Arama

Popüler aramalar

‘’Mesut bir piyango‘’

Fenerbahçe, en akışkan oyunlarından birini oynadı. Bu oyunda Pelkas da Mesut Özil'le pas akışına direkt katkı yapar. Mesut, Erol Bulut için bir piyango ve onu büyük bir hoca sınıfına sokar.

Ligin başından bu yana Fenerbahçe’nin sergilediği en akışkan oyunlardan biri belki de birincisiydi. Bunu topa sahip olarak ve muhtemelen bugüne kadarki en fazla pas serisini yaparak sağladılar. Rakibi açmak için orta sahada çizgiden çizgiye bir pas trafiği kurmak yine tercih edilen bir yöntem değildi. Daha çok 4-2-4’ü geniş alana yayıp yine direkt oynamaya çalışarak bunu yaptılar. Bunun sonucu olarak ortalamanın çok üzerinde bir şut denemesi de yakaladılar. Fakat sık sık geri depar atmak zorunda da kaldılar. Böyle olunca bir süre sonra çekingenlik başladı ve baskıyı artırmak yerine durakladılar.

Kafasında canlanmıştır

3-0’dan sonra da pas trafiği olmayınca Ankaragücü baskı kurdu, gol buldu. Samatta’nın güçlenmesi, Thiam ve Valencia’nın hareketliliği ev sahibi için güzel haberler. Bu yapı ve hareketlilikte Mesut’un temel bir rol oynaması beklenebilir. Yani Özil maçı seyrederken muhtemelen neler yapabileceğine dair kafasında bir şeyler canlanmıştır. Maç 3-0’a gelene kadar Ankaragücü’nün bulduğu 2 pozisyonun biri korner, diğer ikisi serbest vuruştandı. Sangare’nin belli bir standardı tutturduğunu artık söyleyebiliriz. Tisserand için de aynı şey geçerli.

Beraber daha iyi oynarlar

Pelkas da Özil geldikten sonra pas akışına direkt kartı yapar. Birlikte oynarlar mı diye soruluyor. Cevap: Asıl beraber daha iyi oynarlar. Aslında Mesut, Erol Bulut için bir piyango gibi. Onun yeniden zirveye oynaması Bulut’u büyük teknik direktör sınıfına sokar. Son olarak Altay’ın elit genç kaleciler arasına girmek için şu yan top duran top sorununu gidermesi gerekiyor. Bunu yaptığında çok farklı bir noktaya gelecek.

19 Ocak 2021, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Bu kadar hata olmaz‘’

Fatih Terim’in Etebo planı ilk yarıda işe yaradı. Ancak savunmada 2 büyük hata yaptılar; Larin ve Aboubakar kaçırdı. Kırmızı karttan sonra Cim Bom’un savunmada kalarak maçı bitirmesi imkansızdı. Keza 3. büyük hatada Josef golü attı. Beşiktaş standardının altında bir performansla maçı kazandı.

Terim için zor kararlar alması gereken bir maçtı. Ligde Galatasaray’ı zirveye getiren oyun Beşiktaş’ın topu rakibe verip en rahat ettiği oyundu. Bundan bir şey çıkarmak zordu. Özetle Konyaspor’un 2 hafta önce rahat yaptığı çıkışları Beşiktaş çok rahat yapabilen bir takımdı. Öte yandan kapalı bir savunma da Galatasaray’ın yazılımında pek yoktu. Çünkü her ne kadar Luyindama çok rahat edip Aboubakar’ı sıradanlaştırsa da de hızlı çıkışlara yatkın bir takım değiller. Terim ikinci planı daha garanti gördü. Bu da anlaşılabilir. Etebo savaşçıydı ve işe yaradı. Tabii özellikle Oğuzhan’ın hem savunma hem hücumda rol dengelerini bozması da işlerine yaradı. Ne Atiba hücuma destek verebildi ne Ghezzal’ın otomatik işlerine imkan veren üçgenleri kurabildiler. Bu çerçevede ilk yarıda Beşiktaş sadece 5 kez rakip ceza sahasında topla buluşabildi ama yüzde 59’la topa sahip oldu. Galatasaray hiçbir pozisyon üretemezken 133 isabetli pasla yarıyı bitirdi. 2 büyük hata yaptılar, Larin ve Aboubakar kaçırdı.

Terim’in planı yoktu

Bu tablo ikinci yarıda da değişmedi. Terim’in tedbirlerini anlamakla birlikte nasıl kontraya çıkabileceklerine dair bir plan göremeyişimiz ilginç. 58’de Diagne’nin kırmızısı sonrası 10 dakika Arda ve hiç görünmeyen Belhanda’nın sahada kalması da. Buna rağmen belli bir savunma standardı oturttular. Ancak bu maçı özellikle kırmızı karttan sonra bu kadar savunmada kalarak bitirmek neredeyse imkansızdı. Keza 3. büyük hatada Josef De Souza’yı akan oyunda ceza sahasına sokan Beşiktaş kazandı. Beşiktaş standardının altında bir performansla maçı aldılar.

18 Ocak 2021, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Terim'in zor karar vermesi şart‘’

Beşiktaş birkaç nedenle önde. Öncelikle çok yönlü bir oyunları var. Topu rakibe vererek de topa sahip olarak da oynayabiliyorlar. Ghezzal’ın servisleriyle duran toplarda da iyiler. Rakip gömülü ve sabit değil 1 ve 2. bölge kesişiminde kalabalık savunma yaptığı, ceza alanına Beşiktaş’ı sokmadığı maçlarda zaman zaman tıkanıyorlar. Galatasaray ise ön alanda presle rakibi kapatabildiği ve kanat hücumlarında rakibe çıkacak imkan tanımadığı maçlarda göz kamaştırıcı bir oyun oynuyor. Ancak Konyaspor gibi bek arkasına sarkabilen rakiplere karşı da zorluk yaşıyor. Ki bu da Beşiktaş’ın en sevdiği oyun. Terim’in Beşiktaş’ın tıkandığı oyunlar gibi bir strateji izleyeceğini düşünmüyorum. Çünkü ne savunmaları bunu kaldırır ne de eğer saha şartları da ağır olursa hızlı kontralar yapabilirler. Dolayısıyla Terim açısından stratejiyi belirlemek Sergen Yalçın’a oranla daha zor. Diğer yandan zor hava şartları iki takımın da oyununu bozar ama Beşiktaş daha kuvvetli kalabilir. Terim’in geçen hafta yaktığı ateş ve sonrasındaki gündemin biraz da bu maça yönelik bir elektrik yaratma çabası olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş’ın çok yönlü oyununa karşı Galatasaray mükemmele yakın oynadığı tek bir oyunu var. Ve bu yalın haliyle yeterli olmayabilir. Bu yüzden Terim hem saha içi hem saha dışını hareketlendirmek istiyor. Ghezzal’dan başlayıp, Abou-Atiba ve Larin’le en sağdan sola geniş alanda hücum oyununu kabul ettirebilirse Beşiktaş avantajı alır. Terim bunu bozacak bir orta saha örgüsü peşine düşecektir. Çünkü önde oynayıp topu almaktan başka bir planları yok. Terim’in zor kararlar vermesi şart.

17 Ocak 2021, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Topsuz harika, topla vasat‘’

Fenerbahçe top rakipteyken çok dinamik bir takım. Hemen herkes topun arkasına geçmeye çalışıyor. İyi yayılıyor ve temaslı oynuyorlar. Zaman zaman duran top yan top paylaşımlarında sorun yaşıyorlar, zaman zaman da rakip hızla akın yönünü değiştirdiğinde. Onun dışında enerjisi yüksek ve iştahlı oynuyorlar. Dün de öyleydi. Zaten alınan galibiyetlerin temelinde de bu var. Ancak topa sahip olunduğunda bu hareketli takım yorgun bir hale bürünüyor. Alan boşaltma ve pas opsiyonu yaratma konusunda sorun yaşıyorlar. Topa sahip olununca duruyor takım. Böyle olunca topu alan oyuncunun yapabilecekleri sınırlı oluyor. Bir plan görünmüyor. Çok pas hatası, alınması mümkün olmayan paslar, alınsa da bir sonraki hamle için hareketlenen kimsenin olmayışı gibi sorunlar ortaya çıkıyor.

Fazlasını hak ediyor

Dün akşam ilk yarıda Fenerbahçe sanki bunun böyle olmadığını ispatlamak isteyen bir başlangıç yaptı. Ön alan presiyle oyunu almak istedi. Kasımpaşa’yı Yusuf’un kanadından durdurdular. Sangare ve Ferdi topa da sahip oldu. Ancak konuk ekip Caner’in kanadından çok rahat geldi. Pozisyonlar da buldular. Orta sahanın merkezinde Gustavo ve Mert’in olduğu 4-2-4’te istedikleri gibi oyunu alamadılar. Doğal sonuç sezon başından bu yana olduğu gibi yansıdı sahaya. Orta sahayı by-pass etmek zorunda kalan ve rakip kaleye direkt gitmek isteyen bir oyun. Ancak bu oyun gitgellere yol açıyor. Ve bu oyun çok yorucu. Erol Hoca bunu değiştirmeli. Bu kadar çaba fazlasını hak ediyor.

15 Ocak 2021, Cuma 08:29
YAZININ DEVAMI

‘’Taktik sadakat kazandı‘’

Beşiktaş çok da iyi oynamadığı maçta savunma disiplinini bozmadan oyunda kaldı ve bir şans bulup kazandı. Rize’ye gelirsek, biraz duygu ve coşku lazım.

İlk 11’de Atiba ve Souza merkezde olmayınca Beşiktaş'ın akın şablonlarının istenen seviyede olmadığını söyleyebiliriz. Ligin flaş santrforu Aboubakar’ın yalnızlaşması bundan. Olumlu tarafından bakmak gerekirse pas trafiği ve karşı pres eksikler yüzünden istenen seviyeye çıkılamamasına rağmen savunmada alışıldık yapıdan kopulmaması önemli. Mensah, Oğuzhan, Dorukhan üçlüsü pas akışı anlamında zayıf kaldı oyunu açamadılar. Ama rakibi karşılamak açısından çok da geride kalmadılar. Bunda Montero’nun son derece disiplinli bir anlayışla hem adam hem alan savunmasına yaptığı katkı önemli. Tabii Necip'in de verdiği desteğin altını çizmek lazım. Ancak bu yapının Ghezzal ve Aboubakar’ı kullanamayışı üzerinde Sergen Yalçın duracaktır. Tabi aynı zamanda ekstra oyuncu ligde büyük fark yaratan Ghezzal’ın da ufkunu açması lazım.

Çözüm üreten işler...

Ghezzal, dün akşam Oğuzhan’la ortaklık kurarak eksik Rizespor karşısında çözüm üreten işler yapabilirdi. Bu teknik ikilinin Rize’nin sadece savunan organizasyonuna hükmedecek gücü aslında var. Bu çerçevede Beşiktaş çok da iyi oynamadığı maçta savunma disiplinini bozmadan oyunda kaldı ve bir şans bulup kazandı. Rize’ye gelirsek. Tomas gerçek anlamda bütün oyun şablonlarını biliyor ve takımına öğretmiş. İyi de bir kadrosu var. Ama onun oyuncuyken sahaya ortaya koyduğu duygunun zerresi görülmüyor. As takımla ya da yedeklerle... Rize’ye biraz duygu ve coşku lazım.

14 Ocak 2021, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Bir de oynasalar!‘’

Erzurum'un 4 zorunlu değişimiyle Kanarya farkı yakaladı. Bu fark açılabilirdi ancak Fenerbahçe bunu kovalamadı. Galibiyete rağmen Sarı-Lacivertliler potansiyelinin altında kaldı, bir de potansiyelinin yarısını sergilese kim bilir neler olacak!

Fenerbahçe, Alanya maçını organize akın yapmadan kapatmıştı. Yani 10 pas üstü bir pas dizisiyle ceza sahası içine girmemişti. Ancak yüzde 29’luk topa sahip olma oranı gibi bu da bir seçimdi. Bunun sebebi rakibin organize alan oyunuydu. Dünkü ise sanki daha çok zemin kaynaklı. Top çevirmek değil direkt kaleye gitmek istediler. Rakipten çok zemin onlara daha çok engel oldu. Özellikle 2. yarıda. Öte yandan orta sahadaki oyuncuların bireysel özellikleri ve sahada ezbere paslaşabilecek bir ikili ya da üçlü bulmayışları da bunda etkiliydi.

Son saniye golü rahatlattı

Yine de Mert Hakan’ın, Pelkas’ın soğukkanlı pasıyla gelen son saniye golü onları rahatlattı. Kaleci Farnolle ve özellikle Obertan’ın da dahil olduğu 4 sakatlıkla gelen zorunlu değişiklikler Erzurum’un 2. yarıya defansif anlamda iyice dağınık girmesine neden oldu. 2. golde Sinan ve Pelkas’ın rakibi 2’ye 1 yakalayışı az rastlanır bir açıktı. 52’de gelen 3. golden sonra Erzurum’un tamamen dağılması ve farkın büyümesi beklenebilirdi. Fenerbahçe bunu kovalamadı.

Saha zemini...

Erol Bulut’un yaptığı 3 değişiklik sonrası bu durum yavaş yavaş değişti ancak geriden oyunu yönlendirecek oyuncu (özelikle sol stoper) eksikliği ve Erzurum ceza sahasının özellikle sahanın geri kalanından da kötü durumda oluşu farkın açılmasına engel oldu. Tabii Samatta’nın sezon başından çok geride oluşu da bunda etken. 17. haftada zirvede olabilen Fenerbahçe kadroları arasında oyun olarak potansiyelinin bu kadar altında kalan yoktur. Bir de potansiyelinin yarısını sergileyebilse kim bilir ne olacak?

12 Ocak 2021, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kararı Boupendza verdi‘’

Hatayspor kalabalık bir orta sahayla merkezde presle başladı. Beşiktaş zorlandı ama orayı aştıkları hemen her şansta ceza sahası çevresine yerleşip tehlike yarattılar. Ghezzal oyunu açan oldu. Beşiktaş defansif orta sahaları fazla gibi görünse de Necip ve Souza’yla savunma göbeğini tamamlayıp savunma kanatlarını da hücuma katarak 6 oyuncuyla ön alan baskısı yapmaya çalıştı. 4 savunmacı, 6 hücumcu yani…

Şova dönüştürmeye çalışınca...

Munir’in yokluğunda Akın’ın ayaklarından çok fayda sağlayamayan Hatayspor da çok zorlandı. Ancak sakin kalıp bek arkasına atabildikleri toplarda çok etkili oldular. Boupendza Fransa Ligi standardında fark yaratan ve 2. golde Van Basten'vari işler yapan bir şov sergiledi ilk yarıda. Devrenin sonunda hat-trick’e de yaklaştı. Ancak sonra işi şahsi bir şova dönüştürmeye çalışınca vasatlaştı.

Çözüm üretmek istedi

Plandan koptular. Buna 2-2’den sonra hem geriden oyun kuramamanın yarattığı sıkıntının derinleşmesi, hem de orta sahada Beşiktaş’ın daha dayanıklı olması eklenenince maç Beşiktaş’ın tek taraflı hakimiyetine döndü. Ama Ghezzal ve Necip’in oyundan alınıp Oğuzhan ve N'Koudou’nun oyuna alınışı ve Sackey’nin oyuna girişi bu tek taraflı oyunu kırdı. Sergen Yalçın’ın bu baskıyı cepte görüp dar alanda çözüm üretmek için yaptığı bu değişiklikler istediği sonucu vermedi. Özetle, değişikler ters etki yaptı. Beşiktaş oyunundan çok uzaklaşmadı ama Boupendza faktörü işi karıştırdı.

11 Ocak 2021, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Gol rekoru kırılabilirdi‘’

Gençlerbirliği ne Antalya gibi derin savunma yapabiliyor ne de 2. bölgede alan daraltıp Konya gibi baskınlar... İkili mücadelede de zayıf olunca, Galatasaray'a akın üstünlüğü vermemek mümkün olmuyor. Oğulcan ve Belhanda sahada kalsa bir gol rekoru kırmak mümkün olabilirdi. Galatasaray mukayese kabul etmeyecek bir üstünlük sağladı.

Galatasaray xg1’den (1 gol beklentisi) ilk yarıda tam 4 gol çıkardı. Maçın 27. saniyesinde de attı, ilk yarının son düdüğünden hemen önce de. Zor yerlerden güzel 4 gol. Gençlerbirliği’nin temel omurga eksikliklerinin bunda payı var tabi. Berat’ın satılmış olması, Sio’nun cezası ve ligin iyilerinden Nordfeldt’in son dakikada dışarıda kalışı. 27. saniyede gelen gol ve sonrası ilk kez kaleyi alan Übeyd için yıpratıcı oldu.

Buldukları pozisyonlar dezavantaj

Gençlerbirliği ne Antalya gibi derin savunma yapabiliyor ne de 2. bölgede alan daraltıp Konya gibi baskınlar yapabiliyor. Dünkü ilk yarıdaki gibi pozisyonlar buluyorlar ama ikili mücadele kazanmada ligin sonuncusu olunca Galatasaray’a akın üstünlüğü vermemek mümkün değil. Hatta buldukları pozisyonlar dezavantajları oluyor.

Yıldızların yokluğu hissedilmedi

Bu oyunda Belhanda ve Arda için olanaklar çoktu. Marcao, Donk, Taylan üçlüsü de takımı zorlanmadan tamamladılar. 6-0’da sadece 28 ikili mücadele kazanma yüzdesiyle Gençler, kalabalık ve direkt çıkmaya çalışınca da özellikle Emre Taşdemir fazlasıyla boşluk buldu, maçın yıldızlarından biri oldu. Feghouli ya da Emre Kılınç’ın eksikliği hiç hissedilmedi. Dirençle ya da özel tedbirlerle karşılaşmadılar. 5 isabetten de 4 gol çıkardılar. Belhanda da yıldızlaştı.

Kupayı düşündüler

Maç 6-0’a geldiğinde artık hafta içi oyananacak kupa maçını düşünmek ve oyuncu değiştirmek mantıklıydı. Terim de bunu yaptı. Ama eğer tam istim üzerindeki Oğulcan ve Belhanda sahada kalsa bir gol rekoru kırmak mümkün olabilirdi. Galatasaray mukayese kabul etmeyecek bir üstünlük sağladı.

10 Ocak 2021, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI