‘’En iyi yerden 2 bilet‘’
Euroleague'de kötü başlayan sezona rağmen; basketbol dersi veren Anadolu Efes ve küllerinden doğan Fenerbahçe Beko son 2 maç kala, ilk 8 takım arasına girmeyi garantiledi. 2019'da ilk kez 2 Türk ekibinin yer aldığı Final-Four başarısını tekrarlamak için temsilcilerimiz birbiriyle eşleşmeden Play-Off'ta en iyi sıradan bilet almaya çalışacak. Son çift maçlı haftada; Lacivert-Beyazlılar, hezimete uğrattığı Real Madrid'in ardından bugün bir başka İspanya takımı Baskonia'nın konuğu olacak. Kanarya ise yarın Barça'yı ağırlayacak.
Euroleague'de sezonun ilk yarısı bitirken şampiyonluk, Final-Four derken, Play-Off umudumuz neredeyse sıfırlanmıştı. Coach Kokoskov yönetiminde yenilenmiş kadrosuyla yeni bir safya açan Fenerbahçe Beko 17. sıralara kadar gerileyip eski yılları aratırken, kendi yağında kavrulmaya çalışan Anadolu Efes ise Play-Off sınırlarında dolanıyordu. Ancak geri dönüşleri muhteşem oldu. Kanarya, hedefi 12 vuran Guduric transferi ve Vesely'nin yükselişiyle, Efes'in de evrim değiştiren takım oyunuyla müthiş bir seviyeye çıkan iki temsilcimiz, son 2 maç kala Play-Off'u garantiledi.
İspanya haftası
Şimdi sıra Play-Off'ta en iyi yerden bilet kapmaya geldi. Saha avantajını sağlayan ilk 4'ün yanı sıra, el ele gittikleri tarihi 2019 Final-Four'undaki gibi, yani
Play-Off'ta birbiriyle eşleşmeyip aynı başarıyı yakalarlarsa Türk basketbolu harika bir işe daha imzası atmış olacak. Bu yolda da çift maçlı haftanın kapanışında Anadolu Efes bugün Baskonia deplasmanına çıkacak. Salı günü, Real Madrid'e hezimeti tattıran Lacivert-Beyazlılar bir başka İspanya ekibi karşısında zafer arayacak. Fenerbahçe ise yarın Barcelona'yı ağırlayacak.
‘’Ersu'dan tarihi final‘’
Sırıkla atlamada her yıl üzerine katarak ilerleyen Ersu Şaşma için 2021 biraz buruk başlamıştı... Uzun süredir kendisini çalıştıran antrenörü İbrahim Halil Çömlekçi'yi kalp krizi sonucunda kaybetmişti. Milli atlet gardını düşürmedi ve antrenörüyle belirledikleri hedef doğrultusunda yoluna devam etti. Bu acı haberden tam 5 gün sonra, 5.71'lik atlayışla Ruhan İşim'e ait (5.70) Türk atletizminin en eski rekorunu geride bıraktı. Şubat ayında bu rekoru 5.72'yle de geliştirdi.
3 ayda sırıkla atlama tarihini yeniledi
İşte Ersu Şaşma ilklerine bir yenisini daha ekledi... Polonya'da devam eden Avrupa Salon Şampiyonası'nın 3. gününde seçmeler için piste çıktı. Ersu Şaşma, önemli rakipleri arasında iyi taktik ve iyi yarış çıkartarak, finale giden 8 atlet arasına adını yazdırdı. Şaşma böylece Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonası seviyelerinde finale kalan ilk Türk erkek atlet unvanını alarak tarihe geçti. Yani 3 aylık süreçte sırıkla atlamada Türkiye için yeni bir sayfa açtı.
Rakiplerin formsuzluğu lehimize işledi
Fransız efsane Renaud Lavillenie'nin sakatlık nedeniyle çekildiği yarışta dünya rekortmeni Duplantis, Filippidis, Wojciechowski, Lisek gibi tecrübeli ve üst turnuvalarda madalya kazanmış isimler vardı. Ancak çoğunun formsuzluğu bizim lehimize işledi.
Sadece 2 atlayışla finale...
5.35'le açılışı yapan Ersu Şaşma ilk hakkında başarı sağladı, ardından 5.50'yi es geçti. Çıtanın 5.60'a çıktığı bölümde ilk hakkında başarı sağlaması final kapısını aralayan adım oldu. Bu yükseklik sonrası tam 4 rakibi (Woljciechowski, Myers, Kujanpaa, Filippidis) elendi. 5.70'i de pas geçen Şaşma'nın başka atlayış yapmasına gerek kalmadı. Çünkü 4 rakibi (Baehre, Sobera, Blech, Cormont) daha 5.70'i atlayamadı. Sadece 2 atlayış yaparak çok efor sarfetmeyen Ersu Şaşma finalde bunun avantajını görecektir.
‘’4 günde zafer ve büyük fark‘’
Euroleague'nin ilk yarısında Anadolu Efes ve Fenerbaçe Beko beklentilerin altında kalmıştı. İptal edilen geçen sezonu lider bitiren Efes kadrosunu korumasına rağmen performans açısından eskiyi aratmış ve iç sahada kayıplar vermişti. Takıma geç katılan Larkin'den hemen randıman alınamaması ve üst üste gelen sakatlıklar da ritmini bulmakta zorlanan Efes için durumu daha da zorlaştırdı. Nereden nereye...
Fenerbahçe Beko'da ise sezon başında belirsizlik hakimdi. Yeni coach, yeni kadro ve yeni oyun sistemi... Beklentiler çok yüksek tutulmadı ama alınan sonuçlar ve ortaya konan basketbol da kabul edilemezdi. Nitekim iki takım da ilk yarıyı Play-Off sınırının dışında, bitirdi. Ancak şu anda işler rayına oturmuş görünüyor. Efes'in Barcelona ve Kanarya'nın Olymipakos galibiyetiyle başlayan yükselişi, istikrarlı bir şekilde devam etti.
Kritik haftadan kârlı çıktık
İki temsilcimiz için çift maçlı hafta da kritikti. 4 karşılaşma da İstanbul'daydı. Efes açısından; iç saha istatistiğini düzeltmek adına önemliydi. Lacivert-Beyazlılar Alba Berlin ve Khimki karşısında rahat galibiyetler aldı. Fenerbahçe ise 3 maçlık serisini sürdürmek ve rakiplerinden rövanş istiyordu. Kanarya, Baskonia'yı 20 sayı, Panathinaikos'u 26 sayı farkla yıktı.
Sadece 'galibiyet kazancı' değil
Tabii bu sonuçlara sadece 'galibiyet kazancı' olarak bakmamak gerekiyor. Galibiyet serisi içinde yendiğimiz rakiplerin kadro durumu ve sıralamadaki yerini göz önünde bulundurmak şu an için bir kriter olmamalı. Çünkü iki takımımızın motivasyonu adına maç kazanması gerekliydi. Fenerbahçe ve Efes bu hafta bunun üzerine de çıktı; istikrarlı ve kaliteli basketbolla rakiplerinin geri dönüşlerine cevap verdi, iyi hücum ve savunmayı 40 dakikaya yaymayı başardı, farklı skorlu net galibiyetler aldı.
‘’Kadın cimnastikçilerden tarihi kapanış‘’
Artistik cimnastikte Erkek Milliler'in madalya serisini Kadın Millilerimiz adeta bize bir milat yaşatarak sürdürdü... Takım halinde ilk kez finale kalma başarısı gösteren kızlarımız, bireysel aletlerde de tarihi bir kapanış yaptı. Gençlerde önce Derin Tanrıyaşükür asimetrik bar aletinde Avrupa 3.'sü oldu, gençlerdeki ilk madalyayı kazanan isim oldu Türk cimnastiğinin ilkleri başaran ismi; Göksu Üçtaş Şanlı yine kariyerine yakışanı yaptı. Yer aletinde Avrupa 2.'si oldu, tarihe geçti.
Avrupa Şampiyonası'nda Erkek Milli Takımımız'ın takım halinde elde ettiği ilk kürsü başarısı ve bireyselde gelen madalyalar gerçekten bizim için büyük bir gururdu. Ancak Kadın Milli Takımımız'ın gösterdiği performans ve sonucunda gelen tarihi madalyalar o kadar kıymetli ki, belki de bir başlangıcın kapısını araladı!..
Takım halinde ilk final
Şampiyonalarda daha önce hiç takım kategorisinde yer almayan Kadın Milli Takımımız, Mersin'de hem büyükler hem de gençler kategorisinde takım halinde boy gösterdi.
Büyükler kadromuzda; olimpiyata giden ilk cimnastikçi olan tecrübeli isim Göksu Üçtaş Şanlı (30) önderliğinde, yaşları 16 olan Cemre Kendirci, Bilge Tarhan, Ece Yağmur Yavuz, Dilara Yurtdaş vardı.
Gençler kadromuzda; Beyza Özen, Sevgi Seda Kayışoğlu, Bengisu Yıldız, Kardelen Paryaz ve Derin Tanrıyaşükür yer aldı.
Kadın cimnastikte büyüklerde takım halinde ilk kez finale kalma başarısı gösteren Türkiye Avrupa 4.'lüğü elde etti. Gençlerde de eleme puanları sıralamayı belirledi, onlar da Avrupa 4.'süydü.
Gençlerde ilk madalya
Bir de bireysel finaller vardı. Büyüklerde 3, gençlerde de 4 olmak üzere 7 finalde madalya aradık. İşte o 7 finalden 2'si tarihe geçen kürsü başarısıyla sonuçlandı. Şampiyonada dün açılışı gençler yaptı. Asimetrik barda Derin Tanrıyaşükür bronz madalya elde ederek, gençlerde tarihteki ilk madalyamızı bizlere kazandırdı. Tabii diğer 3 gençler finalinde kaçan madalyalar oldu. Atlama masasında Beyza Öncü 4.'lükte kaldı hem de minik puan farklarıyla kürsüyü kaçırdı.
Büyüklerde ilk madalya
Ve tabii ki kapanışı, 'as solist' yaptı; Göksu Üçtaş Şanlı. Türk cimnastik tarihinin en başarılı kadın sporcusu yine kariyerine yakışır bir ilki başardı. 30 yaşındaki tecrübeli isim, iddialı olduğu yer aleti finalinde hatasız bir performans sergiledi. Rakipleri arasında en yüksek teknik puanı (8.300) alan Göksu Üçtaş Şanlı 13.100 puanla gümüş madalyanın sahibi oldu ve kadın cimnastikte Avrupa Şampiyonası'ndaki ilk madalyayı kazanan sporcu unvanını aldı.
Türk cimnastiğinin en başarılısı
Göksu Üçtaş Şanlı, olimpiyata giden ilk cimnastikçimizdi, 2012 Londra'da bizi temsil etmişti. Olimpiyatın ardından 4 yıl cimnastiğe ara verdi, daha sonra anne oldu ve sakatlık yaşadı. Ama geri dönüşü muhteşemdi; 2016 Dünya Kupası'nda altın madalya kazanan ilk kadın cimnastikçi oldu. Ve en önemlisi genç sporcular için hem abla hem kaptan hem de çok iyi bir örnek teşkil etmesi de çabası...
Kadınlar için bir başlangıç...
Evet... Türkiye toplam 10 madalya (2 altın, 3 gümüş, 5 bronz) elde etti. Ancak bu şampiyonayı sadece madalya sayısı ve ilklerin yaşandığı bir şampiyona olarak sınırlandırmamak gerekiyor. Erkekler açısından olimpiyat yolunda sporcularımızın iyi hazırlandığını gördük. Kadın Milliler'de ise bu seviyelerde ilk kez mücadele eden yaşları 14 ila 16 olan genç isimlerin umut vaat etmesi en önemlisiydi.
‘’ALTIN ÇOCUKLAR‘’
Artistik Cimnastik Tarihi'nde böylesi hiç görülmedi!... Türkiye, Mersin'deki Avrupa Şampiyonası'nı büyüklerde; 2 altın, 1 gümüş, 1 bronz, gençlerde de 1 gümüş, 3 bronz olmak üzere toplam 8 madalyayla tamamladı.
Artistik cimnastikte Türkiye ilk Avrupa madalya sevincini 2008'de Ümit Şamiloğlu'yla yaşamıştı. Ardından 10 yıllık suskunluğu 2018'de İbrahim Çolak bozdu. 2019'da da Türkiye Ferhat Arıcan'la Avrupa Şampiyonası'nı (Bireysel) boş geçmedi. Hemen ardından gelen 2019 Dünya Şampiyonası'ndaki çifte madalya alışkanlığından olsa gerek; Milli Takımımız, 2020 Avrupa Şampiyonası'na damgasını vurdu, bir kez daha tarihe geçti. Cumartesi günü takım halinde ilk kez kürsü başarısı gösteren ve Avrupa 2.'si olan 'Tarih Yazarlar'ı bu kez bireysel alet finallerinde madalyaları topladı. Bırakın şimdi, şampiyonaya hangi ülke katılmış vs... Siz; İstiklal Marşı'nı iki kez okutmuş 'Altın Çocuklar'ın neler başardığına, ne zorluk derecesi yapıp ne puanlar aldığına, performanslarına bir bakın!.. Biz FANATİK ailesi olarak tüm Türkiye gibi çok gurur duyduk. Emeği geçen herkese canı gönülden TEŞEKKÜRLER...
Çifte madalya
FERHAT ARICAN: Namıdiğer: Muhteşem Süleyman!.. İnanılmaz formdaydı. Daha elemelerde bunu gösterdi, karşılığında da şampiyonayı bireyselde 1 altın, 1 bronzla kapattı, ayrıca ilklere de imza attı. Paralel aletinde şampiyonluğu göğüsledi. 2019 Dünya Şampiyonası'nda yaptığı hata onu kürsüden etmişti ama bu kez 1.'liği kimseye bırakmayacağının sinyalini elemelerde vermişti. 6.6 zorluk derecesi olan -dünya ve olimpiyat seviyesi- üst düzey bir performansla 15.333 puanla finallere kaldı. Finalde de hiç vites düşürmedi, büyük hata yapmadan 15.100'le altını boynuna taktı. Ferhat ayrıca paralelde Türkiye'ye ilk Avrupa şampiyonluğunu kazandıran isim oldu.
Sporcumuz bununla da yetinmedi paralelden önce çıktığı kulplu beygir aletinde Avrupa 3.'lüğüne uzandı. Bu da ilkti! Hem de Türk artistik cimnastiğinin belki de en zorlandığı aletlerin başında gelen kulplu beygirde ilk madalyamızı bize kazandırdı.
Halkanın kralı belli!
İBRAHİM ÇOLAK: Halkanın kralı... 2019 Dünya Şampiyonası'nda bizlere altın madalya sevinci yaşatan ilk isimdi. Pandemi sürecinde ameliyat olmuştu, yeni yeni ısınma turlarına çıkmıştı ki, Mersin'de de şaşırtmadı. Elemelerde çok rahattı finalde de zorluğu 6.0 derecelik bir performansa müthiş teknik puan da eklenince 15.000'le kariyerinde ikinci altın madalyasına uzandı. Halkadaki güçlü rakiplerin Avrupa'dan geldiğini düşünürsek, olimpiyat öncesi İbrahim Çolak için ayrıca bu şampiyona iyi de bir hazırlık oldu.
Takımı için çalıştı
AHMET ÖNDER: Paralel aletinde bizlere Dünya 2.'liği sevinci yaşatmıştı. Genel tasnif, yani tüm aletlerde başarılı performans sergileme potansiyeli yüksektir. Yer, atlama masası, ve barfikste finale kaldı. Maalesef kürsüyü göremedi. Özellikle madalyaya çok yakın olduğu barfikste düşme hatası yapınca, ilk 3'e giremedi. Aslında Ahmet Önder bu şampiyonada takım kürsüsü için müthiş çalıştı. Hatta başarılı olduğu paralel aletinde yoktu. Çünkü bir alette en fazla 3 sporcumuz yarışabiliyor. Ahmet de her alette başarılı olduğu için puan kazandırması için diğerlerinde mücadele etti. Sonuç da verdi. Türkiye takım halinde madalyaya uzandı. Bireyselde olmadı. Canın sağolsun. Ancak yılmak yok, önümüzde olimpiyat var. Ve sen bunu başarırsın...
Sakatlık olmasa daha madalya gelirdi
ABDELRAHMAN ELGAMAL: Şampiyonanın en şanssız ismiydi. Mısır asıllıydı, yaklaşık 3 yıldır Türkiye'ydi. Ancak ülkesi, bizim adımıza yarışmasına izin vermeyince, 1 yıl beklemek zorunda kaldı. Ve Elgamal milli formayla ilk Avrupa Şampiyonası'nda bizlere kendini tanıttı. Aslında elemelerde müthişti. Bu şampiyonada genel tasnif finali yapıldı ama elemelerde bu kategorinin lideriydi. Özellikle en yüksek puanı atlama masasında almıştı. Ancak takım finalleri öncesi yaşadığı sakatlık tüm planları bozdu. Tabii bu bireysele de yansıdı. Elgamal, yer, halka, atlama masası ve barfikste madalya arayacaktı. Ayak bileğinden dolayı yer, atlama masasından çekilmek zorunda kaldı. Moral bozukluğu da eklenince 23 yaşındaki sporcu hem halkada hem de barfikste madalyayı 4. sırada kalarak kaçırdı. Her şeye rağmen performansı, azmi gelecek için umut verdi.
Bir alkış da gençlere
Gençler kategorisinde ön plana çıkan iki isim vardı; Mert Efe Kılıçer ile Bora Tarhan... Genel tasnifte kürsünün dışında kalmışlardı ancak bireysel aletlerde Türkiye'ye 4 madalya kazandırdılar. Ayrıca Mert Efe'nin de ilk büyük organizasyonu olmasına rağmen; barfiksteki gümüş madalyası ve paraleldeki bronz madalyası takdire şayandı. Bora Tarhan'ın daha önce Dünya Şampiyonası tecrübesi vardı ancak halka ve atlama masasında kürsüde yer aldı, çifte bronzla turnuvayı tamamladı.
‘’Tarih Yazarları‘’
Türk artistik cimnastiği elindeki cevherleri en iyi şekilde işleyerek çıtasını yükseltmeye ve ilkleri ülkemize yaşatmaya devam ediyor. Kaptan Ümit Şamiloğlu’nun dışarıda bırakırsak onun geçmişi daha fazla- Ferhat Arıcan, İbrahim Çolak ve Ahmet Önder... 2014'ten bu yana büyüklerde uluslararası arenada boy gösterdiler. 2017 yükseliş, Glasgow'daki 2018 Avrupa Şampiyonası bana göre; her şeyin başlangıcı oldu. Takım halinde ilk final başarısı ve ikinci bireysel madalya geldi. 2019 Dünya Şampiyonası'nda ise milat yaşadık. Fazla ayrıntıya germeden ve geçmişe dalmadan Mersin'deki 2020 Avrupa Şampiyonası'na gelelim.
Koleksiyon tamamlandı
Ümit Şamiloğlu, Ferhat Arıcan, İbrahim Çolak, Ahmet Önder, -son kadroda olmayan Mustafa Arıca, Yunus Emre Gündoğdu- ve ekibe yeni katılan Abdelrahman Elgamal... Ben onlara 'Tarih Yazarları' diyorum. Çünkü yakın zamanda Türk cimnastiğine ilkleri yaşattılar. Koleksiyondaki tek eksikleri; takım kategorisinde olimpiyat kotası -2019 olmadı, onu başka zamana bıraktık- ve kürsü başarısıydı. İşte bu şampiyonada öncelik takım şampiyonluğu ve Tokyo öncesi de iyi bir hazırlıktı bizim için. Karantinadan dönülmesine rağmen Ay- Yıldızlılar, Ukrayna'yı geride bırakıp, puana dikkat: 251.594'le finallere ilk sıradan girdi.
Elgamal'ın sakatlığı tüm dengeleri bozdu
Maalesef dünkü takım finallerine şanssızlıkla başladık. Milli formayla ilk kez mücadele veren Mısır asıllı Abdelrahman Elgamal'ın ayak bileğindeki sakatlığı tüm aletlerdeki senkronizasyonu bozdu. Elgamal'ın yerine, özellikle de ayağa baskı yapacak yer ve atlama masası aletlerine İbrahim Çolak ve Ümit Şamiloğlu çıktı. Elgamal bir satır açmak gerekirse; takıma iyi uyum sağlamış, elemelerde bunu gördük. Genel tasnifi lider bitirmişti. Ancak sakatlığı tüm dengeleri bozdu. Elemelerde en yüksek puanı aldığı atlama masası ve başarılı olduğu yer aletinde finalde yarışamadı.
Son alet barfiks Ukrayna'ya yaradı!
Kaptan Ümit ve İbrahim, ellerinden geleni yapsa da doğal olarak hazır olmadıkları bu aletlerde puan kaybettik. Ve şampiyonluk için yarıştığımız Ukrayna'yla aramızdaki fark 4 alet (yer, kulplu, halka, atlama) sonunda 4'e çıktı. Favori olduğumuz paralel alet sonrası puan farkı yarı yarıya düştü: Ukrayna: 209.030. Türkiye: 206.861. Ancak barfikse çıkan 3 sporcumuz da hata yapınca, Milli Takımımız 244.793 puanla Avrupa ikincisi oldu. Canınız sağolsun. Takım kategorisinde tarihimizde ikinci finalde ilk madalyamızın renginin gümüş olması da büyük başarı. Emeği geçen herkese teşekkürler
Mazeret arayanlar puanlara baksın!
Şunu da söyleyeceklere bir not: Evet; Rusya, Büyük Britanya, Almanya, İtalya, Fransa, İsviçre gibi ülkeler yoktu. O zaman siz puanlara bir göz atın derim. Nelerden ders almışız, hangi alette hataları düzeltmişiz, puanları yükseltmişiz ve daha iyiye gitmişiz. Arşivi biraz karıştıralım. Tabii ki her zaman daha iyisi vardır ancak şu süreçte bunlar benim için daha önemli. Olimpiyata 6 aydan az bir süre kalmışken fazla da -sakatlık için- riske almaya gerek yok. Madalya serimiz bugünkü 11 bireysel alette de devam edecektir
Dünya şampiyonu İbrahim Çolak "Parlayan Yıldız" Ödülü'ne layık görüldü.
‘’Yolun sonu olimpiyat olsun!‘’
60 yıllık geçmişe sahip Türk cimnastiği yükseliş anlamında son 10 ve bu yükseliş sürecinin sonunda elde edilen madalya başarı olarak son 1 yıl içinde muazzam işlere imza attı.
Hiçbiri tesadüf değil; sadece iyi bir ekip olmanın, -Bu ekibin içinde sporcular, aileleri, antrenörler, federasyon başkanı, federasyonun diğer üyeleri, cimnastik camiası vs. bulunuyor- tüm ekibi iyi motive etmenin, planlı ve özverili çalışmanın, devletin veridiği desteği doğru şekilde kullanmanın, fedakarlıkların ve en önemlisi de inanmanın getirdiği sonuç!.. Yani Türk cimnastiği miladını yaşıyor. Fazla geriye gitmeden sadece son 1 yılı değerlendirmek gerekirse...
Önce artistik şimdi de ritmik!
Ekim 2019; Dünya Artistik Şampiyonası... Türkiye ilk madalyalarına (1 altın, 1 gümüş) kavuştu, 1'i kadınlarda toplam 4 olimpiyat kotası birden aldı: Nazlı Savranbaşı. İbrahim Çolak, Ahmet Önder, Ferhat Arıcan. Şimdi asıl konumuz; ALTIN KIZLAR'a gelelim...
Kasım 2020; Avrupa Ritmik Şampiyonası... Ritmik Cimnastik Milli Takımımız şampiyona için sessiz sedasız gitmişti Ukrayna'ya ancak dönüşleri muhteşem oldu. Önceki akşam, finale kalmanın bile hayalden öteye gidemediği bu branşta tüm Türkiye inanılmazı yaşadı. Hatta bu başarının kıymetini bilen için yer yerinden oynadı diyebilirim.
Tarihin en büyük derecesi
Kaptan Duygu Doğan (20) hariç yaşları 17 olan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina, Eda Asar’dan oluşan Grup Milli Takımımız '3 çember, 2 lamut' alet finalinde öyle bir performans sergiledi ki; bu branşta çok yol katetmiş, bu seviyelerde tecrübesi fazla olan ve olimpiyat kotası almış ülkeleri -Ukrayna, Azerbaycan, İsrail- geride bırakarak, 31.150 puanla tarihteki ilk Avrupa şampiyonluğuna uzandı.
Başarılı Bulgar antrenör Kamelia Dunavska yönetimindeki Ay-Yıldızlı ekibimiz, böylece 60 yıllık geçmişe sahip Türk cimnastiğinde Avrupa Şampiyonası seviyesinde ritmik branşında en büyük dereceye ulaşmış oldu. Bunu sadece bir madalya olarak görmemek gerekiyor. Bu tarihi madalya ona ulaşana kadar yapılanları ve bundan sonrası için de nelerin bizi beklediğinin bir göstergesi.
Son kota bizim olsun
Başkan Suat Çelen, konu hep ritmik branşa geldiğinde, grup dalında olimpiyat kota ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirmişti. İşte bu tarihi madalya umudumuzu daha da artırdı. Pandemi karantinasına rağmen bu kadar iyi hazırlanmış bir Milli Takımımız, haziran ayındaki Avrupa Şampiyonası'nda olimpiyat kotası için daha da güçlü bir aday... Umarım Avrupa'dan olimpiyata katılan son ülke biz oluruz.
Bir de; bu başarılar karşısında da mazeret uydurmaya devam edenler... Bence atıp tutmadan önce bir araştırma yapsınlar. Çünkü Dünya ve Avrupa cimnastik camiası, Türkiye'nin cimnastikteki gelişimini 'İnanılmaz bir şey' diyerek takip ediyor.
NOT: Türk cimnastiğinin FIG üyeliği 1960'da olmuştu ancak Türkiye'de ritmik branşındaki çalışmalara 1980'lerde başlanmıştı.
‘’Baskı yaratmayın‘’
Emre Sakçı’yı ve onun üzerinde büyük emeği olan antrenörü Türker (Oktay) hocayı, geçen yıl elde edilen Avrupa 2.’liği sonrası tanıma fırsatı bulmuştum. Türkiye’ye 19 yıl sonra erkekler yüzmede madalya kazandırdığı için Emre ve Türker hocayla İzmir’de biraraya gelmiş, röportaj yapmıştık. Duruma gerçekçi yaklaşan Türker hoca fazla dillendirmek istemese de Emre’nin potansiyelinin yüksek olduğunu kelimelerin arasına sıkıştırmıştı. Çalışma azmi, yeteneği olan Emre’nin yarıştaki başarısını belirleyen en önemli faktör ise; mental anlamda gününde olması. Zaten mental anlamda hazır, motive olmuş bir Emre Sakçı’nın rekor kırması, madalya kazanması hiç tesadüf olmaz. Tabii bunun tersi de yarışı sonuncu bitirtir.
Her şeyin bir sırası var
Pandemi süreci, performans olarak zirve yapmış Emre Sakçı ve Türker hocanın planlarını biraz ertelese de Uluslararası Yüzme Ligi hızır gibi yetişti. Yarışlara sadece başarı yönlü bakmayın; Emre yaptığı her dereceyle özgüvenini, kendine olan inancını da arttırdı. Rakipleri onu tanıdı ve tanımaya da devam edecek. Bu sadece başlangıç. Biraz sabırla ve Emre Sakçı’nın üzerinde baskı yaratacak hedef koymadan ilerlemek gerekiyor. Çünkü her şey bir sırası var.
Geçmişe bir bakın
Bu rekorlar sonrası Emre Sakçı’ya hemen hedef belirledik, bazen de yorum yaptık! ‘Olimpiyatta madalya gelir mi?, Bu dereceler kısada, uzun kulvarda değil’ gibi söylemleri bir tarafa bırakın. Önce bir Türkiye’deki yüzme geçmişine bakın; Avrupa rekoru kıran, hatta olimpiyatta final gören sporcumuz var mı!