Turnuvanın en büyük favorilerinden Fransa, çeyrek finalde Muslera’lı Uruguay’ı, Varane ve Griezmann’ın golleriyle 2-0 mağlup etti. Horozlar, 2006’dan sonra ilk kez adını yarı finale yazdırmayı başardı.

Almanya 2006’da final oynadıktan sonra Dünya kupalarında sıfır çeken Fransızlar, 12 yıllık aranın ardından altın jenerasyonuyla yarı finale yükseldi. Uruguay sakat olan Edinson Cavani’nin yokluğunda başı kesilmiş tavuk gibi çırpındıkça Fransızlar oyunu rölantiye alarak 90 dakikayı tüketti.

Griezmann’ın ortasını asiste çeviren Varane takımını öne geçirirken Uruguay’ın Godin ile kaçırdığı pozisyon maçın kırılma noktası oldu.

İkinci yarıda Uruguay bir umutla denge ararken Muslera öyle bir hata yaptı ki, takımının umutlarını elleriyle yok etti.

Şüphesiz Fransa, Brezilya ile turnuvanın en güçlü kadrosuna sahip fakat şampiyon olabilmesi için daha çok üretmesi ve çok daha iyi hücum etmesi gerekiyor.

Maçın starı

Griezmann, bir gol ve bir asistle maçın yıldızıydı.

Maçın olayı

İkinci yarıda Uruguay oyuna denge getirmeye çalışırken Griezmann’ın kaleye çektiği normal bir şutun Muslera’nın ellerinden kayarak ağlara gitmesi.

Maçın sorusu

Tolisso’yu solda başlatıp 80’e kadar garanti oyundan vazgeçmeyen Deschamps’ın ilk değişiklikte 3. ön libero Nzonzi’yi oyuna alması Fransızlar’ı mutlu ediyor mudur?

Kısa mesaj

Uruguay elense de turnuvanın en saygı duyulan takımı olarak anılmayı fazlasıyla hak etti.

Uruguay, Dünya Kupası’nın şu ana kadar en dikkat çeken takımı olmayı başardı. Fransa şüphesiz turnuvanın en alternatifli ve iyi kadrolarından birine sahip ama maalesef vasat hocasıyla kupanın favorisi olamayacak kadar zaaflı bir takım. Didier Deschamps, Monaco ve Marsilya ile yaptığı büyük devrimlerin aksine Fransız Milli Takımı’ndaki ürkek futbol anlayışıyla dev motorlu spor arabadan şimdilik aile otomobili performansı alabiliyor. Bence Brezilya ile en güçlü kadro Fransa’da. Uruguay ise kalecisinden forvetine kadar turnuvanın en kompakt takımı. Fransa’ya karşı Cavani-Suarez gibi yetenekli ve hızlı forvet ikilisinin gol atmaması mümkün değil.

4 gol etkilemeyecektir

Arjantin turnuvanın en kötü savunmalarından birine sahip olduğu için Fransızlar’ın onlara 4 gol atmış olmaları Uruguay’ı etkilemez. Zira Uruguay ile Arjantin savunmalarını kıyasladığımızda arada büyük fark var. Godin önderliğindeki Uruguaylılar Fransa’ya karşı alanı daraltacak ve biraz geride bekleyerek kontratakla işi bitirmeye odaklanacaktır. Zira şu ana kadar izlediğim takımlar içerisinde geçiş oyununu en iyi beceren takım Uruguay. Herkesin favorisi Fransa olabilir ama Uruguay’ın turu geçme ihtimali hayli yüksek.

Bu istatistiğe dikkat

Uruguay, Dünya Kupası’nda oynadığı son 5 maçı da kazandı. Fransa, bu kupadaki son 6 maçının 5’inde zafere uzandı. Uruguay, Horozlar’a karşı son 7 maçında da yenilmedi.

Ön plana kim çıkar?

Mbappe müthiş bir turnuva geçiriyor. Fransız forvetler kağıt üzerinde ortalığı yakıyor, sahada Mbappe’nin ayağına bakıyorlar. Fakat Cavani ve Suarez ikilisinin total kalitesi Uruguay’ın en büyük artısı.

Kısa mesaj

Fransızlar ekonomik bir aile aracı gibi ilerliyor. Uruguay ise kupanın en kompakt takımı. Fransa’nın, Uruguay’ı elemesi için Deschamps’ın hücumda yeni bir şeyler denemesi şart.

Fransa turnuvaya katılan takımlar arasında Brezilya ile en geniş ve kaliteli kadroya sahip takım şüphesiz. Fakat 2. turda Arjantin’i elemiş olmalarına rağmen oynadıkları futbol kadro kalitelerinin seviyesine ulaşabilmiş değil. O yüzden Uruguay’ın total savunma kalitesi Deschamps’ı fazlasıyla zorlayacaktır. Zira bu kadar yetenekli forvet ve orta sahaya rağmen yine 4 stoper 3 defansif orta sahalı bir kadro tercihi maçın kalitesini aşağıya çekebilir. Bu durumda Portekiz’i eleyen Uruguay’ın ekmeğine yağ sürerler.

Komple bir takım

Uruguay, şu ana kadar turnuvanın en iyi savunma performansına sahip. Muslera 4 maçta 1 gol yerken Fransızlar 4 stoperle oynamalarına rağmen kalelerinde tam 4 gol gördü. Elbette Fransızlar’ın geniş ve kaliteli kadroları onları bu eşleşmede favori yapıyor ama ben turu Uruguay’ın geçme ihtimalini hiç düşük görmüyorum. Cavani ile Suarez’in mükemmel uyumu, Muslera ve Godin’in savunmadaki liderlikleri düşünüldüğünde Fransa’ya karşı şanslarının yüksek olduğunu söylemek şaşırtıcı olmaz.

Son 50 yılda İngilizler için klişe haline gelmiş bir cümle vardı; ‘Her turnuvanın favorisi evine yine erken döndü’ diye. Bu kez oldukça genç bir kadroyla Southgate gibi görece daha tecrübesiz bir teknik adamla şeytanın bacağını kırmak için canla başla mücadele ediyor olmaları alkışa değer. Bu turnuvada 3’lü savunmayla yeni bir açılım yapan İngilizler, Belçika’ya kaybettikleri son grup maçının ekmeğini yemeye Kolombiya’yla başladı. Maçın momentumu 95. dakikaya kadar İngilizlerin elindeydi. Fakat Yerry Mina harika bir yüksek top golüyle maçı uzatmaya götürdü. Sonrasında da penaltı atışları vardı ve duran top ustası İngilizler çeyrek finale yükseldi. Kane ve arkadaşları genç, yetenekli ve daha da önemlisi karakterli bir takım olduklarını gösterdiler. Fikstür arkalarından itiyor ve şimdi yarı finale yükselmek için İsveç’i geçmeleri gerekecek.

Günün sorusu

1994 Dünya Kupası’nda Escobar’ın öldürülmesinin ardından Kolombiya’da penaltı kaçıran arkadaşlara ekstra bir devlet koruması iyi olmaz mı?

Maçın starı

Harry Kane kaptanlık bandını da taktıktan sonra İngiltere’yi sırtında taşıyor. Kazandığı penaltıyı ve seri penaltıların ilkini gole çevirerek gecenin adamı oldu.

Maçın olayı

Turnuvanın ilk maçında Japonya’ya karşı 3. dakikada kırmızı kart gören Carlos Sanchez’in, dün gece de Kane’i düşürerek penaltıya sebebiyet vermesi.

Kısa mesaj

Her turnuvaya favori gelip evine erken dönen İngilizler uzun bir aradan sonra bu genç kadrosuyla Dünya Kupası’nda çeyrek finali gördü.

Elbette eşleşme Portekiz ile Uruguay arasında. Ama Fernando Santos’un takımı Ronaldo üzerine kurulu ve O ne kadar oynarsa turnuvada o kadar ilerleyecekler. Grupta attıkları 5 golün 4’ü Ronaldo’ya ait. Son Avrupa Şampiyonu’nun ilk turdaki futbol kalitesine bakılırsa Uruguay karşısında şanslarının bariz üstün olduğunu söylemek zor. Uruguay ilk turda Rusya, Arabistan ve Mısır’ı yenerek 9 puanla grubu bitirdi. İyi takım tanımlaması yapılabilir. Şayet orta sahaları, savunma ve forvetleri kadar yüksek kalitede olsa favori muamelesi bile görebilirler.

Sert ve dinamik...

Kalesinde Fernando Muslera olan Uruguay, Portekiz’le kıyaslandığında daha dinamik ve yaş ortalaması düşük bir takım. Merkezde Bentancur (Juventus), Torreira (Sampdoria) ve Vecino (İnter) ile Seria A genetiğine uygun oynuyorlar. Bu da onları üretkenlikten uzaklaştırsa da sert ve dinamik bir takım haline getiriyor. Uruguay ilk turu gol yemeden tamamlayan tek takım olmasını biraz da bu dinamizmine borçlu.

Ön plana kim çıkar?

Portekiz bir tane uzaylıya sahip ve onun üstüne takım kuruyor. Ronaldo ne kadar oynarsa, Portekiz o kadar ilerler. Uruguay ise Cavani ve Suarez’i henüz tam randımanlı kullanamasa da 2. tura geldi. Bir de kullansalar...

Bu istatistiğe dikkat!

İki takım iki kez daha önce birbirlerine rakip oldu. 1 kez Portekiz kazandı, 1 maç berabere bitti. Uruguay, 2018’deki organizasyonda yer alan 32 takım arasında gol yemeyen tek ülke konumunda yer alıyor.

Kısa mesaj

Bu iki takımı da zor bir fikstür bekliyor. Uruguay’ı tura daha yakın görüyorum. Portekiz’e oranla takım oyununu ve savunmayı daha iyi beceriyorlar.

Brezilya, maçlarına en çok ilgi gösterilen, estetik formalara ve elbette tarih boyu en gösterişli futbol tarzına sahip takımı. Rusya 2018’e iyi başlamamış olsalar da turnuvanın reytingi en yüksek takımı olmayı başarıyorlar.

Grubun son maçında Sırbistan’a karşı Marcelo’nun henüz ilk 10 dakika dolmadan sakatlanıp çıkması Brezilya’nın ayarlarını bozmadıysa bunda Tite’nin Avrupai tarzdaki garantici futbol anlayışının rolü büyük. Merkezde bir değil iki tane defansif orta sahayla oynamak Brezilya’yı kısmen daha az üretken yapıyor. Nitekim ilk iki maçta bunun sıkıntısını fazlasıyla yaşadılar. O defansiflerden biri olan Paulinho, Coutinho’nun defans arası pasıyla harika bir Barcelona golüne imza atınca maçın
rengi belli oldu.

Fakat 55 ile 64 arası Sırbistan baskısı o kadar bunaltıcı boyutlara geldi ki, Tite oyuncu değiştirmek için fırsat bile bulamadı. Neyse ki, Thiago Silva vardı ve nefis performansını bir korner golüyle taçlandırarak Brezilya’yı rahatlattı.

Günün sorusu

Tite, planlarını Coutinho’nun defans arkasına atacağı toplar üzerine yapmışken Jesus’un yerine Firmino’yu neden düşünmez?

Maçın starı

Thiago Silva gemisini kurtaran kaptan oldu. Savunmada harika işler yapan Silva, kornerde nefis bir organizasyona imza atarak Neymar’ın ortasını asiste çevirdi.

Maçın olayı

Dünyanın en iyi sol beki Marcelo’nun maçın henüz 9. dakikasında sakatlanarak oyundan çıkması.

Kısa mesaj

Brezilya grubu lider tamamladı ve Meksika ile eşleşti. Neymar ve arkadaşları sadece bu turun değil turnuvanın en büyük favorisi.

Uruguay ilk iki maçta olduğu gibi yine forvet kalitesine yakışır bir oyun ortaya koyamadı. Maçın hemen başında Suarez’in attığı frikik golünde Rus barajının akıl almaz hatasının rolü büyük olsa da vuruşun kalitesine diyecek yok. Fakat Uruguay’ın orta saha kalitesi futbolunu negatif etkiliyor. Rusya’nın hakkını teslim etmek gerek. 36’da 10 kişi kalmalarına rağmen cesaretlerini bir saniye bile kaybetmediler. Özellikle 2. yarıdaki oyuncu değişimlerinin ardından maçın momentumunu hep ellerinde tuttular. Fakat Uruguay 3 duran top golüyle maçın kazananı oldu. Orta saha formlarını yukarı çekebilirlerse turnuvanın sürpriz takımı olabilirler. Rusya ise ev sahibi olmanın avantajını ilk turda sonuna kadar kullandı. Ama bundan sonrası için şanslarının yüksek olduğunu söylemek zor.

Günün sorusu

Ignashevich gibi 39 yaşında tecrübeli bir oyuncunun Suarez’in frikik golünde barajı boşa düşürmesi normal mi?

Maçın starı

Godin, Dzyuba gibi devasa boyuttaki bir oyuncuyla başabaş mücadele etti. Duran toplarda hücuma çıktı ve 3. golün mimarı oldu.

Maçın olayı

Maçta iki büyük olay var. İlki Suarez’in frikik golünde Rus barajının saçmalığı, ikincisi Smolnikov’un 36’da çift sarıdan atılması.

Kısa mesaj

Uruguay iyi takım da orta sahası vasat. Bu vasatlığa rağmen 9 puanla çıkmış olmaları iyi bir forvet takımı olduklarının göstergesi.

Bu turnuva futbol kalitesi olarak şimdilik 2010 Afrika ile tarihin en zayıflarından biri. Nijerya hem renkli forması hem de harika geçiş futboluyla dikkat çekiciydi. İzlanda’ya karşı topa sahip olmalarına rağmen iki golü de geçiş oyunuyla bulup maçı kazandılar. Gunnarson’u uzun taçlarıyla biliriz. Fakat Nijerya savunması bu taktiği daha ilk taçtan çürütmeyi başardı. 49’da yine bir uzun taç atışını Omerou bir kontratak başlangıcına dönüştürdü ve Moses’in taşıdığı topu Ahmed Musa gol yaptı.

Harika bir kontratak organizasyonuydu ve Nijerya’yı hayata bağladı. Nijerya’nın arka üçlüsündeki 2 stoper Omerou (Kasımpaşa) ve Ekong’un (Bursaspor) performansları son derece tatmin edeciydi. Turnuvadaki oyun kalitesi tartışıladursun, hakem kararları ve adalet açısından bu Dünya Kupası’nın tarihin en kusursuzu olduğuna şüphe yok. İzlanda’nın VAR’la kazandığı penaltı buna iyi bir örnek.

Kısa mesaj

Bu maçı Nijerya kazanınca Arjantin’in 2. tur umutları da tazelendi. Son maçta İzlanda-Hırvatistan ve Nijerya-Arjantin maçı nefesleri keser.

Maçın starı

Tartışmasız Ahmed Musa. Sahadaki diğer 21 meslektaşından daha istekliydi. Attığı 2 golde de harika iş çıkardı.

Maçın sorusu

Euro 2016’nın flaş takımlarından İzlanda’nın Rusya’daki hedefi ne? Her maçı berabere bitirerek turu geçeceklerini düşünmüyorlardır umarım.

Maçın olayı

Topa sahip olan takım Nijerya’ydı. Fakat Nijerya’nın, İzlanda gibi alanı daraltan bir takımı üzerine çekip 2 golü de kontrataktan bulmaları. Geçiş oyununun kitabını yazdılar.