayali kuran Galatasaray, ligi ilk 4’te bitirebilecek mi?
Maçın starı
Papiss Cisse tam derslik iki farklı stil santrfor golü attı. İlkinde Marcao’ya rağmen dar alan golünü yaptı, ikincisinde orta sahada Seri’den kaptığı topla açık alan resitali sundu
Maçın olayı
90 dakikada sadece 13 faulün yapılması. Uzun zamandır bu rakamlara şahit olmamıştık. Bu sayede tempo yüksek kaldı
Kısa mesaj
Ne hikmetse Alanyaspor’da santrforlar yeniden doğuyor ve 35’lerinde büyük transfer yapıyorlar. Bakalım Papiss Cisse, Love gibi yüksek kontratlı bir büyük takım kontratı alabilecek mi?
‘’Beşiktaş'ın ilk 3 hedefi kolay görünmüyor‘’
Sergen Yalçın son dönem Beşiktaş'ı çalıştıran antrenörler içerisinde açık ara en şanssızı. Burak Yılmaz'ın olağanüstü çabası iki haftayı kurtarsa da büyük fotoğrafa bakıldığında ortada büyük bir kadro zaafiyeti duruyor. Karius gitti; hocanın elinde kaleci kalmadı mecburen Ersin'i oynatıyor. Bu durumda bir önceki kadro yapıcıya sormak lazım; Karius kötü bir sezon geçirmişken geçen yaz arkasını boş bırakmanın mantığı neydi? Eğer Utku böyle bir zamanda bile forma giyemeyecek kadar yetersizse neden iki yıldır kaleci yatırımı yapılmadı? Yani Ersin'in oynatılması Sergen Yalçın'ın değil Fikret Orman ve Abdullah Avcı döneminin tartışma konusu.
Plan Rıdvan üzerine mi?
Beşiktaş pandemi dönüşü Karius ile birlikte Caner'i de transfer masasında kaybedince sorunları belirginleşti. Caner meselesine çift taraflı bakmak gerekiyor. Oyuncunun kontratı bu sezon sonu bitiyor ve yeni teklif Caner cephesinde kabul görmedi. Hoca da Rıdvan'ı sol bekte kullanmaya başladı. Fakat Caner, Antalya maçından bu yana kadroda yer aldı. Demek ki oyuncu sağlıklı ve oynayabilir durumda. Zaten Kayseri maçının ikinci yarısında Rıdvan'ın yerine girerek bunu ispatladı. Sergen hoca oyuncu kazanmak için Rıdvan'ı oynattım diyebilir. Peki Rıdvan, Beşiktaş'ın birinci sol beki olacak mı? Yoksa N'Sakala geldiğinde yine dönüp gelişimini (!) kulübede mi sürdürecek. Eğer Sergen hocanın cevabı ilkiyse diyecek bir laf yok. Ama sadece günü kurtarmak içinse işte orada 'Caner niye oynamıyor' sorusu yoğunluk kazanır.
Fikstür çok sert
Bu hafta hem Galatasaray hem Sivas'ın puan kayıpları Beşiktaş'ı matematiksel olarak ilk 3 yarışının içinde tuttu. Ama kabul etmek gerekir ki, bu yarış için Fenerbahçe'nin de şansı çok yükseldi. Kalan 4 maçlık fikstür Beşiktaş açısından çok zor. Kasımpaşa ve Fenerbahçe yükselen formlarıyla Beşiktaş'ın işini zorlaştırırken düşme hattındaki Yeni Malatya ve Gençlerbirliği deplasmanları tam bir can pazarı olacak. Bu durumda ilk 3 kolay görünmüyor. Sergen Yalçın'ın kalede çok alternatifi yok, Ersin'i keserse Utku oynar. Ama sol bek için Caner sağlıklıysa ilk 11 başlar ve sezonu bitirir. Gerisi macera olur.
‘’Motivasyon yarışı‘’
Bir yanda ligde kalma motivasyonu diğer tarafta ligi ilk 3’te bitirme hevesi... Bence bu maçın anahtarı bu olacak. Kayserispor pandemi dönüşü Fenerbahçe yenilgisine rağmen Gençlerbirliği ve Sivas galibiyetleriyle lige tutunmanın derdinde, Beşiktaş ise her şeye rağmen yükselen formuyla Avrupa kupasına katılmanın hesabında. Beşiktaş için iki hafta öncesine kadar Burak dışındaki forvetlerin döküldüğü bir sezon oluyorken Denizli ve Konya maçlarındaki forvet performansları göz kamaştırıcıydı. Kayseri, Prosinecki’den sonra evinde hiç kaybetmedi ve çok zor bir deplasman haline geldi.
Mensah’ın cezalı olması...
