Arama

Popüler aramalar

‘’Önce Nwakaeme sonra Uğurcan‘’

Trabzon’da Nwakaeme, herkesten farklıydı ve ayağından top almak imkansızdı. Yüzde 90, maçın kahramanıydı. 2-1’den sonra Beşiktaş baskısına duvar ören bölümün kahramanı da yüzde 100 Uğurcan’dı .

Nwakaeme sahadaki herkesten farklıydı. İstediği her şeyi istediği gibi yapabildi. Ayağından top almak dün imkansızdı sanki. Ona karşı yapılan her müdahale girişiminde hemen kılıcını kullanan bir matador gibi sakin ve beceriliydi.

Karşısına dikilen bütün rakiplerini hayattan küstürecek bir parıltıda oynadı. Dün zaten çok yüksek olan standardını başka bir seviyeye çıkardı. Maçın kahramanı %90 O. 2-1’den sonra Beşiktaş baskı kurduğunda duvarı ören Uğurcan ’a da hakkını vermek lazım tabii. O bölümün %100 kahramanı da O.

İstediği bir sahneydi

Maçın başında sakatlanan Parmak’ın oyundan çıkmasıyla ne kadar ilintili bilinmez ama bu iki hocanın takımlarının bu kadar orta sahayı by-pas eden bir oyun oynamaları normalde beklenmez. Maçın başında 15 dakika süren Beşiktaş baskısını Trabzonspor kırana kadar durum farklıydı. Ama sonra özellikle Berat’ın doğru paslarla oyunu açışıyla Beşiktaş’ta takım boyu hiç olmadığı kadar uzadı. Bu Nwakaeme’nin tam da istediği bir sahneydi ve gerçek anlamda tek kişilik bir gösteri sergiledi.

Eksikliği hissedildi

Berat’ın oyundan çıkıp Bakasetas’ın girişi sonrası gol geldi. Sonrasında Beşiktaş öne çıkınca Berat’ın eksikliği hissedildi. Bakasetas-Berat ikilisi sahada olsa muhtemelen özellikle Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra bu kadar baskı yemeyebilirlerdi. Ne doğru düzgün kontra yapabildiler ne de paslaşıp baskıyı kırabildiler. Ancak Uğurcan tek başına bir takımdı. Oyuncu performanslarıyla galibiyeti hak ettiler.

01 Şubat 2021, Pazartesi 07:05
YAZININ DEVAMI

‘’Çamurda 3 puan‘’

Türk futbolunun artık markası olmaya başlayan korkunç zeminlerden birinde oynandı maç. Dolayısıyla transferleri, oyun planını konuşmak zor. Çünkü hemen her takımın her gün çalıştığı antrenman tesisleri cillop gibiyken oyunun asıl sahneleri çamur deryası. Bu korkunç bir durum. Dün Fenerbahçe’nin ilk yarıda oynamaya çalıştığı ön alan baskısı, kaybedilen topların hemen geri kazanılması gibi planlarda sorun yok. Gerçek anlamda oyunu domine ettiler. Ancak topun hızı çamur mukavemetine girince iş zorlaştı. Onlar adına işi zorlaştıran bir diğer faktör ise Rize’nin santrforsuzluğundan kaynaklanan orta saha kalabalığıydı. 6-4-0'la rakibe açık vermeyen bir konuk ekip vardı. Top almaya çıkan herkese birebir vermişti Sumudica. Orta çağda savaşlarda savunulacak alanı çamur deryası haline getirmek iyi bir taktikmiş. Dün Rize’ye bu hediye olarak gelince okul tarafındaki yarı alanda iş çok zorlaştı.

Sosa girene kadar zorlandılar

Fenerbahçe baskılı, istekli ama pozisyonsuzdu. Bunun diğer sebebi ise Gustavo ve Ozan’ın özellikle 3. bölgede ara pası atacak toplara girdiklerinde hep dönüp garanti oynamaları oldu. Oyunu açamadılar. Ama yine de baskı, serbest vuruş ve gol getirdi. İkinci yarıda Rize ön alan baskı yapınca sahanın çamurlaşmış yarısında oyun kurmak çok zorlaştı ama santrforsuz Rize için de pozisyon çıkmadı. Sosa oyuna girene kadar çok zorlandılar. Hiç oyun kuramadılar. Ancak oyuna girdikten sonraysa Fenerbahçe sadece onu değil, top stoperlere geldiğinde 2-3 pas opsiyonu bulmaya ve rakibi aşmaya başladı. Kırmızı kart sonrasıysa iş bitti.

31 Ocak 2021, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Muslera - Onyekuru A.Ş.‘’

Ligin yüksek IQ’lu oyuncularından Jefferson ve Maxim’in oyunları Muslera’yı kahraman yapacak kadar şans yaratmalarına yetti. Onyekuru, futbolu özlediğini de attığı gollerle gösterdi.

Sa Pinto takımını Sumudica döneminden bile daha kısa bir mesafede oynattı. Galatasaray’ı ofsayt çizgisini öne çektiği bir savunma oyunuyla zorladı. Babel dışında arkaya koşu atan adam olmayışı Antep savunması için kontrol edecek tek oyuncu avantajı yarattı. Öte yandan Sumudica döneminden daha geride bir hücum planları vardı. Donk-Taylan-Marcao üçlüsünün kafasını karıştıracak bir koşu yoğunluğu yaratamadılar. Buna rağmen ligin yüksek IQ’lu oyuncularından Jefferson ve Maxim’in oyunları Muslera’yı kahraman yapacak kadar şans yaratmalarına yetti.

Ona bir parantez açmak lazım. Kaleciliğiyle takıma verdiği güveni ya da rakiplere yaşattığı ‘bu adam gol yemez’ güvensizliği sabit... Mütevazılığıyla zenginleştirdiği güçlü liderliği de... Ama böyle bir sakatlıktan, bu yaşta, 10. yılında bu mental sağlamlıkla dönmenin üzerinde durulmalı. Milli Eğitim’in bu adamdan yaralanması, çocuklara ‘sporculuk dersi’ vermesi için bir program hazırlaması lazım. Zaten online değil mi öğretim!

Galatasaray artık...

2. yarının başındaki Onyekuru ve Kerem (çok iyiydi) hamlesi, Arda ve Kılınç’ı hücumda çift 10 numara olarak kullanma ve Babel paradoksundan 2 hızlı yedekle çıkma prensibine dayanıyordu. Nijeryalı’nın futbolu özlediğini gösteren bir golle de hemen sonuç verdi. Bundan sonra Antep Jefferson ve Maxim’le bu kez çok adamla hücuma çıktı. Pozisyonlar buldular ama Galatasaray da artık kontra yapabiliyordu. İlk 11’e bu baskıyı kurmak belki onlar için daha doğruydu.

30 Ocak 2021, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Abdullah hocanın planı tuttu‘’

Abdullah Avcı’nın Beşiktaş macerası sanırım ufkunu başka anlamda açmış. Karşısında tam, her şeyiyle oturmuş bir takım yoksa zaaflarını değerlendirme konusunda en iyi planları sahaya koyuyor.

Geçen sezonun zirvedeki iki takımının dün hiçbir anlamda geçen sezonki durumlarında olduğunu söylemek mümkün değil. Hatta aslında Trabzonspor’un Başakşehir’e kendisinden daha fazla benzediği de mümkün. Okan Buruk’un takımı hem rotasyon hem de yeni transferleri sahaya sürmesinden kaynaklı olarak taktik hafızasından son derece uzaklaşmıştı.

Buruk’un geçtiğimiz sezon yerleşik planı şampiyonluk yoluna evirdiği dokunuşlarıyla oluşturduğu oyunu aynı şablonlarla, bu bambaşka takıma uygulatma çabası tam bir fiyaskoyla yol açtı. Buruk sanırım bazı oyuncuları olduklarından daha yukarıda görüyor. En azından şu anda o seviyede olmadıkları kesin.

Abdullah Avcı'nın durumu ise bunun tam tersi. Maçı tamamen rakibinin defoları üzerine planlamıştı. Orta sahada uyguladığı hareketli baskı, kapılan topların hemen 3. bölgeye aktarılışı, Berat’ın bu oyunda üstlendiği rolü çok iyi doldurması dikkat çekiciydi. Avcı’nın Beşiktaş macerası sanırım ufkunu başka anlamda açmış. Karşısında tam, her şeyiyle oturmuş bir takım yoksa zaaflarını değerlendirme konusunda en iyi planları sahaya koyuyor.

Kavga gürültüye gelince

Dün Nwakaeme merkezli hücum, hiçbir şekilde takımına defansif zaaf yaratmayan bir yapıydı. Rakibi kalesine kolay yaklaştırmadı. Oyuncuları belki de yapabileceklerinden daha geride ama plana uygun tuttu. Bu planla maçı hak ettiler.

Kavga gürültüye gelince. Bu ülkede o kadar kolay savunma lehine faul çalınıyor ki, karar doğru olsa da çalınmayınca karmaşa çıkıyor.

28 Ocak 2021, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Szalai fark yarattı‘’

Serdar’la hemen ortaklık kurdu ve savunma liderliğini aldı. Fizik olarak takımdan öndeydi. Ama asıl önemlisi sakin ve basit oynuyor. Karambole hiç top atmaması çok şeyi değiştirdi. Sanki Mesut’a içinde olmak isteyeceği bir oyun sunalım ve biz de yerimizi kaybetmeyelim der gibiydiler.

Szalai’nin karambole hiç top atmaması çok şeyi değiştirdi. Her mesafede mutlaka hedef gözeterek pas attı. Acele etmedi. Bu, Luis Gustavo üzerindeki yıpratıcı baskıyı çok hafifletti. Çok daha daha bilinçli oyun kurdular. Böyle olunca dar alan savunması içinde özellikle Pelkas’ı demarke buldukları her an pozisyon yakaladılar. Bu pas trafiği sezon başından buyana maça yayıldığını görmediğimiz bir seviye. Daha kompakt alan boşalttılar, savunma derinliğini doğru ayarladılar ve az geri koştular. Sanki Mesut’a içinde olmak isteyeceği bir oyun sunalım ve biz de yerimizi kaybetmeyelim der gibiydiler.

Bu oyunda özellikle Pelkas-Thiam ikilisinin ekstra performans gösterdiğini söylemek lazım. Akışkan oyunları onlara katılmak isteyen başka oyuncuları da çekti. Fenerbahçe merkezden bu tip bir savunmaya karşı bulunması çok zor 5-6 pozisyon yakaladı. Pelkas son vuruşlarda asistlerinin yarısı kadar becerili olsa fark çok büyürdü.

En iyi stoper performansı

Bu oyuna mutlak olarak iki savunma kanadını daha fazla dahil etmek gerekiyor. Caner öldürücü ortalar atsa da oyun otomatiğine daha bağlı olmalı. Bunu Sangare çok iyi yapıyor ama Gustavo ve Ozan onu çabuk görmekte zorluk çekiyor. Bunlar dün gördüğümüz iyi seviyeyi çok başka bir boyuta taşıyabilir.

Dün için önemli birkaç mesaj daha aldığımı söyleyebilirim. Sosa vasatında bile değil ama oyuna küskün değildi. Ademi ve Cisse de sonradan girmelerine rağmen çabalıydı. Ancak en dikkat çeken oyuncu kesinlikle Szalai idi. Serdar’la hemen ortaklık kurdu ve savunma liderliğini aldı. Fizik olarak takımdan öndeydi. Ama asıl önemlisi sakin ve basit oynuyor. Çok yalın bir performans. Bir maç her şeyi söylemez ama Fenerbahçe’de bu yılki en iyi stoper performansını izlediğimiz kesin.

26 Ocak 2021, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’3 puandan fazlası‘’

Zemine, 'tarla' demek bile zor... Malatya, savunma ağırlıklı oynadı. Terim, Donk'u santrfora yolladı, uydusunu Ryan Babel yaptı. Bu risk, karşılığını verdi ve Babel'in şutu, 3 puandan fazlasını getirdi.

Bir önceki gün Abdullah Avcı maçtan önce, zemin nedeniyle oyunlarını değiştirmek zorunda kalacaklarını söylemişti. Dün de Terim zemin(ler)den yakındı (Telekom’u da dahil ederek). Malatya’daki zemine tarla bile demek zor. Belhanda ve Feghouli yürürken sakatlandılar. Hamza Hoca’nın oyun planı acaba bu sebeple mi bu kadar farklıydı diye düşünmeden edemiyorum. Kubilay dışındaki tüm oyuncuları 9’lu bir blokla 1. ve 2. bölge kesişimine yığıp orta sahayı Galatasaray’a bıraktılar. Donk ve Marcao rahat oyun kurdu.

Hiç yapamadılar...

Muhtemelen Galatasaray topu orta sahasına aktardıktan sonra kapacakları toplarla direkt kaleye gitmek istedi ama bunu neredeyse hiç yapamadılar. Hiçbir kanal bulamadılar. Galatasaray iyi yayıldı. Böyle olunca Babel’in de hareketli oyunuyla Galatasaray enine bir pas trafiği kurdu. Feghouli’nin sakatlanıp çıkması ve 'Babel Paradoksu' bu hakimiyetin hak ettiği kadar pozisyon bulmasını engelledi. Malatya zamanla ceza sahasına gömülü savunma koyunca iş ortalara döndü.

'Babel Paradoksu'...

Burada 'Babel Paradoksu'nu açmak gerekli. Dinamik oyunu orta sahaya nitelik ve nicelik açısından çok katkı sağlıyor ama markajdan bu kaçışlarının yararı kadar gol bölgesinde eksik olma dezavantajı da yaratıyor. Terim bunu çözmek için Donk’u pivot santrfora yollayarak, Babel’i onun uydusuna yerleştirdi. Luyindama’nın dahil olduğu savunma da rakip yarı sahanın ortasına kadar çıktı. Bu Malatya gibi bir takıma karşı ciddi risk taşısa da Babel’in denemesi, alınan risklerin karşılığını verdi. Bu şut, zor bir zeminde, zor bir rakibe karşı 3 puandan fazlası getirdi.

25 Ocak 2021, Pazartesi 07:05
YAZININ DEVAMI

‘’Bu oyuna 1 puan harika‘’

1 puan asla kötü değil ama Pelkas-Sosa-Caner-Gustavo-Samatta ve Valencia gibi oyuncular sahada olmasına rağmen oyunun sete ve baskıya dönemeyişi mutlaka analiz edilmeli. Ön taraf çok hareketsiz, alan boşaltma konusunda orta saha isteksiz, etkisiz ve plansızdı.

Mert Hakan’ın yaşadığı sıkıntı Emre Akbaba’nınkine benziyor. 6 ya da 8 numarayı Fenerbahçe standardında oynamakta zorlanıyor. 360 dereceyi oynamak başka özellikler gerektiriyor. Bunu ileride yapabilir ama şu anda ön oyuncusu olarak oynayabilse mutlaka daha etkili olacak. Kaleyi gördüğünde çok değerli. Ancak ondan istenen farklı. Bu zaten organize akın üretiminde istatistiki olarak ligin kötülerinden olan Fenerbahçe’nin sorununu büyütüyor.

İlk şut 39’da

Fenerbahçe’nin dün ilk şut girişimi 39. dakikada. 45 artıda gelen penaltı ise ilk isabetli şutu. Bu rakibin katı bir savunma yapmasından kaynaklanmıyordu. Aksine bu Sivasspor’un oyununa cevap verememektendi. Ön taraf çok hareketsiz, alan boşaltma konusunda orta saha isteksiz, etkisiz ve plansızdı. Açık söylemek gerekirse Sangare’nin şahsi çabası dışında alan kat etmek için hiçbir yol da görünmüyordu. Lemos ve Sadık’ın rakiplerine uzak ve temassız kalmasıyla gelen golden sonra Sivasspor’un oyun merkezini geri çekmesi Fenerbahçe’yi öne itti. Rıza Çalımbay muhtemelen bunu istememiştir. Ama Sarı-Lacivert forma buna itiyor olabilir.

Analize muhtaç!

Erol Bulut’un takımının ise Sosa, Caner gibi oyuncular oyuna girdikten sonra dahi oyunu olgun bir pas oyununa çeviremeyişi üzerinde yine durmak lazım. 1 puan asla kötü değil ama oyunun; Pelkas-Sosa-Caner-Gustavo-Samatta, Valencia gibi oyuncular sahada olmasına rağmen en azından ihtiyaç olduğunda sete ve baskıya dönemeyişi mutlaka analiz edilmeli. Ankaragücü maçında az da olsa örneklerini görmüştük ama dün hiç yoktu.

22 Ocak 2021, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Muslera'ya farklı kutlama‘’

6 ay sonra hiçbir şey değişmemiş gibiydi Muslera için. Kalitesi ve mental fitliğindeyse hiçbir eksilme yok gibiydi. Arkadaşları için de benzer şeyler söylemek mümkün. Ancak asıl farkı Feghouli yarattı diyebiliriz. Gerçek anlamda yıldızlaştı ve Belhanda, Akbaba ve Arda’yı da yükseltti.

6 ay sonra hiçbir şey değişmemiş gibiydi Muslera için… Onu çok zorlayacak toplar gelmese de Denizli’nin 6 isabetli şutunda 1 gol yedi. Kalitesi ve mental fitliğindeyse hiçbir eksilme yok gibiydi.

Arkadaşları için de benzer şeyler söylemek mümkün. Gençlerbirliği maçında olduğu gibi rakip alana kalabalık yerleşip ceza sahası çevresinde doğru mesafeli üçgenleri kurdular. Bunları ilk dakikadan itibaren ceza sahası içinde şutla bitirebildiler. Denizli Gençler’den farklı olarak Rodallega’yı iyi kullanarak zaman zaman bu baskıyı kırdı ama şut kalitesi istenen seviyede değildi. Galatasaray içinse durum farkılıydı. 1’in altında gol beklentisinden (xG) 3 gol çıkararak soyunma odasına gittiler.

Babel alan açtı

İkinci yarıda Denizli baskınla güzel bir gol buldu ama Galatasaray aynı oyuna devam etti. Emre Akbaba’nın 360 derecede oynarken yaşadığı sıkıntılar devam etse de rakibi baskıladıklarında ceza sahası içinde neler yapabildiğini göstermesi olumluydu. Ancak asıl farkı Feghouli yarattı diyebiliriz. Bu tip rakiplere karşı Cezayirli hücumun beyni ve akışkanlığının merkezi oluyor. Gerçek anlamda yıldızlaştı ve Belhanda, Akbaba ve Arda’yı da yükseltti. Maçtan önce Yalçın Koşukavak Babel’in hareketli oyununun belki de kendileri için avantaj olacağını söylemişti. Ama öyle olmadı. Feghouli’nin merkezinde olduğu dinamik hücum ekibine hareketliliği ile alan açtı. Eksiği skor oldu. Bu oyun biraz da onun sayesinde ortaya çıktı ama böyle bir oyunda misal Falcao’nun 2-3 gol atması da işten olmazdı. Keza Diagne’nin de.

Galatasaray bu sezon işte bu tip kafa karışıklıklarını yaşıyor. Bu kadro ve oyun Beşiktaş maçında neden sahada yoktu diye soruyor insan mesela… Tabii hemen sonra da ‘Denizli’nin bulduğu boşluk ve pozisyonları Beşiktaş bulsa kim bilir ne olurdu?’ sorusu da akla geliyor.

21 Ocak 2021, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI