Arama

Popüler aramalar

‘’İlk yarı presi yetti‘’

İlk yarı için Emre Kılınç ve Gedson’un ön alan presine stoperlerin yakın durmasının çok işe yaradığını söyleyebiliriz. Aatif dışında oyunu ileri çıkarabilecek bir oyuncu ya da yapı bulmayan Erzurum’un altından kalkmaması zor bir oyun oldu bu. Etebo iyi bir kesiciydi. Özellikle Kılınç’ın yüksek enerjisinin yanına topla becerili oyununu eklemesi Arda için rahat bir oyun alanı yarattı. Yedlin savunma zaaflarını göstermeden çizgiye inerek çalışabildi. Bu yapı içinde Mostafa Mohamed de parladı. Galatasaray önde oynarken kalabalık içinde kendisini boşa atmayı başarıyor. Bu anlamda zihni çok berrak. Tamamı yarı saha çevresi ve içinde geçen oyunda her seferinde demarke olarak topla buluşmayı başardı. Oyun farkındalığı çok yüksek. Kaleye rahatça yüzünü dönüp şut çekebildi. Bu kolay gibi duruyor ama aslında TEM otoyolunda bisiklete binmek kadar zor bir iş. Gelir gelmez bu kadar yalın bir oyun oynamaya başlaması önemli. Açık söylemek gerekirse arkadaşlarının ona çok iyi servisler yaptığını da söylemek çok mümkün değil. Halihazırda ekmeğini taştan çıkarıyor.

Terim memnun kalmamıştır

İkinci yarıda Mesut Bakkal daha geniş alana oyunu yayıp arkadan daha sakin oyun kurma işine girişince Etebo, Kılınç ve Gedson için mücadele alanı genişledi. Bunun ardından Erzurum’un rakip kaleye gitmeye başlaması önemli. Çünkü Taylan da bu oyunlarda işe yarayan bir pas merkezi. O oyuna girene kadar maç dengede gitti. Konuk ekip pozisyonlar da buldu. Terim bu yarıdan çok memnun kalmamıştır

28 Şubat 2021, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Az dinamizm yetti‘’

Siyah-Beyazlılar’ın gerçek anlamda oyunun her anını domine etmesi gerekiyor. Önde dinamik oyunla rakibi çok yorarak zaafları bertaraf ediyorlar. Larin’in yüksek güvenle çaprazdan attığı gol sonrası Yumlu da sakatlanınca bir vites artırmak yetti de arttı.

Beşiktaş’ı yarışta güçlü bir aday yapan, oyununu ritim üzerine inşa etmesi. Gerçek anlamda oyunun her anını domine etmeleri gerekiyor. Bu zor ve aynı zamanda bu kadro için zaruret. Düşen ritimde bir kontrol oyunu, savunma zaafları yaratıyor. Bu zaafları önde dinamik oyunla rakibi çok yorarak bertaraf ediyorlar. En iyi savunma hücumdur düsturunun değişik bir sürümü bu. Bu felsefenin temel dayanağı da; Souza, Atiba ve Aboubakar gibi oyuncuların bu mutlak görevin yılmak bilmeyen muhafızları oluşu... Dün maça 3 viteste başladılar ve Ghezzal’ın yokluğunda ritim de kendi standartlarının altında kalınca açık bulmakta zorlandılar. Ama bu baskı seviyesi bile Denizlispor için zordu.

Sergen hocayı mutlu etmiştir

Larin’in yüksek güvenle çaprazdan attığı gol sonrası Yumlu da sakatlanınca bir vites artırmak yetti de arttı. 3-0 sonrası biraz kontrol oyununa geçmeye çalışınca devre sonunda Denizli, rakip ceza sahaya denk şekilde şanslar da yakalamış oldu. Sonuç ise yüzde 80’lik gol beklentisinden biri -benim tespit edemediğim bir elle oynama gerekçesiyle- iptal edilen 4 gol. Sıkışık fikstürün dayattığı oyuncu değişiklikleri sonrası oyun merkezini geri çekip geçiş oyununa dönmeleri sonucu ortaya çıkan oyunu bu açıdan önemsiyorum. Belki skoru artıramadılar ama vermeden pozisyonlar bulmaları Sergen hocayı mutlu etmiştir.

27 Şubat 2021, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Korkunç plansızlık!‘’

Göztepe oyunu mükemmele yakın kilitledi ve galibiyeti hak etti. Fenerbahçe’de Mesut, Sosa, Pelkas gibi oyuncuları bu zımpara gibi zemine çıkarmak, korkunç bir plansızlıktı. Rakibe bundan iyi bir hediye verilemezdi.

Maçın hemen tamamı Göztepe yarı sahasında geçti.. Ve İrfan Can net kurtarış yapmadı. Bu Ünal Karaman’ın Göztepe’si açısından büyük başarı. Oyunu mükemmele yakın kilitlediler. Gerçi Fenerbahçe de kendisini kilitlemeye pek meyilliydi. Öncelikle Mesut, Sosa, Pelkas gibi inceci oyuncuları bu zemine çıkarmak başlı başına bir zaaf. Bu kadar önemli transfer yapıp onları bu zımparaya çıkarmak korkunç bir plansızlık. Açık ki, savunma yapmak isteyen rakiplere verebileceğiniz daha iyi bir hediye olamaz.

‘Ya tutarsa’ya döndü...

Sonrasında savunma kanatlarını hem öne çıkarıp hem oyunu açacak şekilde çizgiye indirmeyi başaramamanın bir tek sonucu oluyor. Erken ortalar. Atınç, Alpaslan gibi oyuncular ve hava kontrolü çok iyi olan İrfan Can’ın arayıp da bulamadığı sahne bu. Karaman’ın merkezde, sırtı dönük oyunculara yaptırdığı taviz vermeyen sert pres Fenerbahçe’yi iyice çaresizliğe sürükledi. Uzaktan denemeler ve erken ortalar, hepsi bu. Maç Fenerbahçe açısından ‘ya tutarsa’ya döndü. Tabii bu şartlarda tutmaması daha mümkün. Bunun üzerine, bu karmaşaya uyum sağlayamayan ve fizik olarak yıpranan Mesut’u sahada tutup deneyen tek oyuncu Valencia’yı oyundan çıkarınca iş daha da zora girdi.

Fenerbahçe çok gergin

Oyun gücü yoktu. Oyuncu gücü de bu kaosta eridi. Göztepe çok zorlanmadan hak ettiği bir galibiyet aldı. Bunun asıl büyük sebebini görmek lazım: Fenerbahçe çok gergin. Daha maç başlamadan bir kavgayı yaşıyor. Bunu bu yönetim kadrosu yapamaz. Kendi en güçlü olduğun yere tutunman şart. Fenerbahçe’nin bu kadrosunun neşeye ve pozitif enerjiye ihtiyacı var. Bu gerginlik bu kadroyu bozuyor. İrfan, Gustavo ve Pelkas tam kapasiteyle sahaya çıktığında Fenerbahçe doğru bir oyunu bulabilir. Ama önce çok kavga ve negatiflikten çıkıp rahatlamalı.

22 Şubat 2021, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’İyi ilk plan zor final‘’

Alanyaspor’un evindeki üstünlüğü… Geriye düştüğü ve derin savunmayla karşılaştığı maçlarda yaşadığı sıkıntı… Galatasaray’ın standart oyununa karşı son maçlarda art arda kazanışı… Bu 3 temel faktör Fatih Terim’e planını değiştirtti. Oyun merkezini normalinin gerisine çekti. Savunma kanatlarının ikisini de çıkarıp hücum etmekten vazgeçip bu işi öndeki 4’lüye bıraktı. Böyle olunca Alanya’nın ani hücum kanadı değişikliklerine cevap verebildi. Ayrıca iki savunmacısını da çıkaran Alanya’nın sağ kanadını özellikle ilk yarıda çok iyi kullandı. Gol buldu fazlasını da bulabilirdi.

Karşı baskıyı aşamadılar

Hakem doğru kararı verip Babacar’a kırmızı kartı gösterse belki 2. yarı istediği gibi oynayabilirdi. Ancak bu olmadı. Alanya’nın standardı olan çizgiden çizgiye yayılıp topa iyi sahip olduğu oyun Terim’in 2. yarıda başını ağrıttı. Bu oyun iki stoperi de zaman zaman rakip yarı sahanın ortasına kadar getirmeyi gerektiriyor. Kaptırılan toplara hemen baskı yapmak ya da baskı yendiğinde arkadakileri pas opsiyonu olarak kullanabilmek için… Tabii bu arkada bırakılan geniş bir alan demek ve Onyekuru ile Mohammed için de verimli alanlar bunlar. Ama Galatasaray orta sahası bir türlü karşı baskıyı aşıp arkadaşlarını geniş alanda topla buluşturamadı.

Muslera varsa hata lüksü de var!

İstisnası tabii ki oldu. Bu ender akınlarda da ağır kaldılar. Bu Alanya’yı daha da cesaretlendirdi. Belki Donk ve Taylan değişiklikleri çok daha erken gelse yorulmadan önce en azından rakibi geniş alanda koşturmak mümkün olabilirdi. Bu mümkün olmadı ama Muslera varken hata yapma lüksünüz de var. O nasıl olsa bunları kapatıyor.

21 Şubat 2021, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Eksik dinlemiyor yıldız çıkarıyor‘’

Gençlerbirliği ligin orta saha sertliği en düşük takımlarından. Beşiktaş’ın presli orta saha oyunuyla başa çıkmaları kolay değil. Gençler’in teknik heyeti rakip her ne kadar savunmada çok eksik olsa da maçın başında korakor bir oyunu risk olarak değerlendirmiş. İkinci ve birinci bölge sınırına çok adamla yerleşerek rakibi karşılayıp savunma zaaflarından kontratak yakalamayı, ilerleyen dakikalarda da Beşiktaş’ın alacağı risklerden faydalanmayı amaçladılar.

Maç erken kopabilirdi

Tabii böyle bir oyunda Ghezzal, Aboubakar ve ekstra oyuncu Larin varken orta sahasını bu bölgeye sokmaktan çekinmeyen Siyah Beyazlılar’a, temassız savunma her türlü riski de beraberinde getiriyor. Daha maçın başından itibaren Ljajic, Ghezzal her defasında çok rahat ve demarke şekilde topla buluştular. Ghezzal da bundan mükemmel bir gol çıkardı. Eğer Ljajic 2 kez boşta kaçan arkadaşlarını görebilse maç ilk yarıdan kopabilirdi. Bu olmayınca 30’dan sonra Gençler biraz rakibini geri koşturdu. Ama Beşiktaş’ın eksiklerine rağmen çok az açık verdiğini gördük.

Cenk’in katkısı çok olur

Bu yıpratıcı oyunda eğer 2. golü erken bulsalar rakibi depresyona sokabilirlerdi (ki sonra da öyle oldu). Ghezzal’ın sakatlığı ve Aboubakar’ın çıkışı sonrası N’Koudou merkezli bir sol kanat hücum planıyla zorladılar. Belki çıkan oyuncu Aboubakar değil Larin olsa taktik ezber daha iyi işlerdi. Gökhan oyuna girdikten sonraysa bu hafıza biraz kendisini gösterince Cenk yıldızlaştı. O, kalabalık hücum hattı içinde daha etkili bir oyuncu. Onu İngiltere’ye götüren kendisini kaybettirebildiği bir oyundu. Katkısı çok olacak.

16 Şubat 2021, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan'ın planı tuttu‘’

Bu zeminde futbol oynanmaması lazım. Sıkışık fikstür zorluyor, o yüzden çok itiraz edecek bir şey yok. Ama oynanmaması lazım… İnsanın en çok içini acıtan ise Şampiyonlar Ligi Finali’ne hazırlanan Olimpiyat Stadı’nın mükemmel durumu. Ellere cennet bize çamur deryası. Utanç verici bir durum. Bu kadar yeni bir stadın bu kadar az karla bu durumda olması korkunç. Tabii şu bir gerçek ki Olimpiyat dışındaki hiçbir stadda da durum farklı olmaz. Gerçekten korkunç…

İlk yarıda en fazla şut!

Galatasaray nispeten zemini daha iyi durumda olan vadi tarafındaki kaleye doğru ilk 30 dakikaya, ilk yarılarda attığı en fazla şutla girdi. Gedson, Emre-Etebo orta sahası, savunmada Luyindama, Mohamed'in uydusu olarak Kerem’le zemine uygun bir kadroyla çıktılar. Ceza sahası üzerinden sürekli şut denediler, sekenlerde de Kerem takipteydi. Plan da tuttu. Kasımpaşa’yı yarı sahalarına fazla sokmamayı başardılar.

Duran toplar çıkış noktasıydı

İkinci yarıda bu kez nispeten iyi zemine hücum eden Kasımpaşa özellikle çamurlaşmamış çizgi kenarlarını iyi kullandı. Pozisyon bulamadılar ama duran top ve kornerle şanslar yarattılar. Muslera’nın eski artık unuttuğumuz Aşil’inden de golü buldular. Bundan sonra da oyunu ileri iten yaptığı değişikliklerle Terim oldu. Yaptığı 5 değişiklik de hücuma yönelikti. Ancak bu zemin ve doğan oyunda kale önünde biten bir organizasyon kurmak imkansızdı.

İki takım için de penaltı/duran top tek çıkış gibi duruyordu. Maçın kahramanlarından Ertuğrul’un hatasında Onyekuru penaltıyı aldı. Belki de karla ilk kez sahada yüzleşen Mohamed de güvenle vurdu ve maçı bitirdi.

15 Şubat 2021, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’İyi başladı, Altay bitirdi‘’

Fenerbahçe 4-4-2/2-4-4’ü Campi ve Roco’ya, onlar oyunu kuramayınca geri gelip merkeze geçen Biglia’ya birebir değil de alan/takip markajı yapınca Karagümrük ilk yarıda oyun kuramadı. Fenerbahçe orta saha ve savunması kendisini geri atmayıp kompakt kaldılar. Bu durum Mesut Özil’e yakın oynayan Sosa’nın da merkezde olduğu bir ön alan pas trafiği ile taçlandı. Fenerbahçe ilk yarıda uzun pas dizileri yakaladı. Ancak özellikle Osayi’nin koşularını değerlendiremeyince bu oyunun hak ettiği kadar pozisyon bulamadılar. (Ona pas vereceklerin oynadığı oyunları defalarca izleyip ezberlemesi gerekiyor.) İlk yarıda Mesut’un hareketli oyununun temel bir rol oynadığını söylemek lazım. Özellikle kendisini çizgiye atarak sağ kanatta merkezi olduğu üçgenler Karagümrük baskısını boşa çıkardı. Kullandığı serbest vuruşun sonucunda Thiam’ın attığı gol de ödülü oldu.

Samatta’yı anlayamıyorum

İkinci yarıda Fenerbahçe Özil ve Sosa’nın fiziğini de ekonomik kullanmak amacıyla oyun merkezini geri çekti. Hızlı üç oyuncusuyla kontra kovaladılar. Ki bu Campi ve Roco’ya karşı mantıklı bir plan. Golü Ozan-Özil ikilisinin, kaptıkları topta Valencia’nın süratine attığı pasla buldular. Ama yine Osayi’yle bir anlaşma yoktu. Sonra iş değişti. Biglia’yı baskı altından çıkaran, oyuna giren Castro’nun yardımı oldu. Fenerbahçe’nin yorulan beceriklilerini kolaylıkla aşıp rakip alana yerleştiler. Bundan sonrası yine Altay… Gerçekten karşı karşıyada olağanüstü bir genç yetenek. Şu ana kadar kazandırdığı puanlar herhalde 10 olmuştur. Diğer yandan büyük hayal kırıklığı yaratan Samatta’dan bahsetmeden de olmaz. Çok basit şutları bile atamaz hale nasıl geldi? Anlayamıyorum.

14 Şubat 2021, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Mecburen aynı oyunla devam‘’

Gustavo, Pelkas ve İrfan hazır olduğunda Fenerbahçe’de oyunun seviye atlayacağını düşünüyorum. O güne kadar, hemen hemen kimse tarafından onaylanmasa da 9’da 8 yapan oyun, Fenerbahçe için 2 hafta daha en iyi seçenek olacak.

Karagümrük her ne kadar çok iyi transferler yaptıysa da orta sahasını N’Diaye ve Sabo sonrası yüksek bir organizasyon seviyesine çıkarabilmiş değil. Ancak yüksek bir potansiyelleri olduğu kesin. Fenerbahçe için de aynı şey geçerli. Gustavo, Pelkas ve İrfan hazır olduğunda oyunun seviye atlayacağını düşünüyorum. O güne kadar Fenerbahçe kamuoyunun hemen istediği ön alan baskı oyununa geçmek kolay olmaz. Çünkü Fenerbahçe olgun akın kurmakta ligin 8’incisi.

Mesut’la başlanmalı

Dolayısıyla hemen hemen kimse tarafından onaylanmasa da 9’da 8 yapan oyun, Fenerbahçe için 2 hafta daha en iyi seçenek olacak. Sağlam bir savunma, 2. bölgede baskı ve hızlı toplarla kaleye inmek. Son iki maçtır yaşanan sıkıntı oyundan değil, uygulanmasındaki sorunlardan, Gustavo ve Pelkas’ın yokluğunda buna uygun oyuncu seçimleri yapamamaktan oldu. Eğer Mesut oynayabiliyorsa onunla başlayıp Osayi, Thiam ve Valencia gibi driplingli oyuncuları beslemeye çalışmak daha doğru.

3’lü defans denenebilir

İş sıkıştığında kapanan rakibe karşı fizik olarak yetersiz Mesut’u kullanmaya çalışmak istenen sonucu vermedi. Çünkü Fenerbahçe geri koşmak zorunda kaldığında savunması orta sahadaki yumuşaklık sebebiyle kendisini geri atmak zorunda hissediyor. Maçın başında oyun merkezi görece gerideyken onu kullanmak lazım. Bunun için 3-4-3 bir seçenek: Altay; Gökhan-Tisserand-Szalai; Sangare-Ozan-Sosa-Caner; Osayi-Mesut-Valencia.

Herkes sağlıklı olunca...

Ya da 4-2-1-3: Altay; Sangare-Tisserand-Szalai-Caner; Ozan-Sosa; Mesut; Osayi-Valencia-Thiam... Mesut dışındaki herkesin iki yönlü oynaması savunma direnci ortaya koyması açısından işi değiştirir. Maçın başında az risk alıp, hızlı hücum etmek. Pelkas, İrfan, Gustavo orta saha ekibine dahil olduğunda eldeki seçenekler başka bir boyuta çıkacak. Eğer herkesin sağlık durumu müsaade ederse Erol Bulut, istenene daha yakın bir oyun çizecektir.

13 Şubat 2021, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI