‘’Oyuncu marifeti...‘’
Fenerbahçe’nin basamakları çıkması için elbette güçlü bir oyuna ihtiyacı var ama böyle giderse Ersun Yanal’ın arayışı bırakıp her maçta bir kahraman çıkması için dua etmesi gerekecek. Bu hoş bir durum değil elbette ama gemiyi kurtarmanın başka yolu yokmuş gibi görünüyor. Sonradan girmesine rağmen Mehmet Ekici dün gecenin kahramanıydı. Sadık-Skrtel ve Harun arasında ciddi iletişim sorunu yaşadığı bir ilk yarı çok daha pahalıya patlayabilirdi. Nitekim ikinci yarıda çok net bireysel hatalarla Sivasspor’un golü geldi. Fenerbahçe yerleşik savunmayı sorunlu yapan bir takım. Bunun için topa sahip olmak zorunda. Sivas’a karşı top yapmakta çok zorlanırken üstüne stoperlerin ekstra pas hataları Fenerbahçe’yi hep türbülansta tuttu. Ekici’nin yedek beklemesi ilk yarıyı çöpe attırdı. İlginçtir Ekici, Topal sakatlanmasa belki daha geç girecekti. Ama girdikten sonra oyunu değiştirdi. Bu maçın kahramanı Ekici oldu, geriye kaldı 8 kahramanlık hikayesi.
Gecenin sorusu
Fenerbahçe, savunmasını kurtarmak için topa sahip olmak zorundayken Mehmet Ekici neden yedek kalır?
Maçın starı
Mehmet Ekici ikinci yarıda Fenerbahçe’yi ayağa kaldıran oyuncuydu. İnce işçiliği iyiydi, golü de 3 puanı getirdi.
Maçın olayı
Mehmet Ekici’nin sakatlanan Topal’ın yerine oyuna girmesi.
Kısa mesaj
Fenerbahçe’nin ligin boyu bu kadar kısalmışken güçlü oyundan ziyade oyuncu marifetine ihtiyacı var. Yangın var ve her maç bir kahraman çıkarması gerekiyor.
‘’En zayıf halka Karius‘’
Beşiktaş, ligin en iyi forvet takımı. Hücumda sorunsuza yakın ilerliyorlar, pozisyon üretmekte ya da gol atmakta problem yaşadıklarını söylemek güç. Zaten ligin en skorer takımı Beşiktaş. Fakat aynı konfora arkada sahip değiller. Stoper tandemiyle kaleci departmanı bu sezon sınıfta kaldı. Fabri’den Karius’a geçtikleri günden beri Şenol Güneş’in kafası karışık. Kaldı ki Şenol hocanın kariyeri, Burak Yılmaz’dan Harun Tekin’e kadar geliştirdiği forvet ve kalecilerle doludur. Tolga kararı yönetimin Karius’un antrenörden önce iyi bir mentöre, profesyonel bir desteğe ihtiyacı var. Liverpool-Real Madrid finalindeki hatalarını bir türlü unutamıyor. Bir kaleci bir maç hatalı gol yer, geçer gider, oynar düzelir. Ama Karius sistemli bir şekilde oynadıkça geri gidiyor, güvenini yitiriyor. Bu hiç normal değil. Şenol Güneş’in Konya maçından sonra yaptığı ‘Tolga olsa onu oynatırdım’ açıklaması da ‘medya sana söylüyorum yönetim sen anla’ durumu gibi. Neticede Tolga’yı Şenol hoca değil yönetim kadro dışı bıraktı. Güneş’e kulak verirlerse... Şenol hocaya Milli Takım’a gittiği için tribünler tepki gösteriyor. Ama bu konuda Güneş’e de kulak verirlerse daha hakkaniyetli davranmış olurlar. Hocanın önüne bir sözleşme koymadılar, Fabri’yi Karius ile değiştirdiler, kadroda olağanüstü bir sirkülasyon yaşandı. Bunları da dikkate almakta fayda var sanki.
‘’İzmir'de ürküten sessizlik‘’
Göztepe, altındaki iki takım, üstündeki 3 takım puan kaybetmişken doğrudan rakibi Kasımpaşa’yı İzmir’de yenememenin ne anlama geldiğini haftalar ilerledikçe daha iyi anlayacaktır. Kasımpaşa açısından ise böylesi zor deplasmanda alınan ‘kıymetli 1 puan’ olarak tabelaya yazılacak bir beraberlik doğrusu. Tamer Tuna’nın dönüşüyle Konya’da ayağa kalkma emareleri gösteren Göztepe’nin iç saha avantajını kullandığını söylemek güç.
Ghillas ve Jerome’un kenarda bekleyip Deniz Kadah’ın santrforda başlaması Göztepe’nin atak sonlandırma sorununu belirginleştirdi. Kasımpaşa ligin en problemli savunmasına sahip takımı olmasına rağmen direkten dönen bir şut dışında rakibine net pozisyon vermedi. Elbette üzerine rakamlarla birlikte yapışmış olan ‘kötü savunma yapıyor’ imajını Göztepe karşısında faulle silmeye çalıştılar. 90 dakikayı tam 25 faul yaparak bitirmeleri maçın kalitesini düşürse de Göztepe’ye sadece 2 isabetli şut şansı verdiler.
Beto olağanüstü
Maçın kırılma anı, 85. dakikada Perica’nın vurduğu kafa şutunun Beto tarafından olağanüstü şekilde kurtarılmasıydı. Sanırım maçın da pozisyonuydu. Portekizli kalecinin sol alt köşeden topu çıkardıktan sonra sakatlanma pahasına Perica’ya gol şansı tanımaması uzun süre hafızalardan silinmeyecektir.
‘’İpler Güneş'in elinde!‘’
Beşiktaş oldukça çalkantılı bir sezon yaşıyor. Derbide 3-0’ı koruyamamanın ardından Şenol Güneş’in Milli Takım’la anlaşması ve üstüne gelen Kayseri beraberliği, Beşiktaş camiası için işleri hayli karmaşık hale getirdi. Bu karmaşayı biraz olsun dağıtmak için Konya maçı iyi bir fırsat. Aykut Kocaman’ın takımı Dolmabahçe’ye santrforsuz geliyor. Sanırım bu Aykut hocanın en sevmediği senaryo. Santrforsuz oyunu iki hafta önce Kayseri’ye karşı iç sahada denediler ama maçı kaybettiler. Beşiktaş’ın eli rahat Kocaman; Jahoviç ve Yatabare’nin sakatlıkları sebebiyle Dolmabahçe’de de benzer bir oyunu tercih etmek zorunda kalabilir. Bu da Beşiktaş’ın elini rahatlatır, son haftaların zorlanan figürleri olan stoperler daha konforlu bir alanda oynayabilir. Daha düne kadar santrfor performansından muzdarip olan Güneş’in şu anda en az sorun yaşadığı pozisyon Burak Yılmaz’dan ötürü burası. Burak, bugün hızını en verimli kullanacağı iki rakibe karşı oynayacak. Yani anlayacağınız, Konya’nın eksikleri, Dolmabahçe ve Burak’ın performansı düşünüldüğünde ipler Şenol Güneş’in elinde.
Kim ön plana çıkar?
Burak Yılmaz geldiği gün riskli bir transferdi ama bugün Beşiktaş için vazgeçilmez bir santrfor. Konya tarafında ise Fofana ve Skubiç’in kullandığı sağ kulvar senaryoda belirleyici olur.
Kısa mesaj
Beşiktaş derbiden bu yana kan kaybediyor. Ligin boyu bu kadar kısalmışken çift haneli puan farkına bakınca şampiyonluk kolay görünmüyor ama Şampiyonlar Ligi için hala umut var.
‘’Malzeme bu kadar‘’
Trabzonspor’un öne geçtiği maçlarda skoru tutaması kadro derinliğiyle ilgili bir durum.
Son Kasımpaşa maçında 2-0’ı yakaladıktan sonra Ünal Karaman’ın kulübeden oyuna hamle yapabileceği Amiri dışında oyuncunun bulunmaması Trabzonspor için son dönemdeki en büyük sorun.
Devre arasında transfer tahtasının kapalı olması, düne kadar Sosa ve Novak’ın bugün ise Abdülkadir Ömür, Onazi ve Pereira’nın sakatlıkları Karaman’ın maçları maksimum 12-13 kişiyle oynamasına sebep oluyor.
Kasımpaşa hamleleri yaparken Ünal hoca sadece Amiri’yi sahaya sürebildi. O yüzden bu puan kayıplarını salt teknik direktör hatası olarak görmek gerçekçi olmaz.
‘’Ağlatan zafer‘’
Ligde tam 9 haftadır maç kazanamayan, hatta son 4 haftadır rakiplerine gol bile atamayan Bursaspor, sahasında Sivas’ı son dakika golüyle yenerek belki de sezonun en kritik 3 puanına ulaştı. Maça Sivasspor Emre Kılınç’ın golüyle başlasa da Bursaspor iç saha desteğini arkasına alarak oyunun her dakikasını kontrol altında tuttu. İki teknik adamın pozitif futbol anlayışlarının maçın seyir zevkini yükselttiğine şüphe yok. Hakan Keleş’e oranla daha zor durumda olmasına rağmen Samet Aybaba’nın cesareti maçı çeviren unsurdu. Kolay değil, 9 haftadır maç kazanamayan, yakın tarihinde şampiyonluk yaşayan bir camiayı ‘her şey çok güzel olacak’ vaadine inandırmak. Sivas karşısında bir an bile geri adım atmadı Samet hoca. 2-1 öndeyken bile ofansif hamleler yaptı.
Risk varsa kazanç var
Belki cesaretin bedeli 89’da N’Dinga’dan yedikleri golden dolayı ağır da olabilirdi ama risk varsa kazanç vardır. Aytaç Kara da bu riski sıfırlayan adam oldu. Aytaç formasını giydiği her takımda aidiyet ruhunu sonuna kadar gösteren bir oyuncu. Ama bu yıl çok farklı bir role soyundu. Kariyerinin hiç bir bölümünde 4 golü aşamayan Aytaç, 90 artı 7. dakikada 5. golüne imza atarak kendi rekorunu da kırmış oldu. İki hafta önce taraftarın sahada ağlattığı Yusuf için de aslında hayata dönüş maçı oldu. 11’de başladı ilk golün asistini yaptı, ikinci golde organizasyonu tamamlayarak iyi iş çıkardı.
‘’UEFA, yabancı kuralı ve yayın ihalesi‘’
Yıldırım Demirören’in 7 yıllık görev sürecinde UEFA ile ilişkilerden naklen yayın ihalesine, IFAB ile uyumdan VAR’ın ilk kullanıcılarından biri olmaya kadar birçok önemli done mevcut. UEFA ile ilişkilerin Şenes Erzik sonrası felaket olacağı yorumları yapılırken TFF’nin Finansal Fair Play ve sportif birçok konuda doğru bir iletişim kurduğu söylenebilir. UEFA ile ilişkiler demişken, Uluslararası Futbol Birliği Kurulu’nun (IFAB) birçok uygulamasını ilk kullanan federasyonlardan biri olmayı ilk sıraya yazabiliriz. TFF, ilave yardımcı hakem uygulamasını ilk kullanan federasyonlardan biriydi. VAR’ı da ilk hayata geçiren federasyonlardan biri oldu.
Kulüplere can suyu
UEFA ile ilişkileri bir kenara bırakırsak bence Demirören döneminin en önemli icraatlarından biri Süper Lig’deki yabancı kuralının değiştirilerek, Ocak 2015’te kulüplerdeki yabancı futbolcu sayısının 14’e çıkarılmasıydı. Bu kararın ardından 2016 Kasım’ında yapılan yayın ihalesi 500 milyon Dolar artı KDV’ye kadar yükseldi. Ülke futbolu adına son dönemde yapılan yayın ihalesinin kulüplere can suyu olduğunu unutmamak gerek. Tabii BDDK ile son süreçte yapılan anlaşmanın, mali anlamda can çekişen bir çok kulüp açısından önemi önümüzdeki sezon daha da iyi anlaşılabilir.
‘’Akhisar kupaya tutundu‘’
Kasımpaşa için de Akhisar için de hayat ligde hayli zor geçiyorken Türkiye Kupası ikisi adına da bir nefes molası gibiydi.
İlk maçı Akhisar 3-1 kazandığı için İstanbul’daki rövanşa rahat geldiğine şüphe yok. Bu rahatlık maçın başında öne geçmelerine yardımcı oldu.
Kasımpaşa, Diagne ve Eduok gittiğinden beri gücünün yarısını kaybetmiş gibi. Trezeguet her şeyi yapmaya çalışıyor, topun sahibi gibi oynuyor, asist yapıyor, gol arıyor. Ama Mısırlıyı tamamlayacak ikinci bir oyuncu olduğunu söylemek zor. Ayrıca Kasımpaşa ligin en kötü savunma yapan takımı. Bu savunma zaaflarının Akhisar karşısında da sürdüğünü görmek için sadece yedikleri ilk gole bakmak yeterli sanırım.
Josue, Trezeguet’in Kasımpaşa’da yapmaya çalıştıklarını Akhisar’da dün gece fazlasıyla yerine getiren bir orkestra şefiydi. Topa en çok ama en zekice dokunan adamdı dün gece. Akhisar’ı rakip sahaya yerleştirirken hep doğru adamı buldu.
Dar kadro ve can havli...
Attığı gole şansı yardım etti ama şans da çalışanın, çabalayanın yanında olur genelde. Akhisarsporlu futbolcular ligde son sırada olmalarına rağmen kupada Kasımpaşa’yı saf dışı bırakarak sezonun kalan bölümüne ayakta girdiklerini düşünebilir. Fakat dar kadro ve can havliyle oynanan lig maçlarına eklenecek kupa takvimi işleri daha da zorlaştırabilir.