Arama

Popüler aramalar

‘’Burak Yılmaz'la uçuş başladı‘’

Beşiktaş’ın bu sezon en büyük sorunu kenar forvetlerin total vasatlığı. Geçen yaz kadro planlamasında büyük yanlışlar yapıldı. N’Koudou, Diaby, Boyd ve Lens’i Beşiktaş’tan alıp zirvedeki herhangi bir takıma koysanız benzer düşüşü yaratırlar. Beşiktaş, halihazırda ligin ilk 7 sırası içerisinde en az gol atan (38) ve en fazla gol yiyen (31) takımı. N’Koudou (2 gol), Diaby (2 gol), Lens (1 gol, 2 asist) ve Boyd’un (0 gol) ligde skora katkıları bugün Beşiktaş’ın derdini izaha yeterli. Forvetlerin bu kadar verimsiz olduğu bir takımda Burak Yılmaz’ın 10 gole ulaşması yine büyük başarı ve bir santrfor becerisi.

En büyük fark o!

Sergen Yalçın’la birlikte Beşiktaş’ta gözle görülür bazı değişimler yaşanıyor elbette. Forvet arkasını klasik bir 10 numarayla değil santrfor karakterli bir oyuncuyla doldurmak Sergen Yalçın’ın yarattığı en büyük fark olacağa benziyor. Mesela Beşiktaş artık daha çok şut çeken bir takım haline geldi, şut istatistiklerinde lig sıralamasına 5. sıradan girdi. Ljajic’in kenara çekilip Boateng ve Boyd’un oyuna katılmasıyla Burak’a daha konforlu bir santrfor alanı açıldığı aşikar. Bu da Burak’ı yükseltiyor, daha çok şut deniyor ve skor üretebiliyor. Beşiktaş santrforunu oyunun merkezine çekmişken kenardan gelecek her türlü destek bu süreçte fark yaratır. Quaresma’nın son 4 sezonda tek başına 5 gol, 11 asist ortalamalarıyla oynadığı düşünüldüğünde Beşiktaş’ın neden bu yıl oyununun bu kadar düştüğü de anlaşılır.

Şans koşullara bağlı

Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışında şansı da umudu da var. Elbette rakiplerinin takılmasıyla doğru orantılı bir şanstan bahsediyoruz. Önümüzdeki iki hafta, zirveye oynayan tüm takımlar için belirleyici olacak. Beşiktaş cephesinden bakıldığında, Galatasaray’ın bu hafta Sivas’la berabere kalması, bir sonraki hafta Trabzon ile Başakşehir’in puanları paylaşmaları, Beşiktaş’a Galatasaray derbisini kazanma halinde yeni bir kapı açabilir. Ama altını özellikle çiziyorum bundan sonra yarışın akıbeti sadece Beşiktaş’ın performansına bağlı değil, bir çok gelişmenin aynı anda olması beklenmeli.

Caner, referans beke dönmeli

Kabul etmek gerekir ki, Caner Erkin Ersun Yanal Fenerbahçe’sindeki sol bek rolüyle uzunca bir süre ülke futbolunun referans beki olarak anıldı. Hala da ligin orta kalitesi en yüksek 3 oyuncusundan biri. Fakat Beşiktaş’a Sergen Yalçın döneminde daha faydalı olmak istiyorsa sinirlerine hakim olmayı becerebilmeli. Caner 2 gol 8 asist ile sezon ortalamalarında seyrediyor ama gördüğü sarı ve kırmızı kart istatistiklerinde ligin bitimine 10 hafta olmasına rağmen ortalamalarının üzerine çıktı bile. (12 sarı, 1 kırmızı) Caner’in referans bek performansına dönmesi Beşiktaş’ın kalan bölümde performansını doğrudan etkileyecek faktörlerden biri. Zira forvetlerin ‘0’ asistle sezon geçirdiği bir dönemde Caner’in asistleri hayat kurtarabilir.

05 Mart 2020, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Organize formsuzluk‘’

‘Ferdi ortalıyor, Zajc kafayla ağlara gönderiyor’ cümlesi, dün geceki Antalya maçının son saniyesinde değil sezon başında kuruluyor olsaydı, bugün hem Fenerbahçe hem Ersun Yanal için bambaşka bir senaryo gelişebilirdi. Ersun Yanal ve takımı Antalya deplasmanında da kazanamadı ve son 5 maçtaki puan kaybı tam 13 oldu. Fenerbahçe savunmasında kim oynarsa oynasın farketmiyor organize bir formsuzluk söz konusu. Ne yaparsan yap düzelmiyor. Antalya karşısında dağıldılar resmen. İkinci yarıda Fenerbahçe uzun süre rakip kaleye gidemezken Vedat’ı oyuna döndürecek bir kenar hamlesi neden yapılmaz? Ekici ve Ozan ile kenarsız oynama isteği, iç sahada coşkuyla bekleri hücuma getirir ama deplasmanda bunu yapmak risktir. Rakip ceza sahasına neredeyse giremeden geçilen 35 dakika boyunca Ferdi ya da Mevlüt akla gelmiyorsa ve 85’te Hasan Ali çıkıp Ferdi giriyorsa antrenör performansı adına konuşacak çok da bir şey kalmıyor.