Geçen hafta Sivas’ta maça 3’lü savunmayla başlayıp ilk yarım saat dolmadan Rienstra-Yasir değişikliğiyle eski düzenine dönen Kayserispor, topu rakibe bırakarak Mensah önderliğinde net bir galibiyete uzanmıştı. Fakat bugün Mensah cezalı, işler Prosineçki için zorlaşırken, Sergen Yalçın, Atiba ve Elneny’yi önde kullanıp. Diaby’yi forvet arkasında gezdirme fırsatı bulacak. Diaby, Lens ve N’Koudou da uçuşta Sergen hocanın çalıştığı her takımda yükselen forvet performanslarına alışığız. Üstüne bir de Burak Yılmaz faktörü eklenince Diaby, Lens ve N’Koudou’nun belirleyici oyunculara dönüştüğünü görüyoruz. Mensah’ın yokluğunda merkezden ekstra baskı yeme ihtimali düşen Beşiktaş’ta Burak Yılmaz ve forvetlere top geçirmek kolaylaşabilir. Bu durumda yine Burak ve yanındakilerin yıldızlaştığı bir maç izleyebiliriz.
Kim ön plana çıkar?
Burak Yılmaz tartışmasız Beşiktaş’ın seviyesini belirleyen oyuncu. Son iki haftadır attığı kadar Diaby ve Lens’e attırdıklarıyla da öne çıkıyor. Sanki yine benzer bir senaryo izleyeceğiz.
Bu istatistiğe dikkat
Son iki Süper Lig maçını kazanan ve rakip filelere toplam 8 gol gönderen Beşiktaş, Sergen Yalçın yönetiminde ilk kez üç maçlık galibiyet serisi yakalamak için sahaya çıkıyor.
Kısa Mesaj
Düşme hattındaki heyecan şampiyonluk yarışından daha yüksek. Sanki 35 puan bile ligde tutunmaya yetmeyecekmiş gibi görünüyor. Kayseri evinde kaybederse umutlarını iyice tüketir.
‘’Aslan kartları dağıtabilir‘’
Galatasaraylılar ve Trabzonsporlular’a sezonun en kritik maçına nasıl çıkmak istemezsiniz deseler sanırım bugünkü senaryoyu seçerlerdi. Fatih Terim’in elinde santrfor kalmadı, Onyekuru Monaco’ya dönüyor, son 10 yılın en dominant karakteri Muslera sakat, kenara koyacak forvet yok. Hüseyin Çimşir’in payına düşen de az değil. Ekuban ve Nwakaeme’nin üstüne Abdulkadir Parmak sakatlandı, Mikel, Sturridge takımdan ayrıldı, Pereira cezalı, Sörloth iyice yalnızlaştı. Son hafta performanslarına bakarsak Galatasaray’ın Başakşehir’e karşı çıktığı tempo göz alıcı, Trabzonspor’un Ankaragücü’ne diş geçirememesi ve azalan oyun iştahı kafa karıştırıcıydı. Bu tabloya göre yaralıların savaşını izleyeceğiz ve can havliyle son hamleyi yapan kazanacak.
Fatih Terim çaresiz mi?
‘Dünyanın en lezzetli yemek tarifleri kıtlık dönemlerinde çıkmıştır’ derler. Geçen haftaki santrforsuz oyun formülü Başakşehir’i sahadan silmişken Onyekuru’nun yokluğu Terim’i çaresiz bırakabilir. Eğer son dakikada bir Falcao mucizesi olmazsa Fatih hoca Trabzon’a karşı sadece santrfor değil, kenara koyacak forvet bile bulamayabilir. Eğer Onyekuru olsa Galatasaray santrforsuz oyuna devam edebilirdi ama şimdi ya Falcao oynayacak ya da Terim Donk’u öne sürüp yeni mucizelerin peşinde koşacak. Eğer Galatasaray bu şartlarda kazanırsa şampiyonluk yarışında masaya devirip tüm kartları yeniden dağıtabilir.
Trabzon’un sorunu bağlantı
Hüseyin Çimşir, ligin en iyi santrforuna sahip olmanın keyfini sürerken başına gelmedik kalmadı. Sörloth’u takıma bağlayan Ekuban ve Nwakaeme sakatlanınca Trabzon’un oyun kalitesi düştü. Çünkü Sörloth atmasa bile hep oyunun içinde kalıyor, forvetlere şut kanalları açıyordu. Belki Sörloth şubat ayından beri ilk lig golünü geçen hafta Ankaragücü’ne atmış olabilir ama Trabzon’a geldiği günden beri sahada en yalnız kaldığı maçı oynadı. Galatasaray deplasmanında kazanmak için Çimşir’in Sörloth’u oyunun içinde tutacak bağlantı oyuncusunu bulması kaçınılmaz. Yani hem İstanbul’da kazanmak hem de şampiyonluk için Hüseyin hocanın takımındaki her bir futbolcusundan çok ekstra performans alması gerek.