Pepe, Beşiktaş için en kritik oyuncusu. İlginçtir 4 golle de 5 santrforlu takımın en skoreri. Bir stoper için atmak mı önemlidir yoksa tutmak mı? Benzer durum Galatasaray’ın da başına dert. Maicon’un ya da Pepe’nin attıkları, önleyemedikleri golü kurtarır mı? Stoper önce iyi savunmacı olacak sonra hücumcu. Pepe, son dakikada yaptığı hatayla Bursa’da 3 puana mal oldu. Beşiktaş standartlarında bir takım böylesi bir golü nasıl yer anlamak mümkün değil. Adriano’nun, Yusuf’u kovalarken erken pes etmesi bir nebze anlaşılabilir ama Pepe’nin topa hakimken Sakho’nun vurmasına izin vermesi akıl alır gibi değil. Samet Aybaba’nın Burak’ı 37’de çıkarıp Yusuf’u oyuna alması maçın en kritik hamlesiydi. Bir yıldır futbol oynamayan Chedjou harika iş çıkardı. West Ham United günlerinde büyük ses getiren Sakho oyuna girip golünü atarak Türkiye günlerine ışıltılı bir başlangıç yaptı.

Gecenin sorusu

Bursaspor camiası, Sakho’yu gördükten sonra, iyi niyetli bir futbolcu olmasına rağmen Stancu’yla kaç sezon kaybettiğinin farkına varmış mıdır?

Maçın starı

Yusuf Erdoğan maça yedek başladı, 37’de Burak’ın yerine dahil oldu. Hızıyla geçen sezon olduğu gibi dün gece de Beşiktaş’ın başını döndürdü.

Maçın olayı

Yusuf’un 5. vitese takması, Adriano’nun koşuyu kesmesi ve Pepe’nin rehavetiyle gelen Sakho’nun golü...

Kısa mesaj

Karius Türkiye kariyerine fena başlamadı. 10. dakikada Lima’ya karşı karşıya pozisyonda gol izni vermedi. Bu pozisyon bir kez daha gösterdi ki, Vida ile Pepe önde yakalandıklarında Karius’a çok iş düşecek.

Rakibin hocası Hollandalı olunca, sahaya Eredivise takımı gibi çıkan Ertuğrul Sağlam’ın hakkını teslim ederek başlamak lazım. Deniz, Chery, Umut ve Bilal’li forvet hattı Kadıköy’de harika iş çıkardı. Ama Sağlam’ın işini kolaylaştıran Cocu’ydu ve facia bir antrenörlük performansına imza attı. Takımı yönlendirmek, oyunu yönetmek Reyes’in işi mi? Meksikalı, ilk yarıda sadece 15 kez topla buluşarak sahanın toptan en uzak oyuncusu olmuşken bunda ısrar etmek sonun başlangıcıydı. Reyes’in çakılı orta saha oyunu yüzünden Fenerbahçe için dönen toplar büyük krize yol açtı. Yüksek topa vurdun vurdun, vuramadın herkes geri koşacak. Bu kadar koş koş oyununa efor yetmez, o yüzden Fenerbahçe’nin pili erken bitti. Maçın son 25 dakikalık bölümünde Cocu’nun Ekici-Frey değişikliğiyle 4-1-3-2’ye dönüşü de anlaşılmazdı. Reyes, Skrtel, Roman aynı anda sahadayken 3-5-2’yi düşünmemesi şaşırtıcıydı. Zira Reyes’in olduğu merkez resmen çöktü ve Kayseri sezonun en rahat hücumlarını yaptı. ‘3 santrfor hiç santrfordur’ önermesinin gerçekliğini de öğrendik, bunu da Cocu öğretti bize.

Gecenin sorusu?

Cocu, Diego Reyes’i Mehmet Topal’ın kıymetinin anlaşılması için ön libero olarak sahaya sürmüş olabilir mi?

Maçın starı

Bilal Başaçıkoğlu çalımları, hızı ve pas kalitesiyle gol atamasa da gecenin yıldızıydı.

Maçın olayı

1- Cocu’nun Reyes’i ön liberoda başlatması ve Fenerbahçe orta sahasının çökmesi. 2- Kadrodaki tüm santrforları oyuna alarak işi Rus ruletine dökmesi

Yassine Benzia transferini tek başına değerlendirmek doğru değil. Jailson ve Eljif’i de işin içine katarak bir öngörüde bulunmak daha gerçekçi olur.

Benzia, Lyon akademisinde Nebil Fekir’le birlikte büyümüş ama hep onun bir basamak altında kalmış bir oyuncu. İkisi de Cezayir asıllı ama Fekir, Fransa’yı; Benzia ise Cezayir Milli Takımı’nı seçti.

Oyuncunun kariyeri incelendiğinde bu biraz da Fekir’den kaçış gibi yorumlanabilir. Oyun görüşü ve topa yatkınlığı Nebil Fekir’i andırsa da hücumda aldığı inisiyatifler eski takım arkadaşının hayli gerisinde.

Organizatör olur

Benzia skorer bir forvet arkası değil. Geçen sezon Fransa Ligi’nde 1 gol 5 asistle oynadı. Zaten ligde hiç bir sezon 5 golün üzerine çıkamadı. Yetenekli, mücadeleci ve biraz da agresif bir futbolcu.

Jailson ve Eljif ile uyum yakalarsa Fenerbahçe’nin 3. bölge organizatörü olur. Cocu’nun merkezden hücum planları için de çok uygun bir isim.

Başakşehir, 1 gol 1 asistle yıldızlaşan Edin Visca’nın önderliğinde galibiyete uzandı, Akhisar’ı 3-1’lik skorla yıktı. Abdullah Avcı’nın ekibi, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın kaybettiği haftada önemli bir 3 puan kazandı.

Edin Visca Türkiye’ye gelmiş en faydalı yabancılardan biri şüphesiz. 2010’dan beri ülkemizde futbol oynuyor ve neredeyse her sezonu 34 maç üzerinden tamamlıyor. Akhisar’a karşı harika bir gol attı, Bajiç’in golünü hazırladı, geceye damgasını vurdu.

Abdullah Avcı Adebayor’suz oynamanın risklerini satın alarak maça başlamıştı. Napoleoni, Kerim ve Visca’nın koşu kalitelerinin üzerine kurulu bir plan vardı ama maç dar alan oyunuyla çözüldü.

Seleznyov’un cezası Akhisar’ın dengesini bozacak kadar önemliydi. Önde top tutan net bir santrfordan, Elvis Manu gibi hızına güvenen bir forvete geçmek Akhisar’ı toptan uzaklaştırdı ve bu Başakşehir için işleri kolaylaştıran bir durumdu doğrusu.

Emre-Bajiç değişikliği zorunluluktan gerçekleşmiş olsa da Avcı adına cesur bir karardı ve işe yaradı. Bajiç, Napoleoni ile arkalı önlü uyum içerisinde hareket etmesinin meyvesini attığı harika golde topladı.

Gecenin sorusu

Akhisar, Galatasaray’ın elinden Süper Kupa’yı aldıktan sonra tatile çıkmış gibi oynuyor. Saffet hoca için sezon bu kupadan mı ibaret acaba?

Maçın starı

Edin Visca sadece işini yapıyor, çenesini değil zekasını konuşturuyor. Akhisar’a attığı akıl dolu gol ve Bajiç’e attırdığıyla gecenin adamıydı.

Maçın olayı

Emre’nin sakatlanıp çıkmasıyla mecburi Bajiç değişikliğinin gelmesi maçı koparan hamle oldu.

Kısa mesaj

Başakşehir, Avcı'yla her yıl şampiyonluğa oynamaya alıştı. Ama tribünleri bu kadar boşken bunu nasıl başaracaklar doğrusu merak konusu.

Hasan Ali’nin hatalı tercihleri ve Dirar’ın anlamsız top kayıpları Fenerbahçe’nin en zayıf karnıydı. ‘İyi oynamadık ama pozisyon da vermedik’ cümlesini kurmak sıradan takımlar ve teknik adamlar için mantıklı olsa da Fenerbahçe için bu cümleyi telaffuz etmek eleştiri sebebidir. Son yıllarda Fenerbahçe’nin sorunu pozisyon vermemek değil, heyecan vermemek. Bunu Ersun Yanal’dan sonraki tüm hocalara tekrar tekrar anlatmak lazım. Fenerbahçe, Göztepe’ye pozisyon vermedi, evet. Ama ‘Cocu’nun takımı ne oynadı?’ kısmında kocaman soru işaretleri var. Şayet Cocu, 4-3-3’te ısrarcıysa Eljif ve Ekici gibi topla ilişkileri iyi oyuncuların aynı anda sahada olmaları kaçınılmaz. Fenerbahçe’nin sorunu Josef’i, Giuliano’yu satarak giderilmez. Sorun daha derinlerde. Dirar’ın yeteneklisini, Hasan Ali’nin orta yapanını bulana kadar hep bir tuğla eksik kalacak.

Gecenin sorusu

Cocu oyuncu değişimleri için geç kalmadı mı? Halil’in attığı golü atacak tek adam Valbuena iş yapmaz mıydı?

Maçın starı

Halil Akbunar ve Yasin Öztekin’in hızına endeksli bir Göztepe planı vardı. Halil, bu planın harika işlemesini sağladı ve gecenin adamı oldu.

Maçın olayı

Göztepe’nin neredeyse pozisyona giremediği gecede Halil Akbunar’ın attığı harika gol maçı ev sahibi lehine kırdı.

Kısa mesaj

Kulüpler tüzel kişilikler olsa da toplumun karakterini yansıtır. Bizim insanımız evini taşır avizeleri bir ay sonra taktırır. Kulüplerimizin kadro planlamasını tamamlanması için eylül ayının gelmesi mi şart?

Antalya sonrasında Partizan, Bursa, Yeni Malatya ve Fenerbahçe’den oluşan zorlu bir fikstür paketi Güneş ve öğrencilerini bekliyor. Negredo, Beşiktaş’ın yeni transferi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Deplasmanda attıklarını içeriye taşıması için Antalya maçı nefis bir fırsat...

Beşiktaş, son 30 günde tam 7 resmi maç oynadı ve bunların tamamında istediği sonucu elde etti. Geçen yıla oranla daha dar bir rotasyona sahipmiş görünse de hala ligin en geniş kadrolarından birine sahip Beşiktaş. Antalya maçı köprüden önce soluk alınacak son çıkış aslında. Sonrasında Partizan, Bursa (d), Yeni Malatya ve Fenerbahçe’den oluşan zorlu bir fikstür paketi Güneş ve öğrencilerini bekliyor. Beşiktaş, Şenol Güneş döneminde her sezon ciddi bir kadro döngüsüne girse de oyun standartlarından çok şey kaybetmiyor. Talisca’sız oynamanın handikapları var olsa da yeni düzenin daha paylaşımcı olduğunu kabul etmek gerek. Bir kere daha az top kaybetmeleri takımın rakip alanda kalma süresini artırıyor. ‘Forma adaleti’ Erzurum deplasmanındaki performanslarına bakılırsa bu ikilinin oyun frekanslarının tuttuğunu söyleyebiliriz. Sanırım Güneş kendi antrenörlüğünün kitabını yazsa, ismi ‘Forma adaleti’ olurdu. Q7, 35 yaş sendromuna girmemişse Antalya maçında da Negredo’nun sağında maça başlar. Antalyaspor’da ise Charles’ın dönüyor oluşu Beşiktaş’a karşı dirençli bir orta saha anlamına gelir.

Kim ön plana çıkar

Negredo Beşiktaş’ın yeni transferi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Deplasmanda attıklarını içeriye taşıması için Antalya maçı nefis bir fırsat. Zaten Güneş’in elinde parlamayan forvet yoktur, sorunları olan forvet vardır. Antalyaspor’da stoper Diego’nun formu belirleyici olur.

Bu istatistiğe dikkat!

Beşiktaş Vodafone Park’taki Süper Lig maçlarında üst üste 12 galibiyet aldı. Kartal, evindeki son puan kaybını geçen sezonun 12. haftasında Akhisarspor ile 0-0 berabere kalarak yaşamıştı.

Galatasaray, Yasin’i gönderip Onyekuru’yu kiralayarak büyük iş yaptı. Hızı, yeteneği ve zekasıyla Bruma ile Rodrigues’in özelliklerini aynı bünyede barındırıyor gibi. Emre Akbaba’nın da 30 dakikalık performansı son derece tatmin ediciydi. Bu iki transferin tam isabet olduğu söylenebilir.

Emre takımda önemli bir boşluğu dolduracağa benziyor. Zor top kaybeden, sol ayağını harika kullanan ve adam eksilten bir oyuncu Emre. Tercih ettiği oyunculara bakılırsa Terim’in kafasında iki temel sistem var sanki. İlki Emre ve Ndiaye’nin katılımıyla 4-1-4-1. İkincisi Terim’in imza sistemi, 4-3- 1-2. Üstelik bunu Fernando, Ndiaye, Emre ve Belhanda sahadayken Gomis’in yanında Onyekuru ile yapabilir.

​Emre de Onyekuru da Terim’in vazgeçilmezi olmak için yeterli kaliteye sahipler. Emre Akbaba’nın geliş biçimine bakılırsa taraftarla arasında müthiş bir bağ oluştuğunu görmek mümkün. Bu da kısa sürede Selçuk İnan figürüne dönüşmesinin yolunu açıyor.

Terim, takımının bu haliyle Şampiyonlar Ligi’ni hayal etmek bile istemiyordur. Galatasaray, Gomis ve Emre Akbaba ile ray değiştirmeli, başka bir yolda ilerlemeli.

Ndiaye’yi de ne yapıp edip almalı. Donk’u bu takımın merkezinden çıkarmak, Fernando’yu ön liberoya yerleştirip üzerine sistem inşa etmeden Şampiyonlar Ligi’ne hazır hale gelmek zor. Sadece top kazanmak yetmiyor, sonrasında ne yaptığın önemli. Topu Donk’un kullanmasıyla Fernando’nun, Emre’nin, Ndiaye’nin kullanması arasında çok fark var. Donk geçen sezon Fernando sakatlandığında ilk yardım paketiydi, kabul. Maalesef bu haliyle takımın el freni. Fatih hoca, Eren’le Gomis’i tehdit edemeyeceğini anlamıştır sanırım. Eren’i oynatmaya devam ederse, Gomis’in ne kadar değerli bir santrfor olduğunu idrak etmemize yardımcı olacak. Satılmayacaksa Gomis, Galatasaray’ın birinci santrforudur. Aynı denklem Sinan ile Feghouli arasında da var. Fatih hoca, Eylül’e kadar ideali bulmalı.

Gecenin sorusu

Terim, Eren’i Maçın starı oynatarak Gomis’in, Sinan’ı tercih ederek de Feghouli’nin ne kadar değerli olduklarını mı idrak etmemizi istiyor?

Maçın starı

Onyekuru, oyunun iki yönünde de iyiydi. Attığı golde hızı ve vuruş kalitesi olağanüstüydü.

Maçın olayı

Fernando’nun kornerde çeldiği topu takip edip Onyekuru’ya harika bir asist yapması gecenin olayıydı.

KISA MESAJ

Emre Akbaba girdikten sonra oyuna büyük kalite kattı. Donk’suz yeni düzende Terim’in vazgeçilmezlerinden biri olur.