‘’Fener yeniden yapılanıyor‘’
Fenerbahçe Beko'da sezon başında yapılan hamleler tutmayınca, yolda yeniden yapılanma çalışmaları yapıyor. Sarı-Lacivertliler, yeni transferler Hamilton, Pierre, Brown ve Ulanovas'tan beklenen katkıyı alamazken, tüm kadroyu değiştiremeyeceği için mümkün olduğunca kendine hareket alanı açmaya çalışıyor.
Hamilton'ın yerine kim alınacak!
Hafta içi iki yıldır en çok eleştirilen oyuncuların başında olan Leo Westerman'la yollarını ayıran ve eski oyuncusu Marco Guduriç'i renklerine bağlayan Sarı-Lacivertliler, şimdi de Johny Hamilton'la sözleşmeyi feshetmeye çalışıyor. Hamilton'u gerek Türkiye Ligi, gerekse Avrupa'da bir çok alt seviye takım isterken bu oyuncunun kontrat feshinde sorun olmayacak gibi duruyor. Asıl sorun yerine kimin alınacağı...
Guduric yardımcı olacaktır
Guduriç, takımın düzenini bilen, kazanmayı bilen, NBA'de biraz daha olgunlaşan bir oyuncu. Kesinlikle takımı yukarı taşımaya yardımcı olacaktır. Vesely bu kadar formdayken ona destek olacak bir uzun da bulunursa, Alex Perez'in de iyileştiğini gözönüne aldığımızda Sarı-Lacivertliler'de bazı sorunlar giderilebilir.
Umarız, yaz dönemindeki gibi değil de, takıma gerçekten katkı verecek bir uzun transferi yapılır ve matematiksel olarak hala Play-Off şansı bulunan Fenerbahçe, yeni yılda hedefe doğru ilerler.
‘’Fener nihayet!‘’
Sarı-Lacivertliler, Euroleague’in 16. hafta maçında Olympiakos’ı evinde 84-77 mağlup etti. Bu sonuçla kötü gidişatına ‘dur’ diyen Fenerbahçe Beko, 3 maç aradan sonra galip geldi.
Son 8 maçta 7 yenilgi alan Fenerbahçe Beko’nun dişine göre bir rakipti Olympiakos... Nitekim neredeyse bütün maç Sarı-Lacivertliler’in istediği şekilde gitti. Guduriç’in varlığı, sahada basketbol aklı bulunan bir fazla oyuncuya sahip olmasını sağladı Fenerbahçe’nin... Aylardır maç yapmayan Guduriç, istatistiksel olarak katkı yapmasa da, bence ilerleyen haftalarda liderlik anlamında fayda sağlayacaktır. Vesely’nin inanılmaz performansı, De Colo’nun asistleri, Pierre’in oyunun her yönünü mükemmel oynaması ile Fenerbahçe için kolay bir galibiyet geliyor gibiydi. Ama öyle olmadı. Özellikle de son periyotta. Sarı-Lacivertliler basketbol oynamayı unutunca ve 1. dakikadan itibaren yediği benzer üçlüklere çözüm üretemeyince fark, 16 sayıdan bir anda 1 sayıya indi.
Vezenkov’un 5, rakibin toplamdaki 15 üçlüğü, Kokoskov’un son bölümü oyun kurucusuz oynama riskini alması galibiyet aklının ucundan bile geçmeyen Olympiakos’u bir anda maçın içine soktu.
Soru işaretleri
Neyse ki son bölümlerde Vesely, gecenin kahramanı olmayı hak edecek savunma ve asist performansı ile zaferi Fenerbahçe’ye getirdi. Kazanmak güzel ama Olympiakos’u bile bu kadar farklı öndeyken zor yenebilmek, yine kafalarda soru işaretleri oluşturuyor. Haftaya Asvel maçı da kazanılırsa, matematiksel olarak iddia ve umutlar devam edecek...
‘’Anadolu Efes, Barça'yı devirdi‘’
Anadolu Efes’e, şampiyonluğun en güçlü adayı Barcelona’yı yenmesi için sadece 1 periyot yetti dün gece. Efes hala yüzde 50 potansiyelle oynuyor. Dün 23 sayı, 7 ribaunt ve 8 asistle oynayan Shane Larkin hala eski gücünde değil. Fiziksel olarak tam hazır hale geldiğinde çok farklı oynayacaktır. 3. periyotta mükemmel savunma yapan, hücumda Larkin, Miçiç, Simon ve Moerman’ı üçlüklerle devreye sokan Efes, geçen yıldan kesitler sundu. 25-7’lik seriyle Barcelona gibi bir dev karşısında 18 sayılık farka ulaştılar. Gönül isterdi ki, Efes maçı oralarda bitirsin ve rahat bir galibiyet alsın. Ama olmadı. Kolay değil tabii ki. Ama Barcelona’nın geri geldiği anlarda tüm takım olarak savunmada gösterilen direnç, rakibe verilen 15 ribaunda rağmen alınan galibiyet çok önemliydi. Hele ki üst üste 3 kez kaybeden bir takım için Barcelona’yı yenmek moral ve özgüven de kazandırdı.
Milad olabilir...
Bence bu galibiyet Efes için milad olabilir. Üzerine koyarak giderlerse yakın zamanda geçen yılki seviyeye ulaşabilirler. Sadece iyi oynanan tek periyot ile Barcelona’yı yenebilen Efesli oyuncular, nasıl bir potansiyele sahip olduklarını bir an önce hatırlamalı.
‘’Yine bize hüsran‘’
Anadolu Efes, 17 sayı geriden gelip öne geçtiği maçın son anlarını kötü oynayınca Milano'ya kaybetti. Fenerbahçe Beko ise Kaunas'ta yine yokları oynadı, salondan 37 sayı farkla mağlup ayrılıp, iyice dibe vurdu.
Euroleague'de 2020-21 sezonu Türk takımları için felaket geçiyor. Yeniden yapılanan Fenerbahçe Beko, hüsran üstüne hüsran yaşarken Anadolu Efes, Milano karşısında ikinci yarı tam 'kımıldanıyorum' derken son anda yaptığı hatalar nedeniyle yine parkeden mağlup ayrıldı. Salı günü İstanbul'da Fenerbahçe'yi yenen Milano karşısında 2. periyotta 17 fark yiyen Anadolu Efes, 2. yarıya 15-0'lık seriyle başlayınca geri dönüş sinyali verdi. Larkin, henüz fizik olarak hazır değil ve formsuz. Ama 2. yarıda Miçiç, Simon ve Beaubois'in katkıları, savunma direnci ile Milano'ya 6 dakika sayı imkanı vermeyen Lacivert-Beyazlılar, geriden gelmenin avantajını kullanamadı.
Efes için ilk 4 zor görünüyor
Efes, son 4 dakikaya 67-62 önde girmesine rağmen Hines'ın savunma uzmanlığına takıldı diyebiliriz. Üst üste 3 pozisyonda Hines'a takılan Efes, sıradışı bir yüzde ile oynayan Punter'a da engel olamayınca 9-0'lık seriyle avucundaki galibiyeti tutmayı başaramadı. Efes için ilk 4 sıra artık zor görünüyor. Gerçi seyircisi oynayan bir ligde saha avantajı ne kadar önemli, orası da tartışılır. Lacivert-Beyazlılar, bir an önce başta Larkin olmak üzere oyuncularını bireysel olarak form tutturup, performansını yukarıya taşımanın yollarını bulması gerekiyor.
Başladığı gibi bitiyor
Fenerbahçe Beko maçları artık başladığı gibi bitiyor. Sarı-Lacivertliler, bir an olsun maça ortak olamıyor. Dün de Kaunas, daha ilk çeyrekte 24-7'yi, 2. çeyrekte ise 40-13'ü yakalayıp maçı bitirdi. 3. periyot ortalarında fark 40 sayıya yaklaştı ve 37 ile de bitti. Artık Kokoskov'un oyuncularla, oyuncuların coachla bir bağı kalmamış. Yeni takviyeler düşünülüyor ama bu saatten sonra kim gelirse gelsin, tüm deplasman maçlarını 40 sayı farkla kaybeden bir takıma dokunamaz. Fenerbahçe için kayıp bir sezon diyebiliriz artık.
‘’Yine olmadı‘’
Alba Berlin deplasmanında küçük düşürücü bir yenilgi alan Fenerbahçe Beko, Milano karşısında ayağa kalkma maçı oynayacaktı. Oyuna da fena başlamadılar ama bir yerden sonra güçleri yetmedi. Şurası bir gerçek ki, seyircisiz oynamak Türk takımlarına hiç yaramadı. Gerek Anadolu Efes, gerekse Fenerbahçe Beko'da en ufak bir motivasyon belirtisi göremiyoruz. Nitekim Milano, Fenerbahçe için evinde kazanabileceği, son derece yumuşak bir takımdı. Messina'nın tartışılmaya başladığı şu dönemde Fenerbahçe, Milano için ilaç oldu.
Sıfır katkı verdiler!
Kanarya, hücumda fena başlamadı maça. Ama ilk çeyrekte 28 sayı yiyince o iyi hücum performansı hiç işe yaramadı. Oyuncu değişiklikleri sonrası ise hücum ritmi bir anda kayboldu. Brown, Eddie, Melih, Ali Muhammed, Ulanovas 'sıfır' katkı verince Milano 20 sayılık farkı yakaladı. Kokosov 4. periyotta son çare olarak Biberoviç ve Westerman'a sarıldı. Takım 6 dakikada sadece 2 sayı yedi. Ama atamayınca bu savunma performansı da bir işe yaramadı.
Nereden nereye...
Dağınık, birbirinden bağımsız oynayan, takıma benzemeyen bir görüntü verdi yine Sarı-Lacivertliler. 4. periyottaki çaba, mücadele güzeldi ama galibiyet yerine maç içindeki anlık performansları konuşabiliyoruz artık. Nereden, nereye... Matematiksel olarak hala Play-Off şansı var ama oynanan basketbol, oyuncuların saha içindeki, Kokoskov'un kenardaki vücut dili hiç umut vermiyor Fenerbahçeliler için...
‘’Kaf Kaf inat etti‘’
Alba Berlin deplasmanında aldığı ağır yenilgi sonrası ligin en zor deplasmanı olan İzmir'e geçen Fenerbahçe Beko, neredeyse beklediğinden kolay bir galibiyet alıyordu ama son bölümdeki vurdumduymaz tavırları ve Pınar Karşıyaka'nın pes etmeyen karakteri sonrası bir kez daha salondan hüsranla ayrıldı.
Metecan ve Semih gibi iki yerli rotasyonundan yoksun olarak maça çıkan Karşıyaka, ilk yarıda faul problemine de girince hücumda hiç ritm bulamadı. Fenerbahçe ise De Colo ve Melih'le kolay sayılar üretip devreyi 44-29 önde bitirdi.
Brown ve De Colo'dan top kayıpları
Fark bir ara 18'e çıksa da Sarı-Lacivertliler oyunu bir türlü koparamadı. Hakemi kandırmaya yönelik hareketlerden aldıkları gereksiz üç teknik faul ve 19 sayı, 5 asistle gecenin kahramanı olmaya aday Lorenzo Brown'la başlayan, De Colo ile devam eden top kayıpları bir anda Karşıyaka'yı maça ortak etti. Ufuk Sarıca'nın denediği baskılı savunma sonrası M'Baye önderliğindeki Kaf Kaf, son bölümde Sek Henry ile Taylor'un skor katkısı ile bir anda öne geçmeyi başardı. 3 çeyrekte toplam 48, 4. periyotta ise tam 35 sayı atan Pınar Karşıyaka, oyunu asla bırakmamanın ödülünü de fazlasıyla aldı
‘’Kokoskov'la olmayacak‘’
Kokoskov iyi bir coach. Yetenekli, donanımlı, bilgili, NBA'de kendini ispat etmiş, Slovenya Milli Takımı'nı Avrupa Şampiyonluğu'na taşımış biri...
Ama, Fenerbahçe Beko ve Euroleague için doğru bir isim mi, orası tartışılırdı?
Sezon başında takımın başına geldiğinde ilk defa Euroleague'de bir takım çalıştırmasının sorun olabileceğinden bahsetmiştim.
Kokoskov NBA tarzı bir antrenör. Oyuncularla ilişkisi insancıl, onları rahatlık alanı sunan, sıkmayan, bağırıp çağırmayan, küfür etmeyen, ne istediğini sakince söyleyen, humanist bir antrenör.
Ama Avrupa'da ve Türkiye'de işler böyle yürümüyor.
Oyuncuları ne kadar rahat bırakırsan, o kadar suistimale uğrarsın.
Zaten Euroleague ve Avrupa tecrüben yok. 20 yıldır ABD'desin, kendi tarzını burada uygulamaya çalışırsan Alba Berlin gibi ligin en kötü takımlarından birinden 30 fark yersin.
Kokoskov'la başarı gelmeyeceği belli gibi.
Ama şöyle bir şey de var....
Obradoviç'in yokluğunda, Gherardini de işleri berbat etti. Tamam bütçe küçüldü ama yine ortada 12-13 milyon Euroluk bir para var. De Colo ile Vesely bütçenin büyük bir bölümünü alıyor ama, kalan para da çar çur edildi.
Litvanya'dan ilk defa çıkan Ulanovas'ın, yine ilk kez Almanya dışına çıkan Barthel'in kendi konfor alanlarını bulmasını beklemek hayalperestlikti. Keza Kızıl Yıldız'daki performansı tamamen soru işareti olan Brown'a, Ulanovas ve Barthel gibi 1 milyon Euro'ya yakın kontrat vermek, paranın geri kalanını ilk kez Euroleague oynayacak olan Hamilton, Eddie ve Pierre'e harcamak, tamamen bir çılgınlıktı.
'Ya tutarsa' mantığı ile hareket edildi, tutmadı...
Fenerbahçe'nin tüm yeni transferleri dümdüz oyuncular. Takımın kazanması için, De Colo, Brown, Vesely standart istatistiklerini yakalayacak, Pierre ve Ulanovas tek özellikleri olan sırtı dönük oyunlardan 8-10 sayı üretecek, Eddie tek özelliği olan durarak üçlük pozisyonundan yüzde 50'ye yakın bir yüzde ile 10-12 sayı atacak, Westerman, Melih, Bobby ceza şutların sokacak vs...
Yani tüm oyuncular üzerlerine biçili rollerini yerine getirirse Fenerbahçe maç kazanabilir. 2 ya da üçü aksadığı taktirde, bir B planı yok Kokoskov ve Gherardini'nin.. Olamaz da. Öyle bir oyuncu yapısı yok takımın.
Sonuçta Alba Berlin gibi skandal sayılabilecek yenilgiler de, böyle sırasıyla gelir....
‘’Kritik galibiyet‘’
22 Aralık'ta başlayacak olan NBA için artık geri sayıma geçildi. Takımlar bir yandan hazırlıklarını sürdürürken, Yönetim Kuruİki takım açısından da tuhaf bir maç izledik dün Sinan Erdem’de... Anadolu Efes, hastalıklar ve sakatlıklar nedeniyle sezon başından bu yana bir türlü tam kadro olamayan bir ekip. Sezona kötü başlamışlardı ve bu nedenle bir türlü ritm bulamıyorlar. Asvel ile potansiyeli yüksek bir takım. Onlar da beklenenden çok uzak bir başlangıç yapmışlardı ama Barcelona ve Panathinaikos’a karşı müthiş bir üç sayı yüzdesi ve hücum performansı ile aldıkları galibiyetler ve Real Madrid deplasmanında 84 sayı atıp kaybettikleri bir dönemden geçip Efes karşısına çıkmışlardı. İlk periyotta o üçlük yüzdesini devam ettirip öne fırlamışlardı ama Efes bu kez savunmayla kazanabileceğini anladı ve kendi basketbolunu oynamasa da galibiyete ulaşmayı başardı. Efes, ikinci periyodun ilk 9 dakikasında sadece 4 sayı yedi.
Benzer bir senaryo...
3. periyodun ortasında da 44-31’lik üstünlük sağladı. Ama maçı bir türlü koparamadı. Bunda sadece 9 üçlük denemesinin ve 2 isabet bulmasının da rolü büyüktü. İki takım da savunmaya çok motiveydi ve rakibe hiç kolay sayı imkanı tanımadı. Asvel, oyuna tutunmayı başarınca yavaş yavaş geri geldi ve son 3 dakikaya 59-65 önde girdi.Efes burada bir karar vermek zorundaydı.
59 sayıda kalıp kaybettiği Baskonia maçına benzer bir senaryo vardı sahada. Ama Micic ve Larkin’in potaya gidip bulduğu basketler, savunma direncinin devam etmesi ile 11-0’lık bir seri yakalayan Lacivert-Beyazlılar, 70-65 öne geçip, kritik bir galibiyete imza attı. İyi basketbol oynamadılar, iyi hücum edemediler belki ama kırılma anlarında verdikleri doğru kararlarla sonuca gitmeyi başardılar.
lu Başkanı Adam Silver da kulüplere destek olabilmek için çalışmalarda bulunuyor. Dünyayı etkisi altına koranvirüs salgını nedeniyle finansal anlamda zorluk yaşayan takımlar için dev bir destek paketi yolda. Özellikle gelecek sezon gerçekleştirilecek olan karşılaşmaların tamamının seyircisiz oynanacağı varsayılarak, NBA tarafından toplamda 900 milyon Dolar'lık hisse satıldı. Elde edilen bu gelirin ise kulüplere paylaştırılacağı bildirildi.
Yıldızlar zorunlu oynayacak!
Bu anlamda ligde yer alan 30 ekibin her birine 30'ar milyon Dolar ödeme yapılmasının beklendiği edinilen bilgiler arasında yer aldı. Öte yandan kulüplerin, yıldız oyuncularını dinlendirmemesi konusunda da harekete geçildi. Buna göre ulusal kanallarda yayınlanan maçlarda takımlar yıldızlarını dinlendirirse, en az 100 bin Dolar'lık ceza gelecek.









