Gecenin sorusu

Fenerbahçe’de sezon başından beri bir çok vasat futbolcuya tanınan şans neden Ferdi ve Zajc gibi oyunculardan esirgenir ki?

Maçın starı

Hakan Özmert, Süper Lig standartlarında yıllardır iyi performans gösteriyor. Dün gece de harika bir maç çıkardı. Attığı gol çok klastı.

Maçın olayı

Bitime saniyeler kala oyuna sonradan giren Ferdi'n,n harika pasını oyuna 85'te dahil olan Zajc'ın gole çevirmesi.

Kısa mesaj

Tamer Tuna’nın hakkını teslim etmek gerek. Küme düşer denen Antalya’da müthiş fark yarattı, son 6 maçta takımı hiç kaybetmedi.

01 Mart 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Fikstür sert ama Terim artıda‘’

Galatasaray açık ara ligin en az gol yiyen takımı. Donk-Marcao tandemi oturdu, Muslera’ya da güvenli bir oyun alanı yaratıyorlar. Galatasaray’ın kalesine atılan şut sayısında gözle görülür bir azalma var. Falcao ve Onyekuru’nun performansıyla gol sorununa da çözüm üretilmiş görünüyor. Lemina sakat ama Seri’nin derbideki ön libero performansı inanılmazdı. Terim, Lemina ile fiziken ayakta kalma, topa baskı yapma stratejisini Seri’yle topa nitelikli sahip olmaya çevirdi. Bundan sonraki süreçte rakipler panzehirini bulana kadar Terim, Seri’den bu 6 numara performansını isteyecektir.

Psikolojik üstünlük

Galatasaray tam 7 maçtır ligde üst üste kazanıyor. Bu süreçte 21 gol attı, sadece 3 tane yedi. En önemlisi Kadıköy’den 20 yıl aradan sonra galibiyetle döndü. Psikolojik olarak son yıllarda hiç olmadıkları kadar iyi durumdalar. Bu hafta Gençlerbirliği ile içeride oynayacak olmak büyük avantaj. Peşinden Sivas deplasmanı ve Beşiktaş derbisi. Görece havaların ısınmaya başladığı dönemde Sivas’a gitmek, peşinden de Beşiktaş ile Seyrantepe’de oynuyor olmak riskleri bir nebze azaltıyor.

Emre’den vazgeçmemeli

Terim’in Falcao ve Onyekuru başta olmak üzere takımın neredeyse tamamından aldığı performansın artıyor oluşu psikolojinin desteğiyle daha da yükselebilir. Bunun için 50 bin taraftarın önündeki Gençlerbirliği maçı bir fırsat aslında. Galibiyet halinde seri 8 maça çıkmış olacak ki, bu Leminasız senaryoda harika bir performans. Falcao ve Onyekuru Terim’i dikine oyunda fazlasıyla destekliyor. Ama iç sahada Emre’den gelecek hücum katkısını yabana atmamalı. Terim’in derbide kestiği Emre’yi bu haftadan itibaren çıkarmamak üzere sisteme dahil edeceğini düşünüyorum.

Kadro artıya geçti

Daha iki ay öncesine kadar sahanın bir çok bölgesinde sorun yaşayan Terim, Ömer Bayram, Adem, Donk, Lemina, Emre ve Mariano’dan aldığı ekstra verimle son düzlüğe giriyor. Fikstür ne kadar sert olsa da bu şampiyonluk yolunda büyük bir avantaj. Ligin en ateşli sürecinde Falcao’nun arkasında Adem, Lemina’nın ikamesinde Seri, solda herkesin kademesinde Ömer Bayram gibi bol alternatifli bir kadro var artık Terim’in elinde.

28 Şubat 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Hatalar zinciri‘’

Fenerbahçe için Kadıköy’de Galatasaray’a yenilmek sonsuza kadar sürdürülemezdi elbette. Bir gün bu gerçekleşecekti. Taraftar şimdiden bu hezimetin faturasını Ersun Yanal’a kesti bile. Evet zaman zaman hakem hatalarıyla can yandı ama ortada zincirleme bir hatalar zincirinin olduğu da gözden kaçırılmamalı.

Yanal sınıfta kaldı

Ersun Yanal, Cocu’dan sonra göreve büyük bir krediyle gelse de kötü performansıyla o krediyi son damlasına kadar kullandı. Ve onu getiren tribünler artık gitmesi için homurdanmaya başladı. Ersun hoca yaptıkları ve yapmadıklarıyla bu kez ciddi şekilde sınıfta kaldı. Fatih Terim derbi için ‘kariyerimde ilk kez futbolcularıma ev ödevi verdim’ diyerek ne kadar titiz çalıştığını anlatırken Ersun Yanal’ın son anda koca sezon sadece 31 dakika sahada kalmış Tolgay Arslan’ı oynatması anlaşılır bir durum değildi.

B plansız hücum

Ersun Yanal’ın bugüne kadar Vedat ile Mevlüt’ün birlikte oynayacağı bir formül üzerinde çalışmaması büyük bir antrenörlük zaafıdır. Fenerbahçe’nin hücumdaki B planı sezon boyunca Tolga’yı çıkarıp Deniz Türüç’ü almak, Rodrigues’i çıkarıp Dirar’ı koymanın ötesine geçmediği için taraftarın ibresi Ersun hocayı gösteriyor zaten. En basitinden rakipte Lemina yokken, merkezde bir fazla oyuncuyla kalarak stoperlerin üzerinde baskıyı artırmak dediğinde Vedat’ın arkasında Mevlüt akla gelmiyorsa Fenerbahçe’nin hücumunda kimse B ve C planlarından söz edemez.

Planlama hataları çok

Hasan Ali temmuzda sakatlanmasına rağmen yerine bir tek sol bek alternatifinin üretilmemiş olması ciddi bir planlama hatasıdır. Dirar’ın sol bek olarak oyuna girdiği AUDİ CUP’ta kriz sinyalleri alınmış olmasına rağmen ne Ersun hoca, ne Comolli ne de yönetim adım atmadığı için bugün Fenerbahçe saha içinde sorun yaşıyor.

Adil Rami’nin geçmişine bakarak alınması, Sadık sakat, Jailson güven vermezken Zanka’nın satılması başlı başına birer planlama hatası olarak karşımızda duruyor. Buna mukabil Ersun Yanal’ın Falette’i sisteme dahil edememesi, Tolga Ciğerci’den forvet yaratma hevesinden Ferdi Kadıoğlu’nu kenarda unutması hatalar zincirine halka ekliyor.

Yeni hoca kabul etmeli!

Fenerbahçe Başakşehir’i yendikten sonra oynadığı 4 maçın 3’ünü kaybetti ve sadece 1 puan toplayabildi. Kadıköy’de Galatasaray’a kaybedip yarışta gerilere düştükten sonra Ersun hocanın görevde kalmasını kimse beklemiyor. Yönetimin sezonun kalan bölümünde takımdan reaksiyon alabilmek adına yeni hocayı belirlemesi gerekiyor. İsim kim olur onu yönetim bilir. Ama yeni hocanın kadroyu bilerek gelmesi, isim takıntısı olmadan Ferdi’den Mevlüt’e kadar herkesi kucaklaması, Fenerbahçe’nin stoperlerden başlayarak bir savunma sorunu olduğunu kabul ederek işbaşı yapması gerekir.

27 Şubat 2020, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Vasatlıktan kurtulmalı‘’

Sergen Yalçın’ın yapacağı ilk iş kadro kalitesini yukarıya çekecek hamleleri şimdiden planlaması. Öncelikle Beşiktaş’ın bu sezon en büyük sorununun kadro planlaması olduğunu söyleyerek işe başlamak gerek. Yalçın’ın Trabzon maçı sonrası kaleci Karius ile devam etmeyeceğiz açıklamasını Abdullah Avcı’nın haziranda göreve başladığı gün yapması gerekir, Fikret Orman yönetiminin de transferde bu kadar sınıfta kalmaması beklenirdi.

Neden Karius’la devam edildi?

Karius, kariyerinde son 3 sezondur o kadar kötü performanslar sergiliyor ki, bundan sonraki durağının Almanya’daki evi olma ihtimali çok yüksek. Beşiktaş’ın kaleci sorunu geçen sezon da benzerdi ama haziran ayında kimse kılını kıpırdatmadı. Başakşehir’den Volkan Babacan’ın transferi hep gündemdeydi ama nedense kimse kılını kıpırdatmadı. Bu sadece Beşiktaş için değil Milli Takım ve Volkan için de büyük bir kayıp. Yine Mert Günok’un arkasında, yine oynamıyor, yine Milli Takım’dan uzak kalıyor ve Beşiktaş yine Karius yüzünden kaybediyor. Bu kadar süreklilik arz eden bir başarısızlık öyküsünde herkesin suçu var.

Forvetler dökülüyor

Beşiktaş’ın bu halde olmasının en büyük sebeplerinden biri elbette ki forvetleri. Diaby ve N’Koudou’yu toplasanız, takımı yavaşlattığı için gönderilen Quaresma’nın yarısı etmiyor. Beşiktaş forvetlerinin vasatlığı yüzünden çok kolay top kaybediyor, bol bol pozisyon harcıyor ve sürekli geri koşmak zorunda kalıyor. Bunda Burak Yılmaz’ın da payı yadsınamaz. Topu tutup takımı çeken değil koşu kalitesi üzerinden pozisyon bitiren bir santrfor olduğundan hep açık alanlara ihtiyaç duyuyor.

Avcı değil ama Sergen Yalçın o alanları yaratacak oyunu oynatıyor ama Burak kaçırdıkça oyundan düşüyor. O yüzden Sergen hocanın yapacağı ilk iş takımdaki vasatları temizleyip, kalecisiyle santrforunu bugünden belirlemek sezon bitimiyle de açıklamak.

25 Şubat 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Elbet bir gün!‘’

Bu zincir elbet bir gün kırılacaktı ve Galatasaray günün birinde Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenecekti. O sene bu seneymiş. Ersun Yanal’ın sezon başından bugüne kadar saha içinde yaptığı yanlış tercihler, gereksiz oyuncu devşirmeleri, transferdeki planlama hataları bu hezimeti getirdi. Fatih Terim, haftalardır yatırım yaptığı Emre’yi kenarda oturtup Belhanda’yla başlamasına rağmen oyunun ibresini hep elinde tuttu. Terim, Kadıköy’deki geleneği daha birinci dakikadan bozdu. Baskı yaptı, Muslera’ya konforlu bir oyun sundu ve pozisyonlara girdi. Henüz ilk 10 dakika dolduğunda 2’si net 4 pozisyon üretti. Maç birçok kez Galatasaray lehine kopma noktasına geldi. Onyekuru atıp fişi çekmese de Galatasaray kazanmayı hak edecek futbolu oynamıştı. Oyunun genelinde topun oyunda kaldığı süre o kadar azdı ki, her faulden sonra itiş kalkış için mini bir ring kuruluyordu sahada.

Gecenin sorusu

‘Galatasaray’a Kadıköy’de kaybeden ilk hoca gider’ klişesi hayata geçer mi?

Maçın starı

Onyekuru, Fenerbahçe’nin sağ kanadını dağıttı, savunma arkası koşularıyla maçın dengesini değiştirdi.

Maçın olayı

Galatasaray’ın 21 yıl sonra kazandığı tarihi derbide tam 36 faul yapılırken, 10 sarı, 3 kırmızı kartın çıkmış olması.

Kısa mesaj

Bu kadar planlama hatası ve bu kadar yanlış tercihin bir bedeli olacaktı elbette. Ersun Yanal’ın bu saatten sonra Fenerbahçe’ye vereceği bir şey olduğunu söylemek güç.

24 Şubat 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’‘Devşir'me!‘’

Fenerbahçe’nin son 20 yıldaki derbi performansları bize ‘evinde oynadığı tüm derbilere favori başlar’ diyor. Ersun Yanal’ın bu kez favoriliğin altını sahada çok iyi doldurması gerekiyor. Hasan Ali’nin sol beke geçişiyle Jailson hariç herkes orijinal pozisyonuna dönüş yapabilir. Sanırım Hasan Ali bir gün Fenerbahçe’nin en aranan oyuncusu olacağını tahmin edemezdi. Ama artık bu bir realite. Yanal, Onyekuru ya da Feghouli’ye karşı sol koridorda ayakta kalmadığı sürece maçı kazanamaz. Zaten Jailson’dan başlayıp Dirar’a kadar devşirme oyuncuların pozisyon acemilikleri Fenerbahçe’ye basit gol olarak fazlasıyla döndü.

En büyük handikap olabilir

Yanal’ın devşirmemeye Tolga ile başlaması gerekiyor. Luis Gustavo ve Emre’nin aynı anda olmadığı bir düzen Fenerbahçe’nin en büyük handikapı olabilir. Tolga Ciğerci’nin sağ ve sol forvet performansları bir dönem işe yarasa da son 3 maçta Fenerbahçe’yi hücumda zayıflattığı gözle görülüyor. Gustavo yokken Yanal’ın elinde Tolgay ve Tolga tercihleri var. Tolgay ile topa daha çok sahip olabilir. Fakat geri koşuları yapacak, Emre-Seri’yi fiziken dağıtacak, duran top savunmasında uzun rolünü oynayacak ekstra oyuncuya ihtiyaç çok daha fazla olacak. Bu yüzden Tolgay değil Tolga’nın derbide 11 başlaması ‘önlem’ adına da işe yarayabilir.

Vedat’a destek şart

Kruse’nin son 5 maçta 4 gol atması etkileyici olmasa da tatmin edici bir forvet performansı. Fakat Kruse’nin Vedat’a oyun içindeki destekleri sorgulanabilir. Fakat hücumdaki en potansiyelli oyuncunun hâlâ Kruse olduğunu söylemek gerek. Yanal’ın bugüne kadar en büyük handikapı Mevlüt’ü, Vedat ile birlikte oynatacak formül üzerinde hiç durmuş olmaması. Lemina’sız Galatasaray’a karşı Mevlüt beklenenden daha çok iş görebilir. Yanal’ın Mevlüt’lü düzen üzerinde çok çalışmadığı düşünüldüğünde başlangıç 11’inde Vedat-Mevlüt’ü beklemek zor. Ama Dirar’ı sol bek değil de sağ önde görmenin Fenerbahçe’ye beklenenden daha çok katkı sağlayacağını sanırım Yanal da artık herkesten iyi biliyor.

23 Şubat 2020, Pazar 08:36
YAZININ DEVAMI

‘’Adem haketse de Falcao oynar‘’

Galatasaray yıllardır Kadıköy’de kazanamıyor olsa da Fenerbahçe’yi yenemediği bu süreçte en çok şampiyon olan takım unvanını elde etti. Son 20 yılda Galatasaray 9, Fenerbahçe 6 kez ligi kazandı. O yüzden şimdi Fatih Terim’e Kadıköy’de kazanmak mı, sezon sonu şampiyonluk mu diye sorulsa cevabı kestirmek güç olmasa gerek. Galatasaraylı futbolcuların Kadıköy endişesinden kurtulması için Terim’in bu argümanı kullanacağını düşünüyorum.

Falcao ve Onyekuru planı

Adem Büyük’ün son dönem performansı saygıyı hak ediyor olsa da Kadıköy’de Falcao’nun oynayacağını düşünüyorum. Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır klişesi Falcao’yu öne çıkarıyor. Fenerbahçe’nin yumuşak karnının savunması olduğu bilinen bir durumken, Falcao’nun topu Serdar’a yönlendirmesi derbide hayli belirleyici olabilir. Fenerbahçe iç sahada topa her rakibinden daha fazla sahip oluyor, yine topu alacaktır. Falcao’nun futbol bilgi ve sezgisi Onyekuru’ya geniş alanlar yaratabilir.

Galatasaray hıza mecbur

Fatih Terim, Fenerbahçe’de Gustavo ve Emre’nin yokluğunu değerlendirmek için oyunu hızlandıracak bir formül üzerinde duracaktır. Galatasaray’da Sarrachi sol bekte oynayabilecek duruma gelirse derbide birçok parametre değişebilir. Mariano’nun formu Sarrachi’nin öne oynama yeteneği, Galatasaray’ın en büyük artısı. Kadıköy’de Terim’in her zamankinden daha fazla hıza ihtiyacı olacağı için iki bekinden alacağı performans Onyekuru ve Falcao’nun topla buluşma sayılarını belirleyecek.

Emniyet için Donk

Lemina’nın sakatlığı orta sahada bir boşluk yaratacaktır. Bunu minimize etmek için Terim’in önünde iki güçlü seçenek duruyor. İlki Donk’un ön liberoya geçmesi, arkada Marcao ve Ahmet’e duvar olması, yüksek toplar için sahada bir fazla uzun olarak kalması. İkinci seçenek ise Belhanda’nın Montpellier dönemindeki rolüne dönüp ön liberoya geçmesi. İkinci seçenek Belhanda’nın formu ve agresifliği düşünüldüğünde daha riskli görünüyor. Elbette risk büyürse kazanç da büyüyebilir, ama Kadıköy’de Terim’in daha emniyetli bir yol seçme ihtimalini güçlendiriyor.

20 Şubat 2020, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI