‘’Gerilim Trabzon'un işine gelmez‘’
Ligin en can alıcı, en kritik periyoduna girdik. Artık önümüzdeki maçlara bakma dönemi geride kaldı. Her 90 dakika, hem zirvedekiler hem de alt sırada kümede kalma savaşı verenler için bir final. Doğal olarak bizim futbol gerçeklerimiz paralelinde demeç savaşları da başladı. Özellikle hakemlerimiz de bu duruma çanak tutan işler yapınca ortalık erkenden toz duman oldu. En iddialısından en az iddia sahibine kadar herkes bundan nasibini alıyor. Haliyle Trabzonspor da yani...
Yaptıkları unutuluyor
Bordo-Mavililer belki de polemiklerin merkezindeki ekip. İthamlar, suçlamalar, karşı yanıtlar derken, yeri geliyor Trabzonspor’un özellikle bu sezon lige kattığı rengi unutur duruma düşüyoruz. Oysa ki bu süreci yakın geçmişte bizzat yaşamış camiadan bahsediyoruz. O malum süreçlerde Trabzonspor’un nice yıldızlarla dolu kadroları büyük hayal kırıklıklarıyla çıktı. Her başkan camiayı futbola döndürmek için dünya yıldızlarını takıma kazandırdı ama ne tribünler doldu, ne de istenen sonuçlar ortaya çıktı.
Takımı pamuklara sarmak lazım!
Durum bu kadar sabitken bu kez tamamen futbola dönmüş, camia olarak başarıya kilitlenmiş, buraya kadar da işi çok iyi getirmiş bir Trabzonspor var ortada. Bundan sonrasının da devamının gelmesi için mümkün olduğunca sahada kalınması gerekiyor. Çünkü Fırtına’nın en iyi yaptığı iş sahada. Son dönemlerin en dengeli kadrosu, birleşmiş taraftarı ve tek yumruk olmuş camiasıyla bu yolun sonunun görünmesi isteniyorsa gerilimden mümkün olduğunca uzak durmak, takımı adeta pamuklara sarmak gerekiyor. Bu noktada da en önemli görev elbette yönetime düşüyor.
‘’Kötünün iyisi!‘’
Kötü olan taraf, Trabzonspor’un belki de sezonun en kötü performanslarından birini ortaya koymasıydı. Bordo-Mavililer’i Ankara’da ısıtan ise Sosa’nın penaltısı ve Nwakaeme’nin golüydü. Bu galibiyet en az Fenerbahçe zaferi kadar kritikti. Oyuna o maça oranla 2 değişiklikle, daha hücumcu bir kadroyla çıkan Trabzonspor, ilk yarıda tam tersine bir görüntü içindeydi. Topu rakibe kaptırdı, oyun kuramadı, pozisyon bulamadı. Hatta bir ara hoca Sosa ve Guilherme’yi yanına çağırıp rahatsızlığını bile dile getirdi.
Tek pozisyonda da olsa devleşen Uğurcan’ın ilk 15 dakikadaki kurtarışı olmasa belki bambaşka şeyler konuşuyor olacaktık. Ancak 2. yarıda Trabzonspor müthiş bir baskı kurdu, Gençler’i çıkarmadı, her şeyi denedi ve sonunda şifreyi çözdü. Bu galibiyet, Sivas sınavı öncesinde olması sebebiyle ekstra kıymetliydi. Sonuçta Fırtına’nın mevsime uygun tırmanışı devam etti. Büyük takım refleksi de bunu gerektirir, çok iyi oynamadığınız maçları da kazanmayı yani.
Gecenin sorusu
Trabzon’un önünde şimdi direkt zirveyi etkileyecek bir Sivas maçı var. Kritik sınavlarda pek hata yapmayan Fırtına’da Sörloth’un yokluğuna Hüseyin hoca kiminle çare bulur merak konusu.
Maçın starı
Penaltıdan gelen gole kadar özellikle ikinci yarıda o kadar kritik top çıkardı ki, eğer Gençler’in umutları o dakikalara kadar sürdüyse bunda başrol kaleci Nordfeldt’indir.
Maçın olayı
Sadece Trabzonspor’un değil, belki de sezonun en flaş isimlerinden biri olan Sörloth’un gördüğü gereksiz kırmızı, Sivas maçı öncesinde Bordo- Mavililer’in başına gelebilecek en kötü şeylerden biriydi.
Kısa mesaj
Hüseyin hoca savunma dörtlüsünü bozmamıştı ama o kadar çok top kaybıyla oynadılar ki adeta teknik ekibe gelecek haftalar için değişiklik zemini hazırladılar.
‘’Alternatif çok hedef tek!‘’
Yakın geçmişe kadar kadro konusunda en sıkıntılı takımlardan biriydi Trabzonspor hatırlarsınız. Teknik direktör oyundan memnun değilse ya da maçı tutacak bir hamle yapacaksa arkasını döner kulübeye bakar, oynayanla girecek arasındaki makas açıklığını görünce yüzünü bir endişe kaplardı. Ancak son dönemde kademeli olarak bu durum çok pozitif bir şekilde aşıldı. Eğer bugün Trabzonspor iyi sonuçlar alıyor, değişen futbol varyasyonlarına geçiş yapabiliyorsa bunda o gelişimin etkisi büyük.
Fenerbahçe örneği
Bir örnekle anlatalım. Şu an hala eksikleri olan şampiyonluk adayı Bordo-Mavililer, geçtiğimiz hafta ezeli rakibi ve yarışta çekişeceği Fenerbahçe’yi güzel bir geri dönüşle mağlup ederek haftaya damgasını vurdu. Sahaya çıkan 11’in tartışılacak tek bölgesinin stoper noktası olduğunu zaten belirtmiştik. Şimdi yeni transferlerle o bölgenin de ideale kavuşacağını hesaba katarsak sahadaki hangi Trabzonsporlu oyuncuyu hangi takım kadrosunda görmek istemez. Üstelik Sturridge ve Guilherme gibi yıldızlar da yedekti hatırlarsanız. Daha da ileri gidelim... 11 artı 2’ye iyileşecek Abdülkadir Ömür’ü ekleyin, oynamayan Nwakaeme’yi ekleyin, performansıyla geçen sezona damga vuran ve milli takıma seçilen Abdulkadir Parmak’ı ekleyin... Nasıl bir heyecan uyandırdığını tahmin edebiliyorum Trabzonsporlular üzerinde.
Taraftar da mesajı aldı
Zaten işte tam da bu yüzden kötü sonuçla biten maçlardan sonra bile inanç kaybolmuyor, taraftar da ritmini bulmuş stada koşuyor. Bir kupa maçına giden taraftar sayısını yine yakın geçmişte lig maçlarında bile göremez olmuştuk. Artık tablo bambaşka. İşte bu yüzden ‘şampiyonluk’ ateşi yanmış durumda Trabzonspor’da. Bu arada haksızlık etmeyelim, yedek kaleci Erce’den Yusuf Sarı’ya, Doğan Ertuğrul’a kadar diğer oyuncular da makasın uçlarının açılmasına asla izin vermeyecek isimler. Bu yüzdendir ki Trabzonspor eksik maçıyla ligin gizli lideri ve mevcut kadro yapısıyla da yarışın en büyük favorilerindendir.
‘’Erken döndü ve kazandı‘’
Daha maç başlar başlamaz yenilen gol sonrası toparlanmak, üstelik rakip Fenerbahçe iken hiç kolay değildi. Ancak Trabzonspor usta ayakları ve Sörloth’un bitiriciliği sayesinde maçı 15. dakikada yeniden başlattı. Eğer Fenerbahçe’nin skor üstünlüğü 30’lara kadar sürseydi, Trabzon panik atak hamleler yapabilir, oyun sıkışabilirdi. İkinci yarıda ise Fenerbahçe yüklendi, Hüseyin Çimşir kritik değişikliklerle baskıyı kırmaya çalıştı. Sonuçta Bordo- Mavililer, değeri ileride çok daha iyi anlaşılacak bir 3 puan aldı, özgüven tavan yaptı. Bu arada yıldız sınıfındaki 2 yeni transfer Guilherme ve N’Diaye’nin de ne kadar isabetli transfer olduğu dün açık şekilde belli oldu.
Gecenin sorusu
Hüseyin Çimşir eldekiler ve eksikler düşünülünce en ideal kadroyla sahaya çıkmıştı. Ancak insanın aklına Nwakaeme olsaydı neler olurdu demek de gelmiyor değil.
Maçın starı
Sörloth ne kadar fark yaratan bir oyuncu olduğunu yine kanıtladı. Gol attı, takımı Fenerbahçe sahasına taşıdı. Bunu skordan tamamen bağımsız söylüyorum.
Maçın olayı
Hüseyin Çimşir de tıpkı Ünal hoca gibi çok erken krediyle başladı. Kendisine sonuna kadar güvenmek lazım. Taraftar seviyor, oyuncular seviyor.
Kısa mesaj
Elbette fatura kesmek için söylemiyorum ama Trabzonspor’un en zayıf noktası savunmanın göbeği.
‘’Tehlikeli işler‘’
Ülkemizdeki tablo malum. Önce Elazığ ve Malatya, dün de Manisa ile sarsıldık. Allah beterini yaşatmasın dileğiyle beraber gündelik hayatımız da bir taraftan akıp gidiyor. Bu noktada insanları tüm sınıflarla birleştiren en önemli spor organizasyonu futbol. Ancak yine birleştirme görevinin dışında ayrıştırma söylemlerine tanık oluyoruz. Üstelik bu ayrışma, bu hafta arası hassas iki kulüp Trabzonspor ile Fenerbahçe’nin oynayacağı maç öncesinde oluyor. Net bir şekilde söylemek lazım ki bu gerilim kimsenin işine gelmez. Ne genel futbol ortamının ne de özelinde 2 kulübün. Bu kulüpleri yöneten kişilerin gündelik açıklamaların dışında mutlaka kurumsal bilinci taşıyarak hareket etmesi gerekmektedir. Trabzonspor taraftarının bu noktada üzerine düşen önemli bir görev var. Hafta sonunda tribündeki yerlerini almakla beraber herkes yanındaki arkadaşına, takımdaşına sahip çıkmalı. Çünkü ev sahibi olma durumundan ötürü söylüyorum Bordo-Mavililer bu tip gerilimlerden hiçbir zaman bir fayda sağlamadı. Kentin kimyasını sağlam tutmak tribünlerin görevi.
Transferde son dakika!
Trabzonspor’a dair en çok sorulan sorulardan biri doğal olarak transfer. Takımın ihtiyacının öncelikle bir merkez savunma oyuncusu olduğunun yönetimden teknik heyete kadar herkes farkında. Evet, sayılı saatler kaldı ama yönetim de stratejik davranıyor. Fiyatperformanstan ziyade fiyat uygunluğu dengesi gözetiliyor. Devre arası transferin zorluğu göz önüne alınırsa yanlış mı, değil. Ancak süre bitmeden Karadeniz ekibinin bir transfer yapma ihtimali yüksek. Daha önceki dönemler göz önüne alınırsa bu noktada yönetenlerin kredisi de yüksek.
‘’Bu oyuna yakışır‘’
Trabzonsporlu oyuncular, forma için savaşmanın değerine, her puanın kıymetine inanmış durumdalar. Bunu ilk düdüğü bırakın ısınırken bile anlıyorsunuz. Hüseyin hoca da aynen sahadaki oyuncular kadar heyecanlı, adını yazıp Sosa’nın yanında oynasa şaşırmazsınız. Lakin bir de rakip cephesi var tabi.
Dün ilk 25 dakika son derece kısır döngü içinde geçti, herkes yerini belli etti sadece. Bir sihirli dokunuş lazımdı, onu da hiç sürpriz olmayacak şekilde Sosa yaptı. Usta işi golü sadece tabela değiştirmedi, Paşa’nın dengesini de bozdu. Ardından bireysel güzellikte ama takım olarak atılan 2 gol Trabzonspor’a ligin ikinci yarısında güzel bir başlangıç yaşattı.
Hüseyin hocanın eli transferle biraz daha genişlerse, taraftarın bu ilgisi kötü günde de sürerse Fırtına sonuna kadar eser.
Gecenin sorusu
Takım dün neredeyse ilk kez bu kadar bu kadar az pozisyon verdi. Gelecek takviyeyle Trabzonspor bir sınıf daha atlar mı sizce?
Maçın starı
Kahin değiliz ama bu maçın da yıldızının Sosa olacağı belliydi. Gol atması mucize değil elbette ama Kasımpaşa’nın şifresini açan isim olması değerli. Trabzon mutlaka onunla devam etmeli.
Maçın olayı
Trabzonspor taraftarı mevzuya inanmış durumda. Dünkü maçtaki dolu tribünler ve o tribündekilerin coşkusu, hem Hüseyin hocaya hem de takıma olan inancın bir göstergesiydi adeta.
Kısa mesaj
Hüseyin hocaya kenarda durmak çok yakınmış. Eşofman yerine palto. İyi oyun ve görkemli bir skorla başladı, kredisine kredi ekledi.
‘’Zirve aşkına‘’
Trabzonspor için artık her maç bir final niteliği taşıyor. Her karşılaşma bir derbi her 90 dakikada alınacak puanlar hesaplanıyor. Artık telafinin olmadığı 2. yarıya iyi başlamak her takım gibi Bordo-Mavililer için de çok kıymetli. Ve böyle bir sürece kendi evinde, inanmış taraftarının önünde başlamak elbette Fırtına için ciddi avantaj. Trabzonspor’un Kasımpaşa karşısında elbette bazı dezavantajları var ama avantajlarının çok daha fazla olduğu da bir gerçek.
Sahaya da yansımalı
Öncelikle Trabzonspor Türkiye Kupası’nda yüksek motivasyonla sahaya çıkıp ilk maçta önemli bir fırsat yakaladı. İkinci yarı öncesinde Fırtına’nın durumunu en net göreceğimiz karşılaşma buydu. Sosa’nın ve arkadaşlarının iyi bir hazırlık dönemi geçirdiği muhakkak. Halen eksikler yok mu, elbette var. Zaten öyle olmasa yönetim halen transfer arayışı içinde olmazdı. Bu eksikler giderildikten, sakatlar tam olarak hazır halde takıma döndükten sonra Bordo- Mavililer, ligde favoriler arasında fark yaratabilir. Ancak şu an için hepsi kağıt üzerinde. Bunun yeşil zemine de yansıması şart. Ve asıl yarış da bugün Kasımpaşa önünde başlıyor.
Bu istatistiğe dikkat
İlk yarıda en başarılı isimlerin başında kaleci Uğurcan geliyordu. Başarılı performansa rağmen ikinci yarıda Uğurcan’ın bazı maçları kurtarması lazım. Lakin Karadeniz ekibi, ilk yarıda ilk 3 arasında en çok gol yiyen ekip durumunda.
Ön plana kim çıkar?
Trabzonspor hem Karaman döneminde hem de şimdi Çimşir sürecinde 1.5 teknik direktör ile oynama avantajına sahip. Kenarda hoca, sahada Sosa. Arjantinli, birçok maçta olduğu gibi yine Trabzon adına sahanın en flaş ismi olacak.
Kısa mesaj
İkinci yarıya iyi futbol ve görkemli bir skorla başlamak kadro rekabetini, özgüveni ve Hüseyin hocanın kredisini arttırır.
‘’Hüseyin hoca başarır...‘’
Biraz yakın geçmişe gidelim. Ünal Karaman’ın ‘8’ numaranın geliş günlerine. Herkes Ahmet Ağaoğlu yönetimine yüklenmiş, “Kariyerinde ne var, nasıl Trabzonspor teknik direktörü olur!” demişti. Ama unutulan bir şey vardı. Ünal hoca soyunma odasındaki kokuyu, taraftarın bakışını, oyuncunun adımını bilirdi. Eskiden kimler geldi, geçti, profesyoneldi, ancak Ünal hoca Trabzonlu olmasa da tıpkı Mustafa Reşit Akçay, Hami Mandıralı gibi ‘amatör’ ruhla severdi. Şimdi bu paraların döndüğü ortamda amatörlük mü kaldı dediğinizi duyar gibiyim. Kaldı. Bu adamlar para konuşmaz. Bu adamlar arabadaki hava yastığı gibidir, ölür, öldürmez. Taraftar niye ‘efsane’ der, işte tam da bu yüzden.
Kalitesi tartışılmaz
O dönem yönetim Ünal hocaya sahip çıktı, arkasında durdu. Ancak sonrasında hâlâ iki kişinin bildiği durumlar var ki buralara gelindi. Lakin vakit yas tutma zamanı hiç değil. Ünal hocanın önünde yepyeni bir teknik adamlık kariyeri var. Trabzonspor’un önünde ise şampiyonluk yarışı. Hüseyin kaptan ‘5’ numara başarır mı sorusuna gelince... Sokağından, çay ocağına kadar Trabzon’u ezbere bilir. Trabzonspor sevgisi tartışılmaz. Kendisiyle eski tanışırız, kalitesi de tartışılmaz. Teknik adamlık konusuna gelince... O da hem kendisi hem de Trabzonspor için yeni bir sayfa açabilir.
Taraftar sahip çıkmalı
Burada Hüseyin hoca kadar yönetime de iş düşüyor. Onu asla tartıştırmamalı. Geçen gün verilen pozu sık sık tekrarlamalı ki, taraftar da tartışmamalı. Yine, “Top 3 direği geçmezse...” dediğinizi duyar gibiyim. Öyle durumlarda kralı duramaz, duramadı ama biraz şans ve değer vermek lazım. Madem böyle bir yola girildi, taraftarın da Ünal hocasını saygıyla anarak Hüseyin hocasına sahip çıkması gerekir.