Arama

Popüler aramalar

‘’Türkiye sizinle gurur duyuyor‘’

Londa 2012'de olimpiyat programına alınan kadın boksunda Türkiye, Tokyo 2020'de ilk kez katılım gösterdi ve 3 sporcuyla yer aldı. Dünyanın 1 numarası olan 2 Buse(N)az'larımız aldıkları galibiyetler ve yazdıkları tarihi zaferle Türkiye'nin gururu haline geldi. İki sporcumuz da dün final için ringe çıkmıştı. Daha önce çeyrek finallerini kazanarak bronz madalyayı garantileyen Sürmeneli ve Çakıroğlu'na bu yetmezdi... Çünkü onlar Tokyo'ya tarihi şampiyonluklar için gelmişti.

Her rakibe ayrı taktik

Ringe önce 51 kiloda Buse Naz Çakıroğlu çıktı. Karşısında Tayvanlı rakibi Hsiao-Wen Huang vardı. Her rakibi için farklı taktik uygulayan Buse Naz, diğer maçlarındaki gibi çok atak değil daha temkinliydi. 2. raunt hariç 1. ve 3. rauntlarda 5 hakemden de tam puan alan Buse Naz özellikle de son bölümde hareketli oyunuyla rakibini şaşırttı ve 5-0'la finale çıktı

2 saydırma, 1 ihtar!

69 kilodaki Busenaz Sürmeneli de final sevincimizi ikiye katladı. 1.77 boyuyla dikkat çeken Hintli rakibi Lolina Borgohain karşısında milli sporcumuz biraz tutuk başlasa da ardından bir açıldı pir açıldı.. Hintli rakibi bir anda ne olduğunu anlamadı... Busenaz, rakibine hakemin 2 kez saydırmasını ve 1 kez ihtar almasını sağladığı maçın 3 raundunda da üstünlük sağladı ve 5-0'lık galibiyetle ringden ayrıldı. Bu çifte finalle, sadece Türk kadın boksunda değil, Türk spor tarihinde boks branşında olimpiyatlarda bir ilk yaşandı.

Tarihteki ilk çifte final

Olimpiyatta boks branşında daha önce hiç altın madalyası bulunmayan Türkiye, ayrıca iki boksörle de final mücadelesi vermemişti. Buse(N)az'larımız daha önce bronzu garantilemişti, şimdi de gümüş madalyayı garantiledi. Ancak onların hedef rengi belli: ALTIN. Yani, Türkiye ilk kez bir olimpiyatta iki gümüş madalya almayı başardı. Ancak iki altın gelirse tarih üstüne tarih yazılacak. Türk boks tarihindeki ilk olimpiyat altınını hem de 2 tane birden, kadın boksörler kazanmış olacak.

05 Ağustos 2021, Perşembe 09:39
YAZININ DEVAMI

‘’Tarih yazarı Ferhat Arıcan‘’

Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları daha başlamadan artistik cimnastik için bir milat yaşanıyordu... 10 yıllık geçmişte bu Rio 2016’da ilk sporcularımızı olimpiyata gönderirken, Tokyo 2020'de pik yaptık. 1 ya da 2 değil, tam sporcuyla kota alarak bir ilki gerçekleştirdik. Yetmedi, yetemezdi...

İlk kez 5 sporcu, ilk kez 7 final

Başkan Suat Çelen'in deyimiyle; 'Bir hayalimiz vardı'... Hedef olimpiyat madalyasıydı. Ya rışlar başladı ve tam 7 final geldi. 5 sporcuyla gittiğimiz ilk olimpiyatta 7 finalle bir rekor kırıldı. Atlama masası finalinde Adem Asil 2. atlayışındaki şanssızlıkla adeta altın madalyayı mindere bıraktı. Artık gözler; olimpiyat öncesi Avrupa arenasında şov yapan ve 'Ben geliyorum' diyen performansa sahip Ferhat Arıcan'a çevrilmişti. Rakipleri dişliydi. Elemelerde Çinli Zou ile Yo u ve Alman Dauser ilk 3 içinde yer almıştı.

7. 0 zorluk dereceli tek seri...

Finalde serisini sunan ilk isim Ferhat'tı ve cimnastikte çok az kişinin yapabildiği 7. 0 zorluk derecesine sahip serisini noksansız sergiledi, elemelerden bir tık daha yüksek (15.633) puan alarak kürsüdeki yerini aldı. Rakiplerini beklemeye koyuldu. Çinli Zou 2. çıktı ve 16.0'yı görerek zirveye yerleşti. Altın gelmeyecekti ancak madalyanın rengi değil, önemli olan kürsüde kalmaktı. Diğer Çinli Yo u'nun hata yapması büyük avantajımız oldu. En son sahne alan Dauser 0.1 puandan bile daha az farkla gümüşü kapsa da Ferhat Arıcan bronz madalyayla tarihe geçti.

İlkler ondan sorulur

Tarihi Olimpiyat 3.’lüğüyle Ferhat Arıcan ilklerle dolu kariyerine bir yenisini daha eklemiş oldu. 10 yaşında başladığı cimnastikte inişli çıkışlı dönemleri olsa da her zaman yeteneğiyle göze çarpan Ferhat Arıcan özellikle de son 5 yılda istikrarlı bir şekilde olimpiyat madalyasına kilitlenmişti. Rio 2016'da elemelerdeki hatası bunu başarmasına izin vermemiş, Dünya Şampiyonası'nda da istediği seriyi çıkaramamıştı. Ancak 2020 ve 2021 onun yılı oldu. Son iki Avrupa Şampiyonası'nda madalyaları topladı. 7. 0'lık zorluk derecesiyle dünya cimnastiğinin de dikkati çekmişti. 10 yıl önce cimnastikte final dahi hayal edemezken, şimdi Ferhat Arıcan'ın olimpiyat madalyasını yazmak büyük gurur.

‘Bir hayalim var’ dedi ve yaptı

Şunu vurgulamak da gerek; bu sporcular yeni çıkmadı.. Ferhat Arıcan, İbrahim Çolak, Ahmet Önder gibi isimler hep vardı. Ancak onları bir araya getiren eski milli cimnatikçi Suat Çelen'in 2012'de başkanlığa gelmesi oldu. Müthiş koordinasyon kuran Başkan Çelen, Ümit Şamiloğlu da dahil olmak üzere takımını kurdu ve hedefe ulaşmak için istikrarlı bir şekilde adım adım ilerledi. Ve sonuç ortada; 'Bir hayalim var, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonları' çıkaracağım diyen Başkan Suat Çelen bunu başardı. Emeği geçen herkese teşekkürler...

04 Ağustos 2021, Çarşamba 13:07
YAZININ DEVAMI

‘’Sultanlar'dan geçit yok‘’

Türkiye'nin yer aldığı B Grubu'nda son gün maçlarına kadar sıralama sürekli değişiklik gösterdi. Filenin Sultanları son maçını, yeni bir jenerasyon olan, açıldıkça ritmini bulan ve bu şekilde de grup 2.'liğine kadar yükselmeyi başarmış Rusya'yla oynayacaktı. Kazanmak önemliydi, çünkü grup 4.'lüğü, diğer grubun lideri, yani Brezilya'yla eşleşecekti. Çeyrek finaldeki yolumuza daha rahat ilerlemek adına sıralamada 3. olmak daha avantajlıydı, bu nedenle Rusya'yı yenmek şarttı.

Çeyrek final maçı 4 Ağustos'ta

Bizim maçtan önce ise, ABD ile İtalya karşı karşıya geldi. Ve tie-break’e giden maçı ABD kazanınca, grupta işler karıştı. ABD maç fazlasıyla zirveye oturdu ancak Rusya'nın Türkiye'yi yenmesi durumunda çeyrek finale grup lideri olarak gitme şansı doğdu. Bu da Rusya'nın sahaya daha motive çıkması demekti. Ancak Filenin Sultanları, bugüne kadar tüm zorlukları aşmıştı. Ve bir engeli daha müthiş bir geri dönüşle geçmeyi başardı. Ay- Yıldızlılar, Meryem, Tuğba, Zehra ve Meliha'nın etkili oyunuyla Rusya'yı 3-2 yendi. Kızlar bu zaferle hem Rusya'nın lider olmasına izin vermedi hem de grup 3.'sü olarak çeyrek finale çıktı. 4 Ağustos'ta oynayacak çeyrek finaldeki rakibimiz, diğer grubun 2.'si Sırbistan ve 3.'sü Güney Kore arasında yapılan kura çekimi sonrası belirlendi. Türkiye, Güney Kore'yle eşleşti.

03 Ağustos 2021, Salı 09:39
YAZININ DEVAMI

‘’Ve o şimdi olimpiyat şampiyonu‘’

Türk okçuluğunda bir efsane doğdu... Türkiye, Mete Gazoz'u Yasemin Ecem Anagöz'le birlikte Rio 2016 Olimpiyat Oyunları'nda daha 17 yaşındayken tanımıştı. Derecesi 17.'likti ancak müsabakaları sırasında yaptığı atışlarla hepimize büyük heyecan yaşatmıştı. Şimdi ise Mete Gazoz'u bütün dünya tanıdı. Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları'nda 8. gün geride kalırken, tekvandoyla 2 bronz kazanan Türkiye'nin henüz altın madalyası yoktu. Herkes, güreş, karate ve cimnastiğe odaklanmıştı ki, Mete Gazoz güneş gibi doğdu!.

Okçuluk kürsüsünde bir Türk

Okçuluk madalyalarına ambargo koyan Güney Kore'nin 2 sporcusu 3. turu görmeden elenmiş, dünya rekortmeni Kim Woojin de çeyrek finalde kürsüden olmuştu. 22 yaşındaki sporcumuz ise, çeyrek finalde dünya şampiyonu ABD'li Ellison’u yıktı, finalde de soğukkanlı bir şekilde İtalyan rakibini geçerek olimpiyat şampiyonluğuna ulaştı. Mete Gazoz, Türk okçuluğunun olimpiyatlardaki ilk madalyasını getiren sporcu oldu. Okçuluk ayrıca, Türkiye’ye olimpiyatlarda altın madalya kazandıran 7. branş olarak tarihe geçti.

Sporcu yetiştirmede örnek rol model

Aslında Mete Gazoz, olimpiyat şampiyonu olmak için daha küçük yaştan itibaren yetiştirilmeye başlanmıştı. 3 yaşında ok ve yayla tanıştı, çünkü okçu bir aileden geliyordu. Ve bu yolda ilerlemesi için Mete Gazoz, omuz gelişimi için 8 yaşına kadar yüzme, koordinasyon katkısı için basketbol, görme ve dikkat yeteneğini geliştirmek için 1 sene resim, göz ve el koordinasyonu için de 2 yıl boyunca piyano dersi aldı. Yani, adeta yeni nesil bir sporcu olarak yetiştirilen Mete Gazoz'un başarısı tesadüf değil!..

Dünya ve Avrupa rekoru kırdı

2016 Rio'dan 2020 Tokyo sürecinde Mete Gazoz, Dünya Kupası serilerinde birçok kez kürsüye çıktı. Dünya sıralamasında ilk 5 içerisinde yer aldı. Avrupa Grand Prix'sinde sıralama atışlarında 698 puanla gençler dünya ve büyükler Avrupa rekorlarını kırdı. Ve şimdi artık bir olimpiyat şampiyonu...

Mental anlamda baskıyı azaltır

Mete Gazoz'un altın madalyası şu yönden de önemli; olimpiyatta ilk hafta biterken geldi ve mental anlamda birçok sporcunun üzerindeki altın madalya baskısını azaltmış oldu. Umarım bu olumlu gelişme, aynı zamanda mücadelesini sürdüren sporcularımız için de itici güç olur.

01 Ağustos 2021, Pazar 11:14
YAZININ DEVAMI

‘’Harikasınız Sultanlar‘’

Olimpiyatta herkes bir Filenin Sultanları gerçeğini yaşadı... Kızlarımız, son şampiyon Çin karşısında muazzam bir voleybol oynayarak Tokyo 2020'ye zaferle başladı, rakiplerine gözdağı verdi. Takım sporlarındaki tek temsilcimiz olan A Milli Kadın Voleybol Takımımız adına yakışır bir başlangıç yaptı. Pandemi nedeniyle her şey aksamıştı. Filenin Sultanları, Tokyo 2020 kotası aldıktan sonra tam 16 ay boyunca biraraya gelemedi. 500 günlük dönüş, Milletler Ligi'yle oldu. Yoğun bir döneme giren Ay-Yıldızlı ekibimiz, hazırlık niteliği taşıyan Milletler Ligi'nde bronz madalya kazanarak olimpiyata moralli geldi. Ve kızlarımız dünkü Çin zaferinde ne kadar iyi hazırlandıklarını gösterdi. Ay-Yıldızlılar, son şampiyon karşısında öyle iyi başladı ki, rakibini adeta şaşırttı. Çin'in uyanmasına dahi izin vermeyen Filenin Sultanları, hataları da hiç affetmedi, setleri sırasıyla 25-21, 25-14, 25-14 alarak işi bitirdi. Temsilcimiz gruptaki 2. maçını yarın İtalya'yla oynayacak.

26 Temmuz 2021, Pazartesi 11:02
YAZININ DEVAMI

‘’3'te 0'la eve dönüyoruz‘’

Fransa ve İspanya'nın ortak ev sahipliği yaptığı Avrupa Kadınlar Basketbol Şampiyonası’nı Türkiye, grupta 3 maçta hiç galibiyet alamadan tamamladı. Ay-Yıldızlılar son sırada yer alarak çeyrek final şansını da sürdüremedi. Sırasıyla Slovenya (72- 47), Bosna Hersek (64-54) ve dün de Belçika'ya kaybettik. İlk iki yenilgi sonrası direkt çeyrek finale bileti veren liderliği kaçırdık ama 2. ve 3. sırada yer alarak eleme turu oynayıp, yolumuza devam edebilirdik. Aslında oynadığımız tüm maçlarda oyunun geriye düştüğümüz anlarında kazanmak adına dönüşlerimiz de oldu, sporcularımız da elinden geleni yaptı ama özellikle savunma hataları, mağlubiyeti getirdi. Tabii ortaya konan mücadele şu tabloyu değiştirmiyor. 2017 Avrupa Şampiyonası'nı 5. bitiren Türkiye, gittikçe geriledi. 2019 Avrupa Şampiyonası'nı 1 galibiyetle tamamlarken, şimdi ise Ay-Yıldızlılar evine 3'te 0 yaparak dönüyor.

Alt yapı Milliler B Ligi'nde yer alıyor

Geçmişe gidersek, 2005 Akdeniz Oyunları'ndaki altın madalya kadın basketbolu için bir milat olmuştu, yükselişin başlangıcıydı. İlk olimpiyat, ilk Dünya Şampiyonası'na katılım, ilk Avrupa madalyaları vs... Tabii kulüpler bazındaki başarı da Milli Takım’la birlikte paralel gitti. Ancak son yıllarda gözle görülen bu düşüş artık başarı tablosuna olumsuz bir şekilde yansıyor. En kritik nokta ise, bu durumun sadece 'A takım' seviyesinde değil. Alt Yapı Milli Takımları'nda da yaşanması... Bu durum bir jenerasyon değişimi mi, iyi bir jenerasyonun yakalanmaması mı -ki ben öyle düşünmüyorum- yoksa elimizdeki argümanları iyi kullanamamız mı? Aslında biz elimizdeki kadroyu iyi kullanarak kadın basketbolunu bu seviyeye taşımıştık. Yine yapabiliriz. Artık buna bir el atılmalı. Çünkü U20 ve U18 Milli Takımlarımız 2017'den itibaren Avrupa Şampiyonası A Ligi yerine B Ligi'nde mücadele ediyor. U16 Milliler ise 2019'da B Ligi'ne düştü. Tek artı; U18'in 2019'da 3.'lük elde ederek A Ligi'ne yükselmesiydi.

21 Haziran 2021, Pazartesi 09:43
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu Efes finali 2‘’

CSKA Moskova karşısında Micic, Sertaç, Beaubois'la ilk 3 çeyreği muhteşem oynayan Anadolu Efes 21 sayılık farkın rehavetiyle, son periyotta yine Play-Off serisinde olduğu gibi hata yaptı ve oyundan düştü. Rus devi geri dönüş için büyük fırsat yakalasa da şans bizden yanaydı. Ve temsilcimiz üst üste ikinci kez finale adını yazdırdı.

Anadolu Efes için, 2019 finalinin rövanşı, 2020'de şampiyonluğa (%95) giden yolda iptal edilen Euroleague'de yarım kalan hikayesinin devamı... Hepsi; Almanya'nın Köln şehrindeki Lanxess Arane ev sahipliği 2021 Final-Four'nda sahne aldı. Bu kez CSKA Moskova önümüze yarı finalde çıktı. Lacivert-Beyazlılar ilk 3 çeyrek kusursuzdu ancak yine Real Madrid serisindeki gibi 'son çeyrekte oyunu bırakma' fobisi final yolundaki karşılaşmada da bizi buldu!.. Anadolu Efes skor farkını 21 çıkardığı ve hak ettiği maçı az kalsın 4.çeyrekte eliyle verecekti. Ancak şans bizden yanaydı ve büyük stres yaşadığımız son dakikalara rağmen temsilcimiz 89-86'lık zaferle adını üst üste 2. kez finale yazdırdı.

Gizli kahraman Beaubois

Coach Ataman, bu sezon çoğu maçta yaptığı gibi ilk 5'e Larkin'siz çıktı. ABD'li oyun kurucuya yapılacak baskıyı yaşayıp hücumun aksaması ya da CSKA Moskova'nın bu durumdan yararlanıp ritmini çabuk bulması bizim için alehimize olurdu. Maçın gizli kahramanı Beaubois bitişte olduğu gibi başlangıçta da kritik işler yaptı. İlk çeyrekteki üçlükleriyle farkın bulunmasını sağlayan isimlerdi: 25-15. 2.çeyrekte de CSKA Clyburn'le oyunun içinde kalmaya çalıştı ancak Efes devreyi de 49-37 önde geçti. CSKA tam umutsuzluğa girdi derken 3.çeyrekte Clynburn'e skor desteği veren ve kenardan gelen Lundberg farkı 10 sayılara indirse de Efes, Sertaç'ın performansıyla son bölüme de 71-55 üstün girdi. CSKA'nın 31 sayısına karşılık 18 ürettiğimiz son çeyrekte ise Efes kabusu yaşıdı. Özellikle de Micic'in bitime 2 dakika kala 5 faul almasının ardından oyundan adeta düştü. CSKA yakaladığı geri dönüş şansını kullanmak adına her şeyi yaptı. Bu süreçte oyuna giren Beaubois'in kırılma anlarındaki şutu, bloku, kötü gününde olsa da Larkin'in serbest atışlar -1'i hariç- sayıya çevirmesi maçı kazanmaması sağladı.

29 Mayıs 2021, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yüksek risk‘’

Anadolu Efes, 2-0 üstünlükle gittiği İspanya deplasmanından eli boş döndü. Real Madrid karşısında tek maç alsa Final-Four biletini cebine koyacak Lacivert-Beyazlılar tam tersine rakibinin seriyi eşitlemesinde adeta ön ayak oldu İki takım için de şartlar eşitlendi, seride durum 2-2. Ve 4 Mayıs'ta oynanacak son maçta kazanan Final-Four'a gidecek. Efes 3. maç öncesi gibi 'Nasıl olsa bu seriyi alırız' rahatlığıyla yine Real Madrid önüne çıkmamalı...

Euroleague'de Play-Off saha avantajını alarak çıkan Anadolu Efes'in bu turda; normal sezonda aldığı sonuçlara bakarak, Real Madrid'le eşleşmesini de iyi karşılamıştık... Hatta İstanbul'da oynanan iki çeyrek final maçının da 20 sayının üzerinde farklarla kazanılması Final-Four'a rahat çıkacağımızı düşündürmüştü. Coach Ataman’ın da takımını, 2019'daki Barcelona serisini hatırlatarak hazırlaması sürprize taviz vermeyeceğinin de bir sinyaliydi. Ancak hesaplar çarşıya uymadı.

Şapkadan tavşan çıkardılar

2-0 üstünlükle gidilen İspanya deplasmanında ilk maç, son 5 dakikada takımın oyunu bırakması, rahatlaması nedeniyle adeta Real Madrid'e hediye edilmişti. 'Nazar boncuğu' olarak kabul edip, yolumuza devam ettik. Ancak 4. maç da bir öncekinin tekrarı olunca, durumun ciddiyetini ortaya koydu. Real Madrid, her ne kadar eskiyi aratan bir takım olsa da Final-Four gediklisi Pablo Laso'nun öğrencileri şapkadan tavşanı çıkardı ve seriyi 2-2 eşitlemeyi başardı...

Takım oyununu hatırlamalı!

Dananın kuyruğu 4 Mayıs'taki serinin son maçında kopacak. Real Madrid İstanbul'a özgüvenini toparlamış şekilde gelecektir, bizim üstümüzde de baskı olacaktır. Her şeye rağmen en büyük şansımız saha avantajı üstünlüğümüz. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. Efes mutlaka evrim değiştirmiş takım oyununu hatırlamalı. Bu kez 40 dakika boyunca oyundan düşmeyip, tüm oyuncular da skora katkı sağlarsa Anadolu Efes bu işi bitirir.

Tercihimiz Final-Four

Dostoyevski sözüyle; ilk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir. Bizim tercihimiz kazanmaktan, Final-Four biletinden yana olsun, pes etmekten ya da işi şansa bırakmaktan değil!

01 Mayıs 2021, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI