Arama

Popüler aramalar

‘’Hızlı ve efektif‘’

Galatasaray yüksek baskıyla, kendi standartında oyuna başladı. Ancak Hakan Özmert’in buna karşı çıkıp driplinglerle mesafe kat etmesi Galatasaray’ın bildik iç saha oyunundan yavaş yavaş kopmasına sebep oldu. Fernando’nun yokluğunda Galatasaray’ın dönenleri toplayıp hemen oyuna sokması zorlaşıyor. Onun dengi kadroda yok. Burada Galatasaray ön alan oyuncularının da birbirlerini anlamakta zorluk çektiklerini söylemek lazım. Donk oyuna girdikten sonra, tabii Bülent hoca da risk almaya başlayınca oyun, dönenleri toplamaktan çok mesafeyi hızlı kat etme gereksinimine yol açtı. Muslera kritik kurtarışlarla direnç noktası oldu. Galatasaray da 2. en iyi bildiği işi yapmaya başladı. Feghouli ve Onyekuru’yu iki kanattan hızlı ve efektif kullandılar. Bu da yetti.

Gecenin sorusu

Hafta içi Muslera’yla vedalaşma haberleri sonrası bu performans... Onu yollamak kolay mı?

Maçın starı

Direnci ortaya koyan Muslera. İlk ateşi o yaktı. Uzun süredir sallanan performansına bir dur dedi. Her türlü şutta etkiliydi. Reflekslerini tamir etmiş uyanık bir ustaydı. Bu olunca Galatasaray’ın performansı katlanıyor.

Maçın olayı

Diagne ilk yarıdaki dar alan oyununda eliyle düzeltip soluyla vurduğu şut ve Feghouli’nin golünde verdiği pas dışında kayboldu. İkinci yarıdaki geniş alan oyununda ise faydası stoperleri oyalayıp arkadaşlarına alan açmasıydı.

Kısa mesaj

Emre Akbaba’ya bir pozisyon bulmak lazım. Vasatlığa da mahkum etmemek. Bu yazın görevi bu olacak.

12 Mart 2019, Salı 05:53
YAZININ DEVAMI

‘’Kalite kazandı‘’

İlk yarıda Elijf ve Jailson sürekli çıkarken panikle yaptıkları top kayıpları bir taraftaydı. Diğer tarafta her pası garanti kullanan İrfan ve Emre... Merkezler toplam kaliteyi belirliyor. Başakşehir’in merkezi kendi takım ortalamasının üzerinde bir pas işlerliğiyle ortalamayı yükseltirken, Fenerbahçe’nin dip noktası merkeziydi. Ev sahibi oyunu domine etti. Gole kadar direkt oyunla, golden sonra topu tamamen ele geçirip sahaya yayılarak. Ekici’nin oyuna girişi sonrası Zajc’ı da önde tutarak geniş alanda topa sahip olan Fenerbahçe oldu. Slovak 3 net pozisyondan birini içeri vurabilse Soldado’un golü sonrası öne geçmek de mümkün olabilirdi. Ya da Dirar sahada olup Beşiktaş maçındaki gibi damgayı vursa. Bu olmayınca yine kalite iş yaptı. Robinho, Visca, Mossoro paslaşması acelesiz bir ustalıkla Napoleoni’ye golü attırıp az çabadan yüksek verim almayı bildi. Kalite kazandı.

Gecenin sorusu

Fenerbahçe’nin yediği ilk golde, devre arasında kadroya giren Tolgay, Volkan ve Serdar, yıkıcı ve kombine bir hata dizisine imza attı. Takviyesinin bile yararı tartışmalı.

Maçın starı

Belirli bir yıldızdan bahsedemeyiz. Kombine, güvenli ve ustaca bir oyun, belirsiz, savruk bir oyun karşısında öne çıktı diyebiliriz. Belki kendilerine gelen pozisyonları değerlendirebilseler Zajc ve Robinho bu unvanı alabilirdi.

Maçın olayı

Attamah ilk yarıda Serdar’ın yerine oyuna girdikten sonra penaltı noktasından bakmadan verdiği kafa pasında etrafında 3 Fenerbahçeli oyuncu vardı. 2. yarıda daha korkuncunu yaptı. Eprueanu’nun önemini anlamak için bu bile yeter.

Kısa mesaj

Tekrar ediyorum. Fenerbahçe önümüzdeki yaz orta sahasını mutlaka baştan aşağı değiştirmeli.

