Arama

Popüler aramalar

‘’Araya para girmezse!‘’

Galatasaray’ın sorunu sadece Belhanda gitsin, Feghouli kalsın, Falcao oynasın değil. Yönetimin de Terim’in de eli kolu parasızlıktan bağlı. Kulübün sürdürülebilir bir kazanca ihtiyacı var. Bu da ancak her yıl şampiyonluk veya Şampiyonlar Ligi’yle mümkün. Galatasaray’ın tıpkı diğer rakipleri gibi para harcamadan para kazanması mümkün görünmüyor. Zira her yıl iki tane Ozan Kabak yetiştirmek kolay değil.

Kadro iyi ama...

Galatasaray’da Belhanda’dan Feghouli’ye kadar herkes sezona çok iyi başlamıştı. Fakat önce Belhanda, ardından Feghouli ve Falcao’nun performansları düşmeye başladı. Başkan Mustafa Cengiz’in ‘İndirimi kabul etmeyen futbolcular var’ açıklaması sanırım yeterince açıklayıcı olmuştur. Galatasaray’ın yapılamayan transfere rağmen hâlâ iyi bir kadrosu var. Ama Belhanda, Feghouli ya da Falcao Rangers ve Kasımpaşa karşısındaki gibi mutsuz bir şekilde oynayacaklarsa bu tüm kadroyu bozar.

Terim Falcao’ya mecbur

Sezon başı itibarıyla Falcao lig, Diagne Avrupa Ligi santrforu olacak gibi görünüyordu. Fakat Falcao’da bu sezon eksik olan bir şeyler var. Geçen yılki sakatlığının korkusu mudur, maaş indirimiyle ilgili bir memnuniyetsizlik midir bilinmez ama Falcao’nun mutsuzluğu ve formsuzluğu tüm takımı kötü etkiler. Kasımpaşa maçında Diagne başladı ama Senegalli ile oynamanın fazladan ve kolay top kayıpları gibi götürüsü mevcut. Tüm takım ekstra geri koşmak zorunda kaldığında Galatasaray’ın enerjisi boşa gidiyor. Diagne bu kadar top kaybı yaptığı sürece, Terim bu durumdan çok mutlu olmasa da Falcao’ya mecbur.

Bir Etebo’yla 3 kuş!

Geçen sezon Lemina ve Seri gibi iki iyi orta sahayla oynayan Fatih Terim istediği transferler yapılmadığı için bugün iyi ki Etebo var noktasına geldi. Etebo bence de pas ve fizik kalitesiyle Galatasaray’ın merkezdeki yükünü çekmeye en büyük aday. Taylan’ın gelişimini de kolaylaştıracağına şüphe yok. Şayet Etebo, merkezde beklenen etkiyi yaratabilirse topun ağzındaki Belhanda’yı da hayata döndürmesi mümkün olabilir. Bu senaryo gerçekleşirse Terim bir taşla 3 kuş birden vurmuş olur.

16 Ekim 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kadro vasatlardan kurtulmalı‘’

Sergen Yalçın futbolculuğunda çok yetenekli, büyük bir oyuncuydu. Antrenörlüğünde ise genelde düz oyunculardan kurulu takımlara sahip oldu. Beşiktaş’taki kadro yapılanmasına bakıldığında bu düz takım formatının bizzat kendisinin tercihi olduğunu düşündürtmeye başladı. Bu hocanın kariyeri için de ciddi bir sorun. Geçen sezonun ikinci yarısı Abdullah Avcı’nın takımını yönetti, bu sezon kadroyu kendisi yaptı. İlk 4 haftada sahada asker oyunculara fırsat vermesi, Balotelli’yi istememesi, Welinton, N’Sakala gibi vasat futbolcuları getirmesi, Atiba-Dorukhan gibi alternatifler varken sağ bekte Lens ve Necip’i oynatması akıllarda şimdilik bir soru işareti bırakmaya yetti.

Klişeyi kıracak mı?

İlginçtir dünya futbolunda iyi antrenörler sıralamasına bakarsak zirvedekilerin genelde futbolculuklarında savunma oynayanlar olduğunu görebiliriz. Bu ülkemizde de böyle. Guardiola’dan Klopp’a Terim’den Güneş’e savunmacı futbolcuların antrenörlüklerinde yarattıkları farklar ortadayken Hagi’den Maradona’ya hücum ustalarının antrenörlük deneyimlerinin kötü olması bir tesadüf olmasa gerek. Sergen Yalçın’ın bu tanımın dışına çıkması için önünde Beşiktaş gibi bir fırsat var. Öncelikle Beşiktaş 11’ini vasatlardan kurtarmalı, Vida’nın bu kadar düşmesinin sebeplerini bulmalı, sorunlu ama yıldız oyuncuları yönetmekten kaçınmamalı.

