MENÜ

Gerilim filmi gibi!

Abone Ol Google News

Fenerbahçe neresinden bakarsanız bakın anasının sütü gibi helal bir üç puan alarak ayrıldı Galatasaray deplasmanından.

Haberin Devamı

Küçük ayrıntılar dışında üstün olan taraf sarı lacivertli takımdı. Marcel Tisserand'ın kırmızı kartına kadar maçı kazanmayı hakeden taraf Vitor Pereira'nın takımıydı. Pereira'nın devre arasında gereksiz yere gördüğü sarı kart bile Fenerbahçeli futbolcuların soğuk kanlı davranmasını olumsuz yönde etkilemedi. Bir teknik direktörün sorumluluklarının başında futbolcularını sakinleştirecek tavırlar sergilemek gelir. Bu önemli gerçeğe rağmen Portekizli teknik direktörün sarı kart görecek denli agresif davranmasını yadırgadığımı da söylemek zorundayım.

Mesut Özil'in golünde altı kalın çizgilerle çizilmesi gereken ayrıntılar var kanımca. Kaptanın goldeki net ve sakin vuruşu çok önemlidir. Ama golü kadar zekasıyla ofsayta düşmemesi de alkışlanacak ve futbol okullarında ders olarak gösterilecek türdendir kanımca. Gene de Mesut'un golünde aslan payını süperstar İrfan Can'a veriyorum. Rakipten topu alması ve saklaması, kaşla göz arasında Mesut'u topla buluşturacak kararı vermesi, doğru zamanda doğru kararı vererek asist yapması büyük kalite ve yeteneğin ürünüdür.

Haberin Devamı

Bana kalırsa Sayın Vitor Pereira eğer ikinci yarının başında sarı kartlı Ferdi ve Mert Hakan'ı oyundan alsa, yerlerine Miguel Crespo ve Nazım Sangare'yi alsa Tisserand belki de kırmızı kart görmeyecekti.

Halil Umut Meler'i dün akşam sert oynamayı abartan oyunculara aşırı tolerans göstermesi dışında beğendim. Serdar Aziz'in takımı bir kişi eksikken ceza sahasının hemen önünde rakibi omuzundan eliyle bastırmasını sorumsuzluk olarak yorumluyorum.

Açıkçası gerilim filmi gibi bir maç izledik dün akşam. Gol var, çok sayıda sarı kart ve kırmızı kart var. Böylesi bir maç ve deplasmandan üç puanla ayrıldığı için Fenerbahçe'yi kutlamak lazım. Ancak asıl alkışı ise gencecik kaleci Berke Özer ve Kim Min jae'ye gönderiyorum kendi adıma.

YORUM YAZ