10 Mart 2019, Pazar 09:19
YAZININ DEVAMI

‘’Oyuna hakim olamadı‘’

Galatasaray’ın geri dörtlüsü ligin ilk yarısında yoktu. Üstüne önde bu ekibi toparlayan Fernando da... Bu yapı içinde Marcao, en kötü oyununu oynadı. Nagatomo ve Mariano’yla oyunu iyi kuran takım bu kez Emre Taşdemir ve Semih’le, bu seviyeyi oynamayı unutmuş iki oyuncuyla yama yaptı. İşlerin özellikle sol kanatta normal gitmemesi normal. Eğer asıl yeri olan o kanadı Obertan kullansa iş daha da kötüye gidebilirdi.

İkinci yarıda Linnes oyuna girince oyun boyun uzadı ama Galatasaray ceza sahasına inmeye başladı. Diğer taraftan orta sahasız git gelli bir oyuna döndü. İbrahim Akdağ kesicilik ve organizasyondaki mükemmeliyetinin yarısını son şut/pas tercihlerinde yapsa maçın yıldızı olabilirdi. Galatasaray’ın onca hücumcuyla maçı alamaması sorgulanabilir. Ama asıl sorgulanması gereken oyuna hiç hakim olamayışlarıydı.

Gecenin sorusu

Obertan sağ kanatta oynasa daha az yorulup daha çok iş yapmaz mı?

Maçın starı

İbrahim olabilirdi, değerlendiremedi. Sistem içinde bir oyuncuyu rolüye bu konuda aday gösteremek kolay değil. O yüzden Rashad Muhamed’i attığı komple golle buraya layık görmekte bir sakınca yok.

Maçın olayı

8 puanlık fark, bu kadar önemli maç varken, hele de iki takım karşılaşacakken kapanmaz değil. Ancak iki takım arasındaki oyun farkını kapatmak zor. Galatasaray coşkusunu artırırsa, camiasız rakibini baskı altına alabilir. Gelecek 2 hafta çok önemli.

Kısa mesaj

Erzurum evinde oynadığı en iyi maçı oynamadı. Ama bu bile neredeyse galibiyete yetebilirdi.

04 Mart 2019, Pazartesi 06:27
YAZININ DEVAMI

‘’Rize tebriği hak etti‘’

İlk yarı Beşiktaş maçının devamı olarak görülebilir. Fenerbahçe 3. dakikada golü yemesine ve Okan Hoca’nın harika kurgusuna rağmen baskıdan çıkıp özellikle Valbuena üzerinden bir oyun kurdu. Kanadı kullandığında etkili oldu. Göbekten yine giremedi. Fenerbahçe orta sahasını bir türlü istediği gibi kurabilmiş değil. Tolgay’ın katkısı Benzia’dan ya da Jailson’dan farklı değil. Tek pas oynamayı ikisinden de iyi biliyor belki ama Fenrbahçe’ye bu yetmiyor.

Ceza sahasına ulaşan iş yapacak bir usta lazım. 2-1’e geldikten sonra ikinci yarıda bir eksik olmayı Saadane/Nakoulma değişikliğiyle kapadılar. Tabii Vedat Muriç’in 3 kişilik oyunuyla. Önde durdular. Savunmadan dengeli, kalabalık ve hızlı çıktılar. Orta sahada fazla kalmayı bildiler ve maçın en iyi organzisyonuyla 2-2’yi buldular. Aminu biraz daha dayanabilse belki fazlasını da bulabilirlerdi. Fenerbahçe’nin boyunu uzattılar ve çok zorladılar. Bir penaltı golüne yenilen bu oyun her türlü tebriği hak ediyor.

Gecenin sorusu

Volkan 2. yarıda Aminu markajdayken çıkarken acaba ne düşündü? 5 santimle kırmızıdan kurtulduğunu görünce ne düşündü ya da?

Maçın starı

Vedat Muriç topu kolay vermedi. Takımının çıkışlarında zaman kazandırdı. Kafasını kaldırıp oynadı. 360 dereceyi harika kontrol etti. Tek hatası Serdar Aziz’in golünde hafif kalışı oldu. Ancak 2. goldeki asisti sanırım bu açığı kapatır. Sağlam, güvenilir ve beceriliydi.

Maçın olayı

Fenerbahçe orta saha göbeğinden bağımsız oynuyor. Beşiktaş maçında ilk yarı dökülmelerine rağmen Yanal 2. yarıya merkezde değişiklik yapmadan başladı. Takım çoştu. Dün de sistem tersine işledi. Böyle zor oluyor.

Kısa mesaj

Seneye orta sahayı yeniden yapmak gerekecek.

03 Mart 2019, Pazar 09:28
YAZININ DEVAMI

‘’Bu hataların tarifi yok‘’

Hatayspor’un takımı bu kadar iyiyken zemini bu kadar kötü tutabilmesi nereden baksan enteresan. Topa hükmetmeyi, alana iyi yayılmayı bu kadar iyi bilen bir takım için bu potansiyelini tam kullanamamak demek. Neredeyse hiç orta yapmadan kale içine gitmeye çalışmak için en olmayacak zemin bu. Galatasaray açısından da bu zemin sorun oldu. Oyunu soğutup pas yapmak konusunda as 11’inde bile sorun yaşayan Galatasaray için şartlar özellikle 2-0’ı yakaladıktan sonra oldukça zorlaştı. Ancak bundan daha fazla hata yaptılar. Emre Taşdemir’in kalitesini gösterdiği ilk bölümde attırdığı iki gol harikaydı. Selçuk’un takımı yönetmede eski günlerine yaklaştığını da söylemeli. Ama Caner oyuna girdikten sonra Galatasaray savunması dağıldı. Ne Mariano’yu destekleyebildiler ne göbeği doldurdular. Muğdat’ın kaçırdığı iki golde işlerini zorlaştırdı. Hatay yüreklendi. Ve turun kapısını yarı yarıya açtılar. Böyle bir geri dönüş alt ligden bir takım için olağanüstü. Ne kadar tebrik etsek az. Galatasaray’ın savunma hatalarının ise tarifi yok.

Gecenin sorusu?

Galatasaray ne zaman kontrollü bir set oyunu oynayacak?

Maçın starı

2. yarıda oyuna girip sol kanadı istediği gibi kullanan Caner. Sanki Nou Camp zemininde oynar gibi kontrollü hızlı ve iş bitiriciydi. Galatasaray’In savunma hataları ve 2. penaltıdaki yanlış hakem kararı bir yana oyuna damgasını vurdu.

Maçın olayı

Galatasaray savumasının 2. yarıdaki oyunu 2-0’ın verdiği rehavetle açıklanamaz çünkü o zaman en azından 2- 2’den sonra bir kendine geliş olmalıydı. Her ne kadar 2. penaltı kararı hatalı olsa da Semih’in adamını bu kadar kolay kaçırıp şut şansı tanıması ilginç

Kısa mesaj

Her zaman söylediğimi tekrar edeyim. Deplasmanda atılan gol kuralından futbol dünyası vazgeçmeli. Oyunun tüm kimyasını etkiliyor. Sadece bunun dezavantajını yaşayan için değil, avantajda olduğunu düşünen için de.

28 Şubat 2019, Perşembe 06:14
YAZININ DEVAMI

‘’Ne dönüş ama‘’

İlk 25 dakikada sadece Dorukhan Fenerbahçe’nin baş edemediği bir pres gücüydü. Tolgay ve Topal’ı Güven’in yardımıyla kullanılmaz ve takımları için zararlı hale getirdiler. Gökhan Gönül’ün çıkışları, Moses’ın takip edememesi sebebiyle hep tehditkar oldu. Bunların üzerine Burak ve Kagawa’nın ekstra oyunları gelince ilk 25 dakikada sadece kalite değil, seviye farkı oluştu. Başka liglerin takımları gibiydiler. Bu dönemde Fenerbahçe’de hiçbir uyumlu ikiliden bahsedemeyiz ama Beşiktaş birden fazla üçgen kurabildi.

Ersun Yanal 20. dakikada orta sahanın tamamını değiştirse kimse bir şey diyemezdi. Risk aldı. Orta sahayı değil oyunu en enine genişletecek ön alan değişiklikleri yaptı. Ayew ve Valbuena’yla çizgiden çizgiye genişleterek orta saha baskısını kırdı. İşler tersine döndü. 3-0 yenik ve dağılmış takım Beşiktaş gibiydi artık. Sonra 11 dakikada gelen 3 gol. Burak’ın direkten dönen topuna rağmen Fenerbahçe için fazlası da mümkündü. Ne başlangıç ve geri dönüş ama...

Gecenin sorusu

İlk yarı planlamasıyla Şenol Güneş mi, orta sahayı değiştirmeden istediğini alan Ersun Yanal mı? Kim kazandı? Ya da kim kaybetti?

Maçın starı

Kagawa top daha ayağına gelmeden en uygun opsiyonu buldu. Bu arkadaşlarını da hareketlenmeleri konusunda hep itti. Opsiyon bulmadığında topu sakladı faul aldı. Fenerbahçe’de ise en yararlı oyuncu Dirar’dı diyebiliriz.

Maçın olayı

Devre arasına girdiğinde Beşiktaş için durum bir derbi galibiyetinden fazlasıydı. Fenerbahçe için de yenilgiden çok daha fazlası. Yanal bu sezon ilk kez yaptığı değişikliklerle oyuna damga vurmakla kalmadı, Güneş’i taktik masasında yenebildi.

Kısa mesaj

Fenerbahçe deplasmanlarda 5 gol atabilmişti. Derbide 3-0 yenikken 3 gol attı.

26 Şubat 2019, Salı 06:28
YAZININ DEVAMI

‘’Hikayeler ayakta tutar‘’

Bu baskı oyununun, ona en çok direnen oyuncunun korkunç bir hatasıyla 3 puanı alışı üzerine efsaneler yazılır. Ve böyle bir hikayeyle gelen geri dönüşün sonunun nereye varabileceğini de son yıllarda çok kez gördük. Rakip Başakşehir için ise neredeyse anlatılabilecek hiçbir hikaye yok. Bazen sizi hikayeleriniz hayatta tutar. O hikayeler koca bir tarihi oluşturur çünkü. Galatasaray’ın dün oynadığı ilk yarı son haftalarda pasla gol bölgesine inen takım olmaktan orta yapan takım olmaya dönüştü.

Bu zemin ya da Mitroglou’nun varlığıyla bir seçim miydi? Yoksa Ndiaye topu geç oyuna soktuğu için Feghouli ve Onyekuru’nun markajdan kaçamaması sonucu bir zorunluluk muydu bilmek zor. Ancak Selçuk oyuna girip takımı yönetmeye başladıktan sonra baskının daha da sıkılaştığı bir gerçek. Biraz olsun pasla kale içine girmeye başladı ev sahibi. Golü bu yolla bulmasalar da Lukac’ı maçın kahramanı yapmak üzere olan pozisyonlar çıktı. Dedim ya hikaye başka türlü yazıldı. Kahraman olacakken en büyük hatayı yapan oldu.

Gecenin sorusu

Selçuk kendisine yeni bir oyun buldu mu? Sanki öyle...

Maçın starı

Lukac diyecektim. Maçın adamı olmayı hâlâ hak ediyor ama yıldızı değil. Oyunu Donk değiştirdi. Mitroglou bitirdi. Ama maçın en iyisi, neredeyse hatasız oynayanı Cocalic’ti.

Maçın olayı

Lukac’ın korkunç hatası sadece zirve mücadelesini canlı tutmakla kalmadı. Büyük kaosa yol açabilecek bir santrfor transferi tartışmasının da önüne geçti. Golde Donk’un kredisini unutmamak lazım ama Lukac’ın çıkışını da anlamak mümkün değil. Büyük ihtimalle çıkıp oyunu bitirmek istedi. Bitti ama onun planladığı gibi değil.

Kısa mesaj

Terim’in ilk planı Mitroglou, Feghouli’nin pasını gol yapsa sorunsuz işleyecekti. Olmayınca deişiklikleri işi düzeltti. Selçuk ve Donk oyunu değiştirdi.

25 Şubat 2019, Pazartesi 06:33
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe için zor yok!‘’

Fenerbahçe’nin savunma kanatları ilk iki golde tersten gelen ortalarda rakiplerine ezilerek müdahalesiz kaldılar. Daha sonra oyuna giren İsmail de dahil olmak üzere hücumda rakip savunmayla birebir kaldıklarında neredeyse hiçbir seferinde çalım atıp çizgiye inmeyi düşünmediler. Böyle olunca zaten net bir santrforla oynamayan, hücum orta sahalarını ceza sahasına sokmayan Kanarya topa sahip olduklarında dahi akın bitiremedi. Sonuçta 2-1’le avantaj bizdeyken dahi kontra yiyen biz olduk.

Fenerbahçe topa sahip olmalı çünkü sahip değilken her diagonal orta ters tarafta bekler üzerinde gol tehlikesi oluşturuyor. Sahip olduğunda ise maalesef rakip yukardaki sebeple tehdit hissetmeyip kontra kovalıyor. Bu durumun finali de kaptırılan bir top, yetişemeyen stoperler, yetişen Topal’ın ayaklarının yetmeyişiyle gelen eleniş golü. Bu Zenit’e elenmek gerçekten zordu. Ama bu sezon Fenerbahçe için zor yok.

Gecenin sorusu

Sadece lig kaldı. Konsantrasyon, odaklanma mı olur yoksa tersi mi?

Maçın starı

İranlı genç Serdar, Fenrbahçe’nin Dzyuba’ya odaklanmış stoper ikilisinin başına bela oldu. Fenerbahçe ceza sahasına en fazla 1 oyuncuyu sokabilirken, Zenit onu ekstra mikser olarak çok iyi kullandı. Harun’un direncini kıran da o oldu.

Maçın olayı

2-1’de skor yeterken topa da sahipken bu kadar kontra yiyebilmek Fenerbahçe standardında değil, Lüksemburg amatör kümede bile kolay rastlanır bir durum değil. Ali Koç sezon sonunda köklü değişiklikler yapmak zorunda. Sadece oyuncu kadrosunda da değil.

Kısa mesaj

Fenerbahçe kadrosunun en az yarısını değiştirmek zorunda. Özellikle savunma kanatlarının tamamını.

22 Şubat 2019, Cuma 06:29
YAZININ DEVAMI