‘’Bu hesapta yoktu!‘’
Bir yandan Anadolu Efes’in geçen yılki seviyesine geleceğini beklerken, bir yandan bu hesapta olmayan yenilgiler, Zalgiris, Bayern, Valencia, Olympiakos gibi hesapta olmayan takımların potaya girmesi takımda doğal olarak bir panik havası yaratıyor. Bu ‘acaba’ mı sorusu da oynanan basketbola yansıyor. Efes, dün Bayern karşısında kötü savunma yapmasına, hücumda devamlılık sağlayamamasına rağmen maçı kazanacak noktaya getirdi. Ama Bayern Münih çok dirençli ve disiplinli bir takım. Fenerbahçe karşısında 21 sayı geriden gelmişlerdi, dün de son çeyrekte 10 sayıdan gelip kazanmayı bildiler. 7 dakikada 62-52’den 71-74’e gelen skor düşündürücü.
Bu yenilgi özelinde Dunston’un yokluğu çok arandı. Son çeyrek 12 sayı atıp 22-7’lik serinin başrol oyuncusu olan Reynolds’un karşısında ne Pleiss, ne de Sertaç duramadı.
Ergin Ataman bir yandan maçı, bir yandan da Larkin’i kazanmaya çalışıyor. Sakatlıktan çıkan, ardından Covid’e yakalanan Larkin eski fizik gücünde değil. Bu nedenle normalde kolay bitirebildiği pozisyonları kaçırdı. Ama son ana kadar sorumluluk ondaydı. Bayern yenilgisi telafi edilir belki ama sağlam ve özgüvenli bir Larkin’in Efes’e kazandıracağı çok maç olacak...
‘’Fenerbahçe emin adımlarla‘’
Fenerbahçe Beko’nun özellikle savunma stratejisi olarak çok iyi hazırlandığı bir maçtı. Rakibin iki skorer ismi Shved ve McCollum’u tamamen etkisiz hale getiren Sarı-Lacivertliler, çok fazla iniş-çıkış yaşadığı için (ki bu yeni bir takım oldukları için çok normal) oyunu zaman zaman çok zora soksa da son bölümde yaptığı atakla Euroleague’deki 4. zaferini elde etti.
Nando De Colo da daha maçın hemen başında sakatlanınca Fenerbahçe bir numaralı skor opsiyonunu kaybetmiş oldu.
Ama buna rağmen hücumda bütün rol oyuncuları görevlerini kusursuz yerine getirdi.
Kenardan gelen Pierre, sırtı dönük oyunların yanı sıra boş üçlüklerde isabet buldu. Eddie, nokta atışları her zamanki gibi büyük bir yüzdeyle soktu.
Brown özellikle ikinci yarıda ağırlığını koyarken, 11 sayı ve 8 asistin yanı sıra 4 de top çalıp, işin savunma yönünü de harika yaptı.
Rakibi 19 top kaybına zorlayan, tam 11 top çalan, Vesely’nin savunma aklı ile Shved’i sahadan silen Kanarya, çalışmadığı yerden zarar gördü. Rakip uzunlar Micey, Jerebko ve Monroe 9 hücum ribaundu alıp 42 sayı atınca bütün dengeleri bozdu. Son 4 dakikaya kadar maçı kazanma noktasına getiren Khimki, Fenerbahçe’nin ısrarlı ve kararlı savunması karşısında yelkenleri suya indirmek zorunda kaldı. Bu oyunun karşılığı çok farklı bir galibiyet olmalıydı ama yine de kazanmak güzel. Geçen hafta da yazmıştım.
Fenerbahçe’nin şu an 6 galibiyette olması işten bile değildi. Ama her hafta üzerine koyup ilerliyor Kanarya. Eksikler ve hatalar hala devam ediyor. Savunma azmi, beraber oynama isteği, topu paylaşmaları işin güzel yanları. Ama bu hedefe ulaşmak için yeterli olacak mı, bekleyip göreceğiz...
‘’Harika Efes!‘’
THY Avrupa Ligi’nin 7. haftasında Anadolu Efes, İsrail’in Maccabi Playtika takımını 91-89 mağlup etti. Larkin’in yokluğunda sihirli değneği eline alan Beaubois, temsilcimizi zafere taşıyan isimlerin başında geldi.
Larkin yoktu, ama Beaubois vardı. Dunston ve Sertaç yoktu ama topallayarak oynayan, büyük özveride bulunan Tibor Pleiss vardı. En önemlisi Efes ruhu vardı sahada. Pleiss ilk yarıda 16 sayı atarken, yürümesi imkansız olmasına rağmen 32 dakika sahada kalarak kariyer rekoru kırdı. Onun bu fedakarlığı tüm takımı ateşledi.
Miçiç yine kendine gelememişti ama Beaubois ‘ben varım’ dedi. Kenardan geldi 23 sayı, 7 asist, 3 top çalmanın yanı sıra son iki savunmada maç kazandıran blokları yaptı. Fransız yıldız gecenin kahramanı oldu.
Ergin Ataman, Erten Gazi’yi ilk beşte başlatıp Wilbekin’ı etkisiz hale getirirken, Maccabi’de özel yetenekler Bryant ve Dorsey devreye girdi. Ardından taktik-maktik kalmadı. İzlemesi son derece keyifli, enfes bir hücum maçı oldu.
‘Umut verici’
Üstünlük defalarca el değiştirdi. Efes geri düştüğü anlarda Pleiss ve Beaubois’nın yanı sıra Moerman ve Simon’un sayıları ile hep hamle yaptı. Sonunda da gülen taraf oldular. Bu kadar eksiğe rağmen ortaya konulan karakter, ilerisi için umut verici oldu. Efes, adım adım geçen yılki seviyesine geliyor. Dünkü galibiyet birbirini tanıyan, tamamlayan oyunculardan kurulu ne kadar iyi bir takım olduklarının da göstergesi oldu.
‘’Aslan'a bir şok daha!‘’
Galatasaray Doğa Sigorta için işler yolunda gitmiyor... Sarı-Kırmızılılar lige son anda alınan Fethiye'ye beklenmedik bir şekilde yenilirken, ardından evinde Gaziantep'e, dün de yine BSL'nin yeni takımlarından Aliağa'ya mağlup oldu. Yenilmekten çok yenilme şekli hiç hoş değildi Galatasaraylı oyuncular için.
Yürüyerek basket attılar
Daha ilk dakikadan itibaren gamsız ve vurdumduymaz bir görüntü içindeydiler. Aliağa'lı oyuncular özellikle ilk çeyrekte neredeyse yürüyerek basket atıyorlardı. Maç içinde kısa süreli alevlenmeler yaşasa da, oyunun genelinde çok kötü bir görüntü çizdi Sarı-Kırmızılılar. Ortaya da 19 sayılık bir mağlubiyet çıktı.
En skoreri Ray
Aliağa da 5 maçın 4'ünü kaybetmişti belki ama onlar lige ısınma döneminde. Kemzura yönetiminde bence kimyası doğru bir takım kurdular. Nitekim gün geçtikçe daha iyi basketbol oynuyorlar. Maccabi ile Euroleague tecrübesi bulunan Kendrick Ray, 16 sayı ile takımın en skoreri olurken genç oyuncular Alp Karahan ve Burak Kuş'un katkıları önemliydi.
Radikal kararlar alınmalı!
Aliağa maç boyu tam 38 ribaunt alırken, Galatasaray sadece 21'de kaldı. Neredeyse iki kat fark var. Bu da işin azim ve mücadele kısmında İzmir ekibinin ne kadar önde olduğunun da bir göstergesiydi. Galatasaray'ın radikal kararlar alması gerekiyor. Başta Hunter olmak üzere bazı oyuncular ile yollar ayrılabilir...
‘’Efes'ten kritik hamle‘’
Sezona 4 maçta 3 yenilgi ile başlayan Anadolu Efes, Shane Larkin'le çıktığı ilk maçta Olympiakos'u deplasmanda yenip önemli bir galibiyete imza attı.
Kazanırken de, geçen yıldan kısa kısa kesitler sundu Lacivert-Beyazlılar...
Maça belki de Shane Larkin'in kenarda oturuyor olmasının getirdiği özgüvenle başladı Efes. İlk periyot geçen sezon en formda oldukları döneme benzer bir performans sergilediler.
Miçiç, Beaubois ve Simon üçlüsü hücumda topu hızlı çevirirken tam 29 sayı üretti Lacivert-Beyazlılar.
2. periyotta Larkin'in oyuna girmesiyle bu hücum ritm bozuldu.
7 ay sonra ilk kez bir maça çıkan ABD'li yıldız fizik olarak hazır ama doğal olarak oyun ritmi açısından eksik göründü. Bir an önce takıma katkı vermek için çok sabırsız davrandı Larkin. Ama Miçiç her ne kadar 5 top kaybı yapsa da bu yılki en iyi hücum performansını sergiledi Atina'da...
Beaubois sessiz sedasız 3/3 üçlük isabet oranı ile 15 sayı üretti.
Oyunun genelinde iyi savunma yapan farkı iki üç kez çift haneli farklara çıkaran Efes, hiç alışık olmadığımız şekilde basit top kayıpları yapıp, potasında boş turnikeler görünce maçı bir türlü koparamadı.
Olympiakos bu hatalar nedeniyle son ana kadar maçın içinde kalsa da, son bölümde Larkin ve Miçiç, rakibin faul hakkını doldurmasını iyi değerlendirdi, birebirlerle potaya gidip galibiyeti temsilcimize getirdi.
‘’Kenar etkisi!‘’
Fenerbahçe Beko, Euroleague'e beklenenin üzerinde bir başlangıç yapmıştı. Ama kazanabileceği CSKA ve Bayern maçlarını hediye edip, çok kötü bir hücum performansı sonrası alınan Panathinaikos yenilgisi, Maccabi Tel Aviv mücadelesini daha da kritik bir hala getirmişti.
Yeni kurulan takımlar için mental direnç bana göre daha fazla önem taşıyor. Özellikle de sezon başı için... Kötü oynanan bir Panathinaikos deplasmanı ardı, çok kötü başlanan bir Maccabi maçı takımın direncini kırabilirdi.
Ama kenardan gelen isimler, ortaya müthiş bir karakter koydu.
Maç önü yazımda da belirtmiştim. Fenerbahçe, De Colo ve Vesely gibi iki yıldız üzerine kurulu bir takım. Bu iki isimden her maç aynı katkıyı almak hatta bunu beklemek imkansız.
Burada rol oyuncuların, tamamlayıcı isimlerin istikrarlı katkı vermesi gerekiyordu...
Nitekim önce Bobby Dixon kenardan gelip 5/5 üçlük isabet buldu. Sonra Eddie 3, Melih 2 üçlükle katkı verdi.
Pierre, sırtı dönük oyunlarla kritik anlarda 7 sayı üretti. Hücumda işler iyi gidince takım moral kazandı, savunma agresifliği arttı ve Tel Aviv gibi zorlu bir deplasmanda galibiyet geldi.
Arka arkaya gelen 3 yenilgi sonrası bu galibiyet çok önemliydi.
Ama rol oyuncuları dünkü gibi her zaman aynı istikrarlı katkıyı veremeyebilir. Verilen 21 hücum ribaunduna rağmen böyle bir maçı kazanmak mucizeye yakın bir şeydi. Geçen hafta Khimki'ye 8 üçlük atıp rekorlar kitabına giren Dorsey, dün Fenerbahçe'ye karşı 7'de 0 ile üçlük attı. Maccabi takım olarak 26 üçlüğün tam 21'ini kaçırdı. Fenerbahçe iyi savunma yaptı ama rakibin kötü gününde olduğunu da gözardı etmememek lazım. Çok önemli, çok güzel bir galibiyetti. Ama sezonun devamı açısından eksikleri, hataları görmek, bu kazanımı çok da abartmamak gerekiyor.
‘’Fenerbahçe sürpriz peşinde‘’
Fenerbahçe yeni bir takım. Uzun vadede başarılı olabilmesi için herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekecek. Maccabi'nin de Euroleague'de, temsilcimiz gibi 2 galibiyet ve 3 yenilgisi var. Ama Fenerbahçe'ye oranla daha oturmuş bir kadroya sahipler. Kanarya bugün galibiyet çıkarırsa, sürpriz yapmış olur.
Kokoskov yönetimindeki yeni Fenerbahçe Beko, Euroleague'deki 6. maçına çıkıyor. İlk iki hafta Kızılyıldız ve Anadolu Efes'i çok iyi bir oyundan sonra yenen, ardından evinde CSKA ve Bayern'e kendi hataları ile mağlup olan Sarı-Lacivertliler fena bir başlangıç yapmazken, Panathinaikos deplasmanında sezonun en kötü performansını sergiledi. Defoları bu maçta biraz açığa çıkan Sarı-Lacivertliler'in, De Colo etkisiz hale getirildiğinde hücumda ne duruma düştüğünü de görmüş olduk. Fenerbahçe yeni bir takım. De Colo ve Vesely gibi iki yıldız etrafına, rol oyuncuları diyebileceğimiz isimleri monte ederek bir sistem oturtmaya çalışan bir takım. Uzun vadede başarılı olabilmesi için herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekecek. Bu da zaman alacak.
Başarıyı beklememek lazım!
Bugünkü rakip Maccabi de sezona çok iyi başlamadı. Fenerbahçe gibi 2 galibiyet ve 3 yenilgileri var. Ama Fenerbahçe'ye oranla daha oturmuş bir kadroya sahipler. Fenerbahçe gibi takımların deplasmanlarda hele ki sezon başında çok başarılı olmasını beklememek lazım. Bugün Tel Aviv'den bir galibiyet çıkarırlarsa bana göre sürpriz yapmış olurlar. Zor bir deplasmanda ortaya nasıl bir karakter koyacaklarını göreceğiz. Bu akşamki oyun, gelecek için Fenerbahçe'nin yoluna ışık tutacaktır.
‘’Küçük çaplı skandal!‘’
İlk yarıdaki Fenerbahçe Beko’nun mükemmele yakın basketbolu karşısında bir çok not almıştım. Ama onların hiç bir değeri kalmadı.
Yazmanın da anlamı yok zaten. Evinde devreyi 20 sayı önde kapayıp, belki CSKA’ya, Real Madrid’e, Barcelona’ya kaybedebilirsin ama Bayern Münih’e kaybetmenin mazereti olamaz.
İzahı ise olur...
Yeni kurulan Fenerbahçe Beko’nun sezona beklediğimizden daha iyi başladığını söylemiştik. Ama işler hep yolunda gidiyordu Sarı- Lacivertliler için. İki yıldızı bulunan, tamamlayıcı oyuncularından katkı almaya fazlasıyla mecbur olan bir takım için işlerin kötü gittiğinde nasıl bir reaksiyon vereceğini görmek gerekiyordu.
Dün gördük. Resmen çuvalladılar. Geride kalan 3 maçta deplasmanda Alba ve Maccabi’yi yenen, Milano’ya ise son saniye üçlüğü ile kaybeden Bayern Münih fazlasıyla iyi durumdaydı. Ama ilk yarıda hiç maçın içine giremediler. İkinci yarıda Trinchieri basketbolunu oynamaya başladıklarında, Fenerbahçe ve Kokoskov çaresiz kaldı. Alınan 3 mola işe yaramadı. Hücumda hiç birşey üretemediler. Brown zaten soru işaretiydi. Kritik anlarda kendisine güvenilip güvenilmeyeceği konusunda o soru işaretlerini kaldıramadı...
Eddie, Pierre, Ulanovas’ın da eli titreyince ki bu gayet doğal böyle bir takım için, bütün iş De Colo ve Vesely’e kaldı.
İlk yarı 15 asist üzerinden 45 sayı atan Fenerbahçe, 2. yarı 7 asist ve 16 sayıda kaldı. Hem de Bayern gibi vasat oyunculardan kurulu bir takıma karşı.
En çok övündükleri yön olan ribauntları da 36’ya 28 kaybetti Fenerbahçe. Bir yerde defoların erken çıkması hayra alamet olarak yorumlanmalı.
Alınan 2 galibiyet, herkesi çabuk havaya sokmuştu. Bayern, ayakları yere bastırdı. Fenerbahçe’nin en azından şapkasını önüne koyup, eksikleri düzeltme adına önünde uzun bir zaman var.









































