‘’Boyd'un getirileri büyük olacak‘’
Tyler Boyd transferi Beşiktaş’ın oyun tarzını değiştirebilir. Avcı’nın imza attığı günden itibaren üzerinde durduğu pas oyununu daha da hızlandırma meselesinde eksik olan en önemli taş Edin Visca tarzı hızlı ve dengeli bir kenar forvetti. Visca’yı almak Başakşehir camiası ile yapılan centilmenlik anlaşmasını bozabilirdi. O yüzden Boyd akılcı bir çözüm oldu. Beşiktaş, Burak ve Güven gibi iki iyi bitiriciye bir tane de hızlı skorer forvet ekledi. Boyd alan seven, hızlı, seri olduğu kadar dar alanda da meziyetli bir forvet. Boyd’un varlığı Quaresma’yı takımda tutmak için de önemli bir gerekçe olabilir.
Quaresma yük olmaz
Yine bir transfer dönemi yine Quaresma tartışmaları... Q7’ye Beşiktaş’ın verdiği kontratın yanından geçecek bir kulüp bulmak kolay değil. Fakat kapıya konacak kadar da değersiz bir oyuncu değil. Abdullah Avcı’nın hızlı pas düzeniyle örtüşmüyormuş gibi görünebilir ama Şenol Güneş’in özellikle Babel katıldıktan sonra Q7’ye biçtiği rol bir çok rakibin oyun ezberini bozabilmişti. Avcı’nın yapması gereken Quaresma’yı bazı maçlarda hamle oyuncusu olmaya ikna etmek. Abdullah hocanın ‘futbolcuyla sıfır sorun’ üzerine kurulu medeni bir yönetim tarzı vardır. Sanırım bunu Beşiktaş’ta fazlasıyla kullanması gerekecek.
Stoper dengesi
Beşiktaş geçen sezon tam 46 gol yiyerek feda sezonundan sonra tarihinin en çok gol yediği sezonunu geçirmişti. Gol yeme meselesi sadece savunma hattının sorunu değildir. Ama dengeli iki stoper takım istatistiklerini etkiler. Beşiktaş’ın Vida’yı elinde tutması önemli. Fakat Hırvat stopere konforlu bir oyun alanı yaratmak için yanına iyi bir partner bulunması şart. 2018 Dünya Kupası’nda final oynamış bir stoperin ertesi sezonu vasat geçirmesinin şifrelerini iyi okumak gerek. Vida potansiyelli ve pahalı bir stoper. Beşiktaş’ın onu bir sezon daha rafta tutma lüksü yok. Yönetimin, Abdullah Avcı’nın oyunu başlatma isteğine cevap verecek ayağı temiz bir sol stoper alması transferde öncelik olmalı.
Atiba mevsimlik işçi mi?
Atiba yaşı itibariyle tek sezonluk sözleşmelere mahkum olmuş Beşiktaş’ın mevsimlik işçisi gibi. Geçen sezon da son dakikada sözleşme yapıldı ama yine en verimli oynayan futbolcuydu. Atiba pas düzenini yönetebilecek zeka ve enerjiye sahip olduğunu her yıl gösteriyor. Maliyeti düşük, karakteri büyük bir oyuncu. Yaşı 36 ama 40’a kadar aynı enerjiyle oynayacak gibi görünüyor. Yönetimin ve Avcı’nın yapması gereken Atiba’ya kadronun önemli bir parçası olduğunu hissettirmek.
‘’Fernando ile derdiniz ne?‘’
Galatasaray’a gelip 2 sezon üst üste şampiyonluk yaşayan Fernando’nun bugün Banega takasında isminin geçmesi çok şaşırtıcı doğrusu. 2017 yazında geldiğinde havaalanını yıkan Galatasaray taraftarının Fernando’ya bugün biçtiği rolü anlamak mümkün değil. Ligin en iyi ön libero performanslarından birine sahip Fernando, Galatasaray için büyük bir kazançtır. Terim’in karşılığında kimolursa olsun böylesi bir tecrübeden feragat edeceğini hiç düşünmüyorum.
Mariano yük değil
Fernando için geçerli olan durumaslında aylardır Mariano için de söz konusu. Sevilla’dan geldiği günden beri Galatasaray’ın total oyun kalitesini yukarı çekenlerden olan Mariano’nun bugün gönderilecekler listesinde düşünülmesi bir akıl tutulması. Hali hazırda şampiyonluk yarışı veren takımlar içerisinde Mariano klasında bir tane sağ bek göstermek bile zorken Brezilyalı oyuncunun istenmeyen adama dönüştürülmesi çok şaşırtıcı gerçekten. Şener geldi diye Mariano gönderilmez. Gönderilirse Gomis meselesinde ne olduysa bir benzeri yaşanır.
Diagne gitmezse
Diagne’nin durumu Fernando ve Mariano’dan farklı. Diagne’nin Galatasaray’ın oyun kalitesine doğrudan katkısının olduğunu söylemek diğerleri kadar kolay değil. Genç ve istatistik hanesinde ‘30 gol attı’ yazdığı için Terim’in elinde en çok para edecek futbolcusu Diagne. Fakat Senegal Milli Takımı Afrika Uluslar Kupası’nda harika iş çıkarsa da Diagne için aynısını söylemek mümkün değil. Formayı Mbaye Niang’a kaptırmasının üstüne bir de Galatasaray taraftarının sosyal medya tepkileriyle karşılaşınca oyuncu, ‘kalıyorum’ mesajı yayınlamak zorunda kaldı. Fakat Galatasaray’ın transferde alan açması yapacağı oyuncu satışına bağlı. Ve bu isim Diagne olduğunda minimum15 milyon eurolardan bahsetmek mümkün. Eğer satılamazsa Banega ya da benzeri transferleri yapmak hayal olur.
‘’En iyi seçenek Kjaer‘’
Fenerbahçe transfer sezonunu Max Kruse ile yüksek perdeden açmışken taraftarın santrfor beklentisi yüksek oluyor. Yönetimin, izlediği transfer politikasının akılcı bir şekilde ilerlemesi için Kruse’nin önüne alınacak santrforu çok doğru seçmesi gerekiyor. Vedat Muriç’in ikinci yarı performansı harikaydı. Fakat unutulmaması gereken en önemli konu Fenerbahçe’nin son 10 sezonda 15 golün üzerine çıkan tek santrforunun Van Persie olduğudur. 2014-15 sezonunun gol kralı Fernandao’nun geldiği dönem Muriqi’den daha önde bir santrfor olduğunu hatırlatmakta fayda var. Muriç uygun maliyetle kadroya katılması faydalı bir santfor olabilir ama üzerine plan yapılacak dominant bir santrfor mu? O konuda daha ihtiyatlı olmakta fayda var.
Savunmadaki gediği kapatır
Fenerbahçe’nin acil çözmesi gereken konuların başında stoper transferi geliyor. Skrtel ile 3 milyon Euro’luk kontratlar yapmak mümkün görünmüyorken Kjaer’in Sevilla’nın yeni teknik direktörü Lopetegui’nin planları arasında yer almama ihtimali değerlendirilmeli. Belki ısrarcı olunmalı. Çünkü Kjaer geçen sezon 44 gol yiyen Fenerbahçe savunmasında gediği kapatacak kalitede bir oyuncu. Bazen maç içinde fazla konuşması takım arkadaşlarının tepkisini çekse de Kjaer hali hazırda en iyi seçenek. Şayet Danimarkalı stoper kiralanabilirse Serdar ve Sadık’ın da performanslarında artış görebiliriz.
Emre’den beklenti...
Takımın sahada Emre’nin etrafında şekillenmesi zor ama saha dışında Emre’nin yörüngesinde olması yönetimin de Ersun Yanal’ın da elini rahatlatır. Elbette Fenerbahçe camiası 39 yaşındaki Emre Belözoğlu’na sıradan bir futbolcuya yüklediğinden daha fazla anlam yüklüyor. Fakat Emre en sağlıklı olduğu dönemlerde bile Fenerbahçe formasıyla ortalama 25 maça çıkabilmişken ondan 39 yaşında aynı performansı beklemek gerçekçi olmaz. Emre’den beklenen sahada daha az kalsa bile saha dışında, Samandıra’da daha etkin olması.
Rodrigues daha garanti
Her transfer kağıt üzerindeki etkiyi sahada yaratamayabiliyor. Sanırım bunu geride kalan sezon en iyi Fenerbahçe yönetimi deneyimledi. Benzia, Ayew ve Slimani gibi yıldızların verdikleri ortadayken Konoplyanka’ya ekstra anlam yüklememek gerekir. Konoplyanka Dnipro ile Avrupa Ligi finaline giderken gösterdiği performansla herkesi peşinden koştursa da ne Sevilla taraftarını ne Schalke taraftarını tatmin edebildi. Konoplyanka ile riske girmek yerine Moses’ı tutmak daha mantıklı bir seçenek gibi duruyor. Gary Rodrigues, Ukraynalı forvetten daha garanti bir oyuncu. Takımın total ritmini yükseltecek kalitede olması bir yana ligi yakından tanıması uyum sorunu ortadan kaldırır.
‘’Rüya gibi bir sezon için...‘’
Trabzonspor yönetimi elinde yüksek getiri sağlayacak birden çok yerli futbolcusu olmasına rağmen satmamayı tercih ederek aslında hedefini yükseltiyor. Bordo-Mavili camia için 50. yıldaki gibi ‘alarak’ şampiyon olmak pek mümkün görünmüyordu zaten. Bu durum kulübü daha çok borçlandırıyor, bir kaç maç kaybedildiğinde sadece takım değil tüm şehir hayata küsüyordu. Fakat Ünal Karaman’ın Trabzonspor’u gencecik bir kadroyla beklenenin dışında bir saha performansı göstermekle kalmadı, şimdi transferde de son derece akılcı ilerliyor.
Merkez sağlamda
Trabzonspor John Mikel Obi’yi alarak oyun genetiğine çok uygun bir orta saha transferi yaptı. Obi, klasik bir kesici ön libero değil. Topu kazandıktan sonra ne yapacağı konusunda birden çok planı olan, iyi bir orta saha oyuncusu. Abdülkadir, Onazi, Sosa ve Obi bol alternatifli bir orta saha rotasyonu anlamına gelmekle kalmıyor. Aynı zamanda Avrupa Ligi, Türkiye Kupası ve Süper Lig için Trabzonspor’un hedefini gösteriyor. Savunmasını koruyan, merkezini sağlama alan Bordo- Mavililer, yerlileri tutup dominant bir santrfor transferi yaparsa rüya gibi bir sezon yaşayabilir.
Santrfor transferi bekleniyor
Rodallega’nın Denizlispor’a gidişiyle Ünal hocanın güçlü bir santrfora ihtiyaç duyacağına şüphe yok. Trabzonspor hem ligde şampiyonluğa oynayıp hem de Avrupa Ligi’nde en azından çeyrek finali hedefliyorsa güçlü bir santrfor almak zorunda. Bonservisi Leeds’ten alınan Ekuban iyi bir santrfor performansı verebilir. Ama Trabzonspor’un hem daha dominant bir golcüye hem de kadrosuna derinlik kazandırmaya ihtiyacı var.
‘’Kruse esneklik katar‘’
Fenerbahçe’nin Max Kruse gibi bir forveti bonservis ödemeden alabilmesi önemli. Kruse ön alanın her bölgesinde oynayabilen, oynadığı her takıma değer katan esnek bir forvet. Ersun Yanal’ın da yönetimin de bu esnekliği sonuna kadar kullanacağını düşünüyorum. Şayet mali sorunlardan güçlü bir santrfor alınamazsa Kruse o bölgeyi Soldado’dan daha iyi oynar. Ama alınırsa Ersun Yanal’ın Kruse’ye forvet arkasında konforlu bir alan yaratması geçen sezon sadece 44 gol atabilen Fenerbahçe’nin skor sorununu çözebilir. Fenerbahçe taraftarı Alex’in adı anıldığında bile heyecanlanıyor. Önünde güçlü bir santrforla Kruse’e yeni bir Alex rolü yazılabilir.
Fejsa değil Gustavo
Mehmet Topal’la yolları ayırarak bir devri kapatan Fenerbahçe’nin ön liberosu Fejsa gibi tek yönlü değil Luis Gustavo gibi kaliteli olmalı. Son iki sezonu Marsilya’da geçiren Brezilyalı orta saha Fenerbahçe’nin oyun kalitesini yukarı çekebilir. Rudi Garcia ile Marsilya’da önemli kazanımlar elde eden Gustavo geçen sezon takımının Avrupa Ligi finaline yükselmesinde pozisyon esnekliğiyle pay sahibiydi. Sezona ön libero başlayıp Leipzig ile oynanan Avrupa Ligi çeyrek final serisinden itibaren Rolando’nun yerine stopere geçen Gustavo kariyerinde altın bir sayfa açmıştı. Fenerbahçe önümüzdeki dönem böylesi kaliteli ve esnek oyuncularla fark yaratabilir. Gustavo çok iyi bir ön libero, yeterli derecede stoper.
Bir taşla iki kuş
Fenerbahçe Gustavo’yu alabilirse stoperlerini de yükseltir. Skrtel ile yıllık 3 milyon eurodan anlaşmak hiç mantıklı durmuyor. Bu durumda Fenerbahçe Sadık ile Serdar’ın önüne iki iyi stoper almak zorunda. Fakat Gustavo bu rakamı çok rahatlıkla 1’e düşürür. Gustavo’nun orta saha performansı stoperleri yükselteceği gibi, Yanal olası bir krizde Brezilyalı futbolcuyu stoperde kullanabilir.
‘’Bir devrin sonu‘’
Mehmet Topal Fenerbahçe’de bir dönem kalitenin, son dönem vasatlığın sembolü gibi gösterildi. Yanal ve Kartal dönemi oyunun merkezini elinde tutan adamken Vitor Pereira’nın Souza’yla birlikte oynatmasıyla üretimsizliğin müsebbibi yapılan evin sessiz çocuğu Mehmet artık Fenerbahçe’de olmayacak.
Topal kariyeri boyunca ne bir süperstardı, ne de yerlere batırılacak kadar kötü bir futbolcu. Gerçek bir görev adamı, takımın sigortası ve bundan önemlisi iyi kalpli bir insandı. Fenerbahçe Topal’ın gidişiyle uzun bir aradan sonra defansif orta sahasız kaldı. Benficalı Fejsa transferinin de önü açılmış oldu. Sırp ön liberonun Topal’dan bariz bir fazlası olduğunu söylemek zor. Ersun Yanal’ın kafasındaki oyun planında merkez orta sahanın sadece top kazanması yetmeyecek. Topu kazandıktan sonraki plan takımı öne taşımak üzerine olacağı için Fejsa’nın bir müddet sonra Topal’a dönüşme ihtimali belirebilir.
Kruse 15 barajını aşmalı
Kruse, Bundesliga’da önemli bir kariyer inşa etti. İyi bir forvet ama Soldado’dan fazlasını vaat etmeli. Fenerbahçe taraftarını mutlu edecek santrfor tanımında ‘15 üzeri atar’ yazar. Ama ne hikmetse son dönemlerde taraftar memnun etmese de Van Persie dışında 15 barajını aşan santrfor olmadı. Kruse’ye bu durumun iyi anlatılması gerekir.
Stoper Yanal’ın baş ağrısı
Ersun Yanal’ın oyun düzenini inşa etmesi biraz da stoper transferine bağlı. Skrtel gidiyor, Fenerbahçe’nin bir değil iki iyi stopere ihtiyacı var. Kjaer kiralanabilirse yanına ayağı düzgün bir stoper bulmak sorunu önemli oranda çözer. Sadık ve Serdar da kadroya derinlik verir. Zaten iyi bir takımı tarif ederken stoper ve forvet rotasyonunun sorunsuz olması önceliktir.
‘’Öncelik stoper ve santrfor‘’
Fenerbahçe kâbus gibi bir sezonu geride bıraktı. Kötü izleri silmek için iyi bir transfer dönemi geçirmek zorunda. Tarihinde en az gol atıp en çok gol yediği sezonlardan birini yaşamışken işe savunmadan başlamak mantıklı. Sırp savunmacı Kolarov çok doğru bir isim. Guardiola onu City’ye ilk geldiği sezon stoper oynatarak kaybetmişti ama Roma’daki sol bek performansı, hayata dönmesine yardımcı oldu. Disiplinli, ciddi ve sert bir futbolcu. Tam da Fenerbahçe’nin ihtiyaç duyduğu cinsten. Hasan Ali varken Ersun Yanal onu sol stopere kaydırır mı? Acil durumlarda belki ama Kolarov Fenerbahçe’nin yeni sol beki olur.
Mantıklı bir seçenek
Yönetim Hasan Ali’yi satmak isteyebilir, bu da iyi teklif olduğu sürece son derece mantıklı bir seçenek. Elbette Kolarov tek başına tüm savunma sorunlarını çözemez. Skrtel ile anlaşma olmayacaksa, iyi iki stoper alınmalı. Serdar ve Sadık da alternatif olarak kadroya derinlik verirler. Simon Kjaer’in kiralık gelmesi sorunların önemli bir bölümünü çözebilir. Soldado ve Slimani gitti, santrfor pozisyonu boş duruyor.
Daha fazla etki...
Max Kruse, Bundesliga’ya büyük bir potansiyel olarak giriş yaptıktan sonra Alman Milli Takımı’na kadar yükseldi. Fakat beklenen gelişimi sağlayamadı. Fenerbahçe’yi yukarıya taşıyacak bir santrfor olmasa da bonservisinin elinde olması düşük bir imza parasına anlaşma sağlanırsa Soldado’dan daha fazla etki yaratabilir. Kruse gelse bile Fenerbahçe’nin dominant bir santrfora daha ihtiyacı olacak. Ersun Yanal’ın koca sezonu tek santrforla bitirmesi mümkün görünmüyor.
‘’Rüya gibi gerçekten‘’
Sempatik, yetenekli, taktik sadakati yüksek ve dinamik bir Milli Takımımız var.
Kasım ayında Uluslar Ligi’nde küme düşerek dibe vuran bir takımın 7 ay içerisinde 3’ü resmi 2’si özel oynadığı tüm maçları kazanması, eleme grubunda son Dünya Şampiyonunu yenmesi ve grup liderliği.
Rüya gibi gerçekten.
Şenol Güneş ne oynadığını bilen yepyeni bir Milli Takım yarattı.
Fransa zaferiyle grubu lider bitirme planlarına başladık.
İzlanda ise düşüşte olan bir ekip ve onları yenme ihtimalimiz çok yüksek.









































