‘’Küçülme varsa Ljajic zor‘’
Üst üste 2 şampiyonluk sonrası Devler Ligi geliriyle büyüyen Beşiktaş geçen sezonu 4. sırada bitirdiğinden beri garip bir küçülme planının içindeymiş gibi görünüyor. Devler Ligi’ne gidemese de Cenk, Tosiç, Fabri gibi satışlardan 40 milyon Euro’nun üzerinde gelire ulaşmak bile Beşiktaş’ı rahatlatmamışa benziyor. Adem Ljajic sıra dışı işler yapıyor.
Performansı taraftarı kendinden geçiriyor ve doğal olarak oyuncunun Torino’dan bonservisinin 6.5 milyon Euro’ya alınması bekleniyor. Fakat kulübün mali durumu taraftarın isteğini karşılamaya yetecekmiş gibi durmuyor. Şayet Beşiktaş ligi 2. sırada bitirebilir ve Devler Ligi biletini ucundan yakalarsa Adem için kaynak yaratabilir. Bence Şampiyonlar Ligi olsun olmasın Ljajic önümüzdeki sezon kadroda tutulması gereken ilk oyuncudur.
‘’Tüm kartlar yeniden dağıtılabilir‘’
Beşiktaş için şampiyonluk hedefi uzakmış gibi görünse de önümüzdeki hafta ligi yeniden başlatmak Şenol Güneş ve öğrencilerinin elinde. Ama bunun için önce Rizespor deplasmanından 3 puanla dönmek zorundalar. Rize, Okan Buruk’la birlikte ikinci yarıda tam 22 puan topladı, sadece Fenerbahçe’ye kaybetti. Topu almayı pek tercih etmiyorlar, arkada iyi kapanıp, öne doğru açık alan hücumunu çok doğru yapıyorlar. Boldrin, Aminu ve Vedat Muriç ile harika geçiş oyunu kurguları var. Beşiktaş ligin topa en nitelikli sahip olan takımlarından biri ve bunu Rize’de çok daha iyi yapmak zorunda.
Şans devam ediyor
Ljajic ve Kagawa sahadayken zor top kaybediyorlar. Beşiktaş’ın Burak Yılmaz gibi net ve birden çok şeyi aynı anda yapabilen kaliteli bir santrforu var. Rize deplasmanında Quaresma yok, Lens ve Güven’in kenar oyunlarının orta üzerine kurulu olmaması beklenebilir. Ljajic’in merkezden getireceği topları Burak’a taşıması maçın kaderini belirler. Beşiktaş için şampiyonluk şansı matematiksel olarak devam ediyor. Hatta önümüzdeki hafta Beşiktaş içeride Başakşehir’i ağırlarken Galatasaray, Kadıköy’de Fenerbahçe ile oynayacak. Yarışta hâlâ tüm kartların yeniden dağıtılma ihtimali var.
Kısa mesaj
Ligin ikinci yarısında Beşiktaş yenilmeden 21, Rize 1 kayıpla 22 puan topladı. Rize’nin Avrupa’ya gitmesi için önünde halâ 12 puanlık devasa bir fark var. 3 haftalık ara ritimlerini bozacak kadar uzundu.
Ön plana kim çıkar?
Burak Yılmaz zaten formdaydı ama Milli Takım’dan müthiş bir performansla dönüyor. Rize deplasmanında savunma arkasına istediği topları alırsa maçın adamı olabilir. Rize cephesinde ise Muriç stoperlerden arındırılmış açık alan kovalayacaktır.
Bu istatistiğe dikkat!
Süper Lig’de Rizespor’u altı maçtır yenen Beşiktaş, bu eşleşmedeki en uzun galibiyet serisini yaşıyor.
‘’Az bile attı!‘’
İlk yarı Galatasaray’ın yüzde 80’lerde topa sahip olmasının altında yatan unsur, merkezde topu çabuk geri kazanıp geri koşmak zorunda kalmamasıydı. Bu sayede Belhanda Fernando’nun yanında merkezi domine ederken Emre Akbaba ceza sahasında Diagne’nin ekseninde pozisyon aradı. Galatasaray dün santrforuna topu doğru getirdi, ceza sahasında da topla buluşturdu. Diagne 2 golünü de penaltıdan atmış olabilir, ama akan oyunun da hakkını vermeye başlaması Terim’e Kadıköy öncesi rahat uyku fırsatı verir. Diagne’nin Emre’den frikiği alması, peşinden Belhanda’dan ikinci penaltıyı istemesi ne kadar atmak istediğinin göstergesiydi. Fakat Belhanda’nın aşırı tepki vermesi şaşırtıcıydı. Malatya 2’yi yiyene kadar tek bir planla oynadı. Erol Bulut Galatasaray’a karşı da o kadar derinde savunma yaptı ki, oyunun merkezi kendi ceza sahasıydı. Galatasaray ligin en güçlü iç saha oyunlarından birine sahipken, bu kadar geriye yaslanan Malatya’ya az bile attı.
Gecenin sorusu?
Fatih Hoca, geriden oyun kurulumunda mahir Marcao’yu da kaybetmişken Kadıköy’de tandemi hangi isimlerden kuracak? Fernando’yu stoperde görür müyüz?
Maçın starı
Martin Linnes gerçek bir işçi arı olduğunu kaçıncı kez gösterdi hatırlamıyorum. Sol bekte harika iş çıkardı, 2 golün de asistini yaptı.
Maçın olayı
Marcao’nun sarı kart görüp derbide cezalı duruma düşmesi.
Kısa mesaj
Yeni Malatya’nın kupa motivasyonu katılım statüsü düşünüldüğünde doğal olarak ligden fazlaydı. Kupa şampiyonu, Avrupa Ligi’ne gruplardan başlıyor ve Süper Kupa finalinde oynamaya hak kazanıyor.
‘’Doğru ekiple iş yapar‘’
Guti, Real Madrid’i Zidane’dan önce çalıştıran Solari’yle aynı dönem futbol oynadı. Sonrasında da onun ayak izlerine basarak ilerledi. Solari’den sonra Real Madrid U19 takımını çalıştırdı, oradan Beşiktaş’a geldi. Ama Solari, Real Madrid’in rezerv takımı RM Castilla’ya geçti, Lopetegui gönderilince de Real’in başına.
Guti kalsa sıra ona da gelebilirdi. Beşiktaş daha evvel Aybaba, Çalımbay, Sağlam gibi evlat kontenjanlarını kullandı. Sırada Sergen Yalçın, Mehmet Özdilek gibi denenmemiş isimler bekliyor. Guti bu isimlerin yanında hiç lig antrenörlüğü yapmaması sebebiyle bir adım geride görülebilir.
Büyük bir figür
Guti büyük bir figür ve günün birinde Real Madrid’in başına geçmek istiyor. O yüzden ilk düğmeyi doğru iliklemek zorunda. Beşiktaş’ta başarılı olursa bir sonraki durağının Real olacağına şüphe yok. Guti’nin parlak bir futbolculuk kariyeri oldu, antrenörlükte de önü açık. Beşiktaş için riskli bir tercih gibi görünmüyor. İyi bir sportif direktör ve doğru bir yardımcı ekibiyle Beşiktaş’ı taşıyabilir.
‘’Akigo avantajı kaptı!‘’
Ziraat Türkiye Kupası’nı geçen sezon müzesine taşıyan Akhisar bu yıl da final yolunda ilerliyor. Ege ekibi yarı final ilk maçında 1. Lig takımı Ümraniyespor’u 1-0 mağlup etti. Bokila’nın 86’da attığı golle kazanan Yeşil-Siyahlılar, 24 Nisan’daki rövanş öncesi büyük bir avantaj sağladı.
Türkiye Kupası bu yüzden güzel. Yarı finaldeki tek 1. Lig takımı Ümraniye’ye ‘Peri Masalı’ diye tanımlanacak bir sezon armağan edebiliyor. Kupanın son şampiyonu Akhisar ise sezona Süper Kupa’yla başlayıp ligde dağılan takımlardan. Haliyle onlar için de Türkiye Kupası bir çıkş kapısı.
Kasımpaşa’nın stadında oynanan maça Ümraniye heyecanlı, Akhisar dengeli başladı. İlk yarı Ümraniye’nin topa hakimiyeti net pozisyonlar doğurmasa da Akhisar’ı orta çizginin gerisinde tutmaya yaradı.
Ümraniye maça hızlı santrfor Leandrinho’yla değil daha pivot özellikleri olan Atabey ile başlayarak top bende oyununu sergileyeceğini göstermişti. Akhisar iki fizikli, ağır ama tecrübeli stoperle Atabey’i tehlike kutusunun dışında tutmayı başardı.
Leandrinho hamlesi...
İkinci yarı Akhisar vitesi yukarı çıkarmaya çalışırken, Ümraniye, Leandrinho hamlesiyle 0-0’ı bozma niyetini gösterdi. Bir tanesi duran toptan pozisyonlar da üretti ama golü Akhisar nefis bir kontratakla buldu. 86’da Elvis Manu’nun sağ kanattan getirdiği topu Bokilla tekte ağlara göndererek takımını rövanş için rahatlattı.
Ligde küme düşme hattında can çekişen Akhisarspor; Fenerbahçe ve Trabzonspor’un başaramadığını başardı ve zorlu deplasmandan galibiyetle döndü.
‘’Terim de bir yere kadar!‘’
Galatasaray'da camianın Başkan Mustafa Cengiz’i idari açıdan ibra etmemesinin sahaya yansımamasını beklemek fazla iyimser bir yaklaşım.
Futbolcu kendini güvende hissetmezse savrulur. Güçlü bir dayanak arar. Galatasaray’da bu dayanak elbette Fatih Terim. Ama nereye kadar? Bu durum Terim’i de aşan cinsten.
Futbol takımı şampiyonluk mücadelesi veriyorken, Genel Kurul kendi ayağına sıkacak ve sonra teknik direktörden her şeyi düzeltmesini bekleyeceksin.
Başakşehir sadece futbol kulübü, Galatasaray amatör branşlarda da üst düzey faaliyet gösteren bir spor kulübü. Mesela Avcı hafta sonu Konya maçının analizini yaparken, Terim’in uğraşmak zorunda olduğu bin tane sorun var. Takımı ayakta tutacak, futbolcuyu ikna edecek, yönetime omuz verecek, taraftarın tansiyonunu düşürecek.
Kolay değil...
Terim çok güçlü bir figür, o olmasa işler çok daha karmaşık hale gelirdi.
‘’Özlemişiz...‘’
Oynadığı futboldan keyif alan bir milli takımı sahada görmeyeli uzun zaman olmuştu, doğrusu çok özlemişiz. Hasan Ali’nin attığı gole kadar belki çok pozisyona boğamadık Moldova’yı ama sonrasında ilk yarıyı 5-0 bitirebilecek fırsatları yakaladık. O kadar coşkuya kapıldık ki, ilk yarının bitiş düdüğüne üzüldük. Burak-Cenk-Hakan arasındaki uyum ve iletişim harikuladeydi. Şenol Güneş takımlarının genelinde forvet uyumundan söz etmek mümkün. İkinci santrforu kenara itip topa sahip olduğumuzda ikisini birden tehlike bölgesine sokarak üretimi artırmak Güneş’in imza tercihlerinden biridir. Hakan Çalhanoğlu, uzun bir aradan sonra oynadığı forvet arkasında çok etkiliydi. Moldova’ya karşı 4-0 net ve kolay bir galibiyetmiş görünebilir. Ama bir kaç ay önce Uluslar Ligi’nde küme düştüğümüz unutulmamalı. Grupta Fransa favori kabul. Ama Fransızlarla bir beraberlik grubun havasını değiştirir.
Gecenin sorusu
Böylesi harika bir gecede kafama takılan tek soru; İlk kez Milli Takım’a çağrılan oyuncular kulübedeyken 38 yaşındaki Emre Belözoğlu’nun 85’te oyuna girmeye ihtiyacı var mıdır?
Maçın starı
Herkes çok iyi oynadı ama Hakan- Cenk-Burak üçlüsünün uyumu farkı getirdi. Cenk golleri ve futboluyla Everton’ın hocası Marco Silva’ya da selam gönderdi.
Maçın olayı
Eskişehir’de binlerce yurttaşımızın Çanakkale Türküsü’nü bir ağızdan ahenkle söylemesi. Uzun zamandır böylesi bir tribün birliği görmemiştik, çok özlemişiz.
Kısa mesaj
2010'dan bu yana ilk kez iki maçta 6 puan aldık. Rakiplere burun kıvırmayın daha bir kaç ay önce Uluslar Ligi’nde küme düşmüş, takım ruhunu yitirmiştik. 6 puandan ziyade ruhumuzu, coşkumuzu kazandık.
‘’Umut verici ama fazlası gerek‘’
Grup elemelerine Arnavutluk deplasmanında başlamak hayli zorlayıcıydı. Zemin de rakip de sertti ve bol paslı, baskılı Şenol Güneş oyununu izleyemedik. Topa daha az temas ettiğimiz, doğrudan rakip kaleye gidecek bir oyun oynadık.
Güneş takımlarının atanıyla tutanı hep iyi olmuştur. Kaleci Mert ile Burak’ın performansları belirleyiciydi. Fazla pozisyona giremedik ama bulduğumuzu attık. Galibiyet umut verici ama daha dominant bir oyuna ihtiyacımız var. Eskişehir’de Moldova’ya karşı sete yerleşerek oynayacağımız bir maç bekliyoruz. Takımın genel form durumu 2’de 2 yapmak için yeterli.
Haziran’da içeride Fransa dışarıda İzlanda ile oynayacağız. Fransa oyun gücüyle de oyuncu gücüyle de çok farklı, neticede dünya şampiyonu. Fransızlarla içeride beraberlik grubun havasını değiştirir.