‘’Düzeni değiştirir‘’
Galatasaray, Falcao’yla sadece süperstar bir golcü transferi yapmadı, beraberinde Fatih hocanın elini rahatlatacak lider karakterli, çalışmayı seven bir profesyonele de sahip oldu. Falcao’nun forma aidiyeti, disiplini ve futbolcu kalitesi kariyeri boyunca tartışmaya çok açık bir konu olmadı.
Porto’dayken en iyi Portolu, Madrid’de en büyük Atletico’lu, Monaco’da ise formaya sahip çıkan büyük bir liderdi. Ayrıca, Falcao santrforsuz oyun denemeleriyle kabus gören Terim’e hücum düzenini değiştirmek için büyük bir fırsat sunacak.
Hep iyi oynadı
Peşi sıra Manchester United ve Chelsea serüvenlerinin tatmin edici geçtiğini söylemek zor olsa da ikinci Monaco dönemi rüya gibi bir şampiyonlukla başlamıştı. PSG gibi bir devin elinden ligi alırken Falcao’nun performansı göz kamaştırıcıydı doğrusu.
Geçen sezon Monaco yönetiminin iki yıl önce şampiyon olan takımın yüzde 80’ini satması, Jardim- Henry-Jardim geçişleriyle birleşince Falcao ve arkadaşları kâbus gibi bir sezon yaşadılar. İlginçtir bu kâbus sezonda Falcao, Atletico Madrid günlerinden sonra ilk kez 30 maçın üzerine çıktı ve yine çift hanelerde skor üretti.
4-4-2’yi sever
Kariyerinde Ranieri, Simeone, Mourinho gibi büyük taktisyenlerle çalışan Falcao’nun en verimli olduğu düzenin 4-4-2 olması bir tesadüf değil elbette. Güçlü, mücadeleyi seven bir santrfor olan Falcao, Simeone’nin Atletico’sunda 4-4-2’nin işlerlik kazanmasını sağlayan isimlerin başındaydı.
Monaco’nun Jardim ile 2017 şampiyonluğunda 4-4-2’yi Mbapbe ve Valere Germain ile kusursuz düzene dönüştüren adam yine Falcao’ydu. Aslında Fatih hoca 1996’dan bu yana bir değil iki forvetli düzende oynamayı sevdiğini defalarca gösterdi.
Falcao’nun gelişi Terim’in özlediği düzene dönüşün de habercisi olabilir.
‘’Portekiz çetesine denk geldi!‘’
Beşiktaş için, ‘Abdullah Avcı takımı oldu’ demek için henüz erken. Bu uğurda Quaresma’yı, Medel’i gönderdiler. Merkeze yeni bir Atiba bulunur, Burak Yılmaz sağlıklı dönerse Beşiktaş Abdullah Avcı’nın istediği hızlı pas takımı olmaya yaklaşabilir. Beşiktaş dişine göre bir kura çekti denebilir. Wolverhampton diş kıracak kadar sert bir rakip olsa da Braga’ya Portekiz’de yenilmemek grubun sıralamasını belirler.
Çete iş başında
Beşiktaş’ın Kasımpaşa’ya gönderdiği Quaresma’nın başını çektiği, Schuster döneminde hayatımıza giren ‘Portekiz çetesi’nin yeni versiyonu şu an İngiltere’de Wolverhampton ile yaşama tutunuyor. 2012’de Premier Lige veda ettikten sonra 6 sezon Championship’te gezinen Wolverhampton’u 2016’da Çinliler aldıktan sonra ünlü menajer Jorge Mendes’in ekseninde dönmeye başladılar. Ronaldo ve Mourinho’nun da menaceri olan Mendes, yakın arkadaşı Nuno Espirito’yu Porto’dan alıp Wolverhampton’ın başına geçirdikten sonra her şey değişti. Önce EPL’e çıktılar, yetmezmiş gibi ilk sezonu 7. sırada bitirdiler. Bugün Wolverhampton, Patricio’dan Moutinho’ya 9 Portekizli, Raul Jimenez gibi yarı Portekizli bir Meksikalı ile Premier Lig’de Portekiz’i temsil ediyor gibi. Lige 3 beraberlikle başlasalar da hayli iddialı bir kadroları var. 3-4-1-2’de Diogo Jota, Jimenez ve arkalarında Neves ile etkileyici bir hücum hattına sahipler. Hamle oyuncusu Adama Traore şu anda dünyanın en hızlı futbolcusu olabilir. Beşiktaş’ı grupta en zorlayacak rakip olduklarına şüphe yok.
İç sahada aslanlar!
Gruptaki orijinal Portekizli Braga sahasında yüksek seviyelere çıkmasıyla bilinen bir takım. Portekiz futbolunda her daim Porto, Benfica ve Sporting Lizbon’un ardında kalan Braga’yı bu sezon bir Sportingli Sa Pinto çalıştırıyor. Avrupa Ligi’nde Brondby ve Spartak Moskova’yı silip süpürseler de lige çalkantılı başladılar, 3 maçta 1 kez kazanabildiler. Geçen sezonu Lille’de geçiren santrfor Rui Fonte’yi aldılar, Olympiakos’a kiraladıkları Mısırlı Ahmed Hassan geri döndü. İç sahada alacakları puanlara güveniyorlar, Beşiktaş’ın Portekiz’de yenilmemesi grubun dengesini lehimize bozar.
Aman dikkat!
Yunanistan şampiyonu PAOK’u eleyerek gruplara kalmaları Slovan Bratislava’yı çekinilen bir takım haline getirmeye yeter sanırım. Geçen sezonun Slovakya şampiyonuna karşı Beşiktaş’ın iki maçta da favori olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ama bu tip rakipler sahalarında büyük direnç koyup iklimin desteğine güvenirler. Abdullah Avcı iki maçın karşısına 6 puan yazıyordur, aksi kaza kurşunu olur.
‘’İsterse başarır‘’
Adil Rami’nin iyi ya da kötü oynayacağıyla ilgili bir tahmin yapmak kolay değil. Onun hangi halinin İstanbul’a geleceği önemli. Rudi Garcia ile 2010-11 sezonunda Lille’de şampiyonluk yaşayan Rami, Aurelien Chedjou ile iyi bir ikili olmuş peşinden Valencia ve Milan performanslarıyla tırmanışa devam etmişti. Unai Emery ile Sevilla’da kazandığı Avrupa Ligi Kupası’nda sorunlu Sevilla savunmasını toparlayan isimlerin başındaydı.
Partneri hızlı olmalı
Rami biraz ağır bir stoperdir, geri koşuları sevmez, sevse de hızı yetmez. Fakat lider karakterli oluşu onu 2017-18 sezonunda Marsilya’da yine Rudi Garcia ile buluşturmaya yetmiş ve Avrupa Ligi’nde finale kadar yürümüşlerdi. Rami’nin yanındaki partnerin hızlı, çabuk bir stoper olması gerek. Marsilya’da Rolando ile birlikte oynadığı hemen her maç sorunluydu. Luis Gustavo’nun ön liberodan Rami’nin yanına gelişiyle işler yoluna girmişti. Fakat geçen sezon Rami için çalkantılı bir dönemdi.
Bardağı taşırdı
Sakatlıkları, özel yaşamındaki gel gitler, Marsilya’nın santrfordan başlayan genel sorunları Rami için hayatı zorlaştırmıştı. Üstüne bir de sakatlığını öne sürüp idmana çıkmaması, peşinden televizyon şovuna katılması bardağı taşıran son damla olmuştu. Zanka, sert bir stoper. Rami’nin sahadaki birçok açığını kapatmak zorunda kalabilir. Rami’nin 34 yaşına basmış olması, futboldan uzak bir 3-4 ay geçirmesi Fenerbahçe için bir handikap oluşturacaktır. Ama Rami’nin hangi haliyle İstanbul’a geldiği, futbolu yaşamının odak noktasına alıp almayacağı önemli.
‘’Yeni Fenerbahçe‘’
Moses ve Isla’nın tribünde olmasından kaynaklı iki değişiklik tüm düzeni değiştirse de Fenerbahçe, Başakşehir deplasmanında bir maçtan fazlasını kazandı. Fitili geçen hafta ateşlenen son sezondaki edilgen yapıdan kurtuluşun ateşini parlattı. Ersun Yanal’ın arka dörtlünün 3’ünü devşirmelerden kurması, Sadık ve Serdar otururken Jailson’un stoperdeki rolü, Ozan’ın sağ bek oynaması Fenerbahçe’yi dönem dönem türbülansa sürüklemedi değil. Fakat topu Başakşehir’den almak, rakibi pasla sahasına itmek ve oyun planını rakibe dikte etmek Fenerbahçe’nin dönüşümünün göstergesiydi. Vedat Muriç, Fenerbahçe’nin son yıllarda hasretini çektiği santrfor olma yolunda ilerliyor. Direkte patlayan toptaki sezgisi, goldeki vuruş kalitesi üst düzeydi. Kruse ile arasındaki alışveriş oturdukça hem kendinin hem takımının istatistikleri büyür.
Gecenin sorusu
Doğma büyüme stoper Serdar ya da Sadık’ın stoperlikleri nasıl Jailson’dan kötü olabilir?
Maçın starı
Muriç, Fenerbahçe’nin yıllardır aradığı santrfor olma yolunda ilerliyor. Direkte patlayan şutu, sayılanı sayılmayanıyla attığı gollerdeki vuruş kalitesi göz kamaştırıcıydı.
Maçın olayı
Fenerbahçe’nin Başakşehir’den topu alması, yüzde 61’le oynaması ve rakibinden neredeyse iki kat fazla isabetli pas yapması.
Kısa mesaj
Fenerbahçe uzun bir aradan sonra bu sezon yeniden büyük takım gibi oynamaya başladı. Edilgen yapıdan topa sahip, rakibe oyununu dikte eden ve kaliteyle maç çeviren bir takıma dönüştü artık.
‘’Dönüşüme direnmek‘’
Rıza Çalımbay, geçen hafta Cumhuriyet Kupası’nda Fenerbahçe’ye karşı vizyona soktuğu ‘az top, çok şut’ filmi çok tutunca, Beşiktaş’a karşı devam filmini çekti. Sivas topa sahip olarak başladığı oyunda skoru bulduktan sonra 1-0’ı harika oynadı ve maçı 3’e taşımayı başardı. Beşiktaş’ın temel oyun sorunları var. Öncelikle oyuncular Avcı’nın vaat ettiği dönüşüme direniyorlar. Caner ve Gökhan Gönül’ün çizgiye basarak oynamaları topu taşımayı zorlaştırıyor. Böyle giderse formayı Douglas ve Rebocho giyer. Öte yandan geçen sezonun maç başına en az orta deneyen oyun modelinin hocası Abdullah Avcı, ligin 36 yaşındaki ‘orta’ lideri Quaresma’yı dönüştürmeye çalışıyor. Q7 ’nin çizgiden vazgeçip Visca ya da Elia gibi içeri kat etmesi pek mümkün görünmüyor. Güven geçen sezon bıraktığı noktanın çok uzağında. Burak Yılmaz dönene kadar toparlanmazsa transfer kaçınılmaz olabilir. Ruiz soğukkanlı pasör bir stoper ama Epureanu kadar savunma yapamazsa Beşiktaş gol yeme konusunda geçen sezonu da geçebilir.
Gecenin sorusu
Geçen sezonun en çok orta yapan çizgi oyuncusu Quaresma 36 yaşından sonra değişebilir mi?
Maçın starı
Mert Hakan Yandaş bize kariyer sezonunu izleteceğe benziyor. Hızlı ve akıllı bir oyuncu. 7 gün içinde hem Fenerbahçe hem Beşiktaş’a gol atmayı başardı.
Maçın olayı
Yüzde 62 topa sahip olan Beşiktaş’ın çerçeveye sadece 3 şut gönderebilmesi ve korner atmadan maçı bitirmesi.
Kısa mesaj
Rıza Çalımbay’ın Sivasspor’u, bir hafta içinde hem Fenerbahçe’yi hem Beşiktaş’ı mağlup ederek lige gözdağı verdi. Avcı Beşiktaş’ı dönüştüremese de Çalımbay Sivas’ı çoktan dönüştürdüğünü ispatladı.
‘’İlk elin günahı olur!‘’
Yine bir sezon başı ve yine ilk elin günahı olmaz mantığı. Fatih Terim’in kariyerinde son iki yazı ayrı bir yere koymak gerekir. Hocanın futbol felsefesi genelde bir değil iki forvet üzerinden yürür. Bu 1996’dan beri böyledir. Fakat geçen sezon Gomis’in zamansız gidişi, bugün Diagne’nin kalışı, Mitroglou’nun yetersizliği, Falcao’nun hâlâ bitirilmiş olmaması Terim’i zaman zaman santrforsuz oyuna sürüklüyor. Bu ne Terim’i ne de Galatasaray taraftarını memnun eder. O yüzden gelinen noktada Terim için en kötü santrfor bile santrforsuz oyundan iyidir.
Diagne formsuz olsa da sezona onunla başlamak Terim için ilk seçenek olacaktır. Yukatel Denizlispor deplasmanı son şampiyon için birçok bilinmezi içinde barındıyor. Rakip yeni kurulmuş, oyun pratiği henüz oturmamış bir ekip olsa da lig tecrübesi yüksek oyuncularla yola çıkıyor. Galatasaray’ın hazırlık döneminde tek derdi santrfor değildi elbette. Fernando’nun gidişiyle merkezde kocaman bir boşluk oluştu. Nzonzi o boşluğu dolduracak bir isim ama bugün sahada olamayacak. Seri’nin rahat edebilmesi adına Donk’un yerine pas kalitesi daha yüksek Selçuk’un 11’de başlaması en mantıklı seçenek gibi duruyor.
Ön plana kim çıkar?
Seri, Galatasaray’a büyük kalite katıyor, tıpkı Nice’te olduğu gibi Belhanda’yı da yükseltiyor. Aynı yardımı Belhanda’dan görmesi halinde, Seri her maç ön plana çıkabilir.
Kısa mesaj
Falcao işi uzadıkça Te rim’in kafası karıştı. Hocanın önde tüm kombinasyonları denediği kötü bir hazırlık dönemi daha geride kaldı.
‘’Zanka nefes olur ama...‘’
Fenerbahçe’nin ligin başlamasına bir hafta kalmışken Sivas karşısındaki savunma zaafları şaşkınlık verecek kadar büyüktü. Bu yüzden Zanka transferi Fenerbahçe savunması için ‘nefes’ kadar önemli. Danimarkalı stoper; güçlü, sert ve iyi bir savunmacı. Hazırlık sürecinde Ersun Yanal’ın başı stoperden yana çok ağrıdı. Zanka, Fenerbahçe’de sertliği artırır, pozisyon hatalarına kısmen çözüm üretebilir. Fakat yanına Kjaer gelirse, Zanka’dan alınacak verim iki katına çıkabilir.
Israrcı olunmalı
Emre Belözoğlu’nun döneminin en iyi orta sahası olarak anılacağına şüphe yok. Fakat bu sezon 40’ına basacağı gözlerden kaçırılıyor. O da bunun farkında ve sanırım Luis Gustavo transferi en çok Emre’nin işine yarayacak. Fransa Ligi başladı, ilk hafta Reims’e 2-0 yenildikleri maçta karşı Gustavo 90 dakika Marsilya forması giydi. Transferde hiç bir zaman ‘asla’ dememek gerek. Gerçek şu ki; Fenerbahçe’nin hala Gustavo tarzı bir merkez oyuncusuna ihtiyacı var.
Dirar’dan çıkmaz
Dirar’dan sol bek olur mu? Fenerbahçe Ümit Özat’tan bu yana sağ ayaklı bir sol bek kullanmadı. Sağ ayaklı sol bekin savunmada rakibin içeri kat edişlerini azaltıp, çizgiye sürmek gibi bazı avantajları olabiliyor. Fakat savunmadaki bu kazanım için hücumu feda etmeye değer mi? Faslı forvet, Monaco’da sağ önde, merkezde, dönem dönem sağ bekte oynamış güçlü bir sağ koridor oyuncusu. Cebrail’in Sivas maçında rakip sahadaki yanlış pas kontrolünden yenen 2. golün ardından sol beke Dirar girmişti. Fakat ne Sivas’ta ne Audi Cup’ta Dirar’ı sol bek performansı yeterliydi. Sanırım Fenerbahçe için sol bek transferi en az stoper kadar öncelik.
‘’Fener'de tehlike çanları!‘’
Fenerbahçe için hazırlık döneminin iyi geçtiğini söylemek zor. Sanırım teknik ekip de yönetim de geçen sezon 44 gol atmış olmaya fazla takılmış olacak ki söküğü dikmeye forvetten başladılar. Unutulmasın ki bu takım aynı zamanda kalesinde 44 gol görmüştü. Ve bu tercihin bedelini Audi Cup’tan sonra Sivas karşısında da ödediler. Ligin başlamasına bir hafta kaldı ve Fenerbahçe hala sezonda kullanacağı stoperleri yan yana getirebilmiş değil. Emre Belözoğlu ve arkadaşlarını taş gibi bir fikstür bekliyor. İlk 6 haftada Başakşehir, Trabzonspor ve Galatasaray maçları varken savunmanın darmadağın hali Fenerbahçe taraftarı için büyük endişe kaynağı. Duran top sorunu yeni stoperleri bekliyor.
Kan donduran hatalar...
İlk gol pozisyon hatası, ikincisi sol bek yetersizliği. Fenerbahçe iyi bir forvet takımı ama savunması kan dondurucu hatalar yapıyor. Emre büyük kalite ama artık fizik üzerinden okunan futbolda onun sahadaki süreleri çok daha kısıtlı olacağa benziyor. Moses sürekli önüne atıp koşu kalitesiyle çizgiye inme derdinde. Asistte olduğu gibi pozisyon bilgisini takımın hizmetine sunmadığı sürece uzun vadede atletizmi işe yaramayacak gibi. İkinci yarıdaki Fenerbahçe daha dengeliydi ama keşke Ferdi’yi daha uzun süre izleme fırsatı bulabilseydik. Zira ilk yarı takımının en sıra dışı oyuncusuydu. Sivasspor ve Rıza Çalımbay arasında organik bir bağ olduğu aşikar. 2-1 öndeyken son bölümde Rıza hocanın kadrodaki 3 santrforunu bir arada kullanması Fenerbahçe savunması üzerindeki tehdidi artırma hamlesiydi ve karşılık da buldu.









































