‘’Alanya son nefeste‘’
Sumudica, Antep’teki 5’li savunmayı Rize’ye çabuk öğretti, Alanya deplasmanında Talbi’yle öne de geçti. Akdeniz ekibi Bareiro ile penaltıdan eşitledi, bir golü VAR’dan geri geldi. Son ana kadar yüklenen Akdeniz ekibi, kapanan rakibini uzatmada Pektemek'le devirdi.
Gaziantep’te oturttuğu sistemle Türk futbolunun şifresini çözen Sumudica, Rize’de de aynı anlayışı uygulamaya çalışıyor. Meriah, Talbi ve Dilaver’in savunma göbeğinden oluşan bir 5’li, ofansif sayılabilecek bir orta saha 3’lüsü ve önde Skoda-Söderlund ikilisi. Kağıt üzerinde fena sayılmayan bu sistemin defolarını kapatmak elbette zaman istiyor. Antep’te bile neredeyse bir sezonluk sabırın ardından gelmişti başarılı grafik. Yine de sert savunmalar karşısında bariz üretkenlik sıkıntısı çeken Alanya gibi takımlara karşı etkili bir anlayış. Meljnak’ın klas ortasına forvet kafası vuran Talbi de 25’te takımını öne geçirince oyun tamamen Rumen teknik adamın istediği şekli aldı. Alanya bastırıyor, Rize avının tuzağa düşmesini bekliyordu.
Salih’in şanssızlığı
Planı bozan ise Rize’nin sakar stoperi Emir oldu. Kontrolsüz hareketiyle yaptırdığı penaltı maçın kaderini değiştirdi bir anda. Bareiro’nun 32’de kötü penaltısının gol olması ise tamamen Alanya’nın şansı. Şanssızlık ise 35’te Salih’in ceza sahası dışından attığı enfes golün VAR’dan dönerek güme gitmesi. Maçın aksiyonu da sanki o dakika bitti. 1 puan iki takım için de yeter gibi koca ikinci yarı izledik. Sumudica’nın takımı uzatmaya kadar mükemmel yaptığı savunmayı hücuma taşıyamayınca cezayı Mustafa Pektemek kesti. Son anlarda zafer geldi: 2-1.
‘’Ürküten sessizlik‘’
Tehlikeli bölgeden bir türlü uzaklaşamayan Konya, ateş hattındaki Gençlerbirliği ile yenişemedi. Evinde kısır bir 90 dakika izleten Yeşil-Beyazlılar 24 puanla taraftarını bezdirdi. Mehmet Altıparmak'la ilk maçına çıkan Başkent ekibi de 1 puana sevinemedi.
İç saha herkes için önemli fakat tehlikeli bölgeye yakınsanız değeri iki kat artıyor. Üst üste kaybettiği 5 maçın ardından kulübü Mehmet Altıparmak'a emanet eden Gençlerbirliği için de ayağa kalkma maçı. Hal böyle olunca mücadele gücü yüksek, ancak riskin de minimize olduğu bir karşılaşma izledik. Bu yüzden de kısırdan da öte bir 90 dakika. Düşünün ki en net pozisyonu izleyebilmek için 65 dakika bekledik. Konuk takım adına sahanın en iyisi Sefa çok akıllıca sızdığı savunma arkasında topu golle buluşturamadı. Cikalleshi ile Osmanlı düştü, Akhisar düştü Konya nasıl başarılı olacağını umuyor akıl alır iş değil. Rahmanovic kenarda otururken İsmail hocanın 67 dakika ona sabretmesinin izahı yok. Son 20'de yapılan hamleler de sonuç vermedi.
Değişim sesleri...
Hoca değişiklikleri bu ligde her zaman etki gösterir. Gençlerbirliği'nde dün gece değişimin etkisine dair sahaya yansıyan bir şey yok. Ev sahibinde ise yoğun fisktürü bay haftasıyla rahat geçirdikten sonra bu kadar etkisiz oyunun değişimi çağırdığını söylemek lazım. Zaten bahsettiğimiz değişim için çalışmaların olduğu geliyor kulağımıza. İsmail hocanın duyması da uzun sürmez.
‘’Dadaş'ın dirilişi‘’
Ligin en zor deplasmanı olarak gösterilmesine karşın bu sezon evinde hiç maç kazanamayan Erzurumspor, Ankaragücü’nü tek golle yıktı, 20 puana ulaşıp ateş hattından kurtulma yolunda çok önemli bir engeli aştı. 18 puanda kalan, üste üste ikinci kez kaybeden Başkent ekibinde ise sıkıntı devam etti.
Sezonun ikinci yarısında hiçbir maçın telafisi yok. Bu yüzden maçların mücadele gücü, temposu ve tansiyonu yüksek. Hele iki takım da kazanmaya mecbur olunca başından sonuna heyecan dolu bir 90 dakika ortaya çıkıyor. Bu mevsimde Erzurum’un ikliminde oynamak kadar zeminiyle savaşmak da zor. Dolayısıyla şartlar ev sahibini öne taşıyor. Şartları lehine kullanan, iç sahada bu sezon ilk galibiyetini almak isteyen Dadaşlar, Mesut Bakkal’la artırdığı direncini hücumda da daha agresif bir oyuna dönüştürmüş. Bu da daha baskın oyunla beraber golü getirdi. 64’te futbola aykırı görünen ama fizik kurallarını terse düşüren vücut yapısıyla yeniden Türkiye’ye dönen El Kabir’in başlattığı atağı Novikovas 18’e taşıdı, Cenk Ahmet’e rahat bir gol attırdı.
Dalcı ve yetenek sıkıntısı!
Son yarım saat doğal olarak Ankaragücü’nün rakip alana yıktığı ama net pozisyonlar üretmekte zorlandığı bir maç izledik. Golü atmak için büyük iştah ortaya koyan, istediğine ulaştıktan sonra da çok iyi koruyan Erzurum 73’te 10 kişi kalmasına karşın kazanmayı başardı. Yeni transferler ve Mesut Bakkal’ın kazandırdığı mental kuvvet Erzurum’u ligin ikinci yarısında can yakacak bir takım haline getirecek belli ki. Elbette iç sahada alınacak her sonuç ligde kalmak adına değerli. Ankaragücü her ne kadar Mustafa Dalcı ile potansiyelinin üzerinde işler yapsa da yetenek sıkıntısı çekmeye devam ediyor.
‘’Başakşehir'de Hatay resitali‘’
Skrtel, Rafael, Bolingoli, Chadli, İrfan Can, Guiliano ve Visca...Sezon başında büyük hedefler için bir araya gelen bu yıldızlar topluluğunun hepsi sakat. Okan Buruk hiçbir zaman kafasındaki 11’i sahaya süremedi bu yüzden. Alternatif kadrolarla geçen Şampiyonlar Ligi ve sıkışan yoğun fikstürle bu çöküş kaçınılmaz hale geliyor zaten. Dibe vuruşun pik noktası ise yeni başlangıcın arefesi. Aykut Kocaman’ın lafıdır: Güçlü bir şekilde ayağa kalkmak için en dibi görmek gerekir bazen. Başakşehir de bunu Hatay karşısında adeta havlu atmış vücut diliyle yaşadı. Aykut hoca enkaz devralmıyor. Tanıdığı oyuncuların ağırlıkta olduğu şampiyon kadroyu yeniden fabrika ayarlarına döndürmeye geliyor. Bu sezon zaten kayıp ama gelecek yılın güçlü temellerini atma fırsatı olacak. Atacaktır da.
Sahadan izlemek güzel!
Maça gelince...Hatayspor yeter ki karşısında oynamaya çalışan bir takım bulsun. Geçiş ve bitiriş arasındaki atak sürati ve becerisi en tehlikeli takım. Diof’un 11’deki golü, Akintola ve Boupendza’nın ilk yarıda filelere giden penaltılarıyla resitallik bir 45 izledik. Başakşehirli oyuncular bizden daha şanslıydı. Çünkü resitali sahada izlediler. Diouf’la 57’de 4’ü bulmak, Boupendza ile 5’e gitmek böyle bir deplasmanda tarihi iş. Rayane Aabid, Traore ve Ribeiro. Bence bu ligin en iyi orta üçlüsü onlar ve bu sezonki başarının da en büyük mimarı. Kamara’nın kendi kalesine şık golüyle sahne kapandı. Alkışlar Ömer Erdoğan’a, kolaylıklar Aykut Kocaman’a...
‘’Alanya'dan muhteşem dönüş‘’
Bardaktan boşalırcasına yağmur, müthiş mücadele... Ankaragücü’nde Loba iki top getirdi, Paintsil dubleyle bitirdi. Salih’in devreye giderken golü ev sahibini diriltti, Lukasik kendi kalesine atınca skor eşitlendi. Babacar, Alanya’yı öne geçirdi, konuktan Badji yine dengeledi, düelloyu Moubandje’nin füzesi bitirdi.
Sezonun ilk periyodunda ‘Alanya’yı yeneriz’ diye düşünen her takımı muhteşem bir geçiş oyunuyla dize getirmeyi başardılar. Ancak ne zaman rakipler topu Alanyaspor’a bırakmayı seçti, işte o zaman üretkenlik sıkıntısı başladı. Alanya’dan puan alan her takım, kendi silahıyla vurdu Akdeniz ekibini. Çağdaş Atan ikinci bir planı izletemedi bu süreçte. Ankaragücü ise hataya düşenlerdendi. Yoğun yağış ve ağırlaşan zemine rağmen Loba’nın taşıdığı iki topu 3 ve 28’de gol yapan Paintsil işi daha o dakika bitirebilirdi. Ancak topun arkasına doğru geçemedi Başkent ekibi. Hatta saldırarak savunmayı denedi. Tam da Alanya’nın istediği gibi.
Salih ve Loba!
Alanya adına sahada sonuca isyan eden tek bir isim vardı bana göre: Salih Uçan... Nitekim bu isyan ve Salih’in güzel vuruşuyla bir gol kazandırdı. Devreye umutlu giren Akdeniz ekibinin puan için aldığı riskler daha heyecanlı bir futbol getirdi. Bakasetas’ın 54’te orta niyetiyle yolladığı topun Lukasik’e çarparak girmesi piyango. Üstüne bir de Salih’in asisti, Babacar’ın golü momentumu ev sahibine çevirdi. Ancak günün yıldızı Loba yine sahnedeydi, 3. asistini Badji’ye yaptı: 3-3. Alanya’nın artan iştahı en az 1 gol daha vadediyordu. Öyle de oldu. Moubandje 79’da füzeyle bitirdi: 4-3.
‘’Antep kendini yaktı‘’
Gaziantep FK, Rize’de kaybettiği 3 puanı evinde telafi etmeye çok yaklaşmıştı. Kritik maçta Hatayspor karşısında Muhammet’in asisti, Jefferson’un golüyle öne geçen Kırmızı-Siyahlılar, 90+8’de kendi ağlarını sarstı, müthiş maç 1-1 eşitlikle sonuçlandı.
Gaziantep FK tam bir buçuk yıldır aynı sistemle oynuyor. Analiz edilebilen, ancak önlem alınamayan bir takıma bürünmelerinin arkasında güçlü takım savunması yatıyor ve elbette ligimizde ender görülen 5’li savunma sistemi... Gelecek hocanın bunu devam ettirmesi önemliydi. Kariyerinde ağırlıklı olarak 4-2-3-1 oynatan Sa Pinto da aynı şekilde devam etti. Aynı Antep gibi iyi kapanan Hatay’a karşı Muhammet Demir’in asistinde Jefferson’la golü bulduktan sonrası Güneydoğu ekibi için işi kolaylaştırdı. 33. dakikada gelişen Gaziantep atağında ceza alanı dışında topla buluşan Kenan’ın sert şutu savunmadan döndü. 36. dakikada Ribeiro’nun ceza sahası dışından şutunda top farklı şekilde auta gitti. 45. dakikada Boupendza rakibinden sıyrılıp kaleye vuruşunu yaptı, top yan direkten döndü. Bu maçın da kırılma anıydı.
Boupendza durunca...
Bir daha rakibine fırsat tanımadı Kırmızı-Siyahlılar ve Rize’de yaşadığı kaybı da bir o kadar değerli bir zaferle telafi etmiş gibiydi. Ta ki son anda yaşanan kazaya kadar. 90+8’de Muhammet Mert içeri yolladı, Morais kendi ağlarını sarstı. Nefes kesen maç 1-1 eşitlikle sonuçlandı.
‘’Kayıpşehir‘’
Başakşehir’i şampiyonluğa taşıyan dominant karakterinden eser yok. İçerideki PSG, Manchester United ve Leipzig maçlarını tribünde izlemiş biri olarak; çok iyi işler yaptıkları o maçlarda tüm motivasyon güçlerini tüketmişler sanki. Takım fiziksel olarak yine çok iyi. Baskılı başlıyorlar, önde basıp üretmeye çalışıyorlar. Ancak geçen sezon direnç gördüğünde daha da güçlü görünen, ‘Başakşehir bir şekilde çözer’ dedirten oyunun yerine son derece kırılgan bir takım var. Rize karşısında da mutlak galibiyete çıktıkları maçta iyi başladılar. Rakibi çıkarmadılar fakat en uçta bitirişi yapamadıkları her dakika Rize’nin cesur kontralarına izin verdi. Nitekim golsüz sona eren ilk yarının ardından 49’da Michalak’ın sürati, Hasan Ali’ye penaltıya mâl oldu. Samudio beyaz noktadan ağlara füze attı resmen: 0-1
Kurtarıcı Topal
Guldbrandsen’in etkisizliğine sabredemeyen Okan hocadan erken bir Demba Ba hamlesi geldi beklendiği şekilde. Rakibi ceza sahasına sokmama konusunda doğru duran Rizespor ise şanssız bir golle beraberliğe engel olamadı. 64’te Mehmet Topal’ın sert şutu Abdullah’a çarparak sonucu belirledi: 1-1. Başakşehir’in kan kaybı devam etti.
‘’Kayseri dirildi, Başakşehir tükendi‘’
Sarı-Kırmızılılar, Alibec’in dublesiyle Başakşehir’i devirdi, 19 puana ulaşıp ateş hattından averajla da olsa çıktı. Geçen sezon tarih yazan İstanbul ekibi ise Sivas beraberliğinden sonra en kritik virajı da dönemedi, 23 puanla zirvenin tam 15 puan gerisinde kaldı.
Şampiyonlar Ligi serüveni, üste üste as oyuncularda yaşanan ağır sakatlıklar, rakiplere göre artan maç yoğunluğu, herkesin başında olan pandemi belası... Tarihi sezondan sonra Başakşehir’in yaşayacağı kayıplar için son derece geçerli sebepler bunlar. Fakat kredinin tükendiği de gerçek. Turuncu-Lacivertliler için zirve yarışına kalkan tren Kayseri istasyonundaydı. Lokomotife zaten uzak kaldılar ama arkadan da olsa o trene binip yarışa doğru yol alma şansı vardı. Bu yüzden Okan hoca eksiklere rağmen ilk yarıda skoru getirecek tüm yetenekli silahları sürdü sahaya. Dan Petrescu ise sert savunmanın önüne koyduğu Attamah ve Campanharo gibi iki defansif oyuncuyla baskıyı kırmak istedi. Kırdı da. Topun arkasına doğru geçen Sarı-Kırmızılılar, risk alan rakibi karşısında 42’de Alibec’in şık golüyle öne geçmeyi başardı.
Rus ruleti gibi...
İkinci yarı Başakşehir için adeta bir Rus ruleti gibi. Daha fazla risk almasıyla maçı getirebilecek pozisyonları var. Zorlanarak da olsa yakalanan pozisyonlardan sonuç gelmedikçe geri dönüşler yavaşladı. Basit bir hata da Kayseri’ye zaferi getirdi. Yine Alibec attı, Sarı-Kırmızılılar güçlü rakibi karşısında tam 9 yıl aradan sonra kazandı. Altın değerinde bir galibiyet. 19 puana ulaşan Petrescu için çok önemli bir kredi bu maç. Okan Buruk için ise sezonu sorgulaması, hatta belki de takımı yeniden kurgulaması için fırsat. Çünkü zirve için rakipleri bu kadar iddialıyken ve ikinci yarıda her 90 dakikanın çok daha zor geçeceği ortadayken sanırım en mantıklısı bu olacak.









