Ghezzal potansiyelli ama...

Beşiktaş Yönetimi’nin Milli maç arasına girerken ödemeleri yaptığını açıklaması, Rachid Ghezzal gibi potansiyelli bir forveti kiralaması işleri yoluna koymak için bir kapı açabilir. Ghezzal, alt yapısında yetiştiği Lyon’da sürekliliği olmamasına rağmen potansiyelini oynadığı kısa sürelerde gösteren bir futbolcu oldu. İstikrarlı bir sezonu olmamasına rağmen bu potansiyeli sayesinde Monaco’ya oradan da Riyad Mahrez’in yerini doldurması için Leicester’a gitmişti. Fakat Premier Lig için yeterli fizik güce bir türlü ulaşamadı ve geçen sezonu Fiorentina’da geçirdi. Ghezzal, 20’sinden beri Fransız futbolunda dikkat çeken, potansiyeliyle büyük transferler yapan ama 28’inde hâlâ patlama yapamamış bir forvet. Beşiktaş Ghezzal için de bir fırsat kapısı olabilir.

11 Ekim 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Daha umutlu olabiliriz‘’

A Milli Takımımız’ın Almanya karşısında oynadığı futbolu savunmadaki zaaflar ve hücumdaki doğrular diye ikiye ayırmak gerek. İlk yarıda Okay’ın boşalttığı merkezden fazla pozisyon verdik, stoperön libero uyumsuzluğu Almanya’nın baskısını artırdı. Stoperlerimizin savunmadaki en sorunsuz çarklar olduklarını her maç görmek zorundayız. Aksi halde maç kazanmamız zorlaşabilir. Hücumda ise doğru düzene Kenan oyuna girdikten sonra ulaştık. 3’lü savunmayı oturtmaya çalışan Almanya’ya karşı Kenan-Burak ile oynayabilseydik hem rakip hem bizim için durum değişebilirdi. Tek başına Kenan da fiziğiyle katkı yaptı, Alman stoperleri düzenin dışına itti. Ama asıl farkı Enes’in 85’te çıkıp santrfora geçmesiyle yarattı. Kenan bu sezon Bundesliga 2’de oynuyor.

Artık olgun oyuncu

1994 doğumlu ve artık olgun bir futbolcu. Bir ay öncesine oranla çok hazırdı, Rusya ve Sırbistan maçında da formayı istediğini gösterdi. Bir parantez de Ozan’a açmalı. Fenerbahçe’de Sosa, Gustavo, Tolga ve Mert Hakan’la girdiği rekabet yaramış görünüyor. Derbiden bu yana her maç yeni şeyler deniyor ve başarıyor. Az top kaybediyor, sürpriz çıkışlarla şaşırtıyor. Özetle Eylül’de kötü görünen Milli Takımımız futbolcuların lig ritmine paralel olarak form tutuyor. Rusya ve Sırbistan maçlarına dair daha umutlu olabiliriz.

09 Ekim 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Güzel bir test olacak‘’

Ay-Yıldızlılar, bugün 21.45'te hazırlık maçında Almanya ile kapışacak. Bu mücadele, yeni bir milli Almanya takım inşa etmeye uğraşan Löw yönetimindeki Panzerler içinde bizim için de güzel bir test olacak.

A Milli Takımımız Almanya ile sert bir hazırlık maçına çıkıyor. Löw yönetimindeki Alman Milli Takımı hem kadrosunu hem oyun formasyonunu zenginleştirme aşamasında. Uluslar Ligi’ne İspanya ve İsviçre beraberlikleri ile giriş yaptıkları için Löw’ün seçimleri hafiften homurtuları beraberinde getirse de Alman teknik adam kadrosunu gençleştirip kadrosuna 3’lü savunmanın inceliklerini öğretmekten vazgeçmiyor. 2018 Kasım’ından bu yana Thomas Müller’siz yeni bir milli takım inşa etmeye uğraşan Löw için de bizim maç güzel bir test olacağa benziyor.

Fizik yetersizdi

Bir ay önce sezon henüz açılmışken fiziksel açıdan yetersiz bir oyuncu topluluğuyla Macaristan’a kaybetmiş, 45 dakikaya yakın 10 kişi oynayan Sırbistan’ı yenememiştik. Bu sürede Cengiz, Leicester’a transfer oldu, ilk kez bu hafta Perez’in yerine oyuna girip resmi maça çıktı. Çağlar’dan Ozan’a kadar kadromuzdaki oyuncuların önemli bir bölümü formlarını yükseltti. Tek sıkıntımız Merih'in Juventus’ta yedek beklemesi.

Avantaj sağlamak için...

Geçen ay oynadığı 2 resmi maçı da 3-4-1-2 düzeninde oynayan Almanlara karşı forvetlerimizin performansı belirleyici olacaktır. Burak ve Kenan Karaman ile ileride uzun kalmak stoperler üzerinde istediğimiz ekstra baskıyı getirebilir ve oynarsa Cengiz’e koşu alanları açmak adına avantaj sağlayabilir.

07 Ekim 2020, Çarşamba 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Küsmek çözüm mü?‘’

Galatasaray sezona en iyi başlayan takımken 2 maçta böylesine düşmesi çok şaşırtıcı doğrusu. Terim’in öğrencileri ilk yarıda tanınmaz haldeydi. Tüm Galatasaray neredeyse bir Yusuf’u durduramadı. Soldan hem Omar hem Luyindama’nın üzerine cesaretle gitti ve sahadaki tüm tehlikeli pozisyonların hazırlayıcısı oldu. Kariyerinin en güzel gollerinden birini attı. Bir parantez de Aytaç’a açmalı. Orta sahada diri kaldı, uzun metrajlı paslarıyla oyunun yönünü sürekli değiştirerek rakip savunmanın dengesini bozdu. Galatasaray adına özellikle ilk yarıda ayakta kalan tek oyuncu Etebo’ydu. ‘Fakat sadece Etebo’nun yetmeyeceği aşikardı. Zaten Fatih hoca da bunun farkında ve bitiş düdüğünü beklemeden sahayı terk etti. Rangers maçından sonra futbolcuları ve yönetimi eleştiren Terim’in sahaya küsmesi transferin kapanmasına saatler kala çözüm olur mu?

Gecenin sorusu

Fatih Terim’in maçın uzatma bölümünü beklemeden soyunma odasına gitmesini takımına küsmesine mi, hakeme mi, yoksa transferleri bitiremeyen yönetime mi yormak gerek?

Maçın starı

Yusuf Erdoğan maçın ilk yarısında hızıyla sol kenarda harika iş çıkardı, sağ kenara geçtiği dakika kariyerinin en güzel golünü attı.

Maçın olayı

Cüneyt Çakır’ın Kasımpaşa’nın iptal edilen golünden önceki faulü çözmek için, pozisyona Diagne’den daha yakın olmasına rağmen VAR’da 3 dakika incelemesi.

Kısa mesaj

Galatasaray formasıyla poz verdiği için transferi gerçekleşmeyen Yusuf Erdoğan’ın hedefine ulaşması için maç seçmeden istikrarlı bir şekilde oynaması gerek.

05 Ekim 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Hem geç hem de güç!‘’

Beşiktaş’ın transfer sezonunun kapanmasına bir hafta kala; Mirin ve Douglas’ın ardından Lens ile Umut Nayir’ı kadro dışı bırakması geç alınmış bir karar ama bu kararın beraberinde bazı güçlükler de hazır bekliyor. Öncelikle Beşiktaş’ın mali sıkıntı içinde olduğunu bilmeyen kalmadı sanırım. Fakat görünen o ki, Siyah-Beyazlı takımın sorunu sadece mali kriz değil; aynı zamanda ciddi bir de vizyon sorunu varmış gibi görünüyor. Yoksa Ruiz’i, Roco’yu gönderip Welinton’u, N’Sakala’yı almanın sadece maddi bir gerekçesi olamaz.

Lens niye kaldı ki?

Bu kadro dışı kararları için hayli geç kalındı. Geçen sezon bitimiyle birlikte Lens’e seni istemiyoruz denilseydi büyük ihtimal bir formül üretilebilirdi. Sen oyuncuyu aldın, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, lig hepsinde banko oynattıktan sonra, bir hezimetin ardından kadro dışı bıraktım dersen iş inada biner. Lens’in bu takıma hiç bir şey vermediği 2 yıldır bilinen, istatistiklerle sabit bir durum. Doğru soru, ‘Lens, PAOK maçında neden sağ bek oynadı?’ değildi, ‘Lens niye Beşiktaş’ta kaldı?’ olmalıydı. Ama bu soruyu Sergen Yalçın sormakta çok geç kaldı. Burak Yılmaz pahalı, Gökhan Gönül 300 bin Euro fazla istiyor, Caner 400 fazla istiyor diye gönderilirken yılda 2 milyon Euro’nun üzerinde kazanç sağlayan Lens’i tutmanın akılla izah edilecek bir tarafı olamaz.

Tüm vasatlar gitmeden...

Formsuzluk ayrı, yetersizlik ve vasatlık ayrı kavramlardır. Ljajic, Oğuzhan formsuz olabilirler zamanla düzelir dersin. Ama Beşiktaş’ın kadrosunda umutsuz vaka sayısı o kadar fazla ki, Larin’den Welinton’a, Boyd’dan N’Sakala’ya hepsini kadro dışı bıraksan kimse niye bırakıyorsun demez. Beşiktaş Yönetimi’nin kendine acilen şu soruyu sorması lazım; ‘Bir kaç sene içerisinde Mario Gomez’lerden Talisca’lardan Larin’lere Welinton’lara nasıl gelindi?’ Yoksa Beşiktaş her geçen sezon biraz daha vasatlaşacak ve sıradan bir takıma dönüşecek. Bu haliyle şampiyonluk yarışı vermesi kolay olmaz.

03 Ekim 2020, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Ankara'nın gücü Kayseri'ye yetmedi‘’

Maçın ilk yarısında temponun çok yükselmediğini iki tarafın da fazlasıyla kontrollü bir futbol oynamaya çalıştığı söylenebilir. Fuat Çapa; Lukasik ve Diousse merkezinin önünde Alper Potuk’u kullanarak rakip stoperlere ekstra baskı yapmayı planladı. Fakat Alper o baskıdan uzak kalınca 4’lü bir orta sahayla oynayan Kayseri oyunun üstünlüğünü ele geçirdi. Önde Kanga-İlhan Parlak ikilisini kullanan Bayram Bektaş, hemen arkalarında Hasan Hüseyin’i serbest oynatarak Ankaragücü savunmasının üzerinde baskı kurdu. Kanga’yı araya koşturan Kayseri bu atağın sonucunda İlhan’ın şutuyla golü bularak oyundaki üstünlüğünü skora da yansıttı.

Lobzhanidze hareket getirdi

Ankaragücü ikinci yarıya Lukasik-Voca değişikliğiyle başlayarak oyunun momentumunu eline geçirdi. Alper’i biraz daha merkeze getiren Fuat Çapa, Saba’yı oyuna aldıktan sonra istediği pozisyonları bulmaya başladı. Saba Lobzhanidze hızı ve dripling yeteneklerini kullanarak peş peşe pozisyonlara girdi. Hatta bir ara Kayseri kalecisi Lung ile resmen düelloya giriştiler. Sarı-Lacivertliler, kalan sürede etkili olamayınca sahadan 1-0'lık skorla yenik ayrılmak zorunda kaldı.

03 Ekim 2020, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kapanış Antalya'dan‘’

Antalyaspor’un sezon öncesi hazırlık maçlarını izleyenler hayrete düşse de dün Tamer Tuna ve öğrencileri ligin en etkili takımlarından biri olma yolunda ilerliyor. Denizlispor’u konuk eden Antalya, rakibine karşı doğru bir oyunla galibiyete uzandı. Nuri Şahin’i dörtlü savunmanın önünde kullanan Tamer hoca, Fredy ve Amilton gibi hızlı oyuncuları savunma arkasına rahat koşturabildi. Amilton’un boşalttığı alanı iyi dolduran sol bek Eren Albayrak hücuma genişlik kazandırdı.

Uyumsuzlar

Denizlispor ise Antalyaspor’a oranla sahada çok daha uyumsuz göründü. Aissati ve Recep Niyaz ile önde top tutması beklenmesine rağmen kolay top kaybetti. Rodellega çok yalnız kaldı, Sagal’a atılan paslar genelde isabetsiz olunca hep fazladan bir kaç adım atarak topa hamle yapmak zorunda kaldı. Genel anlamda Denizlispor sahada çok uyumsuz göründü.

Veysel istikrarı

Veysel’in yetenekleri tartışılsa da oynadığı her takımda formasının hakkını hep verdi. Savunmanın göbeğinde oynamasına rağmen duran toplarda rakip ceza sahasını kontrolü altına alan Veysel, partneri Kudryashov’un pasını gole çevirerek iyi futbolunu golle taçlandırdı. Antalyaspor sezonun 3. haftasını 7 puanla kapatarak geçen sezon bıraktığı yerden devam etmeyi başarıyor. Tecrübeli ve esnek bir oyuncu grubuyla doğru bir futbol oynayan Antalyaspor huzurlu takım görüntüsü verdi.

29 Eylül 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI