Arama

Popüler aramalar

‘’Transfer yetmez Terim de gerekli!‘’

Öncelikle Galatasaray camiasında taraftarın benimsediği, ağız birliği yaptığı tek departman; teknik heyet. Fatih Terim ve yardımcıları bir yana kalanlar diğer yana. O yüzden ne yönetim ne de futbolcular Terim’in üstüne çıkabilir. Yanlış transfer politikasının faturası kim ne derse desin Terim’den önce yönetime yazar. Zaten taraftar da bu konuda Terim’in yanında saf tutuyor. Başkan Cengiz’in bir kaç kez topu Terim’e atma çabası da bizzat Fatih hoca tarafından sertçe savuşturulunca tüm oklar yönetime döndü. Fatih Terim; sadece Eren, Serdar Aziz gibi oyuncuların değil yönetimin de plakasını almışa benziyor. Zira Ağustos’ta ‘transfer yok’ dendiğinden yönetimin arkasında olan Terim’i devre arasında arkalarında bulmaları hayli zor olacak.

Ozan ve Serdar işi çözülmeli

Fatih Terim, yönetimden Ocak’ta transfer istiyor. Şayet istediği karşılanmazsa biraz yüksek sesle istemeye başlayacak. Çünkü taraftar Gomis operasyonunun faturasını yönetime kesmiş durumda. İkinci yarı çok zor bir fikstür Galatasaray’ı bekliyor. Kadroya derinlik şart. Bunu sadece transferler çözmek de mümkün görünmüyor. Belhanda’dan Feghouli’ye, Muslera’dan Ndiaye’ye kadar yerlerde sürünen performansları yukarıya çekmek, Ozan Kabak ve Serdar Aziz krizlerini çözmek gerekiyor. Yani hem Galatasaray yönetimi hem de Terim için ‘kış yaklaşıyor’ ve hazırlıkları doğru yapmak zorundalar

Fedakârlık krizi!

Bu sezon Galatasaray için de Terim için de acayip geçiyor. Sakatlar ve cezalılardan dolayı Terim’in kadro kuramadığı bir çok maç hatırlıyoruz. Haliyle Terim eldeki oyunculardan fedakârlık bekliyor. Çünkü hocanın çalıştığı her dönemde bu fedakarlığı fazlasıyla yapan oyuncular vardı. Şimdi Eren ve Serdar gibi oyunculardan bu fedakârlık gelmeyince Terim, hem futbolculara hem yönetime tepki gösteriyor. Serdar Aziz sert, hatta gaddar sınıfına girecek kadar rakibe sert ama kendi de kolay sakatlanan bir stoper. O geldiğinden beri Galatasaray 68 lig maçına çıkmış ama Serdar sadece 42 kez forma giyebilmiş. Mide rahatsızlığı gerekçesiyle Sivas maçında oynamadı. Kabul etmek gerek, Terim’in elindeki kadro fedakârlık katsayısı yüksek bir kadro değil sanki.

Eren’in derdi Gomis’le

Galatasaray taraftarı Eren’i bir türlü sevemedi, Gomis’ten sonra da benimseyemedi. 29 gol atan santrforun ardından hep hafif geldi taraftara. Porto maçında sakatlığı sebebiyle oynamam deyip, basın toplantısında Terim’in gazabına uğrayınca tribünler Eren’e resmen kin gütmeye başladı. şampiyonlar Ligi’nde gol atmasına rağmen ıslıklandı. Hele son Sivas maçında Onyekuru’nun golünden önce topu ayağının altından kaçırması bardağı taşıran son damla oldu. Oysa ki, Eren 2’si penaltıdan 7 gol attı. Bu rakam düşük sayılmaz, hele Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın santrforlarına bakınca yüksek bile. Ama sorun devamlılık ve oyuna etkide. Terim’in istediği santrfor tipi değil.

Demba’nın gençliği lazım

Gomis, Galatasaray’a iyi bir Marsilya sezonunun ardından gelmiş ve 29 gol atmıştı. Ocak dönemi bu kadar iyisini bulmak kolay değil. İsmi geçenlerden Demba Ba ligin genetiğini biliyor oluşu sebebiyle en iş yapar sınıfında gibi duruyor. Ama artık 34 yaşına basıyor. Çin Ligi’nden Brezilyalı Alan Galatasaray’ın oyun yapısına uyum konusunda daha avantajlı. Salzburg’da Sadio Mane, Kampl ve Soriano’yla harika bir hücum hattı oluşturmuşlardı. Guangzhou Evergrande’de biraz Talisca’nın gölgesinde kaldı. Zaten Alan, Gomis gibi net bir santrfor değil. Yanına ya da arkasına mutlaka ikinci forveti isteyen bir golcü. Onyekuru ya da Feghouli’nin desteğine çok ihtiyaç duyar. Ama Terim biraz da baskı yapsın istiyor. O yüzden elinde sihirli değnek olsa Demba Ba’nın gencini ister.

Orta sahalar dökülüyor

Emre Akbaba dönene kadar Galatasaray’ın orta sahasındaki kriz süreceğe benziyor. Yaş ortalaması 32 olan hayli yüksek bir orta saha rotasyonu var Terim’in. Bu, oyun enerjisine yansıyor. Fernando, Selçuk, Ndiaye ve Donk’un devamlılık sorunu Galatasaray’ı sahada çok zorluyor. Sorunun temeli hep santrforsuzluğa bağlanmak istense de Galatasaray’ın orta sahasında sadece Fernando 12 maça çıkabilmiş, kalanı 10 ve altında oynamış. İkinci yarıda Donk’un stopere geçme ihtimali de düşünüldüğünde Emre’nin önemi bir kat daha artacak.

Feghouli’nin oynaması şart!

Eren’in arkasında kalan 6 oyuncunun 13 gol, 7 asistle yükü çektiğini görüyoruz. Bu grupta en yıldız diyeceğimiz oyuncu şüphesiz Feghouli. Futbolcu istatistik yaparak yıldız olur. Feghouli’nin performans grafiği yukarı yönlü dursa da hiç istatistik yapmadan Terim’in işini görmesi mümkün değil. Galatasaray’ın en çok kazanan yıldızının 13 lig maçında sadece 3 isabetli şut atması inanılır gibi değil. Hadi ona inandık diyelim, hiç asist yapmadan tek golle devreyi bitirmesi nasıl izah edilir? Galatasaray taraftarının gözü hep Belhanda’nın üzerinde ama Feghouli de bir şey oynamıyor.

01 Ocak 2019, Salı 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Tek başarısı!‘’

Fenerbahçe, tarihinin en kötü 17 haftasını geride bırakırken, Comolli’nin kurduğu kadronun ‘Büyük takımın forması ligi 3. bitirir’ klişesini çöpe atmanın dışında bir başarısı olduğunu söylemek zor. Ersun Yanal’ın gelişinin en çok Mehmet Ekici’ye yaradığına şüphe yok. Antalya karşısında çok istekliydi, en çok şut deneyen Fenerbahçeliydi. Ama Soldado 11 başlamasına rağmen sahadaki en yalnız adamdı. 70 dakikada sadece 23 kez topa dokunarak bu alanda Fenerbahçe’nin en kötüsü oldu. İlginçtir, kaleci Harun’un oyunun içine girmediği ender maçlardan biri olmasına rağmen Soldado’nun bunu başarması! şaşırtıcı. Genel anlamda ceza sahası dışında cereyan eden bir futbol maçı izledik. Bu Bülent Korkmaz’ı rahatsız etmez, bilakis Fenerbahçe’ye ceza sahası içinden ilk şutunu 70’te çektirdikleri için oyuncularını tebrik bile edebilir. Ama Ersun Yanal’ı tatmin edecek bir oyun mu derseniz? İmkansız...

Gecenin sorusu

Sissokho’nun Mehmet Ekici’nin baldırına yerdeyken basması ve bunu uzun süre devam ettirmesi dünyanın her futbol ülkesinde kırmızı kart iken neden bizim ülkemizde değildir?

Maçın starı

Mehmet Ekici sahadaki diğer 21 meslektaşından çok daha istekliydi.

Maçın olayı

Ekici’nin kullandığı frikiği Boffin’in köşeden kornere çelmesi maçın olayıydı. Zira bu gol olsa sadece maçın değil Ekici’nin de seyri değişebilirdi.

Kısa mesaj

Teknoloji hayatı kolaylaştırmak için varken hakem arkadaşlar yüzünden sağlanan konforu hiçe sayıp ‘ama’ ile devam eden cümleler kurmaya başladık.

25 Aralık 2018, Salı 06:31
YAZININ DEVAMI

‘’Lidere çelme!‘’

Alanya-Başakşehir maçı ligin kalan 16 takımını birden ilgilendiren ilginç bir randevuydu. 12 puanlı Rize’nin de 28 puanlı Malatya’nın da gözü bu maçtaydı. Lider Başakşehir ligin en çok topa sahip olan takımı. Beklendiği üzere topun kontrolü hep Abdullah Avcı’nın öğrencilerindeydi. Fakat oyunun hakimi olduklarını söylemek kolay değil. Adebayor’un 11’de başlaması da 3. bölge oyununu daha etkili oynamaya yetmedi. Yine çok pas yaptılar, yine topa sahip oldular ama yine rakipten daha az şut çektiler. Alanya ise Sergen Yalçın takımı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Beşiktaş’tan sonra Başakşehir’e de kaybetmediler. Maçın başında yaptıkları alan savunması Başakşehir’in hücum bölgesine geçişini engelledi.

Duran top yakışmadı

Ta ki, Da Costa’nın tüm Alanya savunmasını yıkan olağanüstü pasına kadar. Visca’ya da attığı golde hakkını teslim etmek lazım. Başakşehir’e katıldığı 2011’den beri hep iyi oynuyor, hatta daha iyi oynuyor. İkinci yarıda Welinton’un girişiyle merkezde daha çok top kazanan Alanyaspor, Efecan üzerinden doğru hücum edince Başakşehir’in hakimiyetini kırdı. Üstüne bir de kornerde Fernandes’in attığı kafa golü gelince oyundaki eşitlik tabelaya da yansıdı. Başakşehir, Alanya’ya gelene kadar ligde sadece 7 gol yiyerek önemli bir savunma başarısı ortaya koymuştu. Bunu Avrupa’nın ileri gelen liglerinde sadece Liverpool (7) başarmışken Başakşehir savunmasının duran topta böylesine bir gol yemesi şaşırtıcıydı.

23 Aralık 2018, Pazar 06:19
YAZININ DEVAMI

‘’Babel kalır, Cenk dönerse...‘’

Beşiktaş, Biliç’in son sezonu ve Güneş döneminde yaptığı transferlerden fiyat/performans anlamında oldukça yüksek verim aldı.

Zaten iki sezon üst üste şampiyonluk bunun göstergesiydi. Fakat başarı gelirken yaş ortalaması sürekli yükseldi. Geçen sezon Negredo’nun formsuzluğu ve Cenk’in satışı tüm planı alt üst etti. Gelir devamlılığını da Şampiyonlar Ligi’ne gidemeyerek yitirdi.

Bu süreçte oyuncu satışlarından en yüksek gelir elde kulüp olmasına rağmen UEFA gelirleri kesildiği için nakit akışı durdu. Beşiktaş, ligin yaşlı kadrolarından birine sahip. Yönetim Babel’i tutmak kaydıyla Pepe’den sonra Love, Tolgay, Q7, Atiba’yı gönderip Cenk Tosun’u kiralayabilirse Beşiktaş bundan daha kötü yerde olmaz. Ama yeni sezonda Dorukhan, Güven gibi oyuncuların sayısını artırmak şartıyla...

19 Aralık 2018, Çarşamba 06:27
YAZININ DEVAMI

‘’Yanal başladı, Cocu bitirdi‘’

Ersun Yanal’ın gelişi Fenerbahçe’ye ilk yarıda büyük bir iştah ve 2 gol kazandırmış olabilir. Fakat ikinci yarıda Erzurumspor’un oyuncu ve plan değişimi ‘Yanal oyunu’nu bozdu. Erzurum karşısında ilk yarıda değişen nederseniz; Beklerin ısrarla sıfıra inme teşebbüsleri ve ortayı onların yapmaları forvetleri ceza sahasına daha fazla soktu. Dönen toplar için minimum 2 oyuncu ceza yayına koşu yaptı, vuramasalar bile topun Fenerbahçe’de kalmasını sağladı. İştah ve topu geri kazanma isteği o kadar belirgindi ki, her top kaybı sonrası herkes rakibin üstündeydi. İkinci yarıda Özdilek’in Emrah Başsan ve İbrahim Akdağ hamleleri çabuk karşılık buldu. Fenerbahçe’nin iştahı yerini bol pashatasına bırakınca topu kazanma süresi uzadı. Fenerbahçe, önde basan Yanal takımından geri çekilen Cocu takımına çevrildi. İyi savunma yapmakla, savunan takım olmak birbirinden çok farklı. Reyes girdikten sonra Fenerbahçe savunan takıma dönüştü. Ersun hoca, Yanal gibi başlayıp Cocu gibi bitirmenin bedelini ödedi.

Gecenin sorusu

Slimani koşan santrfordan atan santrfora ne zaman evrilecek? Koşanı bulmak kolay, atanı bulmak zor. Aksi halde Frey’den artısı ne?

Maçın starı

Erzurumspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek 2-0’a rağmen geri adım atmadı. Emrah ve İbrahim değişimiyle önce topu aldı ardından da puanı.

Maçın olayı

Ersun Yanal’ın 88’de Ayew ile Reyes’i değiştirerek geri yaslanması ve uzatmalarda gelen Erzurumspor golü.

Kısa mesaj

İlk 45 dakikada ‘Yanal oyunu’ndan pasajlar izlesek de tam performans için atan bir santrfor ve total kalite artırımı şart.

18 Aralık 2018, Salı 06:25
YAZININ DEVAMI

‘’Futbol maçı!‘’

Beşiktaş ile Trabzon arasında oynanan maç alışılagelmiş, bol kavgalı az futbollu büyük maçların çok dışındaydı. Başından sonuna kadar her bir saniyesi futbolla, heyecanla doluydu, güzel bir futbol maçıydı. Quaresma bir ayda Beşiktaş’ın sorunu haline dönüşmeyi başardı. Malmö maçındaki kırmızının üzerinden 3 gün geçmeden Trabzon maçına 11 başladı ve devre biterken Ljajic’e pası vermeyip kaptırdığı top kalesine gol oldu. Elbette bu hata yapanın tarafından bakış. Atanın tarafı ise pırıl pırıl. Sosa çizgiden öyle bir orta yaptı ki, Medel’in başının üstünden Rodellega’ya o topu geçirdi, golü hazırladı. Rodallega ve Sosa ikilisi Trabzon’un oyun kalitesini yukarıya çekiyor. Şu an yarıştaki takımlara bakıldığında böyle uyumlu ikili görmek zor. İkinci yarı Caner ve Gökhan’ın girmesi ve Dorukhan’ın nefis performansıyla işin rengi değişti. Onazi’nin kendi kalesine attığı gol fitili ateşledi. Ancak geri dönüşe yetmedi. 90+6’da sahneye çıkan Pektemek, Beşiktaş için her şeyin kötü gittiği bir gecede takımını ipten alarak 1 puanı kurtardı.

Kısa mesaj

Puan sıralamasında 2. ile 9. takım arasında sadece 4 puanlık bir makas var. Bir galibiyet yarışta her şeyi değiştirebilir.

Gecenin sorusu?

Malmö maçında kırmızıyı görüp Beşiktaş’ın elenişine yardım ettikten sonra Quaresma’nın Trabzon maçında 11 başlaması oyuncuya ödül mü, Beşiktaş’a ceza mı?

Maçın starı

Dorukhan aldığı her dakikanın hakkını veriyor. Dün Beşiktaş’ı geri döndüren adamların başındaydı. İlk gol Onazi’ye yazıldı, ama pozisyon ona yazar.

Maçın olayı

İkinci yarıya başlarken Gökhan Gönül ve Caner’in oyuna girmesi.

17 Aralık 2018, Pazartesi 06:30
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu'nun yiğidi o‘’

Sivasspor, Hakan Keleş’le bambaşka bir kimliğe büründüğünü Anakragücü karşısında tescilledi. 5 haftada 13 puan kolay elde edilebilecek bir başarı değil. Ankaragücü’ne karşı geçiş oyununun kitabını yazdılar desek abartmış olmayız. Rakibi çok fazka baskıyla bunaltmadan faulsüz top kazanan Sivas, Robinho ile kozları o kadar doğru kullandı ki, ilk yarıda kazanılan penaltı ve 2 dakika sonra Muhammet’in attığı gol ders niteliğindeydi. İkinci yarıda Erdem’in sakatlanmasıyla mecburi değişikliğe giden İsmail Kartal, İlhan’ı sağ beke çekip Cerci’yi önüne koyarak bir anlamda kendini bağladı. Önde top tutamayan Ankaragücü’ne karşı Sivas en iyi yaptığı geçiş oyununu çok rahat oynadı.

Emre gelişirse...

Emre Kılınç, hızlı yetenekli bir oyuncu. Harika da bir gola attı. Fakat final pası ve gol vuruşlarını geliştirebilirse yakın gelecekte çok rabet gören bir oyuncuya dönüşebilir. Robinho’dan öğrenebileceği çok şey var. Brezilyalı yıldız, attığı goller ve yaptığı asistlerle Sivas’ın temel direği olduğunu gösteriyor. Şu anda ligimizin en akıcı geçiş oyununu oynayan takım Sivasspor’u ve Hakan Keleş’in taktiksel zekasını takdir etmemek mümkün değil.

16 Aralık 2018, Pazar 06:26
YAZININ DEVAMI

‘’‘Yanal'ın oyunu' transfersiz zor‘’

Ersun Yanal ile Fenerbahçe arasındaki ilişki, birbirlerine doyamadan ayrılmış iki sevgilinin yarım kalmış aşk hikayesi gibiydi. Taraftar her zaman vefalıdır, kendini mutlu edeni unutmaz. Nisanda şampiyonluk turu attıran Ersun hocaya ikinci şansı bizzat taraftar verdi.

Rakibi yiyen stoper!

Yanal, nasıl bir kadronun başına geçtiğinin farkında. Sow, Emenike, Kuyt, Webo’lardan; Frey’lere kadar inen forvet kalitesinin de; Emre, Meireles, Baroni, Mehmet Topal rotasyonundan elde sadece yaşlanmış Topal’ın kaldığının da bilincinde. Caner, Gönül’lerden Şener, Hasan Ali’ye gelindiğinin de, Bruno Alves, Egemen gibi rakibi yiyen stoperlerden Neustadter’e gerilendiğinin de...

Yapacak çok işi var

Maalesef Yanal’ı kara bir tablo bekliyor ve tüm şartları bilerek görevi kabul etti. Yapılacaklar listesi hayli kabalalık olacak. Skrtel’in yanına bir Egemen bulmak, bekleri bir üst versiyona geçirmek, merkeze Ekici’yi monte etmek, Slimani’yi hayata döndürmek... Tüm bunları yapmadan Fenerbahçe’nin önde baskıya endeksli, kaotik ama heyecanlı ‘Yanal oyunu’na geçişi mümkün olmaz.

15 Aralık 2018, Cumartesi 07:25
YAZININ DEVAMI